5 ÇA N Z N, af — oe ZZ Macarları bir kere daha 'yendik Yazması benden : ( — A ikincr zaferi!.. Dün Macaristanm Seged takımma karşı ikinci güzel zaferi kazandık. Bir gün evvel Galatasaray—Be- Şiktaş karışık takımına 3—1 mağlup olan Macarlar, Fener—Güneş karışık fakrmının genç oyuncularının enerji- Sİ karşısında, dün de ayni derece ile Mağlup olmaktan kurtulamadılar. , Macar takımır ne kadar kötü olur: SA olsun, Orta Avrupanın bir profu[ Yönel takımına karşı, bizim gençlerin | kazandıkları bu iki galebe, futbolu | muz için çok memnun olmağa değer bir hâdisedir. ...» Dünkü oyunun teknik kretiği, leW Men de bir gün evvelkinin aynıdır | dense yeridir. * — Macarlar, uzaktan şüt atabi-| len fakat kale önünde görülmemiş beceriksizlikler yapan forlarıyle, ka- le önüne gelen topları bir türlü uzun | Vuruşlarla uzaklaştıramıyan ve bu Yüzden hep gol yiyen müdafaaları Yüzünden iki maçta da bu kadar bü- Yük bir farkla yenildiler. * — Bizim genç çocuklar dün de hakikaten canla başla, ve atletik ka- bilyieti bizden fazla olmasına rağ- Men rakiplerini nefes aldırmıyacak kadar enerjik bir oyun — oymnayarak :m münasiyle haklı bir netice aldı- K * — Oyun üzerinde en fazla tesi- Tini gösteren de şu oldu: 4 Macarlar ne kadar ferdi oynadı- larsa, bizim takrm da o kadar - bera- ber, tam bir takım oyunu oynadı. Ve öyle zannederim ki bize galebeyi ha- zırlayan en mühim nokta da bu oldu.| * — Bizim sol açık biraz becerikli Oynasa, Macar kalecisinin de fevka- lâde oyunu olmasaydı, misafirleri- Miz Türkiyeden daha ağır mağlubi- Yetle ayrılabilirlerdi. . . » Son olarak şunu da söylemek - is- im: Organizetörlerin buraya getirdiği fakımlar pek kuvvetli şeyler- olmasa hile, son zamanlarda aldığımız - neti- €tler bizlere şunu ispat etmiştir; Bugün gençleşmiş bulunan Türk Macarlar —dün Fenerbahçe - Güneş muhtelitine karşı ikinci ve son maçlarını da 3 - 1 mağlübiyet- le bitirdiler. Bu suretle Macar pro- fesyonel liki — dördüncüsü ve iki hafta evvel Macaristan şampiyonu Uypeşt takımımı yendiği söylenen meşhur takım, iki maçta — cem'an yekün 6 tanecik golle memleketine Bize hatıra olarak bıraktığı iki gol de maelesef kendilerini uzun müddet hatırlatacak nefasette de- ğildir. Bunlardan biri Mehmed Alinin boks yapmak sevdası yü - zünden oldu. İkincisi de hâlâ sebebini anla - madığım garib bir pen altıdan... Macarlar bu sefer sahaya kır - mızı beyaz — çizgili — formalarla çıkmışlardı. Maç başladığı zaman Fener - Güneş karışık takımının şu şekilde dizildiğini gördük: Bedit, Yaşar, Faruk, M. Reşad, E- sad, Reşad, Rebii, Fikret, — Rasih, fatbolü son dört be: seneye Şaben, Naci. * tm bi ten ilulcııiıtl,r. Ve Lk:;::':: Şunu M aözleyylim Ki M Hebilere karşı bir tek Galatasaray— | SOK zevksiz ve heyecansız geçti. O- muhteliti çıkarılırken, bugün| yuna kâh muhtelit, kâh rüzgâr ha- Türk futbolü tamamen genç ve yeni| kim oluyordu. OYunculardan müteşekkil, kuvvetli| — Birinci haftaymda rüzgârı leh - “13) hattâ 4) mükemmel takım çıka-| lerine alan Fener - Güneş muhteli- K Tabilecek vaziyette bulunmaktadır... | ti iyi bir oyun çıkardı. Ve Macar | İ Gene de söylüyorum: Bu İki zafer,| kalesine üç gol attı. ! ğ 'Eı. larınm fena oyunundan ziyade Goller şöyle olmuştur: &z iyi oyunumuz sayesinde kaza-| — Birinci gol: 8 inci dakikada Na- L Tatır. cinin mükemmelen ortaladığı topu ' İzzet Muhittin APAK — | Rasih beklenmez bir şütle ağlara ğ taktı.. Z İkinci gol: 28 inci dakikada Na- ğ M cinin attığı korner neticesinde ka- le önünde bir karışıklık oldu. —A- BO yaktan ayağa dolaşırken — tekrar 1 ğk; Rasih tarafımdan gole çevrildi. Üçüncü gol: Gene bir kornerde 4 36 mcı dakikada Naci mükemmel Maçları Üszarmztanı ne düştü. Fikret hiç kimsenin kı - - mıldamasına bile vakit bırakma - 'hnü" yapılan | iandemirgibi bir şüt çekti ve to - AULN meam S ı ve Tüzgâr gitti <i Fesimleri Sncl | "”rdu Bilhasa iki bunun neticesinde çok tatsız oldu. Gemileri baştan kara ettirebilecek şiddette olan rüzgâr tozu dumana katarak topu alıp — götürüyordu. l Sayfamızda Rasih, Macarların meşhur kalecisine, çok uzaktan attığı ilk golün, güzel şütünü çekerken 1rekarşı 3 Fenerbahçe - Güneş karışık takımı da dün bu neticeyi ald güzel bir kurtarış yaptı. Fakat ha - kem Şazi Tezcan her nasılsa bu - X rada bir pen altı gördü. Ve Macar- lar da şehrimizde yedikleri 6 gole ıSıxdi Karsan digor ki: Futbolümüzü pek düşük görmiyelim Dün içimi kemiren bir şüphe bu- gün artık tamamiyle zail olmuş - gi- bidir. Macaristan dördüncüsü Sege- din güösterdiği iki oyundan sonra Ma- earistanda futbolün düşmüş olduğu- na katiyetle hükmedebiliriz. Zaten son zamanlarda Macarların İsviçre- lilere, Fransızlara ve İsveçlere karşı uğradıkları ağır mağlubiyetlerde esa- sen bunu bize ihsas ediyordu. Şimdü gözümüzle gördük Inandık. Diğer taraftan bir hakikat olarak kabul etmemiz lâzımgelir ki Türk futbolculuğunda da mahsus derece- de bir terakki vardır. İki ay evvel A- vusturya dördüncüsüne karşı muvaf- fakiyetli bir oyun gösteren, — biraz sonra Yunanistan şampiyonunu ye- nen, evvelki gün ve dün de Macar profesyonellerini hezimete uğratan Türk gençleri çüphe yok ki futbolda ileriye doğru gitmektedirler. Evet daha henüz bir Bekir bir Zeki aya- rında oyuncu görülmüyor. Fakat is- tikbal için ümitler belirmektedir. Türk futbolü bugün takım halinde bundan sekiz on seneye nazaran d-. ha iyi bir oyun çıkarmaktadır. Spor- da terakki edilip edilmediği sporcu- ların ferdi kabiliyetleri ile ölçüldüğü gibi sporcu adedinin çoklüğu ile de mukayese olunur. Eskiden İstanbul- da ancak bir esaslı muhtelit futbol takrmı çıkarılmasına imkân görülebi- lirken bugün hemen hemen ayni kuv- yette üç muhtelit çıkarılabilir. Ve bu muhtelitler do Avrupanın kuvvetli takımlariyle çarpışmuış olsalar dahi bir zamanlar olduğu gibi on iki sıfır, on sıfır mağlap olarak sahayı terket- miyeceklerinden eminim. Şimdi maçın tahliline gelelim: Ço cuklar gene ateş gibi oynadılar. Can- “arını dişlerine takarak şiddetle es- mekte olan rüzgâürm altında 45 daki- ** kalelerini karış karış müdafaa et- tiler. Rüzgârla beraber olunca da is- tifade etmesini bilerek üç adet nefis gol yaptılar, Yalnız kendilerine bu- rada verilecek iki nasihat — vardır. Rüzgârla beraber oynadıkları zaman açıklara verilen pasları — —bilhassa Bağ açığa— rüzgürı hesap ederek at- tmıyorlardı. Bu sebeple top fazla ha- valanıyor ve açığın yetişemiyeceği kadar hızlı gidiyordu. Rüzgârın altı- na düştükleri zaman da yerden oyna- mak Tâzımgelirken ekseriyetle — topu havalandırdılar. Müselles paslarla i- © mukabil kendi ayaklariyle attık - ları yegâne golü bu şekilde kaza- | nabildiler. " Takım hakkmdaki fikrim dü - | nün aynidir. Muhtelit değil, bu ta- | kımı ayrı ayrı Fenerbahçe de, Ga - | latasaray da, Beşiktaş da yenebi'- Yazıyı bitirirken bir noktaya işaret edeceğim: Dışarı memleketlerden avuç do- lusu paraya mukabil zayif takım - lar getirtileceğine kuvvetli takım- lar getirtilmelidir. Bu suretle fut- bolcularımız, bir taraftan da fut - bol bilgilerini yükseltirler, halk da zevkli oyunlar seyreder. Aksi halde bu — şekilde devam ederlerse evvelisi gün, ve dün ol - duğu gibi hem saha seyircisiz ve boş kalır, hem kendileri — paraca ziyan ederler, hem futbolcularımız n boş yere koşup yorulmaktan başka seyrek oluyordu. Tamamiyle mü - | hir şey kazanamazlar, hem de se- dafaaya çekilmişlerdi. yircilerin zaman zaman esnemek- Öy öylece 40 ıncı dakikaya | ten çeneleri yorulmaz. kıdı'ı".m Mko &L ğ Muhtelit kalesi bunun neticesinde bir çok tehlikeler atlattı. Fakat Bediltnin, Yaşarın gayreti, ve Macar forvetlerinin acemilikle- ri gole imkân bırakmıyordu. Muhtelit takım akınları da çok M. S. ece 40 40 mmcı dakika Bedii sadayn « —.. varuamu Ze TERERERARAEE . <i L Macar sol içinin, kaleye Y—5 metre kadar yaklaştıktan sonra netice ver- miyen bir hkücumu. Cafer görüşünden: Dünkü maç Bir gün evvel 3—1 Galatasaray—) Beşiktaş muhtelitine mağlup olan “Seged, Macar takrmı dün de aynı sayı adediyle Fener—Güneş muhteli- tine yenildi. — Futbolde nisbet kurmak, muka- yese ile bu takım zayıf diğeri kuvvet- li diyebilmek ve bir iki oyun için hak yemeden kanaat notu vermek olduk- ça müşkil bir meseledir, — — — Seget takımı zayıf mıydı? Bi- zim çocuklar mı çok iyi oynadılar? 'Takımların haleti ruhiyesini tetkik etmeden, oyunadıkları oyun şeraltini lâyıkiyle araştırmadan kritik yürüt- mek doğru olmıyacak, 1 — Bir gün evvel Macarlar 3—1 Galatasaray—Beşiktaş — muhtelitine mağlup oluyorlar. Fener — Güneş muhtelitinde biz de onları yenebili- riz kanaati hâkim, birinci ruhi avan- taj. 2 — Çayır sahada oyun oynamağa alışmış Macar takımı sert bir toprak- | ta maç yapıyor, bizler için <2) ind[ avantaj. 3 — Birinci kısımda şiddetli bir rüzgür altına düşüyorlar, toz, toprak ve fırtınanın tesiriyle top kontrolu ve oyun kurmak, yürütmek imkânı münselip —lehimize (3) ünell avan- taj. 4 — Oyun başlar başlamaz Fener— Güneş muhtelit santrforunun şahsi ve yerinde müdahalesiyle çok şiddet- Ni bir şütü birinci gol, gene bir müd: det sonra ayni oyuncu ikinci golü ve devre sonlarına doğru kornerden ge- len topu âkibeti ne olacağı belli değil gibi gözükürken sol insaidimizin ye- rinde Üçüncü golü Macarları hayli sarstı. Aradaki bu 3 mühim gol far- kmı telâfi etmek benim diyen takrm: ların haret değil, İşte Macaristanın — profesyonel (4) üncüsü “Seged,, takımının Fe ner — Güneş muhtelitine mağlup ol ma farafları. Bunları yazmakla birinci devrede (Devamı 8 incide) 'A. Cafer lerlemek, oyunu bu süretle açmak - i- cap ederken cenahlara uzun pas ver- rrek istediler rüzgür buna mani oldu. Muhtelit takımın tarzı teşekkü- lünde de bazı hatalar göze çarpıyor- Ydu, Fikret mükemmel bir açık oyun- yeusudur. Bunu böyle bilerek onu in Bgaide koymamalıdır. Kıymetinden ya- Jrr yarıya kaybediyor. ! Ayağına hâkim ve şuurlu bir oyun- ycu olan Esat da boyunun kısalığı dolayısıyle merkez muavinlik vazife- sini cenah hafbeklikde olduğu kadar beceremiyor. Açıklarda aranılacak başlıca va- sıf, sürat, mukavemet ve ayağa hüki- miyet olduğuna nazaran bu ülç vasıf- tan yalnız bir tunesine —ayağına hâ- kimiyete— malik olan Rebif de bu yüzden aksıyordu. Macarlar hakkındaki fikrime ilâ- ve edilecek yeni bir şey yoktur, Geli- gi güzel oynuyorlar, Dün de kale Ö- münde bir çok fırsatlar kaçırdılar, Şüt çekmek lâzrmgelirken mâünasız yere topla oynadılar. Pasla ilerlemek daha doğruyken 30—l0 metreden şüt çektiler, Asabiyete kapılarak profes- yönelliğin bütün çirkin hilelerine te- vessül ettiler velhasıl herkeste fena bir intiba bıraktılar, Oyun sert esen rüzgâr dolayısıyle ilk maç kadar zevkli olmadı.. Sadi KARSAN,