— — Yazan: KADiIRCAN KAFLI ue BİR HATIRA... Piyale bey altmış gemi ile Ça - nakkale boğazından cıkmıştı. Na- varinde Turgut Reisle diğer le- vent kaptanları da onunla buluştu- lar ve Mesinaya doğru yelken açıldı. ' Hüsmen Reisin Mesinaya yap- | — tiği baskını Turgüt da duymüştü. Türk donanmasının en önür.de hafif kaliteler, kadırgalar gidiyor, onların üç dört mil gerisinden de Aasıl filo yeliyordu. Asıl Filonua ba- şında derya kaptanının Baştardası görünüyordu. Bu gemi 220 ayak uzunluğunda idi. Kürekçiler için geminin sancak ve iskelesinde Otuz altışardan yelmiş iki oturak vardı. Her küreği yedi kişi çeki - yordu, Her mangaya üç veya dört savaşçı düşüyordu. Böylece gemi- risinde, un kadar arkadaşile yalın kılıç yürüyorlardı. Topkapı sarayından çıkalı epey- ce olmuştu. Babırâliyi geçmişler, Halice doğru yola düzülmüşlerdi. Yeni camiin Yemiş iskelesi tara- fi ile biraz daha yukarısı o sıralar- da en meşhur çarşı idi. Padişah da buradan geçecekti. Bir sokağın köşesini henüz dön- müştü ki ileride bir kalabalık gör- dü, Vuran, kıran, bağıran, hayk- ran birbirine girmişti. Yeniçeriler geniş palalarını sryırmışlar, esna- fin üzerine saldırıyorlar, esnaf da gittikçe çoğalan bir kalabalık ha- linde, ellerine geçen kama, pala, ! d'::ı::'ı:“::';:;::dm büyük kılıç ve balta ile yeniçerilere saldı- ’ ğ tü Yanlaıdaki cıkmalara dörder TEYOFMU N Meselâ; bü hal, gık sık olurdu! | —beser top konulmuştu. 3”Bir AĞA GT Gelaltü e hf';"““ baş '?_i"İ;:'“ altmdan | Ama yaklaşırdı: | İ x;w '".:iuğ::r.ııikıhhn — Şu Hind şalınm arşınt kaça? | kartal resimleri — ralarından daha yüksekti. Gerek <lışarısı ve gerek içerisi güzel oy - HABER — Akşöm Postası Hüsmen Reisin Mesinaya yaptığı baskını Turgut da duymuştu Ramazan günlerinden birinde ; lan çarşı halkı — dükkânların ke- Kanunt Sultan Süleyman vezir| penklerini indiren indirene. Rüstem paşanm iftarına gidiyor - | kaç kişi de yeniçeri du. Genç Piyale de padişahin ara-| haklamak, arkadaşlarını kurtar - basmın yirmi otuz adım kadar ile- , mak için koşarlar.. Bir kavga bir gürültü.. Bazan Bir zorbalarını bu kavgalarda — her iki taraftan yüzlercesi ölürdü. . İşte Piyale Bey o akşam da böy- | le bir kavgaya rastlamıştı.. — Savulun., Padişahımız geli « yor. *Diye haykırdı. . Bir kaçı kaçıştılar, fakat çoğu gene kavgalarıma devam ettiler . Kargaşalığı yatıştırmak için su- başıya haber gönderdiler.. Biraz sonra asker yetişir ve ortalık süt liman olur.. Bunun için padişah, yolunu de - ğiştirerek iftarına gitti. Adamları da onun beraberin - de idiler, Yalnız Piyale ayrılmıştı. Çünkü dövüş esnaf ve yeniçeri | kalabalığinin ortasında şık bir a - “Yaba görmüşüü.. Bu arabanın kapı- larında sarı yıldızla çizilmiş olan bir vardı. Arabacı — Bu, halis Hind şalıdır. Düz - | kırbacı atların sırtında şaklatarak me değildir. Yavuklun varsa bun-| yol açmak istiyor, fkat bunu yapa- v 5 , | dan iyi armağan olmaz, aslanım. | mıyordu. malarla süslenm güzel bi: Ü Silde bayamamı aa b | zz Ulan, ben sena. yavaklıdan |/ Bir erabık ötleğ;cileriye “doğra içinde veya Haliçte yapılan en şa- bahsettim mi? Kaça diyorum bu?| bir hamle yaptılar. tafatlr bir köşkten geri kalan yeri | —- Darılma, gücenme - yiğitim... | - Fakat ayni saniyede bir yeniçe- Yakta. Senin güzel hatırın — için. yalnız.. | ri, yıldırım gibi arabanın — üstüne B kırk iki akça.! fırladı ve bir kılıçta — arabazının Piyalı uzaktan İtal, - D lerini ı:r:’ıee ayndiüi hıq’;ı“:::» — Kırk iki akça mı? Vay mat - kafasını yere düşürerek haykırdı: / ©. O zamânlarda 'ayna detilen ba | "*bAS Vayın &let şimdiki deniz dürbinlerinin | — Yeniçeri bu sırada çarşının bi - — Bre kâfir!.. Bizi uyuz beygir- lerine çiğnetmek mi istersin! —Al kaba bir taslağr idi. raz ilerisinde durani bir kaç yölda- | ““Ya'- — Piyale bey şimdi cenüp İtalyâsı-| şma seslenirdi : E Aarbanın içinde bir kadın var- f.re hin yeşil ve güzel sahillerini sanki — Hey.. Karındaş!.. Kırk iki birkaç yüz adım ilerisinde bulu - 'N -i akçalık Hind kumaşı da varmış . Yordu. Gelin de görün!. şelere doğru uzanıp — çekiliyor, Ka KA k bul . — ©O dakikada, bu güzel yerlerden| Onlar da gelirlerdi. ::İ;dl:k ç .:ı u::lyın |ı;zlenyle. nî;en?ınn;edi k':“" sabr €den rüzgürda, bu yeşil VACER MA U ELNN. mak iç arıyordu. Hu d Si — Börünüşünde eski bir hatmranın klîıyl cıvıı;ılıl:îı:ı:.ısm li :;;hcm öldüren yeniçeri onu ";likrın:ıkıtı:ıl;ırrkuh:cftıîâm.bz — Banışmı buldu, —- Şuna ü " JN l bulacağız?.. Lâ- Önünde ve ardında, ufuklara ğeri w_= :::n"_ğı.ıl[:e Bu bir Avrupalı kadındı.. Kum- L“:"'İk“iı“ı ::îııtıya z;ı:ıî':o llz:' l'ldu, bir dizi halinde uzayan do- olması hat, Arşıfim tümari maif. ral saçları, uzun kirpikli — iri ve laydır. Altın anahtar !ıın;’i I;ıpı- | — Şönmasına bir daha baktı, Bu ko- | GA CT L n kullanan | Va gözleri, sevimli — yüzü ilebir | yı açmaz?, ÜE S Sonanma ile beröber gidoceği | TRdE M','!"“ 0_: melek kadar güzeldi. Azgm herif #ü güzel memlekette akımlar yapa- 'ıdıı'" __d" uk.i Ha i çarşı içinde boğuşan yüzlerce in - Sak, kaleler yıkacak, sayısız gani- e sanı unutmuş, şimdi bu kadına göz Tet ve esirlerle dönecekti. Fakat | — g:""!' paşam.. Yafarım. — | koymuştu. | ““n_ bunlarla beraber urada biri- | — — Olur!. h ! tine rastlamak Mîywd:'.Ac:bımo — Olmaz!. 3 ıuAı:ıı:.. Şı:f:ıl:;üîl'ıoıç AkHaA BPE R E :İ:::ıı â'iı:ği nıeıededîr? Acı; mİ!Olıır diyorum sana.. Ver bu- kı:ııııudyılılınl.. Onu bileğinden î D î'ı? B zov?tam N güzel ve sicak mı D y ISTANBUL ANKARA CADDE: Acaba onu hâlâ seviyor mu? Ah,| —— Kulun kölen olayım zorlama. Y.Soııııııuıbuun kapısmı'da ka - İ Tüsret Adresi, TsrANDUN. uııxîı tekrar kavuşsa, bir daha hiç | Olmaz, dedim.. — Yanarım dedim | payarak, korkudan bayılacak ha - İll permun azARİİ. lerer ao Yanından ayırmıyacalıtı. size.. İki akça daha indireyim d bil || | E80ÖNE ŞARTLARI | İYül'böy ada on.ılu berğa | ae B irey €© | le gelen zvallı genç kadının üstü- B | Türkiye Eenebi! di Z) eğildi . K ç, iyal geçmesine rağmen o tatlrha- | / — Bre töylediği lüfa bak şunun <K SPellek görlel ZaT A” y Tei ü © kadar taze buluyordu ki... | Ver diyorum sana.., Yoksa.. kocaman yüzünde, t Tyıkların - seyal » | :h*ıonı_ı kasaranın atlas sediri-| — Veremem. Vallahi otuz sekiz | da ve ımıî:;m h':..:..ı... iki ıî :î:ıı: 41.: : m : ; | .__'—sıı:;.ı n_m.:mıaıımni yum- | akçaya kendim aldım. Size otuz | kıskacı gibi kıvrılışlarında, kor -|W | — iLÂN TARIFESİ İ Oldü, eri te yaşıyor gibi | sekize bırakırım. — Yeniçeri Hind | kunç bir mâna okunuyordu. Ticaret ilhalarının satırı 12.50 î o a şalmın topunu — birden kavrar ve b., *&man yirmi üç yaznda idi. Harlarındaki kan, dizginlerini n bir at gibi haşarı ve coş- TATYAR SAEN BRLURSENE / v aei aa a. V l naf karşı koymak ister. Temiz bir dayak yeme; rürekleri yanık o BAA ğe başlar. | dışarıya fırlamak istedi. Bir kapıdan diğerine, sonra kö - Genç kadın bütün kufvetile sil- kesmek için de kılıcını sıyırır.. Es- | kindi. Bileğini kurtardı. Geriye çe- kildi. Arabanın — kapısmı açarak 4 « Kdi Bir Aşlk;n Hikâyesi Gerereek nnn İ Nakleden: İşte — birdenbire hemşiresinin servete konmak — ihtimalleri yarı yarıya suya düşüyordu. Delikanlı - | bunu, bir anda kavradı.. Ve düşünmeğe başladı: Bu ka - yıp, genç babayı, — anneden de u- zaklaştırabilecek miydi?. Kimbi - lir, belki de, aşkım azalmasına se- bep olur.. Çünkü, Adnan, hakika - ten baba olmak ruhiyle yaratılmış bir çocuktur. Yaşayan bir çocuk sayesinde, izdivaç, hemen hemen — kat'iydi.. | Su götürmez bir haldeydi.. Lâkin, | çocuk kaybolunca, mesele ayni de- ğildi. | İşte, bunun içindir ki, delikanlı, | | küfürleri savurdu, kesik — kesik cümlelerle hemşiresini istintak et- ti. * Odanın içinde asabi asabi, aşa - ğt yukarı dolaşmağa başladı.. En - dişelerini kardeşine de anlattı.. Deniz: a — Evet, hakkın var.. Ben de ayni şeyden korkuyor ve üzülüyo- rum.. Her halde meselenin patlak vermesi pek yakındır. Şu felâketin tamirini nasıl becerebiliriz?. — Tamir mi?. Ölümün tamiri Deolur mu hiç?. Kabil değil.. — Dünyada kabil olmıyan hiç bir şey yoktur; Düşüne düşüne ben çaresini bulur gibi aldum.. — Allah, allah.. — Elbet... . — Söyle bakalım. — Söyleyeyim.. Bir şey lâzım.. —- ) YAFR Rauf, hemşiresinin dili altında şeyler dolaştığını hissediyorsa da düşüncelerinin derinliğine bir türlü varamıyordu — Dinle, bak.... Dört kulak kesildi.. — Bir çocuk bulmak lâzım. Bir kız.. Benim, ölen çocuğumla ayni yaşta olmalı.. O zaman işin için - den nasıl kolaylıkla sıyrılırız, gö - rürsün.. Rauf, yüzünü buruşturdu.. — O- muz silkti: — Saçma.. - dedi.- Bulduğun usul bu muydu!.. “Bir çocuk ara - nıyor. Bize kim kızını verir?,, diye gazetelere ilân mr bastıracağız?. Hangi devirde yaşıyoruz? Cariye usulü kalmadı.. Bize evlâdını ve - Resmi ilânlar 10 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: HASAN RASİM US Basıldığı yeri (VAKIT) Matbansı İl İi Hatice Süireyya llo.l *“Ben, Adnana paraca sıkıntı- da olduğumu anlattım, o, bana e- Tinden gelen yardımı esirgemiyor. “Madam Bonneye vaziyeti an- Tattım, — Ne diyor? Böyle bir şey ©- labileceğini mi ümit ediyor?... — Evet... —Nasıl yapacak?.. Elinin al tında böyle bir çocuk var miy mış? — Hayır. — E?,... Ne düşünüyor? — Bugün sokağa çıkacak. Ta- nıdığı bazı ebe kadmlarla konu- şacak. İhtimalki, bunların arasın- da birinde bir piç doğurmuş var- dır. Kurtulmak istiyorlardır. Ya- hut fakir bir kadın çocuğunu ba- şından savmak istiyordur. Bu iş pek olur gibi görünme- mekle beraber, Rauf, fazla itiraz etmedi. Büyük sıkmtıdan kurtul- manın kabil olacağını umuyordu. Dedi ki” * — Haydi bakalım... Faaliyete geçsin... Fakat çok ebe — tanıyor muymuş? — Niçin tanımasın? — Fransız da... — Sen onun Fransız olduğuna bakma.. Bir kaç kere Fransaya gi- dip gelmiştir. Lâkin, hakikatte Türkiyelidir. Ne güzel Türkçe konuştuğuna dikkat etmedin mi? — Hayır... Kendisiyle Fransız- ca konuştum. — Her'ne halse... Benişi becıe recek... Şimdi çağhtayımı mı?... — Çağır bakalım.. Zile bastı. Çok geçmeden kapı açıldı. İçeriye, Madam Bonne girdi. Sokağa çıkmak üzere, alesta gi- yinmiş vaziyetteydi. Sırtında, ko- yu renkte bir manto vardı. Başın- da da geniş bir şapka.. Hulâsa, kendisinde, böyle ka- rışık işlere giren bir kadın hali göze çarpıyordu. Genç kadın: — Gidebilirsiniz,-dedi.» Allah yolunuzu açık etsin.. İnşaallah muvaffak olursunuz... Siz yok- ken, ağabeğim yanımda bulunur. — Pek âlâ... (Devamı var) ! kuponlarımızı toplıyanlar Daimt okuyucu kuponlarını lloplıyın okuyucularımız en çok 15 Haziran cumartesi çü - Fmünekadar kuponlarını daimi kartla değiştirmelidir. Bu za- i man içinde değiştirmemiş bulu- nanlar gezintimize parasız işti - rak haklarını kaybetmiş olacak- lardır.