a a e pe MA gi MMA a Şa - HABER — Akşam Postası ORMANIN KIZI Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikanın balta görmemiş orman larında geçen aşk ve kahramanlık, heyecan, esrar ve tetkik # romanı Fakih Ali: — Bu hınzır fırsat kolluyor; kokusu sonra | çıkacak, Şimdi görürsün, seni kırbacı - mın altında kemiklerini kırmcaya kadar döveyim de gör. Hem ge- bertinceye kadar.. Bak! o Dayak denen şey nasılmış anla!.. Fakih Ali, belindeki kusağa s0- kulu düran kırbacı çıkararak o - lanca hızile savurmaya ve zavallı vahşinin sırtında şaklatmaya baş - ladı. İlk darbelerde ses çıkarmayan vahşi Fakih Aliye mukabeleye kal! kıştı. Fakat biribiri ardı sıra dur -| maksizın sırtına, bacaklarma, ka- fasına sarılan kırbacın acısile ye-i re yıkıldı ve bütün sesile bağırma ya başladı. Fakih Ali, vurmasını kesmemiş-| ti. Bütün şiddetile vücuduna yapı- şan kırbaçların yerleri (o ağarıyor ve az sonra kızararak kan fışkırı- yordu. Artık vahşi bağıramıyordu. Fa- kat, vücuduna © inen her kırbaç- tan sonra titriyor, adeta can çe - kişiyordu. Selim, Alinin hâlâ durup din- lenmeden, ne olduğunu anlama - dan vahşiye indirdiği okırbaçlara daha fazla seyirci kalamadı.Hırsın dan, ağzmdan köpükler saçan top sakallı Fakihe yaklaşarak havaya Kalkan Kamçılı elini yakaldı. — Yeter Ali!. Fazla dövdün.. Kim olduğunu, burada niçin bu - lunduğunu bile sorup soruşturma - madan dövmen doğru değildi. Fakih Ali cevab vermedi. O kadar hırslanmıştı ki her yeri zangır zan- gir titriyordu.Selim, onu birköşeye çektikten sonra oracığa oturmasını söyledi. Vahşi yerde upuzun yatmış ha - reketsiz duruyordu. Vücudundan fışkıran kanlar pıhtılaşmış, sırtı oluk oluk olmuştu. Selim, vahşiye yaklaşarak ayağiyle itti, oynamadı bile.. Gözleri yarı kaapalıydı.. Kulübedeki o esirlerden üçünü getirerek adamcağızı bir gölgeye çektirdi. Burada saatlerce, bırakıldığı gi- bi kaldı... : * » Aradan iki gün geçmişti.. Vah - şinin bir o Niyam Niyamlr olduğu anlaşıldı.. O kabilesinden üç sene evvel ayrılmış biriydi.. Yaptığı bir kabahatten dolayı köyünde barı - namaz olmuş uzaklaşmak mecburi yetinde kalmıştı.. Reis Mofyoyu tanıyor ve kendi reislerinden olduğunu söylüyordu. Şeyh Sibrin çiftiliğine karnını do- yurabilmek için gelmişti. e Fakat, Alinn ani hücumyle karşılaşarak dayaktan ölüm derecesine gelmiş- tv. Fakih Ali, onun bir Niyam Ni - yamlı olduğunu anlaymca esir - leri içine kattı, Vehab, Alinni böy- le hiç bir masrafı yapmadan genç bir esir sahibi olmasın: doğru bul- mamış, kendsinin himayeye muh - taç, az sermayeli bir esirci olduğu düşünülürse Niyam (Niyamlmm kendisine verilmesi lâzım gelece - ğini söyleyip duruyordu. AN işin gene azıya varacağını diyordu ya çalıştı. Fakat (o Vehab bütün söylediklerine (daima aksi cevab veriyordu. Bundan da Vehabm Aliye kar- şi tatbik edeceği bir plânı olduğu açıkça anlaşılıyordu. Fakih Ali anlamamazlığa geldi ve iş kötü bir neticeye varmadan önce yola çıkmayı düşündü. Dü- şüncesini Selime açtı.. Ondan da muvafakat cevabını almca hemen yola çıkma hazırlığına başladı. Esirlerini Şeyh Sibrin çiftliğin- de bırakmaktansa beraber alıp gö- türmek daha akıllıca bir iş olacak- t&. Lâlelerle boyunlarından bağ- İr bu yirmiyi aşkın esir arkada, Fakih Ali ve Selimi eşeklerde yola çıktılar, Alinin bu kervanı (tam yetmiş beş kişilikti.. Hepsinin de altlarım- da eşekleri vardı. Kırk eşeğin sırtı amerikan, basma ve yaldızlı tüfek yükleriyle doluydu. Fakih Ali, Vehaba beraber gel- mesini söylemediği halde onun da ufacık kervaniyle arkalarma takıl | dığını görmüştü. Canı ne Ve habın yanma — Sen burada kal.. Biz, dönüş - te seni alırız. Sen gelip ne yapa - cakam?, dedi. Vehab, tok bir sesle cevab ver - | di: — Gelip ne mi yapacağım? Se- nin yaptığını... Sen esir alırsın da ben alamaz mıyım Fakih Ali, onun bu tok “cevabı karşısında, bir şey (söylemedi. Söylemiş olsaydı; bir belâ çıkaca - ğına yüz de yüz emindi. Yolda Vehab, Fakih Alinin ken- disinden umduğu hiç bir fena ha - rekette bulunmamıştı.. Fakat bu Aliyi memnun edeceği yerde mut- tasıl üzüyordu.. Bir kaçdefa da Selime: — Bu keralanın sen sustuğuna bakma! Fenalığmı ortaya vurmak için sırasını bekliyor.. Demekle Vehab hakkında dü - şündüğünü anlatmış oluyordu. Belli başlı bir sıkıntıya uğrama- dan Mofyonun reis bulunduğu Ni- yam Niyam köyüne gelmişlerdi. Esirlerini ve eşeklerini yerleş - tirdikten sonra Fakih Ali ile Selim" reis Mofyonun kulübesine gittiler. Fakat oraya vardıkları zaman Ve- habın Mofyo ile beraher oturduk - larmı görünce şaşırıp kalmışlar - dı. Bu adam ne zaman hayvanla - rını bağlamış ve buraya ne zaman gelmişti?. Fakih Aliyi düşündüren yalnız bu da olmamıştı. Mefyonun, aya- ğa kalkmamış bulunmasından fev- kalâde bir vak'a ile karşılaşacağı” nı da anlamıştı. Filhakika umduğu gibi deo muştu.. Daha, reis selâmına bile mukabele etmeden başın: kapıda duran nöbetçi askerlere çevirmiş - He» İri yarı, bir dudağı yerde, bir dudağı gökte dev gibi tek ayakları | üstünde nöbet bekliyen bu iki yerli | mızraklarını ve trambaşlarmı Fa | kih Ali ile Selime çevirerek kıpır. | damamalarmı söylemislerdi. İ 1 — Matbuat — Basın ma No: S2 Yazan: Rıza Şekib muzu! Her gün Öz Türkçe beş kelime ÖRNEK: Basın Kurumunun dördüncü kuvvet olduğunu (söylemek, ona 3 — Mesuliyet — Sorav 4 — Neşriyat — Yayım. ÖRNEK: Radyo, asrımızın en kuvvetli yayım araçlarından biridir. $ Vasıta — Araç. NOT: Gazetemize gönderilecek yazı - larda bu kelimelerin Osmanlıcala- rı kullanılmamasını rica ederiz, Ankara Fakültesinde Pedagoji şubesi Duyduğumuza göre Ankarada kurulacak olan tarih, coğrafya fa- kültesine bir de Pedagoji şubesi! eklenecektir. Bu şubeye lise me - zunları alınacak ve yüksek öğret men (muallim) yetiştirilecektir. Şehrimizde bulunan yüksek öğ- retmen (muallim) okulu da bura ya bağlanacaktır. —— Kongreye çağırış Türk Güzel oSanatlar Birliği Mimari Şubesi Reisliğinden: 31/5/935 cuma (günkü idare heyeti seçimi ekseriyet olmadığı için yapılmamıştır. Bu defa 8 /6/935 cumartesi gü - nü saat 15 de kat'i kongre topla” nacağımdan merkez binası olan A- layköşküne bütün azanın mutlaka gelmeleri ilân olunur. İstanbul içine icra memarlu- ğundan Tamamına üç yeminli ehlivu- kuf tarafından bin yüz lira kıymet takdir edilen (74,40) metre mur| rabbanda Fatihte Aşıkpaşa ma. hallesinde Haydar caddesinde es- ki 87 yeni 107 numaralı bir evin tamamı arttırmaya çıkarılmış ol duğundan 28/6/935 tarihinde şartnamesi divanhaneye asılarak 9/7/935 tarihine tesadüf eden Sa- İ günü saat 14 den 16 ya kadar kıymetin 96 75 i bulmadığı tak- dirde en son arttıranm taahhüdü Baki kalmak üzere arttırma on beş gün daha uzatılarak 24/7/935 ta rihine tesadüf eden çarşamba gü. nü ayni saatte yapılacak ikinci a- çık arttırma © neticesinde en çok arttırana ihale edilecektir. Arttırmaya iştirak edeceklerin muhammen kıymetin yüzde yedi! buçuğu nisbetinde pey akçesi ve ya milli bir bankanın teminat mek! tubunu vermeleri lâzımdır. Resim| tellâliye müşteriye ve birikmiş ten virat, tanzifat vergi, vakıf ve bor. cu bedeli müzayideden almmak üzere borçluya aittir. İpotek sahibi alacaklılarla di - ğer alâkadarların ve irtifak hak kı sahiplerinin bu gayri menkul| üzerindeki haklarımı hususile faiz ve masrafa dair olan iddinlarını evrakı müsbiteleriyle yirmi gün i- İ çinde dairemize bildirmeleri lâ - zımdır. Aksi halde (hakları tapu sicilleriyle sabit olmadıkça satış ! bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları ve daha fazla malâ - mat almak istiyenlerin 935/93 dos | ya numarasiyle dairemize müra alli Müddei — Savaman, T HAZİRAN — 1945 Resmi makamların yeni alacağı adlar Kanun olarak hazırlanıyor Kültür bakanlığının tertip ettiği listeyi neşrediyoruz Bugünkü sabah (o gazetelerin | de birinin Ankara uhabirinin! bildirdiğine göre, (Bakanlıklar, daireler ve (Omemurlukların yeni adlarını göstermek üzere Kültür Bakanlığınca bir cetvel hazırlan * mış ve Başbakanlığa verilmiştir. Bugünlerde Bakanlar heyetinde görüşülecektir. Cetvel (o şöyledir: Reisicümhur — Cümhurbaşbaka- nı, Riyaseticümhur — Cumurbaş" bakanlığı — Husust kalem — Ö- zel Büro, İdare âmiri — Kestör, Divanı riyaset — Başkanlık kuru, Müddeiu- mümi — Genel Savaman, Vilâ - yetler işleri umum müdürlüğü — İl işleri genel direktörlüğü, ma- halli idareler umum müdürlüğü — Özel yönetgeler genel direktörlü- ğü, Emniyeti umumiye — Kamuğ güven, İstihbarat müdürlüğü — Bilget direktörlüğü, Muhasebei umumiye umum müdürlüğü — Genel sağış direktörlüğü, Varidat umum müdürlüğü — Genel gelir ler direktörlüğü, Emlâki milliye — Devlet mülkleri, Muamelât: nakdiye — Akça işleri, Meslek mektebi — Ertik okulu, Yüksek tedrisat — Yüksek öğretim, mes- ieki yüksek (tedrisat — ertik ve teknik öğretim, Orta tedrisat — Orta öğretim, İlk tderisa — İlk öğretim, Abideler koruma heyeti — Anıtlar koruma komisyonu, Ta lim ve Terbiye dairesi — Kültür Kurulu, Güzel Sanatlar"ümüm iü: dürlüğü, Terbiyei bedeniye — Ar direktörlüğü, Terbiyei Obedeniy€ ve izcilik müdürlüğü — Beden © gitim ve izcilik direktörlüğü, Hur dut ve sahiller sıhhat umum mü- dürlüğü — Sınır ve kıyılar sağlık genel direktörlüğü, Devlet Şüras! — Danıştay, Mülkiye dairesi — Sivil işler dayrası, Temyiz mah kemesi — Yargutay, Divanı tem” vizi askeri — Sü danıştay, Divan! muhasebat — Sağışkur, Heyeti W mumiye — genkurul, Tohum du" rağı istasyonu — Tohum yeğirtiM durağı — Levazım müdürlüğü — Gereç direktörlüğü, Evrak müjür lüğü — Arşiv direktörlüğü, Mw hasebe müdürlüğü — Sagış direk törlüğü, Neşriyat müdürlüğü — Yayın direktörlüğü, Muhasebeci — Sağışman, Daire müdürü — Çe virgen direktörü, Şube müdürü — Bölüm direktörü, oMümeyyiz — Kalem başr, Memur — İşyar, Kö“ tip — Sekreter, Muavin — Yar Reis muavini — Yar Başkan, Mü dür muavini —Yar derek, Vilâyet — |), Vali — İlbay, Kaza — İlçe Kaymakam İlcebay, Nahiye — K» mun, Nahiye müdürü — Kamu” bay, Kasaba — Kent, İdare (det let idaresi) — Yönetim, (| İdar” (reji idaresi, (o hususi idareler) Yönetge, Belediye — Uray,Beledi ye riyaseti — Şarbaylık, BelediY* | reisi — Şarbay, Belediye me — Şar kurulu, SPOR POSTASI Memleketimizde ve ecnebi memleketlerinde bütün spor “© gençlik hareketlerini ve sporcu gençliğe verilmesi lâzım gelen yeni şekiller hakkındaki yazıları muntazaman takip etmek iste“ yenler münhasıran SPOR POSTASInı okumalıdırlar. Her yerde fiatı 5 kuruştur. mutlak okuyunuz. TO KIYE | ZIRAAT BANKAĞI Dana BiRi TİRE RAHAT-ED le