Çalınmış çocuk peşınde Palis Hafiyesi (X:9)un harıkulade maceraları No.3 GLORyAVIN FAKİR BİR Ç0. UYK GiBİ Bü YÜMESİNİ İSTENMEM. ONMA (İYyr amf."ı'im 7£. - Yf Y TA, İyYr YE r/;oıııceeım /yı BİR 4A- DN OLACAK VE MİRASIMDAN KENDİ İNE OA PÜLYORA | " T TARLOYT TE POLİE KAFTİ A ĞSUT EİR F | A Gün KİKY TARAN MEŞ-) | |YESİ DEKS. #WAYIR, aİTECASI EL DÜKTEN SONRA MAHXEME îğ:ı İ:ı'ııoı ”g a; ”;’4!5 -| |7&Ee nıjıı—ız_] ””V;V o'?!v:?z' Z;vhâtj *3D0 c;c: ' ( b YÖ â) (|OTu, ONC ÜNOÜZ ŞALIŞIR. SIRASIN. | GiİB!-. pfx_çxrlk ba W ESİYİM. Mfou”L—rîfwe.li 'Oıı WRA | OA uzur OLACG'K * " Va BoyLU &5. MER BİR. ADAM Gi. REREK , , DİNLEYİCİİ LER ARA- S/NA OTURDU.. TENBELİN GÜZEL ROMANI No.2 RAMAT OLAN A- AB GİVCİYVDEN BAŞKASI DAİMA ANNELER!NE x DIM EDERLER. RAB'DA HEPSİ AK!LLîOIR AYNI KÖY Siz BİR TENBEL | YARDIR : HIMBIL ÖRPEK. BÜTÜN İGÜNÜNÜ ŞARKI SöÖYLEMEKLE, UYUMAKLA,GEZ MEKLE GEÇİRİR MACERALÂA- RINI UKU- YACAKSIN'IZ. 198 - RAGA'ZTANTY& OĞLU — yere yatıp içeriye baktığını ve mah- pusun ayakta, duvara dayanarak de- in bir uykuya daldığımı gördüğünü söylemişti. Dole yeni elbiseleri giydikten son- ra yeni girdiği yere baktı. Bu evde evvelâ birinci katta oldu- u için zemini kuru idi, Sonra havalı | ve aydımlıktı. Gerçi ışık pek az ola-| rak, kol geçebilecek kadar genişlikte bir mazgal deliğinin demir parmaklı- $ı arasından giriyorsa da hiç olmaz sa dışarısının gürültüsü işitiliyordu. Dole, kendisine mezardan çıkan bir adamın hayatını hatırlatan bu gürül- tüye dikkatle kulak veriyordu. Odanın bir köşesinde, bir ot min- der bulunüyordu. Hususi - bir lütuf olmak Üüzere de bir tahta iskemle ile bir de masa vardı. | Dole yeniden dünyaya geldiğini | zannetti. | | Bilhassa, hakkında gösterilen Ü- | mit etmediği muameledeki değişiklik | kendisini serbest bırakacaklarına bir | delil değil miydi? simdilik odanın kapısı kapanntış- tı. Aradan iki saat geçti. Dole sevinçle ot minderde rahat bir uyku çekmişti. Konsiyerjeri hapishanesine girdi- Zi gündenberi tanımmıyacak bir hale gelmişti. Son derece sayıflamış, du- dakları hummanın tesiriyle kıpkırmı- zı kesildiği halde çehresi balmumu | gibi sararmıştı. | Sonra birdenbire uyandırıldı. Sert bir el kendisini sarsmıştı. Gözlerini açtı.. Kendisine bakarak gülen bir adam gördü. Bu Mösyö 18 Mahü idi. Kapı kapalı olduğu halde önünde tüfeklerle silâhlanmış altı nefer du- ruyordu. Dole sevinçle ayağa kalktı. Artık hâkimlerin huzuruna - çıkarılacağın? kanaat getirmişti. — Muhakeme nerde nlıı:ık’ diye sordu. — Muhakeme mi?.. Hangi muhake- me? — Benim muhakemem! Hakkımda bugün karar verilecek değil mi? Mahü hâlâ gülerek : — Ne demek istediğinizi anlıyamı- yorum! dedi, Dole yeisle tahta iskemlenin üze- rine yığıldı. Hapishane müdürünün cevabı ümidini mahvetmişti. Mahü tatlılıkla : — BSöyleyiniz! Bir istediğiniz. var muı?,, diye sordu, — Hâkimleri istiyorum.. — Hâkimlerle ne işiniz var dos- tum?, Kendinizi mahküm ettirmeğe | bu kadar hevesli misiniz?.. Bir müttehemin mahküm olmağa hevesli olması fikri tuhafına gider«k Mösyö 18 Mahü kahkaha ile gülmeğe başladı. — Sizden sorduğum bu değil! Bu hapishaneye girdiğiniz gündenberi iyi dinlendiniz, size iyi bakıldı değil mi? Hakkınızda İyi muamele edildi değil- mi, hiç bir istediğiniz yok öyle mi?.. — Hayır.. — Yözünüze inanırım. Yepyeni bir ot minder! Ah, bu mel'un gardiyan- lar ocağıma incir dikecekler! Fakat su dolu zindana dair bir ke- Jime söylenmemişti. Mahü istiyordu ki Dole rahat ya- şadığını zannetsin, — Bir adam sizi ziyaret ıdeeekür. Bu muhterem adamın sözlerini dinle- menizi menfaatiniz namına size taysi- ye ederim, ' — RAGAS'I'ANTN'OGI—J_—_— 199 Mösyö Jil I8 Mahü bu sözleri söy- ledikten sonra, altı askerle beraber dışarıya çıktı. O gün söylenen adamın ziyareti olmadan geçti. Etyen Dole, muamelenin değişişine ve bu ziyaretin sebebine ait bir çok şeyler düşündü. Ertesi sabah Dole, kapmım açıldı- ğinı ve Mösyö lö Mahünün yanında son derece hürmet ettiği bir adamla beraber içeriye girdiğini gördü. Keşişlere mahsus bir manto ve bir kukulete ile örtülü bu adam bir işa- rette bulundu. Lö Mahü: — Peder.. Mahpusun size bir fena- lık etmesinden korkmuyor musunuz? dedi. Papaz sert bir sesle: — Ben yalnız kalmak isterim?! ce- vabınr verdi, Dole bu sözlerin söylenişinden tit- Tedi. L& Mahü, karnının müsaade ettiği kadar eğildi. Ve hemen dışarıya çık- tı. Papaz, bir saniye kadar — kulağını kapıya dayıyarak uzaklâşan Mahü ile askerlerin ayak seslerini dinledi. Sonra Etyen Doleye dönerek ku- kuletesini çıkardı. —AÜ— MÜURUR TEZKERESİ Etyen Dolenin tevkifinden iki gün sonra muhterem İğnas dö Loyola Fransa Krahndan yeni bir mülükat istedi, ve arzusu derhal yerine geti- rildi. Papaz kendisine tayin edilen saat- te Luyr'da bulundu. Hemen Kralın odasına, bu cezvit cemiyetinin ilk ve- isinin tehdit edici takdis altında Bi- rinci Fransuvanın ezildiğini gördü- ğümüz odaya girdi. Kral sordu: — Nasıl, şimdi memnun oldunuz mu? Sizin Dole tevkif edifdi. —Şevketmaab benden ziyade mem- nun olmalıdırlar. — Niçin Mösyö?.. — Dolenin yanmda bulunan kitap- lar, bütün gşüpheleri yıkarak onun mücrimliğini ispat — etmektedirler. Mukaddes dinimizden ayırarak kan- dırdığı zavallıları düşündükçe titri- yörum. Onun için, sadık tebaasının hak dinine bağlı kalmaları dolayısıy- le Şevketmaabı benden daha çok isti- fadelendirir. — Hakkınız var.. Herhalde matba- acı şimdi kimseye zarar veremiyecek bir halde bulunuyor. — Cenabr hakka ve Kralın azım ve metanetine şükrolsun. Fakat bu- nunla her şey bitmiyor. - Kral saklamağa lüzum görmediği bir can sıkıntısıyle: — Gene ne var? dedi. — Şevketmaab merak etmeyin! Ye- ni bir tevkif emri istemeğe gelme- dim.. Fakat.. — Fakat mi?.. Bitiriniz! Hüküme- tim içindeki fesad tohumunu tama- men mahvetmek için her gşeye karar verdim.. —0 halde Şevketmaap bir adam var ki hemen bu akşam Konsiyerjeri veya Bastile atılmalıdır. — İsmini söyleyiniz!,. — Raböle... —Ne?.. Raböle mi?.. Kitaplarındat son derece zevk alıp İstifade ettiğim bu yüksek hekim mi?.. — Ta kendisi Şevketmaap! Eğer müsaade buyurursanız. buna — daif sonradan size malümat veririm. Beti