Kimsenin parası yanmıyor! Piyango biletleri alanlara, her bir oyunda — kaybedenlere dikkat ederseniz, — hepsinde asık bir surat görürsünüz! — Niçin?. Niçin mi, diyorsunuz? — Bunun tebebini araştırmağa lüzum yok - f'lr- Hepmizin başında... Ufak bir İğne bile kaybetsek kızarız. . Fakat, hiddetlendiğimiz zaman, bu kayıplarımız karşısında muha- aramağa hakkımız var mıdır? — Hayır!.. Çünkü bu işte ne bize bilet satan bayi suçludur.. Ne 'ÜG oyun masasında kaybettiğimiz iskambil kâğıtları... . Elbette taliimize küsüp geçeriz! Geçen gün bir tayyare piyango bileti gişesinde bir çokların gözü - he çarpan bir münakaşaya rastla - dim; — Bir müşteri, alnından akan '?İui silerek, yüksek sesle söyle - diyordu: —Üçayönce aldığım bilete Yüz lina isabet etmişti. Üç aydan - i ön para çıkmadı.. Bu seriden *onra senden bilet almıyacağım !.. Bayi, canı sıkılarak, cevab ver - LH — A gözümün bebeği! Ben bayi *lduğum halde her ay oğluma al - diğım dört, beş biletten hiç birine t lira bile çarpmadı.. Bu bir tali ir. — Bana neden çıkışıyorsu - Ruz?. Size geçen yıl içinde de beş Yüz lira çıkmıştı! — Üç ay önce de liniz size gene güldü.. Daha ne İyorsunuz?. Bu sırada altmışlık, gözlüklü ve hoş h. sözlü bir bayan gişeye sokula - mahaşenı, hayla catan müsteriye “?ixdi: Ş — Oğul, daha ne istiyorsun? "dedi.- Tali kuşu her keşidede se- Hin başına mı konsun? Ben üç yıl- 'it bekliyorum... Her zaman papas Tâğlı yemez ya!.. İlk adam: ü *_Nem lâzım benim?.. Ben 'Wıiim parayı bilirim... Kaç se - *rdir yanıyor işte... b.I::lı bayanın yanında, o vakte ( ağzını — bile açmamış, okul sğ“tep) kasketli bir çocuk vardı. Ra söylerken eski — zaman deli « liları gibi hiç de kızarıp bo - :'rııd.... Öözgür Öözgür (serbest, 'best) dedi ki: *;.lqbıkınrn son söylevlerini B ydınız, böyle konuşmazdı - N Türk ulusunun en aşağı 500 ril ihtiyacı vardır. Bunun için Yılda 30.000 lira lâzım.. Bu pi » ,."İ'ğhr, sizin her birinizi zengin ::-: bile, Uçak Cemiyetine - iki n _yıldı 3,144,594 lira gelir kiar 1$... Bu da gene siziri canmız 'e “Mal canm yongasıdır!,, _.:-- Siz, yongayı düşünüyor - 'â, Canı düşünmiyorsunuz... 3yar kadın, — oğlunun böyle c andan azıcık sıkıldı: —'H oğlum.. Büyüklerin ya » q’. böyle konuşulmaz.. Ayıptır.. Fakar töze başlayacaktı.. t, tam bu sırada, bir sübay: O senin söylediğin cski eği- Takı Me). bayan teyze... Bı - doğru söylüyor, anlat - a Varsın.... . 'Eı"iı.“h" öldü İ nezareti evrak WH 5"; ;:y Vuıfı:td:mıdv, :::ıl'.uı kolordu Balıkesir mu —* i Bay Tahir — vefat et. e Ailesine beyanı taziyet e- .— * teci misafirler Bu akşam Ankaraya hareket edecekler Şehrimizde misafir olarak bulu- nan Cenubi Amerika ve İspanyol gazeteleri — muharrirleri dün de Matbuat Genel direktörlüğü mü - messili Neş'et Halille camileri ve Güzel San'atlar akademisini gez - mişlerdir. Misafir — gazeteciler öğleden sonra da müzeleri — gezmiçlerdir. Akşam üzeri Mâtbuat Genel di - ; rektörlüğü kendilerine Park ote - linde bir ziyafet vermiştir. Ziya fet çok parlak ve samimi — olmuş, şehrimizdeki gazetelerden birer mümessil de bulunmuştur. Gazeteciler bugün Topkapı sa - rayını gezecekler ve akşam - treni le Ankaraya gideceklerdir. çaRüra Bir temmuzda limanlarımızda deniz bayramı yapılacak Bir Temmuzda yapılacak deniz bayramı proğramını hazırlamak üzere dün C. H. Partisi merkezin - de bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda vali muavini Rükned - din, Belediye reisi muavini Hâ- mid, Filo komutanı Şükrü, deniz komutanı Talât, deniz ticaret di - rektörü Müfid Needet, Şirketi Hay viye direktörü Yusuf Ziya, Liman direktörü Ali Rıza ile vapurcular kulunmuşlardır. Proğramın esaslarını tesbit et - mek üzere yedi kişilik bir komis - yon seşilmiştir. Bu — komisyon perşembe günü deniz ticaret birli- ğginde toplanacaktır. Deniz bayra- mı bütün limanlarda bir Temmuz- da kutlulanacaktır. —— Yalovanın plânı Yalovanın plânmı yapmakta o- lan Fransız şehircilik mütehassıs - larından Prust ve Vuaye Fransa - dan gelerek plânlarmın — tatbiki işiyle uğraşmak üzere — Yalovaya gitmişlerdri. —o— Fransızlarla ticaret konuşmaları Türk - Fransız ticaret konuş - maları Pariste yapılacağı — için şehrimizden Fransız delegesi ola - rak Fransız elçiliği ticaret ataşesi Bay Pesro gidecektir. Konuşma - lar sonunda sıkı bir takas esasına dayanan bir yeni anlaşma yapıla - cağı tahmin ediliyor. Edirnekapı dar geliyor! Halk bu kapının genişletilmesini belediyeden istedi Şehrin kale sınırlarından dışın - da kalan kısmiyle bağlantısının en mühim yükü kalenin (Edirnekapı) denilen kapısı üzerine yüklenmek- tedir. Cuma — günleri kırlara, üzüm bağlarma giden on binlerce - kişi, hele bir de otomobilli seyyah ka - filesi geldi mi bu yol — geçilmez bir hale gelmektedir. Rami otobüs- leri, köyklü arabaları hep bu eni bir buçuk metrelik kapıdan geçmeğe çalışmaktadır. Belediye, yapılan müteaddit şi- küyetler üzerine burasmı gözden geçirmeğe başlamıştır. Burada ka- bedeni yıkılarak şehrin dışma ye- ni bir methal açılması muhtemel - dir. AY v Kömürcünün ceketi Galatada Beyazıd sokağında kö- mürcü Cemalin ceketi Cevdet is- mindeki bir çocuk tarafından ça - Tmmıştır. Cevdet yakalanmıştır . Sabıkalının marifeti Bursa otelinde oturan sabıkalı Abdülkadir ayni otelde oturan A- xif, Cemille kavga etmiş, Arif Ce- mili bıçakla yüzünden yaralamış - tır. Yaralı Beyoğlu hastahanesine kaldırılmıştır. Köpek ısırmış Şişlide Etfal hastahanesi arka - sındaki bahçede oturan — Etemle karısı Makbule merkeze müracaat ederek kapı önünde oynayan ço- cukları Lütfiye ile Emineyi bahçi- van Mehmedin köpeğinin ısırdığı- nriddia etmişlerdir. Tahkikata başlanmıştır. Otobüs çarptı Şoför Hallin idaresindeki 3985 numaralı otobüs Fener caddesin - den geçerken Ayvansarayda otu - ran Deli Osmana çarpmış, yüzün - den hafif surette yaralamıştır. Karaya oturdu Sirkeci iskelesine kayidli Rize- li Yusuf kaptanın idaresindeki 449 numaralı yük motörü İstanbuldan ] | ğil:âııetler temenniler: J Hereke ve Fesane iki fabrikanın idareleri bir elde birleştirildi Bundan bir müddet evvel An - karada yapılan Sümerbank genel toplantısında bankanın malı clan Feshane ve Hereke fabrikalarının birleştirilmelerine karar verilmiş » ti. Bu birleşmenin şeklini karar - laştıran Sümerbank birleşme için her iki fabrikaya da emir vermiş- tir. Bu şekle göre her iki fabrikanın yalnız idaresi birleşecektir. Bir - leşme Hereke direktörlük muame- lâtının Feshane Anonim sosyete - sinin idaresine eklenmesi şeklinde olacaktır. Yoksa her iki fabrika- nın da işlemesi ayrı alacaktır. Bu birleşmeden ötürü hiç bir memur açıkta kalmıyacaktır. Feshane fabrikası müdürü mü - hendis Ömer bankadan aldığı buyruk üzerine — Herekeye gitmiş ve tesellüm muamelâtını yapmış - tır. Bundan sonra Feshane ve He - reke fabrikaları beraber çalışma - ğa başlamışlardır. Bu şekilde elde edilecek randımanın daha çok ve daha iyi olacağı umulmaktadır. b d Mühendis Mektebinde yeni teşkilât Mühendis Mektebi, Bayındırlık Bakanlığınca bir şube halinde idare edilecek bir — müdürlük ol- muştur. Rektörlük — kaldırılmış, müdürlüğe Süphi tayin edilmiştir. Mühbendis mektebinin eski rek - törü Fikri Santur hocalıkta devam edecektir. Yeni müdürü hocalığı- nı bırakacak yalnız idare işine ba- kacaktır. Mühendis Mektebi için Bayındırlık Bakanlığınca yeni bir nizamname hazırlanmıştır. Yeni idare Haziranın birinden itibaren kurulmuş olacaktır. demri yükü alarak Bostancıya git- miş, eşyasını boşalttıktan — sonra dönerken Moda önlerinde kayala - ra oturmuştur. Nüfusça zayiat ol - mamıştır, Daha şimdiden Uzunyusuf mahallesinde oturan 12 yaşında Ali oğlu Saim arkadaşı 11 yaşında Âdem oğlu Raşid ta - rafından bıçakla sol taraf kaba etinden yaralanmıştır. Küçük suç- lu yakalanmıştır. ŞEHRİN DERDLERİ — Istenilen söz değil iştir! Galata, rıhtim caddesi 59 numarada bükkal Hasan Sıtkı gazetemize geldi. Ve aynen şu sözleri söyledi: — Biz bakkallar her sene - olduğu cemiyete giderek cüzdan değiştirmeğe mecburuz. Şim- diye kadar para verip cüzdan değiştirmek için belki on defa gittim. Sabahtan akşama kadar ayak üslünde bek- | ledim. Fakat hâlâ muvaffak olamadım, Bu şekilde bekleme bizim gibi dükkânlarında yal- | nız olan esnafa çok zararlıdır. Çünkü para vereceğim diye dükkânımızı kapatmak ve cemiyette saatlerce sürt mek mecburiyetinde kalıyoruz. Bize hiç bir faydaları olmadığı halde istedikleri pa- rayı vermeğe razıyız, Fakat bunun için csnafı işini gü- cünü bırakarak günlerce uğraştırmak wet bunu için bir tahsildar tulamaz mu? Eğer bu tahsil- darı daimi olarak tutamazsa hiç — olmazsa mayıs ayı — | için muvakkaten tutsun. Sonra bize bu cemiyelin hiç bir faydası yoktur. Ben gibi bu sene de bir; Avrupanın bir çok şehirlerini gibi cemiyetler esnafa faydalıdır. Bir programı ve ni- zamnamesi vardır. Yürüdüğü yol bellidir, Halbuki bizde böyle bir şey olmadığı gibi cemiyetin reisini de biz seçmeyiz. Bir de cemiyete girildiği zaman hemen göze çarpan gezdim. Buralarda bu * İstenilen söz değil iştir!,, Bevhası asılmış. Hangi iş?. Hasan Sıtkımın sözleri burada bitiyor. dikleri mübalâgalı değilse, esnaf Eğer söyle- cemiyetlerinin kö- künden bir ıslaha ihtiyaçları var demeklir. Zaten ge- günahtır. Cemi- ediyordu. Levhası: çenlerde manifaturacılar birliğinin buradan ayrılma- sı da esnaf cemiyetinde bir bozukluk olduğunu belli Aksi halde yukarıda bahsi geçen: “İstenilen söz değil İştir?,, “Tatenilen iş değil paradır!,a tahvil edilmelidir,. Tehdidi seven bir memur Küçükpazar Hacı Kadın ma - hallesinde 40 numarada Yusuf oğlu Salâhaddin imzalı bir mek- tup aldık. Bunda deniliyor ki: * Birimiz devlet dairelerinde, diğer ikimiz matbaalarda çalış - mak suretile hayatını kazanan ai- le reisleriyiz. Ve üçümüz de ayni evde müştereken — oturmaktayız. Evvelki gün her üçümüzün de ev- de bulunmadığı bir sırada Kızıl Ay cemiyetinin semt - teşkilâtına mensup bir memur kapıyı çalı - yor. Ve kapıyı açan ev kadınla- rından birine Kızıl Ayın matbu beyannamesini uzatarak: — Kızıl Aya aza kayıt kâğıdı- dır. Altına bir imza koyunuz di- yor. Kadın evde kimsenin olmadığı nı, kâğıdı bırakıp akşama gelme- sini söyliyorsa da memur her ne dense bu cevaba kızıyor. Ve kâ- ğıdı imzalamadığı takdirde zabıt varakası tutacağını söylüyor. Ka- dın da bunun üzerine kapıyı ka« patıyor. Kızıl Ay cemiyetinin yaptığı i- yilikleri herkes takdir — eder, Ve bunun içindir ki ortada — kanunf bir mecburiyet — olmadığı halde bile pek çok kimseler buraya aza-« dır. Ve aza olmaktadır. Acaba vazifesini nazikâne bir surette yapması lâzım — gelen bu memur, kâğıdı meşru bir maze - retten dolayı — imzalamıyan bir kadını, zabıt tutmak ve cezalan- dırmak gibi şeylerle tehdit etmek salâhiyetini nereden buluyor? Bu memur hör kimse, biraz na- zik olması için nazarı dikkati.cel- betmenizi dilerim.,, - :, | Yalnız ecnebilere iş verenler Yüksekkaldırım, Yazıcı sokak Vaynştayn apartımanı 15 numa - rada oturan Selim oğlu Tah- sin imzalı bir mektupta deniyor ki: Ben pastacı ustasıyım. Bulgar - Tarın Türklere iş vermemesi yü - zünden işsiz kalarak Ana vatana iltica ettim. Burada bir çok pas- tahanelere müracaat ettimse de ihtimal Türk olduğum için kabul olunmadım. Çünkü bunlar umu- miyetle ecnebileri çalıştırıyorlar. Nihayet güç — belâ paskalyada kendime Taksimde, Taksim pas- tahanesinde daimi surette çalış - mak üzere iş bulabildim. Bir ay kadar iki ecnebi usta ile birlikte çalıştım. Paskalya ge - çince bana söz verildiği gibi ec- nebi ustalar çıkarılacağı yerde ben çıkarıldım. Bir insan kendi memleketinde iş bulamadığı halde, — ecnebiler çalışırlarsa ne olur?,, Haber — Memleketimizde kü - çük esnaf yalnız Türklere aittir. Kanunda bu tasrih olunduğu ci- hetle alâkalı dairelere şikâyet « diniz. C. H. Partisinin Istanbul vilâyet başkanı C. H. Partisi — Istanbul vilâyet idare heyeti başkanlığına seçilen eski Bayındırlık Bakanı Hilmi dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Hilmi öğleden — sonra vilâyet merkezine gelerek başkan vekili Ali Rıza ve idare heyeti üyeleri ile görüşmüş ve çalışmıya başla -« mıştır.