2 Donanmasının Müşterek Yunan deniz bakanı (Baştarafı 1 ncide) Asilerin — kımıldayamaz bir hale koydukları — gemiler, bir kaç gün içinde seferberhale getirilebilmiş- tir. Vakia son isyan zabitlerimizin yarısmın, ve küçük zabtlerimizin de bir kısmmım yok olmasma se - bep olmuştur. Fakat donanmada- ki bu temizleme zaruri idi. Vedo- nanma bu şekilde eskisine nisbetle çok daha kuvetlenmiştir. Benim gayelerimden — biri de Türk ve Yunan donanmasmım bir- likte manevralar yapmasıdır. İ- ki ulusun devamlı surette temasla- rı, biribirini tanıması ve dediğim | gibi birlikte kombinezonlu manev- ralar yapması bir ihtiyaçtır. Bütün bunları vaktiyle Averof ve Elli kumandanı sıfatiyle Tür - kiyeye karşı harbetmiş olan, fakat bugün Türk — Yunan dostluğu - nun en hararetli taraftarr bulunan bir adam sıfatiyle söylüyorum. Türk donanmasının ilerlemesi ve kuvetlenmesini büyük bir mem- nuniyetle öğreniyorum.. Bu müşte- rek manevralar ayni zamanda iki dası da hallka donanma ile tayya - renin önemini “ehemmiyetini,, an- latmış olmasıdır. r Venizelos tek durmiyor Ortalığı karışdırmak için çalışmaktadır Selânikte — çıkan gazetelerden birinde yazıldığına göre, Venize - losun yeniden faaliyete geçtiği ri - vayeti ortada dolaşmaktadır. Pariste — Venizelist mülteciler Franmsız zabıtasımın dikkatini çeke- cek bazı toplantılar yapmışlardır . Bu toplantılar, Venizelosun oğ - lu Kiryakonün evinde yapılmıştır. Venizelosun da, — kendi başına sessizce oturduğu zannedilen evin- den çıkarak Kan — şehrine gittiği ve orada general Plâstırasla görüş- tüğü yazılmaktadır. Baktrlmalan Halsedeinçci “LA Progre,, isimli Selânik gazetesin - de şu satırlar görülmüştür: * “Bu görüşmeden Yunanistanda yeni bir fesad hareketi tertibi için esaslı kararlar verilmiş, bu seçim - de Yunanistandaki Venizelistlerin alacakları vaziyet hakkmda veril- mesi lâzım gelen talimat tesbit o- hunmuştur. Alman mevsuk malümata göre Venizelosla Plâstiras arasında ya- pılan mülâkatta Venizelos taraf - tarlarımın haricte ve dahilde giri - şecekleri savaşın plânı bütün te - ferrüatiyle kararlaştırılmıştır. Hariçteki savaşm idaresi Veni - zelosun oğlu Kiryakosa brrakılmış- tır. Bu adam yakında Kiriks ismin - de bir gazete neşrine başlıyacak - tır. Yunanlı bulunan bütün ecnebi memleketlerde teşkilât yapılacak, manevrası Dusmanis'in sözleri buteşkilâtın merkezi Selânikle muahebere ve muvasalası kolay olan Viyanada bulunacaktır. Avrupadaki Venizelistlerin Yu- nanistandaki taraftarları arasında Mısır yolu ile muhabere yapıldığı tesbit edilmiştir.,, BRee nT A ADi Tut, vur davası Unkapanında işlenen| cinayetin muhake- mesi görülüyor İki sene evvel —Unkapanında Sadettin isminde birisi İhsan is- minde bir adamı öldürmüş, on üç sene beş ay hapse mahküm olmuş- tu. İddiaya göre, Sadeddinin ak- rabasından olan Mehmed bu cina- yet işlenmeden evvel Sadeddini : *— Ne duruyorsun, vur,, diye teşvik etmiştir. Mehmed bu iddia üzerine tev - kif edilmiştir. Bu sabah ağır ce - zada bu davaya bakılmış, bir çok şahitler dinlenmiştir. İlk olarak yirmi yedi — yaşında suçlu kahveci Mehmed — demiştir ki: “— Ben kendim Tophanede o - tururum.. Kızkardeşimle eniştem | de Unkapanımda.. Dargın bulunan l eniştemle ablamı barıştırmak üze- | re Unkapanma gittim. Gündüzden Sadeddin ve arkadaşları rakı içi - yorlardı. Ben gittiğim zaman rakı bitmişti.. Bir aralık öldürülen İh - san bahçenin duvarma çıktı. Sa- deddine bir şeyler söyledi.. Sonra da, Sadeddin dışarı çıktı.. Kavga ettiler. Ben bigünahım, beni boş yere süründürüyorlar.. Adaletinize sığınıyorum.,, Şahid Niyazi cinayetten sonra katil Sadeddini kolundan tutarak karakola götürdüğünü, yolda Sa - deddinin kendisine “dayrım Kürd Mehmed, İhsanı vur dedi, ben de vurdum.,, dediğini söyledi. Şahid Hadice ise pencere önün- de otururken Mehmedin — elinde sandalye ile “vur,, diyerek koştu - ğunu, sonra da İhsanın vurulduğu- nu söyledi.. Şahid Ziya, Mehmedin “tut vur,, dediğini işittim, dedi. Karamürselde — dokumacı İzzet, Mehmedin vur sözünü işitmediğini söyledi. Bazı şahitler yüzleştirildi. Neticede muhakeme şahitlerin ge - tirilmesi için başka bir güne bıra- kıldı. Sarıyer cinaye- tinin kurbanı Madam Mezardan çıkarıldı Sarryer cinayeti etrafında araş- tırmalara devam edilmektedir. Cesed üzerinde yeniden tetkikat yapılması kararlaştırıldığından ce- sed mezardan çıkarılmış ve mor - ga getirilmiştir. Cesetteki yaralara yeni bulunan bir bıcak tatbik edilecektir. Dün tevkifini bildirdiğimiz Er - meninin ismi Nobardır. —HALER — Akşam I'M!.ısıA Nüfus sayımı nasıl yapılacak ? ismini yazdırmıyan- lar ceza görecek Bazı kimselere istisnaiyet hakkı | verilmiştir | Ankara, 21 (Hususi) — Genel nüfus sayımı talimatnamesi Ba - kanlar Heyetince kabul edilmiş - tir. Yakında resmi gazete ile neş- rolunacaktır. Buna göre, yerli ve yabancı ve ecnebi bütün insanlar ayrılmadan 18 birinciteşrin cuma günü yapı- lacak olan sayıma dahil edile - cektir. Köylere varıncaya kadar her yerde yapılmış — bulunacak olan numaralama işi İç bakanlığı ta - rafından teftiş edilecek ve numa ralama işini tam yaptığı bildiril- diği halde yapmadığı anlaşılan memurlar cezalandırılacaktır, Sayım memurlarını kabul et - miyenler, beş liradan yirmi beş liraya kadar ve bu vazifeyi yap- mak istiyenlere mâni olanlardan 10 liradan 50 liraya kadar para cezası almacaktır. Parayı vermiyenler lira başına birer gün hapis yatırılacaklardır. Nüfus sayımının her hangi bir| - mükellefiyet için olmadığını an - latmak üzere gazeteler, — radyo, sinema ve her türlü neşir vasıta - larile neşriyat yapılacak ve umu- mi yerlerde konferanslar verile - cektir. Bi O gün, araba, at, tramvay, oto- büs, otomobil, kamyon, banliyö trenleri İstanbul ve İzmirde bu - lunan araba vapurları, sa yım bitinceye kadar işlemiye - cektir. Sayım sabah sekizde başlıya - caktır. Sayım memurlarının sor dukları suallere cevap vermiyen - lerden 5 liradan 25 liraya kadar para cezası alınacaktır. Talimatname hükümlerine gö- re nüfus sayımı ve kontrol me - murluğu mükellefiyetinden istis- na edilenler şunlardır: Saylavlar, Bakanlar heyeti, cu- mur başkanlığı ve başbakanlık memur ve müstahdemleri, müste- şarlar, umum müdürler ve mua - vinleri, umum kâtipler, daire re - isleri, müstakil şube müdürleri, kalemi mahsus ve şifre we memurları, devlet şürası ve di- vanı muhasebat reisi, aza, baş - kâtip, müddelumumi?, ve mürakip leri, Ankara müstakil jandarma taburu mensupları, askeri, mülki ve hususi hastahaneler, dispan - ser ve sanatoryomlar mensupları, bütün yatı mektepleri müdür ve idare memurları, askeri fabrika - lar ve harita genel direktörlük - leri mensupları, mevki ve merkez kumandanları, askerlik şubeleri reisleri, binbaşı ve daha — yukarı rütbedeki — zabit ve memurlar, doktor ve eczacılar, posta telgraf ve telefon ve radyo idarelerinin bütün mensupları, devlet ve şir - ket tarafından işletilen — demir. denizyolları ve liman .idareleri mensupları, hâkim, müddeiumu - mi ve müstantikler, su, hava gazı tenvirat idareleri mensupları, un fabrikaları ve değirmenleri men- Casus Lâvrensin ölümüne se - bep olan çocukla birlikte bir bisik- let üzerinde kuş yuvası aramağa giden bir diğer çocuk — süel (as - keri) mkamların müsaadesi Üüze - rine hâdisenin nasıl geçtiğini İngi- liz gazetecilerine söylemiştir. arkadaşı için diyor ki: *“Tek hat üzere gidiyorduk.. Ben öndeydim.. Arkadan bir motosik » letin geldiğini işittim. Sonra bir - denbire bir çarpışma işittim. Ar - kadaşım — bisikleti — benimkine çarptı.. Ben düştüm.. *“Tekrar baktığım zaman arka - daştmın yol üzerinde yattığını gör- düm... “Motosiklet yol üzerinde kızak yapmıştı. Motosikletin üzerinde- ki adam gidonlar üzerinden fırla- yarak beş, altı adım ileriye düştü. “Sıçradım ve arkadaşıma yar - dım etmeğe gittim. Elinde tuttu - ğu, kasap dükkânma ait bir defte- xi bana verdi.. Kendisi bir kasa -« bm yanında çalışryordu. Yerde 3 penlik bir para buldum.. Alaraka kendisine “bu para senin midir?,, 22 MAYIS — 1935 |Lâvrens'in ölümüne dair son gelen malü Kazayı gören çocu- ğun anlattıkları... mat İlye our ua Suvutr eeet W—İ yuyor gibi yaptı. Bir iki dakika ka- dar bekledim.. Motosikletten yu - warlanan adamın yanma gitmek - ten korkuyordum.. Çünkü yüzü kan içindeydi. , *“Sonra bisiklet üzerinde bir adam geldi.. Bana imdad otomobili ça - ğırmamı söyledi.. Fakat ben gi - dinciye kadar bir kaç asker belir - di. Onlar' getirmeğe gittiler.. “Derken bir kamyon geldi.. Bir kamptan iki tane sedye alarak bi- rine arkadaşrm Alberi — ötekine motosikletten yuvarlanan adamı koydular.. . ğ - Bir seyyah gemisi Boğazı altüst etti Osford adındaki, — şehrimize 409 seyyah getiren gemi dün sa- mazdan evvel Boğazda bir gezin- ti yapmıştır. Gemi fazla yük aldığı ve kıla- vuz da kullanmadığı için büyüz dalgalar — yapmıştır. Bu yüzden rıhtımlar hasara — uğradığı gibi balıkçılık enstitüsünün Balta li manında duran bir motörü ka - yalara çarparak parçalanmıştır. Hâdise hakkında liman idaresi tahkikata başlamıştır. Hasar hesap edilip — acenteye cezasile beraber ödetilecektir. supları, itfaiye teşkilâtı, bankalar müdür, idare meclisleri reisi va azaları, emniyet ve âsayiş işle - rile uğraşanlar. Sayım işinin idarecileri nokta sından vali ve kaymakamların lü. zum göreceği nisbette — emniyet, jandarma ve gümrük muhafaza teşkilâtları mensupları. Doktor: “-Lâvrens sağ kâlsayd. kö- ——— türüm olacaktıl,, diyor. Kardeşi: “Biraderimin son zaman- larda Berline gittiği yalagdırl,, diyor “Adamın kim olduğunu bilmi: yordum., Motosikletin fenerinden | kırılan camlar yola dağılmıştı.. A- | yağımla iteledim.. “Benim bisikletimin çamurluğu ve arka tekerleği ezilmişti.. Sonra eve geldim.. Ve meseleyi annemt Frank Eletcher isminde olan bu | şöyledim.. Annem de vaziyeti kar çocuk Abert Hargrenve ismindeki | zaya uğrayan Albertin annesint anlattı... “Kaza olduğu zaman görünür de hiç bir otomobil yoktu.. Lâstik patlamasına benzer bir şey de işit- medim.., Lâvrensin başmdan geçen kaza, $0n zamanki hayatı ve — ölümüne dair gelen diğer haberler şunlar * dır: Lâvrense bakan doktorlardan biri demiştir ki: “Lâvrens iyi olsaydı da kötürüm kalacaktı.,, ğ Lâvrensin kardeşi demiştir ki: * Kardeşimin son zamanlarda Berline gitmiş olduğu havadisi yas landır.,, Casus Lâvrens Raşçlza hlm fafmela gömüldü Londra, 22 (Hususi) — “Ars bistanın tacsız kralı,, diye anılaf casus Lavrens bugün Morengtor daki küçük mezarlığa gömülmüf tür. Cenaze merasiminde general - ler, amiraller, — lortlar ve avami kamaraları mümessilleri bulun * muş, fakat Lâvrensin — vasiyeti mucibince ne çiçek, ne de çelen? Lâvrens bir kaç yıldanberi ter şıdığı (Şav) adile gömülmüş, mu* melesi bu ada göre yapılmıştır. | Bütün çocukların kulağına küpe olsut Tabanca ile oyun olmaz! Kandillide Pürtelâş mahallesi” müdür | bah kalkmış ve Akdenize çık -| de oturan Şevkinin yedi yaşınd& ki oğlu Sabri dün odada oynar * ken yastık altında duran babâ$” nın tabancasını eline geçirmi$ * tir. Sabri tabanca ile sokaktaki 9” cukları korkutmak istemiş, doğru ilerlerken, parmaklar! K tiğine dokunmuş, çıkan çocuğu kolundan yırılıl'"'j" Sabri çocuk hastanesine kaldt rılmıştır. D Gi Profesör Frank'ın ilk dersi vd Üniversitede Tıb Fakü' düs profesörlerinden M. Fnl'*' çenif ilk açılan dersini üniversi!” konferans salonunda nrılîl”'ı'd Derste bütün Tıb — Faküle, profesör ve talebesi hazır bt muştur. Dersin mevzuu (şeker Iııl’ı' ği ve tedavi çareleri) dir. ——