12 — ORMANIN Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikanın balta görmemiş arman | larında geçen aşk - ve kahramanlık, heyecan, esrar ve - tetkik romanı ma No: 7 gamama Yazan: Rıza Şekib we Acı acı kökreyen aslanın sesi her adımda daha kuvvetli işitiliyordu Gözlerinin donukluğu — artık çok yaşamıyacağını gösteriyor - du. Gi Üzül Fatuşu yara- Ilyan ok Bir sabahtı. Murad, birdenbire yakalandğı hastalıktan artık kur - tulmuş, gözünü açar gibi olmuştu. Mücudunum sızıları geçmiş, şişen göz kapakları ve bacakları olduk - ça inmişti... Karşa ormanınm sık ağaçlı yer- lerinde koyu gölgeler daha çekil - memişti.. “Murad, etrafına bakmdı.. Kü - gük Süleymanla Karşa mışıl mışıl uyuyorlardı.. .. Kendilerini her akşam kapıda nöbetleşen aslanlarından biri bek- Kyordu.. Fakat hiç birini göreme- di, Ne Bora, ne Fatuş, ne Şeytan!!. Bunlar nereye gitmiş olabilirler- di?, Murad doğrukdu. — Neredeyse güneş doğarak muğrıranın kapısı önünde yükselen — büyük ağacın geniş yaprakları arasından süzüle- lerk geşidi ışığa boğacaktı... Acaba ava mı çıkmışlardı?. Buna da pek kendini inandıra- madı... Çünkü ne Bora, ne Fatuş, ne Şeytan Aslanlı Hükümdarsız bir 'yere açılamazlardı.. Yavuz gitmiş olsaydı muhakkak kendilerine ha- ber bırakırdı.. Murad tereddüd - tem kurtulmak için seslendi: — Karşa! Karşa!.. Karşa gözlerini mırıkdandı: g Ne var amca?, —— Kızm! Baban ava mrı gitti? <— Bilmiyorum... uğuşturarak — Sana bir şey söylemedi mi ?. | — Hayır.... — O halde gitmemiş olacak, seslensene bakalım!. — Peki... . Karşa mağaranın kapısına doğ- ru ilerlediği sırada Süleyman da uyanmıştı... — Nereye gidiyorsun Karşa?. — Amcam babamı çağırmamı söyledi.. Seslenmeye! .. Karşa mağaradan çıktı; ilerle - di.. Şimdi yalnız onun — babasına seslendiği işidiliyordu.. Karşanın gidişiyle dönüşü ara - sımda çok zaman geçmedi.. Mağaranın kapısında görünür görünmez: — Babam yerinde yok, cevab vermiyor, dedi.. . Murad, Karşaya — doğru yavaş yavaş yürürken düşünüyordu. Şimdiye kadar kendilerine ha - ber vermeden ayrılmıyan Yavu - zun böyle ortada görünmeyişi ta- bit değildi.. Muhakkak bir hâdise vardı... Haber vermeye vakit bu - Jamadan gitmek mecburiyetinde kakmış olacaktı.. , Murad, mümkün olduğu kadar bış:nnk kardeşine seslendi.. BO EELE N KİZİ Üçüncü bağrışmda onun .yerine | kulağına — yaralı bir aslanın acı kökreyişi çarptı ve bunu Yavuzun tiz sesi takib etti: — Buradayım.. Fatuş yaralı.. Fatuşu acaba kim yaralamıştı? Murad, Süleymanla Karşayı ya- nına alarak Yavuzun bulunduğu yere doğru uzaklaştı.. Acı acı kökremekte devam eden aslanın sesini gitikçe — daha kuv- vetli işidiyorlardı. Yüksek dallar - daki maymunların keskin - sesleri acele acele oradan buraya, bura - dan oraya koşuşmaları - ormanda fevkalâde bir hâdisenin geçtiğine işaretti... — Ne oldu Yavuz?. — Fatuşu yaraladılar... — Kim?. — Gene bir Niyam Niyamlı o - lacak!... İ — Yarası ağır mı?. — Hayır.. Fakat hayvana çok | &CI veriyOr'.. — Neresinde?. — Sol ard ayağınım kaba etin- de.... — Bu işi Niyam — Niyamlının yaptığını nereden anladım?. Yavuz cevab vermedi.. — Fakat sol tarafında yerde duran siyah bir oku işaret etti. Bumu ancak Ni - yam Niyamlılar — kullanırlardı .. Gerçi Niyam Niyamlıların — ok ve yay kullananları pek azdır. Onlar ekseriya keskin bir bıçağı oktan üstün tutarlar.. Fakat, böyle vah - şi hayvan avlarında onu da yan - larından eksik etmezler.. Murad, yerden oku eline alır - ken mırıldandı: — Gene bunlarla başlayacağız sanırm.. — Evet.. Gene azıtmış olacak - lar... . uğraşmıya Yavuz, hayvanmım yarasmı, ucu çatallı oku çekip çıkarırken geniş- letmişti.. Ucunun zehirli olmasm- dan da korkuyor, Fatuşunu kay - betmek üzüntüsiyle kıvranıyordu . Her ihtimale karşı admı kendi - sinin bile bilmediği bir ot aradı .. Bu otun koparıldığı yerden sızan , beyaz, süd kıvamındaki mayi ze- hirli ok yaralarma — damlatılarak muhakkak bir ölümün önüne ge - çileceğini ihtiyar dostu vahşi Hi - şamdan öğrenmişti.. Bu otu buluncıya kadar epeyce zorluk çekti... Nihayet ele geçire- bildi.. Bir kaç kökü yan yana geti- rerek kopardı.. Sızan beyaz dam - laları Fatuşun yarasma akıttı... Murad, Karşa ve Süleyman ya - râalı hayvanın başında idiler.. Hay- vanın, yarasına — gösterdiği alâka yüzünden Yavuza öyle derin bir bakışı vardı ki bundaki derin mâ- nayı her gören göz kolayca anla - yabilirdi. Murad, Yavuza sordu: — Bora nerede?. | — Onu bilmiyorum.. — Fakat| vahşinin izinden gittiği muhak - kak.. Şimdi neredeyse görünür .. — Sakin onun da başma bir fe- lâket gelmiş olmasın... ğ KDeosu ber) | zi OMMTL atf dat Ihtiyat zabitlerin | Ekonomi bakanı Celâl Bayarı ticaret odaları kongresini açarken söylediği nutuk: | kabul edilir. Bizzat müraaet edecek- Beyoğlunda Yüksek kaldızım- HABER — Akşam Posftası yoklaması Eminönü Askerlik Şubesinden: 1076 numaralı kanununun 46 incı | maddesi vechile her sene olduğu gibi 935 senesi ihtiyat zabitan yoklaması Haziranın birinci gününden başlıya- rak Cuma günleri sayılmamak üzere her nahiyeye dörder gün verilmek su- | retiyle Haziranın 30 uncu günü sonu" na kadar devam edecektir. (Erkân hariç) her rütbe eshabı gubemiz mıntakasında — oturdukları | mühallelere göre nahiyelere ayrılmış| ve bu tertip aşağıya yazılmıştır. 1 — Alemdar Nahiyesi 1 Haziran- dan dördüncü günü sonuna kadar. 2 — Eminönü Nahiyesi 5 — Hazi: randan 10 uncu günü sonuna kadar. 3 — Küçükpazar Nahiyesi 11 — Ha- zirandan 15 inci günü sonuna kadar. 4 — Beyazıt Nahiyesi 16 — Hazi- randan 20 inci günü sonuna kadar. | 5 — Kumkapı Nahiyesi 22 — Hazi- randan 26 ımcı günü sonuna kadar, Mütebaki günlerde — şube mınta- kasından hariç mahallelerde oturan- Tarın yoklamaları yapılacaktır. Mek- tupla müracaat edecekler — herhalde şubenin kendisine verdiği defter sıra numarasını koymak suretiyle açık künyesini ve sicil numarasını doktor, eczacı, sınıfından olanlar ihtisası bu- Tundukları şubelerini deniz - sınıfın- dan olanlar ise güverte, makine, in- şaiye, levazım şubelerinden oldukla- rımı ve müayenelerinde ve oturduk- ları yerlerde ve vazife ve işlerinde| bir tahavvül varsa açık yazacaklar-| dır. Bu suretle yazılacak mektuplar ler de nüfus hüviyet cüzdanlarımı ve yukarda sözü geçen bilginin hazırlı- ğiyle gelmeleri ilân olunur. Fatih Sulh 8 üncü Hukuk Hâ- kimliğinden: Nebahatın Aksaray Horhor C. Kızılminare 130 numarada Yani! aleyhine açtığı sulh teşebbüsü da- vasının muhakemesinde Yaninin! ikametgâhı belli olmadığından ilânen tebligat icrasına karar ve - rilmiştir. Muhakeme günü olan 15/6/935 saat 10 da Yani mahke- meye gelmediği takdirde gıyabın- da neticelendirileceği ilân olunu.-.wü RTON, Model 63 AX 6 lâmbalı-Dinamik hopar: lörlü yüzde 80 tenzilâtla Yalnız 76 Lira antensiz her yeri alır 110 ve 220 volt - Kuran kontinü ve alternatifle çalışır. Fırsattan istifade ediniz. Mikaradyo Voyvoda caddesi. Nazlı han, Galata. Tel 49071 ERRSESESEREEEREZEEESİNETTENESESEEZERAZEL D UZZETASI TEDİZEEAN da Oryantal apartımanın (3) No. lr dairesinde sakin ve Galatada Kalafat yerinde 16-18 No. lı ma ğazada Foti — Saras ve Nikolaki Zümbül oğlu ve şeriki kollektif şirketi şürekâsından — iken 13— 2—935 de ölen Foti Sarasın tere- kesine mahkemece el konmuştur. Hân gününden başlamak alacaklı ve vereceklilerin bir ay ve mirasçıların üç ay içinde Bey- oğlu dördüncü sulh hukuk mah - kemesine müracaatları ve vaktin. de alacaklarını kayıt ettirmeyen- ler hakkında medeni — kanunun 561 ve 369 uncu maddeleri hük- mü tatbik edileceği ilân olunur. (11692) raber bir kere daha gözönüne ge- SEETTEDDZLARĞERIESAĞAM Z DLDERDİLALDDN DSLSERIZSRUZ üıere'-; kavgası yoktur. 22 MAYIS — 1935 İhracatı Devletleştirmiyeceğiz! Yabancı memleketlere bozuk yahud hilel mal sürmenin Önüne geçmek ilk işdir Ankara, 21 — Dördüncü Tica-| ret ve endüstri (sanayi) odaları kongresi bugün Ökonomi Bakan- lığının Yenişehirdeki yeni binası- nn salonunda açıldı. Kongrede Ökonomi Bakanı Celâl Bayar bir söylev söyliyerek dedi ki: “Rasyonelleşme,, önümüzdeki | yıllarda emek vereceğimiz mev- zuların en üstünüdür. Rasyonal çalışma, tez başarımım, erginli- ğin ilk şartıdır. Bazı mallarrmız vardır. Tam eşi dünya yüzünde bulunmaz. Bunları “tipize,, ede- ceğiz. Bazı mallar vardır ki arsı- ulusal piyasa malıdır. Bunların | her nevinin vaziyetlerini, teferrü- | atiyle tesbit ederek ambalâjını tayin ederek “standardize,, ede- ceğiz. Arkadaşlar, bir malım menşe- inin Türkiye olması, bir itimat ve emniyet ifadesi halime gelmeli- dir. Buna, behemehal vasıl olma- lıyız, Dış ticaretimizin geçmişe a- it hatrralarının tesiri altında bu- lunuyorum. Tamamen — maziye gömmek azminde olduğumuz bu hatıraları bir — standardizasyon savaşı mevzubahsolurken hep be—ı Her gün öz ğ türkçe beş kelime 7 inci liste 1 — Emri vaki — Olut. B| ÖRNEK: H Almanya, silâhlanmakla, Avru-? payı yeni bir olut karşısında bı- raktı., Tayin etmek — 1. Belitmek, 2. Atamak Tayin — 1. Belif, 2. Atama Hİ ÖRNEKLER: ü 1 — Türkçe yazılarda, yeni kı-:! | limelerin kullanış yerini iyi belit- | mek lâzımdır. | 2—-... Konsolosluğuna Bay atanmıştır. Gazetelerde yeni atamnlar lis tesi bugün çıktı. 3 — İstihsal etmek — Üretmek # Müstahsil — Üretmen Mahsul (Genel olarak) — Ürüt, Ürün mak Müstehlik — Yoğaltman $ — AÂrr ve talep — Sunum ve istem ÖRNEKLER: ! Güdümlü ekonomi sunum ve is- tem kanunlarını altüst etti. Bu yıl dokuma piyasasında su -Hi num az, istem çoktur. Türkiyede yoğaltmanlarla U -ij retmenler arasında asığ (menfaat) Bı Buhran — yüzünden Ayrupada yalnız maddiğ sıkıntı artmış de - ğildir; yüksek fikir ve sanat Ürüt- lerinin de gittikçe azaldığını ıürü-ğ' yoruz. H Bu yıl endüstri ürünlerimiz iç Hİ pazarda, tarrm (Ziraat) ürünleri -| miz — dış piyasalarda çok Iılckl.; (rağbet) görmüştür. ı 1 4 — İstihlâk etmek — Yoğalt -İİ| — | yazıhaneler, dolaplar ve tirmemizde fayda vardır. İş! taş, paçavra, un, tuz karıştırıl? tiftik balyaları ortaları ıslatılm veya ecnebi maddeler sokulnmil pamuk balyaları, hattâ kükü lenmiş arpa,... Örneklerini — sıralayabil miz bu fena hareketleri stand dizasyon yolu ile kapatmalıy” Kurtlanmaması için dikkatli lunmalıyız. Şunu da - söyliyey? ki, ihracatı devlet inhisarına mak yolunu takip ettiğimiz h#e'| kında yapılmak istenen bazı yıtlar asılsız ve en hafif tabiri cahilânedir. Ticaretimizi teşkilö landırmağı ulusal muvaffakiyel| miz için en kestirme yol telâk ediyoruz. Tüccarlarımıza geli: biz onları ulusal ökonomik —K kınmamızın gerekli elemanli| sayıyoruz, Bir tüccar, bilhassa ” ihracatçı tüccar, nazarrmızda sal ödev (milli vazife) almış * tün adamlardan biridir. İhracâ' tüccar, yurdun bir “yedi emi dir, , “Marketing,, yani piyasa * mal hazırlama ve piyasaya p sevketme, tabiriyle kastettiği esalr işleri vekâletin salâhi: memurları size tafsilâtiyle a) deceklerdir. Ticaret ve sanayi odalarır borsalarımızda teşkilât ve çalış! | tarzlarını ruyonellqlîme-ve y yük odalarımızın teşkilâtı Ofisin iç teşkilâtıma müsavi | almalıdır.., Celâl Bayarın sözünden kongre başkanlığına, Şakir ( ne) seçildi. Encümenler “,çîl Kongre Cumartesi günü top” mak üzere dağıldı, Ankara, 21 — Parti grubu " ğün saat üçte toplandı. Topl4” da serbest meslek erbabının * zanç meselesi ile beyannamey? bi müesseselerin ayrıca m vergiye tabi tutulmaları hak” daki kanun lâyihaları üzeri! geç vakte kadar tetkikat yap' Grupta, toprak kanunu e$ rını hazırlamak üzere Partic€ pılması kararlaştırılmış olan beş kişilik komisyon seçildi. Müzayede il€ satış Hali tasfiyede bulunan t bul Esnaf Bankası Türk A? Şirketi Tasfiye Memuvlırm'w İstanbul — Yenipostahan? desinde — İstanbul Esnaf B? T. A. Şirketinin merkezinde ” nan 19 parçadan mürekkeP geyet kıymetli ve eşsiz 27f yazıhane takımı ile Milner v" tertag kasala: maki? g ları, yazı vit Mayıs 1935 cumartesi günü A 11 de müzayede suretile satil tır. Görmek istiyenler her 8 at 10 dan 16 ya kadar bankâ ” kezinde ı&obîli:!_ıg.