z ÜÜ EAV v )GN' ğ/ ; | — Hiç şimendifer kazası geçirdiniz| Mi? — Gençliğimde bir kere Böyle — bir| kaza oldu. Bir tünelden geçerken kızı diye babasını öpmüştüm! l Doktora se gelseydi! Dalgın adam kedisini suya atmağa gitmişti! Çocuğun merakı —-Sen evli değilsin, öyle mi am- | , |hayatında tanıdı- e teşekkür. Telâşla dok- torun muayene- hanesinden içeri girdi, sevinç için-| | deydi. Doktora: — Doktor, de- di, size |eqekküre' geldim. | | Doktor ziya- © retçiyi tanıyama- mıştı: — Sizi tedavi| $ ettiğimi hatırlıya- | mıyorum. Ziyaretçi gü- lümsedi: | — Beni değil, : kaynanamı teda- vi etmiştiniz. Tek | varisi zevcemdi! | ftiyorsun ha!  Kadın — Tabü! Başka bir süpürge sopası alacağım! Ilk sevgili Genç kız, | şanlısına — sordu — Doğru söyle, ği ilk kadın ben miyim? Delikanlı boş bulundu: — Yemin ede- yim sevgilim, ha- yatımda — tanıdı- ğım ve sevdiğim ilk kadın sensin! Hem ötekilerin hepsinden on kat ca? — Hayır oğlum. — Peki amma, sana bunu yap- ma, şunu yap diye kim emir veri- yor? ; Çiçekçi kız İki genç kadın arasında: — Hergün sana çiçek gönderen genç ne oldu? Artık görünmüyor. — Çiçekçi kızla evlendi! — Benim namuslu bir kadın - oldu- Şumu hatırlamanız, ona göre hareket etmeniz Idaımdı. — Affodersiniz, görünüşe aldan | mişfım / daha sevimlisin! mek kaynananız 0- lTuyorum, — Eyvak! — Ben bunu düşünme -l miştimm. Kadın ve hesab Terbiyesiz ve düşüncesizin biti, bir kadına yaşını sormak gafleti- ni göstermişti. Kadın cevap ver- | di: — Durun hesap edeyim, on se- kiz yaşında evlenmiştim. Kocam ©o zaman otuz yaşındaydı. Şimdi altmış yaşında, yani yaşı bir misli artmış, şu halde ben de bir misli yaşlanmış olmam lâözimgeldiğine göre şimdi 36 yaşındayım. Memurun ve daktıl onun ! Daha iyi Genç kadın kederli ve düşün- | celiydi. Arkadaşına dert yandı: —Dünaksam kocam sokağa çıkmıştı. Gece geç vakit döndü. | Saatlerce nerede vakit geçirdiğini bile bilmiyorum. Arkadaşı daha tecrübeliydi: — Üzülme, dedi, böyle hilme- mek daha iyi! Bilsen herhal:le da- ha fazla üzülürsün! Erkek -- Bana bu kaba hareketi yaptıktan sonra, bir de para is hülyaları! Hizmetçi zekası Süheylâ, eski apartıman — kom- şusu Meleğin zi- İyıretlerinden hiç hoşlanmıyordu . Yeni hizmetçisine talimat verdi: — Sağ yanağı | belli, çirkin Bir| kadın gelip beni sorarsa evde yok| |dersin.. | ; Tesadüf — ola- İcak tam ©o gün Melek eski kom-| ; şusunu ıiyırele' geldi. Zekâsı ııekı pde fazla olmıyan W atdeen' - İllah pıyı açtıktan son- ra sordu: — Sağ yanağı belli, çirkin bir yan siz misiniz? Eğer sizseniz bi- zim bayan evde yok! İ sigası Dalgınlıkla mu- | izzam bir gaf yapmışlardı. İçle- rinden biri hid- detle söylendi: | — Neeşek a- damlarız! Arkadaşı kız- ydı: — Rica ederim | : müfred sigası | kullan.. — Peki! Ne e- şek adamsın! Eoczacı — Oku « maşına okuyo -« rum ama bu reçete değil, mektup.. Kadın — Bon de bilyorum ama ni - şanlımın — yazısı - mı — okuyamıyorum İda onun için.. ' Gazete müÜüvezzii İyi yürekli bir adamcağızdı. Koltuğunun altında 48 zer sayıfa- lık kocaman gazete yığınıyle müş- teri bekliyen küçük müvezzii gö- rünce acıdı ve sordu: — Oğlum bu gazeteler seni yor- muyor mu? Çocuk cevap verdi: — Hayır, onları okumuyorum ki! — Bir daha rahı içmiyeceğinc da min el! ir en sevdiğin $ey ü — Bir 62 lik Ttakı üzerine yemin e derim, — Baba, barometre düştü! — Ne kadar? — İki metre kadar ama, kırıldı ar tık işe yaramaz! — Aşağı in de adamcağızdan - özüf dile.. Ne olmuşki.. Patron, bermutad yarım — saal geç kalmış olan yeni memuru pay” | lamak istedi: — Saat dokuzda burada bulurn | malıydınız. dedi. Memur safiyetle sordu. — Niçin? Görülmeğe değer bir | | hâdise mi oldu? — Otomobili zevceniz mi idare *” yor? — Bvet.. Yani ben hatanıyory' ©| ma idare eden o.. Nereye gidecei © söylüyor.