A A KaraMaske ç- zmxuz f Polis hafiyesi ( X: 9 )un h_arik_ulâde maceral_arı ş e ÇASILTRS VARIR VARMAZ DoLİS OLUB BİTEN / HABER VE manı bir sinema seyreder gibi taki; edecek, heyecandan heyecana dü- STiV, SiZz 'da ETTIR ;ak İYİ, BANA DİM ETMEBEK İSTER - MİSİNİZZ. N ARTIR DÖN SANMUPTIRA, STİVCİĞİM. ' KAR MASKEnin hülâsası ÇOCUKLAR IİÇİN i BOBiNİN A UGUK MU? O YARIŞ T TLĞ öPTÜ 7M DİRİ BİLE BİR7 RINDE NE ARAYOR ? D SS ni ÇıRARM HKÖREK İÇİN BİĞKÜİ VEl ıyiı.:ş;ı' f - g ' OU VERDEM... | Polis hafiyesi X: 9 Şikagodâ MiT : Hİ VEYABIR Karamaske isminde — bir haydud etesiyle çarpışmaktadır. Bu çet? | Marlo isminde zengin bir adam! bir hile ile kaçnmışlar — ve Skul çiftliğinde kayaların içindeki bi | mağaraya hapsetmişlerdir. M:9 işe evvelâ telsiz istasyonundan bMt!| lamak kararını veriyor. Fakat bir , | 2 — RAGASTANIN OĞLU - e doğru sürüklediği- Dik, dar, çürük basamaklı bir mer- diren görünce korkusu arttı. Bu basa- maklardan çıkarsa bir daha inemiye- ceğini, gençliğinin, güzelliğinin, aşkı- nın, hayatının sona ereceğini anladı.. — Madam! diye kekeledi.. Geri çekildi. Bu anda serbest olmak için her şe- yi fedaya hazırdı. Müfhiş bir zindanda bulunacağını hissediyordu. — Madam, ben çıkmak — isterim!. Dışarı çıkmak isterim... Fakat sözünlü bitirmeden iki asabi kolun kendisini bir çocuk gibi kaldır- dığmı farketti.. Deli, Jiyeti yakalıyarak sakin bir gülümseme ile merdivenleri çıkıyor- du. Intikam fikri kenidsine büyük bir kuvvet vermişti.. Senelerdenberi gündüzlerini, gece- lerini “kızımı bana iado ediniz!,, çığ- Değiyle doldurduğu sefil kulübesine girince Jiyeti yere bırakarak gezin- meğe başladı. Sonra buranın biricik kapısını sür- meledi. Ve bir Tâmba yakarak korku ve dehşet içinde bunalan zavallı genç kıza yaklaştı. — Güzel olup olmadığınızı sgörmek İsterim. Yüzünde tamamen saklıyamadığı bir sevinç titreyişi vardı. Lâmbayı yere koyup Jiyetin yanı- na büzbütün sokuldu. Ve yüzünü tet- kik ederek — Siz çok güzelsiniz! dedi. Jiyet titredi. Güzelliğinin, dik bakışlarla kendini korkutan bu deli kadmı kızdıracağını anladı. — Ben de eskiden sizin kadar gü- zeldim., Aşıkım dünyanın en güze) kızı olduğumu söylerdi. O güzelliğimden ne kaldı Genç kız: — Rica ederim Madam! sözlerini mırıldandı.. — Ah. Ah! Güzelliğimden ne kal- dı. Kasırga gibi gelip geçen bir. aşk beni bu hale soktu. Gözlerimden çok | yaş döküldü. Dudaklarım çok yal- vardı. rüdü. Cehennemin alevleri beyaz cildimi Dizlerim taşların üstünde çü- | yaktı. Saçlarım yollardaki böğürtlen dikenlerinde kaldı.. Deli Marjantin herkesin sandığından daha delidir. Güzel olduğunu söylüyor.. Korkunç ve uzun bir kahkaha - «a- liyerdi. Jiyet ona korku ile bakıyordu. Şimdi her şeyi anlıyordu. Düşes Detamp, sonuna kadar müt- hiş bir işkenceye maruz kalması için kendisini bir delinin eline teslim et- mişti. Marjantin, bu dar adada - dolaşı- yor, Jiyetin etrafında dönüyordu. Birdenbire sordu: — Güzel Matmazel kaç yaşındası- nız! — On yedi yaşmdayım! Deli kadın biran kadar ciddi bir tavır alarak düşünceli göründü. Son- ra yüzünde gene bir acı ve istirap be- lirdi. — İsminiz nedir?.. Jiyet kalbinde bir ümit sulesinin parladığını hisseder gibi oldu, Delinin sesi tatlılaşmıştı. Artık eskisi gibi ka- nmı donduran vahşi kahkahalar at muyor, kendisine korkunç korkunç bakmıyordu. Sakın Düşesin hesabı yanlış — çık- masın.. Yere, bir kilimin üstüne — uzanan Marjantin bir hulyaya dalmıştı. Kendini yoruyor, aklımı toplamağa, hatırlamağa çalışıyordu.. Jiyet dalgın bir tavırla: — Madam! İsmim Jiyettir. Jiyet çok güzel bir isimdir değil mi? dedi. Marjantin hemen yerinden fırla- yarak genç kızın üzerine atıldı. Asabi elleriyle onun bileklerinden yakaladı. Boynunu uzatarak yüzünü genç kızın yüzüne yaklaştırdı. — Yalan söylüyorsun! Yalan söy-| lüyorsun! Cehennemin meş'um kızı! | Jiyet öyle mi?.. Senin adın Jiyet ha! | Bunu tekrar etmeğe nasıl cesaret edi- yorsun?. Hele bir daha söyle baka- hbm! Bu sözün uğyından çıktığını işl- teyim hele! — Madam! — Sen Jiyetsin öyle mi?, Haydi o- | radan.. Beni deli mi sanıyorsun? Kızgın bir. tavırla parmaklarını genç kızın sarışın saçlarının arasımna soktu. Jiyet canımın acısından haykır- dı. Marjantin dehgetle parlıyan ı_ıy,ıknıI gözlerini kıza çevirerek gülmeğe baş- ladı: — Sen benim kızım musın? Bak söy- mweğe cesaret edemiyorsun! Ah.. Ah! değilsin ba! Birdenbire, sanki dua — ediyormuş gibi, iki elini bitiştirdi : — Jdiyet altı yaşındadır! Benim Ji- yetim altı yaşındadır. Çok güzeldir.. Sarışındır.. Gözleri mavidir. Bana *“anne! seni seviyorum,, — derdi. Her gece kucağımda uyurdu. Hayatımı Öör- | ten sırları bilmediği halde ıstırap çek- tiğimi anlardı. Mini minl kalbi ona | annesinin üzüntüde olduğunu söyler- — RAGASTANIN OGLU - 143 pusuya düşüyor. di. İşte benim kızım böyleydi.. Bu Ji- yet sen misin?.. Jiyet bu derin ve hakiki elem kar- şısında mütcessir olarak kendi der- dini unuttu. Gözlerinden — merhamet yaşları dökülmeğe başladı: — Ah Madam.. Siz de istirap çek- tiğiniz hade benim gibi mustarip olan birine niçin acımıyorsunuz, Fakat Marjantin bu sözleri hiç - şitmemiş göründü. — Sen Jiyet değilsen, o şimdi ne- rededir? Arıyorum. Bulamıyorum. O kadar dolaştım ki.. Artık yorgun düş- tüm. O nerededir? Onu benden kim kapıp kaçtı. Eğer ölmüş olsaydı ha- berim olacaktı. O öldü diye işittiğim gesler beni ekseriyetle ona — doğru yaklaştırdılar. Tam yetişeceğim sıra- da önüme aşılmaz maniler çıktı. Paris onu benden saklıyor. Şüphesiz onu da heveslerine kurban etmek İstiyor.. A- nasından sonra kızını da!.. O da - na- musu berbat edildikten sonra, benim gibi bir tekmede atılacak!.. Frunsuva.. Fransuva!, Sen ecinayetlerinin — ceza- sımı çekeceksin! Güzellik, intikamını alacaktır. Aşk intikamını — alacaktır. Bir kadm, elinde bir oyuncak gibi kır- dığın zavallı genç kızların intikamını senden alacaktır.. Jiyet son derece bir şefkatle: — Madam! Kızınızı bulmaktan ni« çin Ümidinizi kesiyorsunuz! Belki ya- kında onu bulursunuz! dedi. Delinin hali değişmişti. Gülmeeğ başladı. Yavaş şö'e: — Sus!. Onu bana getirecekler! Bana: Sen bunu yaparsan ben de sa- na kızmı getireceğim! dediler.. Ben de ne söylendiyse yapacağım ve bek- liyeceğim,