HABER — sm, AŞMA PÖüe, m Posta. !I Ademi iktidar geren gm ve bel gevşekliğini, sinir zafiyetini giderir Bahçesi, Alaturke BELVU am ” AÇILDI Nubar, bestegâr Salânattin, Şefik, Sotiri, Cemal, Marko, Ramazan, Celâl, Yasar (O) Yağmurlu ve soğuk havalarda salonda saz devam edecektir. (O) a Doktor iğ Ali ismail ! Taksimde Sürp Agop Ermeni mezarlığı içinde bulunan yeşil otlar pa AN E Haydarpaşa hastanesi bevliye ii zarlıkla satılacaktır. Bu otların tahmin bedeli 80 liradır. Şeraiti anla yk - ? mütehassısı f KUT JORMORIN iğ Urologue — Operatewr oi emeli” > bakir ğ 8| ğa girmek istiyenler de 6 liralık muvakkat teminat makbuz veya mek Kutusu 150 kuruştur rnk is) ! tubiyle beraber ihale günü olan 20 '5,/935 pazartesi günü saat 15 de Da Adres: Galata, Posta İ sana sat ikiden sekize kadar imi Enci (2686) Kat'iyyen zarar vermeden teri ke Istanbul Belediyesi ilânları Ser kokuyu tamamen izale eder. El- bise ve çoraplarınızı uzun müddet ye- | hi olarak saklar. İstanbul 223 numa. Talı posta kutusu H.T. rumuzile : kuruşluk posta pulu göndererek bel dava nümüne İsteyiniz, İİ mak üzere hergün levazım müdürlüğüne müraacaat etmelidir. Pazarir Veresiye serinlik.. ...,20$ yerleri... Salıpazar Necati Bey caddesi No. 428-43p, Tel, 44963 Metro Han: Elektrik vantilâtörü Tünel meydanı, Beyoğlu, Te44800 Beyazıd Mürekkebciler Caddesi Telefon: 24378 Kadıköy: Muvakkithane caddesi, Tel. 60790 Büyükada; 23 Nisan caddesi Tel, 56-128 Üsküdar: Şirketi Hayriye iskelesi - Tel, 60312 Taksimdeki Herhangi bir cereyan prizine takılabilir Sayesinde istediğiniz kadar Serinlik temin edebilirsiniz SATIiE'd 12 AY VADE iLE SATILIR sergiyi ziyaret ediniz —- RAGASTANIN OĞrU « Bu acı düşünce ile hıçkıra hıçkıra ağladı. Birdenbire yaklaşan bir ayak se- siyle kendini topladı. Ragastan sabahtanberi gene çocu: ğu araştırmakla meşguldü. Şimdiyse geri dönüyordu. Acaba her zamanki gibi gene: — Hiç bir şey bulamadım! cevabı nı mı verecekti? Kocasının ağladığını anlamaması İçin yüzünü gözünü silerek karşılama- ğa koştu! Ayni zamanda Ragastan kapıyı aç- tı! Yüzünde bir parlaklık vardı. Sadık Ispada Kapya çenesindeki sakalı çekiştirerek Ragastanın bu haline iştirak ediyordu. Beatris heyecanla: — Ne var?. Çabuk, çabuk söyle sevgilim, beni üzüyorsun, dedi, Ragastan karısını kucakladı: — Merak etme! Henüz... Bir şey yok! Hepsini söyliyeceğim! Beatris kendini tutmağa çalıştıy- sa da çektiği istirap gözlerinden oku- nuyordu. — Seni dinliyorum! Diye mırıldandı. — Meğin ol Beatris! Vereceğim ha- ber bir ümit mi, yoksa bir zan m heniz bilmiyorum! Bu sabah Haşa- Tat Yalağına doğru gitmiştim. Beni oraya çeken kuvvetin ne olduğumu bilmr-örum. Eğer oğlumuz Paristey- Se onu muhakkak orada bulacağımızı Sanıyorum. — Napolideki çingene de onu orada görmüş! — Çingene orada, ismini bilmediği ve calınmış bir çocuk olduğunu işitti. #İ bir delikanlı görmüş! Her neyse, İspada Kapya ile bütün sokakları gez dik! Meyhaneleri dolaştık, sorduk, soruşturduk... — E sonra? — Serseriler müthiş sir saklıyorlar. Ve hiç bir şey söylemiyorlar. Hattâ kılıela boğazlarına basılmış olsa bile ağızlarından bir kelime slmak müm- kün olmuyor. Yalnız bir bekçiden ha- ber aldım ki bir çingene karısı bir çok sene evvel Haşarat Yatağma.... — Rica ederim sözünü tamamla! — Bir değil iki çalınmış çocuk ge tirmiş! — Ayni zamanda mı?. — Bunu kat'i olarak söylemedi. Prenses Beatris ayağa kalkarak kocasının boynuna sarıldı. — Bunlardır birisi muhakkak bi- zim çocuğumuzdur! Ragastan karısını bir koltuk san- dalyesine kadar götürdü. — Ben de senin gibi, ayni ümide kapılıyorum. Bu malümatı aldıktan sonra Haşarat Yatağına girmek için çok uğraştım. Araya adamlar koy- dum. Büyük bir para vadetitm, Fakat bütün emeklerim boşa gitti. Bu serse- rilerin kandırılması münkün olmıyan nöbetçileri var, Herifler sözlerime güldüler.. Hattâ içlerinden biri: Kral Birinci Fransuva bile buraya gire- mez! dedi. Ispada Kapya kılıcı çek- ti. Fakat ben gene yerine koydurdum. Neye yarar? Herifler kalabalık oldu- Zu için halimiz fena olacaktı. Bunüun- la beraber tatlılıkla çalışarak hiç bir şey elde edilemedi. Buna acınırım, fa- kat kabahat benim değil! Beni bir dost gibi kabul etmediler. Onlar za- rarlı çıkacaklar! Bu sefer düşman gi- bi gidip gireceğim, Fransa Kralı bana yardım edecektir. — Bundan emin misin? — Eminim! Fransa sarayına gelen — RAGASTANIN OGLU — 1» O her yerde hazir ve nazırdır. Bir or- man, rüzgârın esrarengiz musikisiyle okşadığı en hoş bir mabettir. Dağlar, Notr Dam kilisesinin zavallı sütunla- rından çok duha güzeldir. Mösyöler, insanları istedikleri gibi sevmeğe, iba- det etmeğe niçin bırakmamalı! Bütün kaidelerin büyüklüğüne bir hakaret teşkil ettiği dinç, büyük, kuvvetli bir kaide olan inanışta serbest bırakıl maktan güzel he vardır. Kalven acı hir sesle: — Ya mukades kitaplar! diye ba- gırdı. Loyola: — İşte buda yeni feylesofların! düşüncesi! Sizin gibi hir zatın böyle| nazariyeleri, dini dalaletin bu men- fur tasavvurlarını hakikat olarak ka» | bul etmesine hayret ediyorum! dedi. Raböle cevap verdi: g — Aziz misafirim! Yüksek düşün- celerinizin karşısında hürmetle baş eğenlerdenim! Umumi bir uzlaşma temini maksadiyle o sözleri söyledim. Ben de vicdanlarımızı gören Cenabı hakkın, sizin kavgacı fikirlerinizden çok benim uzlaştırıcı düşüncelerim- den memnun olacağına eminim. — Çünkü siz Cenahıhakkı zayıf bir mahlük olarak düşünüyorsunuz" Çün- kü Mesihin ayni zamanda merhametli ve şiddetli olduğunu onlamamışsınız! İyi biliniz ki Cenabıhak kuvvetlidir. Mösyö Raböle! Sizi yeni feylesoflar- dan biri olarak selâmlamakla iftihar duyarım! Fakat şunu da söyliyeyim ki Hiristiyanlığı öldüren felsefedir. Kalven de bu sözü başiyle tastik etti, O da felsefenin bir düşmanıydı! 0 yeni bir mezhep istiyordu, felse- fe değil! Raböle ikisinin de bardaklarına Deviniyer şarabından doldurarak cid. di bit sesle: — İçiniz kardeşlerim! dedi. İki rakip bardaklarını kaldırarak bir içişte boşaTtılar! Sonra Loyola daha büyük bir şid- detle söze başladı — Ben feylesoflara karşı müthiş bir harp açıyorum. Yakın zamanda dalalet ve fen yeryüzünden kalkacak- tır, İlim mel'undur. Cehalet mukad- destir. İspanyada işe evvelâ kitap ya- zanları şiddetle takipten buşladık. Fransada Hiristiyan Kralı Fransuva dö Valuvadan ayni şey için müsaade aldım. Odun yığınlarının alevleri Hi- tistiyanlık uyanışının mes'ut sabahs o- Tacaktır, Alimlerin, dalalete düşenle- rin vay haline! Pariste Etyen Dele isminde gebertilecek bir adam da var, Mel'un olan ilim ve fenni mahvetmek için evvelâ matbaacılığı kesip kökün- den atmak Jâzemdir. o Matbaacılığı mahvetmek için de Doleyi öldürece- Ziz! (Manfred yumruklarını sıktı.) Pariste bir fenalık merkezi daha var: Haşarat Yatağı!. Burası dilencilerin, serserilerin barındıkları ve dine karsı gelen rezillerin sığındıkları yerdir, Biz Iaaşrat Yatağını da temelinden yıkacağız! (Manfred sarardı.) Size söylüyorum. Bu harbe başlandı. Ru harpte bizimle birlik olmıyanlara düş- man gözüyle bakacağız! Ya salibi ya ateşi seçmeleri lâzımdır. Ya salip dün. yaya hâkim olacak, ya dünya teme. linden yıkılacaktır. Kalven atıldı: — Evet, salip dünyaya hâkim ola- cak!, Fakat bunu gösteren adamlar kötü! Yeni papazlar lâzrm., Dini liya- katsiz reislerden temizlemeli. Dünya- da yalnız bir mukaddes hâkimiyet