XV0 MAYIS — K Ingiliz kralının ahçı, Busün için: başısile bir mülâkat Hafif bir kahvealtı!- Kraliçe boğa- HABER — AEŞN Fostan Sugünkü ve dünkü var ki değişmiyor: Dökülüşü, sey- relişi... Bu, dün de böyleydi; bu ULUS K saçlara bir bakış Yazan; Nait lml Erkek saçlarınım bir hakikati Kadircan Kaflı e | savaş romani IZI eeeme saseaaaanAnzEşsap ea nassa . Ateşe kavuşmuşlardı, artik on-' zına düşkün müdür? - Profesör günde böyledir. e H iğer taraftan, bugünkü n ğ mü, ahçı mı ? saçlarını ağıza almağa bile yana- Jarın demirden baltaları olacaktı Tahta çıkışının yirmi” beşinci| Şimdi yemek listesini ben yalnız-| jarYorum. Çü""“b_:'::;:: —— — ——— — ca hazırlıyor ve Kraliçeye gönde- sları, yarın a Panço, dinledikçe sessizleşiyor İçeride, mağaranın yarı karan- yıdönümü dünyanın her yerind! İngiliz Kralından bahis yazılar| çıktı. Bu arada bir Fransız gazete- cisi de İngiliz Kralının ahçıbaşısı ile bir mülâkat yapmıştır. Bu mü lâkatını şöyle anlatıyor: siyah, gözlerimize çarpıyor. Ve gok beğendiğiniz bir esmer güze- Hini, gün geçmeden, bir. Anglo— Sakson dişisi kadar saman — gibi sapsarı bir çevre içerisinde görü- yorsunuz... riyorum. Kendisi bu yaptığım lis- teye bir göz gezdiriyor, ekseriya aynen kabul edip iade ediyar. Ba- zan da istemediği şeyleri kurşun kalemle hafifçe çiziyor. ve Tugayın gözlerinin içinde, söz- lerinin doğru olup olmadığını oku- mak istiyordu. Tugay: — İnanmazsan sana göstere - hık köşesinde, kuru — ve kalm kü - tüklerden kalma, parlak, ılık, ya » kut benizli ateş korları, sessiz tit « riyordu.. Yeni gelenler, oyuklarından fır- layan iri gözlerle, başlar ileride, Sandviçler | ea G Teti omuzlar kalkık ve ağızlar açık, ba- Kaz cıi?h, tere ve yumurta, Saçlarım uzunu, ;MĞŞ bir şey- Panço, dereden — çıktı. Henüz | ka kaldılar, . domateşç iyar, v di. Fakat bu gözdelik, hiç bir za-| v 4 dan suların damladığı ak atı- | — Baktılar, baktılar ve sonra: Tereotlu ince ekmek dilimler: , man o saçların da yaşlanıp kırlaş- na bindi: , | — Bu, olur şey mi bu?. Muhlel'ı.f pastalar ması veya kar gibi bembeyaz ol-| — — Haydi !.. | Der gibi Tugaym yüzüne bak « Zencefilli gatolar. masınm önüne geçemedi. Dedi.. tılar.. Çikolatalı sadviçler. Portakallı pasta Erikli pasta Kedi dili denilen ince yassı bi: küi 'din ne olurdu! İşte bügün senin| |. Gevi : - | vi kadar alımlı idi., Mü(enevy.i bi’kfjî_i"_'" saçın ağarmışken, o, verdiğin bir :':;o::: ağacını devirmeye çalı ıMq ; TeREERE Sen—Jorj biskiiisi, tatam saç gençliğinin en güzel ha-| * Aj p , şakaklarından a - | — Ellerini yaklaştırdılar. Pötifur . ç j tırası olarak elimde simsiyah ka- küs l ler. bağter ve kebaklarmiş Dokündürlaler ve ' Bükieci yertili Tıııy_ı_ğlı ince siyah ve beyaz lacaktı..,, yüzünün iki tarafından — göğsüne | çektiler. eh;ek rıhlımlcn * ğ _' K sızıyordu . Sonra Tugâym yanma atıldılar. Aîedud Bu'küçük his oyumu, ön dokür| — opi n A ona da İştanlatlı vet — | Onun ellerini tuttular. Avüçlürine ududü zuncuü âarm garip İngiliz şairlerin | — geee e l L l b ltamez | da, bütün — sevgi ve saygıları ile g:”g"m'h â'küi desi Oskar Vüyld'in bir macernsk |.( v böyle iliklerimize kadar | sıktılar.. Panço sordu: ndurmalı kahve nt aklıma getirdi... ei Eime at Üa < | x ö Ben, batki Hakelliğ düka? Portakal'şerbeti ve limonata ü Şair Oskar Vayld; Amerikaya ::l“ii:n değ ei veR” Kim y::d’i ıu:' bm?în yi . / Yukarıdaki liste Hindistan imı- İFgiliz kralırın aşçıbaşısı Sedar | yi, konfrans seyahatine çıkmıştı. Değl Tugay cevab vermedi.. Yavaş — paratoru ve İngiltere Kralı Haş-| İ . Döndüğü zaman, arkadaşları Ş 'ugayla arkadı - a metlâ Beşinci Corcun ve kımığ ga K;:_ ahçılığı - vazifesi çok ona muvaffakiyeti hakkında sor- _m(: ::lıîdı.. ğ e Si | ::::::mm 3: r:."î Kraliçe Mşri_ııiu sabah kavaltıla-| güç müdür? dular: Üç adam, çam ormanının yama- | nimini yeşil — filizlerle dolan bir — ; Tinın İistesidir. — Hayır. Bön yalnız Kral, Kra-| — Oskar Vayld gülerek: emdaki kocaman mağaranın ka - | toprak yığınını gösterdi: j Ben hem bunu tetkik ediyor, de ayni zamanda Beşinci Corea feykalâde benziyen ahcısı- at eme z eli S vlakEşeen — bÜrüSü Ü- | Eski bir şairin sevgilisine şu sözlerini çok iyi hatırlarım: *“Ne olurdu sevgilim, der.. O zaman saçından bir tutam versey- “— Muvaffakiyet mi dedi. İs- tediğinizden âlâsmı kazandım.. İ- kâtip tutmuştum. Bunlardan bi- liçe ve bunların emrettikleri Iıiı:ı-l selerin yemeğiyle alâkadar oluv' : rüm. Sarayda bulunan diğer kim-/ ki İleride başka bir tepeciğin ke - narımna geçerken Tugaçara rast ta olduğu halde kalım ve kocraman pısma yaklaştılar.. Bir kaç adım ötede, bir kayanm üstüne yanyana oturarak iki kişi | Tugay, ateşin hafif kızıllığında gittikçe güzelleşen ve gençleşen geldiler.. Elinde granitten bir bal- | kemikli yüzü, parlak bakışları ve heybetli gövdesiyle, adsız bir tan- — Burada yaatn adam.. Bu, bie yabancı adsızdır. Bize adını söy - | lemedi.. Kimi ölduğtmu tarifama - da isticvap ediyotdum: selerin, hattâ benim bile yemeğim) daha vardı. — Onlar da Ulcayla | dr.. Fakat işte bizPatöşe kâvuştur « — Fakat Su listede na şampan aei WE, SK tam armaran olarak isteyenlere SEGARR K ya, ne Je başka bir içki yar? — | Ben kırk senedir Kral Corca hiz-| j (K OTL OU MRON SO SSS| — Tügayım kizı ve öbanin en yiğit, | — — Fakat nasıl?. * 000! Kendinizi galiba Fran-| Met ederim, Saray teamülüne gö- z en yakışıklı delikanlısı... — İki odunu biribirine — sürte- sada zannediyorsunuz, — İngiltere. sarayında içki pek az içilir. Bana İngiltere saraymın çoki nüfuslu şahsiyetlerinden biri an- lattı. Kral Corç vaktiyle çok, am-| ni de birlikte götürmüştür, İngiliz- ma pek çok içermiş. Bu- - iptilâsı büyük harp esnasında birdenbire İngiliz sarayında Krallara hizmet her ikisine de izin vermek mec- re bir veliaht Kral olunca hususi! buriyetinde kaldım, çünkü biri, ahçısı da saray ahçısı olur. Evvel-| parmaklarma kramp gelerek has- ki ahçı ise tekaüd edilir. Kırk se-| taneye kaldırıldı, ötekinin ise, ba- nedenberi Kral nereye giderse be-| şı cascavlak kaldı..,, Hikmet Münir lerden iyi ahçı yetişemediği için T | Şişli Etfal hastanesinde Üç adam bir kaç saniye durdu- lar... İki gence baktılar. Sonra başlarını çevirdiler biribirlerinin gözlerini buldular.. Tugay: — Bunlarm çocukları, birer in- san yavrusu gibi büyüyecekler!.... Onlara ne mutlu!. . rek.... —???'0.. — Evet.. Lâkin yalnız bunu bil- mek ateşi yaratmak için yetmez ., — Daha çok şeyler — bilmek gerek.. — Size hepsini — yakında anlatırım.. Şimdilik her şeyden önce yapıla - cak bir iş var ki, bir dakika bile — *ona ermiş, Harp esnasında Fran- etmiş olan bütün ahçılar benim Göz mütahassısı doktor İ ildi ai SÜliz D Diye mırıldandı.. beklemek doğru değildir.. l"ıııın;::: ?ı: birlikti R;:ıı.k vi | ibi Fransızdır. Meselâ pencere £ Rıfat Ahmed Gözberk Ü 5aa eai — Nedir?. e yi İ S ene ei 3 ÇA y Pikzş. Kral remekta Ferasi ll den bakınız bahçede beyaz saçlı, C. Halk Fırkası sırasında kiz li-â, — — Bugünü görebildiğimiz için | — Ateşi bütün ülkeye vermek.. — isicümhurunun kendisine takdim altın çerçeve gözlüklü adamı gö- rüyor musunuz? vesi karşısında 32 numarada. Mua-$ bize de ne mutlu!.. Hazar Hana sezdirmeden, bütün — Panço ile Tugaçar, bu sözlere | ülkeye dağıtmak.... Dağıldıktan bir türlü inanamıyordu.. Tugay | ve herkesin ateşi olduktan — sonra ya aklımı oynatmıştı, yahut rüya - | Hazar Han hangimizin elinden a- edilen bütün içkileri reddederek Z yalnızca su içtiğini görünce Puan-| — — Evet. Sorbon Üniversitesi karenin kendisine bir ders vermek| Profesörlerine benziyor. ' yene saatleri saat 15 ten 18 e hdnr(l ———0 elie di İ z onun bül ü « istediğini sanmış. — Tamam. İşte bu adam Krali:| SE ĞN AMT aa Bundan müteessir olmuş ve bir| çe Viktorya ve Edvardın ahçısı || — Ulcay!.. Ulcay!. le 'mıuı!hrmın gerisindedir.. O- — kaç gün sonra etrafına adamları-| dır. Buraya maaşımı almak - içinli Akşem Postası Genç kız koşa a ldi. Bi - | baya saldırırsa ve bizi ateşsiz bı « — nt çağirmış. Ve hepsinin önünde| gelmiştir. İDARE EBVİ GKYL ç ge FAŞ Blaşi bile bit ' bir daha- içki ” kullanmıyacağma| ISTANBUL ANKARA CADDESI İi n Si Ki di Yd FARARL yemin etmiş. O zamandan beri de AA am z e Ş Vdi sazlele yömir at a kaz Tpit S BO g VÜĞ Ht İş arıyorum | Aörceli İV9TANDUL — Ona ateşi gösterdin mi?, — | lay bi rşey yoktur. DN y d Ğd 25 yaşındayım, lise son sınıftar Ulcay, babasına ve onun yanın- | — .Ev.el... Bunu ben de işittim .. ÖL ö'Ga ğ tasdiknamem vardır. — İngilizce | | dakilere ayrı ayrı baktı: Öyle imiş... Ahçıbaşı gülümsedi: ğt -. — Ateşi elden kaçırmak kor - — O halde, Panco, sen bizim — Onun da böyle bir yeminde fransızca bilirim, hesap ve türk İnileE Tolürdülkikü.. O” | Göğümktle 5i z bulunduğunu işitmedim! çem bilhassa kuvvetlidir. Iumn Bdeebli 180 Gi Vin 101ğ kusiyle o kadar doluyı » O - | hepimizden büyüksün.. Ateşi en — Kral ailesi boğazlarına düş-. kün müdürler? — Bu suale Kraliçeden maada- ları için derhal, hayır diyolıiliı'hn.[ Hoş Kraliçe de obur değildir. Lâ- kin yemek hususunda bir hayli prndüı. Az,; fakat müte-| Nevvi yemek yer. — Yemek listelerini nasıl ha- Zırlıyorsunuz? — Eskiden her sabah bu iş için Kraliçe tarafından kabul - edilir-| Zeçtikçe onların zevklerini ve ye- ; Mek istedikleri şeyleri öğrendim miktarda kefalet gösterebilirim | Ayda net altmış liradan aşağı ol İŞ mamak üzere iş arıyorum. Gün -| düz vazifeyi geceye tercih ede- Tim, Adres: Kadıköy Paste Restarı te A22 ILÂN TARİFESİ Ticaret lânlarının satırı 12,50 Resml Uânlar 10 kuruştar. brerenene n ee ssenemnnn e serEm MreEEN | Sahibi ve Nesriyat Müdürü: HASAN RASIM US Basıldığı yerı (VAKIT) Matbansı nu yalnız düşünüyorum, söylemi - yorum.. Bunun için haber verme - dim. O zaman Tugay bir eliyle Ul - cayın, diğer eliyle de delikanlının omuzlarından tuttu. Biribirlerine yaklaştırdı: — Artık ülkemizin yoksulluğu- na, ulusun çektiklerine — ağlamak G zamanı geçiyor. Yarm ve yarından sonra hepimizin tek kaygusu kal - mryacak... kısa zamanda bütün ülkeye yay « mak icin ne yapmalı?. Panço karşılık verdi: — Ben daha yaşlıyım âmma,en — büyük olan sensin Tugay!.. , Hepsi de ateş kesilmişlerdi.. Bigun atıldı: — Fakat ateşimiz nasıl çoğalacak?. Tugaçar anlattı: b — O kadar çobuk — büyür kü... — Yalnız beslemeli.... Kuru dallar, pek az..bu — Bigun bu sözlerden bir şey an - | çalılar ve odunlarla beslemeli!.. lamıyordu... Uç adam mağaraya girdiler. Tugay ekledis — Bir avuç ateş, biraz zaman Bigun da Ulcayla beraber arka- | sonra bir dağ kadar büyük olabi « larından yü lir.. (Devamı var)