1 MAYIS — 1985 ... Sovyetlerle Japonlar arasında Bir muahede imzalanabilecek “Deyli Herald,, gazetesi diplo - Mat muhabiri, Japonya ile Sovyet | - Rusya arasında yakında bir mua - hedenin aktedilmesi ihtimalinden bahsediyor. Bu muahede, “ademi tecavüz,, Muahedesidir. Japonya ile Sovyet Rusya arasında bir “ademi teca - vüz,, muahedeşi aktetmeği Sovyet Rusaya bundan epey zaman evvel teklif etmiş, fakat bir netice ha - | sı| olamamıştı. Son bir kaç ay içinde, — vaziyet | hayli değişmiş bulunuyor. Çin şark Demiryolları mesele - sinin hallolunmasından, yani bu yolların Mançukuya — satılmasın - dan sonra büyük bir ihtilâf mev- zuu ortadan kalkmıştı. Diğer bir mühim — vaziyet de, Japonyanın bugün — daha ziyade Çin üzerinde siyasi ve ökonomik tesir husule getirebilmek gayretin- de oluşudur. Fakat Japonyanım bu yeni ge - nişleme tasavvuru, kendisini A- Merika ve İngiltere ile ihtilâflı va- ziyete getirmektedir. Çünkü bu havali onların “nü - fuz mmntakası,, maktadır. Tei hit ği Makdonald Almanya aleyhinde Şiddetli bir-makale-| yazarak, sulh düşmanı tasvir ediyor Ingiltere başvekili Makdonald, kendi siyasasının naşiri efkârı o - lan News Letter,, isimli gazetede Almanya yazmıştır. * Bundan telgraf — haberi olarak kışaca bahsetmiştik. Şimdide tıf— silât veriyoruz: “Almanya aradığı onur ve sem- patiyi kazanamadı. Bilâkis, he - men bütün Avrupa — milletlerinin Şüphesini uyandırdı.,, “Almanya Avrupada karşılıklı itimat hissini mahvedecek surette hareket etmiştir. “Almanya, sulha bozdu,,, “Almanya; bana itimad edin, tize karşı bir tasavvurum olmadı - #mnr temin ederim!.,.,, diyor. Milletler, böyle bir temi- natla yatıştırılamıyacaktır. Ve böyle bir teminatr reddetmekte de haklıdırlar. “Kendisi hakkında şüphe ve em dişe uyandıracak hareketlerinden önce, Avrupada en emin memle - Almanya idi. giden yolu “Almanya, bütün gaye ve me - | todlarının endişesizce ve şüphe | duymadan kabul edilmesini ken - disini gok iyi anlıyan ve alâka gös- terenlerden isterken — haddinden î::nfulı bir talepte bulunmak - Dermatolog, Venerolog Dr. HAZIM Yoğlu İst. cad, Bekâr s. No. 9 dahilinde sayıl-. bakkmda bir makale | HABER — Alıımııı Postası Yakın Tarihten Bekirağa bölüğüne ait hatıra- | | lar o kadar çoktur ki bunları bi- rer birer anlatmak çok uzun sürer. | Sonra aradan seneler geçti. Hep- | sini bir teselsül dahilinde - sırala-| mak da biraz güç olacak... Fnlau. | bunlardan bir kaç tanesini daha anlatayım: Zavallı Boğazlıyan Kaymaka- mı Kemal asılmadan evvel ve a- | sıldıktan sonra hakkında ötede be- ride yalan yanlış bir çok - şeyler' söylendi, Hattâ sıkılmadan, utan- | madan hırsızlığından bahsettiler. | Hâlâ sağ olan ve aramızda yaşa-| | yan bir vicdansız da divanıharpte: — “İncili yorganı alıp götür- | müştür.,, Diye tamamen iftiradan ibaret | olan bir şehadette bulundu. Mer-| humun asılmasına sebep olan es- babı mucibede bu şehadet mühim bir yer tutmuştur. Halbuki zavallınm meteliği | yoktu. İlk günler hapishanede, | bizden gizli, ekmek zeytin yiyor- | nr yazdı, Bu ikinci vasiyetname- | kat benim için bir memleket kur- du. Ailesi de perişan bir haldeydi. Bunu hissettik. Para topladık da Kemale, muhalefetine rağmen, | biz arkadaşları yardım ettik, | 7 Bekirağa bölüğü mevkuflarının içinde zenginleri, fakirleri vardı. | Onun için aramızda teşkilât vücu- | da getirmiştik. Memlekete hizmet gayesiyle uğraşırken felâkete uğ- rıyarak bizim yanımıza gelen kim ' olursa olsun yardım ediyorduk. Ermeni tehcir ve taktili ile, sonra hırsızlıkla itham edilen Ke- mal gibi namuslu bir vat Indaşın bu vaziyetini hatırlanmak — benim BiRik TiREN RAHAT-EDER TWPOKİYE ZIRAMT için bir vicdan borcudur. O yarı aç ölmüştür. | Kemal asılacağımı biliyordu. , Onun için bir vasiyet hazırlamış- tı. Merhum bu vasiyetnamesinde çok ağır bir lisan kullanıyor, düş- manlarına gayet kuvvetli bir ce- vap veriyor, şerefini, namusunu müdafaa ediyor. Fakat asılmadan bir iki gün evvel bu vaşiyetname- sini geri aldı. Yerine bir başkası- sinde çoluğunu çocuğunu millete emanet ediyordu. Onun nasıl asıl- dığını daha evvel anlatmıştım. Fa- banı olan bu arkadaşa son vazi- felerini yapmak için bütün Bekir | ağa bölüğü mevkuflarının nasıl| çalıştıklarını da bir kaç kelime ile söylemek isterim, Kemalin cenazesini bütün mil- letin dikkat, heyecan ve alâkasını celbederek gürültülü bir şekilde| kaldırmak istiyorduk, Bu işin ter- | tibatını meb'uslardan Sudi üzeri- ne aldı. Merhumun cesedi teslim alındı. Ve bir tabut 1smarlandı.| 'Tabutu ısmarlayan adama ;ıınlnr tenbih edildi: Tabutu geç getireceksin, Ci- wardaki şeyhleri, hocaları toplıya- caksm. Diğer taraftan kadımnlı, erkekli, çoluklu çocuklu bir kalabalık te- mini için tertibat alındı. İcap eden yerlere haberler gönderildi. Bu kalabalığın içinde zabitlerin, trb- biyelilerin, genç mekteplilerin, ya- ni bir kelime ile münevver ve mil- Hiyetperver sınıftan insanların faz- la olmasımı istiyorduk. Kanlı Yapraklar ittihat ve Terakkinin eski Çankırı kâtibi mes'ulü Cemal Oğuz anlatıyor- .No. 7 Zavallı Kemalin cenazesinin çok[ kalabalık olmasını istiyorduk. | | Bunun için tertibat aldık ı Hükümet, cenazenin erkenden, sessiz sadasız kaldırılmasını isti-| Bir gazete muvezzıının yordu. Bunun için sabahleyin Be- | | kirağa bölüğüne gelen memurlar, merhumun ailesini tazyika başla- dılar. Onlara verdiğimiz cevap | şundan ibaretti: — Tabut daha gelmedi. Saat on bir olmuştu. Beklediği- miz insanlar grup grup gelmeğe başladı. Nihayet istediğimiz saat- te tabut da geldi. Cenazeyi hazin ve müheyyiç merasimle kaldırttık. | Yolda ve tevakkuf mahallinde he- | yecanlı nutuklar söylendi. Tabuta bir çok buketler kondu. Bu suretle bu talihsiz arkadaşımıza karşı son | vazifemizi mehma emken yapmış | oluyorduk. Ertesi gün Bekirağa bölüğüne yeni bir kafile getirildi. Bu kafile- | nin içinde Kemalin cenazesinde| tezahürat yapan, nutuk söyliyen tıbbiyeli gençler ve merhumun cenaze namazımı kıldıran imam da | vardı. Kemalin ölümünden sonra ha- pishanede eski neş'e kalmamıştı. Evvelce sabahları jimnastik ya-| par, hattâ sıçrar, oynardık, Bunun yerine hepimizi kırı bir düşünce sarmıştı. Hattâ, mevkuflardan Tevfik Rüştü Aras açlık grevine başladı. Bütün bu riçalarımıza, müdaha- | lelerimize rağmen — kararından dönmedi. Odasıma kapandı. On beş gün bir şey yemeden içmeden yattı. : Tevfik Rüştü açlık grevine baş- Tamadan evvel saçlarmı sıfır. ma- kineyle kesmişti. Bir gün refikası | ziyaretine gelmiş ve muhterem | doktoru böyle başı tamamen saç- sız görünce şaşırmış, hem de bi- raz hiddetlenmişti. Biz kendisini: — “Mecbur ettiler. Zorla kes- tirdiler!,, diye kandırmıştık. Ni- hayet grevi bir felâketle netice- lenmeden doktoru ikna ettik, O da: — “Ölmek kısmetse şerefle öl- mek daha iyi!,, diyerek bizi çok üzen inadmdan vazgeçti. İngilizler zamanında mevkuf- | larm bir kısmı tecrid edilmiş bu- lunuyordu, Bunların içinde meclisi meb'usan reisi Halil de vardı. Biz aramızda vücuda getirdiği- miz teşkilât sayesinde bu tecrid edilmiş arkadaşlarla da temas te- minine muvaffak olmuştuk, Onla- | rım arzularıyle, ihtiyaçlarıyle alâ- | kadar oluyor, onları da her şeyden haberdar ediyorduk. Halil, bir gün emniyetli bir a- dam olan Türk gardiyanıyle bize büyük bir mektup gönderdi. Meb- us Sudi bu zarfı açtı. İçinde bize| hitap edHıJJır mektup vardı, Mec- | lisi mebusan reisi bu mektubunda: , — “Gönderdiğim bu zarfr açıp ve sonra emin bir vası- | ta ile mabeyine gönderiniz,, di- | yordu. (Devamı var) I Üsküdar iskelesinde gazete sar tıcılığı yapan Saim Bozkurt mat- | baamıza geldi. Yukarıda gördü- ğünüz resmini bırakarak — şunları söyledi: — “Senelerdenberi Üsküdar is- kelesinde gazete satıyorum. Kim- seyi rahatsız etmediğim için kim- senin benden şikâyeti yoktur. Ken- di'halimde ekmek paramı kazanır- ken birkaç gündenberi orada satır cılık yapmama müsaade etmiyor- lar. Ne olur, brraksalar da - eskisi gibi çalışmağa devam etsem.,, Saimin dediklerini yazdık. Bu adamcağızın orada birkaç kuruş kazanması herhalde kimsenin za rarına olan bir şey değildir. Alâ- kadarların nazarı dikkatini celbe- deriz. * x ik Yukarıdaki — yazıyı yazdıktan sonra matbamıza — ikinci bir mü- vezzi daha geldi. İsmi Boğosmuş , | Büyükadada müvezzilik yapmak - tadır. Anlattığına göre - iki gün evvel Büyük ada iskelesinde gaze-” te satarken “burada başka bn ga- zete müvezzii var, sen satamaz - sın!.,, diyen alâkadar bir zat tara - fından dövülmüştür. Bu zavallı çocuklara biraz mer- hamet edilse olmaz mı?, Müzayede ile satış Fevkalâde meeburi satış 1935 Mayısın 3 üncü Cuma gü- nü sabah saat 10 da Kabataşda vapur iskelesi karşısında Set üstün- de Çürüksulu Mahmut Paşa apar- tımanının 2 inci katmda Bayan Nermin Rakıbe ait müzeyyen ep yalar, kıymetli tablolar, eski halı- lar, vazolar, kristal madent eşya- lar müzayede ile satılacaktır. Pey sürenlerden yüzde 25 temi- nat alınır, Satış peşindir. Tarizin en BÜYÜK mMüÜesseselerinden gelen BAYANİArA MAhSUS ZeNgİN ŞAPKA Çesihlerini gomek ıcm .îeıssıs MAĞAZISINİ / zıYArel' edımz / â'—_—'ğ/ T 7/uu ge Beyoğlu- Wum Si Tramvay manoyra. dar yübes Bteklal ladd 45340 Sent-Mari' klisası karşısında