Kara Maskeli? Polis hafiyesi (X:9 Yun ma ei & ecandan harikulâde maceraları : No. 7 İcin” : XJZA4 DOKTOR İF LAWP. YOL ÜSTİME BIRAKT ” TAN SOMRA n 84 S!LUKAŞTA gel ze oan yavaM-| LOYOLA WTOPLA (ASIZ ŞEYLER > 0 İŞİNME Meis! e 2126 NE OLA- p ğ CE e IKara Maske Hülâsası ? Li ROMAN Ş1:20 NEYSE NERİFİ SANDIK) GİR 5 — RAGASTA — Hayır! — Bir kadın mr bekliyor?., — Ah, âh!. Azizim bana kadınlar- lan bahsetme! Hepsine lânet olsun! — O halde? — Fransa kraliyle bir randevu! Lantene yerinden sıçradı. Man- fredde insanı korkutan heyecanlı bir sevinç farkeder gibi olmuştu. — Ne demek istiyorsun? — Yüzüne karşı bir alçak olduğu” nu Fransa Kralma söylemek için Luvr sarayında bir randevu verdim.. — Deli olüyorsun galiba Manfred? — ww Onun için bu gece Luvr'a gi- deceğim..Sen de beraber geleceksin değil mi?.. — Bu gece her ikimizin de ölme- sinde bir fayda görüyorsan gelirim. Fakat evvelâ iyice düşünelim. Hele bütün başına gelenleri şöyle bir am lat bakalım! Manfred vak'ayı ara sıra küfür. ler savurarak ve yumruğunu masaya vurarak baştan başa anlattı. Lantene büyük bir dikkatle dinliyordu. — Nasıl . Benimle geleceksin de gil mi? Dikkat et hayatımızda ilk de- fa olarak böyle bir sorguyu tekrar- lamağa mecbur oluyorum. — Manfred, evvelâ bana şunu söy- le, Sana karşı olan sevgimden emin misin? ” — Sana her hususta kendimden gok eminim! — Öyle ise dinle! Sana haber vere- ceğim güne kadar Luvr'a gitmiye- ceksin! | — İstediğin şey çok mühim!.. Fa- kat.. Mademki istiyorsun. Ben de| gitmiyeceğim. — Mersi kardeşim! Seni üzüntüde fazla bırakmıyacağıma söz veririm. Fakat o güne kadar buradan bir ye-| re krmıldanmıyıcağına yemin et. | BEN MöPEĞİ TIRTMAK İÇİN iyaRum. NIN OĞLU — — Yemin ederim. Lâkin çok canım sıkılıyor. O güne kadar ne yapaca" gım bilmem.. Vaktimi uyku ile geçi- receğim.. Evet böyle yapmalı. İyi bir iş. İnsan. Alttarafımı söylemekte tereddüt etti. Lantene tamamladı: — İnsan aşk yüzünden acı duydu. ğu zamanlar, . . Manfred haykırdı: — Kim söyledi bunu sana! Tantene arkadaşının elini tuttu: — Manfred. Bu fena bir şey.. Sen acılarını benden saklıyorsun.. Böyle mü olacaktı?. — Benim acılarım olduğunu nere- den çıkarıyorsun Lantene!, Vay.. Ben, en fena bucağına kadar Paris sokak- larını dolaşan bir delikanlı değil mi- yim! Güzel Madam Greguarın müş- terisi olmaktan vaz mı geçtim? Yasa- sın Madam' Greguar! Baba Greguarın alnına diktiğim boynuzları biraz daha uzatmak lizrmgelirse,, Lantene seni güldürmek için onu budaklı yapaca- Zım.. Acı ha!. Ah, ah!. Hay şeytan alsın. Bana iyice bak dostum, Ben hâlâ, sokakların kralı, devriye kolu- nun korkusu, kibar efendilerin kâbu- su, polis müdürünün azgın humması, papazlarm lânetine uğramış, kadın. Ter tarafından sevilmiş, kocalar dara» fından nefret edilmiş, kılıcıyle âleme boyun eğdiren, kahkahasmı herkese tanıtan, uzun sözün kısası üstadların üstadı, feylesofların prensi, ölimle- rin kralı muallim Alkofrileos'un Messir Jan Dezantemmör dediği w | dam değil miyim! — Sana bakıyor ve seni takdir edi- Yorum, Manfred. — Nasıl?. — Evet seni yüksek kalpliliğinden dolayı takdir ediyorum. Sen acılarını $imOi şaLışmaya SAŞLamAaLı... Polis hafiyesi x : 9 yeni mişti. Birden bire Şikagod* imdat telgrafı aldı. Kara minde müthiş bir haydut, birlikte haydutlara karşı İ mış olan Marlo isminde bif" tehdit ediyordu. y Xx :9 arkadaşı gazeteci birlikte hemen Şikagoya Ve haydatlardan birini öldü Birini de esir ediyor. — RAGASTANIN OĞLU « 59 kendine bırakarak yalnız sevinçlerini benimle paylaşmak istiyorsun, — » Merak etme, Hakiki bir acım olduğu gün sana da payını veririm, — Ümitsiz sevmek de bir acı değil midir? Manfred sarardı. Başı döner gibi oldu.. Büzülen el Terini gözlerine götürdü. L“fene tatlı bir sesle onu teselli etti: — Beni affet Manfred! Gönül yaralarını dağlamak lâzımdır. Söyle seni incittim mi?. Haydi gözlerini bırak da ağlasın! Azizim, göz yaşları | tabiatın bize verdiği en büyük teselli- dir, Onlar ruhumuzu solduran elemi siler, Sen seviyorsun, zavallı dostum. Ümitsiz seviyorsun! İstirabının yar sını kendime alamadığım için çok üzü. lüyorum. Fakat sen yaşta olanlard: aşkın acısı çabuk geçer. Gençsin.. Ce | sursun.. Güzelsin. Kadmlarm en ki-| barları en essizleri arasmdan birini seçer “unla avunur bu öistirabını u- nutursun! Manfred başını dostunun omuzuna dayayarak tatir tatl ağlıyordu. Yavas sesle: — Ne kadar bedbahtım! dedi. — Onu çok mu, seviyorsun? “anfred başiyle evet! Cevabmı verdi, — Bur” “iliyordum! Hem de ne za- ranndanberi,. Mattâ senin bile haberin yokken, ben bu aşk goncesinin kalbin. de açıldığımı görüyordum. Güzel si- yah kadife ceketini giydiğini, ayna- nm “arşısında başma büyük siyah tüylü şapkanı koyarak onu kendine yakıştıracak bir surette yana eğdiğini, kıher-'n kabzasını tilâlattığını, bıyık- larını bükerek gideceğin yeri bana söylemeden sokağa çıktığını gördükçe kendi kendime “Manfred, Trahovar meydanındaki evin önünden geçmeğe gidiyor,, Der ve kahkahalarla güler“ dim. "akat işin içinde bir felâket ols" cağı rerden aklıma gelirdi. Saf ba “ kışlı Vu temiz ve masum çocuğu sey“ diğin için seni bahtiyar sayardım. Ne hulyalar kurardım bilsen!.. Ons hep Avet'imle yanyana düşünürdüm. — Heyhat !Artık her şey mahyol- du! O masum genç kız, hafif meşreP bir kadınmış! — Manfred haksızsın! — Amma yaptın ha! Eğer hen değilse bile olacak, Bununla beraber ona bir şey söylemeğe hakkım yok- Düşün bir kere! Bir Kralın sevgilisi! Böyle bir şeye karşı durmak için bir kadının ne kadar yiiksek rühlu olma” sı lâzımdır. Artık bu bahsi kapay*” ım! Demin de söyledin ya! Bu şeyler unutulur.. Vay canma, ağis” dım da! Lantene arkadaşını baktı: — Zavallı dostum, benim zannetti” ğimden fazla tutkun. Diye düşün Sonra yüksek sesle: * — Seni birakiyorum. Bunu düşün memekliğini söylemek boş bir sözdür! dedi. — Artık düşünmiyeceğim. Hayf git azizim. Ben de Luvr'a gidilece” zamanı burada bekliyeceğim. Lantene gitti. Manfred elbisesi? yatağma uzandı. Büyük bir yorgunluk duyduğu” dan ara sıra kâhuslarla uyandığ' gm rin bir uykuya dalıp gitti. Aradan bir kaç gün geçti, Lante”* ile Manfred arasında Trahovar danmdaki genç kızın İâfı bir dah geçmedi. v Bu bir kaç günü Manfred vüyük bir üzüntü içinde geçirmişti. Nih#?., sabrı tükenerek bir gün çıkmağı zırlanırken Lantene:;