- siy nunğnpro du op Çerpuay eourdur Sog aZamdK L VUNĞŞ TI YNLNG Lavygo S70) 9V YAP3UĞ TULrEYNX UŞuaYıdeyy HU YIPER TPLIA TELVY OğdUUDUYP Ze 3Ç SpRANg PA TPPSZN depuy o yurıy “TPAIBA VUNSLLNE UŞU 92413P 399 ÇOZNB ürn0s zuzgi TPUNkUY ay " aUNHNA U9)9aT09985İ TUTYU 24 YPUL UUP “MŞU — BPEMNG İPÇATNZ NOĞ zuıza *i NOS AWömiy YpUasuz EZNNNLON I9 | MEZN VANOS HApIPALINII VYEP TUAYET TP UÇU yapp MA N3 “APJOGLEN ULDALILI ÇOAA0 UNA IEA DA TPEPENMYELİ TUNU ÇOPİ KTUDYESELUYINA vapoıyAT Na Nu0 aKıapa 9(93E PRUUK “TIĞUYULŞ AOÇEŞ EONKUYÇIS VPUTSUTİJUY epyra Na yöye ğ “apdaynun çuysypuoy simos YoyıdaS Uyl SUy IJ9 ALITAOĞ 2P PUS9 YpLASSumyasyen YaPdAAUNLI apuysayou wos wWEpr [nli)âlll l'lq .'8? *& 'Np3OLNUYĞ UUPUNNU NLINI AYA vp © XAYA HUT WOİAİ OPUYİYDU JağLI, | 'ei saryos TayDoLU Uapo pipyazj HaAunıd gaNH ap PATOG UUZ waygö SaçİNT p - MİZEI ISTUNJO JN SA YOS UTUM)GUĞEY EPUİSİĞYEY 1ONPOLIZCA ü9 YÖYENENEH "undo uu Cıyuru DONI 3ç yuygağas UNUNG OĞİZİS UY “TUZLOTYA YUNÇIR 1Ş9 APATİŞ TIUYUN saypaayKağ 199094y02193 9099 VP | nsekya Urumpa dla Yayd vAyMAG Di XOK SYANĞ MIZIY ZAK ÜSHDA YETEYO ALŞPAY 3A 490903 PPYNUYADZ LELARPARİSİ ağ KIÇ >109 SADIN'T ISSULIRA pçastI )9 YNANA vyep Uupumğnpuun BUsg VA “uzuyIP * TAğÜY HUPUNYUALEI RLIÇTOR TEZAS vupjyo doıŞeur yKadoJsy UvpuLİ * #PLOĞUYUUR — GUUTUR)3 U3 UNUYLOY VI -SAAÇI TPANĞUYIĞAUN OpTAPIEIP YY HUĞIP sguzum Spy yusg UN? eKvUOY — "nproknunspp woy “toLmyıayı WaAH “gP3 13406 TAYPANSAK EÂTUN DA ULLA YUNEYUY ÇISE YATNİNP FUNYOL VS - Guzoya KAKJYAN$ TEYEYZ 'APLoKNUNK np TUğN39 GEd) PMSAZ SUYUN UYN yaz NO SA YOLLIDA TORUY ATDALIYII UOP <1afzos HAtAsA AZNPANP 2293 UNP UBİİ yeLyUpre TUŞPOSN JPUSY “APsoLPUA)$I ©& Öyxıruou 22 SO E C e es X AA ÇYU EĞLENCEDEN SONRA 'Ragastan Şen Saraydan Güzel Ja- nus oteline döndüğü zaman saat üç olmuştu. Hemen soyunup yatağına yattı ve bir dakika sonra da kurşun gibi ağır bir uykuya daldı. Böylece saat sekize kadar uyuduk: tan sonra otelci kendisinl uyandırdı. Uyandırmaktan maksadı gün yeniden başladığı için ücreti peşin olarak al- maktı. Şöyalye ceblerini karıştırdı, fakat YÖNrNENP — OrKoa TySeİN YUYUZ , "nprol “HANUY apınlaĞ Sig YITLA ÜYEP ö)y I3 Nu0 UYUUZ 109 Pi ASTUMIZİ ayIAA ANI JUPUN O VUNSEZİYUY YUYUŞ YIĞYUK “TIÇOMNİ UUUZUZ AL9 FE yod HoNUN LIPE GU ZasANI| YaAĞIRINANS HAĞOP z04 — AŞAPOYURUA — VZ ÇERSTALA TULAK YöAA0 UNU I9 PKALIUAOĞ İUAX UgMV YPaLTAYI MAIŞOP BLRSULLOYG SA TPYIS UUPULLOY XALOPIİ ZK Sleş HUpPAUYYOK — VİNİSİ yasaa UNZ d9 &z * 08 GüzNİPEY3E SuN3EN ApRIDIASİ NG YKND UPURRUY O TUNV PY vayE YALAIDA dedüy aXa )a Yruog “TpPJep aKadURİPP TOPPOU 3N9 UEYELİKY a NÜ uvpupo yarayığa Tepuy arajıak ni - U08 UAPNIPALLAS HALZOS NG P1A3O “apnacpt urüeAifing SaryiYI SA NANDPLU urCerEa uoğ — ZOWOYUYO TaLYAĞ ŞAAI — “omoyup) ANKUOK WWyIS Hapgojo ÇosAd TU UINTOLOEY Yollr *»4gs yuprpusağa HUNFMAPÇO OUyMU >ungng vmseglrye 1)g 9p piyog “bep * gyre Ipg 'A)sop aşg unzoLuys YOLNE vapa alEpj HatuoyAY OpuujfazO TEvA <ajyyuı Tanğıporut Kai YATV — şuns10(Hs) yawrap 9N ünio S Ciyue yuyğıpalLAS — “plapo SUYAŞ VI * UNUNE “TIUYSAYIĞIUDÇUYP DA 22ÖY 'TAK SüKELeK SUpeN zitığipoys! voponu -18A Basd Bağ pluj19)O TUKLILICAYUK VZ >mrvuruydiğeg yuplapıvyuguy urğIYdK Keyop — gapyıızamıscayığ UNyLAŞI vKUZ 439 doy 1£wop vepynyUISAN WAZYdUK oıpasme — yARmaYEŞ ered uydod vapzıs BHOH UKUNSYONL UNŞELILAYEL Yeyu * 9u90JJe PHPY330 APŞUJ N LLUJOP Hap UA potanya — TUZIP TU apluyıoyo UNU sepu — ig NNN KA UIZİS DU9 — “unpao3 SA uyp :2)38208 1K9Ğ29Y UVPİĞUY VANUD — iyyo$ yer ej tupurğeyn'y ĞNU0 YUTİNEZ >op arıg Uapıya UYUÇI|2)0 UUPSUĞUY van — Aeaam n T — e A MA AF gA A n dikten sonra kendisine pek uz para kaldığını gördü. Ragastan tam otelden çıkmak üze- reydi ki otelci kendisini görmek İsti- yen ihtiyar bir adamı odasına soktu. Bu adam kısa boylu, zayıf yapılı, ga> rip yüzlü biriydi. Ve Ragastana karşı büyük bir saygı gösteriyordu. Ragas- tan bir işaretle şaşlım şaşkın bakan oteleiyi dışarı çıkardı. Meçhul ihtiyar Ragastanı tekrar selâmladı: — Ben Sinyor Giakomo'yum. Size bir hizmet yapmak için geldim. — Peki buyurun! Ne istiyorsunuz? — BSize gönderilen şu şeyleri getir- beş para bulamadı. Bunun üzerine | dim. gözlerini parmağındaki elmas yüzüğe çevirdi. Ve otelciye bir kuyumcu bu- lup getirmesini söyledi. Ötelci vaziyeti anlamıştı: — İki adım ötede dükkânı olan bir yahudi tanıdığım var. Böyle kıymetli | taşlarr satın alır. Beş dakikada geti- | ririm. | — Bir de elbise satan bir adam ge- tir. Getireceğim adam onu da yapar, Beş dakika sonra ötelci — sakallı ihtiyar bir adamla birlikte geriye dön dü. Yahudi getirdiği elbiseleri karyor lanın üstüne yaydıktan sonra Ragas- tan kendisine parmağındaki yüzüğü gösterdi, Yahudi elması görünce bir heye- can geçirdi. Sonra cebinden çıkardığı bir terazide tarttı. Havaya karşı tu- tarak pertavsızla inceden inceye göz- den geçirdi. Nihayet pazarlığa girişe- yek evvelâ asıl kıymetinin dörtte biri- ni verdi. Fakat karşısındakinin kolay kolay aldatılamryacağını anladıktan sonra fiyatı yükseltti. Ve Şövalye yü- züğü asıl kırymetinin dörtte üçü fiya- tına sattı. Bundan sonra Ragaslan uzun boy- , hu pazarlıklardan sonra bir kat elbise seçerek giyindi. Ötelciye de üç gün” Tük oturma kirasını peşin olarak ver- Giakomo bunu söyledikten sonra mantosunun altından çıkardığı dolu bir keseyi masanın bir kenarıma koy- du. Kese konurken lâtif madeni — bir seş çıkardı. — Burada tam yüz tane altın pistol vardır. Saymak için zahmet eder misi- ni z? — Yüz altın pistol mü? Benim için d’ —Siz Şövalye dö Ragastan değil misiniz? —Evet benim., Fakat galiba uykuda YÜya görüyorum. — Hayır.. Altınlar sizindir. — Fakat bunları gönderen kim? Bunu anlamak isterim. — Bundan konuşmuıyalım. Siz şim- di lütfen altınları sayınız. Ragastan hâlâ büyük bir şaşkınlık içinde keseyi boşaltı. Ve saymağa baş ladı. Altınları tamamdı. Şövalye pa - raları kemerine yerleştirdikten sonra ihtiyarı sorguya çekmeği tasarlıyor « du. Fakat saymayı bitirdiği vakit Gi. akomo'nun ortada olmadığını gördü. Otelciyi çağırarak : BC — Giakomo nereyo gitti? diye sor » du. Otelci iki büklüm olarak cevab ver. di. — Gitti Monsenyör. “209mle dprej TÜRMPUNE EP WEYSEĞİY SA IVTAK ÜEP ANSEJE UPOYUNE UUÇUN APURİT SUYAAR "TPJLİ ÇAĞÖY BANOG UUŞAMPANA SNBAZ 191 “ELMAPİ dedyo vuğumuL uruyİyeğOu D “U97 PIT TPSRMNINİ HAPFUAL SAT —0 Lükres, Sezar ve Ragastan biraz ilerledikten sonra küçük bir odaya geldiler, Sezar Ragastanı kız kardeşi ne tanıttı: — Şövalye dö Ragastan sana tanı- tırım, Bir Fransız. En çok sevdiğim bir memleketin çocuğu.. Kendisini Kai GÜRl DPİNİ TEYSEEYYZ WTUNYPYUTUY SEMPA EPE3TO “UNPYPANE toyıpamı | YURL Samğ gedey ŞoKtyıN pzodyr *SAZ NUNULOĞ UPUALTRAAĞ VP rN0S 'TU | P YUMAZ SuRÜN “TOLIYIZE VAS EZUE IŞETÜY UPYONN UELUYLUĞUYUK OLAZUÇ | OİLRSAANI UNNMA TPT YULLTUĞ YIRAAS UYOÇ * şazaı | HoyUSAŞISaR — myünne — ayg 64 p q.,ımıunwı AW KüSUdoS yiT Pyepuyye wru0s Zurpsed | YERRPUNNUY #punun UyaSAŞpıetı YU “e£ 6U “ipKesYo ÜçETAŞEN KONUAYN Tandiy | TEKUL PT YO UVPANTUNR YSĞU 'Ş SP RYpAĞUY üÇ Töğe HULARAP N — — | Savyo TUPUN ÇİÇA TAJO duyyUĞN TPLUNİĞ 1NP3OS SADAYT TPANLLAİN P GeP | RÜTENSZ AUpEN sUNUN UPOYUSAŞPLAtI -ELUYPRTTENN sayssgonr 'npanp ser | SINA MA GUNeğ #unun YAZAIYİ I YO'T UVUUZ PAPNIPINS UyAYDUNE | -6İ) GUTARİ OPANLA HUŞSEDİNY UAKLELLUT DA VAKYPYA Söğgü SpuYUN UrMdUN — | PY NİTE YOTU JoyİYagU SA SUTABÜN *gÂNUTEK öpoyre UrUKYE3 YEPUY AZAŞLAK YATIAINİNİ UAPUNAÇUN | Ü TENUEZYÖ AÇA UTUTİYAĞAT UYELLUN SA TeydoKmyeg urylek urşüuü aLeysuz | J0T nEr YACUK GaXeyzo7 a noun5 “ENUE JAÇ HOÇAIPLNISNA varepu yosıgya | *N OTĞN KEYLANÖNP VUYE ÇUTEYPUON HUT zUaz NO YUPSATAUT OÇ) TUTER “TUTKEĞN | SEDUY SUPUN ORTUA NG YESUY “APaNA “Tayıpoysarı #ÂdUY Süş #puojat | vv SÂZP MELLU MA VOUYERDUY GA )YAS YUNEİNE OPUÇ GNNOT OT SEDAR — | NUÇDN URİŞ UAYA UUpUNgT sarayynum ıL00r4(96 çıyuı gaa *ap3rolrkos dnAçe YUZ aB 18LTEL 0008 WrETTEŞĞE NET “epaeg | ESİZUK TW IŞİPMİ ETUAU Up UUPaUL TYYYGUN 'URAS YeKgeaeğ ayon — — |S 'TPİNUS SUTMYAL WmJE UNSÇ yeLr “aypeman 3 PoSç NEM3 VA | -RdNE PETeĞeE uapıyg Fzanen “Seğ YUpTANmŞAPaNANA ApULA YUTUUTUNI |— ipgise vurğuduğ er£9a03 unana Or5 “Ag EPJUNG TEKUL 6007 yeyUZ UHLAYT | 1 RSULNÜNP UNU TUPUUNNUNY İPÇUA mmağJu TLwpop Geporoüreman g Gi | GOTKSUTAS AMAİA UTUPİNANA APİŞ KONT APTEY OPURALINGOU YUCAĞUL ETTUNL | IHUNU KN UUYĞLTPTUE NÇ YUŞSUĞUY SERÇOĞA YU SA 30LUYMUOYU — vapıye dvk | sURgEm RUUSUSUN APILIIN oYU yT 0 yazofığa “suşrayzot UMUAI(LOĞ TUz | TAPLARİTAYYU HAIYİ HUNT “JOKTPINIAİ 98 TPETĞO3 TUPANPUNA TWULOYE SKHAZ YOLONAN — UPYENİ TUÇNUĞ, vaza İğMUNŞöSÜ UŞUAKTUANĞ IPOSUMI THS3 foz9s UmJOLIP p — 93 Gapayğıaı3 vundoy yevryarLas (Ş irparfeg yur “»x20 TEg TUNĞEĞ EPRMSIĞLUY FÖYTSTNİ | <Eyüz YUTOTNOI SÇÖYLA PN ODUNARİ ©Sj0 ap 8a â4 UUpNIŞIPUYUU NUNÇ p | MEŞİPAYE Hdrue UYİY OLÇUANE 'dorsA SOT çe epyyanşled suyğinrezn 3 | amapıy SuRATI SDUMANİ DUYGUL N9 YEADYT YU SIR NP3NS VAKRSI — NSULIŞİ ÇADÖY UÇLOZ YP3ANİYI < Na YPETO BTUYLÇLOR SANNYI STT VÖT | YAN sarzak UÇTEA öp ÇİTSENENN TUPUN YVArPHOR Üu— BORJİYA 10 mis gibi kokan kırmızı şarabı Ragas- tanm önüne koydu: —İçin Şövalye, için! Bu şarap memleketinizin şarabıdır. Yalnız ben bildiğim bir yolla bir kere dzha sür düm, Çok güzel oldu. Denerseniz siz sözlerimi tasdik edeceksiniz. de Lükresin bakışları Şövalyenin ak- - Imı karma karışık ediyordu. Serar Borjiya da gülerek söze ka- Niühtlmee e » —— *A Pizein e — < saem ÖĞÜ ee l7 zi ç » ae “ x |