YARIM AY Hiçbir mecmuaya değil, kend ülkösüne rakip olarak çıkıyor. YARIM AY ülküsü ise: Türkiyenin'en güz. mecmuası olmaktır, Scne 17 — No: 5854 — Fiatı her Yeni bir hız Cumhuriyet halk fırkası, değiş- meyen görüşlere, taşlaşmış in- sanlara bağh bir topluluk değik dir. Programının ana temellerini tarihin Oöğretmesinden çıkmış, kendilerini ister istemez kabul €itirmiş sarsılmaz prensiplere da- Yadıktan sonra, kıskanç bir kapa- hleğı, kımıldatmayıcı bir durgun- değil, her günün gerekli de- lerine uymayı, yurdun çıka- Wm göz önünde tutup ona göre yi kendine türe bilmiştir. n saylav seçimi, fırkanın hiç durmadan © ilerileyici değişimini bir daha göstermeye yaradı. Daha önceden bilindiği gibi, gelecek Kurultayda kadın saylav- lar buhmacaktır. Fransız kadın- lartna siyasal. haklar verilmesi GN savaş açan bellibaşlı bir Paris *sİ, güttüğü bu çetin savaşa #yanç olsun diye, Kemal Ata- in Türk kadınlarını nasıl iler- ettiğini, geçenlerde örnek gös- eriyordu. - Bunu yazışımız, ka- dınların politika hayatına girme- lerinin, azımsanmıyacak bir ye- nilik olduğunu göstermek içindir. Önümüzdeki nisanda, İstanbulda toplanacak yeryüzü kadınlar bir- Eği kongresi, bu işlerde ileri git- Miş bir ülke olarak, yurdumuzu 5çtiler, Bundan başka bir yenilik da- | 8örüyoruz, i Osmanlı mebusan meclisinin da- Simasından sonra ilk olarak, Tür- siye Büyük Millet Meclisine rum, “rmeni, yahudi yurddaşlarımız- dan saylavlar girebilecektir. Dün gazetelerde çıkan fırka tebliği: «Müstakil saylavlar arasında 47- - lara mensup yurddaşlardan da- bi saylay seçilmesi için Cumhuri- Yet halk fırkasınca yardım edil Mesine €sas itibarile karar veril diğiniz bildiriyordu. | Din, irk ayırt eimeden, bütün Yurddaşları yurd işlerini döndür. Msye çağitan bu karar Türkiyenin ın el yerde 5 kuruş PAZARTESİ — 4 Şubat 1935 Telefon: 24240 (idare) - 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) Çocuklara en değerli armağan Kur abri T ran... Coğrafya kıf ri 1 i Duran... Bol resimli, renkli kapaklı AKŞAM KİTAPIANESİ © Fransa İngiltere ile nihayet Tedafüi hava muahedesine göre âkidler havadan taarruza uğrıyacak devlete yardım edecekler Londra müzakerelerinde Ingiliz - fransız anlaşmasının | anlaştı esaslarını koyan İ M. Makdonald Londra 3 — Burada Fransız | ve İngiliz nazırları arasında ce- reyan eden müzakereler itilâfla neticelenmiştir Fransa ile İngiltere arasında akti kararlaştırılan tedafüt hava mukavelesi ahkâmına göre mu- kaveleyi imzalıyan devletlerden biri havadan bir hücuma uğrarsa diğerleri tecavüze uğrıyan dev M. Laval | ların bittiğine dair resmi bir teb- | liğ neşredilecektir. Resmi tebliğ neşretmekteki te- | ehhüür, arada anlaşamamazlık. | lar çıktığına delil addedilmeme- | lidir, "Resmi tebliğin “radini tesbit edilmiştir. Fakat iki hükümet aktedilecek itilâflara girecek mem- leketlere haber verilmezden ev- | seçilecektir. Bu münasebetle bir Istanbulda saylav seçimi nasıl yapılacak ? Sandık merasimle Cumhuriyet âbidesine, oradan da üniversite salonuna nakledilecek Meclis reisi General Kâzım Ozalp ile tırka umum! kâtibi Recep Peker dün Dolmabahçe sarayına girerlerken Cuma günü İstanbul saylavları | dık kamyonu, belediye reisi, fır- ka reisi ve arkân, üniversite rektör ve dekanları, teftiş heye ti, umumi meclis âzaları, ikinci müntehibler, ticaret odası ve üni- versite talebeleri otomobilleri ta- | kib edecklerdir. Alay İstiklâl caddesi, Tepeba- şı, Şişhane yokuşu, Köprü, Bah- çekapı, Ankara caddesi yolile merasim programi hazırlanmış- tır, Program mucibince cuma gü- nü sabahı saat sekizde belediye- den rey sandığı çiçeklerle ve bay- k süslenmiş olduğu halde bir kamyona konulacak ve Tak- sim meydanına götürülecektir. Sandık Taksime varınca heyet- lete yardım edeceklerdir. Alman- ya da bu mukaveleyi imzalama ğa çağırılacaktır. Fakat Alman- ya bunu imzalamazsa bile İngil- tere, Fransa, İtalya ve Belçikanın bu tedafüi hava mukavelesini im- zalamaları ehemmiyetini göstetme-! vel bu tebliğin neşrini muvafık görmemişlerdir. M. Laval, saat on birde hare. ket edecektir M, Flanden ise ha- zine nazırile görüşmek için Sir Gomer Berrynin Bokingamdaki çifliğine otomobille gitmiştir. ler ve halk tarafından büyük te- zahüratla karşılanacak şehir mec- isi âzasından bayan Nakiye ve bay Refik Ahmed tarafından söy- lenecek söylevlerden sonra İstik- lâl marşı çalınacak ve âbideye şehir namına bir çelenk konacak: | tır. fırka merkezi önüne oradan da Cumhuriyet meydanına ve üni- versite salonuna girecektir. Saat on birde rey atılmağa baş lanacak ilk olarak Eminönü ve son olaak ta saat 17 ve 18 de Be- şiktaş kazası ikinci müntehibleri rey atacaklardır. ğe - kâfidir. | Fransız hariciye nazırı geç va- kit kendisile görüşen gazeteci- lere demiştir ki: «-— Müşterek o beyannamenin umümi çizgileri üzerinde mula- bik kaldrk. Yalnız, tahrir işine aid bazı o teferruatın kak ikmali İçinde ve dişinda derin yankılar Wyandıracak kadar değerlidir. Bü- | tün dühya görecek ve öğrenecek- tir ki Türkiye Cumbüriyeti, bangi dinder olurlarsa olsunlar, yürddaş- lar arasında, her işde olduğu gibi "Siyasal hak bakımından da hiç İF ayrılık gözetmiyor,. | Atatürk, beş bıraktığı on altı Saylav yerine seçilecek, fırkaya | Sirmemiş, fakat Cumhuriyetçi ve milliyetçi serbes saylavları, ulus Ürsüsünden, samimi tenkidlere Sağırarak, candan demokratlığını Ve devlet işlerinde mürakabe is iğini bir daha açıkça gösteri- Yor, Seçilecek on altı serbes say- V, bir değil, bir kaç ayrışık fır. | kadar değimli ve güçlü ola- tak bu mürakabeyi yapabilirler. Bütün bunlar, Türkiyede yeni Ve verimli bir ilerleme hızının Mutlu belgeleridir Bir çok ülkelerin, tersine git. | tikleri bir çağda, bizim, genişli- 89 doğru gidişimiz, yeryüzünde demokrasiye bağlı kalanları se- | Sindirecek bir ilerlemedir. — N, 5S, | mıştır.» Londra 3 — M. Laval gece ya: rısı oteline döndüğü sırada bugün | saat 16,5 te yeni bir konuşma ola- cağını söylemiştir. Ancak bü Keki İLİ ra ep ” ça iliğind , | görüşmeden ©osonra konuşma. | > DÜŞÜNCELER BİR GECEYDİ Bir geceydi; karanlık, deniz sesiyle yel haykarışıyla, ulumalar ve yağmurla dolu bir gece.. Evde kardeşim ateşler işinde yatıyor. Kör bir gaz lâmbası ış | nda yüzünün al al olduğunu, saçları | nın tel tel terliyerek alnına: yapıştığını görüyorum. Çıldıracak gibiyim. O böy- le birden bire vurdu başını yere, Beş saat önce, güneş karşımdan bulutların ve koyu yeşil köpüklü” dalgaların ara smda batarken bir şeyciği yoktu. Birden bire, yarım saat önce bu aleş bastı ona. Elimizden geleni yapıyoruz. Sirke, | kolonya, hepsi boş... | Anam: — Doktora koş! diyor. | Dışarı fırlıyorum. Yağmur, * çamur, yel, deniz.. Bir wsız adadayız ki, kuş uçmaz, | kervan geçmez bu satte. Bir avuç top- ruklan bir ada. Sağa koşuyorum, sola koşuyorum. OoAdanın bütün kapılarmı çalıyorum. «Doktorir diyorum. Her | dönecektir, M. Flanden son konuşmalarda hazır bulunmak için öğleden son- ra dönecektir, Fransız başvekili Pazartesi günü tayyare ile Parise (Devamı 4 üncü 3ahifede) KARAGOZ 14 Şubat perşembe günü Türkiyenin ön zetesi olan KARAGUZ yer bit şekilde açılan o kapının aralığından ellerinde mumla beliren uykulu yüzler, şaşkın şaşkın bakıyorlar bana, — Doktor mu? diyorlar. Bursda onu bulamazsın. Kapıyı kapıyorlar suratıma, Karanlık, deniz ve yel sesiyle, ulu- mialarla yağmurla dolu fırtınalı bir ada gecesi... Kardeşim evde ateşler içinde, yardımına koşacak bir tek doktor yok... «Ne anlatıyorsun? Neredesin? Uzak açık denizlerde kaybolmuş gemilerin yılda bir uğradığı, hartada adı yazılı ol- miyan bir adaya mi düşmüşsün?» diye sormayın. İ Bu anlattığım iş bir bildiğin başına kınası olup doktoru olmayan, İstanbul. dan dokuz mil kadar uzakta bulunan Kınalı adada gelmiş. Şu bildiğimiz Kınalı adada... Ben şaştım. Elinizden gelirse siz şaşmayın. Orhan, Selim Bundan sonra sandık üsiversi- te salonuna götürülmek üzere yola çıkarılacak önde şehir | bandosu olmak üzere sıra ile san- | Perşembe gününden itibaren bütün şehir bayraklarla donanıcak ve cuma günü gecesi de umumi (Devamı 2 nci sahifcde) ve AA a ae A Yasak edilemiyen operetlerden biri!..