2 Şubat 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

D Bi ? :VRYOJ "Üpndoy PrOŞITNEZ SA LIRTIIRA Z 5 Ü“PEWdEL4 Yışzısliy ULUNEZ )9 ıl'ıl T39E130 EpYELiO Li9SINS HEPSEİEY EYEY Toğnumyo YZIL dig UruUpıL L “SiHasias unjüg vevez BİP|S3 vurdek | SD 39£8yru 'Snmdo3 dapdı HOYHYAT YO3 T9 Yepurdeg'önayeyye ezseul BKD "Mönmönp BILİYEYOS SA Srurye) Siy İ Jig unza suyyag ermos urpung ur) “SEZEY D)öY YöNUYEY ZINJEL SdUN)O 91 “TUaplg 9p issuyuyns opunuıg unun3 TEYEY m3snunı03 — 182X1919) GÖYLL IG TEPUY vwideK 310p vo wepunısop vejo HZeweX zeded g mnyy uruysanue 908 EPpeto SAa “SnumAng etpumel uyusuue WNS Jiğ İpyey eruos vepuo ve)SEİLN "n)ıönuyo veptuzğop He)st3ey 9PUBY yöyezos dig Sryymu yeyey gu D3 WSE YENTNEZEN J9A19S SSPTEG ISEG “EG Weyo ijeLKmoySUZ) AI9 3SALDİLIDLUN - “*Snunyo uayınanzop — Tuşsıpuay IStuy TP3OAME) rulsegeg ap su Kurstur ou Te)sedey o veyo yüryep T9 NEHEİ oA1l1og mvzaç mönm5ağ ve1Y05 — VOj3o YpYrA vemez (ZIpPA13 dULUYOĞ EMOY UEJSEİEY OP SÂJLAOĞ AVUVS NAS — s -— TP - döğöntuzas ejömyeg Tig HASĞYaP TuLsIP * Woy 219)8V 9A EXHLOYLE9 Wog Ppurs - Ble ÜLTejüng 'NP3O3 türdeyyijseyyez n o yeltyey tutump Nnzo) muyoAtuu Oj EAILrog dezog ucmuez ninppnasog Tpl3o wt yemeylimyas WEJPSESLY "“unınun; -NO diZeY ep “Atreg uağ,, IsLre4 9323 wej “Tolunsuoyy Ziuısıoporunı — *11919919)503İ 1 “ÂAtI “es U9Ğ,, OZIS US0 wY EpLmoy *ep “HLKUTUS UPSSAYI'I WSOpPTey ZIY — 4104 “UTSUOM ZiSY39İAAĞ SPaSSN — aNO NAĞ TUDOS ISLIEA 9993 WE) 93UN19İ BuUtg “znioAnuop tdâcmoy Zi — np “HOp aXaAJLAOĞ TETYoO) EINOS UOPYIP -19A yuylum y “zluyuNg ETeYYE,, TEZOS *aopıp 39 mürrejseğ epuisisrey 705 ngğ döyopezjise UNN g Tpupzo3ğ z03 ol9)ıye)yeI3a VINoOS va) yıpoykos Hojzos ng VALLIOR TEZSS “auyey ÂtA uyuopa garn) ağcuunyop tumry “urpar3 aa “yonuzıy varegiyı vepeyiyep ng — 'zruyöruoap “ziumyue) ayı YAZAK N Entg IZTUyPpuay ZIWESITEY 9) ŞOKIZLA dig TAASNUA apdDA Iig UN İNP ügnyng vıyuag,, UEWEZ ZIULTIP ASA VuLg nİnzmk — HH 'TOLURSUONA PPAHI — 3 omop zıuypzis WeEpe 0 dUA — 'ZILIPISA TUTG n3nzzn4 ng op zıs surrazn unung — *depıp'tur -ejng arv5 eydeg YEPYEMİEY UY YUNI >geyınıy TULTEYMLD TUYZİSLH H39 daj ŞZewu yuşsday Mre)ziSIIY EPULULUZ ZU Pi npzoAmuyyay İyey öpyareyomı TEPEYO mpnan4 sunısn uLreyzisıny SA TYSİ YU DNDN YÖ eKY0 mepe iığ TAYİS epens ng wej “epuramyey gl — 6 VA çu0H 19 BORJİYA bir dakika içinde karanlık suların i- | ve bu çıplak heykeller insana şehevi çinde kayboldu. hisler veriyordu. Ragastan gözleriyle Tiber nehrini :—'Ll!tırdı. Fakat hiç bir şey göreme- İçeri girerek pencereyi kapattı. Alnını uğuşturdu: — Acaba bu esrarengiz işin içyüzü nedir? İsmi Beatris Kont Almanın kı- ZI ve biri onu kaçırmak istiyor. Aca- ba kim?.. Kim?. Bu esnada Sen Piyer kilisesinin Saat çanı duyuldu: — Gece yarısı, Ragastan bunu söyledikten sonra hemen dışarıya çıktı. Ve lütufkâr hâ- Misi Sezar Borjiyanın kendisini bek- lemekte olduğu Şen Saraya doğru se- ğirtti. v Ü cak ROMA GECELERİ : Şövalye dö Ragastan odasına yer- €şir, elbiselerini tamir eder ve yemek Yerken; Sezar Borjiya da dört kişi- K Maiyetiyle Şen Saraya gidiyor- mSen Saray yapılış itibariyle iki kıs 'a ayrılabilecek bir şekildeydi. Oniki lııiş:r büyük geniş ve süslü odadan lelâ ekk'-:ll olan ön tarafı resmi ve a- ğe bir şekil gösteriyordu. lonlayar Maiyetiyle bu mükellef sa- Tdan durmadan geçti. İri yarı t Arap nöbetçi tarafından muhafa- dLedilen bronz bir kapının önüne gel ü_ğm Lükres'in husust dairesiy- Yeti j Pi derhal açıldı. Sezar ve mai- dlamç::ı girer girmez gene sessiz sa- h!tan kl’lndı. Şimdi duvarları yeşil “lml““mvegeniş bir salona â"di— Tavandan dökülen koyu bir Şekiıbh. işık, salonu yarı ktranlık E tl'afde Bösteriyordu. .ı“u:“ bir çok kıymetli İtalyan heykelleri bulunuyor *i Orta yerde geniş bir havuz ve fıs- kiye insanın yüzüne serinlik serpiyor- du. Heykellerin fevkalâdeliği bunla- rın büyük sanatkâr Mikel Anj tara- fından yapılmış olduğunu belli edi: yordu. Lükres Borjiya bunun için Mikel Anjı her zaman himaye ediyor- du, Tunç kapınm karşısında gümlüş ve altın kakmalı büyük bir kapı daha görünüyordu, Bu sefer kapıyı fevka- lâde mütenasip vücutlu iki çıplak ka- dın bekliyordu. Sezar Borjayinın bir işareti üzerine kuştüyü yastıklara u- zanmış olan bu kadınlar kalkarak kapıyı açtılar. Sezar arkadaşlarıyle birlikte birinciden daha küçük, fakat daha süslü olan ikinci bir salona gir- di. Odayı altın şamdanlarda yanan mumlar aydınlatıyor ve güzel bir ko- ku insanı bayıltacak derecede ken- dinden geçiriyordu. Diğer taraftan harb, flüt, kitara ve kemandan mürekkep bir saz hey- etinin çaldığı zafer ve aşk şarkıları, kendilerine refakat eden tatlı kadın sesleriyle birlikte kulağa geliyordu. Bu odada bir bakışta büyük bir ma- | sa ile bir avizeden başka bir şey gö- rünmüyordu. Fakat biraz dikkat edi- lince ötede beride insanı uzanmağa ve istirahate teşvik eden ipek göze çarpıyordu. Masanın üstünde yapılış tarzı yal- nız Lükres tarafından bilinen gayet lezzetli ve güzel pastalar, türlü türlü şekerlemeler, meyvalar vardı, Etrafında bir çok kimseler eski Romalılarda olduğu gibi yarı uzan- mış bir şekilde oturuyorlardı. Bunla- rın hepsi erkek ve yalmnız biri kadın- dı, O da Şen Sarayın sahibi, Sezar Borjiyanın kız kardeşi ve Papanın kı- zı olan dilber Lükres Borjiya idi. Sezar içeri girer girmez Lükres Tapun3npnrnl — mzrü mErt eLyEAOĞ “ayıyaps uyuay o ea “TE ÇUŞSaLIYIYENıye — Nu9 ULlayıaLEUP) pus4 ada yüşsanıjiğY e yi EutpAasm uyjey “TYEH UAY UY EUU BÂLAÂL JOH Yezas tay3a8 uö4ıyyag Pusg Lrejung unyn$ı UN4 “İONLTSA TOğeyY ÇİSEU PASIZLA VAÂLUI “TV 900y Gağiporun nun3npro iseğeğ LIZIY Eğtoy d0lnuün|ng apalanN UDN 1öEy Nğ Eğtse Peye ı 'Snuurepe çut op uaanpro pursıpuoy 9A 'ENETEyrOLUYSI YEYLNİLY LSAMLIJ 'NPLOLNIAOS TAJZOS Zzıduasleısa Tepey dü eruoğ 'Tejsinye sıryou ap wmey “tajönumunpyo may nu “EPE İNÇEABZ (99ÂCUPR dUBLUTEY OA/» inpiolnunsnp woy 'ıoLnın£ Wapy 'TSNMUYLİ ISilLA 9993 WEJ) UoPpul 290 SNWEÇ PIT WU)SE NYL SAJLAOĞ mpzoAgSnye Anwegel dA rodparlas o)994T0NUtAr1 diğ YNANG 1AdfapLanun 9PLEY T9 SpyAç LN PuySIP UÖY TULaŞ “OABAÇ ' CALAIYJ TPALUY PHupsip ©P UTULSENI P UMARANA alaK TSIY DY ©)5f ÇAoKMAYA ÇısSLu Vjos vİLS 3NA 'Ged — ZöMm9e 8aI ÇöNdMmaA öW Çünsnur goXndon “yorlepy üm)öyuntaA Naap Ut EpLİNGg ISLİEA 9203 duUPSIPLOYI *dıp wuzısucı ı YNönNy unuag ng Ing — inppo yucu yereyn) vopundoyığ Tez 9S U9419)57 Yollaydojı NITOP dUTTIZ() “upıyley s4Ârp Çyeysny ng wry — zodunao3ğ nuüng SoriN'ı 'NproAiy »3 uütpuryyey urursday “Todnuna ol isedos o YOyızıy TYOPUN TitjurSeyyeK auısıpuay TOULgeL Na YEYEŞ *TEptoA “IJST YENİYE TUYJLIYO UNULPE AYG YETLİ 21305 diii3eğ Pöyouzımy Tepey Za0 "npıo4 dat3 z03 yıyeSeSrey Jig epuijere) 9)0 unuojes YAANg UrYET “TeyroKnanp weptarepgiumy opuyroyıaK Teyue3eyek upysay öpunojpe Piyogou dedr DAT 'TEjiğyIS TurSip murdey Sun) “röyı) 593 nuojes yioyL4ay öprey nİnpro 9p “u9 rezag 'Iyye ÇES yödi IĞ TuULTUJZNUN -0 Hayıaylos Hajzos Na SoDNN'T - uzanmış olduğu ipek şiltenin üstünde yarı yarıya doğruldu. Parmaklarına taktığı kıymetli yüzüklerle birer ser- vet taşıyan ellerini kendisine uzattı, — Ne kadar geç kaldınız, karde- şim ! — Beni affet sevgili Lükresim. Bu sinyorlarla Floransa yolu üzerinde gezmeğe çıkmıştık. Ancak gece olduk- tan sonra dönebildik. — Pek âlâ. Fakat kardeşinize bir şey söylemiyorsunuz? Sezar, kendisinin odaya girişini büyük bir endişe İle takip eden ve Lükresin yanında oturan bir t#dama doğru döndü. Ve dük dö Gandi ismiy- le anılan Papanın ikinci oğlu ve Se- zar ile Lükresin kardeşi Fransuva Borjiya idi, TTi kardeş gülümsiyerek ellerini birbirine uzattılar. — Bakışlarından birbirlerinin en ufak hareketini bile kontröl ettikleri anlaşılıyordu. Bu esnada Lükres birdenbire Fran- suvaya doğru döndü. Başını elleri a- rasına alarak öptü. Sezar gülümsedi: — İşte tam kardeş muhabbeti.. Yal nrız anlamıyorum. Bu nasıl muhah- bet?. Halbuki bu bahislerde kendimi hakkıyle mütehassıs sanırdım. — Hakkın var.. Ben Fransuvayı se- verim. Çünkü aramızda en iyisi odur. Fransuva endişeyle söze karıştı: — Sözlerinize teşekkürler ederim kardeşim. Yalnız ailemizin bu vaziye- te gelmesini ancak Sezarın sevgili | kılıcına borçlu olduğumuzu unutuyor sunuz, Sezar cevap verdi. — Evet, doğrudur. Kılıç kullanma- sını çok iyi bilirim. Meç veya kılıç.. Bu benim işimdir, Ve bunu der demez bir hamlede belinden çıkardığı hançerini bütün kuvvetiyle masanın üstüne sapladı. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Sof- "Tuys103 dıpiy)e — çou p uğ—m- ınp 109 TEzoç 'mprolyad vepuryere); ua GrKedEsS *19)9)2 Te TPISİ pumuN 3 diğ EULTE NYUNY asayguoplıg “ere ng “zığassaınpuop opzyumyya gğ z drpojsı iKeAung “ziğeseyo wY vLcAunp unınag vöping zpuapı HEWEZ O 19593 YN YYEYE) WNULLA — 'TIğap puuaynur SEPEY ULUYIZ Yavuyo arep) apurjey YIPTeTy TIG SA Yonmyojdez LCe4 Tej ungug uyuds öpreylday Peye ğ — “IDIY mg aprreyAsy “Ursönüapey I9 4914Ey MUEALS HöyEYİYEY HS | SSINNI — 2xX299103İ JOYİLİ EİZEY TELDUUY ürnyeyeg a B3esedel yurLe Y öpurrpag - &n urör Iğoyzonı SNUDA UNSİPADA dEl “ey oğanıygırıp uopyuak op uog vöyred “e£ LAŞ 9p ToALd OŞ 9p9LTEYSEĞ TYOP “nunuo wegeg "mı3tdedei epurseı e ps9SijEY Lodg VOŞ EJUEŞHLA Nung “pogetu dıg w5i SnusA Ungde5 aA ÇoZz No “pogem iyg u5i SNUBA GSAY — 999 9910eY 9ÂIP Çi pogemi g — : £ 1Ezağ 'apropajres vALI0 L1 -epered neç unpLopumyaAmm yennim)dek ÖwZ1ruoH 91 IOEJ_İ YA 13 radakiler şaşırdılar. Fransuvanın yü- zü sapsarı oldu. Bu korkunç vaziyet Lükresin kah- kahasını ortadan sildi: — Haydi, yemek yiyelim! Lükresin bir göz işareti Üüzerine sırmalı bir kapı açıldı. Çıplak dokuz hizmetçi kız, ellerinde siragüze, Chio şarapları ve bilür kadehlerle girdi- ler ve hizmet etmeğe başladılar. Do- kuz davetliye dokuz hizmetçi kız ayrı ayrı hizmet ediyordu. Lükres çıplak değildi. Fakat — üze- rini örten ince tül vücudunun her ha- reketini belli ediyor, bu şekilde daha cazip görünüyordu. Ara sıra hiç kim- senin farkında olmıyacağı şekilde 0o- danın başka bir köşesinde gerilmiş olan bir tül perdeye doğtu- bakıyor- du, PerdeXn zaman zaman kımılda- masından oryda birinin saklı olduğu, kendilerini gizlice gözetıediği/(e din” lediği anlaşılıyordu. Lükres sordu: — Güzel Romamızda dinlenmeğe de ğer bir haber yok mu? Davetliler arasında olan Dük dö Rienzi cevab verdi: — 0... Bütün Romada inanılamıya- cak, fevkalâde garip ve meraklı bir masal anlatılıyor. — Neymiş bu masal Rienzi? İçilen nefis şaraplar başları İyi- den iyiye döndürdüğünden Rienzi Fransuvanın kendisine yaptığı işare- ti görmemişti. — Bu bir aşk masalıdır. — ÂAşk masalı mı? O halde çok iyi, çabuk anlat. Yaşasın aşk. İnsan yal- nız onun için yaşamalı ve yalnız o- nuün için ölmelidir, Lükres bunu söyler söylemez Fran- suvanta boynuna sarıldı: — Anlatın Dük. Herkes ilâve etti: — Evet, evet anlatın. Aşktan başka 3 hiç bir şeyden bahsetmiyelim. Müzikin insanı bayıltan ahnekleri v

Bu sayıdan diğer sayfalar: