ON ALTINCI YIL. No: 4856 Yeni saylav namze Adımız, andımızdır. edilmeğe başlandı Bugün Dolmabahçede Bakanlar Heyeti, C. H, F, Başkanlık Divanı, İdare Heyeti toplanacak İstanbul, 1 ÇA.A.) — C. | H. F. umumi reislik divanı ye- | ni saylav namzedleri hakkın- W da istişare için fırka idare he- yetlerinin 2 şubat 1935 cumar- tesi günü saat 11 de toplan- | masına harar vermiştir. Fırka- | nin meclis grupu idare heye- | tini 2 şubatta Dolmabahçe'de toplanmıya davet ederim. 1. 2. 1935 İsmet İnönü Gündelik TÜRK — İNGİLİZ ALIŞVERİŞİ Ankara'da Türk — İngiliz alışverişi üzerinde konuşmalar yapmakta olan Kolonel Hots evel. ki gün İstanbul'a döndü. Orada gazetelere söylediklerini; dünkü sayımızda, İstanbul'dan telefonla alınan duyuklar arasında okumuş olacaksınız. Kolonel Hots diyor ki: “ — Konuşmaların duruşu ke- siliş değildir. —Karşılıklı ileri sürülen şeyler üzerinde çalışıp yakında gene konuşmalara başla- mak üzere ayrılmış bulunuyoruz. Londra'dan talimat beklemekte- yım.,, Bundan birkaç gün önce Roy- ter ajansının gene gazetemizde çıkan bir duyuğunda deniliyordu ki “İngiliz — Türk alışveriş ko- nuşmaları kesilmiştir. Türkiye; ingiliz malları, hele ingiliz yünlü ve pamukluları için koyduğu kontenjanı 15 şubatta geri alacak- tır. Bununla Türkiye konuşmala- rın kendinden yana olmasında, karşısmdakini zorlamak düşün- cesindedir ,, Royter'le Kolonel Hots'un söz- leri biribirine uymamaktadır. Bi- zim de Ankara'da öğrendiğimize göre iki devlet arasındaki konuş- malar, kısa bir durumdan sonra yürüyecektir. Bunun sağlam bir düzenle ilerletilerek güzel bir an- laşmıya ermesi ümidi büyüktür ve bunun iki devlet için de çok eyi olacağına Ankara'da ina- nılmaktadır. Konuşmalar, her iki devlet adamlarınca bu eyiliğin anlaşıldığını gösterecek — kadar ilerilemiş bulunmaktadır. Royter ajansının yukarıya aldığımız son parçası üzerinde biraz duracağız. Uluslararası alışverişi, yeni bir düzene girdi. “Satabildiği kadar almak, aldığı yere satmak,, benli- ğine eren, bugünü, bu yılı değil, sonsuz yıllarda kendinden sonra gelecek üren (nesil) leri düşünen her ulus; yukardaki sözlere inan- dı. Smırlarını bu ölçüye göre ka- Payıp açıyor. Açığını öz varından vererek bugün geniş ve bol yaşamak isti- yen kafalar, gerilik ve karanlık- lar icinde kalmıştır. “ Kanlarını bolca akıtarak ile- ri ve aydın bir düzene giren türk- ler; ancak bütün ileri uluslara ya- raşan ökonomik - ölçülerden hız alır, e Türk alışveriş polilikası da TEBLİĞ: 1 — Umumi reislik divanı 1/2. 1935 saat 11 de Önder Ata- türk'ün başkanlığında Dolmabah- çe'de Cümhuriyet Halk Firkası- Hm yeni saylav namzedlerini tes- bit vazifesine başlamıştır. 2 — Umumi reislik divanı bu iş hakkında fırka nizamnamesi- nin mahsus maddesine uyarak fırka umumi idare heyeti ve fır- kanın meclis grupu idare heyetile istişare etmeğe karar vermiş ve davet etmiştir. 3 — Fırkamızın İcra Vekilleri seçim münasebetile, ulusa arzedi- lecek beyanname muhteviyatı ü- zerinde konuşmak üzere davet olunmuslardır. 4 — Fırka idare heyetleriyle lcra vekilleri 2 şubat cumartesi saat 11 de Dolmabhaçe'de topla- nacaklardır. [ İstanbul, 1 (A.A.) - birçok uluslarda olduğu gibi ma- lımızı alanın malını almaktır. Türk; “senden aldığımı öde- mek için mal satmalıyım,, diyor. Bunu birçok uluslara söylediği gi- bi ingiliz dostlarına da söylemek- kr. Bizce bu dili herkesten önce ia.- gilizlerin anlaması gerektir. 1931 eylülündenberi, karşılıklı alışve- riş ve ödeme (ticaret ve tediye muvazenesi) sözleri en çok İngil- tere'de işitilmektedir. İngilizlerin Ottava anlaşmasından sonra biri- biri ardınca Cenubi Amerika, Bal- tık, İskandinav — memleketlerile yaplığı uzlaşmaların hepsinde bu öz vardır. İngiltere, savyetlerle karşılıklı ödeme (tediye muvaze nesi) Almanya ve Arjantin'le kliring ölçüsü üzerine andlaşma- lar yapmıştır. Türk — İngiliz alış- verişi konuşmalarında da bu bl. çülere girmek istenilmektedir. Royter'in hiç yakışmıyan bir dil ile yazdığı zorlama işine gelince, kısa kontenjan yolu, türk ökono- misinin son yıllarda aldığı bir düzendir. Ötedenberi olduğu gibi şubatın yirmisinde önümüzdeki altı ay için yeni bir kontenjan ka- rarnamesi çıkacaktır. Dominyon- larile birlikte bize çokça aktif olan ingilizlere şimdiye kadar al- dığımızın karşılığını vermek yolı! olmazsa, ingiliz mallarma yeni listede nasıl yer verilebilir. Bu yer vermeyiş, istekle ya- pılan bir zorlama değil, .ılıınnnı karşılığının ödenememesinden, ve- ya karşımızdakinin bu kını.lıgı bizden alamamasından doğan bir zorluktur. Nasıl böyle bir ıuhlk- ndi kendine yaratılmazsa, yal ıı::: bir yönden dilemekle de kalk- maz. Karşılıklı ve birlikte alma- cak düzenler ister. 'Türk — İngiliz alışveriş ko- nuşmasında bunun anlaşılacağı- na inanıyoruz. Ve iki devletin öz kazancı bu karşılıklı alışverişte olduğundan bunun kurulması için uzun vakit bekleneceğini sanmı- yoruz. Yoksa Türkiye, ökonomik gidişinin kendine çizdiği ynluıöyı- den düşünmüştür. O, kendinin eyi ve doğru gördüğüne inandığı gibi gücünün lııııııııâıı byüo_lnndı yürüme; eteceğini de bilir. Eram .'Kmıl ÜN. İstanbul, 1 (AA.) — C. H. F.umumi reislik divanı, | yeni saylav namzedleri hak- | kında istişare için fırka idare heyetlerinin 2 şubat cumarte- | si saat I1 de Dolmabahçe'de | toplanmasına karar vermiştir. 1 Fırkanın umumi idare heyeti- ni vazifeye çağırırım. 1. 2. 1935 L C. H. F. Umumi Kâtibi — | R. Peker Bakanlarımız Dün akşam İstanbula gittiler Dişartişler Bakanımız Bay Tevfik Rüştü Aras, Bayındırlık Bakanımız Bay Ali Çetinkaya, Adliye Bakanımız Bay Şükrü Sa- raçoğlu, Kültür Bakanımız Bay Abidin Özmen, Ökonomi Baka- nımız Bay Celal Bayar, Ziraat Ba.- kanımız Bay Muhlis Erkmen, Sü Bakanımız Bay Zekâi Apaydın, Inhisarlar Bakanımız Bay Rânâ Tarhan — dün akşam — İstanbül'a gitmişlerdir. Bay Bek Polonyanın dış sıyasasını anlatıyor Varşova, 1 (A.A.) — Lehis- tan ajansı bildiriyor: Diyet meclisinin dışarı iİşleri komisyonunda Lehistan hariciye nazıri B. Bek aşağıdaki beyanat- ta bulunmuştru: Bay Bek Lehistan — Sovyet münasebetlerinden bahsederken bu münasebetlerin ademi tecavüz misakıma ve mütecavizin tarili protokoluna müstenit olduğunu bildirmiştir. Bu protokol sulha, ve komşuların emniyetine riayeti ka- tiyetle tesbit etmiştir ki, şimdiye kadar hiç bir beynelmilel anlaş- ma, hattâ milletler cemiyeti misa- kında bu kadar katiyet yoktur, (Sonu 2 inci sayılada) Athısopr'un dünkü gezintisinden bir enstantane (Yazısı 3. üncü sayıfada) » ŞUBAT Vaşington, — İki m pılan konferansta mal! nun V. 2, 1937 tari 1935 CUM FL; na devam etmesi kararlaştır TTT MA iter yerile 5 kürüş —— LONDRA KONUŞMALARI x Fransız bakanları Londraya vardılar ve konuşmalara dün başlandı eZ eee Eİ /' ü Flanden, Laval ve Londradan bir görünüş. Londra, 1 (A.A.) — Fransız bakanları B. Flanden ile B. La. val Viktorya garında Bay Mak- donald, Saymen ve Eden tarafın- dan karşılanmışlardır. Fransız bakanları birkaç dakika ingiliz meslekdaşlariyle samimi bir su- rette görüştükten sonra Londra'- da kalacakları müddetçe otura- cakları Salva oteline gitmişlerdir. Bay Flanden ve Laval yanların. da fransız elçisi de olduğu halde Lord London Deri'nin davetinde bulunmuşlardır. Konuşmalara bu- gün başbakanlıkta saat 10.30 da başlanacaktır. Bu konuşmalara Bay Baldvi. n'in de iştirak etmesine dair ka- binece verilen karara büyük bir ehemmiyet atfolunmaktadır. Çün- kü bu suretle ulusal hükümetlere temsil edilen her üç fırkanın da liderleri konuşmalara katışmış o- lacaklardır. Bu fırkalar, muhafa. zakâr, ulusal işçi ve ulusal liberal fırkalardır. İngiliz sıyasal meha- fili alınacak sonuclar hakkında betbin değildirler. Gazeteciler bir şey öğre- nemediler, Londra, 1 (A.A.) — Gazete. cilerin müzakerede bulunan dev- let adamlarile hiç bir teması yok- tur. Ve görüşmeler hakkında hiç bir şey sızmamıştır. Çünkü, gö- rüşmeler üç saat sürmüş ve sonra mü: iştirak edenler B, Baldvin'in ziyafetine iç koridor. dan geçmişlerdir. (Sonu 2 inci sayıfada) Anketlerimiz Boyacılık Ankarada en çok yurddaş ge- çindiren bir “ufak sanat ,, tır Salonların İşi Fena değildir. Ayakkabı boyacılığı Ankaranın kü- Çük sanatları içinde en fazla insan Bt gİndiren ve sermayesi az olan işlerden biridir. Bu işin kolay ve az para ile dönmesi, Ankarı bulmak için gelen ve iş bulamayan amele, işçi ve köylü kalabalığından bir çoklarına b>, azılık: la, geçinmenin en rahat bir iş olduğu kanaatını vermiştir. Ankara da ayakkabı boyacılığı her sanat ve meslek şubesinde olduğu gibi son yıllarda bir tekâmü! salfhası geçir miştir. Ayakkabı boyacılığının kendi- ne göre olan bu tekâmülü de sokaklarda veya dolaşarak iş yapanların cadde üze- rinde bir dükân tutup 5.6 boyacıyı bire löştirerek müşterinin tahatça oturur ken ayağını boyam moderenleşlirmelci suretiyle işi deha . Yazın torü, ki- şen çamura 5ol olan Ankarada daima BÜ — circla e ddü B ll K ae K a aranan boyacrfar küçük sanat sahipleri içinde en fazla temas ettiğimiz bir tipdir. Ankarada ne kadar boyacı yardır? Ankaradaki boyacı sayısı, mesela bak- kâl veya kasaplar kadar kati bir rakamla Böyle olmakla beraber Ankara da en aşağı 500 boyacı vardır. Bu sayının içine dükânlarda çalışanlar dahil değildir. Ankara da bu boyacı sa- yısının neden - bu kadar çok olduğunu söylenemez. torduğumuz bir boyacı di; “— Boyacılık #z sermaye istiyen bir sanattır. Ankaraya iş bulmak için gelen- lerden bir çoğu, beş en para kazanınca veya iş bulamayımmca hemen boyacı olu- yorlar. Bir tahta sandık, iki fırça, üç (Sonu 6. ıner sayıfada) an ya umuü- ilışmaları: u Dlülelesid. Hlssmnz