1 İldncikânun “1938 — * l'Cüzamlıların Mezarlığı Büylük zabıta romanı — Burada kimse yok! -dedi. — Ne fena koku var., Siz de du-yuyorımıınnlll7 — Evet.. Ben de farkma var- drrn... İşte onun için ki pencereyi açtım. ? Geri döndüler. Aşağıya indi- ler. İsmet, kocasının yüzüne doğ- ru eğilmişti. Nuh, gözlerini açmış bulunuyordu. Yaralının ı:ızırlı- rı, Dirayet Hanrmın üezerinde te- wekkuf etti. Sonra, Rifata çevril- di. Yüzü hafifçe buruştu. Deli- kanlı inledi. Dirayet Hanım, hizmetçiye: — Haydi, koş, kızım, doktor çağır! -emrini verdi. Nuh, artık tamamiyle kendine gelmişti. Gayet sakin olarak: — Omuzumdan vuruldum! -de di. , Sonra, polis hafiyesine dön- dü: — Onu gördünüz mü? Rifatın yüzündeki batlar te- kallüs etti. Cevap verecek yerde istintak etti: — Nerede bulunuyordu? Yaralı, başınr çevirdi. Odanm köşesine baktı. Pencerenin yanını «österdi. Rifatı — Orada mı? -diye sordu.. Öyleyse, girmeden evvel onu gör- meniz lâzımgelir? “mHayır, yatağın — arkasına saklanmıştı. " Oraya büzülmüştü. — Kendisini teşhis - edebildi- 4iz mi? Yaralı, bir hareket yapmak istedi. Fakat, bu hareketinden dolayı bir yeri ağrımış olacak ki istirapla haykırdı: Gözlerini kapıyarak£ ». — Hayır! -dedi. Kapı çalmdı. Dirayet Hanım, Adnan Beyin Pancurları araladı. Dışarda bir otomobilin durduğunu gördü. Hizmetçiye: — Haydi, git; aç! -etarini ver di. Murat Bey geldi. Kendisini salona al. Rifat, hizmetçinin arkasından gitti. — Murat Bey mi dediniz? — Evet... Murat Adil Bey! — 16 — Murat Beyin ziyareti ancak bir kaç dakika sürdü. Dirayet Ha zirm, ona bütün macerayı anlat- tr ve yaralınm yanına çıkarak kendisini ziyaret etmesini söyle- di. Fakat Murat Bey: — Bir hastanm yanımda sükün olması elbette müraccahtır! « de- di. Ve sonra ilâve etti: — Akşam üzeri yine uğrar ve Hatırını sorarım. Her. hangi bir hizmet için size faydam dokuna- bilir mi, Hanımefendi? Dirayet Hanım: — Teşekkür ederim. Dokto - ru bekliyorum! - dedi. — Polis haberdar edildi mi? HABER — Akşam Postası Kakleden : VA - Nü göre polise mutlaka haber ver . | mek İüzumunu düşünmemişti. Da | ha doğrusu, bütün bu işleri po - lis hafiyesine bırakmış bulunma- yor mıydı? — Böyle haberin verilmesi mu! laka lâzım diye mi düşünüyorsu- — Aman, nasıl olur? Nuh pek yaralı olduğu halde, polisi haber dar etmekten mi çekiniyorsunuz? Bunun pek zaruri olduğu kanaa- tindeyim... Zannedersem, böyle bir mevkide kalmca, kim olursa olsun.... Cümlesini bitirmemişti. Hayre- ti o derece büyüktü. Fakat söz . | lerile muhatabı üzerinde müessir oldu. — Mademki böyle düşünüyor - sunuz.. Erkek dedi ki: — Bence, yapılacak ilk iş Bu ol mak İâzım gelir. Düşünün ki, bir Cinayet işlenmiş, belki de Nuh Beyi öldürmeğe kastetmişler... Belki de, kim bilir... Düşündü: — Hem, yarasının da ne ağır - Iıkta olduğu henüz malüm değil.. — Doğru, doğru... Hakkmız Yavaş yavaş, hâdiseler, evet gimdi, bambaşka bir. manzarada Yerinden kalktı. b — Eğer lütuf buyurursanız... — Hiç bir şeyden endişe et - meyin! Ne lâzımsa hepsini derhal yııı'ırııı.Wfııl tu - tun Bir müddet sonra, Murad, « - Nusret ile Kadriye, pek az son ra da Adnan Bey avdet etti. Di - rayet Hanım, o sırada, odada, yaralınım yanında idi. Doktor, saat bire doğru geldi. Yara, Nuhun hayatımı tehlikeye sokmamakla beraber, hayli ağırdı. bilmiş. Oraya nakledilmesini is - tedi. Saat on dörtte polis komise - ri Vedat Beyle Rauf Bey - geldi- ler. Dirayet Hanım, kendilerini ka bul etti. Ihsan Yavuz Kadın ve erkek terzisi | Bütün şıklar hep orada giyinirler der keseye ve arzuya uygun el bisenizi — ancak orada — yaptıra- bilirsiniz. Istanbul Yeni- postahane kar- | şısında Foto Nur yapında Letafet ı hıınıdç_. İ gema Gürş z DA B | Sarda Vaziyet sakin. Herkes 13 birinci kânunu bekliyor Amerikadan Sarlınm bü. tün —masrafımı İ Âl man ya nın Ü verdiği yazılı * yor. Utobll hı— Si esnasında Hileuma uğrayan Almoan kızı koşulmuştur, Diğer taraftan, Sar hükümet komisyonu reisi Mister Knox'- den, Sar polisinde bulunan ) Alman — milliyetçilerinin bıra * kılması istenmiştir. Sar'daki beynelmilel polis. Sar ahalisinin arası şimdi Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romamı ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU Y Tefrika No.128 İçinde okunabilen ancak dört satır ya var, ya yoktu. Kulübenin içi oldukça ka - ranlıktı. Murad, bu satırları oku- yabilmek arzusiyle dışarıya fır- ladı, iyice gözden geçirdi. Bu - ruşmuş, kirlenmiş kâğıddaki ya - zıların okunabilecek satırlarının bile okunamaz bir halde olduğu- nu görünce, âdeta üzüldü. Bu kim bilir, kimin yazısiydi. O da muhakkak kendisi gibi bu büyük ormanda yapayalnız yaşa- mış birisi olacaktr. Yalnız bu nokta, merakını t- yandırması için — kâfi bir sebeb teşkil ediyordu. Okuyabilmek i- çin gözlerinin — bütün kuvvetini Hele ıslanmıyacağını sanryordu. Kendisini yağmurdan koru « mak için bir hayli güçlük çekti. Yağmurun bu hızı ancak beş — dakika kadar devam etmişti. Fa- — kat bu beş dakika içinde yaptığı — karışıklık görülmeğe değerdi. y Kulübenin sağlam görünet — bir tarafı da çöküvermişti. v Murad, yağmur diner dinmez, — kulübenin tamamiyle yıkılmasın — dan korkarak dışarıya - fırladı. — çok iyi gittiği yazılıyor. İngiliz askerleri futbol maçlarma çağı: Güneş bütün ihtişamiyle görün - — aüılıklhınılkll'ııtıııllı .I şimdiki güneş ve sakinliğini in « rılmakta ve halis nazi olan Al - man Sarlılarm kahvelerindeki arkadaşlık hiç gürültüsüz geç - mektedir. Sar'ın bugünkü vaziyetinden Yreye müracaat günü olâan 13 Kâ. nunusani için herkeste ümitler fazi ve © günün sakin geçeceği zannedilmektedir. RADYO 17 Keman refakatiyle konser, Sözler. :"'MM 2008 Plâk. Söz- * 7020 Plâk. 2080 (Secret) istmii :'“::'w-—- 2815 Plâk. Haber- . Plâk. 2330 mel takımı. Seaa, Güş 175 Kha. MOSKOVA, 1T14 m. Programı. Beşriysl. 1930 Kolkoz neğriyatı. 22 Al- Manca Deyriyat 2306 İeabüliğü Franameca, 2408 Ve- PARİS, (Kma dalga) 18 m. 68 :_ı"" Parkıları. 21 Sözler. 21,35 Küâ. OpEralardan. 28 Haberler. 9325 Y T Sazlar konseri. 24 Halam aSi kelat, ça gingene murflkiei, * SŞ 502 Khae. VİYANA, 507 m IA0 Şen hikâyeler. 1448 Plâk. - 19,25 Radyo ürkestram, (Max Sekünberin hiare siade). Ş1 Haberler. - 21,10 Harpa (le garkı lar. 2148 Edebiyat. Musiki. 2245 Haber ler. 27585 Dasa, 1 Bd 50 Ki BRESLAÜU, S10 m. 18,08 Bando muzika. — 16, a B ea gamae der. ımn..._m 5 ;’_—’u""kdınnm 28 Haberler, 7336 Devren satılık dükkân Bakırköy İstasyon karşısındi Bahar kıraathanesi içindeki te- lefon, Sen marten markalı bilâr lo, ve sair eşyasile devredilecektir. İstiyenlerin içindeki müsteci- rine müracaatları. (3664) Ka Telefan No. 16101, 9 miş ve bunlar kulübenin üstüne müdr. Büyük gök gürlemeleriyle karışık şiddetli bir rüzgâr çıktı ve arkasından bardaktan boşa - nırcasına yağmur yağdı Kulübe- de densisini muhafaza etmek im- kânı yoktu. Ancak şu kelimeleri çıkara - bilmişti. .. Vuz.. — dükten sonra artık bana dünya.. an oldu. Yaşamak iste... fakat Murad...,, Kendi adımın geçtiği böyle kâğıddaki okuyamadığı noktala- rı sökmek için sarfettiği kuvvet Muradı âdeta yormuştu. Acaba Vuz Yavuz mu olacak- san havsalasına sığdıramıyordu. Vakit kaybetmemek lâzımdı. Murad, kulübeye tekrar gire" — bilmek için bir hayli tereddüt et- — ti. Eline aldığı büyük — bir ağaç y parçasiyle ötesine berisine kuv- — vetli kuvvetli vurdu. 3 Yağmurun çöktürdüğü nokta' — dınbııhlıîçbi:yı"yıhlmıv—-— 4 ziyeti göstermedi. Artık tehlike - — sizçe içeriye girip dolaşabilir, ö * — teyi beriyi arayabilirdi. A Yarıma saatten fazla her yeri — karış karış gözden geçirdi. İlk e- — le geçirdiği — kâğıd parçasından — başka bir şey bulaskadı. 3 ot Yalnız, üç tane pötlaünmiş ök, bir tane kırık yay, ufak ağaçtan .' oyulmuş bir bebek, iki üç san - dalya parçası, iki demir halka... — İşte bütün — ele geçirebildiği — şeyler bunlardan ibaretti. ü Bunlarla babasının kolübede l oturduğuna nasıl ihtimal « .. me : — makla beraber elindeki şa kâğıd parçasımım “Evet,, dedirtecek üç kelimesi vardı. Yavuz ölmüş olacaktı. Evet müuhakkak ölmüş olacaktı. Baba- sma dünyayı zindan yaptırabile- cek bundan — başka hâdise ola - mazdı! Ölümünü istiyordu. Fa - kat Murad.. Evet.. Hiç şüphe yoktu.. — Bu sâtırlar babasının — yazısıydı. Türkçe olması bunu isbata kâfi gelmiyor muydu? Murad, bu dakikada, bura « dan ayrılmak kararımı değiştirdi. Burada kalacak — ve ertesi günü - gündüz gözüyle öteyi beriyi ka - rıştıracak ve şüphesini giderecek deliller elde etmeğe çalışacaktı. O geceyi büyük bir heyecan & çinde geçirdi. Hele civardan ku- lübenin — içinde bağırıyormuş. hissini verecek kadar — kuvvetli kükreyen arslan seslerinden uy - kusu büsbütün kaçtı. Daha sabah olmadan gözlerini araladı. Kıv - rılıp uzandığı yerden doğruldu. Galiba hava bozacaktı. Bir den bire büyük bulutlar toplan di. h Murad, bir müddet dalgın 0 - — durduktan sonra bir defa da ku.- —— lübe harie'ni gözden geçirmeyi — kararı - ' » N Dışar “iktı. Göze çarpan bir. fevkalât-' göremiyordu. Yal * X nn uzakta bir ağaç üzerine bağ- — lanmış bir ip vardı. Bu niçin bağ- — lanmış olabilirdi. Acaba bir salıncak olarak mı — kullanılmıştı. v ——ammmimmmmmm v Doktor <ni v ğ Hüseyin Osman Haseki hastanesi değecek kadar inmişti. B dohitiye mütehassısı Filhakika tahmininde aldan- ( | Şi Lütüf Apartımanı saa! Lı_q € kadar Telefon 22450 AATRTTORTARRALAL AA TUY GUUT DA e SA A & ADT aa FİTRE — ZEKAT Fitre ve zekâtınızı Tayyare Ce- miyetine veriniz. Bunlar Hilâli. Her yeri akıyordu. Dışarda | ahmer ve Himayeietfal cemiyetle- bulunsaydı, — belki bu kadar da | çi arasında kardoşçe paylaşılır. » maea —Bü akşam: Şebradebaşında Yeni TURAN Tiyatrosunda (Sabık Millet tiyatrosu) k NAŞiİT TEMSİLLERİ £ Ouvucu BÜRHAN ince saz heyeti koüser — * (KOCAİSTERİM) vodvil 2 perde ILGIN BAY)ks (Ç Raks - Varyete - Snlolı,ı'v- oı?:ldılığ perde .. K LLNÜN < gua aa "xî"—'ı - ğ g