i Bir müddet evvel, ilanadada | çin, boyunlarına isimleri ve nu Kalenderde bir kadın, bir defada | maraları yazılı birer madalyon ta- beş kız çocuk doğurmuştu. Bu | kılmıştır. Bütün Amerikalılar, bu “Beşizler,, , şimdi altı aylıktır. | beş çocukla alâkadar oluyorler. Beşinin de sıhhati yerindedir. Bi- | ribirlerine tıpkı tıpkısına benze - “inden, ayırt olunabilmek i- Resim, “Beşizler,, in en yeni res - midir! Bir Kaba hükümetinin eski reisi | Maşado, kopan bir ihtilâl üzerine ! San Domingoya kaçmıştı. Oraya civar bir köyde, üç sivil polis me- murunun sıkı suretle muhafazasi altında yaşıyan Maşado, gizli bir teşkilât tarafından verilen emirle, kendisi gibi Kubalı olan aşçısı ta- rafından zehirlenmiştir. Resim, üç sivil polis memuru tarafından mu- hafaza edilerek köyde bir gezinti yaptığı sırada çekilmiştir. Kendi » si, ortadaki, başında hasır şapka bulanan gözlüklü zattır. ka, Allahımızın büyük namına, mücevherlerinden bir sandık feda edecektim. Damasküslü şarkıcı: — İstediğinizi alabilirsiniz... Sultan Mes'ut geniş bir nefes aldı. Eğer icerlerinde sakladığı bir adam olsaydı, bu kadar ser- bestçe söyliyebilir miydi?. Şimdi derhal ayaklarına kapanacak, der | hal şüphesnin nz kadar yerinde ol. madığ'ını söyliyecek, ve derhal ha- Bağın Lou vurulması için emre - | detekti. Fakat kimbilir nasıl oldu, baş parmağı, hiç elinde olmaksı- zin yanı başındaki bir sandığı işa- ret etti; Takrar odaya girdiği vakit, Da- masküslü şarkıcı kadın, sarayın arka bahçesine bakan pencerenin önünde, büyük perdeleri hafifçe aralamıştı. Ne yapıyordu. Lübnan Sultanı, Damasküslü şarkıcınm, ateş gibi yanan alnını, sarayın camlarına koyduğunu hiç bir vakit görmemiştir, Pencereye doğru yaklaştı: — Seven nffeder, değil m! sev« gilim, diöyrdu; söylesene... Seven affeder!.. Kadın yavaş yavaş döndü. Göz- leri gitmiş bir sandığın hayaleti ar kasında: — Sunu istiyorum.. — Fakat onda çek kıymetli eş- yalarımız var. Arzunuz mademki | bir mücevher sandığının fedasr | dır; bu, diğer sandıklardaki mü “| cevherlerle niçin kabil olmaşm?.. — Doğru söylüyorsunuz.. Fa -! kat, hiç bir vakit sarsılmaz olan | — Seven affeder, dedi; enta- i hammül edilmez şeyleri bile... u hikâyenin geçtiği geceden sonra, Damasküslü şarkıcı kadını, sarayın içinde hiç kimse - İ nin görmediğini söylerler. KENAN HULUSİ NABER — piya Pest ğ Ust aşı tethiş cemiyeti | YA ma Zi terzi ERE 10 B'rincikânm 1934 nasıl kuruldu? Ulüslar cemiyeti belki fevkalâ- de toplantısında olmadığı takdir « de her halde son kânunun alelâde toplantısmda Marsilya cinayeti do- İ layısiyle Yugoslavyanm yapmış olduğu teşebbüsü görüşecektir. Yugoslavya hükümeti, vermiş ol- duğu notasında Macar memurlarr- nın Hırvat tedhişçilerle anlaşmış olduklarını iddia etmektedir. Bu münasebetle yeniden Ustaşi ku - rumlarının bahsi geçecektir. Bun- | dan dolayı bu kurumun, doğuşu- nu, gayelerini ve nasıl toplanmış olduğunu öğrenmek entressan ola- caktır. Asiler demek olan Ustaşi, ulu- sal Hırvat düşüncesini ortaya atan Zoğrep peskoposu Ştrosmayerin siyasal talebe ve dostu olan Hırvat devlet adamı Starçeviçin kurmuş olduğu ve yirminci yüz yılın baş- langıcında çok kuvvetli olan Hır. vat sağ cenah fırkasımın değişmiş ve son biçimidir. , Starçeviç te tıpkı Ştrosmayer gibi yazılarında, çifte hüküradar- lık Avusturya — Macaristanın ce- nubt Yugoslavya ülkesinin (Hır- yatistan, Slovanya, Dalmaçya ve Slovanya) bir araya toplanmasm- da Hırvatistanın temel olması dü- İ şüncesini #leriye sürmüştür. Star- çeviç hiç bir zaman bu ülicelerin Habsburgtan ayrılmslarını tavsiye etmemişti. Hırvat sağ cenah fır- kasının programı yerine geçmiş o- Jan onun plânı, Avusturya — Ma- car monarşisi içinde Avusturya ve Macaristan gibi müstakil ve ay- nr hakları olan iclncü bir krallık kurulmasını güdüyordu. İşte bu plân, o meşhur üçlü plândır. Ştarçeviçin halefi Frank oldu. Üç devletten kurulmuş bir devlet muhabbet'miz şerefine, yüksek HöHSmmemenmmmmmamee | biçimi bütün Hırvat müneyverleri kıymetleri saklıyan bir sandığın # fedasmdan bile ne çikar.. Müşkül vaziyet... Damasküslü şarkıcı sordu: —Ne yapmak istiyorsunuz. (li Beldemizin içindeki fakirlere mi /İl vereceksiniz. Spltan Mes'ut, sandığı hiç bir vakit acmak istem'yordu. — Hayır, dedi; “nezrim,, çok tubaf.. Memleketlerimin en ücra | fakirlere o dağıtıl- köşelerindeki mak üzere göndereceğ'm.. Damasküskü şarkıcı, göğsünün en üzel şeylerini yavaş yavaş ona yaklaştırdı: — Nasıl isterseniz! dedi? Nasıl isterseniz!.. Sandık kaldırılıyordu. Fakat, Lübnan Sultanı bir da - İil kika 'çinde birdenbire düşündü: (5 Onu mademki hiç kimseye gön - İli | ladı ve yazıcının söyledikleri: Harp Geliyor | 1911 Yazan: Fransi Dölezi İİ Bugün dünyanmen büyük eğ İİ konomi yazıcısı olan Fransi Dö- İ lezi 1911 senesinde “Harp geğ | gülmüştü. Fakat 3 sene sonra harp patğ <“ ii aynen çıktı. | Harp Gene dermiyecekti? Şu halde toprakla ji rın altına saklaması lâzımdı. Dört köle, saray bahçesinin ar- | ka kapısındaki g'rilecek yer önü - ne büyük bir hendek kazdılar, İlk toprağı, elinde bir kürekle atan il Sultan: — Veddah diyordu? Eğer içe- İl risinde ise cezasmı (bulmuştur. (ea, br sandık gömülüyor. Netice hiç, Yavaş yavaş yürüdü. 1934 Şimdi de ayni yazıcı “Harp ii tekrar geliyor,, ismiyle bir baş-i ka kitapçık yazmıştır. : Pek yakında HABER i ğını da Fa. ya çevirtecek va ya- ii zacaktır. Geliyor l Olacak harpleri keramete; i yakın bir deha ile haber vereni ba böyük yazmemım iki kitapçı Macarlarm hiç sevmedikleri, Sp İ terketmeğe davet etti. Bunlar Var- a ve halkında sonsuz ölçüde bir se vinç uyandırdı. Bu düşünceye ön ayak olan ve onu koruyan sağ ce- | nah fırkası çok geçmeden ve kısa bir zaman içinde ülkenin en ku- vetli fırkası oldu. Bu fırka, Hır. vat rayştlağma ve Macar parla - mentosuna gönderilmiş olan Hır - vat mümessilleri grubunun kati liyor,, ismi ile bir kitapcık yaz-jj| ekseriyetini teşki, ediyordu. Am mıştı. : O zmana her kes buna Â| toprakları Stefan tacmın öz yerle- cak üçlülük, Hırvatistan, Dal - maçya, Baçka ve Voyvodina gibi ri ve Macaristandan diye tanıyan ayrılmaz bir halde bağlı ülkeler 4) hürün Macar fırkalarmın muhale » fetiyle karşılaşmıştı. On dokuzun- cu yöz yılın bütün sonları ve ge- nel savaşa kadar geçen yıllar hep ! Hırvat! sağ cenah fırkasiyle Macar hükümeti arasında uğraşmalarla dolu idi. Bu uğraşma ve didişmelerde; Macar ulusçusu Kont Kun - Heder- vari Macar hükümeti tarafından Hırvatistan Beyi seçildiği zaman |: son kertesini buldu. Üclülük düşüncesi veliaht Frans Ferdinandın şahsında çok kuvvet- K bir temel hulunca, Ferdinand, kurumlarının da intikam ve nef. PE Se EN a Frans Ferdinandı öldüren orto - doks Hırvatlardan bir Sırpdı. Hır vat başkanları büyük savaş müd - detince ve sonraları 1918 yılmda imparator Şarlın üçlü devlet dü- şüncesini gerekleştirmesi ve Hır- vat krallığını ilân etmesi için çok uğraştılar. Ancak bütün bu teşeb- büsler Mracar başvekili Kont Tit. sanm çok sert karşı koyması ö- nünde verimsiz kalıyordu. Avusturya — Macar İmpara - torluğunun çöküp devrilmesi, üç- lü devlet düşüncesinin de sona er- mesi demekti, Sırbistanla birleşmekten başka her türlü anlaşmaya hazır ve ko- yu bir Sırp düşmanı diye tanınmış olan Doktor Frank Budapeşteye giderek bir köşeye çekildi. An - cak Hırvat sağ cenah fırkası bu uğraşmada kendini yenilmiş gös- termek istemedi. Üçlü devlet sis- temi yerine, büyük Sırbistan, Ma- caristan ve İtalya arasında bir tampon vazifesini görmek üzere İsviçre gibi ebedi bitaraf ve bü - yük devletler tarafından da temi- nat altma alınmış bir müstakil Hır- vat devleti düşüncesini ileri sürdü. Sağ cenah Hırvat fırkasmın par - lamento . ve şehir meclisinde bir kaç tane mümessili vardı 1027 yılında Pavliç Zağrebten mebus seçildi. Bu seçime de, başyazıcısı ve Ustaşi kurumunun ilk kurbanı Toni Şlegel olan Novosti gazetesi müzaharet etti, 1930 yılımda idi ki hem sayıları, hem de nüfuzlari âz olan Fran- kistler zorbalıkla harekete karar verdiler. Hzankistler, bundan önce kurulmuş 0'sn koalisiyen fırkala- rmı, yalnız lâf söylemekten başka bir şey yapmamakla itham ettiler ve Hırvat meselesinin yalniz ve | emirlerine itiraz edilmiyen bir ancak zorbalıkla halledilebilece - ğini, Yugoslavyanm olsa olsa kargaşalıklarla zayıf düşürülmesi mümkün olacağını ileri sürmeğe başladılar. Frankistlere göre, yeni savaşlar her halde Hırvatistanı hürriyete kavuşturacağmdan, kabil olursa, hattâ Yugoslavya ve komşuları a- rasında bir savaş çıkarmağı bile göze aldılar. 1930 da Doktor Paveliç, Dok- tor Budak, ve Perçes'le birlikte Ustaşi ihtilâlci kurumunun temeli- Müthiş suikasteıların şimdiy? kadar işledikleri cinayetler... kiribhlerinden ayrıldılar, Pave" liç İtalyada kaldı, Perçes ise > yıl kaldığı Viyanaya gitti. Dokt“ Budak Berlin yolunu tuttu ve © rada Üstaşilerin müstekil Hırv#* devleti (Hırvatiska Nezavisini” Drijava) gazetesini kurdu. 1930 dan itibaren ardı arka” kesilmez olan tedhiş suikastlaf'| başladı. Ustaşinin ilk kurban) birliği müdafaa eden Novosti g# zetesinin müdürü Tonj Şlegel ol du. Şlegelden sonra eski baka” lardan Noydorfler öldürüldü. Ustaşiler artık cinayetlerini # raya dizmişlerdi. Bunların ar" smda Şark ekspresine bir sürü su'kastlar yaptıkları gibi Dalmsf yada Likada bir isyan hazırlad” lar. Sırp polisine karşı da birçok suikastlerde bulundular. Usta nin başkanları daha 1930 yıl Makedonya ihtilâl komitesi “V8 | ro,, ile birlikte bir tedhiş ve iht” lâl hareketine geçmek için birlef” me anlaşması yaptılar. Bu anlaşma 1932 de yenilef tirildi. Gene 1932 de idi ki, Pe” çes Macaristanda Yanko Pust* nın çiftliğini kiralayarak Yug0*” lavya smırlarından ancak birksf kilometre uzakta Hırvat tedhi; lerine hakiki bir depo kurm#f” ta. Öğ Ustaşilerin daha 1932 de yel Aleksanrr ö'dürmeğe karar ve” dikleri büyük bir ihtimal içind” dir. Ancak Marsilya suikastı” kadar olan bütün teşebbüsler | ya düştü. Bu muvaffak olam8 dıkları teşebbüslerin somunc#* Oreb ve Begoviç adlı iki üni sitelinin Zağrepte yapmaları © şünülen sulkasddi. Kraldan X adım uzakta duran Oreb son © | kikada cesaretini kaybettiğin&© cinayeti yapamadı. Üzerinde” 48 saat geçtikten sonra da Üs şilerden bir'nin ihbarı üzerine © kadaşları ile birlikte yakala Ustaşilerin başlarında ye Imro'da yahud da Rus ihi gi sosyalist fırkasmda ikna kendilerini idare eden bir e. yoktu. Ustaşilerin başında e bucaksız icra salâhiyeti olaf başkan vardı. Hırvatistand# iy taşileri kimse sevmediği gibi , günkü hükümetin en müfrit rızlarınm bile sempatilerini g namamışlardır. Hırvati ie yasal &'nayetler yapmak âd8* gildi.. Bir Hırvat tedhiş yol? 4 ni attı. Aynı yılda Paveliç ile! dan gidilerek siyasal mesele”, Perçes Bulgar smırmı aştılar ve | palledileceğine inanmaz. LL Sofyadaki Makedonyalılar tarafın | glere en büyük zararı pp dan büyük merasimlerle karşılan- | caristan ve İtalya ile olan ”. 4 dılar. Ustaşilerin başkanları, ve « | sebetleri ve Hırvatistan! rilen ziyafetlerde ve bis çok top» lantılarda Yugoslavya hükümeti aleyhinde o kadar dokunaklı nu- tuklar söylediler ki, Yugoslavya elçisi bu hareketi protesto etmek mecburiyetinde kaldı. Bunun üzerine Bulgar Başba - kanı da Hırvatları Bulgaristanı nada bir İtalyan vapuruna bindi. et baeledikleri bir kimse oldu.!ler, Brendiziye geldikleri zaman yeni Macaristanla birleştirmek di İtalyaya bağlamak düşünce?" i muştur. Her şeye rağmen we 4 yanlara, ne de Macarlar ee” bir meyil uyanmamıştır. t olursa olsun. Sırb'stanla ber ğ cinde anlaşıp yaşamayı > bir İtalya veya Macar! g rk tercih etmekteğirle” Noye Zürher Zaytung'd€ i ma msn «a m a. «e dm. —-2> >. a “mn —ş— na rr