— Kinci teşrin 1834 Fra nsada ipnotizme ile yapılan bir casusluk W ğ şüğelai ça Evet itiraf ediyorum: Fransanın askeri planlarını İmanlara sattım, bunun cezası ölümdür akat sız benım beraetıme hukum vereceksiniz:,, : kEve! At bi , itiraf ediyorum. Fran- l ü ütün plânlarını Almanlara | Pa e Bunun cezası ölümdür. üt siz benim beraetime hü- | Yereceksiniz!,, H iz bugünkü yazımızda i ipno- Alm, Yasıtasiyle 1913 senesinde | biz Ya lehinde yapılan büyük e*;'uıluk vakasından bahsede- | %ııı Hanri Rigo Fransız bi> de muvaffak olmamış | ;;b'hı 50 yaşına geldiği hal- l:"î türlü terfi edememiş ve te- 1 Olmuştu. Rigo bundan son- | . et hayatmna atılmış ve pa- kazanmak için Hindistandan | k"“ gidecek bir yer bulamamış- * Mütekait asker burada dört kadar kaldı. Sonra w Cl!l *" akat Hanri Rigo artık tama- degıınııslı Eski fakirliği- Lhı Hukabil şimdi binlerce lira sa- İdi. Derhal Parisin civarın- ük bir malikâne satın ala- L.’l.dudn yalnızca yaşamağa k R"“ bütün hayatını bekâr o- a.:eîlrmışu Yalnız Hindis- l'det ederken beraberin- Wf 'Ylşlırındı kadar zayıf R.. ir Hintli kız gelirmişti. bunu pek nadir olan tanı- “lnıınevı kızı dişe tak- '!uı-du Eık u, bıllker hiç bir iş yapmıyor- Ten Lu'.m. evde oturuyor, nadi- İyeti meçhul bir takım a- tmk" kabul ediyor ve pek faz- T bu p, Sörfediyordu., Komşula- "’k 'en katiyen şüphelenmi- ı— 'lu' endisinin Hindistanda N, k bir servet kazandığı- yediğini Parise serveti lıdı l bir h!d oı:::n pyınıR hayret Hanri Rigonun :qı_ &tiği evin mensup olduğu '©n f â, polis müdüriyetin- “dı_ €Kv:.| € mahrem bir emir | lo.._ ndisine derhal Hanri Ri- "'ğl. vkif Pa bildirili. Vinj h:h Memuru nöbetçi mua- .ı .8. o dı €mri kendisine teb edilmesi "'tıı.n Glın. Yanma beş tane po- k Rigonun evine Y1 çaldı. Komiser ve on memur da der- , hal karakola döndüler. Diğer taraftan Rigonun hâlâ tevkif — edilmediğini gören po- | lis müdürü karakola gelmiş ko- miseri — bekliyordu. — Komiseri j | böyle yalnızca avdet ettiğini gö- Meselenin asıl şayanı hayret safhaları bundan sonra başlıyor. Muavin kapının — önünde bir | kaç dakika bekledikten sonra ka- pı açılarak Hanri Rigo göründü; — Ne istiyorsunuz? — Kanun namımna sizi tevkif e- | diyorum. Lütfen karakola kadar geliniz. — Ben mi? — Evet.. Siz... , — Derhal geriye dönün ve ka. rakola gidin? — Pek Muavin beş polııle birlikte ka: pıinm önünden uzaklaştı. Rap rap, rap karakolun yolunu tuttu. Komiser kendilerinin — böyle Rigosuz olarak avdet ettiklerini görünce şaşırdı: — Hanri Rigo nerede? Kaçmış mı? — Hayır, komiser bey, evde. — Peki neden kendisini getir- mediniz? — Siz yalnızca karakola gidin. dedi. Biz de geldik. Komiser ateş püskürdü: — Siz deli misiniz? Emri ne- den ifa etmediniz? — Bilmem. — Sizi tevkif ediyorum. Muavinin derhal apoletleri sö- küldü. Ve hapse tıkıldı. Bu sefer komiser yanına on polis alarak doğruca Rigonun evine gitti. Ka- | pıyı çaldı; kapıyı gene Rigo açtı:| — Ne istiyorsunuz? — Sizi kanun namımma tevkif ediyorum. — Ya öyle mi? Derhal kara- kola dönünüz ! — Pek âlâ... rünce telâşa düştü: — Rigo nerede? — Evinde. — Neden tevkif etmediniz? — Ben de anlamadım. Bana | | karakola dönünüz dedi ben de döndüm. Polis müdürünün gözünden ateşler çıktı. Derhal kamiserin apoletlerini söktü ve tevkif ede- rek hapse tıktı. Yanına otuz ka- | dar memur alıp bu sefer bizzat | Hanri Rigonun evine gitti. Kapı- | yı tekrar Rigo açtı: — Ne istiyorsunuz?... — Sizi tevkif ediyorum. — Neden? — Almanya lehine casusluk yaptığınız ve erkânı harbiyede mahfuz olan birçok gizli ve mem- nu evrakı henüz anlıyamadığımız bir usulle elde edip Almanyaya sattığınız tahakkuk etmiştir. Bu- nun üzerine Fransa harbiye neza- reti derhal tevkifinize lüzum gör- müştür. — çok iyi. Şimdi siz derhal o- tömobilinize atlayın ve müdüri- yete gidin,, Ben kendi kendime harbiye nezaretine gelirim. — Pek âlâ... Polis müdürü otomobiline at- ladı, derhal makamına döndü. Diğer taraftan Hanri Rigonun c€ürmü sabit olmuştu. — Harbiye nazırının emriyle derhal bir di- vanı harp teşkil edilmişti. idam edilecekti. Harbiye nazırt aradan epey zaman geçtiği halde Rigonun tev- kif edilerek divanı harbe sevke- dilmediğini görerek — endişeye düşmüştü. Polis müdürü'daire- sine gelir gelmez harbiye nazırı- nın kendisini derhal — istediğini öğrendi. Hemen otomobiline at- lıyarak harbiye nezaretine gitti. Nazır büyük bir telâşla sordu: — Rigo tevkif edildi mi? — Hayır. — Neden? — Sen müdüriyete — git ben kendi kendime gelirim, dedi, Ben de öyle yaptım. — Neden tevkif etmedin? — Bilmem. — Derhal seni azlediyorum ve tevkif ediyo' m. nıı.ıııı Postası | Rigo | gayet süratle muhakeme edilerek | sallıya geldi. Pariste “Parc des Princes,, sahasında yapılan bu gösteriş her hal- Polis müdürünü hapishaneye gülüren adamlar daha avdet et. memişlerdi ki, nazırın yaveri içeriye girerek Hanri- Rigonun bizzat kendi kendine gelerek di- vanı harbe teslim olduğunu bil- dirdiler. Nazır geniş bir nefes ald. Fakat o gün divanı harpte de harikulâde bir hadise cereyan et. t. Divanı harbin reisi olan ce- neral Rigoya sordu: — Bu yazılar sizin mi? — Evet benim. — Şu halde Almanya lehine caâsusluk yaptığımızı itiraf ediyor- sunuz. — Evet itiraf ediyorum. senetlenberi casusluk yapryorum ve Fransanın bütün gizli plânla- r'nt Almanlara sattım. Mukabi- linde de milyonlarca mark para aldım. — Kendini müdafaa — edecek hiç bir şey söylemiyecek misin? — Hayır. — Demek her şeyi itiraf edi- yorsun. — Evet. — Bunun cezasınım ne olduğu- nu biliyor musun? — Evet biliyorum. Ölümdür. Fakat siz benim beraetime hü- küm vereceksiniz. Divanı harp heyeti müzakere- ye cekildi. Beş dakika sonra av- det etti. Hazır bulunan bütün asheri ümera, hukuk müşavirleri tebliğ edilecek ölüm kararını bek liyorlardı. Karar okundu: Hanri Rigonun Fransız plân- larmı Almanlara sattığı — kendi itirafı ile de tahakkuk etmiştir. Fransa yüksek divanı harp heye- ti bundan dolayı kendisinin bera- etine hükmetmiştir.,, Herkesin hayreti arasında Ri- go kollarını sallıya sallıya çıktı, gitti. Karar nazıra söylendiği anda derhal daha yüksek — bir divanı | harp teşkil edildi ve burada Han- ri Rigo hakkında beraet kararı veren divanı harp azaları mah- küm edildiler. Hanri Rigo da tekrar bu divanı harp tarafından davet edildi. Tevali eden bu ha- diseler Paris efkârı umumiyesin. de derin bir tesir yapmıştı. Herkes şaşırmış ve geçen şeylere hiç bir mana veremiyordu. Maamafih Hanri Rigo harbiye nazırının riyaset etliği — divanı harbe de ellerini kollarını sallıya Zabitlerden salon- da adım atılacak yer kalmamıştı. Muhakeme başlamadan evel Rigo harbiye nazırına dönerek: — Lütfen emredin de arkam- da duran şu iki sünğülü jandar- ma dışarıya çıksın, dedi. Nazır, herkesin hayreti arasında jan- darmalara: — Dışarı çıkın! emrini verdi. İki | | de etmiş ve Almanlara |de değme baba yiğitin kârı olmasa gerek!.. senesesunes VYCEEETEREASE LOT ARESEEE SA RARASE N KN EREERAAEERNEKRENSELEEERERENAKECE A K AA SK KA NER Jandarmalar dışarıya çıktılar. Reis sordu: — Size bir casusluk suçu isnat ediliyor. — Evet doğrudur. — Bu işle bir alâkanız var mı? — Var. — Casusluk yaptınız mı? — Mükemmel surette. — Demek itiraf ediyorsunuz? — Her zaman olduğu gibi. — Fakat istikbalinizi düşün- müyorsunuz galiba? — Gayet iyi düşünüyorum. — Peki bu işte size yardım e- den kimse var mı? — Hindistandan manevi kızım, getirdiğim — Ne suretle yardım ediyor? — Bu suali sorma! — Pek âlâ affedersiniz. Lüt. fen kendinizi müdafaa — edecek birkaç söz söyler misiniz? — Hiç bir söz söylemem. Ken dimi müdafaa etmeğe lüzum gör- müyorum. Bütün hakikati söy- lüyorum. Evet casusluk yaptım, | Fransayı Almanlara satacağım. yapıyorum ve yapacağım. - Bütün Başka bir diyeceğiniz var mı? çabuk kararınızı veriniz eve gi- deceğim. Karnım acıktı, yemek yiyeceğim. ğ — Hakkınız var. Divanı harp derhal müzakere salonuna çekildi. Bir dakika son- ra avdet etti. Harbiye nazırı a- yağa kalkarak kararı okudu: “Hanri Rigonun beraetine müt tefikan karar verildi.,, Rigo derhal maznun yerinden çıktı. Kapıya doğru yürümeğe başladı. Tam kapıdan çıkarken birdenbire tabanca patladı. Kü- çük rütbeli bir zabit, tabanca ile Uronun şakağını delmişti. Rigo kanlar içinde yere yuvarlandı. Artık ölüyordu. Birdenbire gözle- rini yanında duran diğer bir za- bite çevirdi: — Beni vuran arkadaşını vur! diye bağırdı. Tabanca bir daha patladı. Rigoyu vuran zabit te, elinde tabanca, kanlar içinde ye- re yuvarlandı. Birkaç — saniye sonra her ikisi de ölmüştü. Bu hadise orada hazır olanlar üzerinde büyük bir tesir yaptı. Mesele ancak — bir hafta sonra tevezzuh edebildi. Meğer Hanri Rigo Hindistana gittiği esnada ipnotizma ile meşgül — ve fitreten fevkalâde müsait olduğundan — büyük bir ipnotizör olmuş. Parise avdet et- tikten sonra da beraberinde med- yum olarak getirdiği Hintli kız vasılasiyle Fransız plânlarını el satmış. Polis müdürü, komiser, muavin, biyaci divanı harp heyeti ve en sonra büyük divanı harp heyeti ve harbiye nazırı tamamen Rigo tarafından ipnotize edilmişlerdi.