İstanbul gazetelerinden: 3 Teş- rımıını 1918, » Bu sabah saat sekiz radde - leri: —ıdc Gahnnrıydı Suterazisi soka- ğında hariciye memurlarından (M ..) bey bir kadın tarafından revolverle öl- dürülmüştür. (M ..) bey evinden Ba- biâliye gitmek üzere sokağa çıktığı za- man, sağ yanağında — siyah beni ojan hüviyeti meçhul bir kadın, (M.,) be - yin üzerine yürüyerek iki el silâh at - mış ve Çıkan kurşunlar (M..) — beyin göğslüne İsabet etmiştir. Katil birdenbire ortadan kaybol- r. Zabıta katili aramakla meşgul nayetin siyasi bir — maksatla ğt ve işin içinde ccnebi parmağı da bulunduğu söylenmektedir. Yaptı- Hrmez tahkikata göre (M..) beyin ko- Jundaki evrak çantası da, silâh kulla- nan benli kadın tatafından — aşırılmış- tır.. Birinci kısım Benli Bedia kimdir? İngilizler Beyoğlu zabıtasını e- Te aldıkları günden beri, Bedia Hanım Şişli caddesinde saklandı- ğt apartımanda serbest oturuyor, geceleri istediği yere çıkıp gezi- yordu. ? Bir sene evvel Gılılıurıyın(!ı su terazi sokağında geçen cinaye- | tin izlerini Türk zabıtası aramak- | la meşguldü. Bir gün Bedia Hanım Şişliden tramvaya bineceği sırada, —arka- sından kendisini takip eden siyah bıyıklı, orta boylu bir adam gör - dü, Bedia tramvaya atladı.. Siyah bıyıklı adam da çekirge gibi zıplıyarak ayni tramvay ara - basına binmişti. Bedianın kimseden korkusu yoktu.. İngiliz zabıtası reisi Kolo- nel Maksvel gibi bir hâmisi olduk tan sonra, neden ve kimden korka caktı?. Bedia Şişliden Taksime - gelir- ken tramvayda düşünüyordu: — Acaba beni takip eden bir polis memuru mudur? Eğer böyle ise, hükümet hâlâ hariciye şifre kâtibi.. M. Beyi takip ediyor de- mektir, Ba endişe ila Taksimde iner inmez hızlı hızlı yürüdü. Kolonel Maksvelin bulunduğu binanın ö - nühde durdu. Bedia arkasına baktığı zaman, siyah bıyıklı adamın köşe başında beklediğini görünce, artık bu ada mın Türk zabıtasına mensup - bir sivil memur olduğunu anlamakta gecikmemişti. * Bedia kapının önünde durur- ken, birdenbire omuzunda bir er- kekkek elinin gezdiğini gördü.. Ve fısıltr halinde bir kaç kelime işitti: — Hanrımefendi... Çok cesur ve 2eki bir kadınsınız.. Sizi tebrik e- derim! Bedia Hııuııı bu ıöılın dinler- | Bisleri beni takip ediyorlar. Hattâ Hançerli Kadın BÜYÜK ZABITA ROMAN[ ÖALE Benli Bedia, Şişlide çok tanınmıştı Bedia, Kolonel Mıksvelın dnıresıne girerken, omuzundan bir erkek elinin uzandığını gördü: in katili siz değil misiniz Hanımefendi, Şifre kâtibin Bir başka adam.. Uzun boylu, kumral bıyıklı, çevik bir hafiye! Bu da kimdi? Bedia bir türlü içeriye giremi - yordu. — Yolumu kesmeyiniz, rica e- derim! Diyebildi. Önden, arkadan.. Her taraftan takip edildiğini anlamıştı. Türk zabıtası demek ki şifre kâtibi M.. Beyin katilinin izini bul mağa muvaffak olmuştu! Kapıda duran memur, yavaşça genç kadının kulağına eğildi: — Bir seneden beri Şişlide baş- ka başka tarihlerde üç kişiyi han - çarle öldüden kadın siz değil mi siniz, hanımefendi? Bedia sert bir tavırla: — Kendine gel, efendi! dedi. Ben Mehmet Ali Paşanın kızıyım. Elimi şimdiye kadar bir serçe ka- nile bile boyamadım, Hançer de - ğgil, küçük bir tırnak çakısı kullan maktan bile korkarım. Memurlar birdenbire ortadan kayboldular. Ve Bedia merdivenleri ikişer ü- çer atlıyarak yukarıya çıktı.. Ko- lonel Maksvelin yanına girdi: — Hayatım tehlikeye girdi. Ka | lonel Hazretleri:! dedi. Türk po - buraya kadar arkamdan geldiler. | İngiliz polis müdürü — Bediayı seviyordu. Genç kadını telâş ve heyecan içinde görünce: — Merak etme, seni benim bu- lunduğum — apartımana — alırım. Türk polis müdürüne de şimdi te- lefonla söylerim.. Bir daha peşin- den kimse gelmez! Maksvel sözünde durmuştu.. Türk zabıtasma telefonla emir | verdi. Bedia o günden sonra Şişli- deki apartımanından Maksvelin dairesine nakletmişti. Bedia Mütarekeden bir hafta evel, hariciye şifre kâtibi M. Be- yi neden ve kimlerin — teşvikiyle öldürmüştü? Bu cinayetin esrar perdesini çok yakında okuyucularımızla be- raber kaldıracağız. Benli Bedia (Mehmet Ali Pa » şa) isminde bir Paşanın kızı de- ğildi. Fakat, kendisini kibar âle - minde böyle tanıtmıştı. Bedia kibar sosyetelerde zen - gin bir paşa kızı olarak tanındığı ve çok para yer gibi göründüğü halde, hakikatte katil, hırsız — ve babası belirsiz bir kadındı. » Seh- har bakışlarile bir çok aile ocak - larını söndürmüş, ve çok namuslu kolay kolay irkilmez erkekleri pe- şinden koşturarak — iyice soyduk- tan sonra, derhal silkip atıver- mişti. Bedianın çok sevdiği bir dastu | vardı. Bu adam mübalâğasız ola - | rak yirmiden fazla cürüm işlemiş, ömrünün üçte birini hapishane kö şelerinde geçirmiş belâlı bir hır- sızdı.. Çok yakışıklıydı.. Esrar çe- kerdi.. Kokain kullanırdı ve her gece kumar oynardı, Şişlide Yavuz Ziya ismiyle bil- | mem hangi dairenin mümeyyizli- ğginden istifa etmiş gibi görüne- rek, metresi Bedia ile her yere gi- rip çıkan bu adam, çeceleri Ku- marda en aşağı elli lira kaybet- meden, bir kaç defa kokain çek- meden duramazdı. Benli Bedia onu memnun et mek için, memleketine bile ihanet etmiş, battâ hariciye şifre kâtibini de bu maksatla öldürmüştü. (Devamı var) gaNDN gnT gy AYA gy gaN ç SUMER——. YEski Artistik) siaemasında Kahkaha haftası ANNY ONDRA nın en son ve mühteşem temsili AŞIKLAR OTELİ filminde oynıyor, şatkı söyli- yor ve dans ediyor. İlâveten: FOX JOURNAL: MORO CASTLE vapuru faciasi ve Admerikadaki grev Türkçe iza- hatlı olarak gösterilmektedir. (2949) Istanbul 20 genede 5000 film gördü.. Fakat böyle bir fil ilm görmedi; GÖRÜNMEYEN ADAM Bu sinema teknik ve kabiliyetinin şaheseridir. (2973) VVillam MADGE HAiNES — EYANS Çılgın gibi iki büyük yıldız tarafından temsil edilen Hayat Fransızca sözlü Gençlik » Zevk - Spor * Eglence ve bareket filmi Ayrıca: PATHE, dünya Eugün matine- lerden itibaren havadisleri gazetesi IPEK SİNEMASINDA ?n —Z7 Evlili 1934 AKDENİZ KORSANI No. 8 ŞAHIN REİS Ceneviz gemisi Cezaire niçin gelmişti” Şahin reis bu geminin evvelce elinden kaçan kadırga olduğunu anlayınca kat'i kararını verdi Türk karsanı Şahin Rolx — wenelerce Barbarosla beraber çalışmış bir. gemlet dir. İtalya sahillerinden Cezayire gider- topa tutüyor: fakat büyük bir Ceneviz tilosu gelince kaçıyor. Diğer taraftan Papa en sevdiği adam- larından mürekkep bir heyeti —deniz ye- liyle Fransaya yollamış, hayet yolda - fir- tanaya — tutularak — Cezayir — sahillerinde Nenderya geyhi Khüsanldin — eline düşü- yerlar, Kiçi heyetin teslimi için şeyhin kurk bin altın istediğini haber veriyor. Valeryo, kolay kolay yolundan ve sözünden dönen bir adam de- ğildi. Verdiği söz ise rasgele bir adama değil, onu dünyada ve ah- rette en büyük rütbelere yükselte- bilecek olan Papaya, Hazreti İsa- nn yer yüzündeki vekiline idi. Kalbi hırsla çarpan, gözleri hep şöhret ve servette olan bir insana, böyle bir fırsat bile başlı başına saadetti. : Bu fırsatı, sonu nereye varırsa varsın, kaçırmamak İâzımdı. Doryaya herşeyi gizlice anlattı. Şimdi bu sırrı bilen, yer yüzünde ancak üç kişi idi. Üçü de Türklere karşı birbirinden daha düşman idi ler. Mümkün olsa bütün Türkleri tek adam Kaline getirmeyi, sanra | da bir kiliçta bü adâmın boynunu uçurmayı istiyorlardı. Kırılan direği çabucak yenile- diler. Dorya fazla olarak Valeryo' nun yanına dört kalyon ve iki ka - dirga daha verdi. Onlar Villa Sa- vonayı Cezayirden dört beş mil ö- teye kadar uğurladılar. Bu süret: le başka bir korsan gemisine çat - mak ihtimalini de ortadan kaldır- | mış oldular. Şahin Reis üç dört gün, beyaz burunla Bon burnu arasında, Tu - nus'a giden yol üzerinde dolaştı. 'Yeni bir av aradı. Fakat bulama - dr. Galite adasından su ve koman- ya aldı; Cezayir yolunu tuttu, Bir gün akşama doğru limana | girdi, Kaleden atılan bir top Şahin Reisi selâmladı. Artık korsanlar Cezayirin kalabalık çarşısında, dar ve esrarlı sokaklarında başı boş dolaşacaklar, bazı Yahudi ev- lerinde bol bol şarap ve kadın bu- lJacaklar, sıcâk yemek yiyecekler, bütün yaz süren yokluğun, zorlu - Bun acısını çıkaracaklardı. Şahin Reis de onlara, son harp aylarında ele geçirdiği para, elbi- | se ve sair eşyayı dağıtacak, başını dinlendirecekti. Iç limanda demirledikten sonra düşmanınm baskın korkusu filân da | yoktu. Çünkü kale her tarafa hâ- “kimdi ve zamanın en kuvvetli top- | lariyle dolu idi. ç limanda Uluç Alinin yirmi kadar gem'si yatıyordu. Dış liman j sâan alı. ?A Evvelki kısımların hülâsası! da i ise yalnız bir tane Ceneviz ge-' misi vardı, Şahin Reis: — Bu ne arıyor burada?.. Diye tabansız Ahmede sordu. : — Yolunu şaşırmıştır. Bu mev- simde tüccar gemileri, kendi 1li- manlarına demir atmış bulunur- lar.. Tamahkâr bir adamın malı ol malı, kış basmadan bir alış veriş daha yapmak istemiştir. Şahin Reis herkesin dinlenmek için hazırladığı böyle bir zaman- da başka iş açmanın doğru olmır- yacağını düşündü. Zaten limanda bir gemiye sataşırsa Ebüssait'le de bozuşmak lâzımdı. Iç Hmana girmek için yoluna devam etti. Fakat bir dakika geçmemişti ki tabansız Ahmet onun kolunu tut- tu: i — Reis!.. — Ne var?.. — Bu gemi, bizim Sardonya ce- nubunda kovaladığımız gemidir. Şahin Reis Ahmedin yüzüne baktı: — Sen delirdin mi ., Adını olnı . —? — Evet Polidor!.. — ” — O geminin adı neydi?.. — Villa Savona!.. — O halde?.. — Fakat iyi bakmız. Bu isim pek yeni yazılmıştır. Yazımın bu- lunduğu astar çok büyüktür. Eğer daha yakından, iyice gözden geçi- rirseniz bu astarın altında Villa | Savona kelimelerinin yazılı oldu- ğunu anlarsınız!.. Küçük Hüseyin yanlarma gel- miş onları dinliyordu. Söze karış- tız — Reis, ben de tabansıza hak veririm, Arka direğe iyi bakınız. Hem kısa, hem de demir çenber- ler ve bir destekle tamir edilmiş.. — Vay köpoğlu!.. Sahi be?.. Sonra sordu: — Demek ki bu gemide şimdi top da var ha!... Gizli top lombar« larımı seçebiliyor musun?.. Tabansız cevap verdi: — Elbet... İsterseniz bir dene- yelim... Eğer bu gemi bizim Villa * Savona değilse, ve şu bordanın arkasında top yoksa bana taban- sız demesinler... Kör Ali de onların yanına gel- mişti. Üçü de Ahmedin son sözlerine gülümsediler, Kör Ali eğlendi; — Tabansız olmanın övünüle- cek bir şe yolduğunu yeni duyuyo- rTum. (Devamı var) Bu akşam S A R A Y sinemasında m UNİTED ARTISTS'in mükemmel şaheseri Büyük Katerina Oyıııyuılıı : ELİSABETH BERGNER ve DOUGLAS FAİRBANKS oğlu FOX JURNAL manaâzırı meyanında: Morro Castle vapuru faciası bütün tafsilâtile ve ımırllııdıkl gı'ıv vesaire... (2948)