CUMHURIYET Sehir Tıbbî terimlerde haberleri İtim dilimiT Nisbet ekıerı, nisbî Bitat terkıblerının Anatomi yapılmasına yarajan ve butun terimlerde oiduğu gıbi tıb te nmlermın kelıme " ^ ~ ^ ~ ~ ~ " ^ ^ ~ ~ buleşürme işmde, pek çok kullanüan sonek (suffix) lerdendır Her dılde, hele ılım dıllerinde nisbet ekıne luzum muhakkaktır; (Tanrı kuvtde Tannsal kuvvet), (şu'a bîçimı ıle şu'âî bıçıın), (ılım yukselmesi ile ilmî yukselme), (universıte goıu;u ıle unıversıter goruş), (mıkroskop muayenesıle mıkroskopık muayene) ve nıhayet ıhtısas termınolojısınde (vertebra kenarıle vertebral kenar), (stemum parçasüe sternal parça) ve hatta (tıb terımlerıle tıbbî terımler) arasındaki farklar malumdur. <Tıb terımlen deyuıce, yalnız tıb ıle ilgısı bulunan ıhtısas terımlen; tıbbî terimler deyınce de tıb ıle ılgısi olmakla beraber aynı zamanda halk ve dığer ıhtısas dışında konuşma dılıle bıyolojiyi ilgüendıren terunlar anlaşıhr. (Pelvıperıton) bir tıb terimı oldugu halde bununla yakmlık gosteren (karınzan) tıbbî terımlerdendır» Buna mukabıl konuşma aılımızde bu oisbet şeklı, her zaman olmamakla beraber çok defa feda pdılebılır; (midevî BUİ hazım) yerine (mıde bozukluğu) veya (hazımsızlığı), (bahrî ınşaat) yerme (denız ınşaatı), (nısaî hastalıklar) yerine (kadın hastahkları), (adalî kuvvet) yerine (adale kuvvetı) denüebünıektedir. Konuşma dılımizdeki kelimelerde yapılması çok defa mumkun olan bu nısbet şekli fedakârlığı, ılım dılinde yapılamaz Ilım dılinde nisbet eklennirı lüzumunu îzah ettıkten sonra mevcud terimler içın üç türlu nisbet ekı hatıra gelu: (1) Arab asıllı kelimeler için kullanılan hisbet eki (î). ' (2) Turkçe kelımeler icin (sel sal el, al, cın, çın, lık, lık V. S ). (3) Greko Lâtin asıllı kslımeler için (ık, al, el ıf, os veya oz ös veya oz, er, ar, m V S ) . Bu sutunlarda tıb terımleri hakkırda yazdığım makalelerde, halk ve ılım dılinde müşterek olarak kullanılau terimler oiduğu gıbı halk dılinde başka karşılığı olan veya ıhtısas terımi oiduğu içm halk ıle ılgısi bu'unmıyan kelimelerin varlığını sovlemıştım (1) Bırınci kategoride (eoz, kulak ağız parmak) gibi kelımeler vardı (Bunıar her mılletin halk ve ılım Llınde bır soylendiği halde ıltıhablarım ıfade eden mJletlerarası şekılleri Greko Lâtin asıllı terimlerle ıfade edılır demıştım; meselâ Ophthalmitıs, otıtıs, stomatıtıs. panarıs gıbı). (2) Ikınci kategonieki terimleri de ikıve ayırabılırız (A) bunların bır kısmı asra yakın bır zaman once (1866 1873) tıb kıtablarında ve lugatinde toplanan ve şark islâm kulturu tesırile Aıab asıllı olan kelımelerden bugııne kalan ve bugun kullanılmalarma rağmen bır gun ıhtısas alanında yerlennı mılletlerarası kelımelerıne terkedeceğınden şuphe etmedığım tıb terımlerıdır. (Fıkra, gudde, Bifak. sayvan. rahım. mehbıl, şıryan, verıd ukte, havsala, nesc. mucaviri rahım. munassıf, adalei muraobai maıne) gıbi Bunlardan halk ıle ve ıhtısas dışmda biyoloji ile ılgıli olanlarmın karşıhkları vardır (Omur, bez akderı, kulak kepçesi dolyatağı, hazne, atardamar, karadamar, duğum, leğen). Bu kelımelerm milletler arasmda kullanılan ve ılım dilimize gırmekte ve girecek olan karşılıkları da (vertebra, gland aponevros, avrıkula, uterus, vagma, arter, veı n, ganglıyon, pelvis parametriyum, medd yastm, romboid adale) dır (B) dığer kısmı ise ya arabca şekilleri hemen hemen unutulduğvndan veya kullanılmadığından dolayı vcyahud da eskidenberi mületleransı kulhmlan şeklile ılım dilimize giren kelımelerdır (Mıkroskop sempati. parasempati perıton, plevra, lenfa, perine, valvül, avort. mesarika, timpan) gıbî 7 Ağustos 1941 ÜNÜN MEVZUU NALINA İHEM MIHINA Bir zayiat listesi tefani Ajansının bıldirdığine gore İngıliz hava ordusu lcmmuz ayında 579 tayyare ka> 'oeimiştir Bunlardan 573 u Afnkada ve Akdenizdc duşurulmuştur; ingiLz donanmasınm zajiatı ise, şunlarmış: 1 kruvazor, 6 muhrıb, 3 denizalrı, 4 yardımcı harb genusi batmıs; 5 kruvazore tcrpü ısabet etmiş; 1 tavjare gemisi, 2 ağır kıuvazor, 2 kruvazor ve 5 muhrıb boınbalanmi'jtır. Ingilizlcrin temmuzdaki tıcaret gemisi zayıatı ise 459 488 ton imiş, a>rıca 35,000 tonluk dusman Ücaıct vapuru da hasara uğramıs. İnşrilizlerin zaviatı hakkında İtaljanlar tarafından verilen bu rakamlarda, dusrnan zaviatmı çoğaltıp kendı zaviatmı az gosiermek prensipinin bermutad hâkım olduğuna şüphe yoktur Bu cetveldeki propaganda payımn nekadar olduğunu ta>in edemiyoruz; fakat hajli mubalâğa edıldiğini istidlâl etmek muınkundür. Çunku temmuz ayında, Afıika ve Akdenız cephelerinde muhira ınuharebeler olmamıstır; muhim muharebe olma>ınca nıiıhim zayiat olamaz. Geçenlerde bir Iıalyan resmî harb tebliğı, Gondar nuniakasında, mahsur bir halde bulunan rcahdud Ilahan kuvvet» leinin kahramaııca mudafaalarından bahsederken bu kuvvetleri bombalanıaga tosebbus eden bir İngihz tayvaıesınin topçu a'eşile kaçırıldığını da chemmijetle kavdetmişli. Kıyameti ancııan bir haıb içınde, bir tayyarenin du^urulmuş dcğıl de, kaçırılmış olmasına rcsmî teblfğlerde yer verilmesi de gos.crıjor ki Afrikada muhim hareketle r olmamakladır. İngıliz donanmasının Akdenizdeld zayiaımı gosteren rakamlara gelınce, eğer bu donanmava, bir ajda bu kadar zayiat verdirildiyse, Italyan donanması, neden Akdenizde hemen bir hakımivet tesis eımivor. sualine cevab vermek lâzım gelır. Halbukı daha geçenlerde, buyuk bır gemi kafiles;, Cebelitarıktan Iskenderijeje kadar geierek asker, harb malzemesi ve gıda maddelerı getirmiştir. Dcınek ki Akdenize Ingilizler hâkimdir. Bir Italyan hafif kruvazörıme iki torpil isabet ettirilcrek ağlebi ihtimal balırılmış oiduğu Ingilizler tarafından iddia edilriıği bir zamanda, Stefani Ajansının bu hâdisey! meskut geçerek yalnız İngiliz zaviatı hakkında buyük bir liste neşrefmesi manalı değıl midir? Ingih/lerîn temmuzda 459 bin tonluk ticaret gemisi raji ettiklerini söylemek de, «Atlantik meydan muharebesi» denilen ticaret gemileri harbine pek as istirak etmcktc olan İlalvanlara düşmiycn bir iddiadır. Çunkü Italvanlar boyle bır liste tan/im edebilecek mevkide değildilpr. Bu za>iat listesini mantıkan Alrnanlann vermesi icab ederdi; Almanlar ise henıiz bövle bir tebliğ neşretmemis'eıd'r. Valnız bir nnkla var ki İngiliz Amiralhğı, dusınana malumat vermemek için arlık haziıar.dan sonrald aylarm zaviat listPİe>ini nesretmiyeceklerini hildinriştir. Batırdıklan Alman denizaltı geTiilerı hakkmda ayni sebeble malumat vennekten istinkâf eden İngili'lerin bu yeni ketumiyeti, onlan, hasımlprmuı mnbalâğalı rakamlannı reâ ve tekzib efmrk imkânından mahruı bırakmiktadır ki bu da. propagand harhirde, kpndilerinin lehine olmıyaı bir hava yaratacaktır. nisbet ekleri Yazan: . ^ Dr. Zeki Zeren Bunların halk ve orta oğretııule ılgıü olaniarmın da karşıProfesorü lıkları vardır; (karın zarı, goğus zarı, ^~^~~^^^~~ akkan, apış arası, kapak, orta kulak boşluğu) gıbı. Işte bu uç cuıs kel'menm nisbet §ekıllerı tıb dılinde yukarıda ayırdığımız gıbi uç şekilde bulunmak+adır: 1 Arab asıllı kehmeler ıçın (î) bağlamak suretüe, (buruar gunden gune Aıab terımlerının azalmas'le mutenasıb olmak uzere azalmakta se de bugun mevcuddur): Fıkarî, guddevî, sıfakî, sayvanî, rahmî, mehbüî, şıryanî gıbi. 2 Turkçe kelimeler içir. (sel, saî, el, al V. S ) koymak suretıle. Omursal, bezsel, akdersal gıbı. «Bu şekıller halk dılinde luzumu halınde kullanılabılır ve tutunabılır, fakat (tıb, üım, tarıh) gıbi Arab asıllı kelimelerm Tuıkleşmelerme rağmen (tıbbî, ilmî, tarıhî) yerine (tıbsal, ilımsel, tarıhsel) gibi yeni nisbet şekıllerinin tutacağından bugunluk şuphe etmekteyım». 3 Mılletlerarası terimlerinin nisbet şekıllerine gelınce; bu noktada dıl mütehassıslarınm bir kısmıle ılim adamlarının buyuk bir kısmı arasında şirrıdıye kadar bir goruş ve kanaat farkı goze çarpmakta ıdı. Ilımle uğraşanlar (bu gıbı Greko Lâtin aaillı milletler arasında muşterek olan terımlerm nisbet şekıllerı, orıınal nisbet şeklıne yakın olmak üzere fonetik esasîarımıza uygun olarak kullanılmaktı olan şekıilerıle alınmalıdır) knnaatındedırler ve meselâ yukanda sıraladığırmz tenmlerin nisbet şekıllerırın (vertebral, glandular aponevrotık avrıkular, vencs, ganglıyoner, pelvik, medyastınal romboıdal, mıkroskopik, sempatık, parasempalik, perıtoneal, lenfatık, valvuler, avortık, mesaraık, perineal) olarak alınmasına taraftardırlar. Bır kısım dil âlimlari ısa (dıle giren yabancı asıllı kelımplerın de ıştıkak ve terkıb şekılleri turkçeleşmelıdır) kanaatindedırler. Eğer bu son kanaat umumî dıl bakımından ele ahnırsa ılım adııid şoyle bır sual varıd olabıhr, acabr. turkçe nisbet eklerının milleferarası terımlerme tatbıkı şeklı ılım dılinde tutunabılır mı? Bu gramercılermızce duşunulmeğe değer bır davadır Bu hususta kendı goruşumu mısalle ızah etme^ı uygun bulmaktajım; dilimize (chevaııer) kelımesini (şevalye) şeklınde almak mecburıyetı vardır. Bunun muştakları olan (chevaleresque) ve (chevalerie) kelımelerinın (şevalye gıbı, şevalyelık) gıbı karşıhğuu almak varken (şevaleresk, şevaleri) yazmak ve boyle kabul etmek elbet doğru değıldır, boylece de (Turk gramerine türkçeden başka asıldan gelme sozlere mahsus ımtıyazlı kaıdeler konulmamasına) elbette dıkkat edılmesı ve buna taraftar olunması doğru bir harekettir. I Istanbul tarafındaki fırınlar dün yeni tip 936 da bizzat Hitler, Kızılordu tayyarec iliğini, dünyanın en ekmek çıkardılar kuvvetli hava ordusu, diye tavsif etmişti Cumhuriyetin 10/ 7 1941 tarıhlı sa>ısında, Almanların harbden evvel Kızılordu hakkında duşundukleruıi hulâsaten okuyucularımıza arzetmısük. Bugun de Alman askerî muhdrrırlermın, çetın bır mucadeleye tutuştukiarı ordu hakkmdakı eskıden besledıklerı karaatlerm son kısmını hulâsa edeceğız. Kızılorduyu teşkil eden unsurlar arasmda ırk ve mılli bırlık b^V.rnından tam bu vahdet olmadığmı kaydeden Alman muharrırlerı, buna rrukabJ, ıruvazzaf ordunun Sovjetler Bırııgı şeflerırıe haklı bır itımad ve emnıyet telkın ettığını, çunku bu oıdunun yazde 50 mspetinde ışçılerden murekkjb olduğunu hava bırlıklerınde ve zırhlı Kit'alarda bu nıspetın yuzde 84 e çıktığ'nı soyluyorlar Fakat harb zamarınds ordunun en buyuk kutlesı koylulerden murekkeb olacaktır Sovjet Rusvada ise kovluler arasında komunıst olanlar yuzde 4 tur 1936 senesine aıd olan ou Alman mutalealarına gore köylulerın buvuk kısmı toprak meselelerinden d"layı Hava postası dün geldi gavrımemnundur. Fakat, şımdi KızUorEvvelki gun Ankara ile Eskışehır adu canla başla dovuştuğune nazaran Alrasmdakı hava muhalefetınden dolayı man askerî muharrırlerının bu fıkaıleAnkara tay>are postası hareket eturıl rınde aldandıkları anlaşılıyor. Bir Almemıştır. Fakat dün oğleden sonra man muharriri de, halk kutlelerı araAnkaradan hareket eden tayyare, 1 smda millî duyguyu inkişaf ettirmek volcu ıle vaktı muavvenmde Yeşılkoye ıçın, Sovyet ricalı tarafından büyuk gayınmıştır. Devlet Havayolla.rırun tay retler sarfedıldığını yazmaktadır. jare postalarına çok rağbet vardır. Bugun hareket edecek olan tayyare pos Piyade: tasırun yclculan on kışı olmak Uzere Almanlara gore, Sovyet p'yadesı iyı dun sabahtan dolmuştur. teçhız ve teslıh edılmıştır; pıyadeye çok Istanbul cıhetindeki fırmlar ddn yalnız buğday unundan ekmek imal etmışlerdır. Beyoğlu cıhetindeki fırınlara un tevzıatı dun akşam yapıİTiış olduğundan bu semtlerdekı, fırınlar yeni çeşnı ekmeğı bugunden ıt'baren çıkaracaklardır Fırmların sıkı bır murakabeye tabi tutulması ıçın altı kişılık bir Kontrol heyetı teşkıl edılerek faahycte geçırıimıştır. Bu heyet ıki gundur muıAazaman fırınlan kontrola başlamış olup ılk olarak Anadoluhısarında Bılâl, Büyukadada Yanının fırmlarında kenriııerine mahsus undan beşer çuval keserek o mıntakadakı dığer fırınlara verdıklerı anlaşılmıştır Bunların yolsuzlukıarı bır daha tekerrur ederse fırınları kapatılacaktır Sutlu ve sutsuz sandvıç satışı hem ihtıkâr, hem de korunma kaıarnamesine muhalif olduğundan bunların ımalıne musaade edılmemesı luzumu alakadarlara bıldırılmış'ır. » Halis buğdaydan yapılan ekmek Almanlar Kızılorduyu nasıl görüyorlardı? Abidin Daver kadar verılmelıdır. Şımdı bu fıkırler tatbık edılmıj olsa gerektır. Yazan: Kahve satışları Kahvenın şehrm her tarafında serbestçe tevznne karar verıldığını jaz mıştık Yakuıda bütun kahie satıcılarma ıhtıyaclannı anlıyecek mıktarda kahve dagıtılacaktır. Bu kahvelenn kavrulmuş ve çekümış olarak satışa arzedılmelerı mecburıdır Arzu edenlere ka\rulmuş olmak şartıle çekırdek kahve de venlebılecektır. Çı> kahve hıç bır verde satılmıyacaktır. Fıçı hırsızı Zaven admda bır sabıkalı evvelki gece, Dı\anyolunda benzıncı Saımın dukkamndan bu: fıçı çalmış, kaçarken jakalanmıştır Zaven, dün Sultanahmed uçuncu sulh ceza mahkemesmde muhakeme edümış, suçu sabıt gorülerek uç buçuk ay hapsıne ve tevkıfıne kaBır çok vesılelerle mudafaa ve izah rar verilmıştır. ettığımız âcız kanaatı nize gore milletBir Belediye memurunun ler arasmda mevcud müşterek ilım dill ahengme uymak ıçın Greko Lâtin abaşına gelenler sılh terımlerm nisbet şekıllermde ve Kasımpaşa Belediye memuru Rıfkı kelıme teşkıli esaslarmda ise; istisnaMence dun sabah, vazifesüıe gitmek uları kabul etmek ılim dılımiz ıçın aykın zere, EUemezde Yedıkule tramvayırun değıl faydalı bır hareket olar. (Semarkasma bmmek ıstemış, bu sırada pati, mikroskop, aponevros, arter); t.b mu\azenesını kaybederek şıddetle yere dılımizj" malı olmuş kelımelerd'r Bunyuvarlanmıştır. Rıfkı başından agır lan (ham madde) gıbı alaiım ve kendi surette yaralanmıştır. eklerımızle nisbetle§tırerek (sempatık, mıkroskopık. aponevrotık, arterjel) ye Hindistandan getirilecek cilâ rine (sempatısel, mıkroskopsai, aponevMarangoelar Kooperaüfme Kalkurosal, arterel) yapalım denıek; fılî tecrübelerımize istinaden dıyebıleceğım ki, tadan 1200 kilo cüâ domahkası getırılteorık olarak gtizel bır gramer kaıdesi mesı içın musaade venlmış ve sıparış teklıf etmekten başka dil alanında pra yapılm',ştır. tık kıymeti olamıyacaktır. Pasif müdafaa tecrübesi Sayın Maarif Vek'l'mizin terim işlerinde ılk orta hselerle Ünıversıte fakulteleri arasında bır ahenk tesısı hakkındakı bızzat şahıdı olduğumoz mınnete değer hassasiyeti ile meydana gelen ve haftalardanberi saym Rektooın başkanlığında toplanan ve çalışan terim koordinasyon heyetınce şimdıye kadar muallakta kalmış olan terim işlermde bır anlaşmaya vanlmak uzere olduğunu gormekle memnun oluyonız. Bu suretle daha fazla misaller getırmeğe sütun müsaid değil, fakat bunlar gıbi ilim dılimizde (termo dinamik, elektro mekanık bahsi adıposo genital sendron, pluriglandular tedavi tarzı, pelvi rektal mesafe, basal Tietabolısma, uro genital sistem, kosto medyastinal sinus) diyebilecek ve yazabileceğiz. Böylece Greko Lâtin asıllı terimler, anlattığımız nısbî sıfat şekılleri ve onun okunuşu ve yazılışıle Turk karakterini alarak Türkleşeeek ve halile milletlerarası terimlerine benzemiş bulunacağmdan talebeler de, hocalar da parb kitablarından herhangi biıınl olnırken Türk terimîerile onlar arasi"da bir yakmlık gbrecekler ve eskisi gıbi onlaıı yadırgamıyacaklardır. yapılmıyacak İstanbulda, geniş olçude ve canavar duduğu çalan tayyarelenn de ıştırakıle bujuk bır pasıf mudafaa tecrübesi yapılacağım bazı gazeteler vazmışlardı Öğrendığımıze gore şimdılık boyle bir tecrube yapılmasa mevzuubahis değıldir. | Doğru değil mi? \ Kazancı olmıyanlara vergi tarhedilmemelidir! Bazı mahye tahakkuk şubelerinin mevcud kanunlan yankş, tefair ettıklerıne şahıd oluyoruz. Gundelık, haftalık, aylık şeklırıde muayyen bır kazanca sahıb olmıyanları da vergıye tabı tutmak ıstıyorlar. Arasıra bu hususa daır bazı mektublar aiıyoruz. Son defa bıze vakı olan bır muracaate nazaran Yalovada Cumhurıyet meydanmda 14 numarada berberlık eden Ismail Güner, bundan uç ay evvel yanıra on dort yaşmda Huseyin Aslan ısminde Rurıanyalı bır göçmen çocuğunu çırak olar^k alıyor. Huseyın orada sakd tıraş etmesini saç kesmesım oğrenecek, muşterılerın ve dukkân sahıbının bazı ayak hızmetlerini gorecektır Buna nvıkabıl de eğer verıhrse uç beş kuruş bahşiş alacaktır Uç ay sonra dukkâna Hâsej in Aslan namına 22 lıra 86 kuruşluk bır vergı ıhbarnamesı gelıyor. O para verılıyor veyahud verılmıyor, T.esele orada değıldır. Fakat çocuğu çıkarmak mecburıyetı hasıl oluyor. Bu vazıyet sade Yalo/ada vukua gelmeyip de memleketm muhtelıf koşesınde ve muhtelıf iş sahalannda meydana gelecek ve nuay'yen kazancı olmıyan msanlardan vergı tahsd edılmeğe kalkılacak olursa herkes Turk yavrularını san"at öğretmek için yanına almaktan çekinecek ve yurdumuzda kendılenne pek muhtac olduğumuz san'atkârtarın yetışmesi guclesecektır dıj orıi', İlk mekteb çağındaki çocukların sayılması Her sene oiduğu gıbı bu sene de vilâyet dahılınde bulunan ılk nıekteb çağmdakı çocuklar tespıt edüecektır Bunun ıçın icab eden hazırhklara başlanmıştır. Ilk mekteb talebesının tahnri onumuzdekı teşnnıevvel ayında munasıb gorulecek bir gunde yapılacaktu:. uçlu, iri sıyah gozlerıni kuçok salaşpur mendıhle hafıf hafıf bastırdıktan sonra yavaştan burnunu çektı ve anlatmıya başladı: Ankarada ıken çok rahat ve sakin yaşıyorduk. Kocam, herkes^n kocası gıb1 alelâde bir erkektı. Yarm, ıkı elım yanıma gelecek, neye yalan soylıyevım Yalnız bana ve çocuğuna pek aliırmazdı Haftanın altı gununu ışmde çalışmakla geçuır, pazar gunlen de a^kadaşlarıle kahvede iskambıl oynar, akşamına. gene onlarla rakı içerdı Kadn Pinar ismınde çok sıkı fıkı goruştüğu bir shpabı vardı. Bazı pazarları onu eve çağırır, çıluıgir sofrasına karşı karşıva oturup jakalaşır, eğlenırlerdi Bılmiyorum neden bu yağız yüzlü kara bıyıklı, irı kemıklı adamı her gorüşumde içımi derın bır Koıku üe beraber garıb ve tatlı bu ürperme kaplardı. O da arasıra hırsızlamadan beni zevklı bakışlarla süzerdı. Bır gun kocam galıba 250 grarrJık jlşeyi aşmış, sızar gıbi olmı^tu Kadri, beni kolumdan yakalıyarak od?nm koşesine çekti: Sana acıyorum, dedı, bu herifle omrunü boş yere harcayıp ,»ıdıyorsun.» Ben istanbulda çok iyı bır ış buldum Sen de beraber gel, bırlıkte K«ıçalım. Şaşalıvarak sordum: Ya kuçuk Tevfık7 Onu babasına bırakın/ Yoo... Evlâdımı dunyada terke makınelıtufek ve refakat topçusu verılerek ateş kudretı artırılmıştır. Fühakıka bu Alman mutalealanrun kı>Tietı, son zamanlarda daha artmıştır. Çunku bır Sovyet piyade alayı şoyle teşekkul etmıştır Uç piyade taburu. ıkı bataryah bır topçu refakat grupu, bır ıstıhkâm bolugu, bır kımya takımı, t7ir keşıf grupu, bir naklıye boluğu, sıhhıye ve veterıner servıslerı, alay kulubn, erlerden yetışen ast subaj lar ıçın bır r.ıekteb. Her tabur, bır nuhabere takımından, uç tufekçı boluğunden, bu: makınelıtufek ve refakat sılâhları takımıııdan murekkebdır. Makuıehtufek boluğunde uç takım. her takımda uç ağır mskınelıtufek vardır. Bır kaç senedenber. refakat sılâhları hıssedılır derecede artırılmıştır. Bu artış bılhassa. tenk defı sılâhlarında vakı olmuştur. 1338 de tabur başına 12 tank defı topu ve 4 bomba topu verılmiştır. Bır piyade alayının Tramvayla araba arasında Haydarpaşada bir araba hazerî mevcudu takrıben 890 erdır Ateş kudreti ise 81 hafıf makıne'ıtutek, kaldı parçalandı, 3 kişi yaralandı 81 havan, 36 ağırmakınelıtufek, 76 rr.ıVatman Beytullahın idaresindekı Sara acbnda bir kadın, on vaşında limetrelık 6 toptur. Topkapı Sırkecı tramvayı, Çapada oğlu Avram ve 24 yaşmda kızı MarIbrahim zade mensucat fabrıkasının garıtle Kadıkovune gitmek uzere NıSüvari: onünden geçerken, odun jüklü arabavazının tek atlı arabası ile Havdarpaşa Suvari çok kuvvethdır, bıiyiık bir sıle tramvayın sol tarafını takıb eden geçid yennden geçerken manevra yalıkler halınde toplanmıştır. Atlı ve mo Azız, manevra yapamadıgından bırden pan marşandız vagonları arabaya çararabasının arasında torlu topçu ve zırhlı otomobıllerle tak bıre tramvayla parak parçalamıştır. Nıyazi arabayı vıj'e edılmıştır. Hazerde mevcud 30 su kalmıştır. Azız, hareket halınde bulu vedekte goturduğunden kaçarak kurnan arabalann arasmda sıkjştığından vari tumenınden 7 suvari kolordusu teştulmuşsa da Saranın sağ ayağmın altı kıl edılmıştır. Her suvari tumenınde 4 muhtelif yerlerınden ağır surette yara parçalanmış, Margarıt muhtelif yerlelanmıştır Yaralı tedavi altına alın suvari alayı, 1 topçu alayı, 1 zırhlı arınden yaralanmıştır. Hâdısede en çok rabalar grupu, 1 tayyare boluğu, 1 mu mıştır. muteessır olan Avramın sol kolu Iki habere grupu, 1 istıhkâm bdluğu, 1 gaz İhtikâr davaları yerınden kınlmış ve aldığı yaralar da boluğu sıhhıye ve baytar servıslerı varİhtıkâr sucundan tevkıf edılen Ba tehlıkeli olduğundan hayatı tehlıkede dır Bır suvari alayı 480 kıhcdan mu ker müessesesl müdürü Salamonla bulunmaktadır. Yaralılar Haydarpaşa rekkebdir. Ateş kudreti 40 hafif 20 kundura dairesı şefı Dımıtrı, duruşhastanesıne kaldırılmışlardır. Üskudar ağır makınelıtufek, 40 zırhlı araba 4 malanna devam edilmek üzere dun ıMuddeıumumılığı tahkıkat yapmaktane 76 mılımetrelık top 4 hava defı kıncı aslıve ceza mahkemesıne getuıltadır. makinelitufeği Süvariye de tank defı mlşlerdır. Ehlı vukuf raporu ıle Fıat sılâhları verılmıştir. Murakabe komısyonuna vazılan tezke Geçen sene Londraya giden Meşhur Mareşal Budyenni 1937 de reye ceiab gelmedığınden duruşmalan heyet geldi yazdığı bır makalede Kızılorau suvarı başka gtuıe talık edılmıştır. Yeni banknotların basılması İçin gesının yeni bir tarzda teşekkülü fikrmi Bundan ba^ka, Sabn Safa hanında üerı surmuştur. Mareşala gore bir su manıfaturacı Mons Şayo ıle tezgâhtarı çen sene Londraya gitmış olan Merkez vari tumeni şo>le teşekkul edecektir: 12 Yako, Kayserıh Mehmed ve Hacı Meh Bankası heyetı İngıltereden memlekeböluk, 3 bindirilmiş piyade taburu. 50 med admda ıki tuccara ellerınde 1774 tımıze gelmiştır. 70 keşıf ve muharebe zırhlı arabası, 36 top eşya bulunduğu halde satmadıklaÜç kışıden murekkeb olan heyet, In40 top, (havanlar tercih edılmelıdir) nndan dolayı Murakabe kcmısyonunca gılterede bır şehırden hareketle tay hava defi ve tank defı bataryalan, 10 cunnü meşhud yapılmış, her ikısı de 5are ıle Lızbona gelmış ve oradan İsırtibat ve keşif tavTaresi, bu tayyarekr, tevkıf edılerek Adlıyeye teslım edılmış panva uzerinden İsiıçreye geçmıştlr ilerıde, avcı ve bomba tayyarelerile tak lerdı Moris ve Yakonun dun muhake Hevet uzunca bır muddet Isviçrede vıye edılmelıdir. Süvarinin silâhı bır o melerine bakılmıştır. Ancak, şahıdler kalmak mecbunyetmde kalmış ve sontomatık tufek ve bir tabanca olmahdır rrahkemede bulunmadıklarından, bun ra Almanyaya girerek Rumanya BulSüvari kolordularına da ayrıca mo*oılu lann bulunduklan yerlerde istinabe ganstan yolile İstanbula gelmiştır Hetuğaylar, hucum tayyareleri ağır top suretıle ıfadelerinin alınmasına karar yet, bu seyahati ikl aydan fazla bir çu vesaire yardımcı sınıflardan luzumu verilmıştır. müddette yapmıştır. kabiliyeti: Motorlu ve makineli birlikler, Alman Harb sanayi Sovyetlerın harb potansıyelı yanı haıb lara gore, pek çok artırılnuştır Mareşal Voroşılof. Kızılordunun duny£.nın sanayıi kabılı> etmden de Alman muen çok motorlu ve makineli birlıklerC harrırlerı takdırle bahsetmektedırler malık ordusu olacağmı soylemiştir Or Onlara gore bırınci beş senelık plân sadu tanklarının daha 1936 da 10,000 e dece bır sılâhlanma programı olmu^tur ve Moskova rıcali, şıddetle takıb t>ttıkçıkarüması kararlaştırılmıştı Topçu kısmen moutorlu olmak uzere lerı hedeflere varmışlardır. Garbdakı 4500 topa malıktir. Fakat Almanlara harb sanayıi merkezleri şarka naklcdıgore 1936 da ağır topçu ıhtıvaca kâfı lerek bombardımanların tesırınden kurtarılmıştır değıldı. Devlet teşkılâtı sulhten harbe kolavca Kızılorduda 15 şımendıfer alayı vargeçecek surette hazırlanmış, her ferd dır. harb ıçın yetiştirılmistir. Almanlaıın Hava ordusu:' ' fıkrınce, Soveyt harb sanayıi de, bır 1936 da tayyare sayısı Alman askerî harb vukuunda, verımini sulhtekinden matbuatına göre 4300 5000 tahmin e pek fazla artıramıyacaktır. Muhendıs dılmekte idi Bunların 1000 Umesı borr> ve işçılerin hep yuksek kabiliyette olba, 150 tanesi ise çok ağır bomba tay maması yuzunden malzeme de dığer varesıdir Bızzat Hıtler, Rayıstag mec buyuk memleketlerinki kadar mukemhsinnde, Kızılordu tavyarecıliğıni dün mel değıldir. yanın en kuvvetli hava ordusu diye güçlükler: tavsif etmiştır Rus pılotlarını o tarıh*c Bazı 6000 kadar tahmin eden Alman askerî Sovyet arazisinın bir kıt'a kadar geniş muharrirlerı, bunların pek yakında pek olması ve silâh altma ahnacak kuvvetazim miktarda artırılacağını da yaz lerin görühnemış mılyonlar teşkil etmışlardı kı bu neşriyat tahakkuk etmiş mesi yüzünden bunların sevki, tecemtir. muü, iaşesi, malzeme ve cepane ikmalı Almanların nazarmda, Sovyet tayya fevkalâde mühım meseleler teşkil ederecileri tecrubeli, cesur, mütehammil, cektir Bu meseleleri yolların kâfı ve çok imanlı ve ateşlidırler Almanlar, iyi olmaması da güçlestirecektir. Albunlann elde ettıkleri muvaffakiyct man mütehassısları demiryollannm veleri, ve kırdıklan rbkorları takdir et rimini de tenkid etmekte, valnız Mosmektedırler valnız teknik kadrolarm kov adan şarka, cenubu şarkiye ve ce1 daha tekâmule muhtac olduçu ve ırnı nuba gıden demirvol arımn ışlemesıni r tehassıs pe sonelin bnraz üstünkorü ye iyi bulmaktadılar B?zı Alman muharrırleri, münakalât zorlukları yüzünutn tıştırıldıgı fikrindedirler 80 tumenin seferberlıği ve garba npklı Paraşîitçüler: için ıkı av lâzımgeldığıni ıddıa edyoı1936 da Almanlar, havadan paraşüt lar kı îngıhzlere nazaran da Soveyt selerle asker ve makınelıtufek ındırıl ferberlğınin bıtmesi ıçın, bır ay veya mesmi şdyle tavsif etmişlerdır «Pcıa beş haftaya lüzum vardır Almanlar, şütçu taburlar indırmek meselesine ıîe 1936 daki munakale sartlarına gore bulince bu, fennin her turlu terakk leıi vuk orduların modern bir harbin mukarsısmda Rusların gostermek itıyauın vaffakiyetı için îuzumlu olan seri hareda bulundukları çocukça hejecanm te ketlerınin iaşe ve ıkmaUermm hemen zahurlerinden başka bır şey değıldır» hemen halh gayri kabil meseleler tejk:l Garıbdır ki Almanlar, parasütcü kıt'a ettığmi ıleri sürmüşlerdi Fakat onlarw ları kullanmakta sonradan Ruslan geç bu tahmınlerınde isabet olmadığı şımdı mişler ve hatta Gırıdı bunlarla zaptet gorulmektedır. mişlerdır Demek kı bıdayette, beğennıeABİDİN DAVER Motörlü ve makineli birlikler dıkleri hava piyadesı hakkında sonradan flkırlerini değıştırmışlerdlr. Butun Alman askerî matbuatı, Sovyetleruı zehırlı gazlarla mucadele hususundakı gavretlerıni muttefıkan takdu etmektedırler. Hastanede öldü Bir kaç gun evvel Beyoğlunda dostu tarafından vurulan Patma Jale, Beyoğlu hastanesinde olmüştür. Beygir tekmesi Beşiktaşta Valıdeçeşmesinde oturan Mustafanm arabacısı Mehmed Alı Sağlam, dun araba beygırmm goğsune vurduğu şiddetlı bır tekme ıle agır surette yaralanmış, Beyoğlu hastanesme kaldınlmıştır. CUMHURIYET Nfishası 5 Aboneşeraili Senelik Alb avlık Üc avlık Bu avhk kuruştur. Türkiye için İcin 1400 Kr. 2700 Kr. 1450 » 750 800 » 400 Yoktur. 150 Dikkat Gazetemize eönderilen evrak ve yazüar nesredilsin edilmcsin iade edilmez vo zivaından mes'ulivet kabul olunmaz. sum çocuğu oldürmeğe kalkarsa.^ diye duşündum ne olursa olsun... Ben, onun yoluna feda olayım... Hemen koştum, bileğine yapıştım: Bırak bakayım onu, dedirn, sarhoşlukla elmden bır kaza çıkacak... Bıraz dırenmek ıstedı. Muvaffak olamadı. Halsız ve bıtik vazıyette ıdi. Revolver parmaklarmın arasından kaydı Ikı uç dakıka sonra sızmıştı. Kaba kaba horluyor, yarı açık ağzmdan salyalar sızıyordu. Eğılıp tabancayı aldım. Bir bacağım yerde. ötekini goğsünun üstune var kuvvetimle bastırdım, silâhın namlusunu şakağma dayadım, tetığl çektlm... O» tesmi bılmiyorum . *** Suçlu, sbzünu bıtırınce başını ellerının ıçme alıp yuzunü kapadı. Gozünun onunde bu'un heybsıı ve korkuncluğıle canlanan o sahnevı gormekte devam etmek istemiyordu. Hâkımın gur sesı, taş katılığı ve kurşun ağırlığı ile odayı kaplamış olan vahşı sukutu yırttı; Sonra ne yaptın? Hakıkaten bılmiyor musun? Suçlu, ellerini yüzünden indirdi Gdz« lerını yukarıya kaldırıp haiızasını kamçıladı Evet hâkım bey, hatır1 ıyorum, dedı kuçuğun ustune eğıldım, pembe yanağını optum'. Sonra baylnışım S := KUçük hikâye Tevfiğin anası du. Onun içın Tevfıği bohça gıbı yanımdan ayırmıyordum Bir gun Kadri vakıtsiz ve çok telâşlı eve ugradı: Arkadaşlardan bıri Ankaraya gidıyor, dedı, Tevfıği de verelım, babasına gotursun, artık onun nazını çekeraıyeceğım... Belki Kadri haklıydı Lâkın ben bu teklıfi kabul edemezdım, cığerparemden ayrılamazdım. Ah.. Ah... Doğrusunu istersen, hâkim bey, iasan, çocuğu olunca kocasmdan ayrılmamalı. Cünku beraber almazsan ann^sız kalır Bırlıkte getırırsen zavallıya tacızkâr mahlâk nazarıle bakıhyor... Ama, bu hakikat de eskı havat bozulup, yenısı kurulduktan sonra anlaşılıyor. Allahım, ne yapacağımı, nasıl hareket edeceğımi bır turlü kestırem.yordum. Tekrar kocamın yanına donup gidemezdim. Mahkemeye muracaat etmış, aleyhıme boşanma davasl açmıştı. Hoş, açmamış da olsa bakalım kabul eder mıydı 7 Kadriyı terkedıp Tevfıkle tek başıma yaşıvamazdım Zıra, dışanda çalışmıya, bir iş yapmıya alısmış bır kadın değıldun.^ Vapur biletleri bir hafta evvelden satıhyor Denizyollan ıdaresi muhtelif hatlarda vapurlann azalması dolayısıle halkm bilet almak ıçın fazla tehacumü karşısında bazı tedbirler almak mecfcurlyetmde kalmıştır. Denlzjrollan vapurlarında yerler umumiyetle bır hafta evvelden k^pandığmdan halkın bir hafta evvelden blletlerini almalan tavsive olunmaTctadır Mevlid Muhterem eşim ve babamız Mehmed Vodmenın âlemı ebedıyete intıkalının kırkmcı gunune tesaduf eden ağustosun 9 uncu cumartesı gunü oğle namazını muteakıb Fatıh camu şerıfınde ruhuna ithaf edılmek üzere Mevlıdı Şerif kıraat olunacağmdan bılcumle akraba ve ehıbbasımn ve arzu edenlerın teşrıfleri rıca olunur Merhumun eşı Mehlıka Vodıne, oğlu Zulfu Vodine, kızlan Nusret Kaban. Perthan Sarmat Doğru değil mi? demem . Bu sahne ve bu lâkırdılar aynen bır kaç kere tekrarlandı. Nıhayet son defasında: Pekâlâ dedi, çocuğu da gotürelım' Bur gun kocam ışe gıder gıtme? Tevfığı de alıp ıstasjona koştunı Kddri orada beklıyordu. Trene atladık, İs<anbula geldık. Kadri bana yalan söyleınemişti. Ertesi sabahtan ıtibaren çalışmıya başladı. Istanbul MaltepesHdekı tugla fabrıkalarından birinde amekiık ediyor, yuz yirmi beş kuruş gundelüc alıyorau Fena para değıl.. Edır.ıekapıda uç lıraya bu oda tuttuk. Pekâlâ hoş^ö vakıt geçiriyorduk Gelgelelım, akşaır'an hafıf tertıb kavgalar çıkıyordu Tevtık o zamana kadar alıştığı içın koynuna gırmeyince bır turlü uyumak ıstemıyordu. Kadri de buna fena halde sınırleniyordu. Hatta bır gece: Ulan şımdi seni tepclermı! Diye üzeruıe atıldı Nıhayet korktuğum başıma geldi Kadri Tevfığı dovmeğe elını alıştırdı Sağa baKtın. çat. Sola baktın, pat!» Hele ben olmadığırı zamanlar biçarenin pestılıni çıkarıyor Hadfye 1 Kadri, oğlanı babasına gondermek teklıfi kabul edılmediğı gündenben işı busbutün azıtmıştı. Her guıp çıkışta, kalkıp oturuşta, sebebli sebebsız Tevfiğe mutlaka, bu tokat, bu: tekme induiyor, haın hain bakarak homurdanıyordu Sem bır gür geberteceğim ama, bakalım ne vakit? Buna hangi ana yüreği davanır?. Lâkin, gene bağrıma taş basıp sabred:yordum. Bır akşam, Kadri epeyce seç ve ssrhoş geldu Tevfık tombul kollarmı açmış, beyaz bacaklarını uzatmış, sutıu ruyalara daldığı yuzundaki gu'umsemelerden bellı, sakın ve musterıh uyuvordu Kadri yıkıla yıkıla içeriye gırdı. Arka cebinden sımsıyah ve k^rk'onc bır tabanca çıkararak Bak, dedi bunu Tevfık için aldım Eğer gene damarıma basmakta, zıddıma gıtmekte devam edprse bevnıne sıkıp canını cehenneme yolhyacağım' Sılâhtan çok korkarra, >ıâkım bey, onun için evvelâ gerıledim ve kaçmak ıstedım... Fakat durup dururken şu ma Hâdiye İCLÂL