20 Nisan 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

20 Nisan 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYFk 20 Nisan 194T Cemiyet davatart | Doğm değil mi? | Şehrin temizliği ve sıhhî vaziyeti için bir tehlike teşkil eden sokak* Kariimiz doktor Hulusi Atasag'iiı yazıyor: •cKetencilerde Kurukahveci hamnda bulunan lâboratuanmm per.cereleri Punda sokağı ismini taşıyan tenha bir yere nazır. Burası çöp arabalannın hamulelerini boşaltıp yı&dıklan bir mahal olarak kullamlıyor. Bu handa oturan bütün kiracılann kışın savlet eden kokudan, yazın da hücum eden sineklerden ve kirlilikten dolayı pencerelerini açıp hava almalarına imkân yok. Civardaki fınnlann ekmek arabalan geceleri sabaha kadar burada bırakılıyor, ertesi gün içlerine ekmek doldurulup satışa çıkanlıyor. Zaman zaman eskiciler, işlerine yarayacak bir şey bulabilmek ümidile bu mezbeîeliği baştanbaşa harman ediyorlar. Müşkül vaziyete düşenler de gelip sıkıntılanndan burada kurtulmak istiyorlar.» Karümizin tasvir ettiği şekilde bulunan Punda sokağmm sehrin nezafeti ve sıhhî durumu için bir tehlike teşkil ettiği muhakkak. Şimdiye kadar önüne geçilmemiş olması, şüphesiz o mıntaka belediyesinin razan dikkati celbediîmemiş bulunmasından ileri gelse gerektir. Bugün, vaziyeti olduğu gibi meydana. koyduğumuza göre alâkadar makamlann derhal faaüyete geçerek bu mikrob yuvasını dagıtıp temizlemeleri icab eder, diyoruz, ( Şehir ve Memleket Haberleri j İstanbalun iaşesi Müsteşar, yarından itibaren şehrimizde tetkikatta bulunacak Ticaret Venâleti yeni Iase Müsteşarı Şefik Soyer yarın Ankaradan şehrimize gllecektir.. Müsteşar, yeni iaşe teşkilâh ve merkezleri İstanbulda bulunan pfislerin kuruluşile alâkadar olmak üzere şehrimize gelmektedir. İaşe Müsteşarile birlikte İaşe Umıım müdür vekili Faruk Sünter'in ne şehrimize geleceği anlaşılmaktadır. Oğrendiğimize göre, Müsteşarın riyaseti altmda şehrimizde iaşe, toprak mahsulleri, ithalât ve ihracat ve petrol ofisleri umum müdürlerinin istira kile bir toplantı yapılacaktır. Bu toplanüda, iaşe teşkilâttnm yeni faaliyeti üzerinde ve bilhassa en mühim tlcaret merk«zi olan İstanbulda iaşe teşkilâtının gerek stoklar vücude getirmek, gerekse bu stoklan tevzi ve müstehlike kadar götürmek için alınacak tedbirlerin müzakeresl yapılacaktır. Sokrat ve zamanımız Hususî Tanrılarm hakikî Allah olamıyacağını söyliyen Yunan filozofu 24 asır sonra aramızda dolaşıyor! Rönesans ve Bugünkü tefekkür , ~~ Yazan : \ man, ümanizm, arada bir hayatımızın çok ak f uyuklayan beşerî tif mümessillerinden tefekküre yeni bir olan Prof. Mustafa hamle verdi. OndoŞekib, birkaç gün kuzuncu asırla amelî evvel bu sütunlarda bize nefis bir felsefî ziyafet verdi (1). bir değer kazanan demokrasi, AtineBomba ve bombardıman havadİEİeri a nin hitabetini yeniden canlandırdı. Üsrasmda asıl gayesini kaybeder gibi gö telik bir de sözümüzü dinleyenlerin sarünen insan tefekkürü, ara sıra, fakat yısını gazete ve radyo vasıtssile, naçok nadir olarak rastiadığı bu gibi zi mütenahiye çıkardı. Hulâsa Bacon ve yafetierle, birkaç lâhza için olsa bile, Descartes ile hâdiseleri didikîemeğe ve kendini buluyor. Günümüzün medenî keskinleşmeğe başlayan «mantık» i, mu'Avrupas, Ondokuzuncu asır başmdaki galata ile doldurulan «hitabet» takib Fransız mütefekkirlerinden Ch. Fourier, Yirminci asır başlarındaki Alman filo etti. Fakat aramızda dolaşan ve muazof Spenşler'in veya Türk şairı Meh sınmız olan Sokrat, adeta dönüp, dolamed Akifin tasarladıkları «tek dişi kal şıp zengin ve süslü bir halde babasımış canavar» a daha ziyade yaklaştık nın yanına gelen mevki sahibi oğluna ça bu neviden ziyafetlere hasretimiz «Fakat adam olamadın!» diyen ihtiyar nedense artmaktadır. baba gibi, tayyaresinin yarattığı sözde Hocamız Mustafa Şekib, sosyolog sı harikalan, radyodaki hitabelerile tebliğ fatile felsefelerin medeniyetie ve içti eden kumandanlardan ziyade propaganmaî muhitlerle alâkasını kabul etmek da nazırlarının kazandığı muharebeler le beraber büyük filozoflann «bize hâkaydeyleyen Yirminci asır «medenî» sine lâ dinlettikleri şeyler.e sahib olduklaşöyle diyor: nnı ve onların «her devirde muasır ola• Senin konnsma san'atın... insanlan cak çapta kafa» taşıdıklannı kaydediyor. Sosyolojik zihniyetin kabul edemi aldatma san'atından ibarettir. Bilmediyeceği, tarihî telâkkinin benimseyemi ğinîz, tanımadığınız şeylerden, o ?eyyeceği böyle bir fikri, gene felsefe ta eri daha ziyade bilmiyen, tanımıyan rihinin şahsiyetlerini bugunün vakıa insanlar öniinde, ne kadar çok bahselarüe karşılaştıran müsbet bir görüşle diyorsunuz!» takviye etmek de pek imkânsız deBugünkü medenî milletler her neğildir. Büyük çapta kültür yaratan şahdense positivizmin ve Onsekizinsi assiyetleri, her pahaya zaman ve mekânrın materyalist felsefesinin arzusu hilarına bağlamak, bu hususta ısrar etmek belki de asü sosyoloji telâkkisile lâfına olmak üzere «Allah» a yer veriçarpısır ve «sosyoloji» yi «sosyolojizm. e, yorlar ve ona kendilerine göre sözde yani «cemiyet» i lüzumundan fazla ide bir hürmet hissi de izhar ediyorlar. alleştiren bir metafiziğe düşürebilir. Filhakika bugün medenî bir millet, askerlerinin kasaturasına diğer. milletFelsefe taribi boyunca bu noktayı lerin «Allah» larile çarpışan kendi «Alaraştırmağa başlayanlar, karşılannda ilk lah» ını yazdırmış, başka bir medenî defa bir filozof göreceklerdir: Sokrat Gerçekten bu kitabsız filozofun fikirlerini ihtiva ettiği kabul edilen ve talebesi Eflâtun tarafmdan kaleme alınan «Muhavere» ler gözden geçirilince Sokrat'ın aramızda dolaşan bir muagu olduğu sezilir, yirmi dört asra rağmen, ortaya artığı ahlâkî prensip peşinde hâlâ bocaladığımız gözönüne gelir. Sokrafın güttüğü ahlâkî prensip malumdur: Nefsini bilmek. Bu bilgiye sahib olan ne umumiyetle marifet meselesinde, ne de ahlâkî hareket sahaVay kalkan vaaay! sında hataya ve «zillet» e düşmiyecektir. «Hiç kimsenin bilerek fenalık yap Gel kuzum şu madığı» düsturu, Sokrafın ahlâkın ana Balıkpazarını bir düşüncesini teşkil eder. dolaşalım! Canım şimdi vaBu bilgi prensipinden bahseden FranEIZ felsefe müverrihleri Sokrat'a «bil puru kaçınrız!.. Aldırma! Dagi. y i değil daha ziyade «Science ilim> kelimesini izafe etmektedirler. Kelime ha vakit var. Hele nin uzun tarihçesine, bugün «ilim. den bir girelim bakalım. anlaşılan mananın, görünüşlere müte Denize neler indi. veccih bilgiyi hedef edinmesinc rağmen ğini gazetelerde ohâlâ bu kelimenin istimal edilişi çok kuyoruz. Denizden göze çarpıyor. Sokrat'tan bahseden fel de neler çıkbğını bir görelim, Fena mı sefe tarihçilerinin hakta var. Zira ki olur? Haydi öyle olsun, labsız filozof, zamanının Atine'sinde de Balıkçı bağınyor: bugünkü medeniyetin sahib olmakla bö Vay kalkan vaaay! Beykozundur bürlendiği ilimlere benzer şeyler görüyordu. Hele riyaziye ve fizyoloji ada efendim! Kaymak mısın mubarek! Gelen geçene: makıllı mevcuddu. Nitekim bir müddet Beyefendi! Mala bak! Kaymak, sonra Aristo, bu gibi ilimleri bir tasnife tâbi tutacakür. Böylece muayyen kaymak! Şu parçayı vereyim mi? Yaşlıca kıranta bir adam: bir inkişafa kavuşmuş olan Atine me İstemem onu! Yumurtası var... dinesinin sokaklarında gezen ve Atine Öyleyse şu parçayı vereyim! Ama lileri irşad eden Sokrat gene «ilimsizlik» ten şikâyet etmektedir. Eflâtun'un biraz fazla gelir. Ne kadar gelir o? «Muhavere» lerinden birinde bakınız ne Üç, üç buçuk kilo gelir! Ama balık diyor: yersin! • Ey faniler! Nereye kosuyorsunuz? Çok kuzum! Yapmanız icab eden şeylerden hiç bl Canın sağ olsun! Böyle balık bir rini yapmadığuuzı farketmiyor musndaha nerede bulacaksın: (Bağırarak) nuı? Bütün bareketleriıunn gayesi serBeykozundur beyler!.. Baylar! vet toplamak!.. Halbuki evlâduuzın onMüşteri: lan nasıl kullanacağından endişe etmi Sen bana bir dişi sırü bulsana! yorsunuz. EdebiyaUa, jimnastikte ve Buyurun paşam! mnhtelif san'atlarda ki sizler bunlarm O erkek balık! faziletkâr olmak için mükemmel ter Erkekten ne zarar gördün ki? biye vasıtalan olduğunn zannediyorsu Lâfı bırak da şu dişinin sırtını kes! ntu tenevvür ettikten sonra da, oe O parça yaramaz. kendinizin, ne de çocuklannızın bu ser Neden? vetleri iyi ve güzelce istimal hususun Biraz pahalıdır. da az cahil olmadıklannı göriiyorsunuz. Kaça? O zaman nasıl oluyor da mükemmel ad Yüz elliye olur. O da senin güzel dettiğiniz bu terbiyenin size iskandal hatırın için! hazırladığını farketmiyorsunnz?..» Yaaa! Tesekkür ederim. Kalsın Onyedinci asırdan sonra ilim, tabi öyleyse.^ ate hakimiyetimizi temin etti. OnsekiBalıkçı bağınr: zinci asırdan sonra da içtimaî ilmin ay Vay kalkan vaay! m şekilde içtimaî dünyaya hakimiyeMüşteri dönüp balıkçıya ihlar eder: timizi temin edeceği iddia edildi. Bu Bu fiata kalkan olur mu oğlum! maksadla yeni yeni isimler ve tabirier Sen bunun adını değiştir:Vay istihkâm icad olundu. Meselâ SaintSimon. ta vay, diye bağır! biat üzerinde «fizik» in zaferlerine müİki arkadaş bu muhavereye şahid olşabih olmak üzere cemiyette de bir duktan sonra Bahkhaneye kadar gidip «Physicisme» den bahsetti. Comte «iç dönüyorlar. Öğrendikleri şudur: timaî fizik «Physique sociale» in imkâDenize inenler kadar çıkanlar da kıy. nını ileri sürdü. Kihayet Neopositiviste metlenmiş: ler, meteoroloji müesseselerins benzer Kalkan yüzden, kılıc yüz elliden, bir nevi sosyoloji rasadhanelerinden bile barbunya üç yüzden, gümüş yüz alt bahsettiler. Insan ilmi, tayyare, radyo ve müstemlekecilikte tatbikatı görülen mıştan daima yukarıdadır. Balıkçıların adını kujnımcu çarşıs; harikaları yarattı. Fakat üpta o günün Atine medinesi gibi, bugünün medenî koysalar haksız mı olurdu. dünyası da «ilm» i elde edemedi. Sokrat, göklerden bomba yağdıran ve bomba yağdırdığını da hemen sanivede dünyanın dört bucağma bizzat VP hayasızca bağıran muasır medeniyete ne kadar aşinadır: « Gökte ve yerde geçen hâdiselerj biliyorsunuz. Her şeye vâVıfsınız Yalnır bir seye vukııhınuz yok: Htvır ilmi. Halbuki buna vukufunu7. diğer r çeylere olan vuknfnnuza kıymet verdiretekti...» Mantık ve hitabet Atine'de çok gözdedir. Sofist ismini taşıyan mütefekkirl=rin elinde mantık mümkün olduğu kadar incelmiş, hitabet, çündelık bir san'at halini almıştı. Sokrat'ın basit ve mütevazı istikracılığı nihavet Aristo'nun elinde sistemlesti. Gel zaman git za(1) Bk: Felsefe ve medeniyet: Cumhuriyet, 24 mart 1941. Kör, sağır ve dilsizlerin vaziyeti Cemiyet reisi bugünlerde Ankaraya giderek temaslarda bulunacak Kör, Sagır ve Dilsizler cemiyetine devamlı varidat temini maksadile Vilâyet nezdinde yapılan teşebbüsler henüz netice vermemiştir. Şimdiki halde cemiyet himayesinde 18 kimsesiz kör,"sağır ve dilsiz vardır. Bunların iaşe ve istirahatleri cemiyetçe temin edilmektedir. Sağır ve dilsizler, aza aidatından başka geliri olmıyan cetniyetin çok müşkül bir durumda kalmasından şikâyetçidirler. Kör, sağır ve dilsizlerin başlıca dileklerinden biri de. Fatmasultan medresesinin cemiyete terkedilmesi idi. Vilâyet makamı nezdinde bu hususta yapılan teşebbüsler menfi netice vermiştir. Türkiye hududlan dahilinde 20 binden fazla alil vatandaş mevcud olduğu tespit edilmlştir. Bunlann ekseriyetini sağır ve dilsizler teşkil etmektedir. İstanbulda bulunan 700 kör, sağır ve dilsizlerin üçte ikisi cemiyete kayıdlı dırlar. Sağır ve dilsîzler, kunduracılık. marangozluk, terzilik gibi san'atlarda çalışmaktadırlar. Körlerin ise çoğu işsizdir. Cemiyet. bilhassa bunlann musikiye lstidadlannı nazan dikkate alarak tamamen körlerden mürekkeb bir orkestra heyeti vücude getinniştir. Körler, Eminönünde verilen konserlerde en zor parçalan çalmıs ve takdirkâr alkışlar toplamıslardır. tstanbulda bulunan sağır ve dilsiz ler, İzmirdeki dilsiz mektebinin kendislnden beklenen istifadeyi temin edemediğl kanaatindedirler. Son dilsizler kongresinde bu kanaat yeniden ortaya atılarak, yeni bir d;lsiz mektebi açılmasına karar verilmiştir. Ahval düzeldiği takdirde, önümüzdeki ders yüı basmda mekteb açılmıs olacakür. Burada okumak üzere şimdiye kadar 32 talebe müracaat etmiştir. Dilsiz, sagır ve körtere aid işleri takib etmek üzere cemiyet relsi Süleyman Gök bugünlerde Ankaraya gidecekür. Süleyman Gök, Ankarada al&kadaı makamlarla temasa gelerek. kör, sagır ve dilsiz vatandaslara hükumetimizin şefkat ve alâkasını celbetmeğe çalışacaktır. Deniz kazası Büyükada açıklarında iki motör çarpıştı; biri battı [HEM NALINA MIHINA! Mirasçılar üşüştüler Ziyaeddin Fahri Petrol Ofisi umum miidüru Rumanyada Petrol ofisi umum müdürü Talha Sabuncu ile satış işleri müdürü sabık Bükreş ticaret ataşemiz Nejad Rumanyaya gitmişlerdir. Petrol ofisi umum müdürü ile satış işleri müdürü Rumanyadan petrol ve benzin almak için evvelce petrol limited tarafmdan yapılan anlaş. malar ve diğer bir anlaşma üzerinde temaslar yapacaklardır. ugoslavyanuı dış dü^manlan, bu memleketi, hemen şimdiden paylaşmağa kalkıştılar, Saııusınız ki Yugoslavya zengin bir ölü, Dün sabah Büyükada önlerinde iki Mihverciler ve yeni nizamcılar da, müteveffamn mirasçılarıdır. Halbuki Yumotör çarpışmıştır. goslavya ölmemiştir; hele Sırb milleti Yalovadan îstanbula yüklü olarak hiç öknemiştir. Zamanı gelinctt, fırlayıp gelmekte olan 14 tonluk Rıza kaptamn ayağa kalkacak ve intikanunı alacaktır. idaresindeki Karamürsel limanına ka191516 kışında da onu öldürduklerini yıdlı Şahinibahri motörile Heybeliadasanmıslar, nıirasını paylaşınışiardı. O dan hareketle İzmite gitmekte olan zamanki mirasçılar, Almanya, AvusturAhmed Bayraktar idaresinde Bartın liya Macaristan, Bulgaristandı; bu defa manına kayıdlı 17 tonluk İnal adlı motör, Büyükada iskelesi açıklannda çar Avusturyanm yerinde İtalyayı görüyoruz. O zaman da gene istilâ ve taksimo pışmıştır. uğramış olan küçük Sırbistan 1918 de Musademe çok şiddetli olmuş ve Şa silkinip kalkmıs ve iistüne çulianmış ohinibahri motörü aldığı derin yara yü lan mirasçılan çilyavrusu gibi dağıtarak zünden süratle batmıştır. İnalın mü mal ve mülküne sahib olmuştu. Bu harb rettebatı Şahinibahri motörünün bü,.ün bittiği zaman gene öyle olacaktır. Sırb mürettebatını denizden kurtarmıştır. milleti bu dirilmeye iman ettiği içindirHadiseyi görerek imdada koşan Büyük Id her taraftan düşmanlarla sanlmıs olada sandalcılan da Şahinibahri mo masına rağmen, en büyük bir kahratörünün denize dökülen hamuleslnin manhkla dövüşü ve ölümü göze aldL bir kısmını kurtarmışlardır. Fakat daha Yugoslav ordusu silâhlannı Hadise etrafında tahkikata başlan tamamile teslim etmeden ve Yugoslav topraklarmuı işgali tamam olmarfan mıştır. mirasçıların birbirine girmeleri ne güSEHİR tSLERI liinc ve ne ibret verici bir manzaradır. Şehirde buz nasıl tevzi oîunacak? Belediye buz bayiinin müddeti bu ayın sonunda bitecektir. Belediye buz teraiatının ne şekilde yapılacağını tespit etmek üzere bir komisyon kurmuştur. Bu komisyon karannı yakında bildirecektir. Buz tevziatımn müteaddid bayilere verilmesl düşünülmektedir. Doçru mi? millet de millî marşınm başhğma gene İzmit (Hususî) Yeni sene mahkendi «Allah» mın ismini koymuştur. sul vaziyeti çok iyidir. Son yağan Atine'li Sokrat, hususî, yahud millî bol yağmurlar, ekinlere bcreket ge«Allah» ın hakikî «Tanrılık tahh» na tirmiştir. Bu sene vllâyet çevresinoturamıyacağını, bilâkis hususî «Al de meyvalar da bol olacaktır. Ağaclah» lann Allahlığın tam aksini ifade larm üzeri pıtırak gibi doludur. Kandıra ve izmitte keten mahsulü ettiğini söylemektedir. de güzel neşvünema bulmaktadır. Evet, Sokrat, yirmi dört asır sonra Çiftçiler yaz ekimine hazırlık yapsanki aramızda dolaşıyor! maktadırlar. Tütün satıslan hara Kocaeli vilâyetinde ziraî vaziyet çok iyi Unları Belediye kooperatifi tevzî ed?cek İtalyanın Dalmaçyada çokîan gözfi vardır. Adriyatik denizinin şark kıyüannda oturan bir avuc İtalyan, Mussolini'ye telgrai çekerek Susak'tan Arnavudluğa kadar bütün Dalmaçya kıyılarııu ilhak etmesini istiyorlar. İtalya, bunu yapabilirse, Hırvatistan ihaneti ilk cezasını çekmi? olacaktır; çünkü Adriyatik denizine artık uzaktan bakacaktır. Filvaki Susak'tan Arna\oıdluğa kadar bütün sahili İtalyaya vennek Fiumeden Prevezeye kadar olan kıyüan İtalyan ihtirasına kurban etmek demektir. Pastacı, börekçi ve unlu gıda mad deleri imal edenlere Toprak Of'si tarafmdan verilecek 140 çuval unu bunlar aralannda bir birlik tesisile tevzi edemediklerinden bu unlann mezkur dükkâncılara Belediye kooperatifi vasıtasile tevzü takarrür etmiştir. Ziyaeddin FAHRİ retle devam etmektedir. Vay kalkan vaaay! Anadoludaki hısım akraba Her akşam portakal yîyoruz Sarhoş katil Mustafa dün 18 «ene hapse mahkum oldu r Yazan: BURHAN FELEK Hayır, tanıyamadım. Canım, bendeniz kayınbiraderiniz Hacı Alinin oğlu değil miyim? Hatırlamıyorum. Aman beyefendi! Kaç defa Burdurdan mektub gönderdim. Haddim olmıyarak yağ gönderdim. Ev sahibi soğuk bir tavırla: Belki, pek derhatır edemiyorum. Neyse şimdi ne istiyorsunuz? Efendim! Bizim mahdum orta mektebi bitirdi. İstanbulda san'at raektebine yerleştirdim. Haftada, on beş güııde Lir çıkarsa bizim burada başka hemşerimiz yok! Hani size misafir olmasını rica edecektim. Ne olacak! On beş günde bir. Size de yük olmaz. Hem de çocuğa göz kulak oluverirseniz gurbette ezi'mez.. Bunun için ricaya... Anlaşıldı. Be kuzum! Ne dive İs. tanbulda mektebe yerleştirdin! Yerinde bıraksan olmaz mı? Efendim! Bizim Burdurda san'at mektebi yok! E bakahm! Biâm de burada yerimiz var mı? Hacı Alinin oğlu Seyid Ali sükîüm, püklüm.. gider. O gün, bey, hanımla kapışır: Bıktım bu senin soyundan sopundan. Yahu! Bir de kılığı kıyafeti yerinde akraban yok mu! Herif evin içinde hamal gibi duruyor.. Çocuk on beş günde bir eve gelmeğe başlar. Aşçile beraber yer, uşakla beraber yatar. Bey, Seyid Alinin oğlunu ancak bayramda elini öpmeğe geldiği zaman görür. Aradan aylar geçer.. İstanbulda işi olmayıp Anadoluda akrabası olanlarm Anadoluya gidebilecekleri haberi ortaya çıkınca bey hemen hatırlar: Yahu! Burdura gideriz. Kime? Bizim Hacı Alinin oğlu Seyid Ali yok mu? Can ciğeriz adamla. Yakın akrabamız. Bu kadar zamandır, oğlunu misafir ettik. Elbette bize karşı minncttardır. Dur ben ona bir mektub yaza. ı Şehremininde Uzunyusuf mahalle evi size bırakacağız. Zevcem Zeyneb sinde Ahmed oğlu Yaşan öldürmekten Hanım da bu haberden pek hoşnud suçlu Receb oglu Mustafanm muhakaldı. Şimdiden köy yemekleri hazırla. kemesl tstanbul lkinci Agırceza mah mağa kalktı. Cümleten ellerinizden öpe. kemesinde bitmlş ve dün sabah karar riz efendim. bildirilmiştir. Lutufdideniz Seyid Ali» Tahkikata gOre, Mustafa, arkadaşı Bu mektubu alır almaz karısına ko Süleymanla birlikte Balıklıya gltmiş, şan Mustafa Beye haremi: orada bir hayll içmiştir. Dönüşte. Sü Bey utanmadın mı? demiş mi, de. leymanm eskiden tanıştıgı Sadriyenin memiş mi bilmiyoruz. Fakat o herkese: evi önünden geçerlerken, Mustafa, eve Bizim Burdurda evimiz var. Eş zorla girmek lstemiştir. Bu sırada o raftan Seyid Ali kaynımdır. Oraya gi sokaktan geçen Yaşar, kapı öniindeki deceğiz. diye yayıp duruyor. Hey gidi kavgaya müdahale etmiş, sarhoş olan dünya hey! Mustafa da bu müdahaleye hiddetle Her akşam portakal yiyoruz nerek. csen ne karıçıyorsun?> diye bıçagmı çekmlş ve Yaşan muhtelif yer Vallahi İzak lerinden yaralıyarak öldürmüştür. Efendi! Yemiş pek Mahkeme, suçlu Mustafanın tehevpahalı! Elma vüren ve kasden Yaşan öldürmekten 18 muzlar ham! Ne yi. sene ağır hapse konulmasım karar alyeceğimizi şaşırdık. tına almıştır. Portakal var, çok yuzeL. Neden POLtSTE almıyorsunuz? Pek pahalı değil Bir sînemada yançm 500 ton çivi geldi mi? Evvelki gece Ortaköyde Yeni vapur Evet biraz fiyatlı. Ama şimdi tam tsveçve Slovakyaya siparlş edilen çliskelesl caddesindeki Emek sinemasının zamamdır. « • makine dairesinde filimler tutuşmussa vilerden 500 tonluk bir miktan çehri Kaça ahyorsunuz? da süratle müdahale edilerek söndü mize gelmlştir. Bu çivilerden başka bazı vagonlar Yugosla^Tada kalmışfır. Belli olmaz. Bazı alıyorum on İkiye, rülmüştür. Bunlar hakkında henüz malumat alıbazı alıyorum on beşe... Lâkin, her eknamamıştır. şam portakal yiyoruz. İzmirde zabıta vak'aları Kaç kişisiniz evde!.. Ihracatimız İzmir (Hususî) Hazırlanan bir Allah eksik etmesin dokuz kişiyiz.. Dün şehrimizde 200,000 liralık ihraistatistiğe göre, 940 ta İzmir şehHerkese bir tane yetişiyor. cat yapılmıştır. Bunun mühim bir kıs Allah yardımcın olsun İzak Efendi! rinde kaydedilen zabıta vak'aları. 939 a nispetle 310 adedlik bir nok mını Almanyaya yapılan deri ihracatı On beşer kuruştan her akşam portakal.. Işgal etmektedir. Bu bir hafta İçinde san göstermektedir. Çok para doğrusu! İstanbuldan yapılan ihracatın yekunu Başlıca vak'alardan 939 da 15 ka Yook! Her akşam on beş kuruş yetü, 437 yaralama, 449 hırsızlık, 50 2,100,000 Urayı geçnuştir. miş parası çok yelmiyor. yankesicilik olmuşken 940 ta 13 Anlamadım? Altın fiatlan düşüyor katil, 416 yaralama, 417 hırsızlık, 22 Anlamıyacak bir şey yok! Her akAltın fiatlan dün düşemeğe başla • yankesicilik kaydedilnüştir. şam bir portakal alıyoruz. Dokuz dilim mıştır. Bir Reşadiye altını 2770 ve külI 1 çıkıyor. Herkes bir dilim yiyor. Bize çe altının gramı 273 kuruştan muamele 1 kâfi geliyor. Eğer on tane çıkarsa fazlası görmüştür. için, akşam tombala oynuyoruz. Ne yaEt fiatlan palım! Geçiniyoruz. Haaa! Şimdi anladım. Siz portakal Fiat Murakabe komisyonu yannki iç•fc Bir haftadanberi şehrimizde tetyemiyorsunuz, portakal yalıyorsunuz. kikler yapan ve bilhassa ithalât ve ih timaında et fiatlannı tetkik edecektir. Onun gibi bir şey... racat birliklerile temaslarda bulunan İstanbula kasablık hayvan gönderen Gülüştüler ve aynldılar. D13 Ticaret dairesi reis muavini Sü mıntakalardan fiat ve stok vaziyetleB. FELEK reyya dün akşam Ankaraya dönmüştür. rini gösterir raporlar gelmiştir. Yugoslavyanm doğu simal kösesindd bir Macar ekalliyetinin oturduğu topraklarla iktifa etmeğe çoktan razı olan Macaristan ise, şimdi eski Hırvaüstanı kimilen istemektedir. Çünkü 1914 ten evvel Bosna Hersek ve Dalmaçya Hırvaüstanı teşkil ediyormuf ve buralan eskiden Avusturya Macaristanuı Bu sabah yapılacak idaresinde imiş ^Anlaşılan Macaristan eskiden pek alıştığı Avusturya Macar denemeler imparatorluk ve krallığı yerine şiradi Bu sabah saat 10 da Bakırköy kazagene iki kanadlı bir Macaristan Hırvasmda hava tehlikesine karşı paslf korunma ve paraşütçülerle mücadele de tistan devleti kurmak istiyor. Fakat dava sade Hırvatistanla bitminemesi yapılacaktır. Vali muavini Ahmed Kınıkla VUâyet Seferberlik mü yor. Bulgarları, hatta Rumenleri de dürü Ekrem Gönen mezkur kazaya gi memnun etmek lâzımdır. Bir sürü ekalderek denemede hazır bulunacaklardır. liyeü çuvalına doldurduğu için başı bin Yann ögleden sonra da Adalar ka bir belâya girmif olan Rumanya bile zaa dahUlnde pasif korunma denemesi Yugoslavyanm Rumanya hududuna yakm yerlerinde oturan 200 bin Rumenin yapılacaktır. bulunduğu topraklan istiyor; 200 bin Kadıköyündeki teftisler Rumenle beraber 500 bin Yu^oslavı da Belediye müfettişlerinden mürekkeb alarak yakın taribi tekrarlamak içift. bir grup Kadıköy Belediyesi muamelftBulgarlar da garbi Trakyayı, şarkl tüe Kadıköy kaza ve nahiyelerine va Makedonyaji Yunanhlardan, garb! Manncıya kadar bütün dükkftn ve satıeı kedonyayı hem Yunanhlardan, hem Yulan kontrol etmişlerdir. Belediye mü goslavlardan almak istedikleri gibi, gefettişlerine sıhhat müfettişleri de rela çen Büyük Harbden sonra Bulgaristanuı kat etmişler ve böylece mevaddı gıda garb hududunda yapılan küçük tashihaiye ile dükkanlann temizlikleri de göz h, mümkün olduğu kadar, büyüterek den geçirilmiştir. Bu suretle yapılan Belgrada kadar dayanmak istiyeceklerteftiş neticesinde bir çok dükkân sa dir. hibleri cezalandınlmışlardır. Fakat, bütün bu mirasçılar aldanıyorÎKTIZAD lar; eğer bu taksimleri mümkün kıiacak bir Mihver zaferi tahakkuk ederse, AlBeyaz peynir satmak iste manya, meşhur hikâyede olduğu gibi. aslan payı olarak Yugoslavyanm hemen m ; yen bakkallar hemen hepsini kendisine ayiracak vo Son haftalar zarfmda mütemadiyen öteki mirasçılara şöyle diyecektir: gelen beyaz peynirler büyük bir yekuKim sürerse buna elini, na baliğ olmaktadır. Yeni ve taze mah Kırarun darbı dest ile belini! sul olan bu peynirlerin fazla fire vermesinden dolayı bakkallar satmak istememektedirler. Çünkü teneke basına yanm lira zarar olmaktadır. Fiat Murakabe kom'syonu. Bakkallar cemive İzmitte ekmek fiatı ttnden bu hususta mütaleasını sor • İzmit (Hususî) Unun İstanbulmuştur. dan alınması yüzünden tek tip ekmek fiatları bir türlü istikrar bulamamaktadır. Bu sebeble fiatlar, he« men her gün tehalüf göstermektedir. Kilosu 12.10 kuruştan 12.20 kuruş olmuştu. Bu defa da 12,30 ol « muştur. İzmit Belediyesi un meselesini halletmek üzere bulunuyor. Ekinek fiatlan, bir kaç gün sonra daha çok ucuzlamış olacak ve fiatlar degismiyecektir. CUMHURIYET Nüshası 5 kurustur. Abone şeraiti Senelik Alü avhk Üc avhk Bir aylık 1400 Kr. 2700 KP 750 » 1450 » 400 » 800 » 150 » Yokrur. Kısa Haberlei Dikkat Gazetemize eönderilen evrak ve yazıla] neşredilsin edihnesin iade edilmeı va rivaından mes'uliyet kabul olunmaz. Üç gün sonra Burdurda Seyid Ali şu mektubu alır: «Sevğili kardeşim Seyid Ali. Çoktandır sıhhat haberinizi alamadık Merak içindeyiz: Sizin mahdura ham dolsun iyidir. Derslerine çalışıyor. Her hafta notîarmı tetkik ediyorum. Maşallah gürbüzleşti. Bizi sorarsan hamdolsun Anadoludaki hısım akraba afiyetteyiz. Bir müddet için İstanbuidan Bir sene evvel: çıkıp Anadoluda oturmak istiyoruz. Ger. Çatkapı.. Suadiyeçi başka •vilâyetlerde yakın akrabaları deki köşke bir mimız varsa da pek göreceğimiz geldiği safir geliyor.. Üst için sizi tercih ettik. Allah kısmet ederbaşı pek itinalı se bu a>an sonlarma doğru Burdurda olacağız. Size hareketimizi tel ile bildi. Beye haber veri. ririz. Bizim hamm da selâmlar eder. yorlar: Cümiemiz çocuklara ve refikanıza hür Birisi gelmiş. metler ederiz. Sizin hasretle gözleriSizi İstiyor. nizden öpen kardeşiniz: Kimmiş o? Mustafa Özy'.ğit» Tammıyorum efendim! Seyid Ali bu mektuba şu cevabı veri Ne kıhkta? yor: Şöyle esnaf kılığında bir adam. • Velinimetim efendim, , Bey robdöşambrıra giyip salonda bir Mektubunuz desti ihtirama vâsıl oliskemlenin köşesine ilişmiş olan adamı du. Burduru teşrifiniz haberine dümagörmeğe gider. lara malik olmuş kadar sevindik. FaAyakta görüşürler! Bey sert sert so. kirhanemiz sizindir. Ne zaman teşrif bu. rar: yurscaksanız hemen emretmenizi bek Kimi İstiyorsunuz? Hyoruz. Bendehane küçücük olduğun Beyim beni tanımadıruz mı? dan biz komşulukta bir yer tedaıik edip Gazeteler yazdı: • Kıskanclık yüzünden Ramide işlenen cinayetin faili 12 seneye mahkum oldu. «Rami civarında bir ahırda Santuhi isminde bir kadını öldürmekten maznun araba sürücüsü Danyal Keklik hakkmdaki karar, ağır ceza mahkemesinde dün bitirilmiştir. «Muhakeme neticesinde, Danyal Kekliğin senelerdenberi nikâhsız olarak birlikte yaşadığı bu yaşlıca kadının aşırı derecede kıskanchğma tahammül edemediği, üstelik bir kızla evlenmesine nıâni olması üzerine Santuhiyi katı bir cisimle basına vurarak öldürdüğü neticesine varılmıştır. Suçun kasden ve tehevvüren işlendiği kaydile Danyal Kekliğin 18 sene ağır hapse kanulmasına kaıar verilmiştir. Ancak, Santuhinin kıskanclığı, huysuzluğu ve son safhada araba sürücüsünün başkasile evlenmesine mâni olmak için yaptıkları, tahrik sebebi olarak görülmüştür. Bu suretle Danyal Kekliğin cezası 12 sene ağır hapse indirilmiştir.» «samanlık», «mezar» oluyor. Ve bu mezarı kendi elinle kazan da sensin! Sevdiğin için «kıskanıyorsun», sevdiğin için «huysuzluk ediyorsun» ve «üstelik onun bir gencle evlenmesine» mâni oluyorsun> Mahmud Yesarl Suçun çok büyük Santuhil Kalbini Sen, yeryüzüne yaşlı doğmadın ya? I gitmeğe, yolunu kesen sevgililerin yolparçalayarak ağlayıp bağırma. ın Ae* . Ronn t i T * rtll^lITl 1 1 1 1 i. 1 1 J. Sen de «gene kız» oldun. larını beklemeğe başladın, Sıramı savdım! Toplu, ince, uzun, kısa, beyaz, esmer, Bu, bir sevgi ihtiyacı değildi. Hâlâ. Diyip çekilecektin. Fakat, deli gönül, sarışm, kumral, her şekilde, her boyda, sevilemez miyim? Buna, inanmıyordun. her renkte «gene kızlık» bir'«güzelük» Ve kendini göstermek istiyordun. Ken ferman dinlemez ki.. «O» nu, «tahrik» Ür. dini göstermek için batağa batmağı da etmişsin. Seni öldürmesi için kışkırtan, «sen» imişsin. Sen, hiç sevilmedin mi? Senin peşin göze aldın belki! de de dolaşülar. Senin için tutuşan, kül «O», «kasden» ve «tehevvüren» 51Ve günün birinde «sevdin!» Hepsfi olanlar oldu belki! dürmüş... Hem tasarlamış, hem de hid«yalan» bu «sahi» idi Sen, aldırmadın. Dudak kıvırdın, oHem, bir genci, sevdin. Elbette, gene dete kapılmış.. muz silktin, kahkaha ile güldün. seveceksin. Seven gönüller gencdir. «O» nun, hiç kabahati yok! Bir «genc» Güzel miydin, demiyorum. Gencdinı «Yaşlıca» da olsa, sevince, gencleşirler, le evlenecek. Bu, onun hakkı. Sen >de, sevdiğin İçin, kendinde bir diyorum. Sevmiş ve sevilmiştin elbeıte! hayata yeniden doğarlar. Sevgilinle, «senelerdenberi nikâhsız hak göremiyorsun. Sevgi, insanlan bıkBaşında kavak yelleri esiyordu. Deli nnr, usandırır. gönlünü, deli rüzgârlara kaptırıyordun. olarak birlikte yaşadm.» Mes'ud günleriniz de olmuştur, SanYıllar, yıllarm üzerine leşlerini serdiSıranı savdın, çekilecektin. Ayak diler. Olgunlaştm, sevdin, sevildin, gez tuhi! «Hoş geçen bir demi sevda ebediyet redin. Ve en ağır darbeyi kafana yedin. din, içtin, güldün, eğlendin. Fakat bir sayılır!» Senin suçun, sevgilinin 18 sene ağır gün geldi; sevgilerin, gezmelerin, eğlenSen, buna kanmadın. Kıskandın ve hapis cezasmı 12 seneye indiriyor. melerin arası soğumağa başladı. İçini huysuzluklarınla tahammül edilmez haSen, mezarmda, «kanunen» mücrimbir kurt kemiriyordu: | sin, Santuhi! le geldin. Zavallı Santuhi, demek böyle! Acaba? Sevgilrn, «genc» di ve bir «genc» le Sevgilin, 12 yıl sonra, hayata karı«Yaşlıca» olduğun için «suçun» affeAynaya, hep, içinin gözlerile bakıyor evlenmek istiyordu, Buna da mâni ol şacak, gene sevecek, sevilecek. gülecek, 'ilmiyor! Basına, katı bir cisimle vurdun. gezecek, eğlenecek. Sen, altı yıl «cezalı» 4u, değil mi? Bu cisim, ne taştır, ne de dun: Ne isem, hâlâ oyum. Sen, ona, bütün varlığmia bağlanmış ?larak yatacaksın nirdir; sevmiyen sevgilinin kalbidir. Ayaklarını öpen âşıkların ayaklarına Un. Ne çare ki iki gönül bir olmayınca Sevgiyi, ölüm bile affetmiyorl Ve kafana vuruyor. Cezasıdır. KUçUk hikâye Sevginin sucu

Bu sayıdan diğer sayfalar: