CUMHURlYET 20 Şubat 1941 |Doğrtt dcğil mi? j Kooperatifler böyle şeyler yapmamalıdırlar! İstanbul Belediye kooperatifi namma kapak tenekeler içinde piyasaya çıkarılan yağların dedikodusu hemen bir haftaya yakın bir zamandır gazete'erde sütunlar dolusu yer tuttu. Her kafadan bir ses çıkü. Kimisi bu yağlar fenadır, mahluttur, iddiasını ilen sürdü, kimisi kooperatii adıru senede üç bin liraya kiralamış, yağları yapan alelâde bir müteahhidauş, dedi. Nihayet, aynı zamanda Beledıyenin yüksek bir memuru olan kooperatifin reisj: Bu yağların sıhhate muzur olmadıkJarı muhtelif tahlillerle iabittir, imalâthanede kooperatifin mesul bir müdürü de işlere nezaret etmektedır. Vaziyeti şüpheli olan kutulann perakendeciler tarafından açıhp karıştırılmış olması muhtemeldir! Şekl'nde beyanatta bulundu. Bu beyanat, hâdiseyi kapatmaya kâfi değildir. Çünkü o sözlerle kooperatifin ismini müteahhide kiraladığı sabit olmaktadır. Halbuki değil Belediye kooperatifinin, alelâde bir kooperatifin bile bizzat imal etmediği maddelere üç bin lira mukabilinde dahi olsa damgasının vurulmasına müsaade etmesi neticede işte böyle o firmanm iyi veya kötü bir şekilde istismar edilmesine sebebiyet verir. Diğer taraftan adres ve imzası bizde mahfuz bir öğretmen de Fatıh Belediye kooperatifinden yaptığı bir kömür alış verişi dolayısile uğradığı zararı uzun bir mektubla anlatmaktadır. Beş yüz kilo için para peşin alınmış ve kömür müşterinin müteaddid ısrarlarına rağmen ne yerinde, ne de kapının önüne tartılmamış. onu getirenler: Sizin hakkınız sekiz sepettir, biz herkesle böyle muamele yapıyoruz! ÇekJinde karakuşî hükümleri andtran bir cevab vermişlerdir. Firmanın kkalanması ve ahcıya böyle muamele edilmesi sade vatandaşlann zarar görmesile kalmaz, o müessesenin halk nazarındakl kredisini de düşünür. Binaenaleyh bilhassa resmî ve yarıresmî dairelerin isimlerini tesıyan kooperatiflerin bu tarzda hareket etmeleri kat'iyyen doğru değildir, zira hükumet veya Belediye otoritesine ltimadı azaltmak gibi makus bir neticeye de yol açabilirler. Ç Şehir ve Memleket Haberleri ) 40,000 talebe Türk Hava Kurumu genclik teşkilâtına Vekâlet bunlarm aza yazıldı cins ve miktarmı Mekteblerde yapılmakta olan havabildirdi cılık derneği teşkilâtı tamamlanmak ü Yazan: W. Churchİll tngiltere Başvekili Lord Fîsher gibi, miimtaz bir şahsiyetin bijografisi, on scnedenberi memle kette dörtgözie beklenen bir hâdise şeklinde fakat nihayet neşriyat sahasına inrifcal etmiş bulunmaktadır. Mulıterem Lordun ha yatım birkaç kişi jazmak istediği halde bunlarm arasında yegâne muvaffak olan zat Amiral Bacon'dur. Bu hatırat biç süphe yok ki Lord Fisher'in garib ve dinamik şahsiyetini tanıtnıak ba kımından emsalsiz bir kıymeti haizdir. YaJnız şu var ki bu hatvratta mümlaz Amiral, Ffcher'in hususî hayatı hakkında ve onun resmi makamlarla olan anlaşamamazhk ve hatta nizalan hakkmda da uzun azun lafsilâta girişmiştir ki bu yersizdir. Lordun muasırlan arlık maliye kanşmıs olan bu işleri unutmamn, ve fazerine bir perde çekmenin daha nıuvafık olacağma kanaat getirdikleri bir esnada, bunlarm tekrar eanlandınlması münasebet almazdı. Fakat artık olan oldu ve Lord Fisber'm dostlan için de onun hayat ve icraatı hakkında Amiral Bacon'un yazdığı hatıralann son bir hüküm olmaması temennisinden baska yapılaeak bir şey kalmanuştır. Almanyaya ihraç olunacak mallar Beyaz peynir Vali Lutfİ Kırdar işin safahatını izah ediyor IHEM NAUNA MIHINA! Yedek subaylar geçerken enceremin önündeyim. MayU veya haziran boralannı andıran tufan gibi şiddetli bir vağmuı, bütün caddeyi bir dereye çevirdi. Bir an içinde, kalabahk caddede kimse kalmadı. Herkes bir yere sığmmıştı. Arasıra tramvaylar. otobüsler, kanıyonlar birer drednot gibi, selleri yararak, otomobiller de tam yolla seyreden birer torpidobot gibi, havaya insan boyunc» sular fırlatarak geçip gidiyorlar. LordJFisher Amiraldan bahsedebilmek için Evvelâ amiral Bacondan ve Lordla beraber onun tekrar nasıl hizmete alındığından bahsetmek lâzımdır Ba meselelere ben de kanşmış olduğu m için evvelâ Amiral Bacon hakkmda birkaç söz söyHyeceğim. Amiral Bacon Lord Fisher ile donanmada daima yakın teması muhafaza etmiş ve ikisi birlikte İngiliz donanmasmda topçulu«un tekrar ihyası ve inkişafı nğrunda unutulmaz hizmetler ifa ettnis inIrak konsolosu Valiyi sanlardır. Lord Fisher, İngiltere donanziyaret etti ması birinci lordluğile terfi ettiği zaman IraTc hükumetl tarafmdan şehAmiral Bacon Akdenizde bir harb gemisl süvarisi olarak hizmet etmektc idi. rimlz konsolosluğuna tayin edilen Amiral işte bu süvariliği esnasmdadır ki E. Fellahl. Vali ve Belediye relsl Lord Fisher'e, bahriyeye getirmis oldu Lutfi Kırdan ziyaret etmiştlr. ğu yenilikleri ve Fisher ıslahalı namile jâdolunan inkılâbı medih sadedinde bir kaç uzun mektub yazmıştı. Halbuki Akdeniz filosu kumandanı Lord Çarls Beresford ise Lord Fisher'in vücude getirdiği değişikliklere tamamen aleyhtar bulunmakta idi. Bu yüzden de o zaman bir korvet kaptanı olan Bacon tecavüzü metci suçunu islemlş oluyorda. Süvari Bacon'un yazdığı mektublar Lord Fisher nezdinde o derece beğenilmişti ki ıslahatın miiessiriyeti hakkında uzun bir raporu da ihtiva etmesi keyfiyeti, bakrl>e birinci lorduna bunlarm tabolunarak neşir ve tamimi fikrini telkin etmişti. Hiç kimseye haber vermeden ve hiç kimse ile istişare etmeden Lord Fisher bunlan tabettirerek bahriyeye ve siyaset adamlarma tevzi ettinnişti. Bunu taldb eden hâdise şu oldu: Mafevk makamı tenkid ve mercii tecavfiz cürmile süvari Bacon tahtı muhakemeye alındı. Neticede beraet ettijsse de vaziyet icabı bahriyeden istifa etmişti. Bunu da blzzat Lord Fîsherin istifası takib etti. Halbuki Bacon henüz çok gene ve mesleğinde harikulâde malumat sahibi bir zabitti. Teknik hususatta Britanya bahriyesi dahi onun bilgisinden istiğna gösterecek halde değildi. İngiliz bahriyesinin inkişafı, ve bilhassa Büyük Barbe takaddüm eden sekiz orr sene, biiyük çapta gemi toplan ve bunlara mahsus taretlerin insası için biiyük mikyasta bir sanayiin kurulmasını emrediyordu. İşte bu vesile İle Bacon, Coveniry'deki çeük ve demir fabrikalarının müdürü tayin edilmişti. Bacon 1907 den faarbin zuhuruna kadar bu işte kaldı. Şimdi, eserinden birinci defa oloıak fizere anlıyorum ki Bacon bana karşı da derin bir iğbirar beslemekte, fakat bunu bir tttrlii izhar etmemekte imiş. Harb çıkhjp zaman top ve sair malzeme hususunda kendisile göriişmüştüm. Daha o zaman bana karada da kabili nakil olan bazı havan toplarile Avrupadaki bütün istihkâmların hâk ile yeksan edilebileceği hakkındaki kanaatini izhar etmisti. Bu muhavere Liege ve Namur şehirierinin sukutile teeyyüd edince, ben de kendisine bu toplardan 15 pus •çapta olmak üzere bir diizine imal etmesi için sipariş vermiştim. Bu çaptaki topların en bü>üğü bu eslâhayı vaktinde feslim ettiği takdirde, bunlara cephede kumanda etmek şerefinl ona bahşedeceğimi de ilâve etmiştim. Bu şekilde bir vaid; gözü daima filî hizmette k.almış müstafi fakat çok uıüstaid bir zabit için en büyiik manevî mikâfattı. Bu zamanlarda, yani 1914 kışında benim inham üzeıine Lord Fisher de tekrar Bahriye Birinci Lordluğuna tayin edilmiş bulumıyordu. . Mart 1915 te kaptan Bacon vadini yerine geürmiş, toplan hazırlamıştı. Hatta bunlardan " ikisi Fransız cephesine yerleştirilmiş,, ates püskürüyordu. Ve gene tam bu esnada İngiltere ile Fransayı ayıran bogazın devriye kumandanlığı münhal bulunuyordu. Esasen Lord Fisher'in de eski arkadaşı ve kısmcn şeriki curmü Bacon'u tekrar donanmaya dönnıüş görmek hoşuna gideceği için ona derhal bu vazifeyi verdiin .Vaziyeti, tayınden evvet kendisine açtığım zaman ihtiyar Lord bâna nasıi teşekkür edeceğini Lilenıedi. O kadar mütehassis olmu.ştu k>, bu lş için daha muktedir bir arkadaş hıılamıyacağımı söylemekte beis görme;nisti Lord Fisheri'n hatıratını yazan Bacon bu yazılarmda, bir sivilin Bahriye Nazın olarak ifayi vazife etmesini ve İstediği gibi tayinler yapabilmesini, da ha doğrusu bir po litikacının bahriyeye kumanda et mesini tenkid et mektedir. Bilhassa bu tarihten bi kaç zaman evve Amiral Jieatty'nin harb kruvazörler filosuna kuman • dan tayin edilişin de tenkid etmektedir. Fakat ona şunu hatırlama sını tavsiye ederim ki. şaycd Bah riye Nezarerinde bir sivil olmayıp da, meslekten yetismiş eski bir bahriyeli olsaydı, Bacon'un tekrar bahriyeye alın ması o kadar imkânsız bir hal alırdı ki bir dâhi de olsa, o artık memleket için i'lmüş addohınacaktı. Knmandanına karşı tecavüzü merci suçile mfittclıem bir bahriye zabiti, nekadar zeki, nekadar âlim, nekadar müstaid olursa olsun bahriyeden yetişme bir bahriye nazin nezdinde ilelebed kumsalda pas tutmağa mahkum edilecekti. Amiral Bacon vazifesfai iM sene mfiddelle fevkalâde bir dirayetle ve fiyakatle basarmışh. Fakat 1917 de, Alman tahtelbahir haıbi hâd bir devreye girdiği zaman göriıldii ki, düsman tahtclbahirlerinin bir çoğn bu denizleri asarak, nakliye kollarımıza hücuma muktedir oluyorlardı. Ba şartlar aUınıla. Bacon'un yerine Amiral Sir Boger Keye«;'in tayini bir nruret halini abnıştı. Bu (aylnden birkaç hafta zarfında variyet salâh buhnnş, birkaç ay içinde de ayni denizden (recmepe tesebbüs eden 9 diişman tahtelbahri yakalanmıstı. Doğrn değil mi! 1 Şehrin içinden Etsizliğe karşi;;; En kestirme tedbir: Bir hafta et yemiyelim, bakın celebi de, kasabı da nasıl yola gelir! Salâhaddin Güng koyun kesilirdi. Ete nark konulŞimdi kesilen koduğu gündenberi Yazan: yunlar, beş yüzle kasab dükkânlanaltı yüz arası... Binın kapıları fukalemedin bin!.. Eh... raya büsbütün du~~^~~^~^^~~~~ Mevsim dolayısile var kesildi: Karaman 70, dağbç 75, kıvırcık, 80, kuzu şöyle böyle biraz kuzu geliyor. Eğer ondan da beş on kuruş kazanmasak, 85... ' ... dükkânlara çoktan kilidi vurmustuk!™ EskiSen et, düşüktü de nark tatbık Peki... Bunun çaresi?» edilince fiatlar fıriadı, demek istemiVallahi, bana sorarsan, narkı k'alyorum. Bilâkis, pahahlığın alabüdiğine dırmalı». derim artmasına narkın bir dereceye kadar Nark kalkarsa et ucuzlar mı?. mâni olduğu kanaatindeyim. Fakat, şu Ucuzlamasma ucuzlamaz ama, hiç nu da itiraf etmeliyiz ki, tespit edilen 1 olmazsa bollaşu . Her bollaşmanın sofiatlar, orta halli halkımızın kazanc nunda da mutlaka bir ucuzluk vardır, seviyesini çoktan aşmıştır. denilebilir. , ' İnsanın, kıvırcıktan daha yüksek Dervisin zikri neyse fikri de odur, derçeşnide etimiz olmadığı için Allaha ler. Bizim kasab da sözü evirip çevirip şükredeceği geliyor. Dün bir kasabla konuşuyordum. Da narkın üzerine getiryordu. Brkaç kasaba daha bâ'şvurup, pahalıha ben ağzımı açıp, etlerin pahalıhğından sikâyete başlamadan adamca lığm hakikî sebebini öğrenmeğe çahşğız biddetle elinden satırı fırlattı. Hem tım. Birinin lâh ötekini tutmadığı için öyle bir fırlatış fırlatü ki! Meğbrse o işin içinden çıkmak kabil olmadı. Şimdi, bu satırları yazarken, benim de kanun derdi benden büyükmüş: famın içinde kasab çengeline berziyen Sorma başımıza" gelenleri.» kocaman bir istifham iş*eti sallamyor: Ne var ki?. Daha, ne olsun bayım... Karamanı Şu pahalılığuı önüne nasıl geçmeli?. yetmişe alıp yetmişe satıyoruz. Celeb esnafı mal getirmez. Mal getiTel 'dolab içindeki boş çengelleri renler, toptancıya satmaz. Toptancı fiatı göstererek sözüne devam etti: kınk görür, mezbahaya vermez. Bele Bugün dükkâna topu topu üç ko diye, halkı korumak gayesile ete nark yun girdi. Koca mahalleye üç koyun koyunca, bu sefer de aranılan kasabne yapar?. Dişinin kovuğuna bile git larda et bulunmaz!. Ferhundeden Mahire mez!. Benim aklıma gayet pratik bir çare •DünkP.hâdiseden sonra aramızda ar Fazla mal alamıyor musunuz?. jjfeliyor. Yalnız, halkunız sözbirliği et Hem alamıyoruz, hem de almı medikçe bu tedbirden bir fayda bekle tık her seyin bitraiş olduğuna her halyoruz... nemez: Bir hafta müddetle hiç birimiz de sen de benim gibi kanaat getirmiş Nasıl şey o öyle?. ağzımıza et koymıyacağız! Nasıl? Kabul sindir, zannediyorum. Mektubuma böyle ters ve acayib bir cümle ile başla Alamıyoruz, çünkü fazla koyun mü? Karar vermek kâfi.. Ne imza ister, dığımdan dolayı affuu dilerim. Fakat ne mühür!» yok. Almıyoruz, çünkü mal pahalı!. Yanndan tezi yok, işe başlıyahm. Yal başka türlü yapamazdım, çünkü muBeyaz karaman, bugün yerinde baskül hesabı yetmiş kurusa! Kaça alır, kaça nız bir hafta et yemiyeceğiz. Ve biz et ayyen fikirierin muayyen cümlelerle ifasatarsın?. Dışandan da bu ara az ko yemediğimiz müddetçe de, celeblerle ka de edilmesi mecburidir. Sonra, iki kişi yun getiriyorlar. Yamlıp getirenler de sablar varsm biribirlerinin başlannnı e arasmda mevcud he^j hangi bir alâkanın kat'ı da mümkün mertebe sert ve trni yesinler. mezbahaya vermeye kıyamıyorlar. Benemesi yalnız bedava değil, ustelik dürüştane olmahdır ki, taraflar fazla Güldüm: iktısad! de.. Ondan sonra celebinln de, hüzün ve ıstırab duymasınlar. Hayvanlara acıdıklanndan mı?. kasabının da nasıl yola geleceğini göHer ha.de bu mektubu aldığm ve şu Başını salladı: rürüz. satırları okuduğun zaman büyük bir Sana bana acımadıktan sonra Salihaddm GÜNGÖR hayrete düşmiyeceksin. Hiç bir kadıhayvanlara mı acıyacaklar?. Lâfuı doğnın hoş görüp sineye çekemiyeceği bir rucası ot, kepek, arpa pahalılandı d a * İKTISAD seyi tabiî ben de affedemezdim. İki ondan... İki, üç kuruşa alınan arpa, dy tamamile hatıranla dolu olarak yaon iki kuruşa çıktı. Kasabhk hayvan Lâstik tevziatı şamıştım. Sen hizmete tekrar çağınlabesleyenlerin suratları bir karış... Bu Şehrimizde mevcud 3700 otomobil rak zabit elbiseni giyip Türkiyenin her ara, Eskişehirden sürülerle koyun gelirdi. Hani nerede? Tek koyun bile ve kamyon lâstiğlnin tevziat llstesi hangi b'r köşesine gittin ama, ben feni gelmiyor. Eskişehirde karaman etinin Ticaret Vekâletince tasdik oluna daima burada farzediyor, akşam üstküosu yetmiş kuruşa satılırken, celeb rak dün gönderilmiştlr. Bunun ü leri pek sevdiğin açık mavi entarimi ne diye üstüne masraf ekleyip mahnı zerine dün sabahtan itibaren tevzl giyip çay hezırlayarak, hemen gelecekata başlanmıştır. Bu tevziat yalnız mişsin gibi, seni bekleyordum. Halta Istanbula yollasın?. İstanbul şehrine taalluk etmekte pek hoşuna giden gülleri bile ihmal etKasab dükkânlannı şöyle bir dolaş... dlr. İstanbuldakl tâlebler mevcud Çoğu, daha ikindi olmadan, unlarını lâstikten çok fazladır. Bunun İçin miyor, çok pahalı olmalarma bakmıyarak iki üç günde bir tazelerinı ve yeeleyip eleklerini duvara asıyorlar. Biraz şikâyetler çoktur. nilerini ahyordum. Kalbim çarpıyor, ruçeç kaldın mı, nafile uğrama... Yarım Taşralara gönderilecek lâstlkler hum heyecan içinde titreyordu. Şimdi kilo et bulamazsın. için acentalara emir Bu yüzden biz de ne yapacağımızı Pakat bir taraftan da Vilâyet ma kapının zili çalınacak diye. ÇEşırdık. Fiatı gören müşteri, karşı kal kamma acentalann muhtelif vüâEn nihayet, bir gün intizanmm boşa dırıma atlıyor. Bu zamanda kilosuna yetlere gönderilecek rakarnlar üze cıkmadığmı gördüm. Çok şükür, günseksen beş kuruş verip kuzu eti yiyecek rinde oynadikları lhbar edllmlştlr. lerce kurdueum hayallerin sukutuna kaç babayiğit var?. Sarfiyat azaldıkça Bunun Üzerine tevziat muvakkaten ?ahid olmadım. İzinli olarak geHin... azalıyor. Meabahada günde 25003000 'Oeldin ama, o aptal, sünepe Lutfiyi Yali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar beyaz peynir meselesi hakkında şu bezeredır. Şimdiye kadar kaydolunan taTicaret Vekâleti, Almanyaya ih yanatta bulunmuştur: lebe sayısı 40 bine yaklaşmıştır. Çocukrac olunacak muhtelif maddelerin « Fiat Murakabe komisyonu birinlarıraiîin havacılığa karşı gösterdikleri alâka çok fazla olduğundan, yakmda bu cins ve miktarlarını İthalât ve İh citeşrin ayında peynir istihsal merkezyekuna bütün talebeler ithal edilmiş racat Birlikleri umumî kâtibliğine lerinde peynir fiatlannı ve stoklarını bildirerek bunların ihracat tacir tetkik etmiş, Ticaret Odası müdürlükclacaktır. leri arasmda ne şekilde tevzi olun lerinden alınan mufassal raporlar ve Hava Kurumu ilk ve orta mektebkrDcrinden Afrikanm tam tamlannı anle liseler için 60 bin karne hazırlat duğunu ve her ticarethanenin ya malumat incelenmiş, aynca birçok top dıran boğuk davul sesleri yan ve bamıştır. Karneler azalara tevzi edilecek, pacağı ihracat miktarını sormuş tancılar dinlçnerek mütalea ahnmıştır. harı beklemeden gürliyen aceleci gök tur Bu malumat bugün Vekâiete her ay üstüne Hava Kurumu pulları Bunun üzerine birinci nevi beyaz pey giirültüterine kanşıyor. Bu garib gürülbildirilecektiryapışürılacakür. nir toptan 40 kurus, perakende" de 50 tüyü merak ve dikk'atle dinliyorıım: Bu Deri ithalâtı . İstanbul mektebleri namına bir külkuruş üzerinden satılmağa başlanmış gürültü, onlann ıslak trampptlerinin tür tayyaresi alınması kararlaştırılmışTicarpt Vckâ!eti, Deri İthalât Bir tır. Bu fiatın tespitinde istihsal mer caddeyi tâ uzaklardan doldüran akislcö. Tayyare 941 senesi sonunda elın liğine İngiliz lirası sahasmdan ge kezlerindeki peynirin, kilosu 35 kuruşa ridir. Biraz sonra trampetler su&uyor; raış olacaktır. Gene bu sene sonunda tirtilecek deriler için 75.000 sterlin, olduğu veya her hangi bir yerden İs yerine bütün bir bölüğün göğsünden ürİstanbul paraşüt kulesinin inşasma da cenubî Amerikadan ithal olunacaklayan askeri marşlar camları titretiyor. tanbula kadar nakliye masrafı da I başlanacaktır. Bu suretle, genclerin pa lar icin 200,000 ve şimalî Amerikakuruşu geçmediği gözönünde tutulmuş Tek bir sineden çıkan tek bir ses gibi raşütçülüğe hazırlanmaları da temin e dan gelecekler icin de kezalik 200 söylüyorlar. Nihayet sert ve bir kumanbin dolarhk akreditif açılacağını tu. Mühim bir vaziyet olarak da İstandilecektir. da gibi keskin ses yaklaştı. İlk diziler buldaki buzhane lerde mevcud beyaz Mekteblerde ^nuallimler tarafınJan bildirmiştir. peynir stokunun İstanbulun bütün.mev göründü. Yüzbaüuun dorn atı yağız, açık talebeiere havacıhk hakkında alâkab Çuval geliyor sim ihti^acuıa kâfi gelecek kadar oldu gümüsi paltosu koyu gri olmuştu. Lodoa konferanslar verümesi için Hava Kufırtmasının bütün şiddetile savurduğn Hükumetin Hindistandan getirt ğu da snlaşılmıştır. Böyle • etraflı tetrumu bir program hazırlayarak Maarif mekte olduğu 1,000,000 çuvalhk ka kikattan sonra tüccar ve müstahsile sağanak gene yüzlerini kamçılıyordu; müdürlüğüne göndermiştir. Mua'.Umîer, iıâki kasketler, kül rengi paltolar subu esaslar dahilinde talebeiere sık sık naviçe ve yapılmış çuval Bağdada karşı munsıfane hareket edilerek tespit vâsıl olmuştur. Bunların bugün edilen makul fîata rağmen piynsada sıklam olarak daha koyulaşmıştı. malumat vererek havacılık hakkındaki Yan sokaklardan caddeyi bastıran fikirlerinin inkişafını temin edecekler lerde gelmesi beklenmektedir. Bu mevcud stok peynirlerin fiatı daha dir. Ayrıca Hava Kurumu genel mer çuvallar piyasamn büyük ihtiyacını yüksek olan mıntakalara el altuıdan ak sellerin içinde, sanki Gazi köpriisünün kezi de bu hususta bir broşür hazır karşılıyacaktır. Diğer taraftan hü tarılmakta olduğu haber alınmış ve pürüzsüz tahta kaldınmlannda yahud latmöktadır. Broşür yakuıda bütün rnek kumet. hususi sahıslann Hindistan mütecasirleri hakkında adlî takibat ya ttıükemmel bir asfalt »osede imiş gibi dan gotireceği çuval ve kanaviçe pılması hususunda ioab eden muamele sağlam, kolay, rahat yürüyorlardı. Sesteblere tevzi edilecektir. için akreditif açacaktır. ya tevessül olunmuştur. Tam bu sıra leri gibi başlan da dik, vücudleri de MÜTEFERRtK Bir milyon liralık manifatura larda peynir istihsal merkezlerinde de dikti; gözleri de dimdik ileri bakıyordu. Bluhakkak ki Maslakten geüyorlardı, Gümrükîerde bulunan Japon mal muhik v«s ticarî kaidelere nazaran ma sıkı bir talim ve tatbikattan sonra sıkı Iktuad Vekilinin tetkikleri kul olamıyacak sebebler dolayısile fiŞehrimizde bulunan İktısad Ve larından bir milyon liralık manl atlar yükselmeğe başlamıstır. Ayrıca bir yürüyüşle geldikleri için terlemişkill Hüsnü Çakır dün öğleden ewel îaturanm ithaline başlanmıştır. Bu bazı ihtikâr heveskârlannın peynir stok lerdi. Ahnlannın sıcak teri spğuk yağmur tanelerine karışıyor, başlannı bir Bümer Bankta meşgul olmuş ve manifaturalar, Manifatura İthalât larını ır.üsaid fiatiı mıntakalara kaydubuğu hâlesi sanyordu. pamuk. lpllğl Işlni organlze etmekte Birllgi tarafından ithali icab edermak tetedikleri de görülmüştür. Maaolan Sanayi Tetkik heyetl reisi ken mal sahiblerıne tebllgatm geç Yağmur sağanak halinde devam edlŞevket Süreyya ve Yerli Mallar Pa kalması sebebile mal sahiblerl mal mafih Fiat Murakabe komisyonu ihti ordu. Ayaklan çiğnedikleri sellerin şazarları müdürü Ahmed Özbakırdan lan baska ellere devrettiklerl iddia kârı ön'.emek için olan gayretlerı ma nltısı içinde, garib bir gfirültü çıkarıyor, izahat almıştır. Pamuk ipliği İmal sını ilcri süımüslerdlr. Bu sebeble hallî vaziyet ve icablara göre uydurul Ukat onlann sesi, herşeyin fevkinde, şn eden yurdun muhtelif yerlerinde ithalâtı bu eller yapacak, fakat İt ması icab ettiğinden diğer muıtakalar nakaraü tekrarlıyordu: ki on fabrlkaya gönderilecek mü halât Blrliği satışları günü gününe da istifadeye kalkardara da mâni olaBin yaşa, şanh piyade! cak teşebbüslere başlanmıştır. Nihaî vamesslllerden son kısmı da bugün kontrol edecektir. Evet, bin yaşa şanh piyade! Fakat hareket edecektir. Dün bu fabrikaziyete SEHİR ISLERI cesinde göıe son yapılan tetkikat neti edek subaylar yalnız piyade mi? Yağlara lâzım gelen talimat gönderilyukarıda söyledrğim hadlere murun kamçıladığı bölükierde, ordumiştlr. kilo başında 5 kuruş zammetmeyi Fiat oun her sınıb var; fakat şimdi, hepsi suAfişaj resmi Maden ocaklarındaki amele Belediye, ilânlardan ilân resmi Murakabe komisyonu lüzumlu gör latm içinde yüriiyen şanlı birer piyadealmakla beraber ayni zamanda afi müştür. Buna nazaran iyi cins peyniri dir. nin sıhhî vaziyeti tetkik sa.ı işinl de bir imtiyaz şeklinde perakenae olarak 55 kuruşa almamız Bölükler birbiri peşisıra geçiyorlar; kuîlanmakta idi. Devlet Şurası bu cab ediyor. Şu noktayı bilhassa ehem bu tufanın içinde' sırsıklam olmalarma ediliyor miyetle tebarüz ettirmenizi rica edee ayaklan kaldınm taslanndan evvel ^onguldak maden ocaklarında nu Bel^dlyenin âmme hizmeti meyanmda addederek ilân rüsumu al rim: Halkımız, diğer memlekctlerde ol selleri dövmesine rağmen, Cumhuriyet çalışan Isçllerde, bulundukları şeraltln ve vücude getirdiği clğer has dığma göre, ayrıca afişa.1 imtiyazı duğu gibi bize yardımcı olabilmesini bayrammd»^ resmigeçid yapıyorlarmış talıkları etrafında tetkikat yapmak halinde kullanılmasına lüzum ol teşvik edecek yazılar yazmayı unutma gibî, muntazam ve muhteşem geçiyorlar. üzere Ünlversite Radyoloji Enstltü madığı şekilnde karar vermiş ve bu yınız. Bizde ekseriyetle olduğu gibi, Tek boruk ayaE. tek çarpık hiza, tek sü profesörlerinden doktor Muhte karar Belediyeye teblig edilmlştir. halk perakendeciler tarafından alda kavmış tüfek, tek geri kalmış er yok. tıldığı vakit şikâyet için müracaat ede Şiddetli sağanağın altında, sanki açık rem Gökmenin riyaseti altında doTecziye edilenler ceği en yakın polis merkezine kadar ve ılık bir bahar havası içinde imiş gibi, çent ve aststanlardan mürekke^ bir Galala, Beyoğlu, Takslm, Şisli, gitmeğe üseniyor. Halbuki polis, nahiye tıb heyeti Zonguldağa gitm!ştir. rahat ve sakin geçip giden bu gencler, Heyet, amelelerin muayenesl için Hasköy, Kasımpaşa nabiyelerinde merkezlerinde halkın bu kabil şikâyet Türk milletinin çiçeği, her snııf ve mesfınnlardan rflrröntken makrnesile sair feonî yapılan kontrolîarda . dinlenir, memleket ihtikâra mey lege mensub münevver irfan ordusudor. 605 ekmek. 251 fırancala musadere alâtı da beraber götürmüştür. dan vermiyecek şekilde hareket edil Bunlnr. kendilerine askerliği meslek o« Msmleketimlzin tanmmış rönt edilmiş, gıda maddelerinden 66 nü mesi daha kolaylaşmış olur. Ihtkiar he laıak seçmemiş; fakat asker ve kahraken mütehassıslarmdan olart Dr. mune alınmış, 6 sinemacı perde a pimizin mücadele edeceğimiz bir sui man bir milletin asker doğmuş çocuklaprofesör Muhterem Götanen blzzat rası sinemaları havalandırmadık istımaldir. Bu işte halk da memur gibi, ndır. işçi mıntakalarını teker teker do iarmdan cezalandırılmışlar, 8 otokendi salâhiyet ve alâka derecesini her îçlerinde esldden «muhallehl çocuŞu» laşacak ve bütün işçileri sıkı bir büs blletçisi yıldırım cezasma çarpmış, 143 yiyecek satan esnaf da ih an göstermelidir. Bu gibi işlerde hal diye Isrihza mevznu olan yagmurda ısmuayeneden geçirecektir. Bu su kımızın ook lüzumlu ve yerinde o'acak lanmamış, güneşte yanmamış, çamurda retle ttsplt edilecek neticeler, 1leri tikâr cezalarına çarptırılmıştır. müşterek gayretinden çok seyler bek yflrfiraemlş, nhzü naim Içtade büyümüa de yapılaeak ilmî faaliyete esas olleyoruz. Kontrol böyle umuml mahiyet olnnlsr da var; fakat onlar da, Pilevne, mak üzere, Enstitüye bildirllecekahnca ihtikânn başı kalkmadan derhal tlr. anakkale ve Sakarya kahramanlannm zilir.» torunlan ve oğullandir, damariannda, l I İhtikâr yapanlar Türkün asil kanı dolaşmaktadır. Şimdi •*• Dün şehrimizden 517,000 liraİhtikâr yaparken yakalanan bazı ÜNrVERSITEDE yagmıır sağanağı altında yüruyen yedek esnaf ve tacirler Müddeiumumiliğe lık ihracat yapılmıştır. Bu ihracat subaylar, yarm, ölüm sağanağı alrmda tevdi olunmuştur. Fiat Murakabe çeşidli maddelerden muhtelif memda böyle ytiriiyeceklerdir. tşte sesleri Konferans leketlere olmuştur. bürosuhun meydana çıkardığı bu gürlüyor: •k Seferberlik müdürlüğü geçen kimseler, kahve fiatlarım yüksel Üniversite Edebiyat Fakültesi prosene 400,000 lira sarfederek şehirYedek tubay olür de dönmez er ten Hasırcılarda 24 numarada Leffosörlerinden Hümi Ziya Ülken dün meydanında ter Kozmo oğlu, manifatura ihti deki bazı umümî sığmak yerlerlni saat 15 te Eminönü Halkevinde, kârı yapan Sultanhamamında Vah tamlr ettirmiş ve bazı nümunelik sı Uk mekteb muallimlerine, çocugun ram, yağ fiatlarım yükselten Üs ğmak mahalleri inşa ettirmişti. Bu bulunduğu şeraitin terbiye üzerinküdarda yagcı Dimitri, yağcı İstav sene de iki yeni tip nümune siper deki tesirleri mevzuu etrafmda bir ri ve yagcı Zeynel Musatfa, kömür leri inşa ettirilecektlr. ^r Mahalle mümessillerinin yol konferans vermiştir. Konfiransta Gümrükte bir kaza fiatlannı yükselten Unkapanında, vergisi vermekle mükellef olanlarm 700 ilk mekteb muallimi bulun Teklrda|ı iskelesinde kömürcü Dün, İstanbul gümrüğünde, müşbir cetvelinl ihzar ve nisan niha muştur. Hamza Yılmazdır. tail maddeler kısmmda feci bir kayetlne kadar Belediye tahsil şubeleHava Kurumuna yardım rine vermeleri lüzumu alâkadar ' Ayakkabılar niçin za olmuş ve üç kişi vücudlerinin Maniîaturacılann Hava Kurumu lara bildirilmiştir. muhtelif yerlerinden yanmıştır. ucuzlamıyor? na teberrulannı toplıyan komlte, * Belediye, çöp nakliye müteahBu kusımda bir asid şlşesini nakFiat Murakabe komisyonunun aTürk Hava Kurumuna yeniden 60 hidinin sikâyeti üzerine insaat mabin lira teslim etmiştlr. Bu suretle hallerlndeki moloz ve küspelerin yakkabı fiatlannı tetkik İçin Ayak etmekte olan hamal Adil asid doln İstanbul manifaturacılarınm teber ÇÖD arabalarma dökülmemeierinin kabıcılar cemiyetinden istediği ra bir şişeyi düşürmüş, Adille Hızır ye ruat yekunu 160 bin liraya baliğ bunlan inşaat sahiblerinin kendi por gelmiştlr Raporda Beyoğlu ta Ali isminde diger İki kişi ellerinden olmuştur. Fakat 100 bin liralık bir vesaltlerile denlz kenarına dökme rafı ayakkabı mağazalarınm yuz> ve vücudlerinin bazı kısımlarından teberruat partisi daha ikmal olun leri lüzumu alâkadarlara tebliğ e de 55 e kadar, Galatadakllerin yüz dökülen asidle yanmışlardır. de 40 a kadar ve İstanbul tarafınmak üzeredir. Manifaturacılann te dilmiştir. Her üç yaralı Cerrahpaşa hastaberruatmm 300 bin liraya çıkarıl• İstanbul Vali muavini Ahmed dakilerin de yüzde 30 a kadar kâr tmelerlnin normal olabileceği kay nesine kaldırılmış, orada tıbbî müması için komite büyük bir gayret dün Ankaraya gitmistir. Bir hafta dolunmaktadır. davatlan yapılmıştır. sarfetmektedir. kadar Ankarada kalacaktır. Kısa HaberHer KUçUk hikâye = Gel, ayrılalım! anda ilk işim seni unutmaya çalışmak olacaktır. Fakat buna, bir hafta içinde mi, altı' ay sonunda mı imkfin b,ulurum, orasını pek iyi bilmiyorum. Şimdilik kabil değil seni unutamıyorum. Oh, hayabmız birbirine o kadar karışmıştı ki onları birdenbire tereyağı kalıbı keser gibi ayınp atmak çok müskül ~ Bir sene, dile kolay .„ Ben hoppalığımdan, sen gururundan feda ederek tam on iki ay başbaşa yaşadık. Yavrum MâTıır, niçin, bilmem, şu anda gözJerime hüctun eden yaşları tutamıyorum.^ Onlar ince birer yağmur taneleri tarzında pıtır pıtır kâğıdm üstüne dökülüyor. Korkuyorum, bu kat'ı alâka mektubunun bir barışıp anlaşma mukavelesi olmasından çok korkuyorum. salonun köşesinde görünce birden levnin döndü. Senin böyle' bir vaziyetini hiç hahrlamıyorum... Ne kadar kıskaiicmışsın meğer. Halbuki kabahatim neydi? Alelâde bir dost sıfatile kapıtnı çalarak beni ziyarete gelen bu saf delikanhyı kovmamak ve kabul etmek... Benim gibi hiç bir zaman nezaketten ayrılmumış bir kadından böyle bir kabalık bekler miydin? Neyse olan oldu... Fakat hiç olmazsa hidedtini, şiddetini onun önünde göstermemek, yapacağın sahneyi sonraya bırakmak gerekti. Dogrusunu söylemek icab ederse temçilinde rol aldığunız hayat komedisini, son perdesi müstesna, ikirniz de pek güzel oynamıştık. Birinci perde. Vaidler. İkinci perde: Yeminler. Üçüncü perde: Kavga ve gürültü. Bunun dördüncü perdesinin de her halde aynlık olması lâzım.» Artık, muhakkak ki birlikte yaşayamayız... İkimiz de kendimize ayn ayn yol lar seçmeli, başka başka arkadaşlar bulmahyız. Zannediyorum ki, bu da pek güç olmıyacak... Bilâkis ömrümüzün kitabında çck merakh ve zevklt bir sahife teşkil edecek!.. Ne yapayım, mademki vaziyet beni mecbur ediyor. sana yaptığım gibi bir başkasına da «Sevgilim!» diye hitab etmek ıstırarında kalacağım.. Yalnız şu durdurulmuştur. An.» Mahirciğim, su dakikada gene gözümün önündesin.^ Naşide çaya riavet etmiş... Beraber gidecek olsaydık, ne kadar itina ile giyinecek, kravatını ce derece titizKkle bağlayacaktın. Ama, hayu, bugün onlara ihtiyacuı olmıyacakü. Çünkü üniforma s?na daha Onun için sana yalvannm, Mahir, bu çok yaKişıyor. akşam, her vakitkinden biraz erken gel. Heyhat, oraya yapayabıız gideceğim... Orada sekizle sekiz buçuk arasmda buYahud da gitmiyeceğim. Sensiz böyle lunmamız lâzım olduğuna göre, evda toplantı'arm manası aa var... Sade top bizbize kahp konuşacak. hoşça vakit lantı'ar mı, bütün hayat tatsız ve bos... geçırecek zamanımız kalsın'> Hiç lüzumu olmadığı anda açtığım radHâdiye İCLÂI yoyu carppadan kapatan, sakarlık ve dalgınlık buhranlarımdan biri esnasında devirip kırdığım vazodan dolayı ba . ğırıp haykıran erkek nerede? Pencereden baktığrm zaman sokaktan geçen her tanıdık, kapılarına dikkat ettiğim her apartıman, hatta bahçede miyavlayan kediler bile hep seni hatırlatiyor. Ama, diyeceksin ki: Bunlar sevgiden ziyade alışkan'uk hatıralant. Bilâkis, sana itiraf edeyim, tatlı sözler. kucaklaşmalar, buseler çobuk unutuluyor, halbuki günlük hayatın derinliğine gömülmüş bu biraz kırıcı ve hırpalayıcı hareketleri benliğimden söküp çıkarmanu) imkânı yok. Dün gece çok ağladım Mahir... Hayır, sade dün gece değil, bu sabah da ağladım... Kahvalü masasmın üstünde iki fincan yerine bir tane görünce aklun başımdan gitti. çılgına döndüm.., Döndüm de fazla.... Ben bir çılğınım... Öyle olmasa bir kat'ı alâka mektubunda bu cümlelerin ne yeri var. Haydi Naşidenin oayını atîatayun.» Yarın akşam Saim Beyin yemeğini ne yapacağım' Tekbaşıma gitsem, zehir olacak, gitmesem, evde yalnızbaşıma üzüntüden ve ağlamaktan herab olacağım.