CUMHLiiİYUT 5 Mayıs 1939 Ilk aşk Bursadaki cinayet Soğukpınar Nahiye Müdiirü nasıl öldürüldü? RADVO Ebediyyen göremiyeceflimiz filimler akşamki program ) Türkiye Radyodifüzyon Postaları DALGA UZTJNLUĞU 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. T. A. Q. 19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw. T. A. P. 31,70 m. 9465 Kcs. 20 Kw. 12,30 Program, 12,35 Türk müziği Pİ. 13,00 Memleket saat âyarı, ajans ve meteoroloji haberleri. 13,1514 Müzik (Karışık program Pİ,) 17,30 Inkılâb tarihi derslerl Halkevinden naklen. 18,30 Program, 13 35 Müzik (Bale müziği Pİ.) 19,00 Konuşma, 19,15 Türk müziğı (Fasıl heyeti) Celâl Tokses ve arkadaşları. 20,00 Memleket saat âyarı, ajans ve meteoroloji haberleri. 20.15 Türk müziği: Çalanlar; Cevdet Çağla, Eşref Kadri, Hasan Gür, Hamdi Tokay, Okuyanlar Safiye Tokay. 1 Hicaz peşrevi Sallm Beyln. 2 Haydarın hlcaz şarkı Hicranı elem. 3 Refik Fersan Hicaz şarkı Anladım sevmiyeceksin. 5 Hasan Gür Kanun taksiml. 6 Evic şarkı Bir sebeble güoenmişsin. 7 Evic türkü Atladım bahçene girdim. 8 Saz eserleri ve oyun havaları. 21,00 Konuşma, 21,15 Esham, tahvilât, kambiyo nukud ve ziraat borsası (fiat) 21,25 Neg'ell plâklar R. 21,35 Müzik (Riyaseti Cumhur Pilârmonik orkestrası Şef: Hasan Perid), 22,40 Müzlk (Operetler Pİ.) 23,00 Müzlk (Cazband Pİ.) 23,4524 Son ajans haberleri ve yarınki program. Peride Celâl = £ 16 yaşındaydım. Benim gibi ateşin mi narak sırtüstü yatıp saatlerce düşündüm zaçh, hırçın, asabî ve bilhassa fazla has Ve gözlerim sulanarak «onsuz yaşa Bursa (Hususî) Soğukpınar nahisas bir çocuk için en tehlikeli yaştı, bu... matn» diye, mırıldandım. yesi müdürü Muslihiddinin bir tütün kaErtesi gün, babama, anneme hitaben çakçısının kurşunile vazife uğrunda kurO bizicn evin üst katında oturuyordu. 14 yaşmda kadardı. İşte ben onu sev bir mektub yazdım. Son satırları §öyle ban gittiğini bildirmiştim. Çok acıklı safdim. Ensesine dökülen bir sıra altın buk bitiyordu: halar ve ibret almaya değer sahneler arlesi vardı. Ağzı küçük ve pembeydi. Ve «Beni affedin. Onsuz yaşıyamıyaca zeden bu vak'aya dair aldığım meraklı uzun kumral kirpiklerin gölgesinde koyu ğım.» tafsilât şudur: laşan, menevişleşen bir çift lâciverd göze Ortadan kaybolmaya vakit bulamadan Nahiye müdürü 30 nisan akşamını, Paristen yazılıyor: malikti. mektubu buldular, evde bir gürültüdür hayvan sayımı kontrolu için gittiği KozKarilerime her zaman görecekleri fi koptu. Hâlâ kendimde hayret ettiğim bir budaklar köyünde geçirdıkten sonra saOna daima bir çiçek, incitilmemesî lâzım gelen nazik birşeye bakar gibi bak cesaretle mektubda yazdığım şeyleri an baha karşı bu köyden ayrılmış ve gene ay limlerden, sevdikleri artistlerden bahse derken, bugün elim bir mecburiyet beni tım. Hiçbir küstahça, hatta çocukça ha neme, babama tekrar ettim. ni iş için Karaıslah köyüne hareket et ebediyen göremiyecekleri kordelâlara rektim olmadı. Daima gölgede kalmayı İki gün evde münakaşa, kavga, tehdid miştir. Yanında bir muhtardan başka ve onu gizli seyretmeyi tercih ettim. A devam etti. İkinci gün annem üst kata kimse yoktur. İkisi de birer ata binmişjer aid malumatı vermek gibi müşkül bir deta ağırbaşlı bir adam gibi hareket et çıktı. Ne yaptı, ne söyledi bilmiyorum. dir, yalnız nahiye müdüründe bir çifte mevkie koydu. Paris cıvanndaki Sainttim. On beş gün sonra onunla nişanlandık. tüfeği bulunmaktadır. Bir aralık yol bir Claud stüdyosunda çıkan bir yangın heOnu sevdim diye, derslerimi ihmal et Dört sene sonra evlenmemize karar veril patika ile birleşmektedir. Burada beliren nüz çevrilip bitmiş altı filmi tamamen tim, uykusuz kaldım, yemekten kesildim mişti. karartıların birer yüklü hayvan olduğunu tahrib ettiği gibi dört kişinin de ölümüne diyemem, tabiî yaşamama devam ettim. İşte benim ilk aşk hikâyem. farkeden nahiye müdürü yanındaki muh sebebiyet verdi. Bu filimlerden bir tanesi Onu görmeden düşündüğüm zamanlar Şimdi karşımda o altın bukleli, lâci tara: \ KartiyeLaten ismini taşıyordu. Mevzuu, talebe mahallesindeki çalışma faaliyetini kendimi mes'ud hissediyordum diyebili verd gözlü, pembe dudaklı kızın resmi Bunlar herhalde tütün kaçakçılan ve gencler arasındaki samimî dostluk, arrim. Çünkü o zaman onu istediğim gibi var. Gülümsüyor, hayretle bu resme baolacak! demiştir. kadaşlık hislerini göslcriyordu. Rejisör düşünebiliyordum. Halbuki onu gördü kıyorum. 3irndi, resmm karşısında neka«Yeryüzü» filminin kahramam Filhakika bunlar kaçakçıdırlar. Mü güm zaman kalbimin bir yumruk gibi sı dar sakinim. Kalbimde en küçük bir kıPierre Colombier'nin idaresi altında JuBetty Stockfeld dürün vazife aşkı galeyana gelmiş, muhkıldığım hissediyordum. Boğazım kuru pırdama, en küçük bir heyecan yok. nie Astor, Blanchette Brunoy, Bernard tarın mümaneatıne rağmen kaçakçılara yor, sinirlerim şiddetle gerilerek beni raLancret bu eseri pek güzel ve neş'eli bir yapılan kısmî seferberlik neticesi silâh alResme uzun uzun bakıyorum, ve ha sert bir sesle: tına ahnmış ve ayni müfrezeye verilrrtişti. hatsız ediyordu. tarzda temsil etmişlerdi. fif bir kahkaha dudaklarıma kadar geli İndirin şu yükleri! emrini vermiftir. Kordelâlardan bir diğeri «Beş günlük Şitndi aradan yirmi sene geçmiş bulu yor. Kesik kesik ve acı acı gülüyorum. Filimlerin ikincisi (Yeryüzü) dü. ıstırab devresi» gene Avrupanın ve FranEvvelâ bu emre mutvaat eder gibi gÖrünuyor. Bütün bunları büyük bir soguk Ne bu şen bakışlı lâciverd gözler nen iki kaçakçıdan biri: Tayyarecilerin, bilhassa kadın hava kah samn o eylul aymda vaşadığı heyecanh kanhlıkla hatırlıyorum. ve büyük beyaz yüzün üzerinde nekadar Yükler öyle indirilmez, böyle in ramanlarının hayatmı tasvır edivordu. anları tasvir ve hikâye ediyordu. «Mavi Evet onu sevdim. 16 yaşımuı bütün küçük çocuk dudakları saf saf tebessüm dırilir! cevabile birlikte derhal tabanca Betty Stockfeld bir kaza neticesi ha*taTuna» meşhur Çingene orkestrası şefi heyecanı, bütün ateşile...eden pembe dudaklar... Manasız beyaz sile ateşe başlamış ve müdürü karnından neye naklolunuyor, partöneri NoelNoel Sandor ile arkadaslarının Budapeşle ciBir evde oturduğumuzu söylemiştim. bir duvar gibi dümdüz, hareketsiz, cansız yaralamıştır. Müdür attan yere düşmüş, tayyarecilik ilminde henüz ebced okuyan varındaki ağaclı ve çiçekli Macar topBiz alt kattaydık. Çünkü biraz vaziyeti bir yüz.. Zayıf, çelimsiz omuzlara dökü yanındaki muhtar, bu vaziyet karşısında bir talebe olmakla beraber sevdiği kadmı raklarında vücude getirdikleri tatlı musimiz bozukçaydı. Onlarsa üst lcatta, ferah len muntazam sarı bukleler... İşte ben selâmeti oradan kaçmakta bulmuş ve ci aramaya çıkıyor, binbır müşkülâtla mü kili bir eserdi. odalan işgal ediyorlardı. Kız piyano der yirmi senedir bu resmin sahibile beraber var köylülere müdürün vurulduğunu ha cadele ettikten sonra maşukasına kavuşuFilimlerin diğerleri «Istırab diyar;» ve si alıyor, iyi giyiniyor ve o zamana göre yaşıyorum. Ve daima ona sadık, vefakâr, ber vermek üzere hemen oradan savuş yordu. Tayyarecilik âletnile «Yeryüzü» «13 numaralı kamp» tı. Aylarca alınteri hatta âşık koca rolündeyim. gayet serbest yetiştiriliyordu. filminde ilk defa temasa gelen Noe'1 döken, maddî ve manevî kudret sarfeden muştur. Karım herkese aşkımızı tekrar etmekBütün defterlerimin arasına küçük Nahiye müdürü yere düştükten sonra Noe'l o âlem hakkında şu beyanatta bu binlerce insan mesaisıni ve milyonlarca pembe dudaklı, altın bukleli, lâciverd ten bıkıp usanmadı. Manasız mavi göz kaçakçılar yanına gelmişler, çiftesini elin unmuştu: frankı kemirmiş olan bu filimierin alevîegözlü bir kızın benim a'cemi parmaklarımla lerinde muzaffer bir ışık yanarak daima den alarak onun dikçiğile zavallı müdü Tayyarecilerin hayatına bayıldım. rin kurbanı olması yazık değil midir? Yayapılmış resimlerini doldurmuştum. Yuşöyle başlar: rün başını ve diğer muhtelif yerlerini dip ^ok samimî ve tatlı.. Pilotları birer kar zıktır ama, bazan böyle görünmez kaza « Bilmiyor musunuz canım, bu beni çikten geçirmişlerdir. Müdür kendinden deş gibi sevdim. karı katta ufak bir çıtırtı olsa «odur» dineticesi binlerce insan ve milyarlarca mebye, onun küçük ayaklarının patırtılarıdır nasıl aldı?» geçmiş bir hale gelince: Tesadüfün garibliğine bakın ki bu ar lâğ da heder olup gitmiyor mu? O halde » ı*diye, heyecanla yüreğim hoplardı, pi Ve anlatır, anlatır..^ Eh! Artık öldü! diyip onlar da ist 1938 eylul ayı zarfında Avrupa bir yenilerinin ve daha güzellerinin yapıla Karım ihâlâ bana: yanoda yaptığı gamları, falsolu çaldı kaçmışlardır. harb tehlikesi geçırdiği vakit Fransada caklarını ümid ederek mütese^li olalım. « Sen severdin.» diyerek falso valsğı valslan, küçük havaları nasıl bir Aradan bir saat geçtikten sonra nahilar çalmakta, «sen severdin!» diyerek, ye müdürü yavaş yavaş kendisini topla zevkle dinlediğimi bilseniz... Kendi kendime hulyalar kurardım. bir takım budalahklar yapmakta ve hâlâ mış ve aldığı yaranm ıstırabına rağmen: bana karşı o ılk ateşlı aşkı muhafaza etBilhassa yatağımda... Burada ölmektense ata binip Somekte devam ediyor. Bense duvardaki ğukpınara gideyim! diye büyük bir meBir akşamdı. Güzel bir yaz akşamı... sarı bukleli, manasız bakışlı, budala te^ Geçen gün îngiltere Kraliçesı Lon•^ Amerikalı filim amilkri, artık sırf anet göstererek ve bin müşkülâtla yerden Pencereler açık, oturuyorduk. O sokakbessümlü genc kız portresini bu akçıl saçdradaki Denham stüdyosunu zıyaret et eğlence ve macera kordelâlan vücude gekalkarak atına binmiştir. tan geldi. Altın buklelerini ince bir tülle h, büyük beyaz yüzlü ve ayni budala teYanından kaçan muhtarın verdi miş ve şirketin idare meclisi reisi Adolphe tirmekle kalmıyacaklar, ayni zamanda sarmıştı. Üzerinde ipek birıV£İdirme varbessümlü kadının başında parçalamamak gı haber üzerine civar köylüler, ne Zukor tarafından karşılanarak muhtelif siyasî ve içtimaî eserler de yapacaklar dı. Evinin kapısını çaldı. Evde kımse için kendimi güç tutuyorum. reden buldukları anlaşılamıyan bir de kısımlar gezdirilmiştir. Bu, Kralıçenin ilk mış. Holivud'dan son gelen haberler bu yoktu. Sokağa çıkmışlardı. Annem onu Gönlün, taze ve ateşli başm tatlı bir edye ile birlikte sökün etmişlerdir. Hatta defa bir stüdyoyu ziyaret edişıdir. O sı merkezdedir. Hatta, şimdiye kadar, kimbizim eve davet etti. Annesi eve gelincecinnetle dolu olduğu zamanlarda o ilk tam bu sıralarda Bursadan giden müddei ada stüdyoda «Paristeki adam» isminde senin hatırı kırılmasın, hiç ideolojinin aye kadar bizde oturup beklemesini söy aşkı, başladığı yerde bırakmıyarak beraumumî mua\ini Reşad Türel de atla bu bir filim çevriliyordu. Kraliçe bu korde Ieyhinde bir propaganda teşkil etmesin lecK berimizde sürüklersek işte netice böyle raya yetişmiş bulunmaktadır. Nahiye .TIÜ âya aid bir sahneyi rejisör David Mac diye siyasî ve içtimaî filimlerin çevrilmeBütün cesaretimi toplıyarak odadan olur. Eğer ben o mavi gözlü, pembe yüzlü Donald'ın idaresinde Bannye Barnesse sine muvafakat etmiyen Amerikan sansür çıkmamağa karar verdim. Biraz sonra küçük kızla evlenmeseydim, şimdi, kim dürünü kanlar içinde gören bu temiz le Valerie Hobson'un oynamalannı me heyeti artık böyle eserleri menetmemeğe karşı karşıya idik. Odada henüz lâmba bilir ne güzel bir genclik hatırasına malik kabli köylüler ağlamaya başlamışlar ve bütün bu dağ köylülerine kendisini çok rakla seyretmiştir. Sesi zapteden aletle karar vermiş ve sansür heyeti reisi bu mülar yanmamıştı. O karşımda annemle otu olacaktım. evdirmiş olan nahiye müdürünü sedyeye esim çeken kameranın ne suretle işledik nasebetle söylemiş olduğu nutukta bu huruyordu. Rüzgâr saçları ve başörtüsile Peride Celâl koyduktan sonra elleri üstünde taşımaya erini de uzun uzadıya tetkik etmiştir. susu teyid etmiştir. HoKvud filim amilleoynuyordu. Yanakları pembeleşmişti. aliçe bundan sonra atölye kısmile la rinin yapacaklan bu yeni kordelâlarda başlamışlardır. Benden utandığını zannediyordum. Bu Sancak verilen alaylar bilhassa demokrasinin müdafaası ve toNahiye müdürü, sedyenin üstünde boratuarlan da gezmiştir. saadetimi katmerleştiriyor, gururumu ar İzmir (Hususî) Urlada Kılizman •Jc M. G. M. şirketile kuntratını ta taliter devletlere karşı cephe almak metırıyordu. mevkiindeki bir alayımızla diğer bir a müddeiumumî muavini Reşad Törele zeleyen Robert Montgomery Holivud'da selesi mevzuubahs imış. Buraya kadar oOda gölgeler içindeydi. Yüzünde öyle layımıza ayrı ayrı günlerde parlak me başını çevirerek: lan haberler bizi fazla alâkadar etmez. îşte benim en büyük mükâfat.m. olduğu gibi Londrada da mezkur şirket yumuşak çocuk manası vardı ki ona ba rasim ve tezahüratla sancak verilmiştir. hesabına filimler çevirecektir. Bu korde Fakat eskiden yapılması mutasavver olup karken zevkten içimin bayıldığını hisse Merasime bizzat Orgeneral îzzeddin Ça Memuriyet hayatımın en büyük ve en son âlardan birincisi «Mister Busman'ın da sansür tarafından menedılmiş olan fidiyordum. Alçak topuklu küçük rugan lışlar riyaset etmiş, birer nutuk iradile mükâfatı... Biliyorum, öleceğim. Çünkü, balayı seyahati», ikincisi de «Şikago limlerden bazılarının da yeniden yapılaMillî Şef ve Reisicumhurumuz namına hastane buraya çok uzak. Gitmeye ve yeiskarpinlerin içinde bir çift ayak görü cakları da haber verilıyor ki bunlar araKontu» isimlerini taşıyacaklardır. alay kumandanlarına sancakları vermiş yordum, uslu uslu yanyana duruyorlardı. ve bunu kumandanlarla efradın and iç tişmeye imkân yok.. Bari Soğukpınara İt Robert Taylor, Myrna Loy ile bir smda «Musadağında kırk gün» kordelâsı ;idip çocuklarımı son defa gördükten Boynu karanlıkta beyaz bir çizgi halinde meleri takib etmiştir. ikte «Saadet gecesi» isminde bir filim da var. Alâkadar resmî makamlarımızın ionra öleyim! demiş.tir. yakasından görünüyordu. şimdiden nazarı dikkatlerini celbederiz. Bu vesile ile Orgeneral şerefine bir ziMüddeiumumî muavinile gelen jan çevirecektir. Sesini fısıltı halinde duyuyordum. Kor yafet verilmiştir. Amerikan filim âleminde iftıra ejden ye^ «Vaktile bir arkadaşım vardı» isdarmalar vak'a yerinden itibaren bir atın kak ve çekingen bir sesti bu... Biraz pümindeki meşhur romanm yakında filme niden baş kaldınyor. Bu hususta derhal Kendisini elektrik cereyanma zini takiben atlannı son sür'atle sürmüşrüzlüydü. lâzım gelen tedbirlere tevessül etmek icab er, hatta jandarmalardan birinin atı çat alınacağı haber verilmektedir. kaptırdı Birdenbire kendi kendime hep bu evde ediyor kanaatindeyiz. ^ Ralph Bellamy ve Raudolph Scott Kuzguncukta Çarşı caddesinde otu layarak ölmüş, fakat nihayet müdürü vukalsa ve hep böyle annemle birlikte onu «Sahil muhafızları» isminde bir filim çe•^ Amerikada dünyayı birbirine bağran kaçakçıyı Orhanelinin Harmancık görsem diye, düşündüm, neden olmasın. ran îsmaıl, evinin bazı yerlerini tamir vireceklerdir. Bu eser, Amerikanın deniz lıyan telgraf kablolarmın tarihi ve bu ederken kendisini elektrik cereyanma nahiyesinde yakalamışlardır. Hem olmasını o kadar istiyordum ki.. ve kara kuvvetlerinin kahramanlıklanna günkü vaziyetlerini gösterir bir filim vükaptırmış, yaralanmıştır. İsmail, Nü Nahiye müdürü bu minval üzere SoFakat bunun için evlenmemiz lâzıtndı, mune hastanesine kaldınlmıstır. aid bir mevzuu ihtiva etmektedir. cude getirilecektir. ğukpınara getirilirken yolda yağan sidkarım olması lâzımdı. Bunu düşünürken T^T Amerikan sinema âleminin en meşİC Çinli artist Anna May Wong detli bir doluya da tutulmuştur. Müdür, daha mahrem sahneler gözümün önüne Istanhul ha'kmın sjozhebpği ateşli «Kaybolan adamlaradası» isminde bir hur simalarından Spencer Tracy geçen bir aralık çok fazla idrarı geldiği halde geldi. Pembe küçük dudaklannın yüzümcumartesi günü Parise gelmiştir. yapamadığından kıvranmaya başlamış, filim çevirmiş ve bunda şarkılar da söyde ıslak ıslak gezindiğini tahayyül ettim. ^ Fransanın tanınmış ediblerinden vaziyete nazaran, kurşunun bir felc tev lemişti. San'atkârın sesi beğenildiğınden Birdenbire kalbim şiddetle atmaya başyeni vücude getireceği kordelânın mu'iki Jean Cocteau'nun «Huysuz akrabalar» DUn gece id ederek mesaneyi hareketsiz bıraktığı ladı. Fakat sonra kitablarımı, mektebimi adındaki piyesi filme alınacaktır. anlaşılmaktadır. Fakat doktor olsa da ar li bir eser olması kararlaştınlrmştın düşündüm, anneme bunu söylediğim zatık bu dağ basında kurtuluş çaresi yok man alacağı şaşkınlık ve kızgın tavır götur. Ne yazık ki; zavallı müdür, çocuklazümün önüne geldi. Babamın hiddetli rının bulunduğu Soğukpınar görünür göFilminde yü?ünü düsünmekse beni hayli karkuttu. rünmez ölmüş ve sedyesi artık bir tabut O, yanm saat oturdu. Yarım saat sonL E Sınemasında olmuştur. ra sidince ev bana bir mezar kadar sessiz, Fransada Saint Cloud stüdyosunda çıkan bir yangın altı kordelânın yanmasına ve dört kişinin ölümüne sebebiyet verdi Operalar ve operetler 21,30 Beromünater: Benvenuto Cellinl. 22,05 Roma: Çocuk ve büyücülük, Anfipernaso. 22,50 Strassburg: Küçük çıngırak. Büyük konserler 16,50 21,20 21,20 21,20 21,20 21,35 21,35 22,05 22,20 23,35 22,35 1,05 Droitwich: Dvorak'ın eserleri. Kânlgsberg: Haydn ve diger bestekârların eserleri. Munih:Pfitzner'in eserleri. Stuttgart: Büyük bestekârların eser' leri. Vlyana; Senîonlk konser. Berlln: Brahms'ın eserlerl. Lottens: Schumann, Liszt, Debussj ve sair bestekârların eserlerl Sottens: Korsakof, Berlioz ve saiı best«kârların eserleri. Varşova: Büyük orkestra konaeri. Brüksel II: Hartz'nin eserleri. Stokholm: Grieg'ln eserleri. Stuttgart: Llszt ve salr bestekârların eserleri. Oda musikileri Doyçlandzender: Bach, Mozart ve sair bestekârların eserlerl. 22,15 Kolonya: Muht>eliı bestekârlann eserleri. 22,15 Hilversum I: Mozart, Svendsen ve sair bestekârlann eserleri. 22 45 Floransa: B«thoven, Lalo ve sair bestekârların eserleri. 23,35 Brüksel II: Kuvartet konserl (Haydn in eserleri). 23,35 Lükaemburg: Marteau'nun Trlo konseri. 19,20 Solîstlerin konserleri Hilversum II : Piyano ve keman konserl. 18,30 Hamburg: Harpa ve keman konserl. 20,20 Berlin: Beethoven'ln sonatları. 18,15 NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerindeki nöbetçi eczaneler şunlardır: İstanbul ciheti: Eminonünde (Huseyin Hüsnü), Alemdarda (Ksad), Kumkapıda (Belkis), Küçükpazarda (Bensason), Eyübde (Hlkmet), Fatihte (Hüsameddin), Bakırköyde (Hilâl) e o zaneleri. Beyoğlu ciheti: İstiklâl caddesinde (Galatasaray), Tü nelde (Matkoviç), Galata Okçumusa caddesinde (Yeniyol), Fındıklı tramvay cad desinde (Mustafa Nail), Taksim Cumnuriyet caddesinde (Kürkçiyan), Kalyoncukullukta (Zafiropulos), Firuzağada (Ertugrul), Şişlide (Asım), Beşiktasta (Süleyman Receb), Kasımpaşada (Müeyyed). Hasköjde (Sadık Akduman) eczaneleri. Üsküdarda (Merkez), Sarıyerde (Osman), Kadıköy Muvakkithan« caddesinde (Halk), Söğüdlüçeşme caddesinde (HulCısi Osman), Büyükadada (Şinasi Rıza) eczaneleri. f V MEVLID Ecza tüccarı Ramazanzade Cemal Nevrolcünün ana, baba ve ölmüş bütün taallukatımn ruhlarına ithaf edilmek üzere mayısın altıncı cumartesi günü saat bir buçukta Yerebatan camiinde Mevlidı Şerif okunacağmdan arzu eden zevatın teşrifleri rica olunur. VİVİANE ROMANCE' i ÖLÜM N Kadınlar Hapishanesi bütün güniiıleri teshir etti. Holivud'da çevrilmekte olan yeni filimler kederli göründü. Anneme karşı sebebsiz garib bir hiddet duydum. Odama kapa Yarm YAVRUNUN akşam T U R A N Tıyatrosu GECESi Ses Kraliçesı H a m i y e t Y ü c e s e s ve arkadaşları ERTUGRUL SADİ TEK ve hevetı temsılıvesı birlikte DALDAN DALA Vodvil 3 perde S. A r.LLA Hevusü Mılll Ayak oyunları Fiatlarda zam yoktur. Tel. 22127 Bugün A S R î Sinemada EDWiGE FEUiLLERE ve ViCTOR FRANCEN Sevimlı ve şık 2 Büyük ve güzel ffilm birden göreceksiniz : Maceralar Kralı ViCTOR MAG LAGNEN 1001 Macera ve Sergüzeşt Fılmi oynuvor. A TE Ş Fılmini ovnuvorlar Demir Adam Zavallı dört çocuğu onun üstüne ka panarak (Baba!) diye feryada ve hıçkırmaya başlamışlar, köylüler de bu hazin manzara karşısında kendilerini tutamıyarak ağlamaya başlamışlardır. 315 doğumlu ve Keskinli olan nahiye müdürü Muslihiddinin cesedi derhal Bursaya naklettirilmiş ve tabutu Türk bayrağma sarılarak cenazesi Ulucamiden mu azzam merasimle kaldınlmıstır. Cenaze merasiminde Vali Şefik Soyerle Val muavini, Belediye reisi, Hükumet, Parti, Belediye ve malî müesseseler müdür ve memurlarının hepsi bulunmuşlardır. Polis ve jandarma müfrezelerinin önünde taşman Vilâyet, Belediye, ve C. H. Partisinin çelenkleri bu vazife kurbanı nahi ye müdürünün mezanna konmuştur. Bu müessif hâdise, Bursada halk üze Columbia şirketi hesabına yapılmakta olan «Kızıl ormandaki aşk macerinde çok derin bir teessür uyandırmıştır rası» kordelâsından bir sahne. Bağdad valii esbakı merhum Ferik Kâzım Paşanm hemşıresi merhum Bezmigül Dilber Hanımm kızı Hacer Mürvet iki senedenberi müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak rahmeti rah mana kavuşmuştur. Cenazesi ayın beşinci cuma günü öğleyin Kızıltoprakta Ihlamur caddesinde 117 numaralı hanesinden kaldırılarak Sahrayicedidde aile kabristanına defnedilecektir. •P *»* "t* Ankara, Konya vilâyetleri kapı kethüdası merhum Şehab Beyin kızı ve Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti Ekonomik işler müdürü Celâdet Barbarosoğlu, Liman işletmesı memurlarından Siret Barbarosoğlu ve Gümrükler tetkik müdürlüğü memurlarından Resai Barba rosoğlunun halaları Nimet Barbarosoğlu vefat etmiş, cenazesi Sarıyerden kal dırılarak Rumelihisarındaki aile kabristanına gömülmüştür. Allah rahmet ey lesin. Bu akşam Fransız Tiyatrosunda büyük rağbet gören (RİGOLETTO) operet 4 perde, müzik, Verdi