CUMHURİYET 26 Birinciteşrin 1938 Tepeüstü Seneieıin bir hikâye lYeni tedavi usulü nasıl tahakkuk edebılmişti, orası malutn değil, fakat artık tehlıkenin atlatıldığı, tedavinin ikinci faslına geçilmek üzere olduğu anlaşıhnca, Bayan Şaziye, biraz da kendini düşünmek, kaç senedir binbir kahır ve bakımsızlık yüzünden harab olan vücudünü dinlendirmek üzere, plâjda, yüzme derslerine başladı. Her geçen gün, karı kocanın hayatları üstünde bir silindir tesiri yapıyor, eskiye, zâfa ve noksana aid birikmiş ne varsa, silkeleyip silkeleyip atıyordu. Zamanla, doktorun bütün tavsiyeleri yerine getirildikten, tedavi tam bir muvaffakiyetle bitirildikten scnra, yüklüce bir ücret de ödenerek, bu fasrl tamamlandı. Artık memnundular, Artık hayat onlara gülü yordu. Artjk yaşamanın tadını duymağa başlamışlardı... Biri hayatını, öteki son genclik fırsatlarını kendilerine bağışladığından dolayı, her biri kendi payına, can ve gönülden, doktora duacı kesilmişlerdi. Bu neş'e ve ümid içinde, bir gün, dalgaların serin koynuna ahldılar. * * ^c * Teşekkürler ^ C Askerlik işleri A K I N sinemasında eşım yaratamadığı muazzam eser Bayan Şaziye, kocası Cemilm senelerdenberi sürüp giden hastahğından, artık kurtulmaga başlamıştı. îşi tam mukad derata bırakacağı sırada, birden karjısında doğuveren bir ümid güneşinin şaşaasına kapıldı: Bu, Amerikadan henüz dönen ve tatbik ettiği «yepyeni» tedavi usullerile en ütnidsiz hastaları bile fyi eden genc bir mütehassısın adı etrafında o günlerde koparılan şöhret şayiasıydı. Rivayetin cazibesine kapılanlar, yer yer, doktorun kapısını aşındırmakta gecikmediler; söylenenlerin doğru olduğu da pck çabuk anlaşıldı. Bu «hacet kapuı» na baş vtıranlardan biri dc Bayan Şaziye idi; bin naz ve istiğna ile ondan, nasılsa bir «saab> alabilmişti. **# Doktor, çok orijinal bir adamdı; hiçbir tarafile ötekilere benzemiyordu; müfrit denebilecek fikirleri vardı. Fakat ne oIursa olsun, bunlara uymaktan başka çare yoktu. Değil mi ki denize düşen yılana sarılırdı!.. Nitekim, hastayı uzun uzun muayeneden sonra: Meraka değer birşey değil... Sade ce bir sinir zafiyeti... Şiddetli bir heyecan neticesinde sar«ılan cümlei asabiyenin, yanlış tedavi yüzünden, bir türlü kendini toplıyamaması... Hasta ilâca değil, havaya muhtac... Havaya, güneşe ve serbest hayata!... Diyerek, yerinden fırladı; ve odanın, sıkı sıkıya kapalı duran tekmil perdelerini, pencerelerini, hatta balkon kapılann: bile, arkasına kadar açtı. Bayan Şaziye, aralıklannı bile kendi elile tıkadığı bütün hava ve ışık deliklerinin, böyle, bir anda, dükkân kepenkleri gibi ardına kadar açıldığım görünce bir isyan hamlesine kapılacak oldu; fakat bunun bir doktor, hem de eşi bulunmıyan, • hastalara avuc avuc şifa dağıttığı söylenen bir doklor tarafından yapıldığını diişünerek sustu. O anda içeri siizülen ışık altında, hastanın solgun yüzü, tozları alınan bir mumya daıresinin aydınhğına kavuşmuş heykelleri gıbi, yüzü bir murn sarılığına bulanıvermişti; ayni zamanda nefesi de başkalaşmış, hasta, yaşadıginı hissettiren birtak'm kımıldanmalar göster mi«ti... Bayan Şaziyede hayretten hay rete giden bir durgunluk vardı. Teşekkür Denizbank memurlannBeyoğlu Askerlik şubesinden: dan olup vazifede çalışırken anî olarak 333 doğumlu ve bunlarla muameleye tâhastalanan zavallı ve kimsesiz kardeşim bi olanlarla şimdiye kadar her ne sebeble Cemil Tunayı derhal tahtı tedaviye aldır olursa oLsu'n sevkleri geri kalmış olan kısa mak suretile pek genc yaşta muhakkak hizmetli yüksek ehliyetnameliler 1 ikinciolan bir ölümden kurtaran ve memlekete teşrin 938 gününde Yedek Subay okuluna bu suretle bir genc kazandıran ve yük sevkedıleceğinden nüfus hüviyet cüzdansek alâkasile bizi ilelebed medyunu şük ları, yüksek ehliyetnamelerlle mezkur gün ran bırakan Denizbankm nezih, vic şub«ye .muracaatleri ilân olunur. danlı ve merhametli sayın Umum müdürü Bay Ziya Önişe sonsuz minnet ve 3 Son Teşrin Perşembe şükranlarımı arzeder;m. akşamı saat 18,30 da Biraderi: Kenan Tuna *#* Romeo Julyet NOR^A SHEARER 1 BUCK JONES Son Fırsattan istlfadeye koşunuz ... Gece ve gündiiz 2 hlm birden Ak Türkçe söz'ü Kart ı Teşekkür Anî olarak beîiren apandisit krizimi hazik cerrahî müdahalesile bertaraf eden kıymetli genc operatör Hazım Buminle bir şefkat ve temizlik yuvası olan Marmara kliniği sahibleri operatör Şevket Gıvas ve eşi operatör Suada. hemşire ve hastabakıcılarına alenen teşekkur ederim. SARAY sinemasında Yegâne Konseri Ko'onya Operası Sopranosu Bayan HILDE GAMMERSBACH iştirabi le CLAVESiN, FI.ÜTE, ViOLA da GAMBA musikı aletlerile 18 nci asnn Atik TRIO GEBEL in Altı mühendis M E L E K sinemasında WESTERN ELECTRIC sirketinin en son keşfi ve sesli sinemanın bir harikası olup sesleri % 100 tabiileştiren MIRROFONİK TERTİBATINI kurmakla meşguldür. Dikkat: WESTERN ELECTRIC MIRROFONİK tertibath sesli makinesi, Amerikanın ve Avrupanın yalnız en büyük ve en lüks sinemalarında mevcuddur ve Türkiyede ilk defa olarak M E L E K sinemasında kurulmalcladır. r Ercümend Işıl Ölüm Deniz, Hasan Cemile büsbütün yaramıştı. C şimdi uylukları gitgide dolan, derisi altında adaleye benzer sert birtakım yuvarlaklar peyda olmağa başlıyan yanmış vücudile, ufak çapta fakat sevimli bir erkek halini almağa başlamıştı. Hatta sık sık yaptığı kaçamaklarla, karısını kıskandırabilecek bir koca derecesine bile yükselmişti. Bu yüzden, kansile aralarında, ufak tefek kavgalar bile oluyordu. Fakat Bayan Şaziye, genc yüzme hocasının refakatinden kendi hesabına çıkarabileceği zevk payını büsbütün tehlikeye düşürmemek için, fazla ileriye gidemiyor; Hasan Cemil de, işin o tarafına göz yumarak, bildiği gibi harekette devam ediyordu. Hasılı karı koca, geçen kara günlerinin acısmı bol bol çıkarma fırsatını bulabilmişlerdi. Vefat Eskı Limni mutasamfı Bay MtHRAN BOYACIYAN (YURDER) vefat etmiştir. Cenazesi bugün öğleden sonra saat 2 de Beyoğlu Balıkpazar Ermeni Üç Horan kilisesinden kaldırıla rak Şişli Ermeni mezarlığına defnedile cektir. Haleb Sancak tskeuderunda Jan E. Kürdl Cumhuriyet Gazetejinin tevzî yeridb .J A M Uykusuz geceler N J7 Umumî arzu üzerine A Fılmi üç gfln için, suvare C 8,30 da dahi çösterılpcektir "~ FOKS JURNAL 1 Son dünya haberleri Tı g N Hind intikamı 2 tilim birden L BUGÜN DOYA D Ü Y A ii Çünkü 9 3 8 in yepyeni ŞEDÖVR KOMEDiSI gfileceksiniz ve parmak ısıracaksınız 1 Başvekil Büyük Erkâmharbiye ve tekmil ecnebi Ateşemiıiterler huzurunda Şanlı Kahraman Ordumuzun en son yaptığı Ahpab Çavuşlar Eğleniyor> Fakat unutmamah ki kadının kıskanclığı her türlü ihtiraslardan üstündür: Onun için, Bayan Şaziye, herşeyi gözüne alarak, bu sonradan azma koca bozuntusunu tekrar yola getirmeğe kalkıştı. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, o şimdi, karı koca, her ikisini de baştan çıkaran bu «acayib» usulü tedavi ile birlikte kendi budalalığına da lânet ediyordu. Bu uğurda varını yoğunu harcamıştı; Doktor, hiç istifini bozmadan: sonunda, göre göre, kocasının bu kepaze Usu'iimün teMrlerini göriiyomınuz liklerini görmüştü; diğer taraftan, kendi * ya, dedi, hasta, daha şimdiden naâil yaptıklanna da nadim olmuyor değildi. canlandı!.. Şayed tavsiyelerime harfi har* ** fine rıayet edecek olursanız ki tedavimin Bayan Şaziye, bir gün, gene sıyrılıp ilk şartı budur! çok geçmez, büsbütün iyileşir. Fakat önce, bana bunu vadet sıynlıp elinden kaçan kocasmı yakalamak üzere, sabahtanberi aramadık yer bıraknıeniz lâzım. Bayan Şaziye, bir türlü yenemediği bir mamışken, uzakta, denizin sığ bir yerindeki bir kayalık üstünde, baş ba?a iki gölge tereddüd içinde: farketti. Bunlardan biri kocasını andırı Şüphesiz doktor... yordu. Kudurmuş bir halde denize atlıDiyebildi. yarak, hemen o tarafa doğru yüztneğe *** başladı. Karaltı git gide büyüyor, ve kıTavsiyeleri junlardı: «Bugünden tezi yok, bir sayfiyeye gideceksiniz; tercihan rarmış saçları altında, ıhanetkâr bir koca bir deniz kenanna... Orada yepyeni bir başile, genc ve fettan bir kadının silüetı hayata başlamanız lâzım: Açılıp saçıla beliriyordu... O anda eline geçse, her icak, tekmil tabiat kuvvetlerinden, bol bol kisini de parçahyacak bir hiddetle, ku laclarını sıklaştırmağa çalıştı... Fakat ne istifade edeceksiniz... Güneş, hava, sonmümkün! Lüzumundan fazla gelişmiş bir ra da deniz! Bunun zamanını da, ileride, kadın \ücudünün ağırhkları altında, bir kendim tayin edeceğim. Şunu da ilâve edım bile ileriye gidemiyordu... Cstelik deyim ki tedavimin müspet tesirlerini yakalbi küt küt atıyor, nefesi kesilecek gibi kından müşahede etmek üzere, sık sik, zioluyordu... Ayaklarının altındaki boşluk yaretinize geleceğini ümid ediyorum... gitgide büyüyordu... Bir an, gözlerinin Tekrar görüşürüz... llâh.» karardığını hissetti; ayni zamanda ekşi, Bayan Şaziye kelimenin tam manasile kekretnsi birtakım su habbecikleri, yüzüafallamıştı. Fakat yaşamak zevki, sevilen nün gözünün deliklerinden içeri doluyorbir vücudü kurtarmak endişesi, ve niha du. Çaresiz, «Imdad!..» diye haykıracak yet, yeniden filizlenmeğe başlamış olan oldu, fakat sesi çıkmadı... Çırpına, çırpıkadınlık emelleri o sırada bir gurub anı na suların derinliğine doğru kaydığını nm bütün ihtişamını yaşıyordu onu, bu hatırlıyordu. Birden, nasıl oldu biline garib tedavi usulünü tereddüdsüz kabule mez, iki kuvvetli kol, kıskıvrak, onu kavmecbur etmişti. Mümkün olan sür'atle rıyarak, sahile doğru sürüklemeğe başlaherşeyi tamatnîadı, ve bir gün, kocası bir mıştı; bir taraftan da «Korkmaym, kenkülçe kemik halinde bir sedyede, o da, an dinizi bana b.rakın... Evet, tamamen balıyamadığı birtakım hislerin tesiri altında, na... Ha şöyle... Canım tanıyamadınız onun yanıbaşında, böylece, hazin ve gü mı, benim iste...» diyordu. Tanıyamamışlünc, bir «plâj» kasabasınm şifa kokan tı. Tanıyacak halde de değildi. Kim olurolsun, o anda, bu kurtarıcı kollann çecennetine doğru uçuverdiler... Marmaranın mavi gökü ve ılık rutube lık himayesine kendini bırakacaktı! Yoksa ucunda boğuluü sitmek vardı! ara3indan süzülerek damarlara yayıian bir «hayat usaresi», o miskin, o solgun * ** ıstayı, on beş gün içinde, tanınmıyacak En derin korkudan en derin hazza doğl ir hale getirmişti; artık yiyip içebiliyor ru uzayan bir heyecan ıskalasının son bac'u. Demek ki kurtulmuştu! Bu mucize snmaS'nda, Bayan Sazıye gb'zlerıni açtı 2 aesli makine ile 2000 metre çevrilen bu canh vesikayı görmek her Türk vatandaş için bir borcdur, D||fy]!n Matinelerden itibaren DUgUIl münbasu'an yalnız ••••••••••••••••a Sinemasında başlıyor Cumhuriyet Bayramı şerefine Hazırladığı 938 939 mevsiminin En güzel ffilmi • • • * Doğu Manevraları Gültnez dünyayı kahkahaya boğdu. Dilimize taklitlerle çevrilen bu eser ( Millî ve Alemdar SAADET DURAGI «Sonia Henie» Fiatlara zara yapılmadı. BAŞLIYOR Baş rollerde : gibi Istanbulun iki büyük sinemasında birden ve aynca bu yılın en nefis eseri Cumhuriyet bayramı haftası için en güzel en nefis en eğlenceli Filmİ ayiran ^~ Mr. MOTO Haydutlar peşinde M r , r | / « ^ ^ NELSON Brodvay JEANETTE MAG DONALDIN ALTIN SESLİ PARTONERİ EDDY Yüzlerc© güzel dansöz en son danslar • En yeni şarkılar Amerikada bu sene en çok beğenilen 3inemasın4a melodinin filmlerinin unutulmaz yıldızı BU AKŞAM Muazzam Muhleşem Zengin sahneler ELEANOR POWELL HARiKULAOE EĞLENCELİ B,R MEVZU Numaralı koltuklar erkenden aldırılmalıdır. Dikkat: Bu gece için bütün localar satılmıştır OPERET BUGÜN ALKAZAR sinemasında BAŞLIYOR ğı vakit, karşısında doktoru buldu; şu farkla ki, karada değil, denizin içinde... Onunla baş başa... Onunla kucak kucağa... Tedavisinin neticelerini kontrol etmek üzere bu kadar yakınlara gelişi fazla gayretkeşlikti amma... Bayan Şaziye bundan ötesini düşün medi, düşünemedi; dayanılmaz bir zevk dalgasının çırpmtıları içinde, yeniden yuvarlanıp gitmişti... Karaya çıktığı zanıan, tembel tembel kumlara serilmıs olan kocasının yanına gitti, uzandı. Karı koca, tek kelime söylemeden, birbirlerine bakıstılar. Bu nazarlarda, teda\ınin «şayanı hayret» tesirlerine dair, bir itiraf okunuyordu. FERDt FİKRET Matinelerden İtibaren Hind Mezarı ve Mihracenin Gözdesi I Türkçe sözlu ve şark musikili bflyük film. 2 devre 24 kısım birden ••^•^•^•^•J Yarın S AK AYR A sinemasında • • •• ^ J SUMER Sinemasında Muslkl, Şarkı ve Güzellik ziyafetl Bu akşam DEANNA n,ı n . DURBIN HERBERT MARSHALL Ne Şeker Şey! Filmini takdim ediyor. Bu filim için yerler evvelden işgal edilmekte olduğundan biletlerin tedankınde istical edilmesi tavsiye olunur. ile Çevirdiği en güzel ve en eğlenceli LOREL HARDi isvîçrede, Türkçe sözlü kahkaha kasırgası. Bu akşam i P E K sinemasında başlıyor Tefnka No. 2 Bir gün otele meşhur bir bestekârın karısı geldi. Kocası herkesten uzaklaşarak yeni bir opera hazırlamak için evinden kaçmıştı. Otelde kansını görün ce, rahatça çalışmak için piyanosunu dağ başında ki kulübeye kaldırtıyor. Bu vazifeyi üzerlerine alan LOREL ile HARDİ bin türlü maceradan sonra güçbelâ canlarını kurtarıyorlar. Bestekârın karısı koca sından intıkam almak için HARDİ'yi seviyormuş gibi yapıyor. Buna inanan şişman âşık, hemen o gece sevgilisine, sadık arkadaşile birlikte bir aşk şarkısı söylemeğe gidiyor. Birçok eğlenceli mace ralardan sonra bestekâr kansile barışıyor. Sevimli kahramanlan mız da arkalarma baka rak Amerıkaya dönüyor lar.