CUMHURİKET 4 Ağustos 1938 Zaif nokta Vaziyet çok nazikti. Selefinin kansın; sorguya çekecek olan sulh hâkimi acayib bir endişe hissediyordu. Birkaç gün evveline kadar bu koltukta Andre Bermerain oturmakta idi. Ufaktefek, kuru ve sinirli olan bu adam hiç gülmezdi. San'atının hilelerine karşı büyük bir nefret beslemekle beraber, kıymet sahibi olmağa da çalışıyordu. Bu yüzden entrikler yapan bir adam olmuş, fakat birden tepetaklak yuvarlanıvermişti. Suçluyu getiriniz! Narin ve ürkek olan Jacqueline Ber merain avukatile beraber geldi. Zabıt kâtibinin işaretile oturdu, onu bugüne kadar görmemiş olan hâkim, kadının güzelliğine hayran oldu. Soğukkanlılıkla: Madam, dedi, vazifem size bütün sadakatinizle doğru söylemeği ihtara beni mecbur ediyor. İçine sizin de karışmanızdan büyük bir hayret duyduğum şu La Groise işi hakkındaki bildiklerinizi söyleyiniz. Genc kadın kızardı. Hakikati söyliyeceğim, hâkim e/endi. Fakat, aklım kanşırsa, sizi fazla işgal edersem beni mazur görünüz. Hâkira güldü. Bu özür dileyişteki safiyet hoşuna gitmişti. Kadın henüz çok gencdi, ve binaenaleyh hilelere sapamazdı. Zabıt kâtibi sabırsız parmaklarında stilosunu tutuyordu. Suçlu hikâyesine başladı: Bu hâdisenîn başlangıcî altı hafta evveline çıkar. Bir davet yapmıştık. Ko cam, evimize, şehrin sayılı kimselerini çağırmıştı. Tabiî, kendine yarar müna sebetler düşündüğünü anladım. Onun zaten akh fikri sadece yiikselmekti. Yalnız, şöhret basamaklarındaki cambazlıkların dan bahsederdi. Adliye Yıllığı yatağınm basucunda bulundurduğu yegâne kitab dı. Hâkim, genc kadındaki kırginlığın ne kadar derin olduğunu farketti. Selefi hakkındaki bu kısa izahattan, adamm nasıl sert bir kalb sahibi olduğunu tah minde gecikmedi. Maamafih sözü kısa kesti. Sadede gelelim.. Sadede mi? Ha, evet.. Andre'nin davetli kadınlardan birini kolları arasın da tuttuğunu hayretle gördüm. Müthiş bir sukutu hayale uğradım. Kocamı seviyordum. Zâflarım da biliyordnm» fa, kat, ona karşı öyle derin bir şefkat besliyordum ki... Madam, înanınız ki, ben... Suçlu kadın muhatabını şöyle bir süzdü. Bu ilk sempati tezahürü ona dokunmuştu. Birkaç gündenberi, herkes tarafından, hatta akrabası tarafından terkedilmiş, suçlular arasma karışmış, insanların alçaklıklarını yakından tanımıştı. Sözüne devam etti: Eğer, göğsü üstünde sıktığı kadı nın adını söylesem, bana deli derdiniz! Herhalde, ona siz de rastlamışsınızdır, size de takdim etmisjerdir. Amma, ne olursa olsun, niçin susayım? Bu... Hâkim: Rica ederim! diyerek kadınin sözünü kesti. Fakat, Jacqueline, acayib bir şiddetle, rakibinin adını söyledi. Zabıt kâtibi yerinden fırladı. Bu işe adı karışan kadın, sergüzeştlerile dillere destan olmuştu, ve siyasî adamlardan birinin karısı idi. Hâkim efendi, meslektaşınız, bu kadın hakkında herkesin nasıl bir kanaati olduğunu size sb'yliyebilir. Eminim kî, kocamın o kadına karşı iyilikleri olsa da, bu... aşkile değil... Jacqueline kendinde acayib bir emnî L6on Deutsh'ten NOTLARİ Çabuk resim çekmek.. Fotograf, ilk icad olunduğu devirler" de, denkler dolusu eşyayı ihtiva ediyordu. Bir tenezzüh gününüzde gözünüze iIişen güzel bir derenin bin bir oyunla gülen pırıltılarını tesbit edebilmek için ertesi haftayı bekliyecek ve makine ve seh" pa takımları, plâk şaşileri, portatif karanlık odası tertibatı gibi bir veya iki ha" mal yükü teşkil eden, adeta küçük bir heyeti seferiye tahrik edacektiniz. O zamandanbcn adım adım yürüyen tekemmül perisi bugünkü fotograf makinesini cebde taşınır bir hale kadar getirdi! Bu tekemmül hamlelerinde (daha çabuk resim çekebilmek) düsturu bir gaye olarak takib edilmiştir. Evvelâ agrandi^man sistemi ortaya çıkmakla büyük boyda resim elde etmek için büyük makine taşımak kaidesi bir zaruret olmaktan kurtuldu. O raddeye geldi ki, sinema şeridi üzerine çekilen fotograf parçalanndan yapılacak agran dismanlarla eski 18x24makinelerle çekilen kopyalar mukayese edilebilir bir hal aldı. Sür'ate matuf bu terakkilerin en mühimlerinden biri de mesafe ayan meselesi olmuştur. Plâk mahalline buzlu cam koyarak mesafe tesbit etmek çok sağlam bur usuldü; fakat, resmi yapılacak sahnenin ekseriya hoşa giden, en hareketli anı geçiyordu. Refleks dediğirniz usul de pek az yaşadı; zira, tam resim alınacağı anda sahne gözünüzden kayboluyordu. Çifte adeseli refleks bir nebze bu mahzuru bertaraf ettiği için birçok amatörlerin, bugün dahi makbulüdür. Fakat bütün bunlardan ayrı olarak, telemetre sistemi ortaya çikınca mesafe ayan davasmda bir inkılâb yapılmış oldu. Buzlu cam üzerinde mesafe ayan yaparken mihrak noktasma yaklaştıkça irtisam keskinleşir; fakat tam mihrak noktasını bulmak için bu nokradan biraz taşınp ge" ri almak suretile bir kontrol yapılmazsa çok defa aîdanıhr, bilhassa küçük el makinelerinde sivah bez taşınamıyacağı için etrafın aydınlıgı buzlu camdaki rüyeti bozar. Telemetre ile yapılan ayarlarda ise bu mahzurlar kendiliğinden kalkmıştır: İki resmin tamam^n bir göründüğü nokta kâfi derecede vazıhhr; ileri geri araştırıp vakit geçirmeğe lüzum yoktur. Bu sa" yede de mesafe tespit edilinciye kadar sahnenin istenilen «ekli kactnamıs olur. RADYO akşamki programj yet hissetti. Sakin bir eda ile hareketinin sebeblerini izah etti: Şayed, o kadına karşı tutkunluğu samimî olsaydı, şüphesiz, kocama bütün hürriyetini verirdim. Bu işte gayrihassas kalamaz, ıstırab duyardım. Fakat, ortadan kalkmam lâzım gelirdi. Lâkin, bunun çıkarı olan bir münasebet olduğu nu, şöhret için saadetimizin tehlikeye a tıldığını, kocamın bütün hotkâmhğile kendisini düşündüğünü görünce, bütün ölçülerimi kaybettim. Zayıf bir noktasını yakalamağa karar verdim. Bunun için, uzunuzadıya hile aramağa, onu herkesin gözünde küçük düşürmek.için fazla dü şünmeğe hacet yoktu. Kocam, davetli dostlarından bazılarını evlerine kadar götürmek üzere sokağa çıktığı bir zamanda, odasına girdim, ve yazı masasının üstünde, bana bahsettiği La Groise işinin dosyasını gördüm. Polislerin canilere baskın yapacakları günü ögrendim. O gün canilerin bulundukları yere koştum. Cinayeti işlerken kullandıkları şeylerin bir kısmını bana vermeleri için bu adamlara para verdim. Fakat, onlara, içtimaî vaziyetim hakkında hiç izahat vermedim. Polis müfettişleri göründükleri zaman, kendimi bir suçlu gibi tevkif ettirmekte müşkülât çıkarmadım. Gerisini siz de biliyorsunuz: Gazeteler amansız bir hücuma geçtiler, işler karmakarışık oldu, kocam da istifa etmek mecburiyetinde kaldı. Zaten, ben de bunu bekliyordum. Kadın birkaç saniye kadar sustu. Kısık kısık nefes alıyordu. Sözünü bitirmesi için ona cesaret vermek lâzım geldi. Şimdi, bana istediğinizi yapabilirsiniz.. Zabıt kâtibi hâkime döndü: Zaptı suçluya imza ettirebilir miyim? diye sordu. Hâkim başile «evet!» işareti yaptı. Sonra Jacqueline'e dönerek ilâve etti: Madam, adaletle alay ettiğiniz için, korkarım ki cezanız büyük olacaktır. Bunu sırf bir intikam için yaptmız. Maamafih, hakkmızda bir men'i muhakeme kararı vereceğim. Peki amma, kocanızm hususî hayatı gibi, âmme ile aiür kadar hayatının da size aıd olduğunu nasıl iddia ediyorsunuz? Bu ikisini birbirine karıştırmağa hakkınız var mıydı? Kadın cevab verdi: Herşey seven kadına aiddir.. Bizde ne var, ne yok, hepsi de n U ? W r l ' . " I M I . , 1 . t>l> i>lı . iı ı u Jiı j ı l ı * Matmazel yıldız Shirley'in son çevirdiği bu kordelânın mevzuu küçük artistin kendi hayatını tasvir etmektedir ANKARA: 14,30 karışık plâk neşriyatı 14,50 plâkla Türk musikısi ve halk şarkıları 15,15 ajans haberleri 18,30 karı^ık plâk neşriyatı 19,15 Türk musikısi ve halk şarkıları (Makbule ve arkadaşları) 20 saat ayan ve arabca neşriyat 20,15 radyofonik temsil (Gencler grupu tarafından) 21 plâk neşriyatı 21,15 studyo salon orkestrası 22 ajans haberleri ve hava raporu 22,15 yarmki program ve son. ÎSTANBUL: 14,30 plâkla Türk musikisi 14,50 havadis 15,05 plâkla Türk musikisi 15,30 muhtelif plâk neşriyatı 16 son 18,30 plâkla dans musikisi 19,15 spor musahabeleri: Eşxef Şefik 19,55 borsa haberleri 20 saat a y a n : Grenviç rasadhanesinden naklen, Muzaffer Hkar ve arkadaşları tarafmdan Türk musikisi ve halk şarkıları 20,40 hava raporu 20,43 Ömer Rıza Doğrul tarafından arabca söylev 21 saat ayarı, orkestra 21,30 Belma ve arkadaşlan tarafından Türk musikisi ve halk şarkı ları 22,10 konser: Novotniden naklen: M. Kemal Akel idaresinde orkestra 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23 saat ayan, son. Yabanci merkezlerden müntehab parçalar Operetler ve operalar 17,05 18,35 2135 Berlin: Bir studyo operetinln temsili. Budapeşte: Muhtelif operetlerden parçalar. Budapeşte: Tanhâuser operası (Vagner'in) ikinci ve uçüncü perdeleri. Büyük konserler 22,15 Shirley Templ ve Kandolph Scott «Matmazel Yıldız» da Çocuk gıdaları satmakla meşgul olan bir müessese mallannın radyoda reklâ mını yapmak üzere küçük bir yıldız istiyor. Uzun zaman aranıp tarandığı halde münasib bir yavru bulunamıyor. Müessesenin Anthony Kent ismindeki müdürü nihayet bir gün yazıhane3İne müthiş bir sevinc içinde dönüyor: Bizim işimizi görecek birini ele geçirdim. Diye bağınyor. Kâtibi soruyor: Nerede üstad? Ele geçirdim demek de doğru değil ya.. Yalnız sesini işittim.. Radyoda.. Radyoda.. Çok güzel.. Çok tath bir ses.. Ismi ne? Bilir miyim?. Elbirliğile çalışahm da kim olduğunu öğrenelim.. Nereden? » Radyo direktörluğünden.. Hemen telsiz telgraf müdürlüğüne telefon ediyorlar. Dırektör, teessüflerle çocuğun ismini öğrenmeğe vakit olmadan çıkıp gittiğini söylüyor.. Eyvah, şimdi ne yapmalı? Kent, derhal bu çocuğu aramağa koyuluyor. Fakat müspet malumat elde edemiyor. Halbuki o yavru, Rebeka is minde bir küçük kjzdır. Üvey babası onun artist olmasını istiyor, radyoda bir tecrübe yaptırıyor, fakat muvaffak olamadığını zannederek teyzesinin yanına göndermeğe kalkıyor. Rebeka çok zeki ve şeytan bir çocuktur. Üvey babasına soruyor: Teyzem nerede oturuyor? Uzaklarda bir çiftlikte.. Oh âla.. Üvey baba kızm bu cevabı karşısmda saşırıyor. Çünkü o Rebeka'nın şehri terketmek istemiyeceğini zannetmekteydi. Fakat tahmini boşa çıkıyor. Kızcağız küçücük bavulunu hazırlıyor ve yola düzülüyor. Çiftliğe vâsıl olduğu zaman teyzesine: Köyü şöyle bir dolaşayım, diyor, müstakbel dostlanmın kimler olacağını anlıyayım.. Ayol bu yaşta senin do«tun olabilir mi? Tabiî olur.. Çarşıda hemen her dükkâncı ile konuşuyor, hepsile canciğer ahbabhk peyda ediyor. Herkes Rebeka'ya bayılıyor. Küçük kız gayet mes'udane bir hayat sürüyor ve tahmin etmiyor ki kendisini arayan adam, Anthony Kent çiftliğin yanındaki evde oturmaktadır. Maama fıh, Kent de bu isin farkında değıldir. Çiftlikte hayat geçiren bir yavrunun peşinden koştuğu artist olması ihtımalmi kabil değil aklına getirmiyor. Lâkin Kent o ciftlikle başka bir şekilde alâkadardır. Çok güzel bir genc kız olan kuzini Gven Varren de orada oturuyor. En küçük bir sebeble Kent oraya gitmek fırsatını ka cırmıyor. O.. Mis Varren bugün çok güzelsiniz! • Sade bugün mü güzelim? Size hergün, bugün güzelsiniz diye hitab ettiğime göre, hergün güzelsi niz demektır. Kent, kuzinine çok tatlı sözler söylemek hatta âşıkane itiraflarda bulunmak niyetindedir. Fakat şu bücür kız peşle rini bir türlü bırakmıyor ki.. Onun için zaman zaman: Aman, diyor, bu minimini belâdan bir kurtulsak! Bir gün gene çiftlikte kuzinile gezerken radyo müdürü kendisini ziyarete geliyor ve yaptığı bütün araştırmalara rağmen küçük yıldızı bulamadığmı bildiri yor. Kent: Hay Allah müstehakını versin, diyor, halbuki ?u kızı el« geçirmek için emin olun çok büyük fedakârlıklar yapabili rim! Tam o sırada Rebeka yanlanndan geçiyor, hiddetlc: Ne olur, hergün şu bücürü göre ceğime bir gün de aradığım mini'k artiste rastşelsem! İki adam, Rebeka'ya lâkaydane ve adeta muhakkirane bakarken küçük kız şarkı söylemege başlıyor. Radyo müdürü de Kent de şarkıya kulak veriyorlar. Kent: Bu ses sana birşey hatırlatmıyor mu? diye soruyor, öteki de cevab veriyor: Bu ses bana radyodaki küçük yıldızı hatırlatıyor. Demek o küçük bu!.. Ta kendisi! Hemen ikisi birlikte küçüğün teyzesinin yanına koşuyorlar: Aman, diyorlar, ne şirin, ne şeytan bir yeğeniniz var.. Ben bilâkis onun pek muzib ve ziyankâr bir kz olduğunu zannediyorum. Oyle ise hemen sizi ondan kurtarabiliriz. îyı amma, onu ne yapmak istiyor sunuz? Onu artist yapmak istiyoruz. Bizim için radyoda şarkılar söylemesini istiyoruz. Kendisile bir kuntrat akdetmek arzusundayız. Bu işe mutlaka benim müsaade etmekliğim mi lâzım? Evet.. Oyleyse müsaade etmiyorum.. Niçin? Keyfim öyle istiyor!. Bereket versin o sırada güzel Gven oraya geliyor. Kent, genc kızı bir kenara çekiyor, Rebeka'yı çiftlikten gizlice kaçırmak için yapılacak tertibata onun da yardım etmesini rica ediyor. Plân rmr vaffakiyetle neticeleniyor, Rebeka radyoda büyük muvaffakiyetler kazanıyor. Gven'le Kent de evleniyorlar. Prag: Çek filârmonik orkestrası nın konseri. Küçük ve hafif konserler 19,25 Prag: Salon orkestrası. 20,05 Budapeşte: Çingene orkestrası. 20,45 Varşova: Orkestra ve §an. 20,50 Bukreş: R. Strauss'un eserlerlndeö parçalar (gramefonla). 22,15 Varşova: Hafif musiki. 22,50 Bukreş: Gece konseri. Oda 15,35 musikileri Paris (Mondial): Schubert ve sair bestekârların eserleri. 20.05 Varşova: Oktet konseri. 23,05 Varşova: Haydn'ln eserleri. 23,25 Prag: Kuvartet konseri. Şarkı konserleri 20,10 Bukreş: Muhtelif çarkılar. NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimizin muhtelif semtlermdekı nobetçı eczaneler: îstanbul cihetı: Emınonunde (Beşir Kemal), Alemdarda (Sırrı Rasim), Kuçükpazarda (Huseyin Hulüsi), Kumkapıda (Cemil), Şehzadebaşında (Hamdı), Karagümrukte (Fuad), Aksarayda (Sarım), Fenerde lEmilyadi), Samatyada (Rıdvan), Bakırkoyde tlstepan), Şehremminde (Hamdi), Eyubde (Hikmet Atlamaz) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: Istiklâl caddesinde (Kanzuk), Yenişehirde (Baronakyan), Bostanbaşında (Itimad), Kurtuluş caddesinde (NecdetJ, Istiklâl caddesinde iTaksim), Mahmudiye caddesmda (Ismet), Kasımpasada (Vasıf),\Hahcıoğ lunda (Barbud), Or;akoy, Arnavudkoy, B3bek eczaneleri. Kadıköy Esküskelede (Sadık), Yeldegırmeninde (Uçler), Buyukadada (Halk), Heybelide (Tanaş), Üsküdarda (İttihad), Beşiktaşta (Süleyman Receb), Beykoz, Paşabahçe, A. HLsar eczaneleri. Suçlu kadmın yüzünden yaşlar damlıyordu. Beni nasıî bir azab içine sürüklü yorsunuz! dedi. Herşeye tahammül mü etmeli? Birşey söylememeli mi? Beni herkese kepaze edecek bir boşanma ile mi kanaat etmeliydim? Bilmiyorum, hiç birşey bilmiyorum... Kadın ağlıyordu. Hâkim susuyordu. Belki de, bu dakikada, kendi kendine kadının müdafaasını yapıyordu. Fakat, şaşkınlığını belli etmedi: Teşekkür ederim, madam! dedi, ve sorgunun sona erdiğini bildirdi. Çeviren: Serif Hulusi N. G. Harb Okulu Komutanlığınm bir ricası Harb Okulu Komutan vekili albay Hâmid Doğruer, tesisindenberi Harbiye mektebine müdürlük eden bütün ze vatın birer resimlerini okulun şeref salonuna koymak gibi kıymetli bir teşebbüste bulunmuştur. Fakat müdürlerden bir kısmımn resimleri bulunamamıştır. Bunlar. eski Mekâtibi Askeriye Nazırı Müşir Zeki, Mekâtibi Askeriye Nazırı sanisi Ferik Rıza, dahiliye müdürü Ferik Servet, Askerî mektebler müfettişi Tevfik ve Bak Paşalardır. Ailelerinde veya tanıdıklarında bu zevatın resimleri varsa. Ankarada Harb Okulu Komutanlığma göndermeleri rica edilmektedir. Fotoğraflann başka nüshası olmadığı takdirde, kopyaları cıkartıldıktan sonra, asılları göndermek lutfunda bulunanlara iade edilecektir. Acıklı bir ölüm 935 senesi Galatasaray mezunla rından ve Tıb Fa kültesi üçüncü sömestr talebesin den merhum Haydar Molla oğlu 22 yaşmda Hayri Ar sebük ölmüştür. Cenazesi bugün saat on birde Beya zıdda Soğanağa mahallesindeki hane sinden kaldırılarak Beyazıd camiinde namazı kılmacak ve Eyübdeki aile mezarlığma gömülecektir. Mevlid Geçenlerde vefat eden Burdur eşra fından Tahlisiye müdiriyeti sabık muamelât müdürü İshak Günaym öTirr.ünün kırkı münasebetıle 6 ağustos 938 cumartesi gün:l saat 13 te Beşiktaşta Sinanpaşa camiinde Mevlidi han Hefız Rıza ve Âsir taraflarından Mevlidi Nebevî okunacağından ehıbba ve dostlarından arzu buyuran zevatın teşrifleri rica olunur. Merüumun efrad've ailesi Yüksek İktısad ve Ticaret mektebinin gece yemeği Yüksek İktısad ve Ticaret mektebinden mezun olanlar 12 ağustos tarihine raslıyan önümüzdeki cuma günü akşamı Suadiye Plâj kazinosunda toplu bir halde yemek yiyeceklerdir. Yüksek İktısad ve TicaTet mektebinden mezunlar cemiyeti adresleri bilinemiyen mezunların davetiyelerini almak için salı, cuma günleri saat 15 le 18 arasında Beyoğlunda Parmakkapıda Be kâr sokağındaki 10 numaralı merkeze müracaat etmelerini rica etmektedir. Teşekkür Kızımız Azadenin ölümü hasebile gerek cenazesinde bulunmakla ve gerekse telgraf ve mektubla elemimize iştirak eden bütün dostlarımıza, Üsküdar Hava kurumu heyetile 19 uncu ilk okul müdür ve öğretmenlerine, bilhassa doktor Mustafa Sıtkı Kandemire teşekkürlerimizi sunar, kızımızın cenazesine çelenkle, ebedî medfenine kadar takib eden masunr mekteb arkadaşlarına Cenabı Haktan sıhhat ve afiyet temenni ederiz. Fethi Yücekan ve ailesi ı Japon elçilerinin senelik mutad toplantıları J ÖLÜM îstanbul Orman Başmühendisi Feyzi ve askerî hâkimlerden Aziz ve Bursa ilk okulu öğretmenlerinden Perihan Babanm pederleri Biga emekli kayma kamı Mes'ud Baban vefat etmiştir. Ce nazesi bugün saat 12 de Beyazıd camiinde namazı kılındıktan sonra Edirnekapı şehidliğine defnolunacaktır. Allah rahmet eylesin. Lisan ikmal imtihanları Dün gelen Japon diplomatlarından biri sefaret erkânile görüşüyor Tokitaro Kuraki, diğeri de Japonyanm Kahiredeki fevkalâde mümessili M. Masariki Yokohama'dır. Japon diplo matları rıhtımda Japon büyük elçisi M. Takatomi ile sefaret erkânı tarafından karşılanmıştır. Konferansa iştirak edecek olan diğer diplomatlann bir kısmı yarın, bir kısmı da cumartesi günü şehrimize geleceklerdir. Japonyanm Yakınşark ve Avrupa elçilerinin iştirakile şehrimizde toplanacak olan konferans önümüzdeki cumartesi günü. Japonyanm Ankara büyük elçisi M. Takatoni tarafından açılacaktır. Japon elçilerinin senelik mutad toplantısma iştirak edecek olan diplomat lardan ikisi dün Mısırdan vapurla şeh rimize gelmişlerdir. Delegelerden biri laponyanm İskenderiye konsolosu M. BERLİTZ Mektebîne Müracaat ediniz. Beyoğlu : 373 Istiklâl cadd. Aukara : Saylavlar caddesi. ıçın haretle bertaraf eden çok hazik ve kıymetli operatör Dr. Avni Aksele, temiz, intizamh yurdunda babamın bir an evvel iyileşmesine büyük yardımı dokunan Teşvikiye Sağlıkevi sahibi muhterem Dr. İbrahim Güçere ve yurdun hemşirelerine alenî teşekkürlerimi ar zederim. Şeıife Seven Rebeka'yı Shirley Tempel, Kent'ı Randolph Scott ve Gven Varren'i Glorie Stuart temsil ediyorlar. Amerikalı münekkidler filmin hareketli olduğunu ve çocuklar kadar büyükleri de memnun ettiğini söylüyorlar. •Jf Carol Lombard, mensub olduğu sinema şirketi tarafından, tatil müddeti münasebetile vazifesinden uzaklaşan rek!âm şefine vekâlete memur edilmişrir. Carol, sinema tarihinde ilk defa olarak Seyahatten avdet reklâm şefliği yapmağa memur edilen Üniversite Tıb Fakültesi cerrahî prokadın artisttir. Şimdiye kadar kendi fifesörü Dr. Operatör Ahmed Kemal Alimlerine aid reklâmlann fikirlerini biztay seyahatten avdetle hastalarını kazat Carol verdiği için o hususta tecrübe bule baslamıstır. sahibidir. Vekâlet ettiği işi muvaffakiyetEğe Tiyatrosu le başaracağı şüphesizdir. Nuri Genc ve arkadaşları 4 ağustos perşembe akşamı Beykoz İskele kazinosunda Teşekkür Çıldıran Adam Babamızm yirmi beş senelik ıstırabıSabriye Tokses konseri nı çok kısa bir zamanda büyük bir mc~ Mevsimin en güzel şaheseri Büyük Aile Parkı Bahçesi Her yer 10 kuruş BEŞiKTAŞ ™ ıracenin gözdesi