13 Mayıs 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

13 Mayıs 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 13 Mayıs 1938 Tarthi roman: 92 Yazan: M. TURHAN TAN Şehir ve Memleket Haberlerl J Siyasî icmal Tarih kitablarının Kuruçeşmedeki Sayfiyelerde Roma muahedesi cînayet davası Kira ücretlerî gene yükselmeğe başladı ilmî tasnifi Milletler Cemiyetinde illetler Cemiyeti meclisi açıldığı zaman ilk söz söyliyen hatib Ingiliz Hariciye Nazırı olmuş,tur. Lord Halifaks, Romada imzalanan Ingiliz ttalyan anlaşmasının mahiyetini ve saiklerini izah etti. Mumaileyh, bu anlaşma ile Ingiltere ile Italya arasındaki ihtilâflı meseleler halledilmiş olmakla beraber, ayni zamanda umumî bir ehemmiyeti haiz olup Avrupanm ve bütün dünyanm emniyeti üzerinde kat'î tesir yapacağını ve tefrika halinde bulunan şu dünyada sulhun muhafazasını vazife edinen Milletler Cemiyeti gayesinin tahakkukuna doğru bir ileri adım teşkil eylediğini de ilâve etmiştir. Bu beyanatla Ingiltere Roma anlaşması üzerinde Londra mülâkatında Fransız devlet adamlannm muvafakatini temin ettiği gibi, şimdi de Milletler Cemiyeti icra heyetinin tasvib nazarına vazetmiştir. Buna ihtiyac görmesine sebeb, meclisin müzakere edeceği meselelerden en mühimlerinin lngiltere ile ttalya arasında halledilmiş bulunması ve bundan başka anlaşmanın tatbik mevkiine konulması için Milletler Cemiyetince de tasvib edilmesine Ingilterenin bu müessese ile mevcud bağlarından dolayı Iüzum görüp şart koşmuş olmasıdır. Meclisin müzakere edeceği mühim bir mesele dahi Barselon hükumetinin, ecnebi müdahalesine yani İtalya tarafından Franko'ya yapılan gönüllü ve silâh yardımlarına nihayet verilmesine aid müracaati vardır. Halbuki İngiltere ile İtalya, gönüllülerin nasıl ve ne zamana kadar geri alınacaklarını Romada kararlaştırmış bulunuyorlar. Meclis bu anlaşmaya uygun olmıyan bir karara gelirse bütün hesablar altüst olabilir. Gene İngiltere Roma muahedesile Habeşistan împaratorluğunun haritai âlemden silindiğini ve bu memleketin artık Italyanın malı bulunduğunu ve bun dan dolayı îtalya Krahnın unvanına imparator sıfatı ilâve edildiğini tanımıştır. Fakat, diğer taraftan Habeşistanın İtalyaya ilhakını tanımamak için, evvelce Milletler Cemiyetinin diğer azalarile verilmiş bir karar vardır. Bu bağdan kur ,}ulma.kJ.Vfi.di4çr devletleri de ayni yola sürüklemek üzere, îngiltere Cenevreden .bjr^karAî almağa,,Iüzum görmüştür. Bu sebeble Roma muahedesinin tatbik mevkiine konulması için Milletler Cemiyeti nin böyle bir karara gelmesi şart koşul muştur. Ingiliz Hariciye Nazmndan sonra söz alan Fransa Hariciye Nazın Ingiliz Italyan anlaşmasının kıymettar olduğundan bahsederek bu vesikayı tasvib etmiş ve italya ile Fransa arasında dahi ayrıca bir anlaşma yapılacağından ümidvar olduğunu söylemiştir. Balkan ittifakı ve Küçük Itilâf zümreleri namına söz söyliyen Romanya Hariciye Nazırı da bu anlaşmanın salâh yo lunda bir hareket olup Avrupanın bozuk havası üzerinde şifabahş tesir yapacağım söylemiştir. Bu iki zümre daha evvel mezkur anlaşmadan dolayı tebrikâtta bulunmuşlardı. Lehistan mümessili, İngiliz ttal yan anlaşmasını tebrik ettikten başka müşterek emniyet ve müzakere yerine ıkişer taraflı müzakerelerin pratik ve müspet olması itibarile daha kıymettar olduğunu da ehemmiyetle kaydetmiştir. Sovyet matbuatı, îngiliz Italyan anlaşmasını hoş görmeyip tenkİd etmiş olduğu halde, Hariciye komiseri, mecliste devletler arasındaki suitefehhümleri iza'e etmesi itibarile Roma muahedesini diğer meseleleri ve davaları red ve cerh eylememesi ihtirazî kaydile iyi karşılamıştır. Meclisin büyük ckseriyeti îngiliz İtalyan anlaşmasını tasvib etmekle bunun taalluk ettiği meseleleri esas itibarile halletmiş oluyor. Binaenaleyh eski Habeş Imparatorunun iştirakile yapılacak mü nakaşa, ne Habeşistan, ne de îspanya meselekrinin vaziyetinde bir değişiklik yapacak değildir. İş emrivakie resmî bir şekil ve suret bulmağa kalmıştır. Alâkadarların müdafaaları ve bunlara verile cek cevablar birer mersiye mahiyetinde kalacaktır. Milletler Cemiyeti meclisi bir çırpıda en mühim meseleleri bertaraf etmiş bulunuyor. Ocağın malî mümessili! Fişleri hazırlanacak 20 Salamon, ikbalinin sona erdiğini hissettiğinden Baba katili, aklen malul olmadığını ileri süriiyor bin tane eser var «kazanı şerif» in kaldırılmasına çalışıyordu Boğazda oturacakların Istanbul kütübhanelerinde bulunan Baba ve kardeş katili Zekinin muhamuhtelif şark lisanlarında yazılmış tarih Şapçı Bohoraçi tırçıaklarmı etine batıra diseler şu ikbalin sona ermek üzer« bu kemesine dün Ağırcezada devam edil ev eşyaları parasız kitablarını ilmî bir şekilde tasnif eünek batıra başını kaşıdı, zeki gözlerini aça a lunduğunu hissettiriyordu, Salamon da di. taşınacak üzere teşekkül eden heyet mesaisine deça sordu: bundan dolayı büyük bir telâş içindeydi. Dünkü celsede şahid olarak dinlenen Mehmed îzzet Paşayı da görmek lâzım gelmez mi?.. Bugünün bir kadı paşası da o!... (1) Aklınla yaşa be şapçı. Torbayı görünce ıçindeki samanı hemen kantara vuruyorsun.. Kumaşın tersir.den yüzündeki nakşı anlıyorsun. Evet. O paşaya da git. Ağa Hüseyne diyeceklerini tekrarla. Her ikisini bir güzel ağula. Sonra Nakilciyi bul. Herif, Turisinaya çekilip ümmetini kırlarda başıboş bırakan Peygamberimiz Moiz gibi bir eve kapandı, dünyadan el etek çekti. Yarın başına padişah satırı ineceğini bilmiyor, kapanchğı yerde şarab içiyor, dalga geçiyor. Onu da uyandır man gerek. Sen, yüzünü pek tut. Koğsalar da, döğseler de gerı dönme. Herifı mutlak gör. Ocağın yıkılmak üzere bu lunduğunu anlat. Haydi. Şeytan yar dımcın olsun. *** Zorbalardan bile fazla sabırsızlık, elem ve heyecan göstererek «Kazanışerif» in kaldırılmasmı temine çalışıyordu. O gece de büyük masraflar yapmıştı. Testilerle sarab, tepsilerle meze getirttiği gibi bir düzine zorbaya değil, yüzlerce ocaklıya yetecek kadar yemekler hazır latmıştı, kuzular çevirtmişti. Bir yandan kadeh devrettirerek, bir yandan meze sundurarak zorbalan şevke getirmeğe uğrasıyor ve boyuna dil döküp heriflerin saraya karşı besledikleri gayzı körüklü yordu. Müzakereye Habib Odabaşmın v«r diği bir haberin tahlilile başlanılmıştı. Hassa silâhşorluğuna geçirildiğini evvelce söylediĞimiz bu ünlü müfsidin tek dur mıyacağı anlasıldığından eşkinci mese lesi konuşulduktan sonra kendisine taşrada bir mubayaacılık verilmişti. Zaten her yıl böyle bir ikramla onun gb'nlünü al mak Babıalice vecibe sayılıyordu. Fakat bu sefer onun İstanbuldan bir müddet uzaklaştırılması maksadile omzuna bu kazanclı vazife yükletilmişti. Habib O dabaşı pek basit olan maksadı sezdiğin den evvelleri de yaptığı gibi burun kirın ederek taşraya gitmekten istinkâf etti. Babıali de daha verimli bir mubayaacı lık bularak kendisini yola çıkarmakta ısrar gösterdi. Ünlü zorba işte bu ısrarı omuzdaşlarına haber veriyordu ve kendilerinden fikir almak istiyordu. Beşiktaş sulh hukuk hâkimi Mustafa şunları söyledi: « Zeki 22 haziran 937 tarihinde bir istida ile müracaatte bulundu. İstidada babası Hacı Şevkette akıl zayıflığı olması dolayısile kendisine bir müşavir tayin edilmesini ve büyük evlâdı olmak münasebetile de bu müşavirliğe kendisi nin tayin edilmesini istedi. Istidaya merbut raporda, Hacı Şevketin yaşınm ilerlemesi dolayısile kanunu medeninin 379 uncu maddesi hükmüne göre, ehli yeti hukukiyesinin tahdidinin ve kendisine bir müşavir tayininin fennen muvafık olacağı bildiriliyordu. vam etmektedir. Heyet, Süleymaniye kütübhanesindeki bütün tarih kitablarını tasnif ederek herbirinin muhteviyatı hakkmda, fişler hazırlamıştır. Bu fişler, ileride, kütübhanedeki eserlerden mehaz oIarak istifade etmek istiyeceklerin çok işine yarıyacaktır. Tasnif heyeti, şimdi de Fatihteki Millet kütübhanesinde meşgul olmaktadır. îstanbul kütübhanelerinde, fişleri hazırlanması lâzım gelen tarihe dair kitabların 20 bin cildden fazla olNakil vasıtalan şirket ve idareleri göç duğu tahmin edilmektedir. Yalnız Millet mevsiminin başlaması üzerine göç yapa kütübhanesinde 3 bine yakın, tarih kitacak halk için yeni istifadeli formüller bı vardır. bulmaktadır. Şirketi hayriye bu yaz Boğaza göç eVtLÂYETTE deceklerin bütün ev eşyalarmı kendi vasıHarcirah kanunu ve hususî talarile meccanen nakletmeyi deruhde etmektedir. Şirket, ayni zamanda yaz mevidare memurları simini Boğazda geçirecekler için 1 TemUmumî muvazeneden maaş alan memuzda başlamak ve Eylul nihayetbe ka murların seyahatlerinde tatbik edilen dar devam etmek üzere fevkalâde tenzi harcirah kanununun hususî ve mülhak lâtlı abonman kartlarını da ihdas edecek bütçelerden aylık alan memurlar haktir. Bu suretle Boğaza parasız taşmmak kında da tatbikı lüzumu alâkadarlara ve pek az bir bilet ücretile gidip gelmek bildirilmiştir. imkânı bulunacaktır. Soğuk ve yağmurlu havalardan sonra sıcaklarm birdenbire artması, îstanbulluları artık yaz mevsiminin geldiğine inandırmıştır. Bunun nelicesi olarak, son günlere kadar boş duran sayfiye yerlerine birdenbire tehacüm başlamıştır. Bu sene, mevsimin ilerlemesıne rağmen sayfiyeye az rağbet olduğunu gören sayfiye yerlerindeki ev sahibleri fiatlan, düşürmüş iken şimdi biraz ferahlanuzlardır. Eşkinci işi hızla yürütüldü, ilkin elli bir ortadan üçer nefer seçilerek ilk böliik teşkil edildi, ileride süngülü tüfekle talime sevkolunmak üzere şimdilik ellerine birer kundaklı tüfek ve birer kılıc verildi, yeniçeri kâtibliğine getirilen Hacı Saib Efendi «Eşkinciler Nazırı» unvanile bu küçük teşekkülün başırıa geçirildi. Mehmed Alinin Mısırda kurduğu Cihadiye ordusu binbaşılarından olup o sırada Istanbulda ve Mısır kethüdası Necib E fendinin konağında misafir bulunan Da vud Ağa da eşkincilere muallim yapıldı, Zorbalar onun taşraya gönderilmek At meydanında talime başlnadı. Gün istenmesindeki maksadı hemen kavramışgeçtikçe bölüklerin sayısı artıyor, ocaklı lardı. Birkaç gün sonra kendılerine de bu dan eşkinci yazılanlar çoğahyordu. şekilde veya başka biçimde alâka gösterileceğini kavrıyorlardı. Onun için HabiPadişah, Sadrıazam, Boğaz muhafızlan olan iki paşa, Yeniçeri Ağası Celâ bin sözlerini büyük bir dıkkatle dinliyorleddin Ağa tam bir uyanıklık içinde va lardı, bıyıklarını büke büke düşünüyorziyeti takib ediyorlardı. Hepsi, küçük bir lardı. Hassa silâhşoru kılığı altında koyu kımıldanma sezilir sezilmez harekete geç bir ocaklı ruhu taşıyan zorba kendi dü mek için hazır bulunuyorlardı. Buna mu şüncesini şu suretle icmal etti: kabil Kürd Yusuf, Habib odabaşı, Turnacı Ömer, Karakulak Bekir, Sarhoş Mustafa gibi zorbalar da gece günduz birleşerek ocağın niifuzunu yaşatmak ve bu nüfuzla mücadcîeye giriştiği anlaşılan saraya ders vermek çarelerini araştırıyorlardı. Zorbalar esasta birleşmiş oldukları halde hareket tarzını tayin noktasında ihtilâfa düşmüşlerdi, bir kısmı eşkincilerin biraz daha çoğalmasına ve onlara veri lecek top, süngü gibi silâhlardan da isti fade edilmesine taraftardı. Bir kısmı ise iyi giydirilip iyi beslenen eşkincilerin bu nimetle bu iltifata kapılarak isyan vu kuunda ocağa yar olmaktan çekineceklerini ileri sürüyorlardı, onların ruhundaki yeniçerilik aşkına soğukluk gelmeden ayaklanmak fikrini güdüyorlardı. Fakat onları ihtilâfa düşüren bilhassa başsızlıkt. Içlerinden birini elebaşılığa lâyık görmedikleri ve hepsi öyle bir role kendi nefsini ehil bulduğu cihetle ihtilâftan kurtu lamıyorlardı. Bununla beraber telâş ve istırabdan da geri kalmıyorlardı, saraya Jcarşı diş gıcırdatıp duruyorlardı. Bu hal, bu kararsızlık beş on gün sürdü ve yapılması gerekli görünen ayak lanmanın şeklile zamanı bir türlü tayin olunamadı. Zorbalar artık sinir buhranı geçiriyorlardı, birbirlerile bozuşacak bir duruma düşmek üzere bulunuyoriardı. Sarayla Babıalinin ve hocalann mütte hid bir cephe almış görünmelerine karşı kendilerinin kararsızlığı gene kendilerini zıvanadan çıkarıyordu. Lâkin içlerinden hicbiri gururundan fedakârlığa yanaşmıyordu, elebaşı olmak ve isyanı idare et mek hırsmdan sıyrılamıyordu. İşte bu vaziyette gene bir toplantı yapmışlardı, Uzunçarşıdaki Kerpiç hanında birleşerek ayaklanma işini belki yirminci defa olarak konuşuyorlardı. Aralannda ocak bazirgânı Salamon da vardı. O, belki bütün ocaklıdan fazla ocak sevgisi taşır görünüyordu. Çünkü bir Yeniçeri ancak kendi ulufesini ahrdı ve ko lunda taşıdığı nişana güvenerek mahdud mikyasta kazanclar elde edebilirdi. Ustaların, Mütevellilerin, Bölükbaşıların en zorlusu nihayet yüz, yüz elli esamiye malikti, adı var kendi yok demek olan o esami sahiblerine verilecek ulufeyi ziftlenirdi. Fakat Salamonda bine yakın böyle uydurma esami vardı, üç ayda bir onların tahsisatmı kasasına atıyordu. Sonra bütün ocak ağalarının sarrafı idi. Yüzde yüz faizle onlara ödünc para vererek milyonlar kazanıyordu. Bu durum ona ocağın malî mümessili gıbı bir sıfat kazandırmıştı. O haysiyetle fborusu her yerde ötüyordu ve sesinde o'tağın naraları gürlüyordu. Halbuki hâİlk gösterdikleri yer için verimsizdir, gidemenı, d«dim. Şimdi çok iazanch yer gösterildi. Defterdar çağınp yola çık mamı söyleyince şar'î mâniler var, diyip savsakladım. Vezir Kethüdası araya girince düğünüm olduğunu söyledim. Yarın Sadrıazamın dahi işe karışacağı muhakkak. Ona ne diyebilirim?.. Mümkün ki herif gazaba gelip beni çalyaka ettir sin, apar topar taşraya sürsün. Arada kelle gitmek ihtimali de var. Demek ki yumurta kapıya geldi. Geri çevrile mez. Şaytd benim sizinle bile bulunmaklığım gerekli ise hemen tedbir almak lâzım gelir. Bugün bana ise yarın da sizedir. Onun için vakit kaybetmeğe gelmez. Başlanmız henüz yerinde iken yapılacak işi kararlaştıralım, ocagm namusunu koruyalım. Hacı Şevketi dinlemek üzere çağırt tım. Avukat Cemalle beraber geldi. «İrademe sahibim, bana müşavir tayinine lüzum yoktur» dedi. Avukat da Zekinin ve kardeşinin veraset hukukundan fe ragat ettiklerine dair ellerinde noterce tanzim edilmis sened bulunduğunu söy lemişti. Zeki, babasının iğfale kapılarak emval ve emlâkini başkalarına hibe edeceğine dair elinde vesaik bulunduğunu bildirdi. Muhakemeyi 26 ağustos 937 ye Şirketi hayriyenin gelecek ay ortalarıntalik ettim. O günü mahkemeyc gelme da ikmal edilecek olan yeni araba vapudiler. Ayni gün katil hâdisesinin vukua rile, bu postalar daha ziyade sıklaştınlageldiğini işittim.» cak ve yalnız Sirkeci . Kabataş ÜsküBundan sonra Beyazıd Maliye şube dar arasında değil, Boğazın orta kısmınsinde tahakkuk memuru Cevdet dinlen da da araba vapuru seferleri yapılacakdidi. Cevdet, Zekinin müteaddid defa tır. Geçen hafta aıaba vapuruna gösterilar şubeye geldiğini, fakat aradan za len tehacümden sonra buna bilhassa lüman geçmiş olduğundan muameleyi ha zum görülmüştür. tırlıyamadığını söyledi. Akay idaresi de bir nakliyat şirketile Son olarak polis Muammer ve diğer anlaşarak Adalar ve Anadolu yakasma memurlar dinlendi. Bunu müteakıb Ze göç edecek halka aid eşyanın bu şirket taki, babasile arasında bir mal ihtilâfı ol rafından taşınması şeklini ortaya koymuşmadığını, bu hususun tenviri için Beyoğlu tur. Şirketle Akay müşterek bir ücret taTapu memurlarından Feridun ve Rıza rifesi tesbit etmişlerdir. nın celblerini istediğini ileri sürerek bir istida verdi. Iddia makamı Zekinin yeniden mü şanede alhna almmasını istedi. Zeki cevaben, dört ay müşahede altında kaldıgmı ve aklen hiçbir maluliyeti bulunmadığmı söyledi. Heyeti hâkime, şahid olarak Beyoğlu Tapu memurlarile poîis Muammerin ifadesinde ismi geçen Kadirin de celbine karar vererek muhakemeyi başka bir güne bıraktı. ECNEBİ MEHAFtLDE Prens Bibesko şehrimizde Beynelmilel sivil tayyarecilik şirketi reisi Romanyalı Prens Bibesko, dün Romanya vapurile İskenderiyeden şehrimize gelmiştir. Prens Bibesko gazetecilere sureti hususiyede seyahat ettiğini söylemiştir. Prens dün Romanyadan Yeşilköye gelen taj'j'aresile memleke tine dönecekti. Fakat havanın muhalefetinden dolayı seyahatini bu sabaha tehir etmiştir. ADUYEDE Yedi senelik karışık katil davası Bundan yedi sene evvel Kürd Meh med isminde biri, katil suçundan 15 seneye mahkum olmuştu. Davasının son celselerinde Kürd Mehmede muzahereti adliye kararile Nazmi Nuri vekil tayin edilmişti. Mahkumiyetini müteakıb dosyasmın tetkikinde maktulün ölmeden evvel verdiği ifadelerden birisinde «beni îhsan vurdu» cümlesi nazarı dikkati çekerek bu noktadan karar temyiz edilmiş, suçlu neticede beraet etmişti. Temyizce ikinci defa nakzedilen karardan sonra muhakemeye Ağırceza da tekrar başlanmış ve bu sefer davaya hâdisede ismi geçen İhsan ve Refet adlarmda iki maznun daha iltihak etmişti. Aşağı yukan bu yedi senelik karışık katil hâdisesinin davasma dün Ağır cezada devam edilmiş ve neticede iddia makamının mütaleasmı serdetmesi için muhakeme başak bir güne talik edil miştir. f Vazife kurbanı bekçi J ŞEHÎR İŞLERİ 250 bin liralık yol yapılacak hareketi aleyhinde Yeniçerilerin teşvikile Rumelide yüz gösteren karışıkhğın yatış tırılmasma memur edilmiş ve otuz bin kişi ile Edirneye doğru yürümeğe başlamışken Uçüncü Selimin korkaklığı yüzünden geri dondüğü gibi Kabakçı isyanında da gene sarayın gevşek ve urkek davranması sebebile bir iş gormek imkânını bulama mıştı. Alemdar vak'asında yenilik taraftan olanlar birer yana kaçarken o, bir hayli müddet Istanbulda kaldı. Sonra Alâiyeye giderek oturdu. Kendisinden son derece çekinen Yeniçeriler Sultan Mahmudu zorlıyarak onun idamma ferman çıkarttıklarından Tekke Mütesellimi Hacı Mehmed Aga Alâiye üzerine yürüdü, beş ay süren bir muhasara sonunda kaleyi ele geçirdi, Kadı Paşayı iki oğlile öldürdü. Üç beş sene sonra Sultan Mahmud bu Hacı Mehmed Ağayı da öldürtmüştür. M. T. T. Yeni yapılacak asfalt yollar için beş yüz bin liralık tahsisat mevcud olup bunun 325 bin lirası bu sene bütçesine konulmuştur. Fakat bu sene beş yüz bin liralık inşaat birden ihale olunacak, iki yüz elli bin liralık yol yapılacaktır. Yüz yirmi beş bin lira da yolların tamiratı mütemadiyesine tahsis edilecektir. Geri kalan iki yüz elli bin liralık asfalt inSalamon, tecelli sırnna eren Musa he şaat da gelecek sene yapılacaktır. yecanile yerinden fırladı, büyük bir kaElektrik şirketinin faturalarî deh yakalayıp Kıbrıs şarabile doldurdukElektrik şirketi. abonelerine iki ayda tan sonra gene bir saki durumuna bürünbir fatura göndermek mecburiyetinde dü, bir dizini yere koyup öbürünü kıvırdir. Vaki olan bir şikâyete göre, şirket, dı ve kadehi Habib Odabaşıya sundu: bu faturalarî bazan 45 50 günde gön Nur ol aslanım, dedi, Hacı Bek derdiği halde saat ve kofra kiralarmı taş gibi ö'zlü konuşuyorsun. Ağzın derd iki aylık olarak almakta ve bazan da iki görmesin. Eğer şu yiğitler de senden ör ayı geçirerek fatura verdiği zamanlar nek alıp kötü kötü düşünmeyi bıraksalar, için geçen müddet kadar kofra ve saat sözü medreseden kurtarsalar üç güne var kiralarmı zammetmektedir. Bu vaziyet maz her yer süt liman olur. Ortada ne karşısında yeniden tetkikat icrasına başeşkinci kalır, ne birşey. Gelgelelim ki ağa lanmıştır. lanmız miskin hocalar gibi hâlâ kıleden kâle, kaveleden kavala çıkarmağa uf Valide hanı haziran sonuna raşıyorlar. Bir türlü kavala kaval, zur kadar yıkılacak naya zurna demiyorlar. Ayağınm türabı Valide hanı ve müştemilâtmm yıkılolayım, mubarek topuklarmı b'peyim. Sen masma devam olunmaktadır. Mukave son sözü söyle, Allahın yan dediği oca lename mucibince burası haziran nihağın sönmesine engel ol! yetine kadar tamamile yıkılmış ve enkazı da kaldırılmış olacaktır. Bu iş bit (Arkası var) tikten sonra plân mucibince gene bu (1) Kadı Paşa diye Osmanlı tarihinde büyuk bir yer alan Abdurrahman Paşa, sahada istimlâki lâzım gelen binalarm Uçüncü Selünin giriştiği Nizamıcedid ha da bir an evvel yıkılması için tedbirler raketinin en seçkin siması idi. Bu yenilik alınmaktadır. Eminönü meydanınm açılması işi mümkün olan süratle bittrilecektir. Bu sahada istimlâk işi. hiçbir sebeb ve bahane ile tehir edilmiyecektir. îs timlâk muameleleri, geri bırakılmış değildir. Yeni Halkevi binası inşaatı için ya pılmakta olan istimlâk muamelesi de bugünlerde neticelenmek üzeredir. Burada yapılacak istimlâk işi bir bina haric olmak üzere tamamlarımıştır. Buna aid muamele de tekemmül edince in şaat hazırlıklarına baslanacaktır. Katil Şerif Salı gecesi Ortaköyde tütün amelesinden îskeçeli Şerif isminde bir sarhoş, bı çakla dört kişiyi yaralamıştı. Yaralılardan Bahçeiçi mahallesi bekçisi 30 yaşlarında üç çocuk babası Ahmed oğlu Mehmed, evvelki gece kaldırıldığı hastanede ölmüştür. Adliye tabibi Enver Karan dün sabah hastaneye giderek cesedi muayene etmiş ve defnine ruhsat vermiştir. Vazife kurbanı olan ve arkasından üç yetim bırakan bekçi Mehmedin ailesine ikramiye verilecektir. Mahud katiller gene kaçacaklardı.. Galata Postanesi veznedarı Hüseyin Hüsnüyü öldürmekten suçlu katil Ab dullah, mahpus bulunduğu Umumî Hapisanede gene kendisi gibi adam öldürmekten 15 seneye mahkum Maksudla elbirliği ederek kaçmağa teşebbüs et mişse de nöbetçi jandarmalar tarafm dan suç üstü yakalanmışlardır. Diğer taraftan evvelce Abdullahla birlikte Adanaya kaçmışlarken vakalanıp Tevkifaneye getirilen katil Te\^fik de. ayni günde Tevkifaneden kaçmak isterken tutulmuştur. r GÜMRÜKLERDE Millî vazifelerini ifada daima büyük hassasiyet gösteren Galatasaray lisesi Başmüdür Derincede öğretmenleri, talebesi ve müstahdemi Başmüdür, İzmit ve Derince gümrükni, orta Anadolu felâketzedeleri için 919 lira 59 kuruş toplıyarak Hilâliahme lerini tetkik etmek üzere dün sabah Derinceye gitmiştir. re vermişlerdir. Galatasaraylıların zelzele felâketzedelerine yardımı Matbaamızı gezen küçük talebeler J Muharrem Fovr.i TOCAY Eroin kullanırken.. Dün, Karagümrükte Karabaş mahallesinde Armudlu caddesinde Çıkmaz sokakta 42 numaralı evde oturan İsmail, Deveoğlu yokuşunda eroin kullanırken cürmü meşhud halinde yakalanmıştır. MÜTEFERRİK Ses müsabakası Beyoğlu HaLkevi tarafından tertib edildiğini yazdığımız ses ve saz müsabaDan Kadırga İlkmektebi talebeleri matbaamızı gezmişler ve kendilerikasmın ses kısmı, cumartesi akşamı sa ne en yeni tabı aletleri üzerinde verilen izahatı alâka ile takib etmişlerdir. at 21 de Beyoğlu Parti binasmda yapı Yukarıki resim gene talebeleri «Cumhuriyet» te Atatürkün heykeli önünlacaktır. de gösteriyor, Cumhuriyet Abone şeraiti Senelik Altı aylık Üc avlık Bir aylık Nüshasj 5 kurustnr Türkiye Haric icin 1400 Kr. 7S0 > 400 m 150 » icİD 2700 Kr. 1450 > 800 » Yoktur Güzelliğin iki şartı: Neş'e ve hareket

Bu sayıdan diğer sayfalar: