CUMHURÎYET 1 Mayıs 1938 Ç Şehir ve Memleket Haberlerl ) Tarihî roman: 80 Yazan: M. TURHAN TAN Nakilcinin şerefine sürülen kir! . M^B Ünlü zorba, Seheri nikâhlamakla uçkur namusu bahsinde gösterdiği kayıdsızlıktan çıldırasıya azab duyuyordu Onu bu m«vzu üzerinde en çok sendeleten bir pürüz de Gülhaneli Hüseynin varhgı idi. Yüreğini Seherle ona pay etmiş olduğu için aylarca ikisini dem sofrası başında bulundurmuş, papağanım dediği kadmın elile Hüseyne şarab sundurmuş ve «can» diyegeldiği delikanlının sesile de Seheri sık sık sarhoş latmıştı. Onlarm bir sofra başında yüzyüze, gözgöze, dizdize gelmeleri mahud nikâh münasebetiie artık yasaktı. Kendi yüreğinde bile bu iki vücudün yanyana bulunmalarını hoş görerniyordu. Fakat Seherin hareme kapatılması, Hüseynin selâmlıkta bırakılması bütün o eski yaklaşmalan, o eski gülüşmeleri unutturacak mıydı?.. Nakilci bühassa bu büyük pürüz yüzünden üzülüyordu. Hatıralarla mücadele ve oniara galebe etmek imkânsızlığı önünde kıvrını kıvrım kıvranıyordu. Yarını yaratmak ve yanna hâkim olmak bu cahil zorbaya mümkün görünüyordu. Pala ve para ile yannm yüzüne kendi dileğine göre biçim verebileceğini tevehhüm edenlerdendi. Lâkin Padişah tacları na kadar yükseleceğine, tahtlann teme line kadar nüfuz edeceğine iman taşıdığı o keskin pala ve her müşkülü gidereceğine inandığı para, işte nahoş hatıraları kafa.lardan söküp atamıyordu. OIü görünen dün, gomüldüğü yerlerde pekâlâ yaşıyabiliyordu. Onu büsbütün öldürmek için mezarım ortadan kâldırmak da kâfi de ğildi, çünkü o canlı Ölüleıde mezar değiştirmek ve hahzadan hafızaya geçmek kudreti vardı. Seheri nikâhlamakla şerefıne sürünen kir de, bu sebeble belki bir kaç nesil dillerde dolaşacaktı. Yeni bir standardizasyon Dünkü isticvabdan sonra Verginin iş hacmine göre nizamnamesi hazırlandı tevkif olundu alınması düşünülüyor îktısad Vekâleti yeni standardizasyon şubesi müdürü Faruk, dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Yeni müdür ihrac ticaretimiz için en mühim ciheti teşkil eden standardizasyon işleri üzerinde şehrimizde bazı tetkik ve temaslarda bulunacak tır. Bilhassa yeniden standardına karar verilmiş olan bazı maddeler bu tetkiklerin başında geliyor. Şimdiye kadar ihrac maddelerimiz e^ rasında yalnız fındık ve yumurta, birer nizamname ile standard şartlara tâbi tutulmuş ve ihraclannın nizamnamelerde gösterilen evsaf ve hususiyetlere uygun olarak yapılması mecburiyeti konulmuştur. Bu arada Uyuşturucu maddeler inhisarı da kurulduğu günden itibaren harice çıkacak afyonlann standard bir halde bulunmasım prensip olarak ele almış tır. Şimdi, İktısad Vekâleti yeniden tiftik, Katil Ropenle maktul kadın Anjel yapağı ve hububatın standardı işine karar Dünkü sayımızda, kıskançlık yüzünden vermiştir. Bunun için birer standardizas yon nizamnamesi projesi de hazırlanmış bir cinayet işlendiğini, bir Ermeninin sevtır. gilisini bıçakla öldürdüğünü bildirmiştik. Katilin Ropen, öldürülen kadınm da Hububattan, standardizasyona tâbi Anjel isminde bir Ermeni kızı olduğu ve tutulacakların başında buğday gelmektedir. Bundan sonra arpalarımızın stan kadmın bir kıskançhğa kurban gittiği andardizasyona tâbi tutulması mukarrer laşılmıştır. Anjel, Pangaltıda Meyva sokağı yadir. Bu dört maddenin standardizasyonu önümüzdeki ihrac mevsimine kadar ikmal nında 24 numaralı evde oturmaktadır. Üç kızkardeş ve bir de ihtiyar anneden edilmiş olacaktır. müteşekkil olan bu ailenin maişet derdi ADLIYEDE kısmen Anjelin omuzlarına yüklenmiştir. Zavallı kız, Kurtuluştaki mensucat fabIsırmaktan mahkum oldu rikasmda masura dairesinde çalışmakta Mordo isminde İran tebaasından bir dır. 30 yaşındadır. Ropen ise, 50 yaşınMusevi, Zincirlikuyuda bir ahıra gireda kadardır. Bir rivayete göre, Ropenle rek hırsızlığa teşebbüs ederken yaka Anjel üç senedenberi nişanlıdır. Fakart, lanmış, fakat kaçmak istiyen Mordonun kendisini takib eden ahır sahibi Hasa Anjel, sevgilisinî terkederek bir başkasına nm elini ısırarak yaraladığı iddia olun varmağa karar vermiştir. Diğer bir rivamuştur. yete göre de Ropen, kızdan hiç yüz buDün, Mordonun çalmağa teşebbüs ve lamamış, fakat her şeye rağmen ümiyaralama suçlanndan asliye dördüncü dıni kesmemiştir. Müteaddid defalar kıza cezada muhakemesi yapıldı. evlenmek teklifinde bulunan ihtiyar âşık, Hırsızlığa teşebbüs suçu sabit görü nihayet evvelki akşam, tekrar Anjelin yolemiyen Mordo, Hasanı ısırarak yarala lunu beklemiş, gördüğü soğuk muamele maktan 29 lira para cezasına mahkum karşısında kızı, evvelâ arkasından 3 sol olmuştur. göğsü altından da bir olmak üzere derin Adi hakaretten... biçak yaralarile öldürmüştür. Taksimde Vasil ve Zerohiye aid aKatil Adliyede partımanm bir senelik icar bedelini üopen.jdün ö^leden sonra asliye bj> Leylâ isminde bir kadın almış, fakat rinci cezaya getirilerek sorguya çekilmişmal sahiblerine vermemiştir. tir. Katil: «Poliste söyledim. Daha ne Vasil v« Zerohi bu parayı Leylâdan anlatayım» diyerek ifade vermekten immüteaddid defalar istemişlerdir. Son defa parayı vermesi için müracaat et tina etmişse de bilâhare şunlan söylemiştikleri zaman, Leylâ, mal sahiblerine tir: « Sabahleyin yanıma iki bıçak alhakaret ederek parayı bazı sebeblerden dolayı vermiyeceğini sureti kat'iyede dım ve evden çıktım. Ben mezeci oldu bildirmiştir. Bunun üzerine Vasil ve Ze ğum için ekseriya yanımda bıçak taşırım. rohi, Leylânın kendilerini dövdüğünü, Taksimde bir arkadaşımın dükkânına hakaret ve emniyeti suiistimal ettiğini gittim, oturdum. Akşam yirmide Anjeiddia ederek mahkemeye müracaatte lin oturduğu Çimen sokağmda onu bekbulunmuşlardır. lemeğe başladım. Bir de ne göreyim AnBir müddettenberi asliye üçüncü cezada devsm eden bu valç'anm muha jel yanmda iki erkekle bana doğru ge kemesi dün sona ermiştir. Heyeti hâ liyor. Beni görünce: « Terbiyesiz, edebsiz herif, gene mi kime, dövme, sövme ve emniyeti suiistimal keyfiyetlerini sabit görmemiş ve karşıma çıktın? diye bağırdı. Yanmdaki Leylâyı yalnız adi hakaretten 3 gün erkekler de bana hücum ettıler. Bu esnada hapse mahkum etmiştir. Mahkumiyet ben de gayriihtiyarî cebimden çıkardığım tecil olunmuştur. bıçağı Anjele birkaç defa sapladığımı Devlet eşyasını çalanlar hatırlıyorum.» •Sorgudan sonra Ropen tevkif edilmişDenizyollan idaresine aid bazı eşya yı çalmaktan suçlu sabıkalı Salih ve tir. Diğer taraftan Tabibi Adil Enver Kabilerek mesruk eşyayı satm almaktan ran, Anjelin aldığı yaralardan öldüğünü suçlu sabıkalı Kadrinin dün neticelen tesbit ederek cesedın defnine izin ver dirilen duruşmalarında Salih hırsızlık miştir. tan bir ay on gün, Kadri de 29 gün hapse mahkum edilmislerdir. VİLÂYETTE Muamele vergisi kanununda yapılacak olan değisjklikler üzerinde bir taraftan Ankarada hazırhklar devam ederken diğer taraftan şehrimizde de sanayiciler Maliye Vekâletine yapılacak teklifler üzermde temaslarda bulunmaktadırlar. Gelecek hafta bu hususta Maliye Vekâletile görüşmek ve tekliflerde bulunmak üzere bütün sanayi zümrelerini teşkil edecek ikişer murahhastan mürekkeb büyük bir heyetin Ankaraya gitmesi takarrür ermiştir. Öğrendiğimize göre, gerek Maliye Vekâletinin noktai nazarı, gerekse sanayi cilerin arzusu muamele vergisinde halen esas olan yüzde on nisbetinin ve bunun ölçüsünü teşkil eden beygir kuvveti ve amele miktarının tamamen terkile her sınaî müessesenin iş hacmine göre yapı lacak bir tahakkuk üzerinden maktu vergi alınmasıdır. Muhtelit birer heyet tarafmdan yapılacak bu nevi tahakkukların erbabı sanayii sıkmıyacağı anlaşılmaktadır. Yeni şekilde bugün vergi ile mükellef olmıyan küçük sanayi de vergi verecek, fakat vergi nisbeti, küçükten büyüğe doğru bütün müesseselerde iş hacmine >?öre dcsisecektir. Tiftik, hububat ve Sevgılisını olduren Muamele vergisi ihtiyar âşık yapağı •için... için bir formül Siyasî icmal Londra müzakereleri ondrada İngiliz ve Fransız Başvekilleıı arasmdaki müzakere ler kolaylıkla ilerlemiştir. Çünkü görüşülecek meseleler için evvelce sefirler vasıtasile yapılan temaslarla zemin hazırlanmıştı. Fransa, her şeyden evvel, İngilterenin, Avrupa kıt'ası karasında ne kadar taahhüdde bulunacağını sarih ve kat'î olarak tayin eylemesine lüzum gö rüyordu. Bu cihet taayyün eyledikten sonra işin teknik cihetini, yani iki tarafın çıkaracaklan kuvvetlerin miktan, müş terek kumandası, ham madde ve yiye cek ihtiyaclarının temini gibi teferrüatmı ve tatbikatını kararlaştırmak kalıyordu. Son gelen ajans telgraflannda bildirildiği veçhile îngiltere, Avrupanm karasındaki Fransız hududlannm, tabiî kendileri tarafmdan sebebiyet verilmemiş ve tahrik edilmemiş olması şartına talikan, Almanyanm tecavüzüne karşı müdafaasını deruhde etmiş; fakat Avrupanm karasındaki diğer herhangi devlete aid hududlann müdafaası için herhangi şekilde taahhüd altına girmekten imtina etmiştir. Yani îngiltere Franssnm müttefiki Çekoslovakya yahud diğer bir devlet hakkında bir taahhüdde bulunmaktan prensip itibarile imtina etmiştir. Bu esas karar laştıktan sonra yukarıda bahsettiğimiz teknik teferrüat üzerinde iki tarafın devlet adamlan mutabık kalmışlardır. Bu kararlann Almanya ile Italyaya karşı bir tecavüz mahiyetinde tefsir edilmemesi için Berline ve Romaya bildirileceği muhte mel bulunuyor. Çekoslovakyanın hududlarını müdafaa için îngiltere bir taahhüdde bulunmamakla beraber bu meseleye karşı takib edilecek politika hakkında gene Fransa ile anlaşması icab etmektedir. Malumdur ki îngiltere, Çekoslovakya hükumeti üzerinde Südet Almanlarına karşı azamî müsaadekârlık temini için defaatla tesir yaparak bu mesele ile kendisi de filen alâkadar olmuştu. Çekoslovakya meselesi halihazırda Avrupanın en nazık ve tehîıkelı meselesi olduğundan îngiliz ve Fransız devlet adamlan prensip işlerini hallettikten sonra, ilk gün, bu mesele ile meşgul olacaklardı. Lâkin son dakikada Çekoslovakya hükumeti Paris sefiri vasıtasile iki mühim muhtıra vermiş olduğundan yeni bir vaziyet ve esas bulunması ihtimaline binaen meselenin bakılması sona bırakılmıştı. Fakat diğer Avrupa meseleleri hak < kmda pek çabuk kararlara gelmişlerdir. Bunlardan en mühimmi İspanya mese lesidir. Fransa, Pirene hududunda, ecne* bi müşahidlerin nezareti altında, İspan * yaya. silâh ve gönüllü gitmesini menetmeK için muayyen bir müddetle kontrol konulmasına muvafakat etmiştir. Bu suretle ademi müdahale komitesinin tekrar toplanıp kararlar ittihaz eylemesine bir mâni kalmamış demektir. Malumdur ki İngiliz * İtalyan anlaşmasının tatbikı için konulan iki şarttan biri komitenin vereceği karara göre, îtalyan gönüllülerinin geri alınması ve buna vakit yetişmediği takdirde harbin bitmesile hep birden çekilmesi vardır. Bu şartın tahakkuku için artık imkân hazırlanmış bulunuyor. Londradaki kararlann Avrupa politikası üzerinde büyük tesiri ve sulhun mu • hafazasına yardımı olacaktır. Mayısın dördünde toplanacak Küçük îtilâf kon feransı ve mayısın dokuzunda toplanacak Milletler Cemiyeti meclisi Londradaki mukarrerata göre, kat'î kararlara varacaklardır. Şimdilik Küçük îtilâf İtalya ile münasebatını yoluna koymakla meşguldür. Bunun için Çekoslovakya, İtalyat Kralmm Habeşistan împaratoru ünvanını tanımıştı. Şimdi de Romanyanm yenî Roma sefirinin itimadnamesi de bu ün * vanı kayid ve kabu! etmiştir. Müzakerelerin ikinci safhasında Çe * koslovakya meselesmin esaslı surette görüşüldüğü anlaşılıyor. Çünkü îngiltere ile ile Fransanm Çekoslovakyadan Südet Almanlanna îsviçredeki sisteme müşabih bir yolda muhtariyet verilmesini taleb etmeğe karar verdekileri Havas ajansı tarafndan tebliğ edilmiştir. Çekoslovakyanın İsviçre gibi federal bir hükumet olmasma aid karar Amerikada dahi memnu niyetle karşılanmışhr. Londra müzakereleri Avrupa sulhunun sağlamlaştırılma * sma doğru mühim bîr adım olmuştur. L sor. Nidüğünü ben biliritn» demekten utanmazlardı. Nakilci de işte bu cibillette bir adamdı. Palasile iffetini parçaladığı, kendi elile işret sofrası başma oturttuğu bir kadını aşk sandığı bir iştiha feveranı sırasında nikâhladığmdan dolayı şimdi nedamet gösteriyordu, bu hareketten şerefine kir geldiğini sanıyordu. Başka bir adam böyle bir zanna kapıldığı zaman vücudün den sinirlendiği kadını kapıdışarı etmekle işin içinden sıynlırdı. Fakat Nakilci, muvaffak olmuş cinayetler yüzünden doğma derin ve engin bir gurur sebebile o basit çareye baş vuramıyordu. Macerasını bi lenlerin de bilgisini ortadan kaldırmak gibi gülünc bir emele kapılıyordu. Gülhaneli Hüseyin odaya girince o, işte bu kanşık düşünceler içinde kıvıanıp duruyordu, delikanhyı soğuk bir tavırla kabul etti: Otur, dedi, bu gece seninle başbaşa kalmak isterim. Hüseynin solgunluğu henüz geçmiş değildi. Seheri, Nilüferi, Şerifeyi, Padişahı bir yana bırakarak saatlerdenberi Topçu Mustafayı düşünmekle oyalanmıştı. Nakilcinin sözünde durarak onu öl dürmüş veya öldürtmüş olması ihtimalini hatırladıkça idraki ağlamış, vicdam ağlamış, ruhu ağlamıştı. Ona, o yiğit adama yardım etmek istiyordu. Lâkin beynini yerinden oynadısıya düşündüğü halde bu dileğini tabnin edecek bir çare bula mamıştı. Ne kendinde, ne de hâdiseleri söyliyerek heyecana getirmeği bir aralık düşündüğü Padişahta Nakilcinin kararını önlemeğe kâfi kudret göremiyordu. Bu düşünce onu zıvanadan şıkarır gi O sebeble odasına kapanıp boyuna ağlabi oluyordu. O güne kadar yaptığı na mış ve Topçu Mustafa için Allahtan yarmussuzluklardan, işlediği cinayetlerden, dım dilenip durmuştu. Bu vaziyette Nakilcinin yanına çağıdöktüğü kanlardan, yıktığı ocaklardan utanmıyordu, üzülmüyordu. Zira onlar rılmış bulunuyordu, ilkin o davete hasiçinde yaşadıgı muhit tarafmdan yiğitlik talığını bahane ederek icabet etmemek telâkki olunmuştu. Fakat uçkur namusu istedi. Sonra gaddar zorbanın kendi yabahsinde gaflet edic de gösterdiği kayid nma geleceğıni düşünerek bu hkrı manasizlikteh çıldırasıya azab duyuyordu. sız buldu. Ayni zamanda ölüme mah Muhit ve zaman bakımından bu muha kum gencin akıbetini de öğrenmek istiyorkeme tarzı, şüphe yok ki, doğruydu. Göz du. Ondan ötürü yüreği kabara kabara le, dille, elle, kalemle de namussuzluk ya odaya gelmişti. Nakilciyi pek somurtgan pılabileceğine o devirde inanılmazdı. Şu görünce içine garib bir sevinc yayıldı. nun bunun kızına, ogluna yer gibi, ısırır Çünkü o somurtganlığı hayre yormuştu gibi bakmaya çeşmiçerez, yahud göz zi ve ölüm hükmünün henüz yerine getirilnası derler ve bu kepazeüği hoş görürler mediğine bürhan saymıştı. Ağanın ho di. Komşunun evine gireni, çıkanı taras murdanır gibi konuşmasından da ayni müsud etmeği vazife telâkki ederlerdi. Kü lâhaza ile neş'e aldı, dem tablasının ba çük bir menfaat için en büyük yalanı söy şına oturdu, sezinsediği güzel hakikati o lemekten çekinmezlerdi ve bunu ya akıllı çirkin herifin ağzından duymıya hazır lık, yahud siyaset sayarlardj. Buna mu landı. kabil, tehlikesiz yaşamanm dil perhizi Fakat Nakilci, onun umduğu ve bekyapmakla mümkün olacağını selâme lediği, müjdeye temas etmedi. Hatta baştülinsan fi hıfzıllisan şeklindeki arabca fet ka mevzua da i!gi göstermedi, uzun bir va mucabince kabul ederek yüksek mev dalgmlıktan sonra elile şarab kâsesini göskide bulunanlann hırsızlıkları, edebsizlik terip homurdandı: leri, zulümleri hakkında ağız açmazlardı. Doldur, ver. Sen de iç!.. Şairlerin umduklan lutfu göremedikle Şimdi muhavere yoktu, meşhur tabirle rinden dolayı şunu bunu hicv için yaz dıkları müstekreh, müslehcen şiirleri ise müdavele vardı, boyuna kadeh tokuştu edebî mahiyette bulunup namaz suresi gibi ruluyor, testi boşaltılıyordu. Korkunc harıl harıl okumaktan geri kalmazlardı. zorba hemen hemen fasılasız içtiğinden ve içirdiğinden Gülhaneli Hüseynin yüBunlar ve bunlara benzer işler namus zündeki solukluk geçmiş, yanaklarına tatsuzluk sayılmazdı. Namus ancak uçkur lı bir kızıllık gelmişti. Şuuru hep Topçu da aranırdı. İşin hem garib, hem feci ta Mustafayla meşgul olduğundan şarabm rafı bıçağına, parasına ve nüfuzuna da tesiri yalnız deri üzerinde tecelli ediyoryanarak masum gencleri baştan çıkaran, du, beynine hâkim olamıyordu. Genc aIzmirde çiftçilere yardım kirleten namussuzlarm sonra o mazlum dam, daha on testi devirse, sabit bir fikİzmir (Hususî) Ziraat Bankası. ları namussuzlukla itham etmeleri ve töh rin esiri olduğu için, sarhoş olamıyacak met vesikası olarak da kendi cürümlerini bir durumda buluüuyor gibiydi. bütün bağlarm bugünkü ihtiyacını ve piyasaileri sürmeleri idi. Bu gibiler o mazlum düşüncesi fırsat bulup Mustafa işini an da yükselmek istidadını gösteren fiatları nazarı itibara alarak kredi koope gencleri şuna buna göstererek: «Bana lemıya münhasırdı. (Arkası var) ratifleri için göztaşı getirtmiş ve ortaklara kilosunu 14 kuruştan satmağa başlamıştır. Halbuki. banka haricindeki fiat 17,5 22 kuruştur. Fiatlarda her hangi anormol hareketlere meydan veril miyecek ve bu gibiler hakkında taki bat yapılacaktır. Pamuk tohumu: Ziraat Vekâleti, tz mir Ziraat müdürlüğünün teşebbüsü üzerine bu s«ne de müstahsile akale cinsinden pamuk tohumu tevziini emret miştir. Tohum, esasen ziraat dairesin de mevcuddur. Her çiftçi, mahsulü elde ettikten sonra, almış olduğu tohumu geri verecektir. ECNEBİ MEHAFtLDE 40 Alman gazetecisi geliyor Kırk Alman gazetecisinden mürek keb bir heyet salı günü Romanya va purile şehrimize gelecektir. Orta ve cenubî Avrupada bir tetkik seyahati yapmış olan Alman gazetecileri memleke timizde de tetkiklerde bulunacaklardır. Heyet arasmda müteaddid tanınmış şahsiyetler de vardır. Alman kolonisinin toplantısı 1 mayıs bayramı münasebetiie îstanbuldaki Alman kolonisi bu gece saat 20.30 da Tetonya kulübünde toplana caktır. Profesör Sprehn bu münasebet le bir nutuk irad edecektir. Alman sefarati matbuat ataşesi doktor Drumond Şmit mezunen memleketine gitmiştir. DENIZ tŞLERÎ Denizyollan müdürünün tetkikleri Mudanya hattım tetkike giden De nizyolları müdürü Raufi dün öğleden sonra şehrimize dönmüştür. Denizyollan müdürü sırasile Bandırma, İzmir, Mersin ve Karadeniz hatla rını da tetkik edecektir. Bu tetkikler, ayın on beşinden itibaren gelmeğe başlıyacak olan yeni vapurlarımızla tertib edilecek olan postalar ve bunlann tarifelerinde yapılacak umumî değişiklik lerle alâkadardır. CEMtYETLERDE Seçimleri geri kalan cemiyetler Geçen iki hafta içinde heyeti idare Ierinin yeniden seçilmesi için teşebbüs edilen cemiyetlerden dördünde ekseri yet olmsdığmdan bu seçimler geri kalmıştır. Bunlardan Fırmcılar cemiyeti seçimi varın tekrar edilecek ve bundan sonra Berberler, Kapıcılar ve Lokan tacılar cimeyetlerinin seçimleri yapılacaktır. Runien gemi süvarilerinin bir ziyareti Havuzlanmak üzere limanımıza gelen bir Rumen ganbotile denizaltı gemisi süvarilerı. dün Vilâyete giderek Vali muavini Hüdaiyi ziyaret etmişlerdir. Gemiler, dün havuza alınmışlardır. Havuzlanma ve tamir bir ay kadar süre cektir. Ayağmdan yaralandı Evvelki gün saat 16,30 da Kalafatyerinde kazancı İsmailin atölyesinde çalışan Sadi, atölyeden almış olduğu bir saçı Kalafatyerinde tamirde bulunan Samsun vapuruna götürüp merdiven den çıkarken ayağı kaymış, ayağından ağır surette yaralanmıştır. Avcılar ve Atıcılar Birliğinîn kongresi Sen Benuva orta okulunda verilen müsamere Muharrem Feyzi TOGAY îzmirde göçmenlere 550 ev verildi îzmir (Hususî) Göçmenler için bir sene evvel inşasma başlanan 550 evin inşaatı sona ermiş, muvakkat kabulleri de yapılmıştır. Kat'î kabul muamelesi ve göçmenlere tevzi günleri yakındır. Göçmenler, hükumetin gösterdiği alâka ve yardımdan çok mütehassisdirler. Çünkü kendilerine yiyecek ve to humltfk buğdaydan başka, bilhassa çok ehemmiyet verdikleri çift hayvanları da dağıtılmağa başlanmasıdır. Şimdiye kadar 750 öküz ve 60 beygir dağıtılmıştır. Daha epeyce tahsisat vardır. Tevziata devam edilecektir. Kuyuya düşthuş! İzmir (Hususî) Menemenin Seyrek köyünden Abdurrahman nammda birisi, gece vakti bağlar arasmda dolaşır ken bir kuyuya düşerek boğulmuş, öl müştür. Diinkü yılhk kongrede bulunanlar İstanbul Avcılar ve Atıcılar Birliği, bulda da poligonlar acılması için, Vali M. dün, Sirkecideki merkezinde yılhk top Üstündağın evvelce yaptığı vaidlerden lantısını yapmıştır. istifadeye karar verilmiştir. Müteakıben Kongre riyasetine operatör Murad yeni idare heyeti seçimine geçilmiş ve Ibrahim secildikten sonra idare heyeti reisliğe AIi Kunt, azahklara da Sami îsraporu okunmus ve tasdik edilmiştir. Bundan sonra balık meraklılarının de cemi mail, Seyfi Cenab, Turhan, Necib Beyete kabulü arzusu izhar edilmis ve şehir ri, Hulusi Gür, Sabri Subaşı intihab eplânı tesbit edildiği cihetle artık İstan dilmiştir. Cum hur iyet Sen Benova Kız Ortaokulu talebeleri, dün okulun toplantı salonunda bir müsamere vermişlerdir. Müsamereye Istiklâl marşile başlanmış ve (Ümidin okulun da) adh piyesle (Sert bir anne) ismindeki komedi temsil edilmiştir. Talebe her iki temsilde de büyük bir muvaffakiyet gostermıştır. Bundan sonra okulun ilk kısım talebeleri türkçe şarkılar söylemişlerdir. Küçük yavruların okudukları bu şarkılar çok alkışlanmıstır. Yukarıdaki resimde müsamereye iştirak eden talebeleri görüyorsunuz. Abone şeraiti Nüshası S kurnştur Türkiye Harie icin için 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik 1450 » 750 » Alü aylık 800 • 400 » Üc avlık 150 » Yoktur Biı aylık