CUMHTRIYET 28 Nisan 1938 RADYO MUSAHABELERi Makinelerdeki muhtelif band grupları Yazan: ORHAN SAL1H NUR S.ianMm bi H,sal. j Çoban Mehmed Güreşçimiz, dün gece Estonyabya yenildi, üçüncü oldu Tallin 27 Avrupa güreş birincilikleri müsabakasmda Çoban haric olmak üzere Türk güreşçileri tasfıyeye uğra mıştır. Mustafa hastalandığından hiç güreşmemiş ve Mersinli de sakatlana rak güreşi bırakmıştır. Çoban sıfır puvanla şimdilik başta gelmekte ve ondan sonra Estonyalı Kotkas bir fena puvanla ikinci, İsveçli Minan 3 fena puvanla üçüncü ve Letonyalı Bitaks gene 3 fena puvanla dördüncü gelmektedir. Bandırma açıklarnda bir deniz kazası IBaştaraft 1 ind sahifede] Kazanın mahiyeti hakkında dün şehrimize gelen malumata göre, evvelki akşam saat 20,5 ta 168 yolcu ile limanımızdan hareket eden Saadet, her zamanki gibi, çarşamba sabahı Bandırma limanına vâsıl olmak üzere hafif seyirle Marmarada yol almağa başlamıştır. Saadet geceyarısmdan sonra sisli mmtakaya girmiş ve emniyet tedbirleri alarak yoluna devam etmiştir. Kapıdağ yarımadası önüne gelen vapur, bu civardaki serpinti kayahkların üstünde bulunan feneri görememiş ve Fener adası namile anılan kayalıkların üzerme bindirmiştır. Vapurda bulunanların gittikçe artan telâş ve endişeleri arasında «Saadet», evvelâ kendi vesaitile kurtulmağı tecrübe etmiş, fakat sonra muvaffak olamayınca bu tehlikeli işten vazgeçmistir. Bu andan itibaren durmadan imdad istiyen vapurun düdükleri, civardan geçmekte olan iki motör tarafından duyulmuş ve heyecanlan son haddı bulan bütün yolcular kurtarılmıştır. Bu sene kısın bir defa daha karaya oturan Saadet vapuru, 900 tonluk bir gemidir. Denizyolları İdaresine Vapurculuk Şirketinden devren gelmiştir. Mühim bir yara almadığı anlasılan «Saadet» in kurtarılabıleceği kuvvetle ümid ediliyor. Turk Gemi Kurtarma Şirketinin Hora tahlisiyesi, dün akşam kaza mahalline gönderilmiştir. Kaza hakkında mütemmim malumatm bugün gelmesi muhtemeldir. Adanada Adliye binası Vilâyetin ihtiyacile mütenasib yeni ve modern bir bina yapılmasma karar verildj Çoban, üçüncü oldu Tallin 27 Estonyalı Kotkas, Türk Mehmed Çobanı tuşla yenmiştir. Bu suretle Kotkas ağır siklet birinciliğini almıştır. Çoban üçüncü olmuştur. Hiisnü ve Hakkı, Beşiktaş kulübünden istifa ettiler Beşiktaş kulübünde idare heyetıle birinci futbol takımı arasmdaki ihtilâf tekrar alevlenmiş ve Hüsnü ile Hakkı kulübden istifa etmişlerdir. Bu çesid ihtilâfları teessür ve teessüfle karşılama mak elden gelmiyor. T. S. K. tstanbul Bölgesi Voleybol Ajanlığından: Her radyo kullananlar için pek malum olan mevceler anahtarı nedir? Ve niçin bazı radyolarda ikiden ziyade irtibatlı mevce anahtarlan mevcuddur? Daha radyo ilk harcıâlem olmağa başladığı zaman böyle mevceler anahtarı denilen birşey mevcud değildi, çünkü o zamanlar radyo istasyonlan umumiyetle uzun mevce üzerinden neşriyatta bulunurlardı, yani 750 2200 metre uzunluğunda mevce intişar eden istasyonlan almak için mevceler anahtarı gibi tertibata hacet yoktu. 750 2200 metre arasmdaki neşriyatı yalnız bir bobinle almak ve bütün istasyonlan iyice tefrik etmek kabüdir. Fakat radyo sanayii inkişafa başlaymca derhal orta dalgalar yani «Broad Cast> istasyonlan kurulmağa başlandı, nitekim bu orta mevceli istasvonlarm iyiliğinden Şımalî Amerikahlar hemen istifade ederek, bütün istasyonlarım orta dalgalar üzerine inşa ettiler. Ayni zamanda diğer taraftan Avrupalılar da ayni usulü kabul etmeğe başladılar. Orta dalgalarda beher sada mevcesine isabet eden elektrik mevcelerinin adedi diğerlerine nisbeten fazla olduğundan sada daha iyi olarak yani kendi ihtizaz karakterini değiştirmeden ve daha kolay olarak uzak mesafeye sevkedilebilir. Bilhassa bunun için orta dalga olarak 200 500 metre arasmdaki mevce intişaratı kabul edilmiştir. Bu defa 200 le 2200 metre arasmdaki intişaratta bulunan mevceleri almak tek bobin ve kondansatörle kabü olmadı ğmdan radyolara ayrıca bir orta dal galan alabilecek bir bobin ilâve edilmesi lâzım oldu. Bunun üzerine bir mevce anahtarı konup iki band yani iki grup mevce ile radyo işlemeğe başla yınca radyo makinelerinde şu gibi zorluklar hasıl oldu. Beher band için kullanılan bobin tel sargılarına ayn ayrı meksüe aleti konmak icab edince radyo aletinin içinde lüzumundan fazla yer işgal edildiğinden bu iki işi görecek tek grup meksife kondansatör aleti kullanılması iktısadî ve ayni zamanda fennî noktai nazardan daha elverişli görünerek bu hususta tatbikata geçildi ve el'an bugüne kadar daha birçok «band> grup mevceler olduğu halde bu usul her yerde kullamlmaktadır. Bütün tekâmül etmiş makinelerde istasyon ları arama düğmesi bir tanedir. Yukardaki şekilde görüldüğü gibi onun da altında mevceler FJiahtanmn düğmesi vardır, bazı radyolarda bu düğme radyonun diğer tarafmda bulunabilir. Farzedelim ki bu mevceler anahtanm uzun mevceli istasyonlar üzerine getirdik. Radyonun (kadran) istasyon iş'ar levhasında iş'ar iğnesini sağdan sola doğru çevirmekle iğne bir baştan diğer bir başa kadar seyrini yapmca 750 2200 metre arasmdaki istasyonlar radyoda dinlenilebilir. Orta dalgalarda aynen mevceler anahtarı orta dalgalar grupuna çevrilerek 200 550 metre arasmdaki istasyonlar ayni kadran üzerinde bulunur. Çünkü orta dalga bobin yani tel sargılarına muvazi olarak konan ayrıca bir meksife aleti orta dalga bobinlerini aynen uzun dalga bobinlerinmiş gibi kadranda iş gördürür. (Fakat bu ufak meksife aleti istasyon bulma meksife aletinden başkadır.) Yalnız ona yardımcı olarak çalışır. Bilhassa şimdiki radyolarda bu iki grup mevcelerden maada kısa mevce grupu mevcuddur. Bu ise 15 50 metre bazı radyolarda ise 13,5 50 metre arasmdaki dalga intişar eden istasyonlan alır. Bu son vaziyete göre modern radyolardaki kadran üç grup mevceyi idare etmeğe mecbur kalıyor. 30/4/938 cumartesi günü Alemdar caddesinde kâin Y. M. C. A. salonunda yapılacak voleybol teşvik müsabakaları şunlardır: Eyüb Hilâl saat 15, hakem îlhami Bandırma muhabirimizin telgraft Dün Bandırma muhabirimizden de Polater. İstanbulspor Fener Yılmaz saat kaza hakkında şu telgrafı aldık: 15,30, hakem İlhami Polater. Bandırma 27 İstanbuldan limanımıza gelmekte olan Saadet vapuru, sis Âyan azasından Borah, Ame yüzünden Bandırmaya 8 mil mesafede Fener adasının kayalıklanna bindirmişrikanın deniz teslihatına tir. Vapur bütün çalışmalara rağmen muarız kendi vesaitile kurtarılamamıştır. VapurVaşington 27 Âyan azasından Bo da bulunan 168 yolcu, çorabcı motörleri rah mecliste Amerikan bahriyesinin inkişaf projesine itıraz ederek bu proje tarafından kurtarılarak Bandırmaya genin yabancı hükumetler tarafından bir tirilmistir. Geminin batma tehlikesi yoktecavüz siyaseti alâmeti telâkki edile tur. Rahnesi olmadıgı söyleniyor. ceğini ve deniz silâhları yanşmın art Holandada diplomatlar masına sebeb olacağım söylemiştir. Borah, İngiliz siyasetinin diktatörlüklerle konferansı demokrasiler arasmda ihtilâf çıkması Lâhey 27 Hariciye Nazırı, Holan tehlikesini bertaraf ettiğini ve İngiliz danın Londra, Berlin, Parıs ve Brüksel İtalyan itilâfının «kuvvetlerin yeni bir mümessillerini 13 mayısta Lâhey'de muvazenesi ve müşterek emniyet na Hariciye Nezaretinde akdedilecek olan zariyesinden feragat» mahiyetinde ol bir konferansa davet etmiştir. Bu kon duğunu ilâve eylemiştir. ferans esnasmda Holandanın haricî siNetice olarak Borah, Japonyanm otuz yaseti hakkında görüşülecektir. sene evveline nisbeten daha az tehlikeli Holandada şimdiye kadar böyle bir olduğunu, çünkü «şimdi pek meşgul» diplomatlar konferansı akdedilmemiş tir. Bu ilk konferanstan hasıl olacak tecGrup mevcelerin fazlalığmdaki en olduğunu söylemiştir. rübe neticesinde bu usule devam edilmakul maksad beher grup mevcelerine uzunluktaki intişaratta bulunan istas mesinde bir fayda olup olmadığı anla isabet eden elektrik aksülâmel kuvveti muhtelif kıymette olduğundan 15 yonlarm hepsi ufacık kadran mesafe şılacaktır. metrelik bobin endüktans aksülâmel sine sığması lâzım olurdu ki istasyonIngilterenin harb stoku kuvveti 2200 metrelik mevcevı alan bo lar birbirlerine karışarak seçmenin imLondra 27 Büyük Britanyanın binin endüktansına nazaran pek cüz'î kâm olmazdı. Bunun için 15 2200 metre uzunluklarmdaki intişarat ancak as yiyecek ve silâhlanma için de iptidaî birşeydir. Aslına bakılırsa yukarıda yazıldığı gibi beher grup mevceye ayrı garî olarak üçe taksim edilebilir. Bu maddeler stoku vücude getireceğine dair ca meksife aleti lâzım fakat bu alet bir makul esasa göre yeni yapılan radyo maliye nazırının beyanatı bilhassa gazeolunca 15 50, 200 550 ve 750 2200 ların en tekâmül etmişlerinde grup telerin nazan dikkatini celbetmektedir. metre uzunluğundaki intişarat ayni mevceler 5 7 taksimata göre yapılır. Deyli Telgraf gazetesine göre, daha meksife aletile idare edilmektedir. Şim Bunların ilk bandı 7,5 15, 13,5 50, simdiden bir milyon tonluk zahire ve 400 di bahsedilecek diğer bir nokta radyo 50 200, 180 550 ve 750 2200 olmak bin ton da seker stoku yapılmıştır. da 15 50 metre kullanılırken kadranm üzere 7,5 metrelik mevceden 2200 metDeyli Meijl, zahire stokunu iki miliş'ar iğnesi baştanbaşa koşuncıya ka relik mevceye kadar 5 grupa taksim edilmekle radyonun istasyon seçme ev yon ton olarak tahmin ediyor. dar yani bir taraftan diğer bir tarafa Deı/li Herald, gezetesi de mevcud zatam seyrini yapmcıya kadar 15 nakıs safı kadran üzerinde daha fazla mesafe katetmekte olduğundan bu 5 grup hire stokunun bir harb takdirinde Büyük 50 müsavidir. 35 metrelik mevce farklarını kadranda göstermeğe mecbur mevceli radyolar üç grup mevceli rad Britanyaya üç ay yeteceğini yazıyor. kaldığı gibi mütenazıran orta dalgalar yolardan karekter itibarile daha fazla için 550 200 müsavi 350 ve uzun dal istasyon alabilirler. Şüphesiz 5 band o«Demir muhafızlar» hâlâ galar için 2200 750 müsavidir. 1450 lan radyolarm teşdid emsali iyi oldufaaliyette mi bulunuyor? metre, şu halde radyonun kadramnda ğu takdirde hakikaten bir harika gibi dünyanın bütün kuvvetli istasyonlarım 35, 350 ve 1450 metre gibi büvük farklı Bükreş 27 Bugünkü gazeteler, Deistasyonlar bulunduruluyor. Şayed bîi alabilirler. İstasyon seçme meksife ale mir muhafız teşkilâtının kanunen fes tün mevce uzunlukları bir bobinle kul tinin üç gruplu olması ve almacak rad hinden sonra da fesadcı ve devletin ve lanılması icab etmiş olsaydı fennen yoların 3 ten ziyade bandlı olması tav milletin menfaatlerine muzır hareket gayrikabil olduğundan maada misal ol siye edilir. lerde bulunduğunu ispat eden yeni vemak üzere söyliyorum 15 2200 metre sikaları neşretmektedir. O. Salih Nur yordu. Beni görünce şaşırdı. Koştu, yanıma geldi: Sittî, dedi, rahatsız mısınız? Hayır, rahatsız değilim. Sana bir şey soracağım. Azıcık içeri gel. Abdu girdi. Madalyonu kendisine gösterdim: Bu çocuğu tanır mısm Abdu? diye sordum. İhtiyar, resmi eline aldı, bakh, sonra başını kaldırarak hayretle bana baktı: Sittî beni bunadı zannediyor gali ba, dedi. Bu çocuğu tanıyor musun diye niçin sordunuz sittî? Bu çocuğun adını biliyor musun? Ben değil, bu evde kime sorsanız, hepsi bilir. Kimdir? Söylesene canım, ne bekliyorsun? Yusuf Haddad Bey. Hayret sırası bana gelmişti. Abdu, şaşkınhğımı, cevabının iyi anlaşılmadığı şeklinde tefsir etmiş olacak ki, tekrar etti: Yusuf Haddad Beyin yedi sekiz yaşındaki resmidir bu! Abdu gittikten sonra, madalyondaki resmi seyrederek derin derin düşünmeğe başladım. Çok uzakta zannettiğim, ve yüzünü görmekten ümidimi kestiğim bu çocuk, demek aylardanberi yanmda yaşadığım kocamm kendisi imiş de benim bundan haberim yokmuş! Fakat, bizzat Yusuf Haddad, benim memnun olacağımı bildiği halde bu hakikati benden ne diye gizlemişti? Hatta, yalnız gizlemekle kalmamış, çocukluk arkadaşımm öldüğünü söyhyerek, onu bana unutturmağa bile çalışmıştı. Acaba hangi zalim düşünce onu bu harekete sevketmişti? Bana karşı duyduğu aşkın, çocukluk hahrasına bağlı kalmaklığım olduğunu söyîiyen kocamın, bu sözile o hareketleri arasmdaki tezad ne idi? Adana Adliyesinin şimdiki köhne binası Adana (Hususî) Adanada, vilâye na bir yeri yoktur. Alt kısmı buğday tin ihtiyacile mütenasib güzel bir Ad ambarıdır. Mühim mahzurlardan birisi liye binası yaptırılması takarrür et de, maznunların epeyce uzakta bulunan miştir. Seyhan Adliyesi yakın zamana cezaevinden kollan kelepçeli olarak okadar hükumet konağı yanmda Bele raya kadar götürülmeleridir. diyeye aid eski bir binada bulunuyorYeni Adliye binası, şimdiki hapisa « du. Bu binanın çökmesi ihtimaline dair nenin bulunduğu yere inşa edüecek ve verılen fen heyeti raporu üzerine, Adli bütün bu mahzurlar ortadan kalkmıg ye dairesi Buğdaypazarı yanında, yu olacaktır. İcra dairesi de şimdiki halde, karıda resmini gördüğünüz kira evine Seyhanm her taşmasmda evrak mah taşınmıştı. Bu ev kış, yaz pazar mey zenine su dolan ve keza kira ile tutulan danmm tozuna maruz olduğu gibi, ih bir binada çalışmaktadır. Tekmil da tiyacı karşılamaktan çok uzaktır. Ge irelerini bir araya toplıyacak olan yenî lişigüzel taksim edilmiş irili ufaklı bir Adliye binası bu sene içinde kurula kaç odadan mürekkebdir. Salon namı caktır. Edirne kızları arasmda spor taammüm ediyor Edirne (Hususî) Şehrimızdeki spor hareketleri gittikçe genişlemektedir. Senelik Sarayiçi güreslerile Trakyanın alaturka pehlivan kaynağı olan Edirnede şimdi kızlarımft'arasında da taammüm eden modern sporlarla meşgul olanlar pek çoktur. 23 nisan bayramı münasebetile tertib edilen geçid resmine kızlarımızdan tenisçi ve atlet kıyafetile bir grup iştirak etmiştir. Kızlar, bu kıyafete bir gösteriş için girmediklerini öğleden sonra yapılan müsabakalara iştirak etmek suretile isbat etmişlerdir. Yukarıki resim bunlardan bir gruDU göstermektedir. Istanbulsporun Edirnedeki temaslari İstanbulspor ve Lise Hakimiyeti Milliye ve Çocuk bayramı münasebetile Umumî Müfettiş General Kâzım Dirik tarafından muhtelif spor müsabakaları yapmak üzere Edirneye davet edilen İstanbulspor kulübü id mancılan evvelki gün şehrimize dön müşlerdir. Kırk yedi kişilik büyük bir kafile ile bu seyahati yapan san siyahlı gencler orada atletizm, voleybol, basketbol ve futbol müsabakaları yapmışlardır. At ce, üzerimde, kızgın bir demir tesiri yaptı. Daha fazla duramadım. Kapıya atıl dım ve hiçbirşey düşünmeden, yalmayak, kocamın odasma koştum. Oda kapısı önünde tereddüd etmedim. O saatte onun uykuda olması ihtimalini bile akltma getirmedim. Bilâkis, onun da uyanık olduğunu ve beni beklediğini biliyor gibiydim. Bir kapıdan girdim, bir iki adım attım, bir başka kapı daha açtım... Şimdi, bir sabah, kendimi nefret ve istikrahla içinde bulduğum odanın eşiğindeydim. Tahmin ettiğim gibi, kocam uykuda değildi. Yatağma h ile yatmamıştı. Bir koltuğa oturmuş, acı düşüncelere dalmış görünüyordu. O beni görmeden ben onu gördüm ve büyük bir sevgi ve şefkat ihtiyacı içinde kollarımı ona doğru uzatarak: Yusuf! Diye haykırdım. Yusuf Haddad, bir sıçrayışta ayağa kalktı, bana doğru koş tu ve beni kollan arasına aldı. Geldin mi?.. Geldin mi? Den başka bir şey söyliyemiyordu. Heyecanının büyüklüğünü, bütün vücu dünün titremesinde'n anlıyordum. Yanyana, kanapeye oturduk. Yusuf Haddad başımı göğsüne bastırdı; nasıl takımlan bir arada letizm müsabakalarından bir kısmmı Edirneliler, bir kısmmı da İstanbulsporlular kazanmışlardır. Voleybol maçı 15 9 ve 15 10 Istanbulsporun lehine, basketbol da 21 2 Edirnenin lehine neticelenmiştir. Spor temaslarınm en mühimmini futbol teşkil etmiş, binlerce seyirci önünde cereyan eden maçı 3 1 İstanbulsporlular kazanmışlardır. olup da birdenbire bu karan verdiğimi sordu: € Abdudan her şeyi ö|rendim, de • dim. Resim senin resminmiş. Evet benimdi. Niçin söylemedin? Niçin sakladın> Nekadar sevİBecektim bilsen... Seni hiç, amma hiç üzmiyecektim. Bütün bunlar artık unutuldu yav rucuğum. Artık o günlerden bahsetmiyelim. Şimdi, mes'ud olacağız. Ebediyyen mes'ud olacağız... Artık, bir daha gitmemek üzere bana geldin. Evet, Yusuf, ebediyyen mes'ud olacağız... Fakat, pek maıaktayım, söyle bana, o küçük çocuk resminin senin res min olduğunu niçin benden gizledin? Çünkü, boynunda benim fotogra fımı taşıdığını bilmek benim için bir saadetti. Söylersem, belki öfkelenir, çıkarır atarsm diye korkuyordum. Beyhude korkmuşsun Yusuf I Çünkü!. Sana bir şey söyliyeyim mi? Söyle! Kalbimde senin bir tek rakibiıi vardı. Rakibim mi? Kimdi o rakib? Madalyondaki çocuk resmi! Aşk ve macera romant . 5 7 * KOC/AIM Nakleden: Hamdi Varoğlu zümün önünden bir sinema gibi geçiyordu. Tiyatroyu, aktrisin locasını, sağdaki locadan bana selâm vereıı Özbekiye bahçesindeki yabancı adamı, kocamın loca ya girişini birer birer, ayni vuzuhla ikinci defa olarak görüyordum. Kafam, bu hayaller ortasında yorulup da gözkapaklanm kendiliğbden kapan ır.ağa başlaymca, Maud Assy'yi Yusuf Haddadın kollan arasında görüyor, bu ağır kâbusun tesirile şakaklanm ve avuçlarım ter içinde uyanıyordum. Birdenbire, tavanda bir ayak sesi oldu. Dinledim. İhtiyar Abdu kalkmış, odasında dolaşıyor, giyiniyordu. Onun ayak sesi, bana, madalyon meselesini ha tırlattı.. Bir sıçrayışta yataktan fırladım, arkama bir robdöşambr aldım ve kori dora çıktım. Abdu, o sırada merdivenden aşağı ini Ne yalan söyliyeyim, konuşmamız devam ettiği kadar, başımı onun omzuna dayamak ve ısrarla istedigi müsbet cevabı vermek, birkaç defa aklımdan geçti. Fakat, sebebini tayin edemediğim bir tereddüd, buna mâni oluyordu. Acaba, bu hareketi yapmaktan beni alıkoyan şey, Maud Assy düşüncesi miydi? Yoksa, Yusuf Haddadın gururu, öfkesi, haşin huyları haklıma geliyordu da, bu ileri adımı onun için mi atamıyordum? Maamafih, bu kararsızlık kinden merhamete, nefretten aşka dönen duygularımm hakikî mahiyetini tayin hususundaki te reddüdümden ileri de gelebilirdi. Yusuf Haddad odamdan çıkıp gittik ten sonra, bu fikirler, beynimin içinde uzun müddet dolaştı. Soyundum; yatağıma yattım; fakat uyuyamıyordum. Geceki hâdiseler, gö Düşüncemin bu noktasında, içimin ürperdiğini hissettim. Demek ki, Yusuf Haddad da hem şımarttığı, hem hırpaladığı, çocukluk arkadaşı küçük kızı sevmişti. Şimdi, çocukluk senelerinıizin hatıraları, at sırtmda yarıştığımız, kayıkta gezdi ğimiz günler, birer birer gözümün önün den tekrar geçiyordu. Benim suya yuvarlandığım gün, onun nasıl çırpındığmı hatırlaymca, gözlerime gayriihtiyarî yaşlar doldu. Madalyonu dudaklarıma götür düm. Sonra, kocamı, eski çocukluk arkadaşım ve bugünkü kocam olan Yusuf Haddadı o akşam da bir red cevabile meyus bıraktığımı düşündüm. Bu düşün BlTTt