3 Mart 1938 CUMHURtYET Bütün matbuat, bu asabiyete tercüman olarak: rikalıların coşkun teza«Dört milyon liralık bir klering açığı yüzünden Profesör Hasan Reşid «Bizim tehdidlerden korkumuz yoktur» diyor hüratına vesile oldu Tankut Mersinde çok mü Türk Fransız ticarî münasebetlerinin ziyan görmesi doğru değildir» Şikago, (Hususî) Türkiyenin ileri him bir konferans verdi hamleleri Amerikada büyük bir dikkat ve sempati ile takib ediliyor. Dünya hakikatlerini keskin zekâsile ölçen March of Time'ın meşhur muhabiri Mr. Bryan, geçen hafta Amerikanın güzide halkile siyasî simalarının mensub bulunduklan Rotary Club'de iki saat süren bir konferans vermiştir. Sürekli alkışlar arasmda gösterilen Atatürk filmi de coşkun tezahürata vesile olmuştur. Muhabir, Türkiyede aldığı filmi Şikago'da ilk defa göstermek için bu kulübü tercih etmiştir. iBaş tarafı 1 inci sahifede) içinde kendini şiddetle gösteren ve alâkalan kendi üzerinde toplıyan her motif ezelî Türk varhğının cevherinden bir katre taşımaktadır. Onun içindir ki biz dilimizi ve tarihimizi tetkik ederken herhangi bir zaman hududu içinde çerçevelenip kalmayı ilme ve hakikate aykırı bir noksan telâkki ediyoruz. Garb Türkler'nin tarihini hatta dilini islâmî bir zaman hududu içinde mütalea edanler ancak hu susî ve mevziî tarih yapmak istiyenlerdir. On Asya zaman zaman, merkezî Asyadan kopup gelen Türk dalgalarının sükunet bulup çalkandıklan ikinci bir ana yurddur. Bilinmiyen zamanlardanberi Türk kavımleri birbırini müteakıb ön Asyaya ve Anadoluya gelir ve orada yerleşirler. Onun içindir ki bütün Asyada yayılmış olan antropolojik tiplerle kütle ve kül türe aid hususiyetlerin hepsini ön Asyada bulabiliyoruz. On Asya ikinci bir göç merkezi olduktan sonra bu tipler ve hu susiyetler Anadolu üzerinden Akdeniz kıyılarına ve oralardan da Afrika vt Avrupa içlerine hulul etti. Türk jenisinin esaslandırdığı bu tez yayılış ve yaşayış hududu çok geniş bir Türk âlemi ta nıttı. Garb ilminin tanıttığı ve ötedenberi isimlendirmeğe çalıştığı büyük ana ırk işte bu âlemın ıçindeki varlıktır. Ona kimısi «Homo taurieus», kimisi «Homo dina neus», kimisi «brachicephal» dediler. Fakat ekserisinin ittifak ettiği isim «Alpin» ed:dır.» Profesör, yüksek toprakları ve büyük su boylarını şenlendirmiş olan bu ilk medenî ınsanların kültünü VÎ kültürünü izah ettikten sonra şu mühim noktalara işaret etti: «Naturizme istinad eden bu «Alpin» dinınde, insan cinsinin devamına ve artmasma, insan hayatımn ış:k ve aydın bir saadetle bezenmesine yardım eden tabiat unsurları, temin ettikleri saadet ve feyiz nisbetinde bir kut ve hürmete lâyık görülüyorlardı. Insanların günlük hayatı içinde ve içten bir ilgi ile vicdanlan teshir etmiş olan bu tabiî din, muahhar dinlerin hepsine rakledildi. Hayatları ve yerleri icabı ihtilâtı az olan zümreler, bu nakil ameIiyesini yaparken asla daha çok sadık kaldılar. Memleketin şimal tarafındaki Aleviler ile Çukurova ve Hatayda yaşıyan Aleviler, işte bu vaziyette kalmış olan Türklerdir. Bu hususiyetlere bakıp da onlar hakkmda mubalâğalı olarak söylenmiş ne varsa hepsi ilme ve tarihe aykırı, uydurma şeylerdir.» Profesör Tankut bundan sonra Eti Türklerinin antrepolojisini ve tarihini anlatarak sözünü şu cümlelerle bitirdi: « Türk milleti, lâyisite ile hüviyetini gerçeklendirdikten sonra içtimaî nizam olarak tek bir şeye inandı: Birbirini sevmek. Ve aşkınm hepsini bir tek kelimeye bağladı: Atatürk.» (a.a.) [Baştarafı 1 inci sahifede] ÇeklerGöringin sözlerini Şikagoda verilen Türk, aşkınm hepsini Iktısad Vekilimizin çok mühim konferans bir kelimeye bağladı.asabiyetle karşıladılar mühim beyanatı Atatürk Atatürk filmi, dost AmeMübadelelerde inkisaf Türk Fransız mübadelelerini inki şaf ettirmenin mümkün olduğu, Fransız ziraat siyasetinden doŞan müşküllere rağmen son iki sene içinde teevvüd etmiştir. 1935 senesine nisbetle 2 milvon 264 bin liralık bir tezavüd vardır. Bu rakam mühim olmamakla beraber gene bir tezavüd ifade eder. Türkiye hükumeti, mübadelelerde esaslı bir ivilesmenin ancak tedricî olabilecesini kabul ederek, bir taraftan iki memleket aıasmdaki ticaret mübade lelerini ve diger taraftan Fransız sermavesile endüstri veva nafıa işleri şeklinde iş birliâi imkprıianna revac verebilerek umumî bir plânı tetkike âmade bulunmaktadır. Türkiyenin ekonomik programı mühim gavrimenkulleri de icab ettirmektedir. Türkiye hükumeti, bu prograrmn ecnebi sermavesin'n de vardımile ta hakkuk ettişini görürse bundan ancak memnun olabilir. Ecnebi müesseseler tarafmdan yapılacak işleri Türkive kısmen Türk lirası. kısmen de Türk ihracat mallarile ödeyebilir. bu sahada müessir bir tarzda tecelli et' me'Mdir. Biz kendi hesabımiza. Fransız sını tekrar kazanmak için ciddî bir gavret aöstermeve âmadeııiz. Eqer Fransa da bizim ekonomimizde faal bir rol oynamak istivorsa her seyin, karşılıklı iyi niyetle halledilebileceği kanaatindeyiz. İhracat siyasetimizde yerri şekil Size şunu söylemek isterim ki, ihracat siyasetimize yeni bir şekil vermek üzere bulunuvoruz. Bunu ihracatımızı artırabilmek imkânlarım gördü^ümüz bazı memleketler ve b'lhassa Fransa lehine yapacağız. Fakat mübadeleleri artırmak istiyorsak her şevden evvel bloke edilmis bulunan Fransız Türk klering hesablarım temizlemek lâzımdır. Altı aydanberi mer'iyette bulunan yeni anlasma hususî takaslar sayesinde vaziyeti düzeltmiştir. Bu tnisal de gösterir ki, topu tovu dört milyon liralık sürünüp giden bir klerinq acığı yüzünden Fransız Türk ticaret münasebetlerinin ziyan görmesi doğru değildir. Bu bakayayı tasfiye için başka vasıtalar da yok değildir. Ancak bir misal vermek için şunu sövliyeyim ki, Fransa senede 23 milyon ton kömür ithal etmektedir. Şimdi senede 200 bin ton kömür ihrac eden ve bu miktan gitgide artıracak olan Türkiye, Fransaya pekâlâ kömür de verebilir. Eğer bu sahada makul bir gayret sarfedilirse memleketlerimiz gibi iki memleketin karşılıklı müsbet icraat azmile hareket ederek işlerini voluna kovmamasına imkân yoktur. Münasebetleri miz bundan her sahada faydalanmış olacaktır.> Mareşal Goering'in son Varşova seyahatinde alınmış resimlerinden Prag 3 Çekoslovak matbuatı, M. Göring'in nutku karşısmda soğukkanlılık göstermektedir. Sağ cenah Narodni Novini gazetesi diyor ki: Göring'in Çekoslovakyaya hitab eden sözleıi hedefini bulamamıştır. Çekoslo vakyada Alman ekalliyeti meselesi, bizim dahilî işimizdir. Üçüncü bir devletin dahilî işlerimize kanşmasmı kabul etmi yeceğiz. Berlinin ve batı dostlarımızın bu vakıayı gözönünde tutmaları lâzım dır. Müstakil bir milletin şeref ve gururu ile telif edilemiyecek olan hiçbir harekette bulunmıvacağız. Sol cenah Naroni Oevobozeni gaze tesi yazıyor: «Göring'in sözleri, Hitler'in 20 şubat nutkunda bahsettiği detante hiç şüphesiz hizmet eder mahiyette değildir. Bilâkis bu sözler, şansölyenin milletlerin kendi mukadderatlarına kendilerinin hâkim olması lüzumuna dair olan beyanatının hakikî manasını demokratik efkârı umu miyeye izah etmış olacaktır. Sosyalist Pravo Lido gazetesi «Gö ring'in nutku, inkisara uğramış olmakla beraber, Almanya ile bir tarzı halle inananlara en iyi cevabdır.» diyor. Müstakil sağ cenah Narodni Politika yazıyor: «Südet Almanlarile mi yoksa Almanya ile mi bir anlaşma mümkün olduğunu merak edıyoruz. Göring'in beyanatı kuvvetli olmak lüzumunu kaydediyor. Tehdidler bizi korkutmamaktadır.» (a.a.) Et fiatlarındaki ucuzluk [Baştaraft 1 inci sahifede] rinden, diğer taraftan da celebler, top tancı kasablar ve peıakendeci kasabla nn kârlarından yapılan fedakârlıklarla temin edilmiştır. Fakat, et, Belediyenin tayin ettiği azamî fiatlar üzerinden satılmağa başlayınca, celebler, toptancı ka sablar ve perakendeciler, kendilerinin fedakârlıklarını azaltmak ve birbirlerine yükletmek için, için için mücadeleye başlamışlardır. Esasen, mevsim Istanbula en az kasablık hayvan gelen zamandır. Bu yıl, şark vilâyetlerinde kışın şiddetli ve yollarm karla kapalı olması, Ege mıntakasında Büyük ve Küçiik Menderes nehirlerinin üç defa taşarak ovaları istilâ etmesi de koyun muvaredatını azaltmıştır. Filvaki, bu nehirlerin taşması üzerine ovalardaki hayvanlar hep dağlara iltica etmiştir. Dağlarda ise yiyecek ot bulunmadığı için hayvanlar zay.flamış, etleri hem sıklet, hem de kıymet itibarile azalmıştır. Ege mıntakasındaki hayvan sa hibleri, kcyunlarını şimdi ucuz fiatla piyasaya sürmektense, beslendikten sonra satmak için bahan beklemeği tercih et mektedirler. Et fiatlarının yalnız İstanbulda ucuzlatılmıs olması, İzmir ve Bursada fiatlann daha yüksek kalması da ıstanbula gönderilen koyunların mahallinde istihlâk edilmesine ve şehrimize geçen senelere nazaran daha az koyun gelmesinde ayn bir amil olmuşrur. Bu itibarla bir ay kadar sıkıntı çekilecektir. Hükumet ve belediye, bu sıkıntınm önüne geçmek için her türlü tedbirleri almış, istihlâkin çoğalmasına mukabil muvaredatın azalması yüzünden et fiatlarının yükselmesine mâni olmak için, şark vilâ/etleri ve Trakyadan Istanbula koyun sevki için teşebbü satta bulunmuştur. Hükumet de, belediye de, et üzerinde ihtikâr yapılmasma kat'iyyen müsaade etmemek azminde dirler. Bu kat'î azim karşısmda celeblerin de, toptancı kasabların da, peraken deci kasabların da îstanbul halkına ucuz et yedirmek işinde müşkülât çıkarmıyacakları ümid edilmektedir. Esasen, dediğimiz gibi. Celâl Bayar hükumeti, bu meselede her müskülü yenmek karannı çoktan almıstır. 5 a yed müşkülât çıkarmak istiyenler olursa, bunîar emellerine muvaffak olamıyacaklardır. küçük kasablar vardır. Bir kasab on koyun satarak geçinirse, elbette kendi masraf ve kârını on koyuna taksim eder; bir koyun satan ise bir koyuna taksim eder. «Ovün, çah$, güoen!» Bu itibarla etın ucuzlaması için, az iş yaNe mutlu Türkiyeye ki, istikbalin tapan küçük kasab dükkânlan yerıne çok iş rih sütunlarında adı ve başardığı hizmetyapan büyük kasab dükkânları bulunmaIer altınla hakkedilecek Büyük Kurtarısı zaruridir. cısı var: Atatürk!.. Atatürk, Türk uf2 Istanbula gelen koyun miktarını kunda doğan bir güneştir. Anadolu yayçoğaltmak. îlkbaharda ve yazın (mayıs lası ve Türklük, ilim, san'at ve emniyet tan birincikânuna kadar) Istanbula ihti nurunu O güneşten alıyor.» yaca kâfi miktarda koyun gelmekte ise Mr. Bryan, konferans ve filmini bitirde, kışın yollan kar kaplayınca (birindiği zaman, gazete muhabirleri, dinleyicicikânun ortalarından nisan sonlarına ka ler, değerli hatibin etrafını sardılar. Bu dar) koyun muvaredatı azalmaktadır. anda Türkiyeye karşı gösterilen hayranKışın da yazın gibi Istanbula kâfi mik lık, hududsuz tezahürata vesile teskil tarda koyun getırmek için, tedbirler alı etti. nacaktır. Bu tedbirler arasmda, şark*vi Mr. Bryan, Orchestra Holl'da da lâyetlerinden Sovyet Rusyaya koyun başka bir konferans vermiştir. Bu konfesevkeden ihrac şirketinin Istanbula da ransta iki bin beş yüz muallim bulunmuşkoyun yollaması temin edilecektir. tur. Şimdiye kadar beş konferans ver3 Koyun sevkiyatmın havaya tâbi miş olan Mr. Bryan, ecnebi diyarında kalmaması için, alınacak diğer tedbirler Türkü bütün meziyetlerile, bütün hasletarasmda kışlaklar yapılması ve yazın lerile tanıtmağa çalışmaktadır. Bu Türk sevkedılecek hayvanların buralarda mu dostu, önümüzdeki aylar içinde ayni hafazası gibi büyük sermayeye ihtiyac gaye ile iki konferans daha verecektir. gösteren bir tedbir de vardır ki o da derTürkleri, beli yatağanlı ve yarı vahşî piş edilecektir. zanneden Amerikalılara bizi tanıtmak 4 Demiryoüanmızın koyun yetiş hususundaki gayret ve muvaffakiyetintiren mıntakalara kadar uzatılması, va den dolayı Bryan'a teşekkür etmeliyiz. purlanmızm artması üzerine deniz nakliDr. Ahmet Demir yatınm daha muntazam bir hale girmesi, koyun ihrac eden limanlarımızda irkâb işlerini kolaylaştıracak tesisat yapılması gibi, tahakkuku daha ziyade zamana tevakkuf eden tedbirler de vardır. izmir (Hususî) izmir fuarı, geçen Filmin ilk kısmını modern Türkiyenin mektebli yavruları teskil ediyordu. Ecnebi, fakat dost gözlere bundan daha güzel bir manzara gösterilemezdi. İlk kısmı müteakıb perdeye akseden Sümer Bankın büyük ve modern fabrikaları, heyecanı bir kat daha artırdı. Mr. Bryan, amele ve ustabaşıları işaret ederek şu sözleri söyledi: « İşte, beceriksiz sanılan Türk köylüsünün kudret ve zekâsı!... Çiftinin başından ayrılıp fabrikaya gelen dinc ve zeki Türk genclerinin fabrikanın bütün işlemesini ellerine almak için üç sene gibi kısa bir zamana ihtiyaclan varmış.... Bugün, fabrikaların yalnız Türk mühendis ve teknisyenleri tarafmdan idare edilmekte olduğunu takdirle söyliyebilirim. Türkler, millî varlıklarile terakki ve medeniyetlerile, kahramanlıklarile haklı olarak iftihar ederler. İşte 1918 de Osmanlı împaratorluğunun döküntüsü... İşte 1938 de, genc, dinc, münevver, medenî ve kudretli, kadmile, çocuğile ve muazzam ordusile Atatürkün yeni Türkiyesi... Bu emniyet abidesi üzerinde gordüğünüz şu üç kısa kelime, bütün Türkıyeyi tasvire kâfidir: ödeme şekillert Türk parasile ödenecek kısım bu işler dolayısile ecnebi gruoların Türki yede yapacaklan masraflara tekabul edecektir. Münakalesi yapılacak kısma gelince, bu. müessesenin intihab edeceği eşya tarzında icra olunacak ve makine ve saire gibi gayrimenkullere yaptırılacak paraya ve müesseselerin normal kârlarına tekabül edecektir. Bu münakaleyi yapabilmek Lçin muadil Türk malı ihrac olunabilmelidir. Her iki hükumetin icraatı bittabi iste Ankarada memurlar için Frankist tajryareler Alyapılacak evleri meria'yı bombardıman ettiler unutmıyahm [Basmakaleden devam\ le kendilerinden temiz ve güzel vazifeler görmelerini istiyelim. Garib hal: Diyeceksiniz ki biz Ankarada sokakta kalmış kimse görmüyoruz. O halde telâşa mahal yok, herkes bir yerde oturmak imkânmı bulmuş demek. Hem devlet bu Ankara memurlanna mesken parasına yardım oîarak bir pahalılık zammı veriyor. Memurlar bununla kendi vaziyetlerini sağlama bağlıyabilmiş olacaklar zâhir! Hayır, öyle değil, Ankara memurlannın çoğu ve hele bunlann daha az maaşlı kısımları Ankarada öyle zannedeceğiniz gibi birer evde oturmuyorlar. Onlar şurada burada adeta zarzor barınıyorlar, ve bunun için de ayda yirmi otuz lira gibi paralar ödüyorlar. Bu yerler çok defa memurların iş yerlerinden uzaktadır. Öğle yemeğini düşünmüyoruz, memuriyete gidip gelmek lâzım, ki o daha ehemmiyetlidir. Yürümek külfetli, otobüse binmek masraflıdır. İşte Ankarada hallolunacak mesele budur. Ve hiç şüphe yoktur ki bu meseleyi devlet halledecektir. Ve bunun için devletin elinde her yıl bütçesine koyarak ödediği 1 milyon 850 bin liralık bir pahalılık zammı karşılığı vardır. Bu karşılıkla hükumet bu işi kolaylıkla başa çıkararak bu vazifeyi en güzel şeklinde yapmış olabilir. Onu kendi halıne bırakırsak mesele yarım asırda bile hallolunmaz ve böylelikle Ankara da halkın rahat rahat ve seve seve oturacağı bir şehir olmak meziyetini kazanmakta alabildiğine gecikmiş buluIBas tarafı 1 inci tahifede) Müliyetperverlerin tebliği Salamanka 3 Dünkü resmî tebliğ: Jaen cephesindeki hatlanmızı dü zelttik. Bir Leh ekonomik heyeti Salamanka'da Salamanka 3 Bir Leh ekonomi heyeti, iki memleket arasındaki ticaret münasebetlerini genişletmek maksadile ziyaretlerde bulunmak üzere Frankist îspanyaya gelmiştir. Brüksel 3 Franko'cularm buradaki istihbarat bürosu Belçika makama • tınm emrile faaliyetini tatil etmiştir. Bu büro kapanırken cumhuriyetçi İspanya haberlerini neşretmek üzere diğer bir büro tesis edilmiştır. Belçikadaki Franko istihbarat biirosu kapandı Gönüllülerin geri alınmasına aid müzakereler Londra 3 Röyter ajansmm istihbanna göre, îspanyadaki gönüllülerin geri almması hakkındaki İngiliz formü • lünün müzakerelerine Londrada diplomatik yollarla devam olunmaktadır. Plân esas itibarile bütün alâkadarlar tarafmdan kabul edilmiş olmakla beraber henüz halledilmesi icab eden ban müsküller mevcud bulunmaktadır. Almanya ile İtalya, gönüllülerin geri çekilmesini tanzim edecek olan iki komisyon İspanyava gider gitmez kara kontrolunun tekrar tesisini ısrarla istemektedirler. Fakat Fransa ile Sovyetler Birliği ancak gönüllüler geri alınmağa başlandıktan sonra bu kontrolun kuvvetlen mesini taleb ediyorlar. Konya Ereğlisinde mekteb ihtiyacı Konya Ereğlisi (Hususî) Kaza mızda maarife karşı çok yüksek bir alâka vardır. Tahsil çağmda iki bine yakın olan çocuklardan ancak sekiz yüze yakm olanı okutulabiliyor. Mekteble rimize ancak dokuz yaşına gelen ço cuklar almmaktadır. Buna da sebeb binasızlık ve muallimsizliktir. Öyle ki bir muallim üzerinde yetmişten aşağı mevcudlu sınıf yoktur. Kazada iki mekteb vardır. Birisi dört, diğeri beş sınıflıdır. Muallim kadrosunun dar olmasından ve binasızlıktan herkes sikâyet etmektedir. Burada acılacak beş sınıflı bir mekteble ancak bu ihtiyac karşılana bilecek bir durumdadır. Mevcud olan mekteblerin sıra mefru^at ve Ieva7imı dersiye noksanları da oek fazladır. Öyle ki mektebe gönderilen çocuklanrmz dersleri avakta takib etmek zorunda kalmaktadırlar. Buradaki Sümerbank Bez fabrikası kurulmadan muallim kadrosu ne ise busninkü mekteblerin savısı ve kadrosu da avni haldedir. Halbuki bu fabrikanın buraya gelmesi iki bin kişinin coluk ve çocupüe baska divarlardan ve köyİTden Ere§live verlesmesi demek tir. Kazanm maarif bakımmdan ve bugünkü acıklı durumd^n kurtarılmasmı bütıin halk istemektedir. Kavıd ve kabul zarnanında cocuŞunu mektebe kavdettîrebiTmek icin yalva ran. ağlıvan, sızlıvan birçok babalara analara ras^^maktadır. İzmir Fuarına aid hazırlıklar 5 Soğuk hava depolu vagonlar ve vapurlarla kesilmiş hayvan nakliyatı da düşünülmektedir ki bu da, gene zamanla olacak işlerdendir. Bu uzunca vadeli tedbirler alınıncıya kadar, hükumet ve belediye etin ucuz satılması için aldığı ve tatbikına başladığı kararları hergün daha tekâmül ettirerek tatbikte devam edecektir. Mayıstan itibaren, et fiatlarının İstanbulda 25 30 kuruşa düşeceği muhakkak addedilmek tedir. Keçi ve manda etlerinin halka koyun ve sığır eti diye satılmamasını temin için, belediye, keçi ve manda satan kasabları ayıracak, koyun ve sığır kasablannda bu etlerin satılmasını menedecektir. Fazla Diğer taraftan hükumetin de, bele olarak bu etlere belediyece kırmızı damdiyenin de et meselesini, iktısadî bir şe galar vurularak diğer etlerin arasma kakilde, kökünden halletmek için bir takım rıştırılmasının da önüne geçecektir. tasavvurları ve kararları vardır. Bunlan Hulâsa, et meselesi, nısandan ıtıbaren şöyle hulâsa edebiliriz: normal bir şekle girecek ve gerek şu bir 1 Miktarı gittikçe artan kasab ay zarfmda, gerekse daha sonralan, etin dükkânlarını tevhid ederek makul bir hadde indirmek. Filvaki Mütareke sene mümkün olduğu kadar ucuz satılmasına lerinde İstanbulda, senevî 1,200,000 azamî itina gösterilecek, hele alınan tedhatta bir buçuk milyon koyun kesildiği birlerin hususî menfaatler için ihlâl edilhalde, yalnız 300 kasab dükkânı varken, mesine asla müsaade edilmıyecektir. Hükumet ve belediye, halka hizmet *imdi kesilen koyun miktarı 600,000 e düşrüğü halde 700 kasab vardır. Bu, ka yolunda celeblerin de toptancı kasabla sab bolluğu, etin pahalanmasına sebeb rın da, perakendecilerin de kendisine olmaktadir. Çünkü günde tek bir koyun yardım edeceklîrinden emin bulunmak satarak geçinen ve ailesini geçindiren tadır. seneye nisbetle taşıyacağı mükemmeliyete ilâveten, dost ve yabancı devletlerin ıştiraklerini de artıracaktır. Komşu memleketlere ilâveten, üç devlet, şimdi de Lituanya, bu sene izmir fuanna iştirak edeceklerinden pavıyonları için komite riyasetile temasta bulunmuşlardır. Lituanya konsolosu belediye reisini ziyaret etmiş ve ve hükumetinin tasavvurunu bildirmiştir. Bunun üzerine, Lituan yaya da müstakil ve güzel yerde bir arsa ayrılmıştır. Fuarm bu yıla aid propagandası daha geniş tutulacaktır. Belediye reis muavini, bu iş üzerinde alâkadarlar ve Türkofisle temas etmek üzere Ankaraya gidecektir. Haricde propaganda hususunda, Türkofis teşkilâtından azamî istifade düşünülmektedir. Faaliyet sadece fuar üzerinde kalmıyacak, İzmirin tabiî, tarihî güzellikleri tanıtılmağa çalışılacaktır. Yataklı Vagonlar şirketi de, bütün nakil vasıtalarile bürolarında fuar ve İzmire aid afışler ve broşürler bulundurmağı kabuî etmiştir. Kültürparkta inşa edilecek yeni belediye sarayının plânı, tasdik için Nafıa Vekâletine gönderilmiş bulunmaktadır. Plân tasdikli olarak gelince derhal inşaata başlanacaktır. Bu bina, bütün belediye teşkilâtmı kendi çatisı altında toplıyacaktır. Keza çocuk hastanesi inşaatı da derhal başhyacaktır. nur. Nisteki grev Nis 3 Nis otellenndpki grev vazi vetînde hicbir de&işiklik voktur. Altı otel. hâlâ grevcilerin isgali altındadır. tsvec Kralınm oturduğu otel müstah demleri nezdinde bu sabah tahliye için teşebbüslerde bulunulmuştur. Giion 3 Cumhurivetcilerin Astu rie'den cekilirken Musel limanmda ba tırmıs oldukları Ciscar denizaltı gemisiŞap hastalığı nin vüzdürülmesi tam bir muvaffaki Bursa (Hususî) Yalovanın Çı vet^e ba^arılmı^tır. (a.a.> narcık nahiyesile Kuru köyü hayvanla M. Huver'in Avrupadaki rında şap hastalığı çıktığı kazadan bil dirilmiştir. Yalova ile komşu olan vilâ tetkikleri yetin îznik, Orhangazi, Gemlik hazala Bal 3 S^bık Amerika Birlesik devnna tebligat yapılarak o taraflardan ge i reisi M. Huver'in Avrupadaki selecek çatal tırnaklı hayvanların sokulma vahati hakkırda ösrenüdiğine göre, M. Huver, dünva ekonnmi ve finans variması bildirilmiştir. veti hakkında. M Van Zeeland'm tet kikme cok mü=abih bir tetkikte buîımAmerika bahriyesine verilen maktadır. Önümüzdeki secime reisi currhur namyedi olarak i^tirak etmeŞi munzam tahsisat dü=ünen M. Huver, simdiden bu hususVaşington 3 Meb'usan meclisi ta kend;s;ine lü^nmlu bütün malumatı bahriye encümeni deniz silâhlarının artı ^opİP^^'tpdır. M. Hnve'1. «ir^dive ka nlması için sekiz milyon dolarlık muaz dar M. Van Zeeland, M. Bonne ve zam tahsisatı ihtiva eden kanun lâyiha M. Avenol ile eörü^müstür. Halen kenlannı 3 muhalife karşı 20 reyle kabul disinin Viva^adaki ikameti de gene bu tetkik isile alâkadardır. etmiştir. Öğrenildiğine çöre. M Huver, oaralaEncümen ayni zamanda kabul ettiği rın istikranna taraftardır. Yalnız bu bir karar suretinde, Amerika bahriyesinin meselenin müttefiklerin borclan me ademi tecavüz siyasetini takib etmesini selesini kapatmaması lâzım geldiği fikrindedir. istemiştir. YUNUS NADÎ Bh dewzaltt gemisi yüzdüriildü