CUMHURİYET 4 Mart 1938 Esnaf, çeşid çeşid el araEskiîerin harb ehli, darb ehli dedikleri soydan basından şikâyet ediyor olmamasına rağmen bileği kuvvetli, yüreği Hamallar Cemiyeti, dün öğleden sonra saat bir buçukta, Eminönü Halkevi kuvvetli bir gencdi binasında senelik toplantısını yapmıştır. Nakilci ahmak olmadı, ahmak görünmedi, kuru hükümlere kulak asmadı, kuvvetini verimli biçime sokmaktan geri kalmadı. O, nasıl yaşadığmı kısa bir lâhza içinde Hüseyne de hissettirdi, delikanhyı o devre göre en parlak şekilde süslenmiş büyücek bir odaya soktuktan sonra ha reme geçti, elbisesini değiştirerek sade bir entari ve kısa kollu bir haydadî ile geri geldi, çarçabuk kurulmuş olan mükellef sofranm başırıa geçti: Di gel can, dedi, yanıma otur. Nakilcinin ne çeşid eğlendiğini gör! Çifte çifte uşaklar tepeden tırnağa göz ve kulak kesilerek onun vereceği işaretleri bekliyorlardı. Hovarda zorba kimini bir göz kırpışile, kimini bir parmak ş:kırdahşile harekete geçırdi, üç beş dakika içinde karşısına bir saz takımı sıraîadı, etrafma bir köçek heyeti topladı ve herşey hazırlandıktan sonra ilk emri gene Hüseyne verdi: Kızıl suyu kevser et can. Elin nur olsun. ömründe şarabm ne çeşid şey olduğumı sınamamış olan Hüseyin bu emir iizerine kalktı, bir bardak doldurarak Nakilciye uzattı. O, kadehi ayağından tutan ve öyle sunan delikanhnın işret işinde de pek toy olduğunu anlıyarak gülüm süyordu. Koca bardağı iri pençesinin içine kapadıktan, bir elini yüreğine doğru koyarak boyun kırdıktan sonra duraladı: mıfti. Ağayı memnun etmek için mızrablar telâş gösteriyor, yaylar uzanıp çekiliyor, teller gerilip esniyor, tefler çırpmıp döğünüyor, köçekler açıhp saçıhyordu. Nakilci ne tizden peste, pestten tize koşan saz takımının feryadına, ne gümüş topukları yeîpazeliyen renk renk etek likierin yarattığı kavsi kuzahlara ilgi gösteriyordu. Bir çift karabulutu andıran gb'zleri beyaz bir ufukta, Hüseynin yüzünde geziniyordu. Delikanlı, kendi yaşında genclerin yırtmaçlı entariler içinde şişkin eteklerini aça aça çılgın rüzgârlara tutulmuş yap raklar gibi fırıl fınl dönmelerini hayretle seyrediyordu ve bu dönüş sırasında uçuşan kâküllerde, seyyal bir tebessüm ze habı uyandırarak açıhp kapanan dilim dılim beyazhklarda Seherden parçalar, nişaneler anyordu. Manzaradan hoşlanmıyordu. Fakat Seheri düşünmesinde ahenkli bir vesile teşkil ettiği için gözlerini kapamıyordu. Zaten sahne onun hayatı bakımından bir yenilik teşkil ediyordu. Ömründe köçtk görmemiş ve raksın bu kadar renklisini, çılgınını seyretmemişti. Bu sebeble dc manzaraya alâkalanıyofdu. Şehir ve Memleket Haberleri Sirkeci garmın Sırt hamalları dün işçı sağlığı ve iş emniyeti nizamnamesi etrafı açılıyor toplandılar Hüseyin ne miskin, ne korkaktı! Bütün iş yerleri, işçinin Tarihİ roman: 24 Yazan: M. TURHAN TAN Siyasî icmal Almanya Avusturya vrupanın şu kanşık ve nazik zamanında, haricî politikanın idaresini doğrudan doğruya kendi eline alan îngiltere Başvekili Mister Neville Chamberlain, Eden'in Hariciye Nezaretinden hangi ahval ve şerait içinde çekildiğini izah için Avam Kamarasmda söylediği nutukta, İngilterenin beynelmilel meselelere aid görüşlerini ve telâkkilerini ayn ayn tahlil ve beyan etmiştir. Bu sözlerden en mühimmi Avusturya meselesine aid olanlarıdır. îngiliz Başvekili, kendisine sorulan bir suale cevaben Berchtesgaden'de Hitler'le Avusturya Başvekili Dr. Schuschnisg (Şuşnig) arasmda yapılan anlaşmalarm ileride görülecek hakikî n«ticelerinin ne olacağmi şimdiden hesab ve tahmin etmek gayrimümkün olduğunu söyledikten sonra demistir ki: « Bu mülâkat neticesi olarak Avusturya hükumetinin aldığı tedbirler [yani millî sosyalistlerin maruf simalanna Avusturya hükumeri içinde mühim mevkiler verilmesi] İngiltere hükumetinin noktai nazanna göre Saint Germain (Sen Jermen) muahedesile Avusturyaya istikraz verilmesine aid 1922 senesinde Ce nevrede akdolunan protokolu ihlâl etmemiştir. Binaenaleyh îngiltere hükumeti Almanya ile Avusturya arasmdaki yeni münasebata karşı herhangi bir hareket ve teşebbüste buîunmıyacakhr.» Bu sözler, iki Alman devletinin aralarmdaki münasebetleri tabiî bir hale sokmak üzere 1936 temmuzunda akdettikleri anlaşmayı genişletmek ve sağlamlaşhrmak üzere yeni kararlar ittihaz etmiş olmalarını îngilterenin gayet tabiî telâkki etmiş olduğunu ispat ediyor. Zaten Avusturya Başvekili de ahiren söylediği nutukta Hitler'le yaptığı yeni anlaşmanın dostluk ve işbirliği mahiyetinde olduğunu ve yoksa cebir ve kuvvetle bir müdahale vaki olmadığını ve iki Alman devletinin dostane anlaştıklarını izah etmişti. Almanya ile Avusturya arasmda artık tam bir müşareket hasıl olmuştur. Şöyle ki Almanyada devletin ve halkıa temeli olan millî sosyalizmin Avusturyada dahi serbestçe inkişafma müsaade ediknesi ve.buna mümanaat edilmiy||cfğine terainat~*e 2amân olarat Dihiîiye rs'ezaretının ve dıger mühım makamlann başlarına'millî sosyalistlerin bellibaşlı liderlerinin getirilmesi ve bunlardan Dahiliye Nazın Seiss'in Berline gidip Hitler'le görüşmesi ve ahiren Avusturyadaki millî sosyalistlerden Dr. Jury'nin müsteşarlığa getirilmesi üzerine Avusturyanın Almanya ile beraber yürümesine bir mâni kalmamış oluyor. İtalya bu neticeyi tenkid ebnek şöyle dursun, alkışlarla karşılamıştır. Çünkü iki Alman devleti arasmdaki münasebatm tabiî bir şekil alması, îtalyayı ağır bir yükten kurtarmıştır. Artık Almanya ile îtalya arasmda, 1934 senesinde ihtilâfa sebeb olan Avusturya meselesi yoktur. Böyle bir meselenin kalmaması ve Hitler'in diplomasi yollarile maksadmda muvaffak olması Berlin Roma mihverıni kuvvetlendirmiştir. Bunun içîn Hitler'in îtalyaya Başvekil sıfatile değil, daha ziyade devlet şefi olarak yapacağı seyahatin tarihi ve programı gerek Berlinde, gerek Romada ilân edildi. Hitler, İtalya Kralmın sarayı Quirinal (Kirinal) da misafir olacak ve şerefine tertib edilecek muazzam ordu re donanma manevralarında hazır buluna caktır. Mussolini, îtalyanın arkasmı hertürlü siyasî hâdiselerden müteessir olmıyacak surette emin gördüğünden îngiltere ile Akdenize aid tarihin en büyük meselesini Romada müzakereye hazır bu lunduğunu bildirmiştir. Dünya politikasının sıklet merkezi Romaya intikal etm»5 oluyor. Hamalların dünkü toplantısında, pek az hamal bulunabilmiştir. Celse açılınca usulen bir reis ve iki kâtib seçilmiş, müteakıben senelik rapor okunmuştur. Raporda hamal adedinin, sırt hamallığı kalktıktan sonra, azaldığı ve mevcudun (İ500) den (2000) e düştüğü kayde diliyordu. Raporda, eşya naklinde gelişigüzel kullanılan el arabalarından şikâyet edilmekte ve bunlann hep bir sistemde olmasına ve yalnız meslekten olan esnaf tarafından kullanılması lüzumuna işaret o lunmaktadır. Bundan başka «Hamallar Cemiyeti» adının da «Yükçüler Kuru mu» na tebdil edilmesi, temenni olun maktadır. 937 senesinde, cemiyet, kendi azasından olan 87 malul ve yaşlı ha mala 2462 liralık bir yardımda bu lunmuştur. Yaşlan ilerlemiş olan diğer hamal lara da yardım edilecektir. Cemiyet ni zamnamesinin de ihtiyaca göre tadiline lüzum görülmektedir. şçı saglıgı ve ış emniyeti nızamna mesi birkaç güne kadar neşredilecektir. Bu nizamname, her işi verenin, işçilerin sağlığmı koruma ve iş emniyetini temin etmek hususunda alacağı tertibatı izah eder mahiyettedir. Nizamname, işçilerin de bu yoldaki usuller ve şartlara uymıyacak hareketler ve hallerde bulunmamalannı âmirdir. Şimdiye kadar kurulmuş olan iş yerleri işçinin sıhhati ve emniyeti bakımından bu nizamnameye göre kontrol edileceV* bundan sonra kurulacak olanlar da lâzımgelen tertibat vücude getirilmeden işlet meğe açılmıyacaktır. MÜTEFERRİK Gazeteciler için hususî gaz kursu Zehirli gazlere karşı korunma kurs larmda faaliyet devam ediyor. Bazı mıntakalarda onuncu ve on birinci kurslar da çalışmalara başlamışlardır. Vazifeleri dolayısile zehirli gaz kurs larma devam edemiyen gazetecilere bir kolaylık olmak üzere İstanbul Basın kurumunda hususî bir gaz kursu açı lacaktır. Nakilci sık sık bu alâkaya f asıla veriyor ve onu sakiliğe kaldınyordu. Hüseyin gene ve dinc kafasındaki mukavemet kabiliyeti sayesinde uzun bir zaman kadehdaşına eş olmaktan geri kalmamıştı. Onun la kadeh tokuştura tokuştura şarab içtiği Beraber içelim, dedi, zevk bıın halde henüz sarhoş değildi. Fakat alkole karşı gösterdiği mukavemet gitgide azaldadır. mıya başladı, içinde bir değişiklik yüz Hüseyin bîraz kızardı ve kekeledi: gösterdi. Şimdi o da dönmek, ruhunu bir Ben bunun tadını bilmcm. Iznin kasırgaya kaptırarak şu renkli halka içinolursa gene bilmiyeyim. de bir yaprak olmak istiyordu. Tavana Nakilci tek bir kelime söyledi: asılı bir avize gibi yükseklerden ışık püsküren Sehere doğru uçabilmek için böyle İç! Fakat bu bir kelime değil, bir gülley bir dönüşe lüzum görüyordu. di. Dudaktan değil top ağzından çıkmış Nakilci ile bir kadeh daha tokuştur gibi korkunc bir tınnetle saf delikanhnın duktan sonra düşüncesini açığa vurdu: r ıdraki ve iradesi üzerinde gürlemişti. Za A5a. dedi ben de bu alava Irahlavallı beht içinde vc garib bir durumda cağım. yutkunup duruyordu, ikinci gülle o'rraySarhoş zorbanın da düşüncesi zaten buyreti de tarümar etti, Hüseynin eli şuursuz da, onu raksa kaldırmaktı. Delikanhnın bir hareketle surahiyi yakaladı, gene şukendiliğinden böyle bir dilekte bulun ursuz bir tehalükle kadehi doldurdu ve ması üzerine geniş geniş gülümsedi, şen ağzma götürdü. Somurtkanhğını muha faza eden Nakilci onun bu şaşkın tutu şen homurdandı: Durduğun kabahat. Dön, sen de munu geniş bir tebessümle alkışladı: dön. Beynim gibi dön, yüreğim gibi dön. Kadehleri, dedi, değdirecektik. Şimdi o, bir düzine yıldız arasmda tek Karşılıklı içecektik. Sabırsızlandm, yolbir güneş gibi pırıl pırıl dolaşıyor, kaidesuzluk ettin. Bir dahi böyle etme, yavaş siz sıçrayışlarla ve nizamsız süzülüşlerle davran! durmadan dönüyor, dönüyordu. Fakat Hüseyin ne miskin, ne korkaktı. Eskiher çılgın adım onun kafasmda bir herlerin harb ehli, darb ehli dedikleri soydan cumerc yarattığı için çok geçmeden sen olmamasına, döğüşme ve vuruşma ter cVlemeğe başladı, dönmek kudretini kaybiyesi almış bulunmamasına rağmen bibederek yalpalamağa girişti. leği kuvvetli, yüreği kuvvetli bir gencdi. Nakilci, tam manasile sarhoş bulun Fakat kanına düşen aşk kmlcımı ona bir masma rağmen bu vaziyeti sezmekte geyandan feveran, bir yandan durgunluk cikmediğinden müdahaleye lüzum gör veriyordu. Seheri düşündükçe benliğinde dü: ateşli bir tuğyan husule geldiği halde o Yıkılacaksm Hüseyin. Oyunu ar na taalluk etmiyen şeylere karşı tabir catık bırak, yanıma gel. izse daimî bir riikudet duyuyordu. Ay{Arkası var) ni zamanda henüz şuurlaşmamış bir izzetinefs sahibi idi. Söğülmekten, döğülmekten son derece çekiniyordu. Kendi kuv vetini denememişti. Bu sebeble başkalanBursa (Hususî) Burada adliye nın kuvvetîni gözünde büyültüyor ve bizbinasmın karşısmda güpegündüz bir pul zat taşıdığı kuvvete itimadsızhk gösteriyordu. Onu şu tereddüdlü, şüpheli du bayiinin dükkânı soyulmuştur. Vak'a şöyrumile henüz uçma ve ava atılma tec le olmuştur: Saat beş buçukta dükkâna rübesi yapmamış bir kartal yavrusuna giren Hasan isminde cür'etkâr bir şerir, benzetmek mümkündü. Kanadı, pençesi bayiden evvelâ bir kuruşluk pul istemiş ve gagası vardı. Lâkin bunlan kullanma tir. Mütekaid Şefik adındaki bayi, tam mıştı ve kullanmak için rehbere muhtacdı. çantayı açmak üzere bulunduğu sırada bu cür'etkâr haydud elinde ve bir mendil îşte bu toyluk kendismi Nakilcinin öiçinde bulundurduğu taşı zavallı ihtiya nünde sessiz ve hareketsiz bırakıyordu. rın kafasına indirmiş ve onu yarahyarak Korkunc zorbanm hançer gibi keskin bayere yuvarladıktan sonra pul ve para çankîşları, sert konuşması, müsellâh bir ka tesını kapıp savuşmak istemiştir. Fakat labalığa dayanan çahmı, şahsan da silâha bayi, çantanm üstüne elini koymuş, onu bürünmüş bulunması bu sessizliğe aynca e'den kaçırmamıya çahşmışsa da haydud amil oluyordu. bu sefer de taşı bu elinin üstüne indire Bununla beraber Sehere kavuşmak lek eli ezmiş, içinde seksen yüz liralık için Nakilciden yardım beklemese ve Se pulla bir miktar para bulunan çantayı ahere lâyık olmak imkânını o yardıma lıp kaçmıştır. Vak'ayı haber alan zabıta, bağlı gönnese saf delikanhnın şu tahak derhal tahkikata başlamış ve bayiin ta kıimlerden bir merd hamle ile sıynlıvere mmadığı meçhul mütearrızı hâdiseden on ceğine şüphe yoktu. Lâkin Seheri düşün ıki saat sonra Gemlik yolunda yakala mekten kurtulamadığı için iradesine sa rrıştır. Vak'adan sonra dükkânm zemini hıb olamıyordu, ruhî bir beht içinde yu kan lekeleri içinde kalmış, baygın bir varlanıp gidiyordu. halde bulunan yaralı bayi hastaneye kalNakilci, gerçekten zarif elbiselere sar dırılarak tedavi edilmistir. dığı köçeklerden her birini sofra başma çağırarak Hüseyne şarab verdirdi ve buDevlet matbaası tzmite na mukabil Hüseyni de kendine şarab nakledilecek mi? funmak hizmetinde kullandı. Fasılasız îzmit (Hususî) Devlet matbaası içıliyor ve içiyordu. Bundan ötürü çabuk sarhoşladı, başından terliğini attığı, sır heyeti mecmuasile tzmite nakledilecek t:ndan haydariyi fırlath, göğsünde açıl t'». Matbaa için kâğıd fabrikası yakininmadık düğme bırakmadı ve narayı de yeni ve muazzam bir bina yapılacaktr. Alâkadarların söylediğine göre, nakil bastı: işi nihayet 939 senesi içinde tamamlan Saz başlasm, köçekler oynasm! li yaman bir curcuna yüz göster nv.ş olacaktır. Sirkeci garınm etrafını açmak için tanzimi kararlaştırılan plân ve projeler hazırlanmıştır. Takarrür eden esaslara göre, bugün Sirkeci garınm Ankara caddesinin devamına bakan cephesindeki parmaklık kaldmlacak, burada büyük bir meydan açılacaktır. Bu meydanm ortasma bilâhare bir heykel dikilecektir. Garın giriş kapısmın karşısındaki bahçe, cami, depo ve dükkânlarla bunlann arka tarafındaki salaşlar kâmilen kaldınlacaktır. Burada güzel bir bahçe vücude getirilmesi de mutasavverdir. Bu meydanlar asfalt yapılacaktır. Devlet Demiryollan idaresi diğer taraftan banliyö istasyonlarını da ıslah etmektedir. Bu meyanda Yenimahallede İş yerine, ne sıfatla olursa olsun, herbir istasyon kurulacak, Yedikule istas hangi bir kimsenin ispirtolu içki getinnesi yonu da srüzel bir şekle sokulacakhr. vahud sarhoş gelmesi, ve bu gibi içkilerin iş yerinde bulunması yasaktır. NizamŞEHİR İŞLERİ name, iş vereni bu hususu kontrolla mu Yenicamiin arka kısmında \azzaf tutmaktadır. Bu maddeden yal nız ispirtolu içkiler satılan ve imal edilen istimlâk edilecek yerler iş yerleri müstesna tutulmaktadır. Aynca Yenicami meydanının açılması etraağır ve tehlikeli islerin nelerden ibaret ol fındaki hazırlıklar ilerilemektedir. Bunduğu ve 18 yaşına kadar çocuklann han dan başka Yenicamiin arkasına ve bu gi işlerde kullamlamıyacağı buna mül saha ile Süleymaniye camii arasma tehak nizamnamelerle tayin edilecektir. sadüf eden kısmm da istimlâk edilerek Gebe ve emzikli kadınlann vaziyetlerile açılması ve bu suretle her iki abidenin işçi çocuklarına kreş açma işleri de bu birden ortaya çıkanlması kararlaşmıştır. Bunun için yeni bir proje hazırlanşekilde tanzim olunacakür. maktadır. Kısmen veya tamamen istimlâk edilecek binalar tesbit olunduktan sonra harekete geçilecektir. sıhhati bakımından kontrol edilecek Buna aid plân ve projeler ikmal edildi Hazin bir hatıra Büyük muallim Ali Nazimayı kaybedeli üç yıl oldu Türk harsmın yükselmesi için yarım asırdan fazla çalışmış, hocalık ve muharrirlik yolile gerçekten unutulmıyacak hiz metler yapmış, her biri ayn kıymette eserler vaâo nes retmış ve nepsin den daha knnnet li olarak binlerce Merhum Ali Nazima talebe yetiştirmiş olan Ali Nazimanm ölümünün dün üçüncü yıldönümü idi. Onun elli iki yıl hocalık ettiğini, yüz yirmi kadar eser bıraktığını söylemek, millî hars ve millî irfan için ne geniş mikyasta çalışhğını gözlerde tecessüm ve teressüm ettirir. Büyük hoca, askerî doktorlardan Ahmed Servetin oğlu ve değerli meb uslarımızdan Kocaeli meb'usu îbrahim Süreyya Yiğit'in ağabeysi idi. (1S61) de doğmuştu. ilk feyzi Galatasaray lisesinden aldı, Mülkiyede okudu ve 1882 de gene Galatasaray lisesine hocalıkla girip ömrünün sonlarma kadar bu şerefli meslekte kaldı. Muhtelif mekteblerde muallimlik ve müdürlük yaparak yurda müfid olmaktan bir dakika geri kalmıyan Ali Nazimanm son muallimliği Üsküdar Kız San'at mektebinde idL Ölümünden on yıl önce fazüet mükâfatma namzed gösterilen bu değerli maarif adamı işte üç yıldır aramızdan ayrılmış bulunuyor. Lâkin 120 cild ki tabı ve binlerce talebesi kendisinin irfanını temsil ve ibtar eden birer canlı vesika halinde yurdun her yanına ya yıh duruyor. Onun aziz hatırasını hürmetle anarken bu batıranm her mevsim için bir örnek teşkil etmesini de dileriz. Gönül isterdi ki, bu anış; merhumun hatırasını hep bir arada yaşatacak ve yaşayacak bir topluluğun ihtifali şek linde olsun! Çamlıca tepesinde yapılacak tenvirat tesisatı Bajrram ve merasim günlerinde şe hirde yapılacak tenviratı esaslı ve daimî bir şekle sokmak maksadile muhtelif yerlerde tesisat yapılmasına karar verilmiş, bu arada Çamlıcada da tesisat vücude getirilmesi düşünülmüşse de burasmm elektrik şebekesine uzak olması dolayısile büyük masrafa ihtiyac göstereceği gözönüne almarak vazge çilmişti. Belediye Fen heyeti makine şubesl tarafından bunun için yeni bir ,Bfoje hazırlahşıa^ı ^ n l « n m ı t '\ Buna nazaran Camlıca tepesinde rın. YUJI. Dir »avuz inşa edileceksve bu ha Nüfus kütük defterleri îstanbul Nüfus müdürlüğü kütük defterlerinin tamiri için istenilen tahsisat gelmiştir. Otuz senelik defterler esaslı şekilde tamir edilecektir. Denizbank Umum müdür muav'inli şübesi müdürü Tahir Kevftebrdütrfefh1 rimize gelmiştir. Bu suretle tamam olan Denizbank Umum müdür muavin leri dünden itibaren Umum müdür Yusuf Ziya Önişle birlikte çalışmağa başlamışlardır. Tahir Kevkeb, bankacılık, Harun teknik ve Hemdi Emin Çap da işletme kısımlarile meşgul olacak lardır. Denizbankın yeni kurulan kılâvuz ve römorkörcülük müdürlüğü dünden itibaren Deniz Ticaret müdürlüğü bina sından ayrılarak Denizbanka aid olan Merkez Rıhtım hanma nakletmiştir. Bu idarenin îstanbul Liman idaresine bağlanacağı söylenmektedir. Denizbank Umum müdür . . muavinleri .s vuzda mazutla volkanik bir şelâle vücude getirecek tertibat yapılacaktır. Merasim ve bayram günlerinde elektrik tenviratile yapılacak donanmaya buradan da bu şekilde iştirak edilecektir. Yeni cezalar Belediye işlerinl daha esaslı bir şekilde ıslah etmek maksadile zabıtai belediye talimatnamesine yeni ceza maddeleri konulmuştur. Yeni esaslara göre, ehliyetsiz tercümanhk edenlerden 25, yıkanmadan yenecek şeyleri açıkta satanlardan, temizliğe riayet etmiyen lerden, vaktinde muayene olmıyan müstahdemlerden, ruhsatsız ekmek çıkaran fırınlardan beş, gıda maddelerine etiket koymıyan esnaftan dört, sırt hamallığı yapanlardan da bir lira ceza almacak tir. Bu cezalann derhal tahsilini temin eden ahkâm da mevcud bulunmaktadır. Kılavuz müdürlüğü Merkez Bankası Umumî müdürü gitti Merkez Bankası Umumî müdürü Salâhaddin Çam, dün sabah Ankaradan şehrimize gelmiştir. Salâhaddin Çam, evvelce mukarrer olduğu veçhile Londrada bulunan millî bankaîar umumî müdürlerinden mürekkeb heyete iltihak etmek üzere doğruca Londraya gitmektedir. Umumî müdür, dün akşam Londraya müteveccihen hareket etmiştir. Bazı gazeteler Londrada bulunan malî heyetimizin bu ayın onuna doğru döneceğini yazmışlardır. Bu haberin aslı yoktur. Londradaki temaslar daha bir müddet devam edecektir. Afiş kuleleri Afiş işleri Belediyeye geçtiği için bu işin tanzimi maksadile bir müddetten beri Belediyece tertibat alınmakta idi. Dünden itibaren Beyoğlu cihetine afiş kuleleri konulmasına başlanmışhr. Ayın on beşine kadar îstanbul cihetine konması lâzım gelen kuleler de tamam olacaktır. Bu tarihten sonra duvarlara afiş ve ilân konulması menedilecektir. Bu ne cüVetkâr ADLtYEDE Otobüs meselesi Dün asliye birinci cezada otobüs davasma devam edilmistir. Dünkü celsede Tevfik Necati Kozol. Altmcı Noter veznedarı Gaffar, Ticaret mekteb; talebelerinden Kenan ve Basri ile mevkuf Adnan sabid olarak dinlendiler. Müte akıben Recai Nüzhetin verdiği istida okundu. Muhakeme başka bir güne ta lik edildi. Tanzifat beygirlerine de maske verilecek KÜLTÜR ÎSLERİ Açılacak kamplar Dün öğleden sonra İstanbul kız lisesinde Maarif müdürü Tevfik Kutun riyasetinde bir toplantı yapılarak bu sene ortamekteblerin açacağı kamplar hakkmda görüşülmüştür. Beden terbi yesi hocalarmm da iştirak ettiği bu topBir başmuallimin lantıda bazı kararlar verilmiştir. Ka • muhakemesi rarfer, Ankaraya Vekâlete bildirilecekTalebeden Receb isminde bir çocuğu tir. döverek ölümüne sebebiyet verdiği id DENİZ tSLERl diasile bir ilkmekteb başmuallimi hakkında açılan muhakemeye dün de de «Aksu» vapuru geldi vam edildi. Sinob limanı ağzında iki defa karaya Şahidler, dayak hâdisesinin mekteb de vuku bulmadığım, çocuğun palto oturan ve müşkülâtla kurtarılabilen hırsızlığı yaptığı için inzıbat meclisine Denizyolları idaresinin Aksu vapuru sevkedildiğini söylediler. Muhakeme, dün saat 10 da limammıza gelmiştir. bazı tetkikat ve diğer şahidlerin celbi Aksu, Salıpazarı açığında demirlemiş tir. Bu sabah Halice almacak ve mu için başka bir güne bırakıldı. vakkat şekilde kapatılmış olan yaraları açılarak yeniden tamir edilecektir. Avrupada tetkikat Adapazarı sulh hâkimi Süreyya MalAksu süvarisi İhya ve ikinci kaptanı koç, Adliye Vekâleti tarafından, mes dün Deniz%Tolları fen heyeti tarafından lekî tetkikat için, Avrupaya gönderil dinlenmiştir. Kazanm şekli tesbit edilmektedir. Süreyya Malkoç, Fransada mistir. Ayrıca Deniz Ticaret müdürlü bir sene kadar kalacaktır. ğü de süvariden rapor istemi§tir. Zehirli gazden korunma işine aid tahsisat gelmiş olduğundan bunun için lüzumu olan malzeme ve teçhizat ikmal Muharrem Feyzi TOGAY edildikten sonra tecrübelere başlana caktır. Gaz tehlikesi halinde vazife alacak memur ve tanzifat amelelerine Bir kadm yandi gaz maskeleri giydirilece&i gibi bu işte Dün öğle üzeri Emlrgânda Soğuk sokullanılacak olan beygirlere de gaz kağında 33 numaralı evde oturan Kir • maskesi takılacaktır. Beygirler için ayyako kızı 80 yaşlannda Eleni, odasmda n bir tip maske vantmlacaktır. dolaşırken mangalm üstüne düşerek yanmıştır. Kadınm kurtarıunasına çaîzmitte ekmek meselesi lışılmışsa da zavallı aldığı yaraların teîzmit (Hususî) îzmit belediyesi, sirile ölmüştür. evvelce asrî fırn ve ekmek meselelerile meşgul olmuş, Rusyadan mütehassıs geFirarî ampul mrslzi tinniş, plânlar üzerinde etüdler yapmışu. Ampul hırsızlığı yaptığı İçin Eyüb O vakit, belediye reisinin söylediğine polis merkezinde nezaret altına alman göre, mevcud fınnlar kapablacak ve ek ve oradan kaçan İhsan dün yakalanmışmek işini belediye üzerine alarak halka, tır. Sabıkalının firarında ihmali görü • fennî ve ucuz ekmek vermek mümkün o ^enler hakkında tahkikat yapılmak » lacaktı. tadır. îzmitte son günlerde, bir kısım fınn cıların rekabetini ve kanşık unlarla çıkard:klan ekmekleri gördükçe, hahrımıza bu Nüshası 5 knruştur fennî fmn meselesi geldi. Türkiye Haric îzmit belediyesinin ehemmiyetle meşiçin için gul olduğunu sandığımız bu hayatî işle Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. alâkadar olması, hiç değilse, îzmit hal Altı aylık 750 » 1450 » kına temiz, pişkin ekmek temin etmesi Üc aylık 400 » 800 > lâzıtndır. Bir aylık 150 ş ?oktux Cumhuriyet Abone şeraiti