CTJMHURIYET 28 îkincUânım 1938 [ Şehlr ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Yazan: MAUREEN FLEMtNG 45 MİTHAT CEMAL S. ZİYA Çevirenler: Liman Idaresinin ıslah faaliyeti Babasına iftira eden kız Uydurma bir cinayet ihbarında bulunan hain çocuk, babasına hayli tehlikeli saatler yaşattı. Fakat îş çabucak meydana çıktı Tayyare ve politika akm zamana kadar büyük dev« letler deniz ku»vetlerini yalnız bir harb silâhı olarak değil; ayni zamanda denizdeki satvet ve kudretleini nümayişkârane bir surette gösteren siyasî bir alet olarak da kullanıyorlardı. Lâkin zamanımızda daha ziyade hava kuvvetleri siyasî maksadlarla kullanılaktadır. Büyük devletler, havacılık m ekniğinde ve bahusus devamlı sürat nokasında hava kuvvetlerinin haiz bulundu;u kudreti, uzun hava yari5lan ve ziya retler tertib ederek hem biroirleri üzerinde, hem de ikinci ve üçüncü derecedekî devletler üzerinde tesir yapmak için, vakit vakit izhar ediyorlar. Böylece kendilerine hasım olmasi muhtemel devletleri çekinmeğe sevkedi orlar ve dost devletleri de daha sıkı suette kendilerine bağlıyorlar. Bu sahada :n ziyade faaliyet gösteren devlet, îtalr adır. Daha gecenlerde Şamla Istre ve Paris arasmda Akdenizi baştanbaşa kat çin yapılan beynelmilel yarışta Italyan ayyareleri birinciliği, ikinciliği ve üçün ülüğü kazanmışlardı. Fransa, Atlas Okranusunun şimal kısmmda tertib etmek isediği yanşa şimalî Amerika Birleşik deveti razı olmadığmdan Akdenizde bir haa müsabakası tertib etmişti. Bu müsabaada hiç bir Fransız tayyaresinin en üçük mükâfatı bile kazanamamış olma ı, kendi dahüî politikası üzerinde olduu gibi beynelmilel politikada dahi mü im tesirler yapmışh. Şimdi de Italya, Roma ile cenubî Amerikanın en büyük devleti olup ahiren bir hükumet darbesile faşistlik rejimini abul eden Brezilyanm payitahb Rio de aneiro arasmda filo halinde bir hava seeri tertib ederek hem beynelmilel politia üzerinde, hem de îtalya ile ayni rejimi kabul ettiğinden aralannda sıkı siyasî kide karabeti hasıl olan Brezilya üzerinde tesir yapmağı düşünmüştür. Bu teşebbüs muvaffak olmuştur. Şöyleki birini Mussolini'nin oğullanndan mülâzim Bruno Mussolini'nin idare ettiği üç tayyare, miralay Moscatelli'nin ku mandası altında olarak Roma civarındaki Guidonia'dan hareketle Akdeniz ve Sahrayikebir üzerindeki 3400 kilometroluk mesafeyi on buçuk saatte katederek garbî Afrikada Atlas Okanusu sahilindeki Dakar limanına gelmiştir. îtalyan hava filosu garbî Afrika fle enubî Amerika arasındaki Atlas Okyanusunu on buçuk saatte katetmiştir. Kaymakam Biseo'nun idare ettiği tayyarenin motörlerinden biri sakatlandığından bu tayyare Brezilyanm Natal limanında kalmış ve diğer ikisi 5350 kilometroluk mesafeyi 13 saat 45 dakikada katederek Brezilya payitahtına vasıl olmuşlardır. Bu suretle îtalyan tayyareleri Roma ile Rio de Janeiro arasındaki mesafeyi 24 saat 20 dakikada katetmiş oluyorlar. Tayyareler seyahatin ilk devresini vasatî saatte 360 ve ikinci devresini hava fırtınalı olduğundan 290 kilometro sü ratle katetmiş bulunuyorlar. Şimdi Trablusgarb valisi bulunan Mareşal Balbo 1931 de 12 deniz tayyaresinden mürekkeb bir hava filosunu Afrikanm garbındaki Portekiz Guine (Gi m) sinden Brezilyanm Natal limanına götürmüştü. 1933 te dahi 25 deniz tay yaresinden mürekkeb bir hava donanmasını İtalyadan Amerika Birleşik hüku metlerine götürüp getirmişti. Yeni hava seyahati eski muvaffakiyetlerin tesirini devam ettirecekbr. Faşist Brezilya dev leti lüzumu halinde havadan faşist İtalyadan nekadar müessir yardım görebile ceğini bu seyahatin neticesinde anlamış tır. İngiltere ile Hındistan ve Avustralya arasmda Akdenizden geçen kısa muvasala hatbnın Lalya tarafmdan ciddî olarak tehdid edilmesinden dolayı daha u zun ve lâkin daha emin görünen garbî Afrika ve Umıd burnu yolunu tahkime çalışmakla mesgul bulunan îngiliz hü * kumetinin bir îtalyan hava filosunun bir hamlede İtalyadan cenubî Amerikaya ucmasından kuşkulanacağı şüphesizdir. Tayyare, cihen politikasmda artık mü r him bir amil olmuştur. Elisabeth, hep Louis'yi düşünüyordu. Öleli ancak üç Yeni inşaat ve tesisata devam edilecek ay olmuştu ve şimdi yuvası bomboştu Elisabeth, Louis'yi düşünüyordu. Ölelı ancak üç ay olmuştu, ve şimdi «Dağlar Kartalı» nm yuvası bomboştu. Bu acayib mahlukun yüzündeki manalan unutamıyordu: Elem, istihfaf... Öyleyken o çehreden hâlâ bir türlü silinmiyen tatlı tebessüm... Ona, «güvercinine» ithaf ettiği tebessüm! Andrassy hem bir erkek gibi sert, hem teskin edecek kadar yumuşak bir tavır la: Bu ne hal, dedi, gene onu düşünüyonunuz. Elimde değil... Hep gözümün ö nünde... Kendinizi bana bırakın... îzin ve rin de size, elimden geldiği kadar yar dım edeyim. Corfou adasmın hüzün dolu şüri Elisabeth'in ruhunda maziden sesler uyan dınyor, Yunan faciasının bu sahnesin den uzaklaşrp kaybolan oyunculannı ona habrlabyordu. Harabelerin arasından Bayron gözüne göründü. Vaktile Eli sabeth, şiirlerini okuduğu zaman nasıl düşünmüşse bpkı öyle bir Bayron. Elisabeth'in kendine mahsus ilâhlan vardı; ve bu hususî ilâhlar mabedinin bir hücresinde Heine ile beraber Bay ron'un heykeli duruyordu. Elisabeth, o nun şiirlerini kendi e! yazısile yazılmış nüshalanndan okurdu; bu, ikisinin ruhlannı daha kuvvetle birleştiriyordu. B a y ron Yunanistana gitmişti, hem de herşeyini onun uğrunda feda ehneğe gitmişti. Sefil bir doşek üstüne serilip ölümunü ancak bir iki saat gecikecek olan ölümünü beklerken, Bayron Yunanistan için şu sözleri söylemişti: «Ben ona hayabmı vakfettim, servetimi verdim, sıhhatimi verdim, şimdi de canımı veriyorum. Bundan fazla daha ne yapabilirdim?» Elisabeth de Bayron gibi başıboş bir pervaza âşıkh. Fakat bu hürriyeti, bu halâsı, bu pervazı Bayron'a karşı temsil eden Yunanistan Elisabeth'e karşı edemiyordu. Andrassy rica ediyordu: ..j,, f.,.. Gelin Elisabeth Macarîstana gidelim. Corfou adası size göre bir yer de ğil.. Çünkü Andrassy farkındaydı ki çiçek gibi împaratoriçe kızgın Achillion güneşinin altında sararıp soluyordu. Zaten kendi gönlü de sıla hasreti çekiyordu. Yalvarıyordu: Macaristana gidelim. Orada güneşin yaldızladığı tepeler üstündeki köşküme, Tokay bağlarımıza gidelim. O yerlerin son bahan sizin eskidenberi sevdiğiniz mevsimdir. Adamlanmı savarrm; yeme ğinizi kendi elimle pişiririm, son kaldığı mız zaman yaphğım gibi... Doğu zamanı, bab vakti birlikte at gezintileri yapanz, o sevdiğiniz gezintileri. Peki, nasıl isterseniz oyle olsun. Kendimi elinize teslim ediyorum. Peki, hakkında hep sevgi duyduğum o memlekete birlikte kalkıp gidelim. Yann ikimiz beraber yola çıkanz. Miramar yatile de nizleri ağır ağır geçerek: *** Miramar yabnda. Liman idaresi, bu sene içinde büyük mikyasta işler başarmış bulunmaktadır. Mumhane antrepolannm yeniden yapı lısı, Galata yolcu salonu binasının inşası, Halicde Liman atelye binaları ve tesisatının kurulması, Sirkeci yolcu salonu ve sundurmasile yeni antrepoların vücude getirilmesi, rıhtımların yenilenmesi, Kurucesmede yeni amele merkezınin inşası, Merkez Rıhtım hanmın tamiri, Mumhane caddesinin asfaltlanması ve yeni parkın yapılması bu işler arasındadır. Bu inşaat için bir milyon lira kadar bir para gitmektedir. Bunlann tutarı Limanın 937 ve 38 senesi gelir bütçesin den karşılanmaktadır. Bundan sonra yapılacak tesisat ve inşaat ise Denizbank vasıtasile yapılacak ve senelere taksim edilecek bir programla yürütülecektir. Kuruçeşme kömür tesisabnın kurulması, nhbmlann temdidi, yeni antrepolar ve frigorifik tesisatın kurulması ve limanm mihanikî tesisatla takviyesi bu meyanda1889 da yılbaşı günü. dır. Elisabeth, Hofbourg sarayına dön Ankarada bulunan Liman îşletmesi müştü. Fakat bu Elisabeth, ruhu da cismi müdürü Raufi Manyaslı yann sabah de bitkin, dermansız bir Elisabeth'ti. Uy sehrimize gelecektir. kusuzluklar, rutubetli bir odada hasta baADLIYEDE basmın başucunda sabahlara kadar beklemeler, sonra hastayla paylaşılan elem Şişhane tramvay faciasımn ler, bütün bunlar Elisabeth'in o güzelim muhakemesi sıhhatini berbad etmişlerdi. Şişhane yokuşundaki tramvay faciaHekimler teşhis koyuyorlardı: sına aid muhakemeye dün Ağırcezada îltihabı âsab! Tevessüü halb!. devam edilmiştir. Maznun mevkiinde vatman Fahred Yalnız hekimlerin teşhisini koyama din, Numan, Hasan ve Ismail bulunu dıklan şey Elisabeth'in ruhundaki der yorlardı. Şahid olarak dinlenen vatman mansızlıktı. Murad, kaza günü tramvayı vatman İhElisabeth bir gün babasına: sandan sağlam olarak devraldığını ve Sen sağ oldukça ben fütur nedir üç sefer yaptıktan sonra Fahreddine bilmem, her zaman metin kalınm, teslim ettiğini ve Fahreddinin arabayı Demişti. Halbuki şimdi babası sağ muayene ettikten sonra sağlam olarak değildi; gitmişti: Sırtında saz, dudakla aldığım söyledi. Ehli vukuf raporuna göre, cereyan rında bir şarkı, çoban kulübelerinin, tepelerin ötesindeki bir yere, saz ustası Petz tellerinin aynl arabanm Altınbakkal cimacher'le birlikte çimenlerin arasından, varında vak'adan evvel yaptığı musa dönülmez, artık hiç dönülmez bir diyara demede hasara uğradığı anlaşılıyordu. Heyeti hâkime, ehli vukuf tarafmdan gitmişti. eşyayi cürmiye üzerinde yeniden tetkiElisabeth şu mağmum güneşten göz kat yapüarak vâzih bir rapor ihzanna* lerini çevirdi. Halınm üstüne pencere karar vererek muhakemeyi başka bir pamaklıklannın gölgesini aksettiren gü güne talik etti. neşten; odadan kaçtı; küçük mabedine Mahud hindi hikâyesi sığmdı, dua edecekti. Kumkapıda Serandinin iki hindisini Mabedin duvarlan hep mermerdi; çaldıkları iddiasile Adliyeye verilen mihrabı da mermerdi, ince oymalarla iş Mina, İspiro, Todori, Eleni ve Tofirinin lemnişti. Mıhrabın üstüne siyah akikle muhakemelerine dün de devam edil • gümüşten bir haç asılıydı. Ufak çiçek miştir. Şahid olarak çağırılan Vasilâki esasliklerdeki kar gibi beyaz iki zambağm arkasında yaldızlı şamdanlarda yanan lı bir şey söyliyemedi. Kadri, hindileri suçlularm çalarak yeiki buhurlu mum bu elem hücresini can diklerini söyledi. Suçlularm gösterdiklandınyordu. Mumlann ışığı Lucas Von Granach'm üç kanad üzerine yaptığı tab leri müdafaa sahidleri de hindileri meyhanede gördüklerini ve kimin çaldığım loya vuruyordu. bilmediklerini ilâve ettiler. Muhakeme, Elisabeth vecde daldı; derunî elemi diğer şahidlerin de ifadelerine müra kadar tablonun güzelliği de bu vecde se caat edilmek üzere başka bir güne bırakıldı. bebdi. *** Anasınî inkâr eden papas vemetine mağrur, nâzunaimden hoşlan mazdı; kaç kereler Elisabeth'le beraber, soğuk, yağmur dememişler, açıkta yat mışlar, ve hiç birşey de olmamışlardı. Fakat o zamanlar geçmişti. Ve Elisa beth bu sefer bu rutubetli odada yahp kalkarak babasına gösterdiği fedakârlı ğın cezasını gördü: Bir siyatiğe tutuldu, ömrü oldukça çekti. Dük Max'a gelince, atların, kadınlann, ifratların vücudüne yapamadığı şeyi inme yapmışb: Parmağını kıpırdatamıyacak halde üç gün daha yaşadı.. Son sözlerinde bile beşaşet vardı: Benim için üzülme yavnım; geçirdiğim hayat ne güzeldir, sen onu düşün! Diyordu. Sonra: Sisi, Diye yavaşça inledi. Ve öldü. 15 teşrinisani 1885. *** François Joseph'le Elisabeth'in çocuklarmın üçü de evlenmişlerdi. Gisele Bavyera Prensi Leopold'a varmıştı. Valerile Arşidük François Salvator de Toscan'ın karısıydı. Radolphe da Belçika Prensesi Stephanie'yi almışh. Yedi senedir kan koca bedbahtbrlar. Stephane şişmandı, kumraldı. Bütün saray erkânı kadını çirkin buluyordu. Rodolphe da sevmiyordu onu. François Joseph kendisi evlenirken alabileceği kızlar arasmda «muktezayi maslahata» bakmıyarak istediğini seçmek hakkmı kullanmışh; öyleyken bu hakkı oğluna tanımamışh. Oğlunun bu evlenme işinde çöp atlamazlık etmiş. her zaman olduğu gibi hanedan işlerinin idaresinde beceriksizlik göster mişti. 7 buçuk lira nafakayı vermemek maksadile anası Kalyopiyi inkâr ederek hukuk mahkemesine müracaat eden Pa pas Kostantinin dün üçüncü hukukta muhakemesine devam edilmiştir. Dünkü celseye Kostantin gelmemişti. Anası Kalyopi, muhakeme esnasında fenalık gelerek birdenbire iskemlenin üzerine yıkıldı. Bu vaziyetten korkan iki kızı da bağırmağa başladılar. Heyeti hâkime, bu vaziyet dahilinde celsenin devamma imkân göremiyerek her üçünü dısarı çıkardıktan sonra Patrikhaneden nüfus ve vaftiz kâğıdlarmm getirilmesine karar verdi. İçinden hayvan kemikleri çıkaıJau Evvelki sabah Beyoğlu Emniyet memurluğuna 10 yaşlarında bir kız gide rek komiserin yanına çıkmış ve şunları söylemiştir: « Yenişehirde Kaşkaval sokağında 14 numarah evde oturan Marikanm kı zıyım. Ismim Mandai'dir. Size babamm bundan dört sene evvel işlediği bir cinayeti haber vereceğim.» Küçük çocuk kurulmuş bir oyuncak gibi şunlan anlatmağa başlamıştır: « Bundan dört sene evvel Kalyon cuda oturuyorduk. O vakit bir gün Ka radeniz sahili halkından bir genc evimize geldi ve babam Panayota bir çift terlik sattı. Aradan iki gün geçtikten sonra bu genc tekrar evimize geldi. Fakat bu seferki gelişinde babam onu iyi karşıla madı, bıçaklıyarak öldürdü. Sonra cesedini civardaki kuyuya attı.» Küçük çocuğun bu sözleri üzerine ilk tahkikata başlanmış, Müddeiumumiliğe de haber verilmiştir. Panayot yakalanmış; lâkin verdiği ıfadede böyle birşeyden haberi olmadığını söylemiştir. Tahkikatı idare eden Müddeiumumî muavinlerinden Fehmi, kuyunun içinde araştırma yapılmasını lüzumlu görmüş, itfaiye vasıtasile Papaz köprüsünde Kordelâ sokağmdaki mevzuubahis kuyuda bir arama yapılmıştır. Kuyudan eski soba boruları, büyük taş lar, paçavralar ve nihayet kemikler çıkmiştır. Kemikler bir kutuya konularak Adlî Tıb müessesesine gönderilmiş, ihbarın mahiyet itibarile doğru olduğu neti cesine vanlmıştır. Fakat Adlî Tıbda muayene edilen kemiklerin hayvan kemiği olduğu tesbit edilince tahkikatın safhası değişmiş, bu işin uydurma ve düzenli bir mesele olduğu meydana çıkmışbr. Nihayet üstüne katillik damgası vu rulmasına çalışılan Panayotun evine bakmadığı, hâdisenin bu yüzden tertib edildiği anlaşılmıştır. Panayot serbest bırakılmıştır. İhban yapan küçük kız hakkında polisi aldatmak suçundan kanunî takibat yapılamıyacaktır. Çünkü yaşı küçüktür. Haıricî ticaretimiz Azgm hayvanlar Ihracatta 20 milyon lira Araba ile birlikte denize lık bir artış göze çarpıyor yuvarlanıp kayboldular Başvekâlet tstatistik Umum Müdür lüğü, 1937 yıh haricî ticaret istatistiklerimizi tamamlanus.br. Bu suretle elde edilen netice, 1938 yılının haricî ticaretimiz için hakikî bir zafer teşkil ettiğini ve Cumhuriyet hükumetinin yürüdüğü yol ve aldığı tedbirlerde kat'î bir muvaffakiyete vardığını göstermiştir. Alman neticelere göre 1936 yılına nazaran 1937 yılında ithalâtta 21 milyon 848,000 ve ihracatta da 20 milyon 250,000 lirahk bir fazlahk vardır. İt halâtımıza nazaran, ihracatımız, 23 milyon lirahk bir fazlalık gösteriyor. Yani geçen 937 senesinde ithalâtımız 114 milyon 379,000, ihracatımız 137 milyon 983,000 lirahktır. Şu suretle 1935 senesinde 184 milyon 684,000 lirahk umumî bir yekun arzeden haricî ticaretimiz, 1936 senesinde 209,264,000 liraya yükselmiş ve niha yet 937 senesinde 251,362,000 liralığa çıkmışbr. Hüseynin idaresindeki yük arabası, Ortaköyde cami arsasmda deniz kena rından kum yüklemek üzere dönerken hayvanlar birdenbire ürkmüş ve arabayı denize doğru sürüklemeğe başlamıştır. Arabacı hayvanları zaptedememiş ve hayvanlarla birlikte denize yuvarlanan araba suların içinde kaybolup gitmiştir. Arabacı güclükle kurtulmuştur. Otobüsle otomobil çarpıştı Fatih arasında işliyen şoför Mahmudun idaresindeki 3498 numaralı otobüsle şoför Bekirin idaresindeki 2825 numaralı taksi otomobili evvelki gece saat 24 te Şehzadebaşında çarpışmışlardır. Musademe o kadar şiddetli olmuşhır ki, her iki araba da kenardaki tramvay direğine çarpmıslardır. Bu yüzden tramvay teli de kopmustur. Otobüs yolcula rından Cemalle biletçi Kâzım yaralan mıslardır. Soförler vakalaranıstır. Eylul 1886 «Bir gemide geçen hayat, bir yerden kalkıp başka bir yere gitmekten daha fazla birşey. Bu en iyi bir yaşayış tarzı. Bu, adeta Kr adada yaşamak gibi birşey. öyle bir adada ki oradan sevilmiyen şeyler, cemiyet hayatının yalanlan ablmış, kovulmuştur. Gemi üstünde geçen ömür, hayatın billurlaşması, hayatm, adeta kimyevî bir temizlikle saf ve berrak olmasıdır. Gemi üstündeki hayat zaman mefhumundan bir kurtuluştur. Zaman mefhumu insanda her zaman hüzün uyan dınr.» KÜLTÜR İSLERÎ Kız talebeler de kamp görecekler SOSYETELERDE Taksim Emlâk şirketinin toplantısı Taksim Emlâk şirketi heyeti umumiyesi senelik toplantısmı yapmış ve bu toplantıda hazineyi, Maliye Vekâleti eski müsteşan Faik, îktısad Vekâleti müfettişlerinden Nahid temsil etmişlerdir. Şirketin hâmiline muharrer olan tah vilâtm nama muharrer olması bazı hissedarlar tarafmdan teklif edilmiş, fa kat bir kısım aza, buna itiraz etmişlerdi. Yapılan bu toplantıda tahvilâtm nama muharrer olması ve tahvilât bedellerinden şimdiye kadar tahsil edilme miş olanlarmm da tahsili lüzumuna karar verilmiştir. Elisabeth ilk günündenberi, oğlu Rodolphe'un bu evlenme işine istemiye istemiye boyun eğdi; çünkü biliyordu, ne yapsa bunun önüne geçemiyecekti; olsa olsa bu izdıvacı istiyenleri müteessir et Bu sabrlar Elisabeth'in denize kaside mekten başka birşey yapamıyacakh. (Arkast var) siydi. İkinci fasıl Güneş tutulması Dük Max seksen bir yaşına gelmiş, arhk vücudden düşmeğe başlamışb. Sıhhatinin inhitatına aid ilk emareler üzerine Elisabeth, Possenhofen şatosuna, baba sınm yanına koştu. Şen ihtiyar, hekimlerin tavsiyesine kafa hıtuyor, kendi dairesinde yatmakta inad ediyordu; halbuki bu daire rutubetli, soğuktu; ve kansımr iyi ısıtılmış ve konforlu dairesinden de içiçe bir takım dehlizlerle, sofalarla ayrılıyordu. Dük Max üç hafta hasta yattı; ve bu üç hafta içinde Elisabeth babasmm başucundan hlç ayrılmadı; hatta gecelerini bile bu zemini taş döşemeli, bu sıhhate muzır odada ufacık bir şiltenin üstünde geçirdi. Dük Mas, bünyesinin muka Beraet ettiler Dün, asliye üçüncü cezada bir kalp para sürmek davasma bakümıştır. Suçlu mevkiinde Eminönünde bir dükkân sahibi Nimetle başka bir mağazada müstahdem Orhan isminde birisi bulunuyordu. Orhan, Nimetten aldığı yirmi beş kuruş bozuk paranın on bir kuruşunu Kadıköy vapur iskelesi gişesine vermiş, fakat gişe memuru on kuruşluğun kalp olduğunu söyleyince iş polise intikal etmiştir. Heyeti hâkime, gerek Orhanın, ge rekse Nimetin bu kalp on kuruşluğu tefrik edebilmelerine imkân olmadığma ve kalp on kuruşluğun Nimetin dükkânma her hangi bir şahıs tarafmdan verildiğine kanaat getirerek her ikisinin de beraetine karar vermiştir. Askerî ders gören kız talebeler, erkek talebeler gibi kampa tâbi tutulacak • Ruhsatiyesiz pul satışı Galatada Karamustafapaşa caddesin lardır. de aktar Fransız tebaasmdan Apustolun Okullar Kılavuzu ruhsatiyesiz pul sattığı anlasılarak pul Okullar Kılavuzunun yeniden bastı • müfettişleri tarafmdan bir cürmü meş rılmasma karar verilmiştir. Geçen se hud yapılmıştı. neki kılâvuzda eksik görülen kısımla Dün asliye birinci cezada yapılan mu rın tamamlanmasmı müteakib faaliyete hakemede şahid olarak cürmü meshudu geçilecektir. tertib eden iki pul müfettişile bir pul DENİZ tSLZRt ce?a memuru dinlendi. Suçlu Apustol, bir müddet evvel ge Denizbank müesseselerinde ne ruhsatiyesiz pul sattığmdan hakkmDenizbank Umum müdürü Yusuf Zida zabıt varakası tanzim edilmiş ve as ya Öniş, deniz müesseselerinde yap live birinci cezada para cezasma mah makta olduğu tetkiklerin ilk kısmmı kum edilmisti. bitirmiş ve dün Yalovaya gitmiştir. DeHeyeti hâkime. Apustolun eski dava nizbank Umum müdürü. tetkikleri ne sma aid evrakm da celbi icin muhake ticesini dün Başvekil Celâl Bayara armeyi başka bir güne taük etti. zetmistir. SACUK tSLERÎ Göz paviyonunun temeli atılıyor Muharrem Feyzi TOGAY Konferans ve konser Sinîr ve akıl hekimlerînin ilmî toplantısı Türk Nöro Psihiatri cemiyeti ikincikânun ayı toplantısmı Bakırköy hastanesinde yapmıştır. Bu aym mevzuu, erken bunama hastalığında son zamanlarda tecrübe ve tatbik sahasına çıkan insulin tedavisi ve kardiazol ile sok terapi teşkil etmiş, beyninden ameliyatla ur cıkarılmıs bir hasta gösterilmiştir. Ge lecek toplantı şubatm ilk cuma günü Bakırköy hastanesinde yapılacaktır. Mevzu, sar'a tedavisinde yeni usullerdir. Baş ameliyatı yapılmış bir hasta gösterilecektir. Yabancı kaptan ve tayfalar için kumanya parası Limanlarımıza gelen yabancı vapurlar kaptan ve tavfalarınm kumanva tedarik etmek için 25 er Türk lirası tedarik edebilecekleri alâkadar makamlara bildirilmiştir. ÜNlVERStTEDE Fakülte dekanları dün toplanmış, Ü niversitede yapılacak olan inşaat işi etrafmda görüşmüşlerdir. Tahsisat hazır olduğundan inşaata yakında başlana caktır. İnşaat işi Şişli Halkevinden: 28/1/938 cuma günü akşamı saat 21 de Bugün saat on buçukta Cerrahpaşa hastanesinde hastaneye ilâveten yapı Halkevimizde: 1 Profesör doktor Muzaffer Esad lan göz paviyonunun temel atma metarafmdan (Bünyenin ahlâk ve karakrasimi yapılacaktır. ter üzerine tesirleri) hakkında bir konOtobüs tahkikatı ferans verilecektir. Otobüs işinin tahkik ve tetkikile meş2 Salâhaddin Pmar ve arkadaşlan şul olan mülkive teftiş heyeti, dün de tarafından da bir konser verilecektir. otobüs sahiblerinden on kadarını da riyet Cum vet ederek kendilerinden bu hatlarda işlîvebilmek için ne suretle müsaade al Nüshası 5 knruşrur. dıklannı sormuştur. Bunlann arasında Türkiye Harie otobüslerini Bursadan îstanbula nakletHbone icin için miş olan bazı kimseler de vardır. Di ğer taraftan müfettişler, alâkadar bazı 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik makamlara tezkereler vazarak bu iş et 750 Altı avlık 1450 • 400 • Üç avhk 800 • rafmda lüzumlu evrak ve malumat is 150 • Bir aylık Yokrnr temişlerdir. hu şeraiti}