\ CUMHURIYET 14 îkincikânun 1938 Üstad Fatin izah ediyor İnsanlık borcu Haf tanın en mühim futbol maçı «Hisar» kurbanlarının ailelerine yardım 16 ncı liste 8125 03 15 mci lLste yekunu 7 Vatan vapuru zabit ve mü rettebatı Ukmcı defa) Havlu tuccarı Receb 20 Şen Bursa pazarı Mehmed 5 Rıfat ve Mustafa Fahri Tüccar Mehmed Servet 2 Fabnkator Novar 3 Davıd Kalderon 5 Kumasçı Ibrahim Hakkı 2 İhsan Mermerci 1 Manifaturacı Veli 5 Tek kollu Cemal gişesi sahibi 50 Cemal Güven 77 Fen Fakültesi F. K. B. sınıfı teberruunun dün tertib hatası olarak yazılmıyan bakiyesi Arzın atlattığı tehlike çok korkunc muydu? roluk bir sahayı tahrib edebilirdi» [Baştarafı 1 inct sahıjede] herkes gibi, büyük bir dikkatle başından sonuna kadar okudum. Çok etraflı bir surette nakledilmiş. Müphem, hiçbir nokta bırakılmamış. Fakat doğrusunu isterseniz, ilkin küçük bir tereddiid geçirdim: Gazeteciler, sürprizleri severler.. Bu da böyle bir sürpriz olmasın diye diişündüm. Tereddüdüm için beni haklı görece ğinizi umarım: Bir kere, diyordum, arzımız, bu kadar müthiş bir hava hücır muna maruz kalmışsa, bu hücumu, her kesten evvel tesbit eden rasad âlimleri, tehlikeyi aylarca halktan gizlemeğe nası' muvaffak olmuşlar?.. Takdire lâ y:k bir ketumiyet gösterdiklerini farzetsek bile, yıldız seyrini değiştirip uzaklaştıktan sonra, tehlikenin savuşturulduğunu hemen ilân etmeü değil miydiler?.. Fakat itiraf edeyim ki, verilen haberde bazı noktalar, dikkatimi celbetmedi değil: Meselâ, hâdisenin fotografı alın mış olması... Büyük rasadhaneler, bu kabil haceri semavileri tesadüfen fotograflarını çekerek tesbit edebilirler.. Demek, arzımızı tehdid eden yılidızm bir haceri semavî olduğu fikrin desiniz! Hiç şüphe etmem ki, bu bir haceri semavî idi! Adları hacer olmakla beraber bunlar taş değildirler. Çakıltaşlarına benziyen küçük kıt'ada bir takım maddeler, bir araya gelerek haceri semavileri teşkil ederler. Demek, sizce savuşturduğumuz, tehlike o kadar büyük değildi! Hayır! haberde, mutlak surette mubaleğa vardır. Eğer bu haceri semavî iddia edildiği cesamette, yani birkaç kilo metro kutrunda olsa bile, arz üzerinde ancak cürmü kadar tesir yapabilirdi! Meselâ?.. Meselâ, olsa olsa, yirmi otuz ki lometroluk bir sahayı tahrib edebilirdi. Farzediniz ki, havadan beş altı kilometro kutrunda bi bomba düştü. Bu bomba,, bınlerce kilometro kutrunda olan dün yayı, mahvetmeğe yeter mi? Demek istediğim şu ki, herhangi bir haceri sema vınin, arzın şu veya bu noktası üzerine düşmesile, dünyanın hâkile yeksan olması lâzım gelmez. Bunlar ancak mevzi' tehlikeler tevlid ederler. Haceri semavilerden birinin, bu yakınlarda dünyamıza çarpması ihtima lı var mıdır?.. Böyle bir ihtimal daima hatıra gelebılır. Haceri semaviler, arzın etrafında, muayyen olmıyan devirler yaparlar, Bazan uzaklaşır, bazan yakmlaşırlar. Binaenaleyh, yakm veya uzak bir istikbalde, haceri semavilerin herhangi birinden kopacak büyük ve küçük bir parçanın hedefsiz bir şekilde arzımıza, gelişi güzel çarpması mümkündür! Bay Fatin izahatını şöyle tamamladı: Rasadlann neticelerini ilmî surette tesbit eden mecmualan, ehemmiyetle takib ederim. Ingiliz gazetelerinin haber verdikleri atlatılmış tehlikeye dair bu mecmualar, henüz birşey yazmadılar. Hâdise, ciddî ise, mecmualar, mutlaka, bunu da etüd edeceklerdir! O zaman biz de, bu etüdleri okuyarak, daha etraflı fikir ediniriz. Siz de bu kremden şaşmayınız! Beşiktaş Güneş karşılaş«Dünyayı tehdid eden yıldız, şüphe etmem ki bir ması alâka ile bekleniyor haceri semaviydi ve ancak yirmi otuz kilometGazetemiz tarafından Türk Hava kurumu menfaatine tertib edilen Tayyare kupası maçının dömifinali pazar günü Taksim stadyomunda Beşiktaş Güneş takımları arasında yapılacaktır. Bu karsılaşmanın galibi de gelecek hafta pazar günü Galatasaray takımile final maçını yapacaktır. Beşiktaş Güneş maçı alâka ile beklenmektedir. Evvelce bu turnuvaya iştirak etmiş ve tasfiyeye uğramış kulüblere de, turnuvanın birer hatırası olmak üzere Türk Ha va kurumu tarafından bırer kupa hediye edilecektir. Turnuvanın galibine de gazetemiz tarafından konulan muazzam kupa verilecektir. Final maçından sonra, turnuva galibine gazetemizin kupası verilirken, diğer kulüblerın mümessıllerine de Hava ku rumunun kupaları verilecektir. Turnuvaya iştirak etmiş olan kulübler oyuncularının, dömifinal ve final maçlarını da görebilmeleri için Hava kurumu bu kulüblere her iki maç için davetiye vermeği de kararlaştırmıştır. Kulüblerin salâhiyetli birer murahhası bugün aksama kadar ve yarın da öğleye kadar Ankara cajddesindeki Türk Hava kurumuna müracaat ettikleri takdirde davetiyelerini alabileceklerdir. BALSAMİN KREMi KREM BALSAMİN Büriin cihanda elli senedir daima üstün ve eşsiz kalmıştır. Büyük bir bilgi ve nzun bir tecriibe mahsulU olarak vücude getirilmiş yegâne sıhhî kremlerdir. KREM BALSAMİN Şöhretini söz ve şarlatanlıkla değil, sıhhî evsafımn Londra, Paris, Berlin, NevYork Güzellik Enstitülerinden yüzlerce krem arasında birincilik mükâfatını kazanmıs olmakla isbat etmiştir. Gündüz { 8225 80 Yekun Elbistanda feci bir yangm oldu Dört çocukla 60 koyun diridiri yandılar Elbistan (Hususî) Daha dün denecek kadar yakın bir günde birçok köyleri baskına uğrıyan Elbistan, bugün de bir yangının doğurduğu tüyler ürperticı facia ile mustaribdir. Elbistanın Çifthkkale köyünde geceyarısı birdenbire tutuşan bir ot yığınından, yanındaki ağıl ve eve de sirayet eden ateş kısa bir zamanda önüne geçilmez bir âfet halini almıştır. Köylü yangından haberdar olarak, söndürme gayretine koyulduğu zaman iş işten geçmiş bulunuyordu. Çünkü ortalığı cehenneme döndüren alevler derin uykulan içindekı dört yavruyu çayır çayır yakarak kül ettikten sonra, ağıldaki 60 kadar keçi, koyun ve sığırı da çırpındıra çırpmdıra kavurmuş bulunuyordu. Ev o kadar çabuk tutuşmuş, alevler o kadar dehşetli bir kilde ortalığı yalamağa başlamıştır k avrularını kurtar " mak için kendilerini ateşe atan ana ile baba bedbaht çocuklarının çığlık ve feryadlarını duymaktan başka hiçbir §ey yapmağa muvaffak olamamışlardır. Etraftan yetişenlerin yardımı ve bin müşkülâtla diri yanmaktan kurtanlan ana ile baba, yara bere içinde, ve bir anda çoken dört evlâd acısının ıshrabile çıl ~ gma dönmüş bir halde inleyip durmaktadırlar. Maalesef onların da hayatmdan ümid kesilmiş gibidir. Köye gelen Cumhuriyet müddeiumumisile hükumet doktoru ve diğer alâka darların yaptıklan tahkikata göre yan gın, gece komşudan ateş getiren binnın dikkatsizliği yüzünden çıkmıştır. Esen rüzgârm savurduğu kıvılcımlar yol üzerinde ve kapı ağzındaki ot yığınma sıçramış ve kimse bunun farkma varmadığı için sinsi sinsi otlan yakan ateş, birden bire ağıla ve eve sirayet etmiştir. Bu facia muhitte derin bir teessür uyandırmıştır. Geçende su baskınmda zarar görmüş olan t i l köylülerine dağıtılmak üzere Kızılay merkezi buradaki şubesine 140 lira göndermiştir. DİKKAT: KREM nev'i vardır. BALSAMİ1S BALSAMİN halis acıbadem kremleri olarak dört ç i n yağsız, g e c e i ç i n y a ğ l J ve KREM nnda satıldığı gibi son defa suretl mahsusada imal ettirdiğimiz gayet şık ve beraber taşımağa elverişli hususî tüpler derunünde dahi satılmaktadır. Fiatça daha ehven olduğu kadar pek kullanışlı ve zarif olan ötedenberi tanınmış hususî vazola KREM bulunur. BALSAMIN tü ıtriyat P l e r i bütün nevilerile tanınmış, ecza ve tuhafiye mağazalarmda tNGÎLÎZ KANZUK ECZANESÎ BEYOĞLU tSTANBUL Tertib heyetinin tebliği Kuleli Lisesl boks şampiyonu oldu Tayyare Kupası Tertib heyetinden: Hava kurumu menfaatine on iki kulüb arasında tertib edilmiş olan Tayyare kupası turnuvasının dömifinali 16/1/ 938 pazar günü Taksim stadyomunda saat 15 te Beşiktaş Güneş takımları arasında oynanacaktır. Evvelce bu turnuvaya iştirak etmiş olan Galatasaray, Güneş, Beşiktaş, Is tanbulspor, Vefa, Beykoz, Pera, Sü Üstadı yorduğum için özür diliyerek leymaniye, Arnavudköy, Kurtuluş, Sişli kulüblerinin dömifinal maçları için kentelefondan ayrıldım. dilerine verilecek davetiyeleri almak üzeSalâhaddin Güngör re cuma günü ve cumartesi öğleye kadar Hava kurumunun Cağaloğlundaki îs tanbul merkezine birer salâhiyettar memur göndermeleri rica olunur. Inhisarlar îstanbul Başmüdürlüğünden: Sirkeci Tuz Ambarı zeminine «400» metre murabbaı ahşab müteharrik döşeme pazarlıkla yaptırılacaktır. Bu işe aid keşif bedeli «1870» liradır. îsteklilerin şartname ve keşifnameyi görmek üzere her gün ve pazarlığa iştirak etmek üzere 18/1/938 salı günü saat 14 te % 7,50 güvenme parasile birlikte Kabataşta Inhisarlar Başmüdürlüğündeki Komisyona müracaatleri. (174) Cumartesi günü yapılacak maçlar ^ T. S. K. îstanbul bölgesi futbol ajanlığından: 15/1/938 cumartesi günü yapılacak B takımları macı: Taksim stadı: Fenerbahçe Beykoz saat 14,30 hakem Rıfkı. Beşiktaş stadı: îstanbulspor Güneş saat 14,30 ha kem Bahaeddin. 16/1/938 tarihinde Taksim stadyo munda icra edilecek Tayyare kupa maçı hakemi Feridun Kılıç olarak tashih olunur. ^HHHiHHHHHIİIHHHIİ^IHH^flHHHH^HBİH Kansızlığı giderir, zayıfları şışmanlatır, iştahayı açar, vUcilâU sarî mikroblara karsı koyar. Her eczanede arayımz. GRANÜL€ Güzel SarCatlar Akademisi LESİKALSİN Marangoz işleri münakasası Akademi için 2 aded telefon masası, 3 daktilo masası, 1 storlu dosya dolabı, 1 mecmua etajeri, 1 sabit büyük masa, 1 sabıt küçük masa, 2 masa sağ ve sol, 5 vidasız tabure, 5 vidah tabure, 1 sırah etaier, 2 sırasız etajer, 1 dolab, 1 masa, 3 mürakkatahtası, 4 mürakka tahtası, 2 siyah vazı tahtası, 1 mühre tahtası, 14 tabure, 1 masa, 1 yazı tahtası, 1 mermer masa yaptırılacaktır. Münakasa açık eksiltme usulile 15/1/1938 pazartesi günü saat on bir buçukta Cağaloğlunda Yüksek Mektebler Muhasebeciliğinde vapılacaktır. Yapılacak işin muhammen bedeli 1146 lira 60 kuruştur. Muvakkat teminat miktarı 86 liradır. Şartname ve resimler AkacLemiden parasız verilir. Taliblerin marangoz fabrikası sahibi bulunduklarına dair vesaik ibraz etmeleri şarttır. (83) Direktörlüğünden: 1940 olimpiyadı ve Amerika Askerî Liseler şampiyonasına iştirak eden boksörler Askerî liseler arasındakl boks şampi üçüncü Maltepe, Bursa berabere. yonası dün, Orgeneral Fahreddin Al66 kiloda: Birinci Deniz, ikinci Kuleli, tayla birçok kumandanlar huzurunda, üçüncü Bursa, dördüncü Maltepe. Beyoğlu Halkevi spor salonunda intaç 72 kiloda: Birinci Kuleli, ikinci Maledilmiştir. tepe, üçüncü Bursa, Deniz berabere. Alman neticeler şunlardır: 79 kiloda: Birinci Kuleli, ikinci Mal51 kiloda: Birinci Kuleli, ikincl Maltepe, 3 üncü Deniz, Bursa berabere. tepe, üçüncü Deniz, dördüncü Bursa. Böylece Kuleli lisesi 49 puvanla bi 53 kiloda: Birinci Deniz, ikinci Mal rinci, Deniz lisesi 45 puvanla ikinci. tepe, üçüncü Bursa, dördüncü Kuleli. 57 kiloda: Birinci Deniz, ikinci Bursa. Bursa lisesi 36 puvanla üçüncü ve Maltepe lisesi 34 puvanla dördüncü olmuşüçüncü Maltepe, dördüncü Kuleli. 61 kiloda: Birinci Kuleli, ikinci Deniz, tur. Şikago 13 (A A.) Amerika olimpiyad komitesi reisi Avery Brunda^e, 1940 olimpiyad oyunlarımn Tokyodan başka bir memlekete nakline dair olan sayialar hakkında beyanatta bulunsrak, bu meselenin halen mevzuu bahsolmadıgını, Amerika komitesinin kanaatin ce politikanm spor işlerine müessir olmaması icab edeceğini. bununla bera ber uzak doğu isleri Japon hazırlıklarınm ikmaline mâni olduğu takdirde 1940 oyunlarınm tehiri lâzım geleceğ'ni, çünkü başka bir memleket tarafından hazırlıkların teminine kifayet edecek kadar zaman kalmadığını bildirmistir. murdar bir heykel yaptığımı hatırlamı yorum. Artık o hayal de unutuîdu de mektir. Doris, gözlerini korku ile ona doğru kaldırdı ve o anda, Bazil, eskiden onun daha kısa boylu, yahud daha ince, daha hafif olduğunu hahrlar gibi oldu. Göz leri de bu kadar iri değildi. Yüzü çok boyalıydı. Bazil, elini ona doğru uzattı ve Doris, birdenbire geriledi. O zaman Bazil, acı bir kahkaha ile güldü: Şimdi başka bir erkekle beraber rrisin yoksa? Doris, dalgın dalgın başını salladı: Şimdi param var, başkalarına ben para verebilirim. Bazil, onun ne demek istediğini der hal anladı. «Eskiden, bütün ihtiyaclarını vücudünden kazandığı para ile temin ediyormuş» diye düşündü. Esasen bunu ötedenberi biliyordu. Hapisanede ve kapatıldığı karanlık odada bunu düşünmeğe, elim sahneler tahayyül etmeğe ahşmıştı. Doris'in parasına, zenginliğine karşı duyduğu hiddeti ve kini unuttu. Onların yerine.merhamet duydu. Yavaş sesle: Biz, ikimiz... dedi, yalnız sen ve ben, ikimiz... Doris'in başını ellerinin içine aldı, göğsüne bastırdı. Kendisini büyük ve kuv ölümle neticelenen çarpışma Hamburg 13 (A.A.) Einfeld istasyonu civarında bir kamyon, bir sürat katarının lokomotifi altında kalmış ve içinde bulunan üç kişi derhal ölmüştür. Lokomotif de bir miktar hasara uğramıştır. vetli hissediyor, Doris'in de onu öyle gör düğünü zannediycrdu. Bu vaziyette, ağaçlar gibi hafif hafif sa'lanarak, sonsuz bir müddet kaldılar. Dışarıdan birisi seslendi. Telefon! Ve Doris, ayrıldı. Gece dolabının üsiünde duran telefonu eline aldı, hızlı hızlı, barid bir tavırla konuşmağa baş ladı. Yapamam, diyordu, maalesef im kânı yok. Her şeyin bir haddi var. Bir kere hayır dedim, o kadar. Sonra, Bazil'e dönerek: İnsanı portakal gibi sıkıp posasmı cıkardıktan sonra çöplüğe atıyorlar, dedi. Olü gibiyim. Yarın öğleden sonra Donna Anna operasını söylemek lâzım. Sabahleyin prova yapmama kat'iyyen imkân yok, kime anlatırsın? Ya... Yarın şarkı mı söyliyecek sin? Fakat bu akşam tamamile serbestim; yarın da öğleye kadar ve yarın akşam serbestim Bazil'in elinden tuttu ve odadan yavaşca dışan çıkardı. Nekadar mücadele etmek mecburiyetinde kaldığımızı tasavvur edemez sin, diye anlatmağa başladı. Önce işi büsbütün başka türlü konuşmuştuk. Sırf Grîp, Baş ve Dîş Ağrıları, Nevralji, Artritizm, romatizma seninle başbaşa kalmak icin üç gün istirahat alacak ve Baxterville'e kendim gelecektim. Fakat bu pis meslekte insan kendi iradesine sahib olmuyor ki! Ev velki gün Panama'nın ilk temsilini verecektik. Çok güç bir fransızca ile yazılmış, modern bir opera. Fakat bariton hasta landı, esasen kâfi derecede prova da yapmamıstık. Temsil tehir edildi. Umumî prova da geri bırakıldı. Repertuvar değisti, ben de seninle bulusacağım yerde provaya gitmeğe mecbur oldum. Bazil, birdenbire dedi ki: Telefon! Doris, gene telefonu eline aldı, ko nuştu. Sonra, ahizeyi bırakırken: Yarın, saat on birde avukat Chander'le randevumuz var. Vicki BAUM 74 Yazan: Hamdi VAROĞLU Çevlren: Seni takriben yüz bin sene bekle bir bahçe gibi genişti. Bazil, oraya bakmak istemiyor, fakat gene bakıyordu. aım. Dedi. Doris, bu küçük şakayı, ölçüsüz Doris, bir lâmba yaktı ve: bir neş'e ile karşıladı: Bak! Hiç değişmemişsin Bazil, dedi. Dedi. Bazil, elli santim kadar yük Hep osun. seklikte, kırmızı topraktan yapılmış bir Halbuki sen, boyuna değişiyorsun. şey gördü. Seni her sefer bir başka kadm olarak Nedir bu? görüyorum. Diye sordu. Fakat akibinda, bunun Doris gülmeğe başladı: ne olduğunu da anlamıştı. Doris, titrek Zâhir, çiçek soğanının içi gibi kat bir sesle: kat kılıfıd var, dedi. Beni ilk gördüğün Onu satın aldım, dedi. Raphael zaman sana, her halde, gayet basit son'u peşine saldırdım, dört ay aradıktan göriinmüş olacağım. Üç yuvarlak, iki sonra nihayet ele geçirdik. Amma, bunmikâb! Gel sana birşey göstereceğim. dan sonra benim oldu. Doris, yatak odasının kapısını açtığı Doris eğildi, küçük heykelin köşeli tavakit, Bazil korkru. Burası, çok geniş, raflarından birine, yapma, fakat içten fakat gizlenmiş gibi, örtülmüs gibi bir gelen bir buse kondurdu. Bazil, bütün yerdi. Beyaz halılar, gümüşten yapılmış bunları, heykeli ve Doris'in vaziyetini güçjçeklerle süslü idi. Bu odadan derhal lünc buluyordu. nefret etti; burası Doris'in birçok erkek Yazık, dedi. Bazan, iyi heykel lerle tanıştığını akla getiriyordu. Yatak, tıraş olabileceğimi tasarlıyordum. Böyle Dedi. Bazil, bu esnada pencerenin 5nüne gitmisti. Central Park'ı seyrediyordu. Merakını en fazla tahrik eden şey, çördüğü manzaranm büyüklüğü, genişliği ve derinliğiydi. Doris, devam etti: Bu sefer oraya avdet edince, an cak birkaç hafta kalacaksın. Foster'in muvaffak olacağına Chander kat'iyyen emin. İhtiyar Bryant da bir yandan ça Beni çok beklettiğin için seni öl lısıyor. Tanıdıkları çok. Oğlunun da isdürmek niyetindeydim. tidayı imzalaması kararlastırıldı. Doris: Bazil, süratle arkasına dönerek: Bir kere daha mı? Buna mukabil ona kaç para verDiye sordu ve korkarak sustu. Bazil, din? diye sordu. < o bunu sormamalıydı, diye düşündü, ne < Doris, bu suale arsızca gülüyor gibi bunu ne de başka birşey sormamalı!» geldi: kanı, yavaş yavaş basına çıkıyor, kulak Altı şişe viski verdim. ları uğuldamağa başlıyordu. Dedi. Dışarıdan gene birisi: Doris, telâşla devam etti: Yarın beni operada dinliyeceğine memnunum. Sahi sormadım. Mozart'ı sever misin? Sen benim nerede ve nasıl yaşadığ:mm hâlâ farkında değilsin galiba! Telefon! Diye seslendi ve ayni zamanda Salvatori odaya girdi. Doris, ahizeyi eline alırken, Salvatori, Bazil'e doğru ilerlemiş, elini tutmuş, cenaze merasiminde taziyet eder gibi, bir kelime söylemeden sıkmışDoris yerinden kalkb, ona yaklaştı. tı. lArkast varl O sırada, dışarıdan gene birisi seslendi: