28 Birincikânun 193? SON Hâdiseler arasında Çocuk ve devlet er yerde ve her zaman, kimsesiz çocuğun hamisi cemiyettir. Cemiyet, bu himaye işini, demokrat rejimlerde hususî halk teşekküllerıne, devletçi rejimlerde ise doğrudan doğruya devletin eline bırakır. Fakat liberal ve demokrat memleketlerde hususî teşekküîlerin himayesine sığınan kimsesiz çocuğu devletin yardimından da mahrum bırakmıyan kanunlar olduğunu biliyoruz. Türkiyede bu himaye işi, deyletin ve partinin nezareti altında bir iki yan hususî teşekküle bırakılmıştır. Bunlann baştnda Çocuk Esirgeme Kurumu gelir. Şimdiye kadar, bu teşkilâtın ve benzerlerinin fakir ve bakımsız Türk çocuğuna yaptığı büyük yardımları görmemezlikten gelmeğe veya unutmağa imkân yoktur. Fakat bu yardım, en geniş ölçüsünü bulduğu zamanlarda bile, hududunun dışında kalan pek çok Türk çocuğunun gözyaşını kurutmağa yetişmiyordu. Bugün, her taraftan bize verilen işaretler o yardımın gittikçe eksildiğini Öğretiyor. Meselâ, Tokattan mektub gönderen bir «Cumhuriyet» oku yucusu, orada Çocuk Esirgeme Kurumunun 1926 da 600 çocuğa baktığını, bugünse 6 çocuğa bakmaktan âciz olduğunu haber vermektedir. Mektub yazan münevver okuyucu, Kurumun inhitat halinde bulunduğunu ve bir âmme müessesesi haline getirilmedikçe kurtarılması imkânı olmadığını düşünüyor. Bu haklı müşahede önünde verilebilecek ilk hüküm şu olur: Devlet, kimsesiz çocuğun himayesi işine doğrudan doğruya el koymalıdır. Ustüne vatanın bütün istikbalini bina ve inşa ettiğimiz çocuk, yaşı kadar küçük değil, namzed olduğu sosyal vazife kadar büyük bir davanın mevzuudur. Her büyük dava gibi bunu da, hiç şüphe yok, devletten başka hiçbir kuvvet başaramaz. Bu satırları, kimsesiz ve muhtac Türk çocuğuna, herhangi bir teşekkül vasıtasile değil, devletin doğrudan doğruya elini uzatmasını dilemek için yazıyorum. tnkılâbın devletçilik prensipi içinde mütalea edilecek mevzuun baş tarafında çocuk gelir; hele bakımsız çocuk, cemiyetten başka hiç kimsesi olmıyan çocuk. Hatay intîhabatına aid ihtirazî kayıdlar Notamız, Konseyin bu içtimaında görüşülecek Hükumet, Sancak statüleri hükümlerinin tahrikâmiz şekilde tefsir edildiğini ileri sürdü Cenevre 27 (A.A.) Türkiye hükumetinin Milletler Cemiyeti konseyi reisine bildirdiği ihtirazî kayidler, bilaraf eksperler tarafından İskenderun Sanca ğındakı mtıhabatı tanzım için hazırlanan raporu istihdaf etmektedir. Ankara hü kumetHn, raporun ve bu rapor üzerine verile.. kararların kıymetini şüpheli gör düğü anlaşılmaktadır. Türkiye, Sancak statüleri hükümlerinin tahrikâmiz bir şe kilde tefsir edildiğini iddia ve önümüz deki şubatta yapılacak jntihabat hakkında ihtirazî kayıdlar ileri sürmektedir. Öğrenildiğine göre, Milletler Cemiyeti konseyi Türk ihtirazî kayidlerini kânunusani toplanrtsında tetkik edecektir, fakat bu kayidlerin Sancak intihabatını tehir edecek mahiyette olduğu zannedilme mektedir. t\ Hataya gönderilen Cemiyeti Akvam komisyonunun ihzar ettiği intihab reglema nmda Cemiyeti Akvamm 29 mayıs 1937 tarihındeki mukarrerata ve bilhassa eksperler komisyonunun reddetmiş olduğu esasları tekrar bu reglemana koymak suretile eksper komisyonu kararına da muhalif hükümler olduğu açık delillerle isbat et mek suretile Cemiyeti Akvam konseyi nezdinde bu reglemanı ve onun tatbikatını protesto etmiş ve bu hususta sarih ihtirazî kayidler dermeyan eylemiştir. Bunun üzerine meselenin konseyin 1 7 kânunusani 1938 içtimaındaki ruznamesine alındığını öğrenmiştir. Bu meyanda konsey reisinin bu intihab reglemanı projesini asla tasvib ve tasdik etmemiş olduğu da ayrıca haber alınmıştır. Bu hale göre, malul bulunan bu intihab reglemanının tatbikma baslanılabılmesi varıd olamaz. L r Büyük davalar Totaliter devletler karşısında: Fransa Yazan: PAUL REYNAUD İHEM NALINA MIHINA Onun şefkatli elile eçen hafta, Kızılaym 60 m a yıldönümü kutlulandı. Kızılay, vatan için döğüşürken yaralananlarm yarasını sarmak için kurul muşken yavaş yavaş yardım sahasmı genişleterek vatan içinde, hatta bazan vatan dışmda bile her felâketzedenin yardımına koşan bir hayir ve şefkat müessesi olmuştur. Onun büyüklüğünü, Ulus refikimiz de çıkan faaliyet bilâncolarını okurken bir defa daha anlatlım. Kızılay 1923 'tenberi, memlekette yardıma muhtac olanların hiçbirini yardımsız bırakmamış tır. Kıtlığa uğrıyanlara, yaralılara, seylâba maruz kalanlara, zelzeleden ha rab olanlara, evleri yananlara, harb sonunda ecnebi diyarlarında kalmış olanlara, göçmenlere, gıdasız çocuklara, sıtmalılara, trahomlulara, veremlilere, hastanelere, dispanserlere, kanserlile re, Millî Mücadele sonunda kurtulan, memleketler halkma, askerî sıhhive teşkilâtına, mübadil vatandaşlara, halkın hastalıklara karşı tenviri için açı lan sıhhî sergilere, deniz felâketzede lerine, ecnebi memleketlerde büyük felâketlere uğrıyanlara mubarek şefkatli •lile mühim yardımlarda bulunmustur. 1923 ten buffüne kadar bu yolda yardımlar için sarfettiği para 4.385.381 liradır. Kızılay, sade, derdlilere derman ol • mak için dört buçuk milyon liraya ya* km para vermekle kalmamış, daha birişler de pörmüştür. îste bazıları: Anadolu Ajansının notu Öğrendiğimize göre, Türkiye hükume 20 teşrinisanide M. Hitler şöyle di yordu: « Altı seneye varmaz Almanya müstemlekelerini istirdad etmiş olacaktır.» 10 kânunuevvelde M. Goebbels şöyle söylüyordu: « Bittabi, harb için de dört senelik plân yapılmıştır.» Pekin'i ve Şanghay'ı ele geçiren Ja ponlar, 1 1 kânunuevvelde, Nankin ö nünde, Çinlilerin son mukavemet kuvvetlerile carpıştılar. 12 kânunuevvelde, M. Mussolini, büyük faşist konseyinin sonunda, Italyanın Milletler Meclisini terkettiğini ilân etmiş vc «karada, denizde ve havada müteaddid sağlam silâhlarımız var» diye bağır mıştı. Demek oluyor ki, kuvvet, tehdid veya efal ile, yeryüzünde bir kere daha hüküm sürmeğe başlıyor. Fransanın kuvveti ne kadardır? Harbin yolunu kesmeğe kadir olabilecek mi? Harb patlarsa, Fransa kazanmağa muktedir midir? Fransanın askerî meselesi işte bundan ibarettir. Bu mesele, teknisyenlerin salâhiyeti harıcindedır ve doğrudan doğruya Fransız siyasetini idare veya murakabe edenlerin mes'uliyeti altında bulunmakta dır. Fransız askerî meselesi içinde şu üç şık vardır: Teşkilât, imalât ve idare. Gerek Milletler Cemiyetinin umumî paktile gerek doğrudan doğruya akdetti ğimiz muahedelerle, başka milletlere bağlanarak bir müdahale siyaseti tercih etmiş bulunuyoruz. 1927 esas kanununun, resmen ve münhasıran tedafüî bir rol tevdi ettiği bir ordu teşkil etmek suretile de bir ademi müdahale siyaseti kabul etmişizdir. 7 mart 1936 tarihinde Alman ordu sunun Rhenanie'yi işgal etmesini mucib olan ve bu suretle, harb sonrası tarihi üzerinde derin bir tesir yapan bu tezadı kaldırmak lâzımdır. Bu hata, anlaşılmağa başlamıştır. Yeni neşredilen ve resmî askerî mecmualara nazaran en yüksek otorite sahibi zevatm fikirlerini ihtiva eden «Fransız ordusu» isimli bir eserde, bugün bizde hâlâ mefkud olan mukabele ve müdahale vasıtasının ihyası icab ettiği söylenmektedir. Müteveffa General Ludendorff, bundan sekiz ay evvel yazdığı bir eserde, istikbal harbinin başlıca sahnelerinden birinin şimalî Afrika olacağını söylediğine göre bu vasıtanm nekadar zarurî olduğu meydandadır. Bu yeni neşredilen kitabın bize gösterdiği yolu memnuniyetle karşılamalıyız. Fakat, mukabele ve müdahale demek, taarruz ve manevra demek olduğuna göre, bu da, modern makinecilığin harb san'atı emrine âmade kıldığı musademe, sürat, b&skın vesaitinin karada, denizde ve havada ihdası demektir. Fransanın, hava ve deniz filolarile birlikte, zırhlı seçme kıt'alara ihtiyacı vardır. Hali hazırda, bu yol tutulmuş bulunuyor. Yeni malzeme tedariki için verilen tahsisatın büyük bir kısmı, mütehassıs efrada ihtiyac gösteren tank, tayyare ve gemi inşaatı için veril miştir. İkinci şık da burada ortaya çıkı yor ki, bu da, imalât problemidir. Elbirliğile çalışmak imkânına malik olan totaliter memleketler, gün geçtikçe, demokrasilere tefevvuk elmektedirler. Meselâ tayyareyi ele alalım. Eski Have Nazırı M. Mariel Deat, harb tayyareleri aylık inşaatı hakkında neşrettiği rakamları, Fransanm tayyare inşaatını da «eğer doğru ise» cümlesile başlamak suretile şöyle tesbit ediyor: Fransa 35 ilâ 40 İngiltere 250 Almanya ' 350 İtalya 200 Şu halde Almanyanın ayda inşa ettiği tayyare adedi Fransanın on misli, îtalyanınki beş misli faz'adır. Yani, Almanya, her ay bizden 300, İtalya da 160 fazla tayyare yapıyorlar demektir ve M. M a r cel Deat, bizim aylık imalâtımız, kırk saatlik hafta mesaisi ve millileştirme teşeb büslerinden dolayı ayda 65 ten 35 tayyareye düşerken, komşularımızın imalâtının ok gibi yükseldiğini de ilâve etmektedir. Acaba zimamdarlarımız gece uykusu uyuyabiliyorlar mı? Ne gibi kahramanane tedbirler almışlardır? Bunlan tatbik için ne kadar mühlet koymuşlardır. 1870 de hazır değildik. 1914 te hazır değildik. Ayni vaziyeti tekrar mı edeceğiz? Hayatımıza mal olmasma ramak kalan bu hiffeti, Fransa toprağından, bir muzır ot gibi söküp atamıyacak mıyız? Hürriyet içinde, İngilterenin randımanmı aynen istih sal etmeğe kadir miyiz? Yoksa, bu vaziyeti ıslah için, millî kuvvetlerin hepsini seferber etmek mi lâzım gelecek? Bizim kuvvet seviyemizle başkalarının kuvvet seviyeleri arasındaki farkm, böyle bir seferberliği bir harb bahanesi yerine Fransadaki grev Danimarkada yeni önlenebilecek mi? bir hâdise Vaziyette henüz hiçbir Bir Alman şefinin tevkifi, değişiklik olmadı protestoları mucib oldu Paris 27 (A.A.) Nakliyat ve iaşe işçileri grevinde Chautemps tarafın dan yapılan hakemlik teklifleri, grevciler tarafından tetkik ve ihtilâfın ya kında nihayet bulacağı ümid edilmektedir. Paris 27 (A.A.) Maden, nakliyat ve iaşe işçileri tarafından yapılan grevde bir değişiklik yoktur. Chautemps, dün nakliyat patron ve amele murahhaslarını kabul etmiştir. Nakliyatın, bilhassa çabuk bozulan mevad nakliyatının askerî kamyonlarla yapılmasına devam edilip edilmiyeceği meselesi mevzuu bahsolmaktadır. Çünkü hükumet grevi uzatabilecek hertürlü tedbirden kaçınmak istemektedir. Dün bir yandan Chautemps ile nakliyat müesseselerinin patronları arasında, bir yandan da İş Nazırı Andre Fevrier'le iaşe patron ve işçileri arasında yapılan görüşmelerden sonra ortadaki gerginliğin zail olacağı ümid edilmek tedir. Kopenhag 27 (A.A.) Danimarka Schlesvig'indeki Alman ekalliyeti şefi Dr. Moeller, geçenlerde 60 gün hafif hapse, diğer iki nazi lideri de müştereken 500 kuron para cezasına mahkum edilmişlerdir. Danimarka Schlesevig'inin her tara fında bu hükme karşı protesto için iç timalar yapılmıştır. Bu münasebetle Nordschlewigsche Zeitung, şöyle yazıyor: <Almanyanm Danimarka Schlesvig'ine karşı takib etmekte olduğu hattı hareket, "Danimarka makamatmı endişeye düşürecek yeni bir safhaya girer gihi görünmektedir. Vaziyette bir değişiklik yok PEYAMI SAFA tpekle karışık kumaşlar için yeni tenzilât Ankara 27 (Telefonla) 1937 malî yılı iptidaî maddeler tenzilât cetvelinde bükümlü ve bükümsüz ipekle karışık olarak yapılan kumaşlar için yüzde 60 nisbetinde iptidaî madde tenzilâtı yapılması ve geçen hazirandan önümüzdeki sene haziranına kadar muteber olması kararlaştırıldı. Mürefte bağcılığı ve Floksera Mürefte (Hususî) Mürefte ve ha valisi mahsullerinin başında üzüm ve şarab bulunmaktadır. Memlekete en çok para getiren bu mahsulün korun ması keyfiyeti, İnhisarlar idaresinin Tekirdağında tesis ettiği şarab kavına ihtiyacı olan üzümü buralardan satm almasile, bir dereceye kadar temin edilmiştir.. Bu sene idare sarablık be yaz üzümü 4,5, siyah üzümü 3,75 kuruştan, hususî imalâthaneler de 3,5 5 kurustan satm almışlardır. Havalinin son üzüm rekoltesl 6 milyon kilodur. 2 milyon kiloya yakın da şarab imal edilmiştir. Bu hesaba göre mıntakami7a 250 300 bin lira üzüm den, 200 250 bin lira da şarabdan girmistir. Mürefte bağcılığı Floksera'dan çok müteessir olduğu için tam randıman ermek vaziyetinde deeildir. Yapılacak ıslahat neticesinde senede 3 milyon kilo sarab alınması cok kolavdır. Avusturyada Kralcılar Aukara 27 (Telefonla) Çanak kale Vakıflar müdürü Murad Vekâlet faaliyette emrine alındı. Çanakkaleye Tokat mü Viyana 27 (A.A.) Kralcılar son dürü Ali Ulvi, Tokata Zonguldak mü zamanlarda, propagandalarını artırmışdürü Hasan Tahsin, Zonguldağa Kas lardır. Bunlar «Demir Legion» adında tamonu vakıTlar memuru Cemal tayin eyeni bir teşkilât kurmuşlardır. Teşkilât, dildiler. İmparatoriçe Elisabeth'in yüzüncü yılTürk vatandaşlığına dönümü münasebetile dün ilk defa olarak bir geçid resmi yapmıştır. Hükumetin bu alınanlar yeni teşekküle karşı nasıl bir vaziyet alaAnkara 27 (Telefonla) Hasel cağı henüz belli değildir. doğumlu Boşnak ırkmdan Mehmedle kaJaponya devletlere nota rısı Fitel doğumlu Slâv ırkmdan Elisoveta (Saadet) Türk vatandaşlığına alındı verecek lar. Londra 27 (Hususî) Öyle zannediliyor ki, Japon makamatı ecnebî devletYunan gümrüklerinden lere yakmda bir nota vererek vaziyetleçekilmiyen eşya rini tavzih edecektir. Atina 27 (Hususî) Haricden gelip Bir milyon altın franklık gümrüklerden çekilmiyen ticaret emtiasına gümrük zammı yapılacağı hakkmdefine bulundu da bir kanun intişar etmiştir. Bu ka Paris 27 (A.A.) Calis'de eski biı nuna göre, on beşe gün zarfmda güm ev tamir edilirken bir duvann içinde görüklerden çekilmiyen eşvava % 10 ikinci on beş gün zarfında % 20 ve bun mülü, üzerinde 15 nisan 1339 tarihini dan sonrası için de % 25 nisbetinde taşıyan altın meskukât meydana çıkmışt'r. Bu definenin kıymeti bir milyon altın gümrük resmi almacaktır. frarktır. 100 Haiti'li öldürülmüş! Öyle zannediliyor ki, 1347 de Calais'in VVashington 27 (A.A.) Sen Dominik tngilizler tarafından işgaK esnasında bu cumhuriyetinin Washington elcisi, Doparanın sahibi servetini duvara gömmüş minik arazisinde katledilen Haiti'lilerın ve öldükten sonra da define unutulup git100 kişiden ibaret bulunduğunu beyan mi'tir. etmiştir. Elçi demistir ki: « Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, Dominik'liler Haiti'lilerin hücum ve Evkaf müdürleri arasında yapılan nakiller c KISA e : HABERLER t çerid J Yunan Veliahdile fngiliz prensesi evlenecek Londra 27 (A.A.) Sandringham saBodrumda iki kiloluk tosunda îngiltere Kralı Jorj'un rivase portakal tinde toplanan hanedan meclisi, Pren Anteb (Hususî) Kilis gazetesinin ses Frederioue'in Yunanistan Veliahd' yazdığma göre, Bodrumda herbiri iki Prens Paul'la evlenmesini tesvib et kilo ağırhğmda portakal yetiştirilmiş miştir. tir. Sıvas Beledivesinin yerinde bir kararı Sıvas (Hususî) Belediyemiz, meyva, sebze ve saire gibi mübrem olan günlük iaşe ihtiyaclarmı, halkın fuzuîi mutavassıtlarm ellerine geçmeden te min edebilmesi için yılbaşmdan itiba ren cuma günleri bir pazar kurulmasına karar vermiştir. Hazin bir ölüm Ankara 27 (Telefonla) Ziraat Ve kâleti Merkez Mücadele Enstitüsii şefi Alâeddin bu sabah tedavi edilmekte olduğu Nümune hastanesinde vefat etmiştir. Almanvada ihtısas'yapmış o lan ve henüz 33 yaşında bulunan bu kıymetli gencin ölümü arkadaşları ve kendisini tanıyanlar arasında büyük teessürü mucib olmuştur. * ANKARA Birecik kaymakamı Baki Birinci Umumî Müfettişlik emniyet müşavir muavinliğine tayin edildi. * AFYON Vilâyt umumî meclisi tarafından yaptırılmasma karar verilmiş olan Ali Çetinkaya Kız Enstitüsü binasının temelatma töreni dün yapılmıştır. * Nazilli Bugün öğleden sonra kasabaya kar yağmağa başladı. Menderes yükseliyor. Dısarıda: * ATINA Yugoslavya hükumeti, üçüncü Selânik kolordusu kumandanı General Politis'e Sen Sava nişanmm buyük istavroz rütbesini vermiştir. * LONDRA Bu yıl zarfmda İngiltere 7 kruvazör, 9 torpito muhribi, 3 denizaltı, 3 mayin gemisi, 3 torpito ve muhtelif dığer gemiler inşa etmiştir. 1937 yılı kruvazör safmm tamamlanması yılı olmuştur. 1938 yılında da torpito muhriblerle denizaltılar tamamlanacaktır. * ROMA Mussolini, dördüncü defa olarak büyük baba olmuştur. Vittorio Mussolini ile evlenen Duçe'nin gelini, bir erkek çocuk doğurmuştur. * BAYREUTH Dün Wagner Cosima'un doğumunun yüzüncü yıldönümü münasebetile mezarı üzerinde merasim yapılmıştır. * ADDİSABABA Habeşistanın yeni valii umumisi Dük d'Aoste, dün tayyare i!e gelmiştir. * PARİS Normandi vapuru 150 milyon frank kıymetinde altın külçeyi hâmil olarak Nevyork'tan hareket etmiştir. * LONDRA Önümüzdeki pazartesinden itibaren Londra radyosu, her akşam saat 7 de arabca nesriyat yapacaktır. İlk nutuk. İmam Yahyanm oğlu Prens Hüseyinindir. * Roma Polonyanm Papalık nezdindeki büyük elçisi Sktzynski, otomobille elçiliğe giderken anî olarak kalb sektesinden ölmüştür. Eski Fransız nazırlarından geçirecek dereceye gelmesini mi bekliyeceğiz. M. Marcel Deat, yazısını şöyle biti riyor: «Şayed altı aya kadar. cesurane bir siyaset tesbit ve icab eden geniş malî ve teknik vesaitle tatbik edilmiyecek olur sa, Fransa, İtalya ile Almanya tarafın dan, müşterek bir tecavüze maruz kala caktır.» Eski Hava Nazırı böyle söylemekte haklıdır. Bu vâkıalar, muhtemel muhasınr lanmızca malumdur. Efkân umumiyemizin, daima beklediğimiz bir hareketi zorla yaptırmak üzere bunlan bilmesi lâzımdır. Fransanın bekliyecek vakti kalmamıştır. Maliye Nazırınm bütçe encümenlerinde noksan bıraktığı noktalardan birisi, harb malzemesi imalâtı faslıdır kanaatindeyim. Bu senenin 9 milyar frankına mukabil 1938 senesi için bu işe tahsis edilen miktar 11,260 milyon franktır. Halbuki, bir harb gemisinin ton başına fiatı, on sekiz aydanberi bir misli artmıştır. Mühimmat ise daha pahalıdır. Halihazırda birçok sahalardaki gayrikâfi istihsalâtımız, bithassa tayyare imalâtındaki noksanımız, müte arrıza cesaret verecek mahiyette şeylerdir. Gerçi, M. Georges Bonnet, imalât masa1 Ankarada, Yenişehirde bir genel rifine ayrılan tahsisatın bizzat salâhiyettar merkez binası yaptırmış, 2 Kızılavcı yetiştirmek için mek • nazırlarla müttefikan kararlaştınldığını söylemiştir. Evet amma, Nazınn fevkinde, teblerde, bugün azası 70,000 i geçen: «Türkive Genclik Kızılay kurumu> nu hâdisat vardır. tesis etmiş, Memleketin millî müdafaaya tahsis e3 Ankara civarında Mamakta ze • deceği milyarların nasıl tevzi edileceğine hirli gazlere karşı maske fabrikası aç< gelince, halihazırda, ayni vazife ile mu mış, vazzaf ve bu itibarla, müsavi salâhiyetle4 Eskişehirdeki harb malzemesî ri ve mes'uliyetleri çatışan üç nazır var ambarlarını Ankara civarında Etimes « dır. Bunlardan birine verilmiş olan millî udda yaptığı yeni ve mükemmel am « müdafaa nazın unvanı, akli selime karşı barlara nakletmiş, 5 Afyonkarahisar madensuyunu teplâtonik bir hürmet eserinden başka birşey miz ve muntazam bir surette işletmeğe değildir. Kaldı ki bu vazife taksimi, bubaslamış, gün kuvvetin üc şubesi arasında teknik 6 Romanya ve Bulgaristandan geve psikolojik bir yakınlık mevcud bulun len göçmen kardeşlerimiz için 7 tane ması itibarile de mantıksızdır. Bütün fenaşevi ile hastane açmış, nî problemler, kara, deniz ve hava ordu 7 Hastabakıcı Hemsireleri okulunu arının müşterek problemidir. Filvaki, bu tesis ederek 252 mektebli hastabakıcı üç ordunun her biri, kendi bünyesine ve yetiştirmiştir. kendi an'anelerine sahib kalmalıdır. Fakat kararın bir elden çıkması şarttır. Sulh tşte geçen cumartesi günü 60 ıncı yızamanında bile bu derece zarurî olan bu hnı kutluladığımız Kızılay böyle şefvahdetin, harb zamanında nekadar mühim katli bir Türk müessesesidir. Onun bir ve elzem olacağı meydandadır. Hava, de ana sevgisile her derdliye uzanan elini niz ve kara harb makinelerinin, bunlan hürmet ve minnetle öpmek her Türke idare eden, dört bucağında cirid ata bir vazifedir. cukları şu ufalmış dünyamızda, ha rekâtm, ötekilerden aynlan bir tek unMünevver Türk gencliği, dün ölü • surla idare edileceği tasavvur olunabilir münün yıldönümü münasebetile îstikmi? Müzakerenin müteaddid kimselerin lâl marşı sairi Mehmed Akifin mezannı vücudüne ihtiyac gösteren birşey olmasıziyaret etti. Gencler, Mehmed Akifin na mukabil, karar bir kişinin işidir. As • hatırasım taziz için, bir küçük broşür kerî kuvvetlerin heyeti mecmuasmı müşte de neşretmişler; bunun bir nüshasını reken harekete getirmek için icab eden se bana göndermek lutfunda bulundular. ri ve cezrî kararları, komitelerden ve kon Baştanaşağı Akife aid yazılarla dolu oseylerden beklemiyelim. Bu gibi ka lan bu kitabcığm mukaddemesindeki: rarlara, dilomatik, ekonomik, malî, içti Jsüklâl marşının alev mısralarile maî ve manevî binlerce çapraşık mesele de Türk gönüllerini bir bayrak gibi dalgakarışacağma göre, bu kararlann siyasetle landıran büyük Akif, kadirşinas yurdsevkulceyşin imtizac ettiği bir plân üze daşlann ve gençliğin içinde temiz^ ve rinde ittihazı icab edeceğini de unutma san'atkâr bir vatan çocuğu olarak daima mak lâzımdır. Şu halde, bu kararlan, hü yatıyacak ve savqı ile anüacaktır. Bu yazılar, ölümünün yilında, ontl kumetin bir erkânıharbiye muavenetile çalışacak olan tek bir millî müdafaa na sevenlerin, mezanna bıraktığı jikirden örülmüş sevgi çiçekleridir.y zırı vasıtasile ittihaz etmesi zaruridir. sözleri milletin tstiklâl mafŞ m ı y a " Bugünkü şerait dahilinde, Fransa kuv ^an saire karşı, Türk gencliğine yara • vetinin tahakkuk sahasına çıkanlması ar şan bir kadirşinaşlığın ifadesidir. Onuö tık tehir kabul etmez. Askerî siyaset prob mezannı zivaret ve bu risale ile hatıraleminin her üç cephesini de bütün ehem sına hürmet eden Türk genclerini, milmiyetile gözönüne alalım ve hatırlıyahm lî bir vazife yapmış olmakla beraber, ki, büyük tehlikeler karşısında, büyük bir kadirsinaslıklarından dolayj tebrik et meği bir vazife bildim. memlekete yakışan şey büyük çarelere başvurmaktır. Munevver gençliğin bir kadiıpaslıjjı Paul Reynauâ Elektrik şirketi aleyhindeki dava Anadolu yakasında kullamlmak üzere getirttiği halde, Satie ve diğer şir ketlere satılan 17 ton bakır ve 550 potrelden dolayı kaçakçılık suçile Elek trik şirketi aleyhine açılan davaya, dün beşinci aslive ceza mahkemesinde de vam edilmiştir. Geçen celsede, bu davaya aid evrak izerinde yapılan tetkikatın bir raporla tesbitine karar verilmisti. Bu rapor henüz hazırlanamadıŞından duruşma başka bir güne bırakilrmstTr. Millî bankalarımız için mübim bir lâyiha hazırlanıyor Ankara 27 (Telefonla) Eti Bank, Sümer Bank gibi hükmî şahsiyeti haiz devlet roüesseselerinin idare uzuvlan * na, vazifelerine ve murakabelerine aid esâsları ihtiva eden mühim bir kanun lâvihası hazırlanmaktadır. Bu ay Tiarfında Meclise verilecektir. Ankarada Atatürk günü {Bastarafı 1 inct tahifede) yecanmı tatmış olan Yahya Galib bir nutuk söyledi. Şair Behççt Kemal ile o yıl doğmuş olan bir gencin nutuklan da hararetli tezahürlere vesile verdi. Büyük Şefe sonsuz varlık ve şükranlar izhar edildi. Gece Ankara radyosunda bugü * nün büyüklüğünü gösteren hitabeler, hatıralar ve ihtisaslar anlatıldı. Halkevi» gencleri kafileler halinde şehrin büyü]« kahvelerini dolaşarak Ankaralılara bü », yük bayramlarını kutluladılar. Sehir sa bahtan itibaren donatılmıştı. Gece d« tcnvirat yapıldı ve şenlikler geç vakte kadar devam etti. Etıbba Odası kongresi toplanamadı Dün akşam yaüilacağı ilân edilen Ü^üncü mmtaka Etıbba Odası 1937 yılı ikinci umumî idare heyeti toplantısı. ekseriyet temin edilemediğinden 10 ikincikânun pazartesi akşamına tehir edilmiştir. Mecburî hizmetini bitirmeden ayrılan itfaiyeciler İtfaiyede mecburî hizmet müddetini bitirmeden vazifesini terkederek ayrı lanlarm başka hizmetlere alınmaması kararlaştırılmıştır.