g4 İkinciteşrin 1937 CUMHURÎYET B l l l g a F İ s t a n T İ İ r k l e r İ |Jap<> y n anın isteklejŞehir Meclisi içtima devresini bitirdi IBaştarafı 1 inci tahlfede] Bundan sonra afişaj talimatnamesinin rr.üzakeresine geçilmiş ve hararetli münakaşalar olmuştur. Talimatnamenin bir maddesine göre teşhir olunacak her nevi mostralardan afişaj resmi alınması lâzım gelmektedir. Azadan bir kısmı bu mad dede sarahat olmadığı için bütün vitrinlerde teşhir edilecek mostralık mallar için Belediyeden ruhsat almak lâzımgelece ğini; halbuki bunun da doğru olmadığını söylemişlerdir. Bu hususta mülkiye encü^ meni namma izahat verilerek encümenin böyle birşey düşünmediği ileri sürülmüştür. Fakat aksini iddia edenler maddenin mutlak olduğunda ve bundan da vatandaşm zarar göreceğinde ısrar eylemişler dır. Belediye reis muavîni Ekrem de; camekânlarda teşhir olunan şeylerin esasen ilân puluna tâbi oldugunu; binaenaleyh bunların aynca afişaj ücretjjıe tâbi tutulamıyacaklarını söylemiştir. Bu arada azadan Ismail Şevket cevab vererek ez cümle şunlan söylemiştir: G Ü N Ü N B U L M A C A S 1 (fçagrılar, Konîeranslar, kongreler) 1 1 V 8 4 5 6 1 1 hâlâ hürriyet mahrumu Türk çocuklarına Türk harfleri ve yazısı öğretilmiyor. Bulgarlar Türk mekteblerinin başına mahud eski başmüftiyi getirdiler ri yerine getiriliyor (Baştaraft 1 inci sahifede) Kashing'den Hangşov istikametinde ricat eden General LiuSienHsu kumandasındaki Hunan eyaleti ordusuna mensub Çin kıt'alarının bir kısmı 2 1 2 2 sonteşrin gecesi isyan etmişlerdir. Asi askerler bankaları, acentaları ve ticarethaneleri yağma etmişler ve merkezî Çin ordusuna mensub kuvvetlerle çarpışmışlardır. Her iki taraftan da 1400 1600 kişi ölmüştür. 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 ~ " ! 1 1 • • • • • • • • • • • • • • • • • 5 V l t 11 Nankin'e doğru Tokio 23 (A.A.) Japon kıt'alarının Tahu gölünün şimal ve cenubundan ilerliyerek Nankin üstüne yürümeğe devam ettikleri bildirilmektedir. • Nankin taşınıyor Muallim Celâl Hüsmen ve refikası 18 senedenberi Bulgaristanda muallimlik yapan ora Türklerinden Seyid oğlu Celâl Hüsmen, son defa muallim bulunduğu Praval köy mektebinden, Türklük propagandası yapıyor diye azledilmiş ve uzunca bir zaman işsiz güçsüz bırakılmıştır. Bu defa, istediği yerde iskân edilmek üzere göçmen sıfatile ana yurda gelmesine müsaade edilen ve dün eşi Hâşime ile matbaamızı ziyaret eden muallim Celâl, Bulgaristandaki Türkler hakkmda bize şunlan anlabnıştır: « Oradaki Türklerin en büyük şikâyetleri başlarındaki müftilerdendir. Bulgar hükumeti işine yarıyacak, etnir kulu vaziyetinde çalışacak, yenilikten, medeniyetten ürken nekadar sarıklı varsa bunları müfti diye halkm başına getirmiştir. Bunlara göre, şapka giymek haramdır. Bu sebeble şapka giyen kardeşlerimize daima yan gözle bakarlar, fakat Türklerin yüzde doksanı şapkalıdır. Halkm başına fazla karışamıyan bu yobazlar Türk yavrularının yeni harfleri öğrenmelerine mâni olmaktan zevk alıyorlar. Türkiyeden bir tek kitab getirtip okutmak memnudur. Başmüftilik Bulgaristanda boyuna eski harflerle mekteb kitabları bastırıp dağıtmaktadır. Kaç defa artık bu harflerin bir işe yaramacîîfvm," TürT âleminin kabul ettiği harflerle tedrisat yapmamız icab ettiğini söyle'dik, tekrar ettik, fakat kimseye lâf anlatamadık. Böylece de onların nazarında muzır, fasid adam addedildik. Bulgaristandaki Türk mekteblerinin başında elyevm, marifetleri vaktile «Cumhuriyet» sütunlarında hikâye edilen mahud eski başmüfti Hüseyin Hüsnü bulunmaktadır. Bulgar hükumetinin bu adamı bu işin başına getirmesi herhalde bir hüsnü niyet eseri sayılamaz. Bundan başka İstanbul gazetelerlni okumak bile bir nevi suç sayılmaktadır. Nitekim «Cumhuriyet» gazetesinin Filibe bayii 70 yaşmdaki îrfan Çavuş geçenlerde sebebsiz yere, ve hiçbir sorguya maruz kalmadan yakalanıp 3 ay müddetle süı^ilmüştür. Vakıâ sürülen sade o değildir; tüccardan Mehmed Tahsin, emlâk sahiblerinden Vahdet, Doğru Yol gazetesi sahibi Mfhmed Celil gibi birçok münevverler de, sebebi söylenmeden yakalanıp sürülmüşlerdir. Çünkü müftilerden birinîn herhangi bir sahıs için (Bu adam Türkiye taraftandır, Türk propagandası yapıyor) demesi, yakalanmak ve sürülmek için kâfidir. Geçen seneye kadar Bulgaristandaki Türk kasabalarının ve büyük köylerinin hepsinde yerine göre, büyük küçük birer kütübhane vardı. Bugün bunlardan yalnız ikisi bırakılmış, ötekiler kapatılmıştır. Türk spor kulübleri, fıkaraperver müesseseleri de kâmilen seddedilmiştir. Müftilerin dar görüşlerini ve millî duygulardan tamamile uzak, âdeta ruhsuz birer yaratılış oluşlarını şu küçücük misal, gözlerde canlandırmağa kifayet eder sanırım: Bu adamlar Şeker ve Kurban bayramlarını mutlaka Türkiyede tes'id edildiği günden ya bir gün evvel, ya bir gün sonra ilân ederler. Halkın yalvarmasma, çırpmmasma rağmen asla ayni günü bayram kabul etmezler ve bu marifetlerile de öğünürler.» Changhai 23 (A.A.) Hükumet merkezinin nakli hususunda verilen kararı müteakıb ecnebi sefaret ve konsoloshaneleri hükumetle beraber Nankin'e git meğe karar vermişlerdir. Fransa ve Sovyetler Birliği sefaretleri 22 sonteşrinde Nankin'den ayrılmışlardır. îngiliz, Amerikan ve Alman sefarethaneleri de bugün taşınacaklardır. Hariciye Nazın WangŞungHui, birkaç güne kadar Nankin'den ayrılacaktır. Şehir müstahkem mevki haline geldi Changhaî 23 (A.A.) Hükumet merkezinin nakline karar verildiği gün denberi takriben 200,000 kişi Nankin'i terketmiştir. Eski hükumet merkezinde asker ve Çin ordusunun hizmetindeki sivillerden ibaret olmak üzere 100,000 kişi kadar kalmıştır. Nankin şimdi müstah kem bir mevki haline gelmiştir. Yeni bir müdafaa plânı yapılmış ve General TangSchengChin, Nankin kumandanlığına tayin edilmiştir. Sovyetler aleyhinde beyanat Moskova 23 (A.A.) Tas ajan sınm öğrendiğine göre, Tokyo Sovyet büyük elçisi Slavutski, Japon hükumeti müşavirlerinden General Araki'nin bir yabancı gazeteye verdiği beyanatta kullandığı Sovyet aleyhtarı ağır lisanı protesto etmiştir. Ingiliz kabinesi bugün mühîm bir içtima yapacak iBattaraft l ınet »ahttede'i Kral, bundan sonra Lord Halifax'ın da iştirak ettiği hususî bir meclise riyaset İngiltere, Japon taleblerini reddedecek Londra 23 (A.A.) Japonyanm Şanghay'daki Fransız ve beynelmilel imtiyazh mıntakalar makamatı nezdinde serdetmiş olduğu mutalebeler hakkmda tefsirlerde bulunan diplomasi mehafili, İngiltere Hariciye Nezaretinîn kendi hattı harsketini tayin etmeden evvel bu mmtakalar otoritelerinin ittihaz edecekleri hattı hareketi öğrenmek arzusunda bulundugunu beyan etmektedirler. Maamafih lngilterenin, Şanghay'da tahaddüs etmiş olan filî vaziyet sebebile, Japon mutalebatım reddetmiyeceği zan nolunmaktadır. Dün öğleden sonra Japonların bey nelmilel mıntaka ile Fransız mıntakasını bizzat kontrol etmeği istemiş olduklanna dair bir şayia deveran etmiştir. Fakat iyi malumat almakta olan mehafil, bu şayialara ehemmiyet vermemektedir. Teklif, kabine içtimaında görüşülecek Londra 23 (A.A.) Havas Ajan sınm muhabiri bildiriyor: Yarınki kabine toplantısma pek büyük bir ehemmiyet verilmektedir. Çünkü müstikbel îngiliz Alman müzakereleri ve Lord Halifax tarafından bildirilen Hit ler'in şifahî sualleri hakkmda bu toplantı esnasında ilk kararlar verilecektir. Tahmin edildiğine göre bu suallerden bir kısmına bazı şartlar altmda tnüspet cevablar verilebilecek, fakat Avusturyada reyiâma müracaat ihtimalinin doğur duğu mesele ciddî müşkülâta sebebiyet verecektir. Bu mesele hakkında Ingiliz nazırlannm fikirleri muhteliftir. Öğrenildiğine göre nazırlardan bazı lan Anschluss'dan içtinab edilemiyeceği kanaatindedirler. Bir kısmı da Avrupa nizamı için vahim neticeler tevlid etme sinden korktuklan için bu fikre şiddetle muhaliftirler. Diğer cihetten Fransanın muhalefetinden de endişe edilmektedir. Bu memleketin Ingiltere ile itilâfmm bir akide bir mecburiyet şeklinde olduğunu herkes tasdik etmektedir. Avusturya meselesinin uzun münakaşalara sebebiyet vereceği tahmin edilmektedir, « Bu çok mühim bir meseledir. Ancak son dakikada elimize gelmiştir. Tetkik bile edemedik. Alelâcele müzakeresi doğru değildir. Tehiri lâzımdır.» Belediye reis muavini Ekrem; vitrin lerin millî zevke taalluk eden bir iş oldugunu; bu hususta Heyeti Vekile kararı Evvelkl bolmacanm haliednndş şekli da mevcud oldugunu ileri sürmüş ve afi1 2 3 4 5 8 T 9 10 11 şaz meselesinin de esasen hali cereyanda bir iş oldugunu ilâve ederek müzakerenin ıÇİAİBİAİLlA MİAİMİAİK tehir edilmemesini istemiştir. A ZİAİKİAİN AİNİBİLİE, Münakaşa hararetlenmiş; Tünelin içi LİEİK ıRİAİKlt B •|Ç reklâm dolu olduğu; çünkü şirketin D e v tİMİA L AİT • B NİA let Şurasma müracaat ederek hak kazanÇİE • • D tlVİA N E • dığı; Belediyenin bundan zarar gördüğü; EİT • H A Mİİ L E yarın gene böyle bir takım hallerle karşıL •İF A • AİL • T • laşılması çok muhtemel bulunduğu ileri E Z • Vİ1İRİA N • H E sürülerek her halde müzakerenin tehirinde ısrar edilmiştir. Neticede bu işin şubat R A K AİMİB Y U N AİN devresinde müzakeresine karar verilmiştir. ıB R E D • İD EİG İ L • Maltepe Kartal ve Kartal Yakacık OİL A • lEİTİAİMİt N yollarının asfalt olarak inşasma tahsis edilen para ile bu sene Bebek İstinye asfalt yolunun inşasma başlanması ve diğer inşaatın tehir olunması kabul olunmuş Kılıç Aslan tur. Bu, ölmüş bir muharririn eserldir ki taBundan sonra bir müddet için celse rihseverlere ondan kalan nefis bir miras gibidir. Türk kahramanlarından Kılıc Askapanmış ve ikinci celse açıldığı zaman lanın hayatından heyecanlı bir sahneyi ihköylere verilecek damızlık boğalar hak tiva etmektedir. Sühulet kitabhanesi tarafından basılmıştır. Otuz kuruş fiatla sa kındaki talimatname okunmuştur. Bu tali tümaktadır. matname boğaların sevk ve idare tarzla Süt çocuğunun bakımi nnı; ne şekilde besleneceklerini; sahibleriÇocuk hastalıklan mütehassısı, gene ne verilecek ceza ve mükâfat yollarını doktorlarımızdan Şemsi Mutver bu lsimde göstermektedir. Bu da kabul olunmuştur. güzel ve faydalı bir eser neşretmiştir. Bütün annelerin ve çocuk sahiblerlnin oku Meclisin teşrinisani içtima devresi bu a ması faydalıdır. Tavsiye ederiz. ym on beşinde tamam olduğu halde elde bazı işler mevcud olduğundan devrenin sekiz gün daha temdidine evvelce karar verilmişti. Bu müddet de bitmiş; şubatta Bir kömür madeninde çalışan ve karı tekrar toplanılmak üzere celse kapan ile kocadan ibaret bir aile nezdinde omıştır. turup hem ailenin türkçe öğrenmesine Soldan sağa: 1 Japonyadakl meşhur bir limanın vatandaşı. 2 Sordurup buldurmağa ça lışan, bir çeşld mekteb. 3 Kâğıddan kibrit, eski devirde vekil. 4 Irad, arabca <başlangıclar>. 5 Okuyucu, eski bir Türk devleti. 6 Bir hayvan, çok güzel öten. 7 Yemişçi, hal edatı. 8 Sakat, suyun damlayışı. 9 Ebediyet evl, tasvir. 10 Bir nakliye vasıtasmm ters okunuşu, uzak. 11 Alfabeden üç harb yanyana, tasdik edatı, idare taksimatmdan. Yukarıdan aşağıya: 1 Tutmamak. 2 Çiftçinin levazımatından, mektebli. 3 Bir cins ağac, kanuna benzer. 4 Çayır mahsulâtı, titremeler. 5 Kumaşın tüyü, mevcud manasına gelen bir kelimenin tersi, toplu askerln a yak sesi. 6 Kansız. 7 Alfabede bir harfin okunuşu, diş geçirilmiş yer. 8 Kâğıdhane civarmda bir köy, Cin nev'inden. 9 Bir cins paranm toplusu, bir edatm kalınlaştırılıp kısaltılmışı. 10 Sahib, bir hayvanın yavrusu, bir sayı. 11 Fecl, uîalanmıs kaya. 1 • Kadıköy Halkevinden: Bu seneki konferansların üç aylık listesi aşağıya yazılmıştır. Konferanslara 26 ikinciteşrin 937 cuma akşamı saat 21 de Evimiz salonunda başlanacak ve bu konferanslara her hafta ayni gün ve saatte devam ediieceitir. Konferanslara herkes gelebilir. 26 ikinciteşrin 937 Niyazi Tevfik Yükselen: Türklerin ana yurdu haricmde kurdukları hükumetler ve medeniyetler. 3 birincikânun 937 Behçet Yazar: Edebiyat. 10 birincikânun 937 İffet Halim Oruz: Türkiyede sosyal siyaset. 17 birincikânun 937 Dr. Etem Babacan: Sari hastalıklardan nasıl korunmalı. 24 birincikânun 937 Refık Gorbon: Seyahat. 31 birincikânun 937 Muvaffak Uyanık: İlkokul talebe kampları. 7 ikincikânun 938 Dr. Şevket Salih: Çocuklarda kuşpalazı, «diphterie>. 14 ikincikânun 938 Emin Arım: Tasarrufta emniyetin tesisL 21 ikincikânun 938 profesör Zühtü: İş organizasyonu. 28 ikincikânun 938 Sıdıka Atasağun: Kadının ailede ve cemiyette vazifesi. Yeşilay Gerîcler Birliği Genel Sekreterliğinden: Birliğimiz 27/11/937 cumartesl günü saat 14 te Eminönü Halkevinde yıllık kongresini yapacaktır. Bütün içki düşmanlajının gelmesi rica olunur. Konreranslar İçki düşmanlarını davet Kongreye davet Edirne Lisesinden Yetişenler Cemlyetln' ten: Cemiyetimizin senellk kongresl Bnümtkzdeki pazar günü sabah saat 10 da Vezneciı lerdeki Yurd binasuıda yapılacağındaa eski ve yeni mezunlann gelmeleri. «Beyoğlu 1 ve 2 ncl ilk okullari Koruma kurumu> nun 936 937 yılı kongresl 24/11/i 937 çarşamba günü saat 21,30 da Beyoflu 1 inci okulda akdolunacaktır. / Kongreye davet t t İst. Borsasi 23/11/937 PARALAR Açılıs 623. Sterlin 122. Dolar 80. Frank 106. Liret 80. Belçika Fr. 18. Drahmi 570. tsviçre Fr 20. Leva 65. Florin 78. Rron Çefc 21. Şilin Avusturya 26. Marfc 20. Zloti 21. Pengo 12. Ley 48. Dinar 30. Kron tsvcç 1096. AJtın 267. Banknot Kapamş 628. 126. 88. 112. 84. 23. 580. 23. 75. 82. 23. 29.50 22. 25. 14. 52. 32. 1097. 268. ş Yeni Eserler j Bir refakat bayanı aranıyor Japonyanın hakkt yok Paris 23 (Hususî) îngiliz ve Fransız Hariciye Nezaretleri, Japonya nın Şanghay hakkındaki taleblerini tet kik etmişlerdir. Beynelmilel ve Fransız imtiyaz mıntakalanndan Japon askerlerinin serbestçe geçmesini istemiyen Japon miştir. Nafıa Vekâleti bu ikinci plânı yanm hakkı olmadığı kanaati umumidir. tasdik ettikten sonra istimlâke başlanacakGayriaskeri ve bitaraf mıntaka tır. Tokyo 23 (A.A.) Amerikan, Alİkincî plân da îstîmlâke tahsîs edilen man ve Danimarkalı azadan mürekkeb yedi yüz bin liralık tahsisata göre yapılŞanghay beynelmilel komisyonu Nan kin'in şimali garbisinde gayriaskeri ve bi mıştır. Yalnız bunda Evkafa, Belediyetaraf bir mıntaka tesis için Japon başkon ye aid emlâkin vaziyetleri aynca tesbit solosuna bir teklif yapmıştır. edilmiştir. teaddid defalar, bu badmdan vazgeçirtmeğe çalıştığından bahsediyorlar. Vekâletini, avukat Cowen deruhde etmiş. Gazetelerde onun resmi de var. Müvekkilini teşci ederken alınmış resimler. Bu Cowen hüsnü niyet sahibi bir adam; fakat bü tün işi berbad ediyor. Miidafaası, zenginlerin, tasarrufun, umumiyetle mal sahiblerinin aleyhinde, avamfiribane bir hücumdan ibaret. Gazeteler, onun, elini jüri azasma doğru uzatarak, onlan hayretler içinde bırakan şu sözleri haykırdığmı, alaycı bir lisanla yazıyorlar: «Bu atılan kurşundan, siz hepiniz mes'ulsünüz, siz sız ve sız ve bu biçarelerin hakkı hayatını çalan herkes bundan mes'uldür.» Doris, komünist nutuklanna benziyen bu cümleleri okuduğu zaman, Bazil in şiddetle cezalandınlacağını anlamıştı. Müdafaadan sonra, hâkim, Bazil'e, başka bir diyeceği olup olmadığını sor muş; bu, her hareketi namemul adamdan şu cevabı almıştı: Sevdiğiniz yegâne kadmı, benim sevdiğim yegâne kadını bulduğum vazi yette görseydiniz, siz de benim gibi silâhınızı boşaltırdınız! Nemirof'un hareketi on seneden on beş seneye kadar hapis cezasını müstelzemdi. Onun, Yahudi bayramına rağmen, Rouben mahdumlarında merhun bulunan tabancasını kurtarmak için ısrarda bulun muş olması, suçu teşdid eden sebebler yardım, hem de evin madamına arkaetmek vazifesile ve Belediyede mühim bir daşlık muktedir bir bayanatürkçe öğretmeğe ihtiyac vardır. Arzu edenler tafsilât almak üzere içtima yapıldı gazetemize müracaat edebilirler. Biraz IBastarafı 1 inci sahlfedei almarîca bilenler tercih edilmekle beraFen heyeti bu istek üzerine ikinci bir ber almanca bilmek mecburiyeti yok plân yaparak Nafıa Vekâletine gönder tur. Londra NewYorb Paris MUâno Brüksel Atina Cenevre Sofya Amsterd. Prafit Viyana Madrid Berlin Varşova Budapeşte Bükres Belgrad Tokohama Moskova Stokbolm Satılık hane Rami karyesinde Boşnak mahallesinde merhum Simzade Muharrem Beyin 4 oda, mutfak, 7 dönüm ve 36 aded eşçarı müsmireli bahçeyi havi bir ahşab ev satılıktır. Taliblerin Fatih Altayında 23 numaralı hanede Hasan Çamparaya müracaatleri. fak oluyor, hatta gündüz müşterilerinin hizmetine bile bakıyordu. Lokantanın gündüz müşterileri ayrı idi. Bunların hepsi Schuhmacher lokan tasmın abonesi olan bekâr, yaşlı Almanlardı. Müessese ile adeta evlenmiş gibi idiler. Doris gülümsedi ve kendi yerine bu kadar becerikli bir kimseyi bulduklanndan dolayı kan kocayı tebrik etti Schuhmac her'ler, Doris'in bundan sonra senvözlük yapamıyacağını düşündüklerini, ne za man isterse lokantaya gelebileceğini söylediler. Onlar gittikten sonra, Doris, yorgun ve sessiz, uzandı. Altmcı avönünün, iş anyanlarla dolu tahta sıralı iş idarehanelerinden korkuyordu. Fakat, bundan sonra, hiç bir şeyden ve hiçbir kimseden kork maması lâzımgeldiğini düşündü. Yeni Doris, zihnen, eski Doris'le bir mücadele geçirdi. Korku geçmiş, fakat ateş gene yükselmişti. Ertesi gün, doktor William, onu, hastaneden vakitsiz çıkmaktan şid detle menetti. Doris, cumartesi günü evine dönmek istiyordu. Fakat artık «evi» yoktu. Cuma günü, hastane nizamatınm ve normal ziyaret saatlerinin tamamen hilâfında, Salvatori çıkageldi. Bereket versin, heyecanınm fazlasını, kapıdan içeri girebilmek için yaptığı mücadeleler esnasında tüket miş ve Doris'in yanağına, sükunet bulmus 625,r624. 0.8010 0.8005 23.54 23.5825 15.2160 15.24 4.7075 4.7160 87.44 87.58 3.4584 3.4645 64. 64.1025 1.4425 1.4445 22.72 22.7564 4.2240 4.23 13.76 13.78 1.9812 1.9844 4.22 4.2275 4.0192 4.0256 106.72 106.8910 34.52 34.575 2.7486 2.7530 23.575 23.5375 3.1030 3.1080 ESHAM Acılıs Kapanış Aslan çhnento 10.80 10.80 Merkez Bankası 96.50 97. ÇEKLER Açılış Kapanış ÎSTİKRAZLAR Türk bor. I vadeli » n Vadeli % 5 Hazine %2 . 14.85 14.10 72. Kapanış 14.80 14.10 72. Vİcki BAUM Yazan: Hamdi VAROĞLU Çevlren: dendi. Fakat, bu ilk cinayeti olduğu için cezası biraz alestiki ve biraz ümidli bırakılmıştı. Gazeteler, jüriyi, tehlikeli bir komünist hakkındaki bu âdilâne karanndan dolayı tebrik etmiş ve daha yeni, daha meraklı skandallarla meşgul olmağa başlamıştı. Doris, hastane yatağına, bitab ve ümidsiz, uzanmış yatıyordu. Elinden hiçbir şey gelmiyordu. Yeniden, boyun eğmek mecburiyetinde bulunduğu bir hâdise karşısındaydı. Fakat, hiç olmazsa artık bayılmıyor, hatta ateşinin artmasına gay ret ediyordu. Hemşire Cecile, bir hafta sonunda hastaneden çıkacağını haber ver dı. Koridorların uğultulu bir kalabalıkla, koğuşların ziyaretçi kokusile dolduğu, hastaların ateşi yükseldiği ve hastabakıcr ların, döşeklerin altmda rakı şişeleri bulduğu ziyaret günü olan o çarşamba, Doris'i de yoklamağa gelenler olmuştu. Bunlar, kan koca Schuhmacher'lerle küçük oğullanydı. Ayaklarının ucuna basa basa içeri girdiler. Çekingen bir halleri vardı: Ufacık bir menekîe demetile koskoca bir pasta getirmişlerdi. Doris'in başı ucunda on dakika orurdular, öksürüp üksırdılar, havadan sudan bahsettiler ve nihayet asıl maksada geldiler. Doris'in yerini, fakir bir akraba kızma vermişlerdi. Kızcağız şayanı hayret bir şekilde muvaf bir Salvatori'nin kuru dudaklan bir buse kondurmuşru. O gün, Doris, yatagından kalkmiş, ayakta dik durmağa ve yürümeğe uğraşıyordu; hatta bir müddettenberi, hasta. koltuğundan kurtulmuş, koridorlarda gezintiler yapmağa başlanuştı. Muganniyenin kuru, sert ve kuvvetli öpüşü ile ağlıyacak gibi oldu, fakat ağlannadı. Gözkapak* larının, göz yaşlannı tutmaktan ileri gelen yanmasma artık alışmıştı. Salvatori'nin ilk suali: Bundan sonra şarkı soyliyebilecek misin? Demek oldu ve Doris'in cevab vermesine meydan kalmadan ilâve etti: Elbet söyliyeceksin! Tabiî, şarkı söyliyeceksin! Hem de, bu kadar hâdi seden sonra, eskisinden daha iyi söyliyeceksin ! Doris, çekingen bir tavırla omuzlarını silkti ve mütereddid, cevab verdi: Bundan sonra, sizden öğreindiğimden biraz daha başka türlü nefes almak mecburiyetindeyim.. * Öteki hastalar, sırtmdaki mor esvabm üstüne siyah kuş tüyündcn bir boa koy muş olan Salvatori'den gözlerini ayırrmyorlar, onun Doris'le muhaveresini, nefes almadan takib ediyorlardı. (Arkast var) 27 Yeni nakledildiği koğuşta, hemşire Cecile isminde bir rahibe, sıkı bir disiplin tesis etmiş, genç üç kadın asistanı yetiş tirmekle meşguldü. Geceleri, Doris'in yanındaki yatakta yatan, ameliyat olmuş İtalyan kadınının iniltisi işitiliyordu. İrlândah bir hizmetçi kadın, bir löğusa, sabahın dördünden itibaren, bir teviye dua etmeğe başlıyordu. Ara sıra hemşire Leokadi koğuşa sokuluyor, Doris'in yastığını düzeltiyordu. Fakat, bu koğuşun bir iyi tarafı vardı. Doris, hemşire Leokadi'nin o zamana kadar sıkı surette yasak ettiği gazeteyi tedarik edebiliyordu. Bazı hayir sahibleri, gazetelerini ve mecmualarını hastaneye hediye ediyorlardı. Bu suretle, hastalar, her istediklerini, bir hafta teahhurle, fakat rahat rahat okuyabiliyorlardı. Haziran sonunda, gazeteler, dava hakkında yazılar yazmağa bşladılar; Doris'in ateşi de tekrar yükseldi. Hastaneye gelip onu tekrar isticvab etmişlerdi. Verdiği karışık cevablann Bazil'in işine mi yaradığını, yoksa aleyhine mi oldugunu bilemiyordu. Gazetede Bazil'in resmini, hatta kendi resmini gördü. Kim bilir bunu nasıl tedarik etmişlerdi. Çünkü, hastaneye gazete ciler kabul edilmiyordu. Gazetede, Juddy'nin, Franklin'in, hatta ihtiyar babasınm bile resimleri vardı. Öteki yatakları işgal eden üç kadın, muhakeme safahabna aid yazıları, heyecanla, acınarak veya nefret duyarak, haykmşa haykırışa takib ediyorlardı. Akıbet, boş ve heye cansız hayatlanna biraz facia kanşmıştı. Ve bu facia, onlarla ayni koğuşu işgal ediyordu. Doktor Williams, Mis Hart'ın ateşi yükseldiğini haber alınca, canı sı kıldı. Çünkü, bu doktor, Bryant'ın kâtibinden, partonun badema ücret vermiyeceğini öğrenmiş olmakla beraber, gene tedaviye devam ediyordu. Doris, yatağma uzannuş, gazeteyi tu tan elleri yorganın üstünde, düşünüyor. Bazil, aynen gözünün önünde. Gazeteler, onun, ısrarlı sükutünden ve hâkimin, davayı kolaylaştırmak maksadıle, onu, mü J