31 Ağustos 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

31 Ağustos 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURlYET 31 Ağustos 1937 Osmanlı Rasputini a a ( Şehir ve Memleket Haberleri Benzin arastırması Soruyoruz! 79 aylık birikmiş bekçi parası hacîzle alınabilir mi? İsim ve adresinin bizde mahfuz kalmasını arzu eden piyasamızın en tanınmış firmasınuı sahibi bir karii mizden aldığımız mektubda deniliyor ki: «Çok geniş bir ticaret mevzuile meşgulüm, Ejnınönünde oldukça büyük bir hanuı da sahibiyim. Pi • yasada ciddiyetile tanınmış haysi yet ve şeref salhibi bir adam oldu ğum gibi bugüne kadar hükumet ve belediye vergilerile ilişiğim olmadı. Geçenlerde ticarethaneme bir poüs geldi ve sahibi bulunduğunuz hanın aylık bekçi ücreti 500 kuruş olduğu halde 79 aydır bunu 150 kuruş üzerinden vermişsiniz. Kaymakamlık encümeni aradaki fark tutarı olan 276 lira küsur kuruş öde mezseniz hakkınızda tahsili emval kanunu tatbik edilecektir dedi. Bir kaç gün sonra da ayni polis, bekçilerle anlaşıp geçmiş paralann ta • mam«n ödenildiğine bir makbuz almamı tavsiye etti. Vacibüttediye bir borcun pazarlıkla ödenilmesi cihetine gidilebildiği takdirde bunun ne dereceye kadar sağlam ve hakh bir borc olduğunu, piyasanm uzun senelerdenberi verdiği tecrübe ile takdir ettiğimden polisin her iki 2ır>arına da kulak asmadım. Fakat bu aym 20 nci günü haciz kâğıdı ha ran ve ticarethanenin karşısına asıldı. Bekçî parası nasıl bir paradır> Nasıl tafholunur ve kat'iyet kesbeder? Doğrusu bunlan bilmiyorum. Hazfnenin borçları bile muayyen ve oldukça kısa bir müddette tahakkuk ve tahsil edilmezse müruru zamana uğrarken 79 aylık birikmiş bekçi parasını istemenin ne dereceye kadar doğru olduğunu da takdir edemiyorum. Haber aldığıma göre başka bir yerde de böyle bir hal vuku bulmuş, bunun üzerine Vilâyet, bekçi parasmda azamî.haddin bir lira'.olduğunu tefolığ etmiş. Fakat bütün bunlar, kırılan gerek şahsî ve gerek ticarî haysiyetimin yanmda solda sıfır kalacak mahiyettedirler.» Biz yukarıya bir hulâsasını çıkardığrauz bu uzun şikâyetnameyi hayretle okuduk. Mektuba bağlı Tahtakale polıs komiserliğinin mühürile «mahalle bekçi aylıklannı tamamen veremiyerek listede miktarı yazıh kalan borçları tahsili emval kanunu mucibince tebligat makamında 15 gün askı asıldı» diye bir tebliğ var ki o büsbütün hayretimizi mucib oldu. Çünkü, burada, bekçi aylığı olarak bazı hanlara 500, 600 hatta 900 kuruş tayin edilmiş ve bunlar dan 79 aylık olmak üzere 316, 395, hatta 515 lira bekçi parası isteniyor. Bu talebler ve rakamlar karşı sında bekçi aylığı diye böyle yüksek ikretler tayin edilebilmesi ve bunl'arın tayin ediien miktardan noksan verilen kısımları 79 aylık müterakim borç diye tahsili emval kanunile tahsil edilebilir mi, diye j Siyasî icmal Şanghay ve Abluka inde, muharebe çok ilerlediğî halde, iki taraf da resmen iiâ» nıharbe lüzum görmemektedir. Uzakşarkta ilânıharbsiz harb yeni birşey değildir. Bunu evvelâ Avrupalılar tatbik etmişlerdi. 1842 de Hindistandan Çine İngiliz tacirlerinin zorla afyon ithal etmelerini ve satmalannı temin için meş* hur İngiliz devlet adamı Palmerston, ilâ« nıharbe lüzum görmeksizin denizden, karadan ve nehirlerden Çine karşı harb harekâtı yaptırmıştı. Mavi nehre giren bir ingiliz harb gemisi Çinin payrtahtı olup o zamanki Avrupalılann ateşli silâhlanna karşı müdafaa vasıtalanndan mahrum bulunan Nankin'i yakmakla tehdid etmişti. Buna meydan vermemek ve İngilterenin dileklerini kabul etmek için ingiliz harb gemisine gelen Çin memurları cenubî Çinin başlıca mahreci Kanton'a deniz cihetinden hâkım olan Hongkong adasının ve bunun karşısındaki yanmadanın İngil « tereye bırakılmasını kabul ettikten başka Mavi nehrin ağzına yakm bir yerde Şangbay'da İngiliz tacirlerine bir miktar arazi kiralanmasına muvafakat etmiş lerdi. Şoförlerin derdleri 1 Plâka parası 2 Taksi ücretleri Şoförler Cemiyeti, evvelce cemiyetlerin derdlerini dinlemis olan îstanbul meb'uslanna ayrı ayn bırer ariza venniştir. Bu arizalarda benzin fiatlarının iranesinden sonra taksi ücretlerinin de indirilmesine bir sebeb olmadığına, çünkü taksi ücretleri ilk tesbit edildiği zaman esasen benzinin bu fiattan daha ucuza satıldığına işaret edilerek buna bir çare bulunmasını istemektedirler. Diğer taraftan şo förler şahsan Vali Muhiddin Ustündağdan bu hususta görüşmek üzere randevu istemişlerdir. Tarihî tefrika : 10 Müreftede taharriyattan şîmdilik vaz geçildi Yazan : M. Turhan Tan Oğrendiğimize göre Trakyada, Mürefte civarmda Hoşgöl yakınmda üzerinde uzun müddettenberi meşgul olunan petrol araştırmalan daha müsaid safhalar arzeden diğer yerlerdeki araştırmalarla meşgul olunmak üzere şimdilik bırakılmıştır. Müreftede şimdiye kadar 1140 metro tutarmda 6 kuyu açılmış bulunuyordu. Son defa 7 nci kuyu üzerinde çalışılmıstır. Bunlardan biri 3 milyon ayak mikâbı benzinli havagazi vermişti. Kezalik Basbirin civannda açılmış olan kuyu da geçen ay başmda 1327 metroda menfî netice vermiş olduğundan terkedilmiştir. Cumhuriyet hükumeti petrol arama îşine şimdiye kadar 1 milyon lira sarfetmiştir. Hiç de kolay olmıyan bu işe her türlü fedakârlıklar göze alınarak devam e dılecektir. Hâlen memleketimizde 9 yerde petrol araması veya etüdü yapılmaktadır. Hasta baba Molla Hüseyine: «.. okumıyanların bile Kazasker olduklarını gördük. Talihin uyamrsa, seni de Şehislâm..» dedi Gün henüz doğmamıştı, şeyhler ve hofcalar yataklanndan kaldırılarak neza ketli bir zorlayışla saraya gÖtüriilüyordu. Fakat hastanm durgunluğuna, ölgünlüğüne baktıkça hafakanlara uğnyan Kösemin sabırsızlığı boyuna çoğaldığıntlan gideHİerin dönmesi beklenilmiyerek iifürükçü aramıya yeni baştan adamlar koşturuluyordu. O meyanda ayağına çe•vik sarayhamallan da yola çıkanldı. Şuraya buraya sevkolundu Hacı Mehmed adh bir Arab da bunlann arasında bulunuyordu. Büyük o dunluğun ışıksız bir köşesindeki minderteğizine uzun ve kalın boyunu yayarak Igün doğmadan başlıyacak meşakkatli •vazifesinin yorgunluğunu tatlı rüyalarla peşince çıkarmıya çalışan Hacı Meh sned, göğsü tekmelenerek, bıyıklan çeki!erek uykudan uyandınhnca neye uğra dığını şaşırmış, sarfu nahve baştanbaşa 'aykın lehçesile bir şeyler mınldanmış ve kendine taalluk etmiyen bir işe koşturulacağuıı anlar anlamaz da Padişaha dua eder gibi bir vaziyet takmarak arabca kiifürler savurmuştu. Fakat başına dikiîen haremağasırun kamçısı, gidilecek yolun haritasını çıplak sırtına çizip durdu ğundan dua şeklindeki küfürleri bırakıp saraydan ayrılmak zorunda kaldı. Şu kadar ki odunluktan çıkarken uzun hizmet yıllarının mahsulü olan bir kese altını da koynuna yerleştirmeği unutmadı. Hacı Mehmed için mabud, altındı ve saTayda bu altınlar pek bol olduğundan kendisi oraya taabbüd ediyordu. Sıkı bir murakabe altında namaza giderken, yoldaşlarile manga halinde sofraya otururken, ışıksız köşesinde uyurken bu kese ciği elile sık sık okşamaktan geri kalmazdı, Katta terleye terleye odun taşırken bile gözü koynundan ve kesesinin ayn bir kalb gibi göğsünde aldığı canlı vaziyetten aynlmazdı. ..,> Şimdi de alaca karanlıkta sokaga çı karken yürüme kuvvetira, hatta düşün me imkânlarını kesesinden ahyordu. Lâkin biraz sersemdi, uyku mahmurluğu gözünden akıyordu. Nereye gideceğini, kımin kapısını çalıp kimin yakasma ya pışacağını bilmediği için bu sersemlik ziyadeleşiyordu. Hamal Hacı Mehmed îşte bu vazî yette Divanyolunu aştı, Çemberlitaşa ulaştı ve o abidenin önünde biraz durala dı. Doğru mu gidecekti, sağa mı sapa caktı, yoksa sola dönüp gene saraya doğru mu înecekti?.. Hâlâ uyku iştiyakile derinden derine sızlıyan gözlerini uğuşturarak kendine sonu dayağa varmı yacak bir istıkamet çizmeğe çalışıyordu. Daha uzaklara gitmek hoşuna gitmi yordu, saraya dönmekten de korkuyordu. Sokaklar ıssızdı. Çemberlitaş, karşı taraftaki elçi hanmı tarassud eden bir nööetçi gîbi bu esmer ıssızlık arasında bamlbaş ka bir heybet teressüm ediyordu. Hacı Mehmed, o nöbetçinin dile gelip kendi siıri gösterdiği tereddüddea dolayı tekdire kalkışacağını kuruntuladığından sağdaki sokağa saptı, Mahmudpaşa ca inime doğru birkaç adım attı. Çemberlitaştan uzaklaşıyor, fakat içindeki tereddüdlerden uzaklaşamıyordu. Fikri de, ruhu da kargaşahk içindeydi. Bu durumda hatınna keseceğizi gel di, alünlanm okşıya okşıya zihnine cilâ vermek istedi ve sevimli çıkınını koynundan çıkanp sevgilisinin başını avuçlan içine alan bir âşık heyecanile seyre dal di. Hünkârın hastalığını, kendisinin keskin nefesli bir hoca aramıya memur e dildiğini, vaktin darlığıra, Çemberlitaşı ve her şeyi unutmuştu, elleri garib bir hazzm zorile titreye titreye keseyi ok şuyor ve dudaklan haris bir buse olup altmlara yapışmak iizere çirkin çirkin buruşmıya başlıyordu. îşte bu sırada insan mı, hayvan mı, gülle mi, taş mı olduğu anlaşılmıyan iri bir gölge peyda oldu, yaman bir kasırga hızile gelip Hacı Mehmede çarptı ve berifi oradaki açık lâğım çukuruna yu varladı. Çarpışma sırasında altın dolu kese bir yana fırlajnrş ve yürüyen gölge, bir lâhzada eğilerek keseyi aldıktan sonra ayni hızla ileriye doğru süzülüp git ' mişti. Cinci Hoca Safrarnboluda herkesin iyi bir adam diye tanıdığı Karabaş oğlu Mehmed Çelebi, yakasına yapışan hastalıktan kurtulamıyacağını anlayınca çocuklarının en küçüğü olan Hüseyni çağırttı, döşeğinin ayakucuna oturttu: Oğul, dedi, ben göçüyoıum. Size su yüzü görmez iki üç tarlayla şu viran evden başka birşey bırakamıyorum. Emmin Emrullah kadıdır arama kör muma benzer, dibini şöyle dursun yanını, yö nünü aydınlatmaz. Babamızın kardeşi diye evine gitseniz kapıyı açmaz, yüzünüze bakmaz. Onun için kardeşlerinle elele verip kendi yağınızla kavrulmıya çalışmamz gerek. Gelgelelim sende sapan kullanacak, balta salhyacak kol yok. Bir öküze saman veremezsin, bir sıpaya su içiremezsin, kardeşlerinle de geçinemez sin. Sen daha yeri, gökü ayırdedemez ken bu başarıksızlığın gözüme çarptığından günlerce düşünmüştüm, seni okur yazar bir adam yapmak istemiştım. Tarla çapalıyamıyan eline kalem deyakış madı, "yirmi "beş yaşına geldığin haide dersin ..emsileyi geçmedi. J3en .gözümü. yumunca aç kalacaksın, sürüm sürüm sürüneceksin. Bari Istambula git, bir medreseye yazıl, bedava fodla yiyip geçin, kardeşlerine yiik olma. Hüssynin sıhhat fışkıran kırmızı yü zünde derin bir hayret dolaştı, iri siyah gözleri biraz daha irileşerek açıldı ve dudakları kekeledi: Ben md lstanbula gideyim baba, bu yaşa geldim, burnumuzun dibindeki Dadaya girmedinı, Aktaşa adım atma dım. Hangi ödle dağlar aşıp, denizler a şıp Istarnbula vannm ben?.. Haydi, sö zünü tutmak için gözümü kapayayım, tevekkeltü alellah diyip yola düşeyim. İstanbulda niderim, nice barınmm?.. Medreseye gir, diyorsun. Öğrendiğim bir nasara!.. Onunla îstanbul gibi bir yerde adama fodla yedirirler mi? Hasta adam, derin derin içini çekti: Yer değişince kısmet de değişir. Sen Allaha tevekkül et, sefere çık. Bahtm belki yar olur, elin koynun para gö rür. Emsileden binaya ( l ) çıkamamak ayıb olsa da gam değil, senin kadar bîle okumıyanların kazasker olduklarını çok gördük. Talihin uyamrsa sen de bir gün Şeyhülislâm olursun. Fakat takdire rıza gösterirken tedbiri de elden bırakmamalı. Ben sana üç dört yazılı dua bırakacağım. (Arkası var) (1) Emsile arabca fıillerin nasü tasrif olunduğuna nümune verilmek uzere, fakat tek bir fiilin tasrif cetveli olarak yazılmış bir risaledir. Bu rLsaleden sonra «binas ya geçilir ve arabca gramerde ileri gidılmi§ olur. CEMtYETLERDE Türkistan Gencler Birliğinin yıldönümü Kültür ve hayır işlerile meşgul ol mak üzere şehrimizde tesis edilmiş bulunan Türkistan Türk Gencler Birliğinin kuruluşu onuncu yılı geçen pazar öğleden sonra Sultanahmeddeki mer kezinde kutlulanmıştır. Cemiyetin îs tanbulda ve taşrada bulunan bütün a zaları ve muhiblerinin iştirak ettiği bu kutlulama toplantısmda cemiyetin on senelik faaliyeti ve şimdiye kadar yaptığı hayır isleri ve bahusus talebeye yaptığı mühim yardımlar hakkındaki mufassal rapor okunmuştur. Bu faaliyet sırasında cemiyet tara fından tertib olunup ekserisi tabedilen ilmî konferanslann mühim bir mevki tuttuğu verilen izahattan anlaşılmıştır. Kutlulama merasimini müteakıb ce miyetin heveskârlar heyeti hazırlanan zarif bir sahnede muhtelif millî musiki parçaları çalmıs ve söylemiş ve dans lar yapmıştır. Türk genclerinin bu faal cemiyetmin muvaffakiyetleri toplan tıya iştirak edenler üzerinde çok iyi intıba bırakmıştır. Bir cerh vak'asî * • Beyoğlunda Kalyoncu caddesinde 24 ÜUmarah dükkânda yorgancıhft y^pân Trabzonlu Hakkı ile ortağı Hüsejnn bir mesele yüzünden kavga etmişlerdir. Bu sırada Hüseyin bıçağını çekerek Hak kıyı arkasından ve muhtelif yerlerin den yaralamıştrr. Hüseyin vak'ayı müteakıb yakalanmıştır. Azılı bir kıskanc Beyazıdda Valide hanında 85 numarada oturan İran tebaasından Mehdi, dün dostu Marya ile Suadiye kazinosuna gitmiş ve orada buluştuğu arkadaşları Kâmıl ve Mehmedle beraber geç vakte kadar eğlenmiştir. Eğlenme dönüşünde Marya'yı kıskanan Mehdi. tabancasmı çekerek Kâmili bacağından yaralamıştır. Yaralı derhal Nümune nastanesine kaldırılmış ve suçlu Mehdi yakalan mıştır. ^^~^^^ Beylerbeyindeki balo Bugün Balkan festivalinin son gü nüdür. Bu münasebetle dün gece Beylerbeyi sarayında büyük bir balo ve rilmiş, sabaha kadar devam eden bu baloda Balkan oyunları oynanmış ve dans edilmiştir. j t j Konyada bir kamyon köprüden yuvarlandı Soruyoruz? Manisa avcılarının bayramı Manisa (Hususî) Manisa avcılarının senelik bayramı pek çok avcılarm iştirakile kutlulandı. Bu spora meraklı olanlar büyük bir kafile halinde davul, zurna ile kırlann başlangıcına kadar hep bir arada çıktılar. Müteakıben ava başlandı; kır yemeği neş'eli bir şekilde yenıldi ve akşama kadar bir hayli av vurulduktan sonra şehre dönüldü. Gönderdiğim resim, bayrama iştirak eden avcılardan bir kısmını vurduk ları hayvan, tavsan ve kuşlarla bir arada göstermektedir. Konya (Hususî muhabtrimizden) Cumranm üç kilometro şimalinde ve Konya wasını sulama idaresinin ka nalı üzerinde ve sulama idaresine aid olan beş gözlü ve her gözü beşer metro açıklığmda olan köprü Hadimden gelen bir kamyon üzerinden geçerken çökmüstür. Bu köprünün kirişleri uzun zaman dır tebdil edilmediği için çürümüş ve kaza da bu yüzden ileri gelmiştir. Bu köprünün başma gelenlerin, kanal üstünde ve yol üzerinde bulunan diğer köprülerin başmdan da geçmesi muhtemeldir. Cünkü diğerlerinin de sağ lam ve müruru ubura müsaid olduğu tasdik edilmiş değildir. Kamyon kanala yuvarlanmıştır. İçinde bulunan yedi yolcudan birinin kolu kırılmış. bir diğerinin de yüzü sıyrıl mıştır. Kamyondaki Ahmed ve Halis kardeslere aid pek çok miktardaki ü züm de hurdahaş olmuştur. Bir deli tütiin tarlası Meseleden haberdar olan Vilâyet, Sulama idaresine köprülerin derhal sağ Gazianteb (Hususî) Gazianteb top yerine içerler ve ağız otu olarak da kullam bir vaziyete geçirilmesini emret raklarına hâs, kıymetli bir mahsul olan lanırlar. miş, Nafıa müdürlüğünü de bütün köpUmumî Harbden istifade eden Amerüleri gözden geçirerek bu hususta bir Deli tütiin bu yıl bereketlidir. Deli tütün meşrub tütünden tamamile farklı rika, mahsulümüzün benzerini Deyrücrapor tanzim etmeğe tavzif eylemiştir. dır ve ekilmesi bir kanunla yalnız An cebel adile Mısıra sokmuş ve Trablustebe verilmiştir. garbda da yetiştirilmesine başlanmış Festival tdkvimi Deli tütünün diğer bir hususiyeti de sa da Türk mahsulü piyasada birinci 31 ağustos: Salı yalnız Mısırda kullanılmasıdır. Nil va mevkii işgal etmektedir ve mahsul zaVeda müsameresî disinde oturan Mısır köylüleri bunu manı olmak itibarile taleb şimdiden Tepebaşı bahçesinde Cıvza tabir ettikleri nargilelerde eniiye başlamıştu^ G. Antebin Deli tütiin mahsulü bu yıl çok bereketli Oğrendiğimize göre, Belediye, şoförlerin plâka parasmı verememek yüzün den daıma borclu olduklarını nazan dikkate alarak plâka ücretlerinin yeni bir formül dahilinde alınması için bir proje hazırlamıştır. Bu projeye göre plâka ücretleri şimdiye kadar olduğu gibi arabaların motörünün beygir kuvveti değ'l, kazancda esaslı bir âmil olan model esası üzerinden alınacak ve her yeni model piyasaya çıktıkça değişecektir. Şimdi otoBu harekâtı İngiltere ile beraber Franmobillerin beygir kuvvetine göre 12,5, sa dahi yapmış olduğundan Çin hüku 7,5 ve 5 lira alınmaktadır. Fakat beş lira alınan arabalar hemen hemen kalma meti Şanghay'da İngiliz mıntakasının yanıbaşında Fransız tacirlerine de bir mikmıştır. Bu proje Şehir Meclisinin önümüzde tar arazi ioar etmişti. İngiliz mıntakasının diğer ucunda da Amerika tacirleri ki devresinde Meclise sevkedilecektir. Çin hükumetinden arazi kiralamışlardı. MÜTEFERRIK Muahharen İngilizlerle Amerikalılar mmtakalarını beynelmilel mıntaka namı altmda birleştirmişlerdir. Fakat FransızHava tekrar güzelleşti lar kendi mıntakalannı bugüne kadaı Birkaç gün devam eden yağmurlar dan sonra hava oldukça serinlemiş, bunlarla birleştirmemişlerdir. herkes vakitsiz bir sonbahar geldiği enMuahharen, îngiltere, Amerika ve dişesi içinde kalmıştı. Fransa muhtelif vesilelerle Çin hükumeFakat, iki gündenberî hava tekrar tini sıkıştırarak mıntakalannı yirmi misli düzelmiş ve arızî serinlik de bertaraf genişletmişlerdir. Adı «imtiyazlı» olan olmuştur. bu mmtakalarda Avrupalılarm ve AmeHavalar tekrar güzelleştiği için bir rikalılann gayet mahdud bir sahada araçok halk tatil günlerini kırkrda ve de zi kiralamaktan başka ahdî hiçbir hak • nizde geçirmiştir. Bilhassa, dün, plâj ları olmadığı halde, burada belediye nalar hayli kalabalıktı. mı altında zabıta, adliye ve idare teşki' Hava mütehassıslarının söyledikleri lâtı kurmuşlar ve gönüllü muhafızlar nane göre, daha önümüzde bir hayli yaz mı altmda askerî bir kuvvet de vücudt günü vardır. getirmişlerdir. Kandilli Rasadanesi dün hava vazi Her iki mıntakada yaşıyan bir buçul yetini şu suretle tesbit etmiştir: milyon Çinli her türlü medenî haklardar Saat 14 de barometro 761 di. Hara ret gölgede azamî 26, asgarî 17, güneş ve hatta parklara girmekten bile mah • te asgarî 57 dereceydi. Rutubeti nisbiye rumdurlar. Parkların kapılannda «kö peklerle Çinliler giremez» diye polis ta71 derecedir. rafından asılmış levhalar vardır. Japon Cür'etkâr bir hırsız lar Avrupa medeniyetini kabul ettikle • Mükerrem adında bir kız annesile rinden ve kuvvetli silâhlanna güvendik pazar gecesi saat 24 e doğru Horhor lerinden yakın zamanda beynelmilel mıncaddesinden geçerken 18 yaşlarında Mehmed oğlu Sabri isminde birinin ta takada Avrupalılar ve Amerikalılar gib imtiyaz sahibi olmuşlardı. Her iki mın arruzuna uğramıştır. ; tdkada iki mılyona yakın insan yaşadığ Mehmed Sabri, Mükerremin el ndeki cantasını kaparak kaçmak istemişse de halde belediye intihablanna iştirak etm«l kızın ve annesinin istımdadı üzerine hakkı 3,000 kişiye hasredilmiştir. bekç'ler tarafmdan yakalanmıştır. 1927 senesinde Çin Cumhuriyeti, hi< Dün Sultanahmed birinci cezada du bir ahde ve hakka dayanmıyan ve Çind< ruşması yapılan Mehmed Sabrinin su hükumet içinde hükumet teşkil edeı çu sabit görüldüğünden 25 gün hapse Şanghay'daki mmtakalarda, Çinin hü mahkum oimuş ve derhal tevkif edil kümranlık hakkını teyid etmek, ida nrştir. rî ve kazaî haklannı kullanmak iste • diği zaman îngiltere buraya 20,000 ki Radyolarln tesçili şilik bir kuvvet göndermiş ve gene ilânı Bu aym başmdan iübaren mer'iyet •mevkıme girmiş olan yeni telsiz kanu harbsiz olarak Çin ile harbe hazırlan nunun radyo makinelerinin tesçili için mıştı. verdiği müddet bu akşam nıhayet bulŞimdi de, îngiltere, Japonyadan Şang maktadır. Radyo makinesı olanlar bu hay'daki beynelmilel mıntaka ile Fran makineler hali faaliyette bulunsun ve siz mıntakasının harb harekâtı sahasın. ya bulunmasın bu akşama kadar msithal edılmemesini ve müdafaasmın İn kinelerini mahallî posta merkezlerine giltere ile alâkadar diğer devletlere bıra tesçil ettirmeğe mecburdurlar. Bunu yapmıyanlar hakkında gizli radyo ma kılmasını istemiştir. Japonya, bir def. kinesi işletmek suçiie takibat yapıla ahdî haklara dayanmıyan ve füzulî ola cak ve kanunun koyduğu cezalar tatbik rak Şanghay'da yerleşen İngiltere ile di edilecektir. ğer devletlere, kendılerini bu yerlerin ha kıkî sahibleri olarak tammak istemediğic den bu talebi reddetmişrir. Bundan bas ka Şanghay'dan Hongkong'a kadar bt tün Çin sahillerini resmen ilâmharbi ical ettiren ablukanın bir başka türlüsü ola ^münakalâta kapatmak>^ şeklinde denİ2 den muhasara etmiştir. Filvaki bu mu hasara hattından ecnebi gemileri geçme hakkını haizdir. Lâkin bu suretle hare ket edenler Japonyaya karşı suiniyet v husumet beslemiş olurlar. Almanya, şiır diden, bunu tanımıştır. Diğer devletle dahi Uzakşarkta tehlikeli maceralar girişmemek ve Japonyayı kendilerin cîüşman etmemek için Almanyanm yo lunu takib edeceklerdir. Bu suretle Çini haricden silâh ve mühimmat alması so derecede zorlaşacaktır. Bu şerait içind Çinde harb çok uzamryacaktır. Maharrem Feyzİ TOGAY Cumhuriyet Nüshası 5 kuroştur. Abone şeraiti Senelik Altı aylık Üç aylık Birayhk Tflrkiye icin 1400 Kr. 750 » 400 » 150 m Harle lcin 2700 ¥ 1450 Sf ^

Bu sayıdan diğer sayfalar: