25 Ağustos 1937 HABER LER HâdiseJer arasında Japonların şimalde bir çevirme hareketi 'inliler de TienÇin'e doğru ilerlediklerini iSylüyorlar ve Şanghay'da Japon taarruzıma şiddetle mukabele ediyorlar okİo 24 (A.A.) Nankeou'den nna ı haberlere gÖre Japon kıtaatı, bu h saat 6 da Chouyoun'u yani Nan,'nım geçid noktasım işgal etmişler • Japonlar, burayı işgal etmeden ev 3ün bu geçidi muhafaza eden istih lan zaptetmişlerdir. larbiye Nezaretinin bir tebliği, bu :ri teyid etmektedir. [ankeou'den alınmış olan bir telsizde kıtaatmın Kalganile Chouyou Kouırasında Japon kuvvetleri tarafından ımile ihata edilmiş oldukları bildiriltedir. 'ekin 24 (A.A.) Seddiçin hattı indeki Kalganet'in işgalini müteakıb .zntoung ordusuna mensub Japon /•etleri ilerlemeğe başlamışlardır. Jatayyareleri, Pekin Kalgan hattı isonlanndan Chacheng ve Kangte • ıng'yı bombardıman etmişlerdir. Bu evra neticesinde Nankeou mıntaka a ve bütütt bu mmtakayı kateden de'olu boyunca tahaşşüd etmi§ olan ilerin arkalan çevrilmiştir. .iangchisiang mıntakasındaki muha : tedrici surette Japonların lehine ol. üzere inkişaf etmektedir. girmeğe uğraşmaktadırlar. Fakat Japon kıt'alannın hücumlanna Çinliler büyük bir şiddetle mukavemet etmekte dirler. Dünya manzarası ünya gazetelerine bakılırsa, her köşede ve bu sefer ciddî surette harb tehlikesi belirdiğine inanmak lâzımdır. Hiçbir müeyyidesi olmıyan Milletler Cemiyetinden iimidini kesmiyen kalmadı gibi. İspanyadan, bu defa uzak Asyaya çevrilen gözlerde koyu bir endişe var. Kıt'alann üstünde bir trajedi havası esiyor ve en çelik yüreklere bile bedbinlik dolduruyor. Bir Avrupa gazetesinin başmakalesinde şu satırları okuyoruz: «Taş Devrinin adamı bizden daha bahtiyardı. Yüksek bir medeniyetin nimetlerinden mahrumda, fakat vartalarını ve fenalıklarını da görmüyordu. Harbetmiyor değil di, şüphesiz, hatta bazan vahşi hayvanların pençesine düşüyor du. Ne olursa olsun, bizden fazla harbetmiyordu ve onun kavgaları, bizimkilerinin yanında çocuk o yunlarından farksızdı. Şimdiki dünyaya bir bakışta bu hazin düşünceler, kendiliklerinden akla geliyor. Tarihin en büyük dramın dan yeni çıktık. En seçme insan ların çiçeğini koparan, on beş mil~ yon genci mezara sokan vahşi ve kanlı boğuşma daha dün oldu. Yükünü hâlâ strtımızda taşıyor ve evlerimizde matemini tutuyoruz. Şehirlerimizde ve köylerimizde hâlâ milyonlarca malul, sakat, hasta adam sürünüyor. Feda edilmiş nesil, diyoruz. Heyhat! Hiç olmazsa bu fedakârlığın bir işe yarıya cağınt, harbin harbi öldüreceğini umuyorduk: Meger aldanmışız ve bunu anlamakta geç kalmadık.» Dünyanın bugünkü manzarasına bir bakılsa, Büyük Harbdenberi sulh içinde değil, arasıra top seslerile yırtılan, geçici bir mütareke havası içinde yaşadığımıza hükmedeceğimiz gelir. Milletler Büyük Harbin «umumî» şeklini terkettikten sonra şimdi silâhlannın talihini teker teker ve «hususî» şekillerde deniyorlar. Şurada harb, burada ihtilâl; harb ve ihtilâl olmıyan yerlerde de harb ve ihtilâl korkusu. Her tarafta hazırlık, silâhlanma yanşı. «Hazır ol cenge eğer...» Yani sulhun gıdası daima barut. Muharrir, harbin harbi öldüreceğini umduğumuzdan bahsediyor. Her varlık ancak kendi cinsini doğurur. Sulhun anası harb olabilir mi? Görüyoruz ki harbden bir tek kişi doğar: Harb! PEYAMl SAFA Yol yazıları Serginin dış yüzü Paris: Ağustos 1937 Evet, serginin bir de dış yüzü var: Bozuk, bulanık ve kanşık bir yüz!... Bunu görememek gaflet, göstermemek kabahat olur. İzah edeyim: Fransa hükumeti sergi için dehşetli bir propaganda yapmıştır ve hâlâ yapmaktadır. Makale, risale, kitab, el ilânı, duvar reklâmı, sinema filmi, hulâsa hiçbir vasıta ihmal edilmemiştir. Fransada her gazete hemen hergün sergiden bahseder; Parisin bütün büyük binalan sergi rek lâmlarile süslenmiştir; otel ve kazinolarda, tiyatro ve sinemalarda, şimendifer ve tramvaylarda, Parise ulaşan bütün Fransız yollarının kenarında, tren güzergâhlanna tesadüf eden tarlalarda ve dağ yamaçlarında hep sergiye aid bir reklâm fıkrasile karşılaşırsınız. Sokakta gezer ken, mağazalarda mal alırken, kahvehanede çayınızı içerken kulaklarınıza mutlaka bir sergi bahsinin kınntıları çarpar. Yapılan reklâmların en cazib cephesi seyahat kolaylığına ve hayat ucuzluğuna aid kısımlardır. Bakılırsa az bir masrafla hem Avrupayı gezecek, hem ser giyi göreceksiniz. Tarlalarda scrsem kuşlan aldatıp avcının ayağına getiren bazı aynalar vardır; işte bu reklâmlar, bir cihetten, bu aynalara benziyor. Akın akın insanlar bu cazib vaidlere kapılarak Fransaya geliyorlar. Gene bu reklâmlara bakılırsa şîmen difer fiatlarında mühim tenzilâttan istifade edeceksiniz, en yüksek lokantalarda tenzilâtlı fiatlarla yemek yiyeceksiniz, tiyatro ve sinemalara ehven tarife ile gireceksiniz. Halbuki?.., Bakınız neler oldu: llkönce bir grev silsilesi başladı. Otellerin ve kahvehanelerin garsonlan çalışma saatleri kanunu kendi bildikleri ve istedikleri tarzda tefsir ve tatbika kalkıştıkla rından patronlarla aralarında ihtilâf çıktı. Pariste, bilhassa sergi zamanı, otel ve kahvehane demek hemen herşey demektir. Bunlar durdu mu, seyahat derhal felce uğrar. Garsonlar yalnız grev yap makla kalmadılar, çalıştıklan binalan cebren işgal ettiler, mukavemet gösterenlerin üstüne saldırdılar. Günlerce müd det bu binaların kapılan silâhlı askerlerle muhafaza edildi. Bu sebeble seyyahların büyük bir kısmı Parisi terke mecbur oldu; kalanlar da bir hayli müddet endi§e içinde vakit geçirdL Bu maskaralık bitince frangın sukutu başladı. Gerçi bu, bir bakımdan seyyahlar hesabma bir faydaydı. Memleketle rinin sağlam ve kıymetli parasile buraya gelmiş olan seyyahlar, hesab ve tahminlarinden fazla frank alıyorlardı. Fakat bu sevinc çok sürmedi; bütün fiatlar, bütün tarifeler, otel bahşişine kadaf bütün nisbetler bir hafta içinde, adeta otomatik bir hareketle, artırıldı. Otelciler oda kiralannı, lokantacılar yemek fiatlarmı, tiyatrocular duhuliye ücretlerini, garsonlar bahşiş nisbetlerini, hatta ne ayıb şey! bazı doktorlar muayene tarifelerini ço ğalttılar. Bu dakikadan itibaren cebinizdeki para, bir buhar gibi, haberiniz ol madan uçmağa başladı. Herkesin seya hat bütçesine bir muvazenesizlik, bir panik anz oldu. Frangın iştira kabiliyeti azaldığı için kazanclan behemehal artır mağa mecbur olan birçok esnaf, iş sahibleri, amele ve hamal takımı hergün daha azgınlaşan taleblerle müstehlike saldır mak yolunu tuttular. tığı bir yer. Mihrablar önünde, bir takım insanlar dizçökmüş, ibadet ediyorlardı. Kilisenin ortasında, içerisi tenvir edilmiş kuyu gibi bir boşluk vardı. Kıyafetlerinden seyyah olduklan anlaşılan bir takım kimseler burada dolaşıyorlardı. Ben de merak edip burasını ziyaret için kapısının önüne geldim. Karanlık bir merdivenle aşağı iniliyordu. Derken soluk benizli, cılız suratlı bir herif karşıma çıkh, ve bir dilenci gibi elini uzatarak: «Duhuliye!» dedi. İtiraz edecek oldum. Geri çekildi, ve demir parmaklıklı kapıyı yüzüme kapadı. Görüyorsunuz ya, Tanrı evi dedıkleri ibadethaneler bile para dolabı olmuştu. Memleketinizden çıkarken elinize tutuşturduklan sergi vesikası, bazı kurnazlar ve açıkgözlüler haric olmak üzere, bir eziyet vasıtası olmaktan başka birşeye yaramıyor. Bu vesika ile biletinizi almak için istasyona giderseniz treni behemehal kaçırırsınız; çünkü bu vesikanın vadet tiği tenzilâttan istifade edebilmek için çok evvel müracaat etmek, sıra bekle mek lâzımdır. Vesikanız size biletinizi getirinciye kadar daireden daireye, şu beden şubeye, gişeden gişeye bir hayli dolaşacaktır. Ayni otelde orurduğumuz bir vatan daş, avdet biletini almağa memur ettiği otel kapıcısına, beş altı saat geciktiğin den dolayı çıkışmağa başlayınca kapıcı şu cevabı vermişti: Gene talihiniz vannış ki sekiz saatte biletinizi tedarik edebildim. Bilet lerini alabilmek için kırk sekiz saat bekliyenler var... NALINA MIH1NA Dolmabahçe rıhtımı imanımıza gelen ecnebi harb gemilerinin kumandanları, za bitleri ve neferleri hep Dolmabahçe nhtımına çıkarlar. Bu gemilere davet edilen ziyaretçi Türkler ve ecne " biler de Dolmabahçe nhtımmdan istim bot veya motörlere binerler ve dönüşte gene oraya çıkarlar. Yakın zamanlara kadar, Dolmabah • çe camisinin nhtımmdan istifade edilirdi. Evkaf, caminin nhtımmı duvarlarla kapatarak bu şekilde istifade edilmesine imkân bırakmadı. Şimdi, ecnebi harb gemilerinin mürettebatı Dolmabahçedeki saat kulesinin bulunduğu meydanm rıh • tımına çıkmaktadırlar. Bu rıhtım ise yı kık, dökük, perişan bir haldedir. İki tarafmdaki iki güzel abidenin, Dolmabahçe sarayile Dolmabahçe camisinin muh • teşem manzaralan ve temiz ve munta • zam rıhtımlan ile tam bir tezad teşkil eden bu nhtımı tamir etmek, her halde çok büyük masraflan mucib olmaz. Eğer, Belediyenin bu nhtımı yaptıracak parası yoksa, Evkaf idaresinden ecnebi harb gemileri mürettebatının, eskisi gibi, caminin nhtımına çıkmalanna mü • saade edilmesini rica etmelidir. Misafirlerimizi, denizden manzarası emsalsiz bir güzellikte olan Istanbulun karasına ilk avak basarken böyle zavallı bir manzara ile karşılaştırmak hiç de doğru değildir. Gerçi, ben bu gibi işlerde, ecnebiler» den ziyade kendimizi düşünürüm. Şehirdeki herhangi bir çirkinliğin kaldırılma » sını isterken, bunu, ecnebiler ne der, diye değil; bizim gözümüze battığı, zevkimizi ihlâl ettiği için isterim. Şehirde her hangi bir imar işinin yapılmasını rica ederken ecnebilerden evvel kendi istifade» mizi nazarı itibara alırım. Fakat, bu Dolmabahçe nhtımı îstanbul halkından zi yade ecnebi bahriyelilerin istifade ett'kleri ve İstanbula ilk ayak bastıklan bir yerdir. Onları harab bir yerden şehre çıkarmak, hem bizim şerefimize uymaz; hem de nezakete ve misafirperverliğe yaraşmaz. L Çinlilere göre Japon ihrac kıt'aları Şanghay 24 (A.A.) Central News Çin Ajansı, Çin kıtaatının saba hın ilk saatlerinde dün Oucn Chao Pang'da karaya çıkanlmış olan Japon kıtaatı tamamile püskürtaıüş olduklan m bildirmektedir. Karada yalnız Woo soung etrafında ufak birkaç müfreze kalmıştır. Çinliler» bunları teslim olmağa icbar için uğraşmaktadırlar. Amerikan gemisine atılan bombalar Şanghay 24 (A.A. Japon Amiralı Hasegova Reuter Ajansının muhabirinc beyanatta bulunarak Augusta hâdisesi esnasında ne karadan ne de denizden hiçbir Japon topunun ateş etaediğini söylemiştir. Faciaya sebeb olan mermiler hakkında henüz müspet bir netice yoktur. ; Amerikanın vaziyeti n ajansımn verdiği malumat anghay 24 (A.A.) Central vs ajansının bildirdiğıne göre Çinli Tiençin istikametinde taarruza geçe dün Yanglinghing'i işgal etmişlerdir. ası Tiençin Pukao şimendifer hatı ilk istasyonudur. Mücadele şiddetlevam etmektedir. Zın tayyareleri bu gece Vusung açıkada demirliyen Japon harb gemilerini ıbardıman etmişlerdir. îir Japon membaından bildirildiğine Î Çinliler Nantao'nun karşısmda Ja lara aid bir nehir nakliyat kumpan ının hangarlarım bombardıman et lerdir. Vaşington 24 (A.A.) Çine ve Japonyaya hitaben neşredilen beyanna me münasebetile Hariciye Nazın Hull demiştir ki: ' «Uzakşarktakî vaziyet Amerikan tebaasmın ve menfaatlerinin himayesi me selesinin çerçevesini çoktan aşmıştır. Amerika hükumeti inandığı sulh siyasetini müessir kılmakla meşguldür. Bir ttalyan vapuru Şanghay'a gidiyor Adis Ababa 24 (A.A.) Savoîe kumbaracılannin birinci taburu bu sabah Musavvaya hareket etmiştir. Oradan Şanghaya gidecektir. Japon Amiralinin beyanatt Londra 24 (A.A.) Şanghay'daki Japon deniz kuvvetlerinin Başkumanda nı Amiral Hasegava Röyter ajansına ju beyanatta bulunmuştur: « Japonya, hertürlü hâdise sebeblerini ortadan kaldırmak için Şanghay etrafında bir emniyet bölgesi ihdası lü zumuna kanidir. Japonya, yabancı devletlerin hak ve menf aatlerine riayete amadedir. Japon hava kuvvetleri, beynelmilel mmtaka üzerinden uçmak için emir almışlardır. Dün büyük bir mağazanın bombardımanından Japon kuvveıleri mes'ul değildir.» " Şanghay'da şiddetli Japon taarruzu başladı Geçen gün bir Mısırlıya, otelin kapıcısı sergi vesikası olup olmadığını sor • muştu. Mısırlınm, acı acı gülümsiyerek, verdiği cevabı aynen yazryorum: Sergi vesikası mı? Hem iki tane var, benim işime yaramıyor, isterseniz size hediye edeyim. .TI Otellerde ucuz oda, lokantalarda ehven yemek? Buna yalnız gülebilirsiniz. Siz otelcinizden sergi vesikasının vadettiği ucuzluğu isterken o size frangın düştüğünden ve masrafın yükseldiğinden Belediyemzin o nhtımi, biran ev\el, tutturarak öyle sebebler söyliyecektir ki tamir ve meydanı tanzim ettirmesini rica siz adeta haksızlık etmişçesine sıkılacakederiz. smız. Ve yalancı bir hüccet gibi yıpranan bu vesikayı dolaşbrarak kâh meyus, kâh münfeil, fakat ister istemez mütevekkil, umumî kervana katılıp yürüyeceksiniz. Hesabsız ve ölçüsüz para sarfedebilmek kudretine malik olan zenginler bir tarafa bırakılırsa üsttarafı için sergi se yahati düpedüz bir bütçe mcselesidir, ve bugün her seyyah para piyasasile eşya fiatlan arasında mekik dokuyan bir borsa simsanna dönmüştür. Maksadım kimseyi muahaze değildir. Frank meselesi, fiat meselesi, tarifelerin çoğaltıbnası meselesi Fransanın dahilî işidir. Fransa hükumeti bütçesini kapıya bilmek için sergiyi vasıta olarak kullanmakla çok hesabh, tam zamanmda bir tedbir ittihaz etmiştir. Bu, onun hakkı dır. Fakat serginin dış yüzünü ben de böyle görür ve vatandaşlarıma böyle anlatırsam bu da benim hakkımdır. Fransızlann bir sözü var: Un homme prevenu en vaut deux, derler. Biz de türkçemizde: «Kendi düşen ağlamaz» janghay 24 (A.A.) Bu sabah >onlar bütün cephelerde karadan, deden ve havadan taarruza başlamışlarŞiddetle bir bomba ve obüs yağmua rağmen Çinliler, ricat etmemekte /oosung'da şiddetli muharebeler ce • an ettiği bildirilmektedir. Harb ge • erinin topları tarafından himaye edilcte olan Japonlar burada Çin hatla »ıınnnmıa Dahilî değil, haricî Ispanyol harbi [Başmakaleden devam'] er. Tuna meseleleri M. Hodza Küçük İtilâfa teklifler yapmış IJtllHllIIIIIHtlTlllTin IlllIllinilllllHltl M lllllln»»""" [ava kahramanları Filistinin taksimi jç milyon franklık mükâfat kazandılar ^aris 24 (A.A.) Istres Şam ris yarışını kazanan İtalyan tayya leri bugün öğle yemeğini İtalya se îthanesinde yedikten sonra Fransız yare kulübüne gitmişlerdir. Kulübde nlan samimî merasim esnasında H a Nazınnın mümessili yanşı kazanan tayyarenin mürettebatına üç milyon ıklık mükâfatı vermiştir. Vliralay Biseo teşekkür ettikten sonra yan tayyarecilerinin bu meblâgdan ),000 frangmı «Kırık Kanadlar» is deki tayyareciler yardım cemiyetine :ettiklerini bildirmiştir. Bu hareket aretle alkışlanmıştır. Bir itüaf şekli bulunmıya çalışılıyor Kudüs 24 (A.A.) Halihazırda gerek Kudüste ve gerek Cenevrede Fi listin hakkındaki Arab ve Yahudi tez lerini telif için mesai sarfedilmektedir. İbranî Üniversitesinden bir grup, Siyo nist olmıyan Yahudiler namına bir iti lâf zemini aramaktadır. Bu itilâf, mu haceretin tahdidi ve çifte millî bir hükumet teşkili esasına istinad edecektir. Universite şefi profesör Magnet'in müta leası, Filistinin taksimi şeklindeki hal sureti yerine Arablann iştirakile bir yu varlak masa itilâfı ikame etmektedir. Arablar bu itilâfın prensiplerini reddetmemeğe mütemayildirler. M. Magnet'in Siyonist ekseriyetinin kuvvetli bir muhalefetine maruz kalacağı söylenmektedir. Arnavudluk haricle ticareti kesdimi? ıtina 24 (Hususî) Tiran hükume n Birleşik Amerikaya Yunanistan İtalyadan maada bütün devletlerle ıavudluk arasmdaki eşya mübadelen menedildiğine dair olan bir kararı cumet gazetesile neşredilmiştir. Ar oıdlukla bu üç devlet arasında ser t mübadele usulü cari bulunmak ır. Iktisad Vekilimiz Geliboluya geldi Çanakkale 24 (Hususî) İktısad Vekili Celâl Bayar, bugün İparla buraya geldi. Yarım saat tevakkuftan sonra Geliboluya hareket etti. İktısad Vekili bu geceyi Geliboluda geçirerek yarın sabah Tekirdağma gidecektir. Romanyada manevralar Varşova 24 (A.A.) Gazeteler, eylulde yapılacak olan büyük Romanya manevralarında Lehistan Mareşalı Smitgly ile Fransız ordusu Başkumandanı Geierlin 24 (A.A.) Dün öğleden sonneral Gamelinin hazır bulunacaklannı Munster civarmda Celle yakınında bildirmektedir. infilâk vukua gelmiştir. Matbuat bu iki ziyarete askerî büyük 2 kişinin bu yüzden telef olmuş, bir bir ehemmiyet atfediyorlar. kişinin yaralarunış olduğu söylen ktedir. 'an resmî bir tebliğde bunun bir Paris 24 (Hususî) Paris borsasmın ıgın olduğundan bahsedilmektedir. bugünkü kaparuş fıatları şunlardır: Londra 132,85, Nevyork 26,63 1/4, laarnafih Havas ajansı muhabirinin Berlin 1072, Brüksel 448,25, Amsterdam endiğine göre, kaza, Celle yakınında 1470, Roma 140.15, Lizbon 120,75, Ce Munster büyük manevTalar sahası nevre 611,75, bakır 62 1/2 63 1/2, kalay arında topçu endaht sahasında vu 260,2,6, altın 139,4 1/2, gümüş 19,7,6, kurşun 22,5,7 1/2, çinko 23,19,4 1/2. : gtlmigtir. & Imanyada bir infilâkta 12 kişi öldü PARİS BORSASI Bükreş 24 (A.A.) Dün, Mamoros'da bulunan M. Tataresco ve Hodza'nm bu mülâkatları hakkında hiçbir tebliğ neşredilmemiştir. Siyasî mehafilden öğrenildiğine göre, M. Hodza, Tuna meselelerile ve İtaljra ve Almanya ile münasebetler mesele sinde Küçük Antant devletlerinin da ha sıkı bir diplomatik iş birliğinde bu lunmalarını teklif etmşitir. Ayrıca, Polonya ile Çekoslovakya arasında yak laşma meselesi ve Romanya ile Çekos lovakya arasında ekonomik ve endüs triel iş birliği meselesi de mevzuu bah§imdi bir de işin resmî cephesine ba solunmustur. kmız: Seyahate çıkarken elbize bir sergi vesikası vermişlerdi. Bu vesikaya göOrdu terfi listesi Ankara 24 (Telefonla) Ordu terfi re Fransada şimendifer fiatlarmdan bir listesi, Reisicumhurun tasdikına arze hayli istifadeniz olacaktı. Halbuki siz dilmek üzere bugün merkezden İstan Fransız toprağma ayak basar basmaz bula gönderildi. hükumetin yeni bir kararnamesile karşı İki, üç güne kadar Ankaraya gönde laştmız. Bu kararname ile hükumet şi rilecek olan liste, 29 ağustosa kadar alâ mendifer biletlerine yüzde kırka yakm bir zam yapıyordu; çünkü bütçede yirmi kadarlara bildirilmiş olacakür. Bir Amerikan tayyaresi düş bes milyar franklık bir açık vardı. Yani hükumet sergi münasebetile vadettiği tü, 6 kişi öldü tenzilâtı bütçe yolile geri alıyordu. Londra 24 (Hususî) Nevyorktan Tütüncüden sigara alırken eskisine bildirildiğine göre, bir Amerikan askeri nisbetle yüzde yirmi fazla vereceksiniz, tayyaresi San Diego civarında denize düşmüştür. Kaza neticesinde 6 tayyareci çünkü hükumet inhisar resmini artırmış tır. Mektublarınız eski fiatla, telgrarla ölmüştür. rınız eski ücretle gitmiyor, çünkü hüku Fransız manevraları met posta ve telgraf tarifelerine zam Tuluz 24 (A.A.) Büyük manevra yapmıştır. Otellerde garsonlann arzula lar, dün karada yapılan askerî hare rını karşılıyabilmek için bahşiş nisbeti kâtla rabıtalı olarak devam etmiştir. yüzde ondan on beşe çıkanlmış, otobüsMavi tarafm tayyareleri, şark ordusu leri otomobillerin rekabetinden koruya nun geri çekilme hareketini umumî subilmek için taksimetrelere yüzde yirnv. rette setretmiş, Lezieres istasyonile Tuluz Narbon demiryolunu bombar beş fazla konulmuştur. Parasız adım atmanın imkânı yok: dıman etmiştir. Kırmızı tarafm tayyareleri, garb or Serginin bir kapısmdan girip öteki ka dusunun mukabil bir taarruzuna iştirak pısından gidinciye kadar en aşağı sekiz ve Rhone üzerindeki köprüleri ve bil on gişenin önünde duhuliye verirsiniz. hassa Tarascon ve Avignon yakmında Paranın tahakkümü son dereceyi bul ki köprüleri bombardıman etmiştir. muştur. Yürürsünüz: Para. Durursunuz: Brezilyada büyük bir yangın Para. Sağa bakarsınız: Para. Sola döBuenos Aires 24 (A.A.) Campana nersiniz: Para. Daha garibini söyliyeyim: Bir gün espetrol deposunda çıkmış olan yangın ki bir kilisenin içini görmek istedim ve bastırılmıştır. 800,000 litre petrol yangirdim. Titrek mum ışıklarımn aydınlatmıştır. deriz. tsmail Müştak MAYAKON Rus tayyarecileri Moskovada Moskova 24 (A.A.) Tas ajansı bildiriyor: Parti ve hükumet Moskovaya dönen tayyareci Fromof, Yumaşef ve Danilini şerefine dün Kremlin sarayında büyük bir resmikabul tertib etmişlerdir. Merasimde Stalin, Molotof, Voroşoilof, Kaganoviç, Kalenin, Dimitrof hazır bulunmuşlardır. Merasim büyük bir şevk havası içinde cereyan etmiş ve sonra Moskovanm en Ispanyol dahilî cidalinde bir dünya iyi artisleri tarafından bir de konser verilmistir. harbinin ruhunu yaşatanlar işte bu mülâhazalardan dolayı çok fena ve çok yanlış Muğlada odun kömür hareket ediyorlar. İlk başta kendi zararbuhranı larma, sonra da huzur ve rahatmı kaçırdıklan dünya zararına olarak. Hiç olMuğla 24 (A.A.) Burada odun ve kömür buhranı vardır. Demirci esnafı mazsa Büyük Harb sonu dünyasmm yükömür yokluğundan dükkânlannı kapat zündeki riya maskesini çekip çıkararak hamışlar, ekmekçiler de ayni duruma düş kikati göstermiş ve onu söylemiş olalım: mek üzeredirler. dahilî îspanyol cidali yoktur, hakikatte Kastamonuda Atatürk günü nerede ise milletleri gırtlak gırtlağa getirecek bir Avrupa harbi şeklile haricî bir Kastamonu 24 (A.A.) Atatürkün îspanyol cidali vardır. 12 yıl önce Kastamonuyu şereflendirdiği Hakikatte Ispanyanm cidal bile yapgünün hahrası dün bütün Kastamonu rığı yok. Diğer Avnıpalılar kanşmasalar halkınm içten gelen coşkunluğu içinde dahilî îspanyol meselesi bir sokak kavgakutlulanmıştır. sından daha ileri mahiyette birşey ola« mazdı. Hakikatte dahilî îspanyol cidali Bir kitab toplattîrıldı perdesi arkasında Avrupa ihtiraslan kay« Avukat Halil Yaver tarafından yazı naşıyor. Milletler biribirlerinin boğazlarılan «Türkiye Nereye Gidiyorsun?> adlı na sanlmadan herkesin hakikati böyl» bir kitab görülen lüzum üzerine zabıta bilmesi faydalıdır ve lâzımdır. tarafından cumartesi akşammdan iti YÜNUS NAD1 baren toplattırılmıştır. ancak inkişaf eden müstemlekelere istiklâl tanımak gibi yalnız İngılterenin yapabileceği bir meharetle ayakta durabilmektedir. Karalarda ve denizlerde uluorta hakimiyetler kurmak iddiasında bulunan memleketlere eğer ellerinden gelirse meselâ Isviçre veya Belçika gibi en küçük millî bir vahidi ortadan kaldırmalannı teklif ederiz. Belçika bitaraflığım garanti eden muahedelere kâğıd paçavraları denilebilmesi için kimsenin müdahale etmiyeceğini de temin edelim. O zaman sarahat ve kat'iyetle görülür ki millî varlığını millî şuurla perçinlemiş bir milleti belki mağlub etmek mümkündür, fakat kahır ve hakimiyet altında tutarak idare etmek mümkün değildir. Belçikayı meselâ bütün Alman ordusunun pençesi altına tevdi etsek bu memleket gene bir Alman eyaleti haline gelemez. Böyle zoraki bir teşebbüs belki sonunda Almanya gibi büyük bir devleti yıkar, fakat bundan dolayı Belçikanın kılına halel gelemez. Böyle bir iş tahakkuk edebilmek için bütün Belçika nüfusunu katliâm etmek lâzımdır. Belki o zaman toprağa tasarruf olunabilir. Bununsa maddî ve filî imkânı yoktur. Dünya öyle bir tekâmül merhalesine varmıştır ki küre üzerinde şu veya bu büyük devletin gelişigüzel hakimiyet tesis edecekleri hemen hemen hiçbir saha kalmamıştır denilebilir.