CUMHUEİYET 24 Temmuz 1937 Ruslar büyük bir azimle Millî mahsulün ilerlemeğe uğraşıyorlar sürümünü artırmak Iki taraf topçusu arasmda da ateş başlamış, şiddetle devam ediyordu Kısa ilânları meccanen neşredeceğiz Yazan : Mütekaîd General Halil Sedes Şaniı bır iiatıra ( Şehir ve Memleket HaberleriH Halkın şikâyetleri Denizyolları idaresinin nazarı dikkatine Şehremininde Tatlıpmar caddesi 56 numarada Hamdi Önen imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «Geçenlerde Denizyollarının Saadet vapurile Bandırmaya seyahat etmek mecburiyetinde kalmıştım. Kamaralar ve hatta salondaki sandalyelerin satılmış olduklannı görünce güvertede seyahat ettim. Burada seyahat edenlerin hallerini takdir için en kuvvetli tarifler bile pek sönük kalır kanaatindeyim. Güvertenin en iyi yerleri at, inek ve sair hayvanlarla, kesilmiş kasablıklara ayrılmış. Yolcular ya bunlarla kucak kucağa seyahat etmeğe, yahud da bu havada pis kokulu ve cehennem gibi sıcak ambara inmek zaruretinde kalıyorlar. Bu fecaati alâkadarlara daha iyi takdir ettirmek için kendilerini Saadet vapurunun güvertesinde bir seyahate çıkarmalıdır.» *** Isim ve adresinin bizde kalmasını arzu eden bir kariimizden aldığımız mektubda deniliyor ki: «Geçenlerde Çanakkaleye bir yolculuk etmek mecburiyetinde kaldım ve o hatta tahsis edilen Kemal vapurunda kamaraların tutulduğunu öğrenince güvertede seyahat ettim. Bu münasebetle de her vakit güvertede seyahat edip ağzını bile acmıyan zavallılann düştükleri perişan hali gördüm. Yolda ambara inmek cehenneme düşmek kadar feci. Havasızhktan lunalmak birşey değil. Güvertede gündüz güneşten, geceleyin de bilhassa sabaha karşı üşüyüp hastalanmamak mümkün değildir. Ustte tulumbanın etrafa sıçnyan sulan aralıklardan ambara yağmur şeklinde dökülmektedir. Yeni yapılmakta olan vapurlar gelinciye kadar halkı ehemmiyetsiz himmetlerle azabdan kurtarmak işten bile değildir. Güverteye bir tente, ambara bir iki manika takılsa güvertenin aralanan tahtalan biraz ziftlense yukanda saydığım ve yol culukta birer işkence vasıtası olan hallerin önüne eecilir.» Siyasî icmal İspanya ve devletler spanyadaki dahilî harb mevsimin müsaid olmasından dolayi son derecede şiddetlenmiştir. Şimalî Ispanyada Atlas Okyanusu sahilinde Bask'lann mukavemeti kırılmış ve en zengin demir madenleri ve fabrikaları işgal edilmiş olduğundan yalnız Santander şehrinin et rafmdaki dar mıntakada Asturia'lı maden amelesi taburlan mukavemet göstermektedirler. Bu havalinin işgali gün meselesi olduğundan General Franco şimaldeki kuvvetlerinin kısmı küllisini Madrid cephesine ve Katalonya ve Aragon hu duduna nakletmektedir. a Aşk yüzünden kanlı bir cinayet Dün Cibalide bir adam üç kişiyi yaraladı D Millî istihsalâtın mümkün olduğu kadar halkımız arasmda fazla sürümüne bir yardımda bulunabilmek, bu suretle 5 dahilî piyasamızı daha fazla canlandıraMuharebenin daha ilk devresinde yani nünde bulunan birkaç avcı siperini elde bilmek için çok kısa olmak şartile millî taarruzun durduğu sıralarda; nihayet etti. Fakat bu saldmşta alayın albayı mahsul ilânlarının meccanen gazetemizde Osmanlı müdafaa kuvvetinin ehemmiye KLinhauz telef oldu. Müfrezenin komu neşredileceğini ilân etmiştik. tini anh an General ŞildnerŞuldner, saat 7 de 9. kolordu komutanlığma: «19. alaydan henüz hiçbir haber ala madım. Bu yüzde düşman şiddetle mukabele ediyor. Bir an evvel imdad gön derilmesini rica ederim» haberini ulaştırdı. Fakat Generalin dilediği imdadm çarçabuk gelip muharebeye iştirak etmesine zaman ve imkân yoktu. Vlodga alayımn bozulup geri çekildiği sıralarda Kleinhauz müfrezesinden birbiri arkasından iki haber ahndı. Bu haberler o tarafta da yapılan muharebenin iyi netice vermemiş olduğunu bildiriyordu. Bunun üzerine General Şuldner saat 9 1/2 ta Baron Krudner'e: «19. alaydan aldığım haberlere göre; bunun da, düşmanır kuvvetli topçu ateşlerile karşılaştığı anlaşıhyor. Bütün ihtiyatlaranı muharebe hattma sokmuş olduğum halde; zapt ve elde ettiğim Osmanlı müdafaa hatlannı yeniden bırakmak ve ilk mevzie çekihnek zorluğunda kalıyo rum. Burada mevcud 4 bataryamm ateşleri himayesmde 19. alayın gelmesini bekliyeceğim. Subay ve erce pek fazla zarara uğramış olduğumuzdan hücumu kat'iyyen tekrar edemem. tmdad ve sıhhiye memur ve eşyası yetiştirilmesini rica ederim. Top cepanesi de bitmek üzere dir» haberini gönderdi. Az zaman sonra da: «Şimdi 19. alay komutanmın telef olduğu haberini aldım. Orada da zayiat pek fazladır. Alay ileri gidemiyor; im dad gönderilmesini rica ederim. 17. Ar kancel alayımn komutam da ölenler arasındadır» demiştir. Nihayet 19. alayın kavuşmasını bek liyemiyerek saat 11 de General ŞildnerŞuldner bütün kurvetlerile geri çekildi. Griviça cihetinde vuku bulan rmıharebenir cereyanı şekline gelince: 19. Kostroma alayile 1 batarya ve 2 Kazak süvari bölüğünden müretteb bu lunan Kleinhauz müfrezesi 20 temmuz sabahı saat 6 ya doğru Griviça sırtlarına doğru ilerlediği sıralarda Osmanlı topçusunun ateşine uğradı. Rus bataryası da mevzie girerek mukabeleye başladı. Kostroma alayı, bütün erleri çanta ve kaputlannı Griviça köyü yakmlarmda bıraktılar ve ağır yükten kurtulan Rus erleri daha seri bir surette ilerlemeğe ko yuldular. Rus alayı muharebe nizamı alırken iki taraf topçusu arasmda ateş şiddetle de vam etti. Ruslar Osmanlı bataryasmdan 2 topu körletmeğe muvaffak oldular. Hatta Osmanlı bataryası ateşi de kesti. Ancak bunun yerine Karabayırdaki ihtiyat bataryalanndan biri işe girişti. Rus Iara yan ateşile cevab vermeğe başladı. Büyük bir azimle ilerliyen Rus alayına karşı Osmanlılar şiddetle mukabele eyledikleri ve Ruslara pek çok zayiat verdirdikleri halde düşman asıl hattın ö tasmı batarya komutanı deruhde etti. Esasen kısa zamanda müfrezede büyük rütbeli yalnız 2 binbaşı kalmışh. Bu iki binbaşı, birçok zayiata uğnyan ve birbirine kanşan bölüklere yeniden azçok çe kidüzen verdiler ve birisi sağdaki, öteki de soldaki bölüklerin komutasmı üzerle rine aldılar. Saat 8 de alay tekrar taarruza geçti. Bu defa 1. 2. taburlar müdafaa hathnın doğrudan doğruya yüzüne saldırdılar. Griviça'dan geçen 3 taburla bunun sağ yanını saracak surette ilerledi. Ayni za • manda arazinin elverişli olmasından is tifade ederek Rus süvarisi de hücuma kalktı. Osmanlılar, bu zorlu hücuma daya namadılar; kanşık bir surette Plevneye doğru çekilmeğe başladılar. Bu tarafta, yukanda sözü geçmiş olduğu veçhile; Osmanlılann Ahmed Hıfzı Paşa kon.tasmda 1. ve 2. sınıf Redif Simav ve 2. ordu 2. Nişancı taburlarile bir bataryadan müretteb bir müfrezeleri vardı. Karargâhça müdafaa hatının tahkimi emrolunmuştu. Kazılacak siperlerin yerlerini tayin ve tesbit için kurmay albayı Tevfik Bey de buraya gönderilmişti. Fakat vaktin dar ve askerin yorgun ve gece de yağmur yağmış olmasından bu emir pek de yerine getirilemedi. Binaenaleyh müfreze işgal ettiği müdafaa çizgisine tam yerleşmiş sayılamazdı. Öte taraftan daha ilk topçu ateşlerinde müfreze komutanı Ahmed Hıfzı Paşa yaralandı. Bunun komutasmı piyade a Iayı komutanı yarbay Hüsnü Bey üzerine aldı. Fakat az zaman sonra Hüsnü Bey de ağır surette yaralandı. Hüsnü Beyden sonra komutayı deruhde eden Nişancı taburu binbaşısı Azmi Efehdi de ağzından pek ağır surette mecruh oldu ğundan müfrezede emir ve komuta kâ nştı. Bu sebebler, hele sağ yanda bulunan 1. sınıf Redif Simav taburunun dayan mak heves ve kuvvetini kırdı. Önce bu taburun birkaç bölüğü yerlerini bırakıp gerilediler. Bununla beraber müfrezenin sıkışık vaziyetini gören Osman Paşa, bunu takviye için albay Said bey komutasında; (2. Ordu 6. Redif Çorum alayı komu tanı) 1 1/2 taburluk imdad gonderdiği gibi, ayni zamanda da Barabayırdaki bataryalarla düşmanı anfilat ateşine aldırdı. Gönderilen imdad yolda ve muharebe hattma bir kilometroya yakın bir mesa feye varmışken; Simav taburu komutanı kolağası Rıza Efendinin geri giden bö Iükleri yüz ileri ettirmek için; boru ile verdirdiği «Yüz geri!» işareti, maneviyatı sarsılmış olan taburun öteki bölüklerince yanlış anlaşıldı. Bunlar da müdafaa hattmı bırakarak ricat etmeğe başladılar. Sonu var Gayemiz millî mahsul istihsal eden müstahsili veya millî mahsul satan tüc car ile müstehliki birbirine tanıtmak, millî mahsul üzerinde kolayhkla iş yapma larını temin etmek ve gayet tabiî olarak da millî mahsulün sürümünü artırmak idi. Memleketimizin birçok yerlerinde öy le nefis millî mahsuller yetişir ki birçok müstehlik bunlan bilmez, bilse de bu işlerle uğraşan tüccarı tanımadığı için si Sağda: Sevgilisıni vuran, kendisi de yara kuvvetler tarafından sıkıştırılmasmdan lanan Mehmed, soîda yaralanan genc evvel büyük bir taarruz hareketi yaptır Halidenin hastanede ahnmtş resmi Valencia hükumeti Madridin yeni pariş yapamaz. Gayemiz bu gibi engelleri ortadan kaldırmak ve memleketin bütün millî mahsullerini doğrudan doğruya halkımıza tanıtmaktır. Bu kısa ilânlar şöyle olmalıdır: Filân yerd» filân ticarethane filân hankanm şubesine kendi hesatnna yatıruacak şu kadar paraya mukabil şu kadar ve şu cins mah en geç şu kadar gün zarfmda teslim etmeği taahhüd eder. Taahhüdlerini ifa etmek müstahsili mizin veya tüccanmızm bir namus borcu olduğu gibi ayni zamanda bir vatan borcudur. Çünkü mesele millî mahsulün sürümünü artırmaktır. Ilân (Cumhuriyet) gazetesi idare müdiriyeti adresine gönderilmelidir. MÜTEFERRÎK îstatistik umum müdürü Parise gitti Başvekâlet tstatistik umum müdürü Celâl, Ankaradan şehrimize gelmiş ve Pariste toplanacak nüfus kongresine iştirak etmek üzere şehrimizden hareket etmiştir. îktısad Vekili, Başvekilimizle görüştü Şehrimizde bulunan Iktısad Vekili Celâl Bayar dün öğle üzeri Heybeliadaya giderek Başvekil îsmet tnönüne mülâki olmuştur. Celâl Bayar çarşamba günü şehrimizden Zonguldağa hareket edecek, ora dan Karabüke gidecektir. Acemi kaçakçılar Eroin imal ederken kazanı patlattılar ve yakayı ele verdiler Iktısad Vekâleti müfettişleri tetkikat yapıyorlar Büyük Gün: Lozan IBagtarafı 1 tnd sahifede] KÜLTÜR tŞLERÎ Yedi köyde yeni mekteb açılacak Belediye Daimî Encümeni, Maarif i daresinin gösterdiği lüzum üzerine ders senesi başından itibaren yeniden yedi köyde birsr mekteb açılmasma ka rar verilmiştir. Açılacak mektebler şun lardır: Çatalca kazasında Gökçeli, Tarna, Lazarı, Silivri kazasında Çeltik, Şile ka zasında Ubeyli, Karamandıra, Sarıyer kazasında Kısırkaya köylerL Bu mekteblere aid ders levazım ve vasıtalan da mekteblerin açılma zama nına kadar tedarik edilecektir. Lozan, işte bu vaziyeti tesbit eden. tarihe geçiren, dört yıl süren bir mücadeleyi sulha bağlıyan, eski devri kapayıp yeni devri resmen açan, Türk milletinin ruhundan doğmuş Türkiye devletini bütün dünyaya kabul ettiren muahedenin adıdır. Lozan denilince, Atatürkün dehanna yeni ve eski dünyanm boyun eğdiği, Millî Savaşın siyasî cephede de muzaffer olduğu günü hatıra gelir. 24: Temmuz: İ923 tarihi zihinlerde, gönüllerde, vicdanlarda sarsılmaz bir hayatiyetle yaşıyor. Lozan zaferi, gerçi Inönü, Sakarya ve Dumlupmar zaferlerinin tabiî bir neticesidir. Fakat gene o zaferler gibi binbir RÜcIüğe galebe edilerek, binbir engel aşılarak kazanılmıştır. Atatürk, tıpkı millî mücadele tarihini süsliyen büyük savaşlarda olduğu gibi bu siyasî cidali de dâhiyane idare etti, onun irşadile hareket eden Ismet Inönü, aldığı ilhama yakışan bir azimle Avrupanm yıllanmış diplomatlannı mat edip yendi ve Lozan gününü vücude getirdi. Aradan on dört yıl geçmesine rağmen o günün ruhumuzda uyandırdığı sürur ve gurur dipdiri ve taptaze duruyor. Nitekim asırîar ve asırlar ^eçince de o tazelik mahfuz kalacak ve Lozan günü Türk kalbini mes'ud bir heyecanla titretecekt?r. Lozanı bize verenlere sayısız minnet, sayısız şükran sunanz. Şehir mekteblerine tayin edilecek muallimler Maarif Vekâletinin evvelce vermiş ol duğu bir karara göre, erkek ve kız muallim mektebleri mezunları, ikişer sene köy mekteblerinde vazife görmeğe mec burdurlar. Ancak bu macburî vazifenin ifasından sonra şehir mekteblerine ta yin edilebilirler. Maarif müdiriyeti bu karara tevfikan iki sene evvel köy mekteblerine tayin edilmiş olup da bu mecburî vazifeyi ifa etmiş. olan muallim mektebleri mezunlarına birer mektub göndererek arzu ettikleri takdirde bu ders senesi başından itibaren şehir mekteblerine tayin edılebileceklerini bildirmiş ve arzu edenlerin isimlerini bildirmelerini istemiştir. îktısad Vekâleti müfettiş ve murakıblarından yedi kişilik bir grup şehrimize Emniyet Kaçakçılık bürosu çefliği gelmiştir. Müfettişler muhtelif şirket Şişlide Efe sokağında ve Bomonti cad lerle iktısadî ve malî müesseselerde tef desi civanndaki evlerden birinde eroin tişlere başlamıştır. Bir müfettiş de es imal edildiğini haber almış ve memurlar naf cemiyetlerinde teftişler yapacaktır. tebdili kıyafet ederek o civan tarassud Bükreş elçimiz şehrimizde altına almışlardır. Efe sokağında 8 numaralı evde otu Bükreş elçimiz Hamdullah Suphi, Ankaradan şehrimize gelmiş ve burada ran döşemeci Andonla kardeşi dö;emeci Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Arasla gö Alber ve metresi Katina, saat 7 radderüşmüştür. Hamdullah Suphi bugün rindt evlerindeki eroin imalâthanesmde lerde Bükreşe gidecektir. toplanmışlar ve imalâta başlamışlardır. Romanyadan gelecek muhacir nakil Eroin imal edilirken bu üç kaçakçı her işleri itüâfname çerçevesi dahilinde de nasılsa dalmış ve kazanın derecei hara vam etmektedir. Bu ay zarfmda 15,000 reti yükselerek cam balon patlamıştır. muhacirin nakli tamamlanacaktır. BunBalonda bulunar eroin ve diğer madlann emlâkinin satın alınması Romandeler ateşle temas edince yangm çıkmış ya hükumetüe akdedilen itilâfname mu ve evi zehirli bir gaz kokusu istilâ etmişcibince yapılmaktadır. tir. DENÎZ tŞLERl Evin üst katında oturan Fatma Vesüe Liman îşletme idaresinin adındaki kız bu zehirli havayı teneffüs edince korkmuş ve pencereleri açarak tarifesi yangm var diye bağırmıştır. Evin civa Tarife komisyonu. dün Liman tşlet nda bulunan polislerle Beyoğlu itfaiyeme idaresinde toplanarak bu idareye si derhal imdada koşmuştur. aid yeni tarifeleri hazırlamıştır. İktısad Fakat o vakte kadar kaçakçılar, fabVekâleti tarife bürosu tarafından uzun rikanın alat ve edevatından taşınabilecek tetkikler neticesinde hazırlanan bir prokadannı ortadan kaldırmışlardır. je esas tutularak yapılan yeni tarife Yapılan tahkikat neticesinde üç ay evlerde eskisine nazaran büyük farklar vel Almanyadan gelerek üç beş gün bu yoktur. Yeni tarifede bilhassa cins, muamele ve ücret noktasmdan mühim ba evde oturan ve bir daha buraya uğrami' zı tavzihler yapılmış, bu arada nakliyat yan Avusturya tebaasmdar doktor A evlerile tüccarîara birçok kolaylıklar dolf la bir ay evvel Alman hastanesinde temin edecek raralar alınmıştır ölen Alman hastanesi sabık başhekimi doktor von Eichborn'un bu evde eroin Hükumetin prensipi, imkân buldukça ucuzluğa doğru gitmek olduğu için hiç imal ettikleri ve Andonla Alber ve Katinanın da bunlan taklid ederek eroin bir madde üzerine zam yapılmamıştır. yapmağa tcşebbüs ettikleri ve acemilikDenizyolları idaresi Avrupaleri dolayısile bu infilâkı yaptıklan anya talebe gönderecek laşılmıştır. Son senelerde, gemi inşaiyeciliği ve Doktor von Eichborn'un apartımanmmakine tekniği yeni yeni tekemmüllere da yapılan ıramada fabrika alât ve edemazhar olmuştur. Denizyolları idaresi vatndan bir kısmile eczalann bir kısm nin Avrupaya ısmarladığı vapurlarda bulunmuş ve suçlular tahkikat evraklarile makine kısımları itibarile en müterakk irlikte beşLıci asliye ceza mahkemesine tekniğe göre hazırlanmaktadır. Bu keysevl'edümislerdir. fiyet nazarı itibara almarak gemi ma kinistlik ve çarkçılığmda mütehassıs Bir otobüs kazası gencler yetiştirilmesi kararlaştınlmıştır Tarlabaşmda oturan Orhanm kızı Denizyolları idaresi bu sebeble yakında Bayzara, dün akşam üzeri Çarşıkapıdan Avrupaya birkaç genc gönderecektir. geçerken Kocamustafapaşa Sirkeci a Yüksek Deniz Ticaret mektebi mezun rasında işliyen şoför Hüseynin idaresin ları arasmdan müsabaka ile seçilecek o deki otobüs çarpmıştır. lan bu gencler gemi inşaiyeciliğinde Bayzar ağır surette yaralandığından ileri gitmiş memleketlerin şantiyelerin hastaneye kaldırümış, şoför yakalan de staj göreceklerdir. rruştır. Dün sabah Cibalide aşk yüzünden bir cinayet olmuş, bir adam, sevgilisini, kızın annesini, araya giren diğer bir genci abanca ile yaralamış, kendi de kazaen yaralanmıştır. Yaptığımız tahkikata nazaran vak'a şöyle cereyan etmiştir: Eyübde Uçşehidler mahallesinde Kark sokağında 24 numaralı evde oturan Bekirin Cibali tütün fabrikasında çalışan 16 yaşındaki kızı Halide bundan dört ay kadar evvel Bulgaristan muhacirle ınden 40 yaşlarmda Mehmedle nişan anmış, fakat aralarında geçimsizlik başayınca birbirlerinden ayrılmışjardır. Mehmed güzel ve namuslu bir kız oan Halideden bir türlü vazgeçememiş ve müteaddid vesileler icad ederek banşmak eklifinde bulunmuştur. Halide her defaında bu teklife red cevabı vermiş, Mehmed de bu red cevablan üzerine Halideyi ildürmeği tasarlamıştır. Âşık Mehmed dün sabah beline bir abanca sokmuş ve saat 6 raddelerinde Halidenn çalışmakta olduğu Cibali tü ün deposu önünde beklemeğe başlamıştır. Halide depoya girmek üzere caddede gorününce, Mehmed derhal silâhını çı kararak kızın arkasından bir el ateş etmiştir. Kırşun kızın ciğerlerine isabet ederek ehlikeli surette yaralamış ve zavallı kanlar içinde yere yuvarlanmıştır. Bu sırada caddeden geçmekte olan mo • örcü Hüsameddin hâdiseyi görünce Mehmedin üstüne atılarak elinden tabancayı almak istemiştir. Fakat Mehmed, motörcü Hüsameddini de yaralıyarak kanlar içinde yere yuvarlamıştır. Hâdiseyi haber alan Halidenin annesi Hüsniye vak'a yerine gelmiş ve kızının feci vaziyetini görünce Mehmedin üstüne yürümüştür. Gözleri dönmüş bir halde bulunan âşık, silâhını Halidenin annesine de tevcih ederek ateşlemiş ve kadınca • ğızı da yaralamıştır. Silâh sesleri üzerine polisler Mehmedi yakalamağa davranırlarken suçlu kaçmağa başlamıştır. Bu sırada elindeki tabanca yere düşerek ateş almış, tabancadan çıkan kur şunlar Mehmede isabet ederek o da yaralanmıştır. Yaralılar hastaneye kaldırılmışlardrr. Halidenin yarası diğerlerine nazaran daha ağırdır. dı. Maksad bir ucu Madridin Üniversite mahallesine girmiş olan General Franconun cephesini bozmaktı. Günlerce devam eden bu kanlı muharebenin iptidasında General Franco'nun kuvvetleri bazı noktalarda gerilemişti. Lâkin şimalî Ispanyadan gelen tecrübeli harb kıt'alarile şi malî Fastan gelen yeni müslüman lej « yonlarile takviye edilen General Fran « co'nun kuvvetleri mukabil taarruza geç mişler ve eski mevzilerini istirdad ettik ten başka ilerisindeki sevkulceyş cihetinden mühim yeni mevkileri ele geçirmij lerdir. Madrid cephesinde Franco'nun kuvvetleri kumandanlığına Toledo zaferile meşhur miralay Yague'nin tayin edilmesi ispanya payitahtmm akıbetini tayin edecek kat'î muharebenin gecikmiyece ğini gösteriyor. General Franco bir taraftan dahilî harbi askerlikçe kat'î bir neticeye eriştirmeğe çalışırken diğer taraftan bunun dahilî siyasete aid cephesini tanzim etmek için fevkalâde faaliyet göstermektedir. Sağ partiler ittifakmm ve katolik ittiha dınm lideri olup Lizbon'a iltica eden Giles Robiles General Franco'nun ka « rarrâhmı Salamanca'ya davet etmiş * tir. Son intihabda sağ partiler rey • lerin yüzde kırk dokuzunu kazanmışlar, lâkin yeni intihab kanununun bazı hususiyetlerinden dolayi sol partiler daha çok meb'us çıkarmışlardı. General Franco idaresindeki yerlerde şimdiden parti usulünü vazetmeğe ve bi* naenaleyh normal bir idare kurmağa hazırlanıyor. Ayni zamanda, yeni normal rejimin hükümdarlık olacağını • ve iakıt Kral Onüçüncü Alfons'un gönüllü ola rak arzı hizrdet eden üçüncü oğlunun kral seçileceğini dahi atlatmıştır. Bu suretle İspanyadaki dahilî harb, askerî ve siyasî cihetten yeni safhalara girerken haricdeki devletlerin ispanya işlerile alâka ve münasebetleri yeniden ka» nşn. Ingilterenin son teklifi, ademi mü • dahale komitesinde, esas itibarile 27 dev« Iet tarafından kabul edildiği halde, te • ferruatı ve teknik cihetlerini müzakera eden tâli komitesinde derin ihtilâflar çıktu Sovyet murahhası İngiliz teklifinin îspanyada boğuşan iki tarafa muhariblik hakkının verilmesine aid kısmının müzakeresinden evvel İspanyada mevcud gönüllülerin geri alınması işinin kat'î bir karara bağlanmasında ısrar etmiştir. Italyan murahhası, Sovyetlerin bu teklifi, İspanyadaki komünistlerin General Franco'nun ordusunda harbeden îtalyan lej « yonlarından ademi müdahale komitesî vasıtasile kurtulmak istediklerini tazam mun eylediğini söylemiş ve gönüllü me • selesile muhariblik hakkı işinin birbirin • den büsbütün ayn olduğunu anlatmıştır, İtalyan murahhası deniz kontrolunun tamamile ilgasile kara kontrolunun iadesinî ve İspanya limanlanna müşahidler gön * derilmesi için iki muhasım tarafa müra « caat edilmesini teklif etmiş, bu teklif Almanya ve Portekiz murahhaslan tarafından teyid edilmiştir. Bu sırada Almanya ile îtalya, Genera Franco'ya aid sahillerdeki İngiliz va Fransız kontrol gemilerinin geri almıp alınmıyacağı hakkmda İngiltere ile Fransadan kat'î söz istemişlerdir. Tâli komitenın ikinci celsesinde İngiliz murahhası gönüllülerin geri alınması işinin derhal müzakereye konulmasını taleb etmiş, İtalyan murahhası İngilterenin bu tarzi hareketi kendisinin esas teklifile tenakuz teşkil ettiği cevabını vermiştir. Almanya ve Portekiz murahhaslan da Italyanm noktai nazarını müdafaa etmişlerdir. İngiliz murahhası, üç devletin müttehid muhalefeti karşısında metbuu hükumetüe görüşmek lüzumunu hissetmiş ve tâli komite gayrimahdud bir zamana tehir edilmiştir. Şimdi ingiltere diplomasi yollarile işin içinden çıkmağa çahşıyor. Devletler tekrar iki cepheye aynlmış bulunuyor. ŞEHİR tŞLERl Afiş kuleleri yapılıyor Afiş işleri için Belediyece hazırlıklara devam edilmektedir. Şehrin muhtelif noktalarma konması takarrür eden afiş kulelerinden birincisi evvelki gün Taksim meydanma konmuş ve bu kulede tlk olarak festival eğlencelerine aid Belediyenin ilânları teşhir edilmiştir. Diğer kuleler de yakında yerlerine konacaktır. Sırt ve sîrık hamallığı kalktıktan sonra Eminönü ve Fatih kazaları dahilinde sırt ve sırıkla nakliyatın men'ine karar verilmesi üzerine Hamallar cemiyeti Belediyeye müracaat ederek hangi tip arabalarla nakliyat yapılması muvafık olduğunu sormuştur. Belediye, bir araba tipi tesbit ederek modelini cemiyete vermiştir. Birkaç gün sonra kararın tatbikile beraber nakliyat arabalarla başlıyacaktır. Ortalığı velveleye veren kadın Sultana adında bir Musevi kadını, yanında küçük bir çocuk olduğu halde Mısırçarşısmda zorla bir dükkândan mal alırken rezalet çıkarmış ve başına yüzlerce kişi toplamıştır. Devriye polisi İbrahim hâdiseye el koymuş, fakat Sultana polise küfür ederek dövmeğe başlamıştır. Yaygaracı kadm zorlukla yakalanmış ve sokaklarda polislere ve halka küfür ede ede Adliyeye getirilmiştir. Adliye koridorlarını da patırdıya boğan Sultana, dördüncü asliye ceza mahkemesine sevkedilmiş ve patırdı, gürültü ile mahkeme salonunun sükununu ihlâl etmiş, mahkeme kapısmda da polisleri tahkir etmiştir. Yapılan muhakeme sonunda bir ay 22 gün hapse mahkum edilmiş ve derhal tevkif olunmuştur. Muharrem Fevri TOGAY Cumhuriyet Abone şeraiti Nüshası 5 kuruştur. Türkiye Hartt icin icin 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik 750 » 1450 » Altı ayhfc 400 > 800 » Üç ayhk 150 > Yoktur Bir ayük