8 İkincikâmm 1937 CUMHURİYET [ TERBİYE BAHİSLERİ j Teslihat yarışı Ingiliz dominyonları da bu iş için azamî tahsisatı koydular Büyük Britanya Imparatorluğunun ana vatan müdafaa teçhizatı günden güne artmakta iken, Dominyonlar da bu sahadaki faaliyetlerini azamî hadde çıkarmaktadırlar. Bu cümleden olarak Avustralyanm hazırlamış olduğu silâhları artırma projesi 1937 yıhnda 8,809,000 Ingiliz Yazan: Selim Sırrı Tarcan lirası olarak tesbit edilmiştir. Bu yekun Hayvan acıkınca yer, onun muayyen bir itikad daha vardır. Guya herkes rxr 1932 33 yıhndan 5,615,000 ve 1935 vakti, saati yoktur. Zevki iştihasınm de yunun kesirleri kadar ağır olmalı imiş! 36 yıhndan da 1,792,000 Ingiliz lirası recesine ve yediği şeyin az çok nev'ine Meselâ boyunuz 1,50 geliyorsa ağırlığr fazladır ve ayni zamanda federal bütçetâbidir. Insan öyle değildir. Yıllardan nız da 50 kilo boyunuz 1,70 ise ağırlığr nin de yüzde 10.8 ini teşkil etmektedir. beri tedricî bir tekâmül ile yeme içme iş nız 70 kilo olmalı imiş! Diğer Dominyonlardan Yeni Zelând Birkaç gün evvel İstanbula gelen İnlerini bir nizama koymuş ve onu âdet Belçikalı doktor profesör (Ledent) da 1936 37 yıh için fazla olarak, umusırasına geçen bir takım kaidelere bağ bir çok (Biometrie) tecrübelerinden son mî bütçenin yüzde dördünü teşkil eden giliz gazeteleri sabık Kral Sekizinci Edlamıştır. Bu suretle muayyen saatlerde ra her boy#ı tevafuk eden ağırlığı şöyle 1,264,000 Ingiliz liralık bir para ayır ward ve şimdıkı Kral Altıncı George'un küçük kardeşi Kent Dükünün, Londra vücudünün muhtac olduğu gıdayı alı tesbit etmiştir: mıştır. Bu da 1935 36 yılına nazaran nın Ludgate Circus'daki meşhur Phrenoyor ve o sayede sıhhatini idame ediyor. Alelumum boyları 1,65 ten aşağı olan 250,000 sterlinlik bir tezayüddür. lojie Enstitüsüne giderek başını okuttu însanın hayvanla müşterek noktası insanlarda vücud ağırlığı küsurattan yedi Kanada ile Cenubî Afrika Ittihadı. ölçüsüz ve nizamsız yemek yemesinde kilo eksik olmalıdır. (Tabiî mayo ile t a r bütçelerine de bu iş için yeniden tahsi ğunu yazıyorlardı. Gazeteler Kent Dü görülür. Medenî ve şuurlu bir insan ala t:lmak şarttır) boylan 1,65 ten yukan sat konmustur. Kânunuevvelde Cenubî küne Enstıtü yolunu gösteren ve Ensti tüden Dük için telefonla randevu alan cağı gıdayı günün muhtelif zamanlarına onlarda bu fark sekiz kilo olabilir. Afrika kabinesi Millî Müdafaa Vekâ Mrs. Allen'in de ihtimal ki güzel bir kaöleştirir. Ve onu midesi ile değil, dimaletine beş senede 1000 tane hava pilotu dm olduğu için büyük krt'ada resmini ğile bir nizama koyar. Yemek zamanla 15 yaşmda erkek boyu 1,50 ağırlığı 43 kilo 17 > » > 1,54 > 47 > hazırlatması için emir vermiştir ki bu da dercediyorlardı. n milletlerin iklim, mizac ve itiyadlanna 18 > > » 1,65 > 58 » Kent Dükü başını okutuyor en aşağı 500 askerî tayyarenin teminini > > » 1,80 > 72 > göre az çok biribirinden farklıdır. Fakat 20 Herhalde falcılığa ve hurafata inan şamıyacak karakterde ve bilhassa ikisi de icab ettirmektedir. umumî kaide sabah, öğle, ikindi ve akşam maması lâzım gelen bir millet olan îngi Kadınlarda bu fark daha büyük ota inadcı nişanlılar izdivacdan vazgeçmez Cenubî Afrika ile Avustralya poli olmak üzere dört öğün yemek yemektir. bilir. Meselâ 18 yaşmda boyu 1,70 olan tikacılarının güttüğü gayelerden başlıca lizlerin ve bilhassa Kent Dükü gibi bir lerse bir facia doğar. şahsiyetin Phrenolojie Enstitüsüne kadar Sabah kahvaltısı, günün bu birinci ye bir bayan için 60 kilo tam bir ağırlıktır. Diğer taraftan nişanlılardan biri ha Ian da harb levazımatı için lâzım olacak ihliyarı zahmetle baş okutması, bu müesmeği iştiha ve zevkle yenir, çünkü mide yatta en mühim evsaf meyanında sayabiBu farkı elde etmek için açlıkla za iptidaî maddelerın bilhassa memleket dasesenin herşeyden evvel ilme ve bilgiye bütün gece uykuda hafif hafif işliyerek yıflamağa çahşan şişmanlar bilmiyerek hilinde temin edilmesi ve harice muhtac leceğim sabır, hoş görücülük ve «tabiye» istinad eden bir teşekkül olmasına delilaldığı gıdayı öğütmüş ve dinlenmiştir. veya bilerek intihar etmektedirler. olunmamasıdır. gibi vasıflara malikse böyle bir izdivaca dir, dıyenler vaj. Çacuklar, delikanlılar ve bilhassa topHer halde unutmamalıdır ki insan ye* muhakkak surette muvaffak olmuş nazaPhrenolojie nedir? Ve baş okutma rakla uğraşan köylülerin sabahleyin kadiğile değil, hazmettiği, öğüttüğü gıda rile bakılabilir. Menderes mıntakasında Tinlan acıkır ve çok kuvvetli yerler. A v ne demektir? Phrenolojie, dimağ ve kaile yaşar. Çok kimseler iştihayı açmak Garibdir ki karakterlerindeki zayıf rupa milletleri içinde sabah kahvaltısını pamuk zeriyatı fatası ilmi; baş okubnaksa, kafatası te için yemekten önce biraz alkollü içki anoktalar hakkında malumat almk isti kuvvetli yemeği itiyad edinen Anglo Izmir (Hususî) Menderes nehrinin şekkülâtına göre bir insanın istidadları, lırlar, bu tıpkı bir kilidi yanlış bir anahyenler arasında erkekler ekseriyeti teşkil Saksonlardır. Bir Ingiliz sabah kahvaltr Tire civarındaki mecra tathiratı biti tarla zorlamağa benzer ki nihayet günün etmektedirler. Bir çok babalar da oğulrilmiş ve nehir, muvakkat yatağmdan smda mükemmel yemek yer. birinde kilid bozulur. Iştihanızın açıldı * larının başlarını okutmaktadırlar. Bunları gene eski mecraya akıtılmıştır. İzmir Yalnız sıhhatleri bozuk olanların, faz ğını istiyorsanız, vücudünüzü işletiniz. hakh görüyorum. Oğullarına istidadlarıla tütün ve içki içenlerin sabahları iştiha Açık havada geziniz ve daima neş'e ile Ziraat müdürü, bu mıntakanm zeriyat işlerini tetkik edip dönmüştür. na göre bir meslek intihabı hususunda ları kapalıdır. berâber yemek yemeğe bakmız, hiddet Phrenolojie'den istifade etmemek bir haVerdiği malumata nazaran, Tirede Bazı milletlerde ikindi kahvaltısı âdet iştihanın en büyük düşmanıdır. Yemeğe bilhassa pamuk ve tütün zeriyatı hızla tadır. Çocuklarda bazı evsaf çok yavaş değildir. Bazılan ise hem ikindi, hem sa otururken ve yemeği müteakıb hiddet etdevam etmektedir. Yazlık zeriyata hainkişaf etmekte olduğundan ilk ve orta bah kahvaltısını yemezler. mekten çok sakınınız. Kahkaha ile gül zırlık olmsık üzere nadas yapılmakta mekteb çağında iken fartı zekâ eseri gösBiz Türklerin evinde sabah kahval mek hazmı kolaylaştırır. Öyle ise güle dır. Bu yıl amele sıkıntısı çekilecek gitermiyen bir çok çocukların bilâhare kotısını bir şekerli kahve ile geçiştirenler pek güle yemek yemeğe bakmız! bidir. Gündelikler şimdiden yüksel laylıkla muvaffak olduklannı görmekteçoktur. Halk arasında çocuklarına sa mektedir. Pamuk istihsalâtı çok iyidir. SELİM SIRRI TARCAN Hatta tarlalarda henüz toplanmamış üyiz. bahleyin hiçbir şey yedirmiyenler de v a r dır. Bu çok yanlış bir harekettir. çüncü el pamuk bile vardır. Elli sene evvel bu işle iştıgale başla Insan ne vakîtler ve ne kadar yemek yemeli Kahkaha ile gülmek hazmı kolaylaştırır. Güle güle yemek yemeğe bakmız Orta halli aileler sabah kahvaltısında biraz peynir, reçel, zeytin, tereyağ yemelı üstüne de ya sıcak bir süt veya südlü çay içmelidirler. Öğle ve akşam yemekMünhal bulunan lerine gelince Anglo Saksonlarda öğle İstanbul Ağırceza yemekleri kuvvetli, akşam yemekleri ha mahkemesi azalı fiftir. Lâtin milletlerde akşam yemekleri ğına îstanbul Müdkuvvetlidir. Biz de Lâtinler gibi akşam deiumumî muavinyemeğini kuvvetli yeriz. Sebeb olarak ta lerinden Muhlis tagündüz ailenin erkeği işinde bulunur, ak yin edilmiş ve dünşam ise hep birlikte yenir. Bu itiyad mi den itibaren vazi delerimizin zararınadır ve doğru değil fesine başlamıştır. Muhlis, Adliye Vedır. Öğle yemeğini kuvvetli, akşam ye kâleti İstatistik ve meğini hafif yemek lâzımdır. Neşriyat umum İkindi kahvaltısından bazan vazgeçi müdürlüğü kadro Muhlis lebilirse de çocuklara ikindi üstü tere sunda bulunmuş ve yedi yıldanberi de Müddeiumumî yağlı, peynirli bir sanduviç vermek veya İstanbul Adliyesinde muavinliğinde muvaffakiyetle çalışmış bir bardak süt içirmek lâzımdır. Akşam yemeklerinde yağlı etlerden, kıymetli bir Adliyecimizdir. pilâv, makarna, börek gibi hazmı oldukça ağır şeyler yemekten vazgeçmeli. Daha çok sebze ve yemiş yemeli. Yemek hususunda yanlış bir telâkkı daha vardır. O da iyi yemek meselesidir. lyi yemek birçoklarınm zannına göre bol yemek demektir. Pek çok ekuller bilmiyerek mezarlannı kendi dişlerile kazar lar. îyi yemek, hazmı kolay, besleyici ve kuvvetlendirici gıda almaktır. Öyle olmazsa mide aburcuburlarla bozulur. Ağırceza mahkemesi azalığı Tüccarlar pamuğu işliyecek kadm amele tedarikinde sıkıntı çektiklerin den piyasadan yeni koza almakta te reddüd gösteriyorlar. Yaz faaliyetini düşünerek şimdiden amele tedarik edip ihtiyac olan mıntakalara yerleştiril mek gerektir. Ziraat müdürü, aslen pamukçu ve tütüncü olan Tire çiftçilerine, az işçi ile başarılabilecek olan karpuz ve kendir ziraatini de unutmamalarını tavsiye etmektedir. Elâzizde şeker buhranı ve ihtikârı yokmuş Elâzizde trenlerin muhalefeti hava dan dolayı teahhurlarını fırsat bilen bir takım açıkgözlerin şeker buhranı tevlid ettiklerini ve ihtikâra da saparak kilosunu 36 ilâ 40 kuruşa kadar sattık larını geçenlerde yazmıştık. Elâziz Belediyesinden aldığımız bir tezkerede şeker buhranı mevcud olma dığı, yalnız bir esnafın nark haricinde 36 kuruşa şeker sattığı görülerek hakkmda takibat yapıldığı bildirilmekte dir. Kibrit fabrikasında bir kaza oltju Büyükderedeki Kibrit fabrikası amelelerinden Rifat, dün fabrikanın istif dairesinde çalışırken sağ elinin par maklarını makineye kaptırmış ve tehlikeli surette yaralanmıştır. Yaralı tedavi altına alınmıştır. Her yaşta alınan gidanın vücudü lü Cumhuriyet Halk Partisi Beyoğlu zumu kadar besleyip beslemediğini kon • idare heyeti tarafmdan bu ayın 23 üncü trol için hiç olmazsa ayda bir tartılıp a günü için bir balo hazırlanmıştır. Toğırlığımızı bilmemiz lâzımdır. Acaba her kathyan salonlarında verilecek olan balonun güzel ve eğlenceli olması için çaboya göre kaç kilo olmak lâzımdır? Halkta umumiyetle kökleşmiş yanlış hşılmaktadır. Parti balosu Hurrem Sultan Tarihçi edibimiz M. Turhan Tanm en grüzel eseri Cumhuriyette Pek yakında ardağan arabayı çeken lâğaı katır da, o da yorgun düşmüşlerdi. Birbirini anlıyan bakışlarla kısa bir konuşmadan sonra katır durdu, çöpçüyü de durdurdu. Şimdi bir tutam arpa için binbir evin kirini, pisliğini sırtında taşıyan hayvan da, bir lokma ekmek bulabilmek uğrunda bütün ömrünü çöp tenekeleri arasuıda kirleten işçi de dinleniyorlardı. Ben penceremden onları, ibret ve rikkatle seyrederken bir yoğurtçu belirdi ve bir köşeye çömelen çöpçüyü görür görmez sevincle haykırdı: Vay hemşerim şen misin?.. Ne iyi, ne iyi? Ikileşen derd çekenler başbaşa vermişlerdi, konuşuyorlardı. Çöpçü, kısa bir hoşbeşi müteakıb içini çekti: Makıne bozuk, dedi, artık doğru, dürüst işlemiyor. Yakında cavlağı çek>em gerek. Beriki gülümsedi: Düş görüyorsun hemşeri. Şöyle bir silkin, uyan. Düş değil kardeşlkik, düş değil. Azrailden haber geldı. Ve birden ciddıleşti, anlatmıya koyuldu: Sen bizim Sarı Muhtardan oduncu masalını dinlemedin mi?.. Eski zamanda bizim köyden bir oduncu baltayı sırtlayıp koruya sider, orada hava almağa gelen Azraille karşılaşır, ahbablaşır. Sözleri, hurataları bitip te ayrılacakları vakit köylü yalvarır: Aman Azrail, der, benim ecelim gelince haber ver, ahıret yolculuğuna ıazırlanavım. Melek söz verir, köylü de sevine sevine evine döner, kaygusuz yaşamağa koyulur. Onun artık hastahktan pervası yoktu. Çünkü öleceğinin haber verileceğini umuyordu. Işte bu durumda günler geçti, köylü ansızın hastalandı ve Azrail de karşısına dikildi. Herif, ummadığı bir günde onu karşısında görünce şaşırdı: Hani ya, dedi, sen bana önce haber verecektin. Niçin sözünde durmadın? Azrail cevab verdi: Nasıl haber vermedim arkadaş. îldığım zamanla mukayese edilecek olursa bugün umumiyet itibarile başlann tahav kın babanı, sonra ananı, daha sonra büvüle uğradıklarını kaydetmeliyim. Elli yük kardeşini aldım, götürdüm. Bütün sene evvel ekseriyet itibarile erkekler da bunlar birer haber verişti. Senden evvel doğanlan alınca sıranın sana geleceği ha mütecaviz, mağrur, ve kendi kendile belli değil miydi?.. Haydi, düş ardıma!.. rine güvenmek gibi evsaf arzetmekte idiMrs. Allen Çöpçü bir daha içini çekti: ler. Halbuki modern başlar hür düşünvasıfları ve kuvvetli veya zayıf olduğu Işte, dedi, benim de halim böyle. celiliğin yarattığı tesirleri ifşa etmekte ve cihetler, velhasıl benliği hakkında ilmî Anam gitti, babam çitti, kardeşlerim gitgeçmiş zamana nazaran erkeklerin bu malumat almak demektir. ti, keşik şimdi benim. gün daha hoş gprücü ve mütehammil ol* * * Phrenolojie'yi ilmi nücum veya her duklannı göstermektedir. Bu küçük ve basit kıssadan çok büyük hangi yeni veya eski falcılıklara benzer Meselâ Kent Dükünün başı son dere ve derin hisseler almak elbette mümkünbirşey zannetmemelidir. Çünkü bu, kafatası ve bunun içinde bulunan dimağın te ce tipik, modern bir baştır. Bu baş çok iyi dür. Mektebliler, kendilerinden önce çaşekkülâtına göre karakter hakkında is bir gemici olmak için elzem olan riyazi lışmıyanlann başına neler geldiğini, bir tidlâllerde bulunmak gibi physic «cismî» yecıliğin timsalidir diyebilirim. Süratle kazanıp iki yiyenler, o yolda yürüyenlere tecrübelere dayanan bir ilimdir. Elli se karar vermek ve bunu tatbik etmek has mukadder olan akıbeti^ve cemiyetler de uğradıklan neden fazla bir zaman zarfında Londra sası Dükte fazlasile mevcuddur. Basının baskalarına güvenenlerin yuvarlaklığı da aile hayatına merbutiye hüsranı, bu masalın delâletile hatırlıyaPhrenolojie Enstitüsünün yapmrç oldu bilirler ve gafletten kurtulmak imkânım ğu tecrübeleri yabana atmağa imkân yok tini gösteren evsaftandır. tur. Diğer taraftan bugün okuduğumuz bulurlar. Hakikat, bazan çöpçüler ağzında da Kent Dükünün başını okuyan Enstitü başlardan bir çoklarının da mes'uliyet ve belirir. Bize düşen söyliyene değil, söyleşefi Mrs. O'Delle ve asistanı Miss disipline karşı kayıdsız olduğunu görnene bakmaktır. Booldür. Ingiliz gazetelerine izahat ve mekteyiz. İhmalcilik ve işi oluruna ter M. TURHAN TAN ren Msr. O'Delle demiştir ki: ketmek gibi karakter zâflanna bugün o« Elli senedenberi Phrenolojie fen kuduğumuz başlar arasında çok tesadüf dır. ni ile baş okumaktayım. Kafalann teşekCani tiplerine gelince, bunlar şayanı olunmaktadır. Bu gibi karakterde olanlalülâtı ve tenasübü bize bir insanın ne olşükrandır ki elli sene evvelkine nazaran rın başlarının arka tarafları yassı, ön taduğunu ve ne olabıleceğıni çok muvazçok azalmaktadır. Maymun gibi alınlı raflan çöküktür. Ayni zamanda bu başzah bir şekilde göstermektedir. ve tepeleri düz baslara gitgide daha az Phrenolojie mütehassıslarına müracaat lar dar ve umumiyet itibarile biçimsiz tesadüf etmekteyiz. Maamafih başlan düzgün, hatta çok muntazam olanlar a artık bir emrivaki halini almıştır. Her sı dirler. nıftan halk, bundan istifade etmektedir. Muntazam çizgileri, yuvarlaklığile ar rasından da caniler çıkabiliyor. Bunu Bırçok nışanlılar bana gelip izdıvac tistik başları ayırd etmek kolaydır. Bil dostluk ve iyilik evsafı zaranna olarak dan evvel başlarını okutmaktadırlar. hassa alın ve gözlerin etrafındaki balmu fazla inkişaf eden şeytanî zekâ ve tamaa Bundaki faydalar aşikârdır. Çünkü uyu mu gibi «muntazam» hk dikkate şayan atfetmek icab ediyor.» Insan seciyesini tesbit eden yeni bir fen... Ingiliz Kralının kardeşi de ayni tecrübeyi yaptı BAŞINİ OKUTANLAR Ç0ĞAL1Y0RMUS Çöpçünün felsefesi EIIi sene evveline nazaran başlar tamamen değişmiş ar.lamak için uzun uzadıya dikkate lü rişsiz belki de çocukça tavrı onu umdu lerden) faaliyetini kestiği halde, şımdı ren bu münakaşalardan sonra konuşan ~ zum yoktu. Telâşlı adımlarla gidip gel ğundan farklı bir insan karşısında bırak memleketin ateşli halinde tekrar işe gir lara nekadar yol kazandınyor, hangisıni mesine, ikide bir eşyayı ve bilhassa por mış olmalı ki, ilk telâşı yerine şimdi mü mesi lâzım geldiğinden bahsetti. Fakat, gitmesi mukadder yoldan başka tarafa treleri düzeltmesine bakılırsa her halde tehakkim ve ağır bir çehre takınmıştı. öyle görünüyor ki, cemiyetin reisi, kât;bı çevirebiliyordu ? Rıza Beyde, hususile. biı ziyaretçi bekliyordu. Rıza Bey, asıl doktordu. Tıbbiyedey umumisi ve bütün azası yalnız kendisi nazariyelerin o ince ve tutulmaz san'atına Nitekim çok geçmeden, aşağı avludan ken fırkacılığı yüzünden hapse atılmış ve idi. Rıza Bey, münzevi bir hayat yaşa nüfuz edebilecek meharetten ziyade onCumhuriyetin içtimaî romanı: 8 4 Yazan: Hilmi Ziya tok bir kapı sesi işitildi. Bir aile emektan akrabasının hususî teşebbüslerile kurtul dığı için, memleketi değil hatta bu şehrı lardan herhangi birine körükörüne ka " Fakat artık rüya görmüyorum.* Ateşte yorlardı. misafiri karşılayıp geniş merdivenlerden duktan sonra, mektebi bitirinciye kadar bile tamamile tanımıyordu. Söz arasında, pıldıktan sonra münakaşasız, tenkidsiz * * * kavrulan insan gibi, bütün çıplaklığile üstkata çıkardı. Boydan boya hasır dö bir daha bu gibi meseleleri ağzına alma İstanbul halkının ne gibi işlerle uğraşiığı bir çömezi olmayı kabul eden ve bütün eşyayı görüyorum!.. Istırab nedir bilir Halice bakan eski bir konağın salo misin? diye birden durdu. Demir, bu sı nunda, ihtityar bir adam aşağı yukarı do şeli büyük bir salondan geçtiler. Teha mağa yemin etmişti. Meşrutiyetin başın hakkında konuştuklan zaman o, bunla ömrünü bu «ilmihal» in hurda teferrü da önce doktorlar arasında bir taavün rın çoğundan hâbersiz görünüyordu. atını madde madde ezberlemeğe hasrerada o kadar ciddî, hatta haşindi ki laşıyor. Bu, rüzgârla devrilecek kadar lükle kapıda bekliyen ihtiyar: cemiyeti kurmağa kalkmış ise de, bu ce Kautsky'nin eserleri vasıtasile mücerred den bir frenk yobazı hali olduğu için, o Demir beyle teşerrüf ediyorum, Hurrem Bey gülerek karşılamağa hazır zayıf, buruşuk yüzlü, pamuk gibi beyaz miyet daha açılmadan dağıldı. O sıralar bir işçi meselesinin inceliklerini pek iyi nun vak'alarla hiçbir alâkası olmıyan landığı halde bir türlü muvaffak olama sakallı mariz bir adamdı. Bir teviye ba değil mi? dı. Hoşlanmıyacağı birşey söyleyip çi şının, ellerinin titremesinden artık azasına Evet efendim, ta kendisi!.. diye da münasib bir fırsatla Avrupaya gitmiş bilen Rıza Bey, şaşılacak şey, Türkiyede kılişe kafası Demiri bir saat sonra artık leden çıkarmamak için aklına gelen iti hükmedemiyecek yaşa geldiği anlaşıh elini sıkarken bir yandan müzeye ben ti. Seyahati kendisine hararetli intıbalar bir iş meselesinin nasıl ortaya konacağını tahammül edilmez bir cendere içerisine razları sükutla geçiştirdi. yordu. Bununla beraber, modası lüzu ziyen odayı, öteden 19 uncu asır aka bırakmış olacak ki, dönüşünde karmaka tayinden âcizdi. Demir, ona bu mesele sokmuştu. Tekâmül herşeyi tashih eder, di Susuyorlar. Biri, kelimelerin altında mundan fazla geçmiş olan siyah redın * demi azasını andıran bir «şayanı hürmet rışık beş on kişiyle bir sosyalizm fırkası etrafında, masum bir niyetle gelişi güzel gizlenen alevi sezdiği için ağzını açmağa gotu ve dik yakasile kıyafeti çok itina zatı» tetkik eden Demir, tekellüfsüz, Lou meydana getirmeğe girişmiş ve bu teşeb bazı sualler sorduğu zaman, o hemen bo yordu. Bugünkü tehlikeler zimanla düis X I koltuklardan birine yerleşti. Babr büs ancak birkaç hafta devam edip ken calıyarak mevzuunu değiştiriyor ve sözü zelecek. Hâdisatı zorlamağa gelmez. El" cesaret edemiyor; öteki daha fazla söy hydı. diliğinden dağılmıştı. yeniden nazariyelere götürüyordu. Ya verir ki ilel ve esbabına göre tedbir alınlemeğe kuvvet buktmadığından duruyorKitab odası olması lâzımgelen salonun âli üslubile tefriş edilmiş olan bu eski sabu nazariyeler! Onların konuştukça da sın. Ne vakittir medhinizi işitirim. Gencdu. Bu sual, sanki saatlerce söylemiş ol köşesinde, zavallı etajer adeta kaybola londa, ona herşeyden ziyade sadaret müsteşarını hatırlatan bu adam, sosyal lerimiz arasında bu meselelerle uğraşan ha bulanık, daha müphem, daha karansa ifade edemiyeceği herşeyi içine almış cak kadar küçülmüştü. Duvarlan ırili u Ne gibi tedbirler? diye Demir gibi oda halkında derin bir tesir yaptı. faklı meşahir portreleri dolduruyordu. demokrat fırkası reisi Rıza Beydi. ların bulunması beni cidden mütehassis lık bir hal alan mücerred mefhumlan içe sordu. risine girmek, kırık bir fenerle çapraş'k bir Bilmeksizin, yahud olabilir ki çok müp Pasteur'le Lavoisier'nin arasında camlaDemirin tahsilini, temayülünü, hatta etti. Meselâ, ücretleri artırmak, çalışma hem ve uzak şeyleri bildikleri halde tılmış büyük kıt'a Marx'm bir fotografı Bursadaki menkıbelerini işitip ne zaman Diyerek söze başladı. Konuştukça, bu lâbirentin içinde dolaşmaktan başka ney saatlerini indirmek, hastalık ve ihtıyarlık hepsi, Üraz önceki miras davasının gü göze çarpıyordu. Bu çelimsiz ihtiyarın, dır onunla tanışmak arzusunu beslediği basit görünüş altında bir mütefekkir ru di? Kelimeler, onların tariflere göre de gibi vaziyetlere karşı önceden hazırlan rültüsünü unutmuş; garib bir ürküntü, yüzünü vücudile nisbetsiz derecede iri •için, bu sefer Hurrem Beyin tavassutile hu gizlendiğini anlıyor ve yavaş yavaş ğişen ince ve tutulmaz nüanslan, dönüp mak. Ne bileyim daha bunun gibi bir bir nevi korku, adeta bir hürmet içinde leştiren yuvarlak sakalma varıncıya ka evinde kabul edebildiğinden çok memnun açılıyordu. Sosyal demokrat cemiyeti dolaşarak gene kendi kendini tekzibe z\ çok.. pdalarına çekilip gidinciye kadar, susu dar bütün hatlannda onu taklid ettiğini görünüyordu. Bununla beraber, göste nin meşrutiyetten sonra (birçok sebeb * den bin fikir cambazhkları saatlerce sü(.Arkası vcr) OCUMTL