CUMHURÎYET 4 İkincikânun 1937 Fener Güneşi 1 0 , Galatasaray Vefayı 3 0 , Beşiktaş Beykozu 2 1 , Istanbulspor da Hilâli 8 1 yendiler bir taklakla karışık polonjonile topu Rasihin ayaklarından almağa muvaffak ol du. İlk hız ve ilk heyecanlı dakikalar geçtikten sonra oyun hakkında bir kanaat edinmek imkânı hasıl oldu. Fenerbahçe takımmda bütün hatların iyi işleyip hiçbir noktasmın aksamadığı, buna mukabil Güneş hücum hattında Danişin varlığile yokluğu müsavi bir oyun tutturduğu, iki yan muavinlerden Yusufun yalnız Fıkre ti kollamak kaygusunda olduğu, İbrahimin de çoktandır oynamadığı bu mevki" de aksadığı görüldü. Bu devrede muavin hatîarından esaslı ve kıymetli yardımlar gören Fenerbahçe hücum hattı oyunculan Güneşin hü cum hattına nazaran daha çok akın yaptılar, fakat bunların hiç biri tehhkeli bir şekil alamadı. Yalnız Nıyazi, bir defasında, {ahsî bir akınla Güneş kalesine kadar sokuldu ve çektiği şüt kale direğine çarparak geri geldı ve Cihadın bir plonjonile tehlike bertaraf edildi. Bu tehlikenin savuşturulmasından bir müddet sonra Fenerbahçe kalesi çok mühim bir tehlike atlattı. Rebiinin iki beki atlatarak ortaladığı topa Rasih kalenin bir metro yakınında yetişti. Nihayet, Fenerbahçeye senenin ilk golünü hediye etmek Rasihe nasibmiş demeğe vagitmedi, kale diregini yalıyarak içeri girdi. İki tarafın da ümid etmediği bir za manda olan bu gol Fenerlilere gayret, Güneşhlere de ümidsizlik verdi ve bu andan itibaren Fenerliler vaziyete tamamile hâkim oldular. Fakat, buna rağmen Fazıl, Fuzuli endişelere kapılarak topu bir müddet taca ve bir defasında da dama atarak vakit kazanmak ister gibi göründü. Maçın bitmesine beş on dakika kala iki taraf ta takımlannda tadılât yaptı lar. Güneşliler Danişle Rebiinin yerle rini değiştirerek hücum hatlarının en iyi üç oyuncusunu yanyana getirdiler. Fenerliler de son dakikalarda, Güneşe ol duğu gibi, kazara bir gol yiyip berabere kalmamak için, hayli yorulmuş olan Mehmed Reşadı sol açığa geçirip Fikreti geri aldılar. Takımlar yaptıkları bu tadilâtın bir semeresini görmeden oyun 10 Fener bahçenin galibiyetile bitti. Kosuya giren kızlar hep bir arada lih de takımın bellibaşh zayıf oyuncularından biri olarak sahada dolaştı. Müdafaada iki bekle kaleci çok güzel oynadılar. Bu üç oyuncu dünkü Güneş müdafaasının ruhu idiler. Rıza her maçta olduğu gibi başlarda parlıyarak kendini gösterdi, fakat oyun iler'edikçe yavaş yavaş silindi, kayboldu. Yusuf sahada Fikretin gölgesi gibiydi. Bu cihetten vazifesini yaptı. Fakat hücum hattına hiç yardım edemedi. İbrahim, mevkiini çok yadırgadı ve ikinci devrede Fenerlilerin mütemadiyen sağdan hücum etmeleri yüzünden yorulatak işe yaramaz bir hale geldi. İkinci devrede yalnız Güneş müdafaası, bilhassa bekler, oynadılar. Hücum hattı hiçbir mevcudiyet gösteremedi. Hakem, oyunculardan fazla sinirli bir haldeydi. Bu yüzden olacak, fuzulî bir şekilde oyunu çok durdurdu ve verdıği kararlarda zaman zaman yanıldı. İkinci devrede vaziyetlerinin tehlikeya düştüğünü gören siyah beyazlılar daha canlı bir şekilde çalışarak rakiblerini sıkıştırmağa başladılar. Bu tazyike 20 dakika kadar dayanan Beykozlular niha yet gevşediler ve üstüste yapılan iki gole mâni olamadılar . Neticede oyun Beşiktaşın 2 1 g a libiyetile nihayetlendi. Galatasaray Vef a maçından bir görünüs » IBaştarafı 1 incı sahifede] [uzaffer, Lâtif, Abduş Hüseyin, Süyman, Gazi, Hüseyin, Muhteşem. Oyunun başlamasile ağdalı bir çamur :ryası halinde olan sahada iki takım runculannın, bütün bedenî kuvvetlerini ıtarak oynamak mecburiyetini hissettikri görüldü. Bu şekil yalnız t«pa tatbik eImekle kalmadı, oyuncular karşılıkh orak hayli sert ve favullü bir oyun tut rdular. Bunun neticesinde hakem o mcu dakikada Vefadan Vâhidle Ga tasaraydan Gündüzü çıkardı fakat svrenin sonuna kadar her iki taraf ayni r^şekilde oynamakta devam ettiler ve tkem daha şiddetli ve zecrî tedbirler maktan âciz kaldı. Galatasaraylılar bu devrede hasımla îa nisbetle daha sıkı bir oyun tutturak Necdet, Süleyman ve gene Süley an vasıtasile üç gol yaptılar. Ikinci devrede, birinci devredeki şidrt kayboldu. Bu devrede yeşil beyazlır Muhteşemi kâh sağ ve kâh solaçık oytttçak gibi muhtelif tarz ve sistemlere l r ^ ^ | a t ederek hasımlannı aldatmak isiilernTakat' muvaffak olamadılar. Buna mukabil Galatasaraylılar, iste jye istmiye diyeceğiz, oynadıklan hal: birçok defa gol atabilecek vaziyetlere rdiler fakat gol yapamadılar. Hatta bir ferinde rakib kaleciyi de kıvınp geçtikri halde topu avuta attılar. Bir aralık ileyman sakatlanıp çıktıysa da biraz nra tekrar girdi ve biraz topallıyarak aça devam etti. "İvfeçnı bittiğini ilân eden düdük çalmğı zaman birinci devredeki vaziyet desmemis bulunuvordu. Galatasaraylılar bu sene yaptıkları maçlar için bir yenilik olarak hiç gol yemeden oyunu 3 0 ka zandılar. Fenerbahçe: 1 Güneş: 0 Sıra günün mühim maçına geldiği zaman herkesin heyecanı yüzünden okunuyordu. Netice başta Fenerbahçelileri olduğu kadar Güneşi ve bilhassa Galata sarayla Beşiktaşı alâkadar ediyordu. Çünkü Fenerlilerio bu maçı kaybetmeleri san kırmızılılarla siyah beyazlılara son tasnifte başa geçmek imkânlannı vermiş olacakh. Hakem Sadi Karsanın idaresinde oynanan bu maça takımlar şu şekilde çıktr lar: Fenerbahçe: Hüsameddin Yaşar, Fazıl Cevad, Angelidis, Mehmed Re şadNiyazi, Naci, Ali Rıza, Esad, Fikret. Güneş: Cihad Faruk, Reşad Yu suf, Rıza, İbrahim Melih, Salâhaddin, Rasih, Daniş, Rebii. Fenerbahçeliler başlama düdüğile hasım kalesine saldırdılar. Bir müddet devam eden bu hal san lâciverdlilerin ilk dakikalarda birşeyler yapmak istedikle rini gösteriyordu. Cihad üstüste iki defa hasım oyunculann ayaklarına yatarak topu kapmak mecburiyetinde kaldı. O yunun seyri tamamile Fenerbahçelilerin lehinde cereyan ederken beşinci dakikada soldan inkişaf eden bir Güneş akını Rasihin çamura bulanmış şütü hafifçe Hüsameddinin eline vardığı zaman tevazün hasıl olur gibi göründü. Bu ilk Gü neş akınının hemen akabinde Fenerbah çe kalesi bir tehlike atlattı. Hüsameddin Nasıl oynadılar? Güneslilerin kaçtrdığı gol kit kalmadan Hüsameddin çok güzel bir kurtanş yaparak bu tehlikeyi savuşturdu ve devre 00 beraberlikle neticelendi. tkinci devre Ikînci devreye Fenerbahçeliler çok sıkı hücumlatla başladrlar. Anlaşılamıyan bir taktik hatasile musırran ve mütemadiyen Niyazi tarafından yani sahanın çamur cihetinden en berbad yerimlen yapılan bu akınlar bilhassa Reşadın yerinde ve fedakârane müdahalelerile uzak aştınlıyor, fakat Güneş hücum hattının hareketsizliğinden tamamile serbest ka lan Fener muavinleri bu akınlan derhal tazeliyorlardı. Dün Fener muavin hattı çok güzel oynadı. Fakat hücum hattı üç ortasının düştüğü hataya düştü: Fikreti bilhassa ikinci devrede tamamile ihmal etti. Halbuki Fikret Fenerin en iyi oyun* cusu ve bulunduğu yer de sahanın binnisbe en kuru yeri idi. Fenerbahçenin golü Oyunun bitmesine yirmi üç dakika kala, Fenerliler mütemadiyen sağdan lıü cum etmek isterlerken Naci uzaktan bir şüt çekip taliini denejnek istedi. On sekiz metro çizgisinden hayli uzak bir yerinden çekilen bu şüte kaleci Cihad bir çıkış yaptı ve avuta gidecek hulyasile topun üstünden atladı; fakat top avuta l Kızlar arasında yapılan koşudan bir görünüs Fenerbahçe takımı her iki devrede de Bu hafta ikinci küme maclarından yalGüneşe nazaran daha iyi oynadı ve bu nız Şerei stadındaki Karagümrük Daiyi oynamada bilhassa muavinlerin va vudpaşa maçı yapıldı. Geçen hafta Ka« zifelerini bihakkın yapmaları başlıca asımpaşadan 10 gol yiyen Davudpaşalılar mil oldu. Fener takımmda dün Angelidün ümidin fevkinde bir oyun oynıyarak disle Mehmed Reşad en iyi oynıyanlar kuvvetli rakiblerile 0 0 berabere kal dı. Cevad zaman zaman Yaşann da iştidılar. rakile sert bir oyunla Rebiiyi hayli hır Kır koşuları paladı, bununla beraber oyun bakımm Istanbul atletizm ajanhğı tarafından dan vazifesini de yaptı. Hücum hattmtertib edılen kır koşularının ikincisi dün da en az iş gören Fikretti. Birinci dev Şişli ile tuğla harmanlan arasındaki saharede müdafaa ile irtibat vazifesini gör * da yapıldı. mek üzere geride oynıyan Esad bu kıyIstanbulspor: 8 Hilâl: 1 metli arkadaşını çok ihmal etti. İkinci Halkevinden üç, Galatasaraydan iki Şeref stadında ilk maç Istanbulsporla takımın iştirak ettiği bu yarışlara Fener devrede de mütemadiyen sağ açık vasıtasile oynandığı için Fikret bir köşede Hılâl takımlan arasında yapıldı. Oyu bahçe, Beşiktaş, Güneş atletleri de müyapayalnız kaldı ve unutuldu. Bunda na başlar başlamaz hâkimiyeti ele alan sabaka harici girdiler. Istanbulsporlular üstüste üç gol yaptılar. 3000 metroluk birinci koşuyu yedi puAngelidisin de hatası vardı. Bu sırada bir de gol yiyerek ilk devreyi vanla Halkevi takımı kazandı. Ferd itiNiyazi tıkıldığı köşede rakib oyuncu* barile de 11.56.3 dakikahk bir derece 3 1 bitirdiler. lardan başka çamurla da mücadele et İkinci devrede tazyiklerini artıran sa ile Halkevinden Hakkı birinci geldi. mek mecburiyetinde kaldığından kendi 5000 metroluk ikinci kosuyu da Halrısiyahlılar beş gol daha atarak maçı sinden beklenen oyunu oynıyamadı. Hükevi takımı kazandı. Ferd itibarile de 8 1 kazandılar. cum hattır>n üç ortası mütemadiyen ça Halkevinden İbrahim 16.57.8 lik bir Beşiktaş: 2 Beykoz: 1 hşmakla beraber Fenerbahçeye lâyık bir derece ile birinci geldi. Beşiktaş Beykoz maçını Nihad Atek güzel anlaşma gösteremediler. Fener Bundan başka 29 kızın iştirakile 1500 sım idare etti. Beşiktaş karşısında her za metro mesafe üzerinden yapılan yanş ta takımmda muavin oyunculardan sonra en muvaffak olan Hüsameddindi. Bu o man muvaffakiyetli bir oyun çıkaran çok heyecanlı oldu. Neticede 6.5.9 dakikada Kadriye biyuncu birinci devrede, muhtelif iki za Beykozlulann bu karşılaşmada da iyi bir derece alacakları tahmin ediliyordu. rinci, Mutena ikinci, Aliye üçüncü oldumanda muhakkak denecek iki gol tehliNitekim oyuna başlanır başlanmaz bu lar. kesini muvaffakiyetle savuşturarak netitahminler tahakkuk etti. Beykozlular Kongreye davet ce üzerine çok müessir oldu. canlabaşla çalışarak Beşiktaş kalesini Kasunpaşa Spor Birliğinden: Güneş takımına gelince, oyunlarını mütemadiyen tehdid ettiler ve bir de gol Birligimizın yıllık kongresi pazar gütenkid bakımından birinci ve ikinci devre yaptılar. Birinci devre 1 0 Beşiktaşm nu saat tam 10 da yapılacağından Birlıg* kayldli bütıin üyelerin Birlik Evlnd« olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Birinci aleyhine neticelendi. bulunmaları. devrede müdafaada olduğu kadar hü cum hattında da muvaffakiyetli denebîlecek şekilde oynıyanlar vardı. Meselâ Rebiî aldığı her pası hüsnü istimal etti ve bir iki defasında arkadaşı Rasihe mu hakkak gol fırsatlan ihdas etti. Rasih de kaçırdığı fırsatlara rağmen, zekâsile oynadı ve arkadaşlarına güzel paslar verdi. Fakat rakib merkez muavinini tamamile serbest bırakmakla vazifesinin bir kısmmı yapmamış oldu. lç muhacimlerden Danişe nisbetle Salâhaddin daha iyi idi. Fakat daima müdafaaya yardım etErkekler arasında yapılan koşudan bir görünüş ti, hücum hattında pek az göründü. Meyumuşak ve tatlı görüyordu. Hatta he nüz kendinde değişen hiç birşey olmadığı halde zannediyordu ki bakışlarile bile teshire muvaffak olacaktır. Bu ümidi boşa çıktı. Çünkü komşu kız başını bile kaldırıp ona bakmadı. Fakat bu sırada aklr na suratındaki maske gelince, genc kızın bu maskeli yüzü görür görmez düşeceği dehşeti düşünerek hemen geri çekildi; pencerenin kenanndan onu gözetlemeğe devam etti. Genc kız kolundaki çiçekleri sıraladıktan ve demet yaptıktan sonra kalktı, ağır ağır yürüdü, kayboldu. Fakat Nuri, bu kızı tekrar tekrar görüyordu. Hergün bahçeye çıktığı saati bekliyor ve pencerenin kenarından hay ran hayran onu gözetliyordu. Bir gün bu genc kız bahçede kırk yaşlannda sert ve dik bir adamla dolaştı. Bu adamın genc kıza karşı bakışları vahşi bir hayvanın bakışlanndan farksızdı. Bu adam kimdi acaba? Ya bu kadın kimdi? Genc kız mı? Genc kadm mı? Acaba o adamın kızı mı, kansı mı, yoksa metresi mi? Hiç birşey bilmiyor ve anlıyamıyordu. Vücudü bir genc kız vücudü kadar taze, cevval ve dikti. Halbuki bakışla rında mustarib bir kadın endişesi, acısı vardı. Bir sabah kendisine hizmet eden kadr na sordu: Şu yanımızdaki köşkte kim oturu yor, biliyor musun? Acaba yeni kan koca mı?.. Genc bir kadın var.. Adamın kızı mı? Değil mi? Biliyor musun? Anlamadm mı? Sanki bir duvara söz sÖylüyordu. Hiz* metci kadın kendisine hitab edildiğini bile farketmemiş gibi, ne hareketini, ne yüzünü değiştirmeden çekildi, gitti. Bir kere daha ve bir başka meselede de kendisine sabretmek düştüğünü anladı. Bu sırada artık doktor Samoilof'un yedişer günlük tedavi ve tatbik müdddetleri çoktan geçmişti. Korka korka, çekine çekine, profesöre tedannin ne zaman biteceğini sordu ve şu yarı alay, yan ciddî cevabı aldı: Vay, vay, vay... Sıkıldınlz mı azizim?.. İyi alâmet, hayırlı işaret. Pekâlâ azizim... Başka bir adam olarak ortaya çıkmanız çok yaklaşmıştır. Şayanı hayret neticeyi pek yakında elde edeceğiz... Ne dersiniz, birkaç gün içinde mi? Tabiî bir kaç güne kadar... Amma sabnnız tükenmesin. Bir kere yüzünüz deki maske çıkanldıktan sonra da bana eserimi tamamlamak için birkaç gün daha lâzım olacak. Bu, benim en büyük eserimdir. Onu şimdiye kadar yaptığım dan daha büyük bir dikkatle tamamla • mak emelindeyim. Değil mi Davud? Deriye tabiatin verdiği inceliği, parlaklığı verebilmek için... Hasan Nuri aç bir adam gibi atılarak onun sözünü kesti: ^ Ya sonra? Sonra, sizin bana va • dettiğiniz gibi olacağım öyle mi? Diye sordu. Evet, dünyanın sayılı güzellerin den biri olacaksınız. Ayni zamanda hem güzel, hem azimkâr bir erkek yüzüne sahib olacaksınız... Gayet düzgün çizgili bir yüz... Işte, geliniz de size göstereyim, azizim... Bu atolyede, doktorun arada bir uğradığı bu mesai odasında alçıdan maskeler arasında bir tanesi vardı ki doktor onu gösterirken: Maalesef, dedi, size istediğiniz çehreyi vermek için reyinize müracaat etmek imkânını bulamadım... Fakat her yüzün kendine mahsus hususiyetleri vardır. Her maske, her yüze gelmez. (Arkası var) İkinci küme maçları nü uzun müddet göremedıği bu genc kızın vücudüne karşı duyduğu hayranlık onu tam karşıdaki sıraya oturmuş olarak gördüğü zaman güzelliği önünde on misli •™" Zabıta romanı s 16 arttı. Birbirine benziyen bu iki bahçe ona zalimane bir alaya çevirdi. Yırtıcı, tahkir Sanşındı, gözleri hulyalarla dolu, •cukluğunu hatırlatıyordu. O, böyle edici bir gülüşle kız ona şu cevabı verdi: mağmum ve ayni zamanda ihtiraslı ve r bahçe içinde büyümüştü. Çirkinliği Hayır, hayır... Nuri, ben seni se ateşli idi. Arada bir başını kaldırıp etraizünden daha bir çocukken bile ondan vemem!.. fma baktığı zaman Nuri bu genc kızda •rkes kaçtığı için, o bahçesine sığmmış, ince ve kibar, nazik ve iyilık seven bir Neden Neriman? itün hayatını oraya vermişti. Yalnız ruh sezdi. Bu suale genc kız sadce: içük^bir komşu kızı nasılsa Nuriden Zavallı Nuriciğiml cevabmı verNuri, bu genc kıza bir iki hafta evvel •fret etmemiş, bilâkis onunla tatlı tatlı mişti. rasgeldiği takdirde neler duyacağım dü»nuşmaktan çekinmemişti. Bu dostluk Bu cevab kâfi idi, Nuri herşeyi anla şündü. Evvelâ genc kızm rızası hilâfma, nelerce devam etmişti. Nuri yavaş ya mıştı ve şimdi büyük ümidler taşıdığı buzorla ona sahib olmağa kalkacak, onu ş bir genc kız olan komşusu ile gece günlerde: eğer satılık bir kızsa para ile elde etmek n karanlığında konuşmayı, gündüz ko Yann, birkaç gün sonra... Elbet o istiyecek, o da olmazsa bir hayvan gibi ışmaya tercih etmekteydi. Onun ya ona saldırmak, onu kapıp bağlıyarak göda beni sevebilecektir!.. nda hayatının bütün ümidlerini, hulyaDiye düşünmekten kendini alamıyor türmek istiyecekti. Bütün bu hislere karşı nnı buluyor, gencliğinin saadet olarak du. kaç defa mücadele etmiş, bir hayvan gibi hayyül ettiği herşeyj umuyordu. Galisaldırmaktan kendini nekadar güç kurBir gün hep ayni ümidler ve düşün ı bu kız, alıştığı için Nurinin çirkinliğicelerle penceresinden bakarken yandaki tarmıştı. de farketmiyordu. Acaba merhamet, bahçenin kumlu yollarında göğsü ve kolO vakit böyle bir çiçeği ancak parçadını daha çok hassas ve fedakâr yapa ları beyaz ve san çiçeklerle dolu zarif lıyarak koparabileceğine emindi. Halbulir mi? bir hayalin ilerledeğini gördü. Nisan gü ki şimdi onu tatlılıkla teshir etmek ümidi Günün birinde Hasan Nuri, bu genc neşinin ılık ziyasına beyaz kollannı ve vardı. Hem bu ümid ona yalnız doktor ta sevdiğini ve onunla bir yuva kur göğsünün bir kısmmı gösteriyordu. A Samoilof'un temin edeceği güzellikten îk hulyasile yaşadığını itiraf etti. Bu henktar vücudü, sporcu bir gencin çevik değil, ruhundaki değişiklıkten de doğuraf genc kızdaki merhameti birdenbire liğine sahibdi ve çok mütenasibdi. Yüzü" yordu. Artık herşeyi daha insanî, daha Köşe minderinin esrarı