CUMM' JVET 30 Ağustos 1936 VIYANA DONUŞU Taritv tetrika: 139 M. TURHANTAN / // // //l f Şehir ve Memleket Haberleri j Siyasî icmal Dünkü yağmur Şehrin birçok yerleri göl halini aldı Son günlerde şehrimize, misli görül memiş yağmurlardan biri de dün yağdı. Zaten bu senenin yazı ya tahammül edilemiyecek kadar sıcak ve yahud da dün o'duğu gibi bardaktan değil de ko vadan boşanırcasına yağan yağmurlarla geçtiği için hemen hemen göz açtırmadı. Bilhassa yağmur günlerinin cumartesi, pazar gibi tatil günlerine tesadüf etmesi mesire sahıblerinin de, buraiarda vakit geçirmek istiyen zevk sahiblerinin de neş'elerini kaçırmaktadır. Tatil günleri nin yağmurlu geçmesinden memnun tek bir sınıf varsa onlar da sinemacılardır. Dün saat onda, birdenbire başlıyan şiddetl yağmur sırasmda sokakta bulu nan kadın, erkek birçok kimseler çatı aîtlannda bannmak imkânını bulamadıklan için tesadüf eyledikleri kahve ve ka zinolara kaçmak mecburiyetinde kal mışlardır. Şehrin birçok yerleri ise adeta göl halini almıştır. Her zaman olduğu gibi, Fındıklı, Tophane ve Kasımpaşa gibi yerlere kumlar birikmiş; Belediye teşkilâtı bunlan temizlemek için tertibat al mıştır. Rasadhanenin verdiği malumata göre dün tazyiki nesimi 762 olup azamî hararet 22, asgarî 16 olmuştur. Saat ikide yağan yağmurun derecesi 21 milimetrey bulmuş; rüzgâr yıldızdan esmiş, sürati altı metroya kadar çıkmıştır. Başvekil ve İktısad Vekili İzmir panayırını açmak için yarın Izmire hareket ediyorlar Başbakan İsmet İnönü le İktısad Bakanı Celâl Bayar yann öğleden sonra lımanımızdan hareket edecek olan «tz mir» vapurile Izmire gideceklerdir. İsmet İnönü salı günü İzmir panayı nnı açacak ve o gece İzmirde şerefine bir ziyafet verilecektir. İzmir 29 (Hususî) Başvekil îsmet İnönü salı günü öğleye doğru İzmire gelecek, saat 17,30 da panayın açtıktan sonra akşam şerefine verilecek ziyafette bulunacak ve ayni vapurla îstanbula dönecektir. Zafer bayramı Bugün büyük tezahüratla tes'id edilecek 30 ağustos Zafer bayramı memleketimizin her tarafmda olacağı gibi bugün şehrimizde de parlak merasimle tes'id edilecektir. Bayramm pazar gününe tesadüf etmesi bütün hususî teşekküllere, ve bütün memurlara da merasime iştirak fır satını verdiği için bu seneki tezahürat daha parlak olacaktır. Hazırlanan programa göre Beyazıdda Universite meydanında bir geçid resmi yapılacaktır. Geçid resmine iştirak edecek kıt'alar, mektebler ve sivil teşekküller sabahleyin saat dokuz buçukta meydanda toplanmış olacaktır. İstanbul Kumandanlığı karargâhında 9,10 dan 9,45 e kadar bir resmi kabul yapılacak, bundan sonra kumandan geçid resmine iştirak edecek kıt'alan teftiş edecektir. Teftişten sonra bir sübay îstiklâl ve Başkumandanlık muharebeleri hakkında bir nutuk söyliyecek; buna kumandan tarafından cevab verilecektir. Daha sonra Harbiye bandos Istiklâl marşını çalacak, meçhul şehidlerimiz selâmlanacaktır. Bu merasim bitince geçid resmi başlıyacaktır. Evvelâ Harbiye bandosu hareket edecek ve alay Divanyolu, Köprü, îstiklâl caddesini takib ederek Taksime gelecektir. Burada abideye çelenk konarak merasime nihayet verile cek; gece de şehrin her tarafmda fener alaylan tertib olunacaktır. Almanya Fransa Imanya devlet bankası umumî müdürü ve İktısad Nazın Dr, Şaht Fransa devlet bankası umumî müdürü M. Labeyrienin ağustosun iptidalannda Berline yaptığı ziyareti iade için Parise gitmesi bir nezaket eseri mahiyetınde kalmayıp Fransa ile Almanya arasındaki münasebatın tarihinde fevkalâde bir hâdise ve ihtimal iki büyük devletin anlaşması için bir başlangıc teşkil edecek kadar bir ehemmiyet kesbetti. Dr. Şahtın şerefine verilen ziyafette yeni Fransız Başvekili M. Blum ve Hariciye Nazın M. Delbos dahi hazır bulundular. Alman Nazın yalnız Fransız bankasının umumî müdürile görüşmekle kalmayıp Başvekil ve Hariciye Nazırile de uzunuzadıya mahrem müzakerelerde bulunmuştur. Aslen Musevî olan Fransız Başvekili ne Almanyadaki Yahudi aleyhtarlığmı, ne de M. Hitler rejiminin bugün Fransada hükumetin arkasında bulunan sosyalistlerin akidelerine karşı biaman düşmanlığını Fransanın büyük komşusile her sahada ve bahusus politika sahasında uzlaşmak için imkân verecek yolları aramağa asla bir mâni sayma mıştır. Bir defa Fransa hükumeti Ren mıntakasmın Alman ordusu tarafından işgal edılmesile bozulan Lokarno misakmı hu * kuk ve kuvvete dayanarak müdafaası yerine yeni bir misak akdi için müzakerede bulunarak uzlaşmak yolunu tercih ebniş ve bu maksadla Almanyanın iştirakile bir beşler konferansmın akdine razı olmuş olduğundan bu emelin istihsalini kolaylaştıracak herhangi fırsatı kaçırmıya « cağı şüphesizdir. Dr. Şahtın ihtimal fevkalâde salâhiyetle Parise gelmesi böyle bir fırsatı vermiştir. Beşler konferansmın muvaffak olarak garbî Avrupanm sulh ve emniyetini zamân altma alacai bir anlaşmaya erişmesi için evvelden hususî temas ve müzakerelerle zemin hazırlanması zanıridir. Zaten Almanya Dış Bakanı beşler konferansına iştirak için tngiltere, Fransa ve Belçika tarafından yapılan daveti kabul ederken kuru konferansm akdinden birşey çıkmıyacağını ve bundan beklenen büyük faydalann husulü için evvelce diplomasi • yollarla müzakere edtfttıesi "icabeylediğini ehemmiyetleIcaydetmîfti. M. Blum ve M. Delbos dahi bu kanaatte bulunduklarmdan Dr. Şahtın ziyaretini Almanya ile anjaşmak için zemin hazırlamağa bir fırsat bilmişlerdir. Fransız Başvekili ve ayni zamanda sosyalıst partisinin lideri bulunan M. Blumle Hariciye Nazınnın Almanya ile anlaşmak imkânlannı aramak fırsatını kaçırmamak istemeleri ve Alman Bakanıle sıkıfıkı görüşmeleri, Fransada kabineye iştirak etmemekle beraber bunun arkasında muzahir bulunan ve devletin dış politikası üzerinde her vesile ile tesir yapmaktan geri durmak istemiyen Fransız komünist partisinin memnuniyetsizliğini celbetti. Bunun için Fransız komünist partisi • nin umumî kâtibi, Başvekile şiddetli bir mektub yazmış ve Almanyanın askerlik hizmetini iki seneye çıkarmak ve teslihatını artırmak suretile sulhu ve Fransanın emniyetini tehlikeye düşürdüğünü iddia etmış ve böyle bir zamanda Fransa hükumetinin Parise gelen Alman Nazınna fevkalâde ihtiramat göstermesi uygun birşey olmadığını ihtar eylemiştir. M. Blum dahi derhal şiddetli bir mektubla cevab vermiş ve Almanyanın askerî hizmet müddetinin artırması akabinde olsa da Avrupa meselelerinin umumî surette hallini kolaylaştıracak görüşmelerden imtina edemiyeceğini bildirmiştir. Sosyalistlerin lideri olan Başvekilin bu cevabı bu partinin matbuatı ve hatta. Almanyaya düşman olan sağ partilerin gazeteleri tarafından da tasvib edildi. Fransız komünistlerinin itirazı geçici bir hâdise mahiyetinde kalacaktır. M. Blum ile M. Delbos parti düşüncelerin • den ziyade Avrupa sulhunun uzlaşma ve anlaşma esasları üzerine kurulması gibî pratik düşündüğünden Dr. Şaht Berline eli boş dönmemiş olsa gerektir. Yeni Şeyhülislâm, Padişaha şu tebliğde bulundu: «Artık şikârı bırakmak ve devlet işlerile yakmdan mukayyed olmak gerektir» Padişah niçin camiye ve duaya gelmez? Yedekçilıkten bozraa bir sarhoş seyisi Kaymakam edüp devleti sipariş etmiş. Kendi, havayi nefsine mağlub. Avında ve kuşunda. Ülkenin harab olduğuna bakmayıp umuru saltanatı görmez oldu, dın ve devlet te bu hallere girdi. Eğer Padişah ise şikârden farjğ olup tahtmda otursun. Dualarda hazır bulunsun. lllâ P fela! Şeyhülislâm, halkın bu dileğini saraya bildireceğini söyledi, kalabahğı savdı. Fakat Himmetoğlu, sözü ayağa düşür mek yolunda yürümekten geri kalmadı, ertesi günü araba ile bir yere gitmekte olan Şeyhülislâmı sardılar, kendisi gene başa geçip bağırmağa koyuldu: Bre Allahtan korkmaz, Peygam berden utanmaz koca. Tü yüzüne. Mansıb korkusundan Padişaha hak kelâm söylemezsin. On dört yıldır, nabza göre şerbet vermek yüzünden Şeyhülislâmlık makamını kirlettin, devleti bu hale koyduıj. Senden öncekilerden hangisi böyle edbsizlik etmiştir, bre yok olası papaz!.. Halk, Ali Efendiyi parçalıyacaktı, güçlükle kurtuldu, evine kapandı. P a dişah bu hareketleri duyuyor, sinirleni yor, dört yana küfürler savuruyor, fakat gene avdan geri kalmıyordu. Yeniçerilerin, Sipahilerin çoğu smır boyunda, Boşnak Süleymanın yanında idi. Bu sebeble îstanbulda bir ayaklanma vukua geleceğine ihtimal vermiyordu. Lâkin hocaların edebsizliğine de tahammül etmiyordu, birşeyler yapmak istiyordu. Vicdanı gibi idraki de bozuk olan bu av delisi Hünkâr, halktan hakaret gören Şeyhülislâmın şahsında kendine çok sadık bir ruh bulacağını umduğundan Himmet oğlunun hamlelerini müteakıb onu saraya çağırmıştı. Uzun bir müzakere sonunda karışıkhk çıkarmak istiyen hocalan sindirecek tedbirler almak azmindeydi. Fakat ömrünü entrikalar içinde geçiren Şeyhülislâm, Himmet oğlunun bütün ülema takımına istinad ettiğini, halkın da yardımını temin etmege başladığını sezmişti. Bu vaziyetten çok ağır neticeler çıkmasını da muhtemel buluyordu. Ondan dolayı ihtiyatlı davrandı, daha doğrusu bir semer devirme tecrübesine girişti, saraydan gelen adama şu cevabı verdi: Bizim ol canibe vardığımıza ülemanın rızası yoktur. Emirleri ne ise ilâm buyursunlar! Bu söz, bu hareket, tahtütâcın nüfuzunu kaybetmiş olduğunu Padişaha apaçık anlatan bir ihtardı. Yıldızlan bir işaretle ayaklarına getireceklerini zanneden padişahlar, nihayet okur yazar bir köle saydıklan şeyhülislâmlardan böyle bir muamele görmeği akıllarından bile geçiremezlerdi. Ayni terbiye ile yetişen Avcı Mehmed de tabiatile bu kanaatte idi ve aldığı haber üzerine sersemleşmişti. Fakat Kızlarağası Yusuf, akreblere zehir dağıtan bir yılan gibi onun yardımma koşmaktan geri kalmadı: Ne düşünüyorsun, dedi, bunak yobazı yakalat, bir tarafa sür. O vakit medreseler süt liman kesilir. Avcı Mehmed bu öğüdü de dinledi, Himmet oğlu partisine cemile göstennek istiyen Şeyhülislâmı Bursaya sürdü. Lâkin ülema âlemi mihverinden çıkmıştı, zelzeleler geçiriyordu. Bu sebeble yeni Şeyhülislâm, şartsız ve muahedesiz işbaşına geçmedi, Davudpaşa saraymda bevaz sadefe kaplı samur kürkü giymekle beraber Padişaha şöyle bir tebliğde bulunmaktan çekinmedi: Artık şikârı bırakmak gerek, ya yeni saraya, ya eski yalılardan birine gelin, devlet işlerine mukayyed olun, şu dedıkodu basılınca gene zevkinizde olun. Sikârdan el çekmeyip böyle kırlarda gezdikçe halkın güftügusu eksik olmaz. Hak dahi halkın elindedir. Zira sınır boylanndaki felâketler haddi aşmıştır, bir yaramaz zuhur edecek olursa bütün şehirli ona uyacaktır. Böyle bir durumda dediklerin ederler, kendilerine karşı koymak müşkül olur. Padişah, bu açık tehdid üzerine avdan vazgeçeceğini, Davudpaşa sarayından Tersane köşküne göçedeceğini söyledi. Lâkin kafasında Şeyhülislâmın ileri sürdüğü: «Yaramaz» kelimesi büyüyor, büyüyor, korkunç bir hayalet biçimini ahyordu, yaramazdan maksad, zorba idi ve zorbalann neler yapabildiklerini ise bu av düşkünü adam, çok iyi biliyordu. Zaten avı bırakmaya söz vennekle neş'esi kaçmıştı, geceleri uyuyamıyor du, gözleri açık olduğu halde av tasarlıyordu. Bu rahatsızlığa bir de zorba korkusu katılınca büsbütün zıvanadan çıkmıştı, ne yapacağını bilmezleşerek Tersane köşkünde zincirden boşanmış bir deli gibi fırfır dönmeğe başlamıştı. Bu arada gözbebeklerini Küçük Kara Mehmedin hayali de sık sık yakıyordu. O nun sözlerile Şeyhülislâmın tebliği arasmdaki uygunluk, ülema ile ordunun gönül birliği yaptıklarına işaret gibiydi ve Hünkâr bu birliği düşündükçe gerçekten çıldıracak hale geliyordu. Önceleri sıkıldıkça kadmların kuca ğma ahlırdı, şimdi bu kucak ta kapahydı. Anası mezardaydı, başgözdesi Gülnuş, kırk beş yaşma varmış ve solup sararmış olup iltica edilecek hararetli bir kucak olmaktan çıkmış bulunuyordu. Afife ile Gülnar, son aylarda derviş kesilmişlerdî, hak aşkı taşıdıklarını ileri sürerek kendisine yüz vermiyorlardı, kapandıklan köşelerden çıkmıyorlardı. Gerçi sarayda yedi yüz halayık daha vardı. Lâkin bunların hiçbiri o iştiyakı giderecek, tahttan atılma endişesini söndürecek kıymette değildi. Sultan Mehmed, kendine pek acıklı gelen bu durumda Gülbeyazı düşünmekten nefsini alıkoyamıyordu. On beş, on altı yıl önce Gülnuşa kızdıkça veya ondan biraz bıkar gibi oldukça Gülbeyazın ılık nefeslerini içmeğe koşar ve sıkıntısını ruhî bir yıkanış içinde silkip atardı. Şimdi o yoktu. Fakat ondan izler taşıyan bir delikanlı vardı ve bu gene adam, tahta düşman bir yaramazın remzi gibi işte ruhuna ıstırab veriyordu. Hünkâr, üstüste yığılan bu sıkıntılann zorile belki tımarhanelik olacaktı. Lâkin Kızlarağası Yusuf gene yardıma koştu: [Arkası var] Halı ve seccade sergisi dün açıldı MÜTEFERRİK Donanmamız geldi Bir müddettenberi Izmirde bulunan donanmamız limanımıza dönmüştür. Belediyenin daveti îstanbul Belediyesinden: Zafer bayrafma tesadüf eden yannki 30 uncu pazar günü 8 9.30 da îstanbul Kumandanlığı karargâhında kuman* danlık tarafından tebrikât kabul edilecek ve bundan sonra saat 10,45 te Beyazıd meydanında geçid resmi yapılacaktır. îstanbulda bulunan saym saylavlarla umumî meclis üyelerinin ve teşrifata dahil zevatın teşrifleri rica olunur. Elbise caketetay, şapka silindir. îstanbul Beledıyesinin hazırladığı <40 gün, 40 gece> festıval programlarma dahıl olan <Halı ve seccade sergisi> dün Vali ve Belediye reisi Muhiddin Üstündağ tarafından Ayasofya hamarm binasında açılnuştır. Sergide 13 üncü asırdan 20 nci asra kadar yapılmış nefis Türk halılarından örnekler vardır. Eminönü Halkevinden: Zafer bayramı şerefine 30 ağustos pazar gunü saat 21 de Evımizm Gulhane parkı içinde Alay koşkundekt salonunda Evimiz orkestr&sı tarafından bir konser verilecektir. Herkes gelebilır. Ziraat Umum müdürünün tetkiklerî Ziraat Vekâleti Ziraat Umum Mü dürü Abidin şehrimize gelmiş ve îstan buldaki Ziraat Vekâletine aid müesse " satı gezdikten sonra Karadeniz sahil vilâyetlerimizde bazı tetkikat icrası için Rizeye gitmiştir. Abidin orada portakal, çay zer'iyatını, Trabzonda da fındık zer'iyatını tetkık edecektir. Ziraat Vekâleti bu sene memleketin muhtelif yerlerinde birçok fidanlıklar vücude getirecektir. Alayköşkünde konser Sigorta sahtekârlığı hakkm da yapılan tahkikat Sigorta sahtekârlığı hakkındaki tahkikata dün de devam edilmiş ve yeniden bazı kimseler isticvab edilmiş, Unyon sigortadan bazı dosyalar getirtilmiştir. Elde bulunan 17 dosya hakkındaki tahkikatın ikmali Paristen istenen evrakm gelmesine bağlı bulunmaktadır. Bu sahtekârlık işile Dahiliye, İktısad ve Maliy Vekâletleri muhtelif cihetlerden alâkadar bulunduklanndan bu Vekâletlerin bir muhtelit heyet teşkil ederek bu işi tetkik ettirmesi muvafık görülmektedir. Alâkadar makama bu yolda bir teklif yapıl mıştır. MALIYEDE Deftercfarlık kadrosu Defterdarlık kadrosunun tahsil kısmı da gelmiş, isimsiz kadroya memurların isimleri doldurularak peyderpey kendi lerine tebligat yapılmıştır. Cenevre içtimalarına gidecek murahhaslarımız Türkofis başkanı Izmire gitti Türkofis başkanı Mecdet dün sabah Ankaradan şehrimize gelmiş ve lzmir panayınnın açılmadan evvelki şeklini gözden geçirmek üzere Izmire hareket et miştir. Mecdete vekâlet etmek üzere şehrimizde bulunan Türkofis başmüşaviri Halil Mrthat ta Ankaraya gitmiştir. İzmir panaymndaki îstanbul paviyo nunun tanzımi için Izmire giden Tıcaret Odası tetkikat ve neşriyat şubeleri müşterek müdürü Galib Bahtiyara raportörlerden Tevfik Alanay refakat etmekte dir. Rusyaya giden muallimler Bu gece Taksim bahçesinde verilecek müsamere Zafer bayramı münasebetile Türk Hava Kurumu Taksim şubesi tarafından bu gece Taksim bahçesinde büyük bir müsamere verilecektir. Müsamere 9,30 dan sabaha kadar devam edecektir. Hazırlanan programa göre müsamereye İstiklâl marşile başlanacak, Berlin Olim piyadlannda güreşte dünya birincisi ve üçüncüsü olan Yaşar ve Ahmed hazıruna takdım edilecek, Ganakkale mhare belerine aid bir filim gösterilecek, bunu müteaddid konserler, revüler, komik numaralar takib edecektir. Müsamereye aid biletler Taksim bahçesinin kapısmda muallimlerim iz dürü Hüseyin Arif, Maarif Vekâleti satılmaktadır. şube direktörlerinden Halil Vedad ve Bir sahtekâr kumpanyası eşi Nahide Halil. Bunlardan başka bir yakalandı çok muallim ve maarif müdürleri vardır. Bu heyet dün akşam saat 1 1 de limaBir firmanm imal etmekte olduğu nımızdan kalkan vapurla Odesaya hare kremleri taklid eden ve piyasaya süren ket etmiştir. Ahmed ve Yako ismınde iki kişi polis Muallimler Odesada bir gün kaldık tarafından yakalanmıştır. tan sonra Moskova, Leningrad ve birçok Bunların ticarethanelerinde bir miktar Sovyet şehirlerine giderek oralarda mek da sahte bandrollar bulunmuştur. Bu tebleri, enstitüleri ve terbiye yerlerini ge bandrolları basan Marko adında bir zeceklerdir. Heyet bir ay sonra şehrimize matbaacı hakkında da tahkikata baş dönmüş olacaktır. lanmıştır. Malum olduğu üzere Milletler CemiMemurlann eylul maaşlan salı günü yeti Konsey ve Asambilesi önümüzdeki verilecektir. eylulün 18 inden itibaren toplanacak Emlâk ve Eytam Bankasından üç aytır. Bu içtimalara murahhas olarak gönlıklannı alan eytam ve eramile de ayni derilecek heyetimiz seçilmiştir. Bunlar Hariciye Vekilimizin başkanlığı altında gün tevziat yapılacaktır. Dahiliye Vekilimiz ve Fırka Genel SekCEMtYETLERDE reteri Şükrü Kaya ve Cumhurriyaseti Esnaf cemiyetlerindeki Prnumî Kâtibi Hasan Rızadan mürekkebdir. Milletler Cemiyetinde daimî detahkikat legemiz Necmeddin Sadık ta murahhas Birleşik esnaf bürosunda bazı yolsuzheyetimizin mesaisine iştirak edecektir. uklar olduğu haber alınması üzerine heArjantinin teklifleri sablara el koyan iki maliye ve iki Bele Cenevre 29 (A.A) Arjantinin Mildiye müfettişinin yaptığı tetkikler çok şaletler Cemiyetindeki delegesi, nizamnayanı dıkkat neticeler vermektedir. menin ıslahına dair olup, ezcümle ce Cemiyetlerin tasdikinden geçmemiş miyetin evrensel olması ve konseyin makbuzların nasılsa kasadan çıkarak demokratlaştırılması noktalarını ihti va eden Arjantin teklifini Avenile'e res bunlarla esnaftan para alındığı, makbuzlann aslî kıymetlerinden daha aşağı fiatmen tevdi etmiştir. larla satıldığı tesbit edilmiştir. Sovyet Rusyanın teklifi Teftişler, bu büroya dahil bütün cemiCenevre 29 (A.A.) Sovyet sosya list cumhurıyetleri ittihadı, nizamna yetlere şamil olmakla beraber daha ziyamenin ıslahı hakkındaki teklülerini de garsonlar ve terziler cemiyetleri üzesekreterliğe tevdi etmiştir. Sovyet tek rinde tekâsüf etmektedir. liflerinde bilhassa 16 ncı maddenin çok KÜLTÜR tŞLERt sıkı surette tatbikı tavsiye olunmak tadır. Muallimine maaş vermiyen Beyoğlu Sakızağacı Ermeni Katolik mektebi idaresinin türkçe muallimine üç aydır maaş vermemekte bulunduğunu, Dahiliye Vekili ve Halk Partisi Gebugün yann veririz vaidlerile bugüne kanel Sekreteri Şükrü Kaya dün akşam dar işi uzatmış olduğunu teessüfle haber îstanbul gazetecilerini Parkoteline daaldık. vet ederek kendılerile görüşmüştür. Hayatmı bağladığı bir işten, hakettiği bir parayı alamıyan bir muallime yapı Bir Yahudi kızı bir Türk lan bu haksızlığın aid olduğu makamca delikanlısına kaçtı nazarı itibare ahnmasını istiyoruz. İzmir (Hususî) Rebeka admda ve Ankara Ziraat Enstitüsü nüfusta 16 yaşmda kayidli gene, güzel bir Musevi kızı, Ali nammda bir Türk talebesinin tetkikleri gencine kaçmış ve bundan sinirlenen Re Memleket içerisinde tetkik gezilerin bekanın anası, babası, epeyce gürültü, çıkmış bulunan Ankara Ziraat Enstitüsü patırdı yaparak adliyeye baş vurmuşlar talbeleri iki grup halinde seyahatlerine dır. devam etmektedir. Doçent Bedia Şaki Kız diyor ki: rin başkanlığındaki grup Karadeniz sa « Ben bu genci seviyorum. Fakat hillerinde Hopaya kadar tetkikler yap ebeveynim, onunla izdivacıma şiddetle tıktan sonra şehrimize gelmişlerdir. An muhalefet ediyorlar ve beni bir Yahudi karalı talebeler Sasmun muhtelitile yap gencine vermek istiyorlar. Ali ile son defa, tıkları futbol maçmı da 5 1 kazanmışbuluşmamızda vaziyeti anlattım. Bera ardır. berce bir gezinti yaptıktan sonra, benim İsfendiyarın başkanlığındaki grup teklifimle onun evine gittik ve Aliye tes' Samsun yolile İzmire gitmiştir. Şehrimize lim oldum. Onu seviyorum ve ayrılmak' ;elmiş bulunan birinci grup gencleri de lığıma da imkân yoktur.» zmir sergısinin açılış merasiminde bulunAli tevkif edilmiştir. Çünkü kız 16 ya mak üzere bugün kara yolile İzmire gişındadır. Maamafih yaşı düzeltilecektir. deceklerdir. Maaş sah günü verilecek Dahiliye Vekili gazetecilerle görüştü bir mekteb Muharrem Feyzi Togay Büyük Avrupa anketimiz Münderıcatımızm çokluğundan dola« ı bugün Avrupa anketıni koyamadık. Rusyaya giden Sovyet Rusya Maarif Komiseri Bu benof 40 kadar Türk muallimini Rusyada bir tetkık seyahatine davet etmişti. Maarif Vekâleti Sovyet Rusyaya gidecek muallimleri şu suretle tesbit etmiştir: Meslekî tedrisat müdürii Rüştü, orta tedrisat müdür muavini Hayri, Erzurum lisesi müdür mua\ini Arif, Adana lisesi müdürü Halid, îstanbul kız muallim mektebi muallimlerinden Hüviyet Bekir, Gazi Terbiye Enstitüsü muallimlerinden Mustafa Nihad, Gazi Anteb maarif sıü Cumhuriyet Nüshası 5 Kurustnr Senelik Altı aylık Üç aylık Bir ayl.k Abone ı T ü r k i y e şeraiti» l<ıio 1400 Kr. t700 Kr. 750 1450 400 800 150 yoktur