f Tarihî roman r 1O« Yazan : M. Turhan Tan CUMHURtYET 16 İkinciteşrin 1935 f Şehir ve Memleket Haberleri ) Halkın dilegi Her kadinın yüreği gözünde gibiydi ve bu yürekler birer bakış olarak Türklerin pırıltıh endamına ağıyordu! Üsküdar halkının Tramvay şirketinden bir dilegi j Üsküdar halkı namına dün bir kaç imza ile bir mektub aldık. Bu mektubda denilryor ki: 1 <Üsküdar Tramvay şirketi, Ka | dıköyündeki sinemalar paydos olduktan sonra sinemalardan çıkan halkı evlerine götürmek için hususî tramvay arabaları tehsis etmektedir. Halbuki şirket, bu hayırlı işi Üsküdar halkından esirgemekte dir. Üsküdarda son tramvay 10,30 dadır. Bundan sonra tramvay yoktur. Halbuki sinemalar saat 11 de bitmektedir. Sinemadan çıkan halk evlerine kadar yaya yürümek mecburiyetinde kalıyor ve bu müşkü lât yüzünden de sinemaya gidemiyor. Tramvay şirketinden ricamız, her gece sinemalar paydos olunca Doğancılar Karacaahmed tarikile Nuhkuvusu Bağlarbaşına bir tramvay, Bülbülderesi Bağlarbaşı, Kısıklı hattına da ikinci bir tramvav tahsis etsin. Bu suretle bütün müskülât halledilmiş olur.> 1 Nihayet karar verildi Belediye salı gününden itibaren 60 para daha ucuz fiatle ikinci nevi ekmek çıkartacak Siyasî icmal İngiltere « Mısır ihtilâfı abeş meselesinde İngilterenin tuttuğu politikanın ve kendi askerî işgali altında bulunan Mısır arazisinde aldığı tedbirlerin Mısır hükumeti ve efkân umumiyesi tarafın dan tasvib edildiği malumdur. Mısır ordusu, İngiliz işgal ordusile birlikte İtalyanlann Trablusgarbden, denizden ve cenubdan muhtemel taarruzlarına karşı müdafaa tertibatı almaktadır. Mısırı haricden tehdid eden en büyük tehlikenın İtalyanın Akdeniz ve Afrika politikası olduğuna daha Habeş ihtilâfı çıkmadan evvel de Mısırlılar kanaat getirmişlerdi. İtalyanların Mısınn hayatı olan Nil membalarının bulunduğu Habeşıstanı zapt ve fethetmeğe kalkışmış olmaları Mısırlılann nazarmda İtalyan tehlikesiıü büsbütün büyütmüştür. Mısırlılar, memleketlerinin bu tehlikeye ve dığer haricî tehdidlere karşı mü dafaası hususunda Ingilizlerin yardımma daha çok seneler muhtac olduklan ve ingiltere ile Mısınn menfaatleri müşterek olduğu kanaatindedirler. Bu kanaati sabık Başvekil ve milliyetperverler li deri Mustafa Nahhas Paşadan sonra Mısınn en kuvvetli ve nüfuzlu politika adamı sayılan Muhammed Mahmud Paşa son söylediği nutukta sarih olarak bir kat daha teyid etmiştir. İtalyan tehlikesine karşı îngilizlerin aldığı geniş mıkyastaki askerî tedbirlerin Ingilizlerin Mısırdan çıkmamalanna bir sebeb teşkil etmesı ihtimali her Mısırlı nin ve hatta Nesim Paşa hükumetinin de zihnini gıcıklamıştır. Bu nokta hakkında Mısır hükumeti, gerek Mısırda gerek Londrada İngiliz makamatından istizahta bulunmuştur. Son günlerde İskende riyeyi Akdeniz donanması için üssübahrî ittihaz eden İngiliz Amirali Fişer Mısır Başvekiline İtalyan tehlikesi bertaraf olur olmaz, donanmanın Mısır sularından çekileceğinı temin ederek söz vermiştir. Birkaç gün evvel de Londrada îngiliz Hariciye Nezareti Daimî Müsteşan Sir Vansittart da Mısır elçisine bunu ayrıca temin ve teyid etmiştir. Bu teminat Mısır hükumeti tarafından kâfi görülmüşse de Mısır efkân umumiyesini teskin etmemiştir. Çünkü efkân umumiye Mısınn yalnız bir "mîittefik sı fatile İngiltere ile berabcr Iiarck.il tuııe Sen. dedi, keskin anlayışlı bir adaiıa benziyorsun. Kızların da çok güzel. Bana yar olursan çok sey kazanırsın. kızların da umduklanndan daha ivi sevler elde ederler. Nc.su benimle açık bir pazarlıea girer misin? Sinyor Pirigadinin güzünde ilkin Venediijin o ünlü ve oek korkunc zındanJarı belirdı, içine bir titreme yayıldı, sonra gene o gözlerin önüne Istanbulun mavi suları, parlak mehtabları ve bir sürü güzellikler, par?lar, elmasiar geldi, litremesi geçti ve dudaklarından kuv vetli bir (evet) çıktı. Mustafa, bunun üzerine geri döndü, yerine oturdu: de Venediklileri ülkeden ülkeye sürüp duruyorlardı. Halk, işte bu sürüp gıden bozsrunlukların yaratıcılanndan bir kü meyi görerek yigit yüzlere dair bir fikir edınmek istiyordu. Mustafa ile arkadaşlan hayal içinde hakikat ve hakikat kucağında hayal arıyan Venediklileri hoşnud edecek bir durum taşıyorlardı. Elli Türk, bir elden cıkmış gibi biribirine uygundu. Hepsinde imrendirici bir endam ve göz kamaştırıcı bir heybet vardı. Atları bir tonda, elbiseleri bir biçimdeydi. îçlerinden birini öbüründen ayırd etmeğe imkân yoktu. İ O diyann eşini görmediği bu canlı Öyleyse, dedi, bana anlat. Ve haşmet erkeklerin gözünü, kadınların ötstanbul buğday nakliyatı nedik bizden ne umuyor?.. zünü kamaştırıyordu. Her kadinın yüreSinyor Pirigadi, büyük kazanclan ği gözünde gibiydi ve bu yürekler birer Belediye, ikinci nevi ekmek hakkın günlerinde buğday fiatleri hükumetîn kuruntulamanın verdiği heyecanla, Ve bakış olarak Türklerin pırıltıh endamı daki incelemelerini bitirmiş ve salı gü müdahalesile bir kuruş düşmüş ve sonra nediğin barış için tasarladığı şartların en na ağıyordu. Meydanlarile, heykelleri nünden itibaren ikinci nevi ekmek çıka bu haftanın başında on para yükseldik azile en çoğunu Mustafaya anlattı: le, kanallarile, gondüllerile iftihar eden rılmasına karar vermiştir. Ilbay ve Şar ten sonra durmuştu. Üç gün süren bu Bu iki çizgi arasında, dedi, ne ka Venedik o gün yekpare bir hayret, yekbay Muhittin Üstündağ bu mesele hak tevakkuftan sonra dün Ziraat Bankası zamrsak kârdır. Fakat en az bulduğu oare bir imreniş olmustu, Türk atlannın kında demiştir ki: borsaya umumî piyasa üzerinden on pa muz şeyin daha azını ummam ki bize kisnemelerinden efsunlu bir musiki hazzı « Bir tecrübe mahiyetinde olmak ra düşük fiatle tekrar buğday arzetmişve yalnız sert buğdaydan yapılmak üze tir. Bu vaziyet karşısında bankanın artık kabul ettirebilesiniz. O vakit bütün Av alarak gaşyolup gidiyordu. re ikinci nevi ekmek çıkarmağa karar fiatleri düsürmiyeceğini tahmın edenler rupada iki paralık oluruz. Yüreklerini koparıp ta çılgın bir buse verdik. Buna tamamile ikinci nevi ekmek şaşırmışlardır. Borsada emin görünen saEv sahibinin yalan söylemediği, ne bi gibi Türklerin kucağına atamıyan kadındemek te doğru değildir. Çünkü. birincı tıslar tekrar bozulmuş ve anî bir durguniiyorsa onu eksiksiz gediksiz ortaya koy lar, bu aczi ödemek ister gibi coşkun bir nevi ekmekten farkı, safi sert undan ya Iuk çökmüstür. Alıcı olan değirmenci ve duğu durumundan belliydi. Mustafa da heyecan içinde durmadan, dinlenmeden Romanyadan göçmen taşımakta olan bunu anladı, belindeki elmaslı hançeri çiçek demetleri atıyorlardı. Mustafa ve armatörler, Deniz Ticaret direktörlüğü pılmış olmasıdır. Halkımızın kısmı azam. kırmacılar birdenbire mal almaktan vazda sert buğdaya alışıktır. Mısır veya gecmislerdir. Bankan'n bugün ve pazar çıkanp ona verdi: ?rkadaşlan, bu renk ve koku yağmuru ne müşeterek ve tahrirî bir müracaatte bu çavdar, arpa gibi baska hiçbir un karıştesi günü de fiatleri kırarak ekmek nar Hoşuma gittin, dedi, iyi konuş arasında, parçalanmış Meryemana ku lunarak, şimdiye kadar navlun hesabına tınlmıyacaktır. Birinci nevi ekmek ma kının bugünkü seviyede kalmasını temimayı biliyorsun. Barış işi bittikten sonra şaklannı andıran dağınık çiçeklerin üze hıçbır para almadıklarını, fınansal du lum olduğu üzere yüzde doksan yumu ne çalısacağı alâkadar mehafilde kuv seni unutmıyacağım. Haydi şimdi ayn rinde gerçekten göz alan bir ihtişamla rumlannın üstelik kendilerinden masraf şak, yüzde on sert undan yapılır. vetle tahmin edilmektedir. lahm, konuştuklanmızı unutalım. ağır ağır yürüvorlar, Doj sarayma doğru ederek daha fazla çahşmağa müsaid buBu undan çıkaracağımız ekmeğin altZiraat Bankasının dün kendi fiatlerini lunmadığını, toplanmış olan paralan ve mış para noksanile satısını temin edece Venedikli senatör sevine, sevine, fa yol alıyorlardı. on oara kırmasına rağmen bunun umu ya alacaklarına mahsuben faizsiz avans ğinizi zannediyorum. Fiat hususundak: kat düşüne düşüne ayrıldı, kızlarının yamî fiatler üzerindeki tesiri ancak beş paNihayet saraya gelindi, bir düzine anına gitti, derdini döktü ve önüne dökü sılzade büyük kapının önünde elçıyi verilmediği takdirde müteakıb seferieri kararımızı pazartesi günü verip ilân ede ra kadar olmustur. ceğiz. Salı günü de ekmeğin çıkanlma len derdleri dinledi, uykusuz bir gece i karşıladı, kalabalık bir mızıka takımı se yapamıyacaklarını bildirmişlerdir. Dün sehrimize 666 ton buğday ve Armatörler, Bursa ve Nazım vapur sına başlanacaktır.» çinde sabahı beklemeğe koyuldu. Ertesi sini yükseltti, iki bölük asker selâm va 31298 kilo un gelmistir. Mevcud sto Buğday fiatleri borsada dün yeniden kun çoğalması da fiatleri düşmeğe meygün Venediğin sayılı günlerinden biri o ziyeti aldı ve yukarı salonda bulunan larına, Deniz Ticaret müdürünün şahsî teminatı üzerine son bir sefer yaptırdık düşmeğe başlamıştır. Geçen haftanın son yal bir vaziyete sokmaktadır. lacaktı, kendi hayatında da belki bir ye Dojla müşavirler, senatörler, kendilerine nilik başlıyacaktı. Bu yenilik ne çeşid şey çekidüzen vererek Türk elçisini bekle lannı da müracaatlerine kaydetmişler olabilirdi?.. Onu oranlıyamıyordu, yal meğe koyuldu. Doj, altın yaldızlı bir dir. Deniz Ticaret müdürlüğü, Trakya nız umuyordu. koltukta oturuyordu. Senatörler iki sıraya Genel Enspektörlüğünü keyfiyetten Nihayet gün doğdu, Sinyor Pirigadi ayrılarak karşılıklı iki hat çizmişlerdi. müstacelen haberdar ettiği gibi, işi »el de Senatoya gitti, elçinin Doj sarayma Yalnız Mustafanın ev sahibi olan senagrafla Ekonomı Bakanlığına da bildir yapacağı ziyaretin programile uğraşan tör aşağı avludaydı, elçiye kılavuzluk etmiştir. ların arasına katıldı ve günün kahra mek üzere on iki şövalyenin başında duYaptığımız tahkikata göre, Köstencemanlanndan biri olmak haysiyetile her ruyordu. den nakledilecek daha 12,000 göçmen şeye karıştı, gerekli gereksiz mülâhazalar Mustafa, saray kapısmda atın başmı vardır. Bursa vapuru son bir sefer yapyürüttü, sonunda teşrifatçılığı da üstüne çekti, ev sahibine dilmaç ağzile sordu: mak üzere iki gün evvel Köstenceye gitEvvelki gün Haseki hastanesinde gaŞehir Meclisi, bu devre toplantısmın aldı, ikindiye doğru süslü bir alayla Doj nerede? miştir. Bu vapur ancak 800900 göçmen rib bir vak'a olmuş, veni doğan bir ço son celsesini, dün birinci reis vekili NeMustafanın yanına geldi: Yukanda asaletmeab! getirebilecektir. Nazım vapuru da bugün cu5u kaçırmıslardır. Vak'a şudur: cib Serdengeçtinin başkanhğında yap Buyurun asaletmeab, dedi, Doj Buraya gelmesi gerek. Çünkü ben, Köstenceye gidecek o da azamî 1600 Sofva adında bir Rum kadını bundan mıştır. cenabları sizi bekliyor. barış olmadan, içeri giremem. Halbuki göçmen getirecektir. bir müddet evvel bir Rumla evlenmiş. Dünkü toplantıda Düskünler Evinin var. Gene akıncı hazırdı, kendi alayını da hünkârın Doja verilecek kâğıdı Eğer armatörlerin alacaklan verilmez Fakat yakın bir zaman evvel Sofyanın 932 senesi kat'î hesabı hakkında tetkiki Kendine söyleyin, aşağı insin, emaneti ve istedıkleri gibi kendilerine faizsiz a hazırlamıştı. Elli atlı Türk, ikiye bölü kocası, hernedense Yunanistana kaçmış hesab encümeninin ve evvelce maaslı nerek önünde ve ardında yürüyecekler alsın. vans temin edilmezse Romanyada Tür ve esini burada bırakmıştır. Sofya gebe Umulmıyan bu teklif, orada bulunan kiyeye hicret etmek üzere evlerini bark olduğundan doğurması yaklaşmca Ha olarak zabıtai belediye memurluklarmda di. Dilmaç ta, yedek atlarla beraber kenbulunuD ta sonradan maasları ücrete tahdinden on adım kadar geriden gelecek asılzadelerin içlerini allak bullak etti. Ne lannı bozmuş ve Köstenceyee inmiş olan seki hastanesine müracaat etmiş ve has vil edilen bu gibi memurların tekaüdiye ti. O, Türklerin daha canlı surette göze, yukan çıkabiliyorlardı, ne yerlerinde binlerce ırkdaşımızın nakli imkânsız bir taneye yatmlarak çocuğu doğurtulmuştur. terketmek suretile bir hak kazanmış ol çarpması. ayn bir varlık olarak gÖrün 1 durmak ellerinden geliyordu. Gülünç bir hal alacaktır. Evvelki gün ziyaret günü olduğun duklanndan bunlann tekrar ücretlerinin mesi için saraydan gelen heyeti ileri sür sendeleyiş içinde bulunuyorlardı. Fakat Çünkü göçmen nakliyahnı yapmakta dan birçok ziyaretçiler hastaneye gel maaşa tahvili suretile mağduriyetlerine durum çok nazikti, hatta tehlikeliydi, dü: olan Adnan ve Adana vapurlan da bun miş ve hastalannı ziyaret etmişlerdir. nihayet verilmesi hakkındaki bütçe encüDoja ve senatörlere haber vermek lâzımAkşam olunca hastanenin içini bir dan bir müddet evvel bu sebebden do meni mazbatası okunarak kabul edil Siz, dedi, yüz adım önden gidin, dı. Mustafanın ev sahibi, öbürlerinden layı işten çekilmiş ve Deniz Ticaret mü telâş almış ve küçük bir çocuğun orta miştir. bize karıs/nayın. d^ha önce bu inceliği kavradı, yelyepedürlüğünün bütün protestolarına rağmen dan kaybolduğu kulaktan kulağa yayılBundan sonra Kısıklıda cumartesi Bütün Venedik ayaktaydı, Türk el rek yukan koştu, bir gölge gibi salona Köstenceye gitmemişlerdir. mıştır. günleri pazar kurulması hakkında Üsküçirdi. haykırdı: yüzünü ve süsünü görmek için soVak'ayı duyan hastane başhekimi heDenizyollan idaresile Vapurculuk şirkaklara dökülmüşlerdi. Onlar ya oku men polise haber vermiş ve polis ilk araş dar kaymakamlığmın tezkeresi okunmus Felâket!.. Elçî paşa saraya girmi ketinin elinde bu işe tahsis edilecek ye • tırmasında hastaneye gelen Sofyanın ak mülkiye encümenine gönderilmiştir. Şimyar*k, ya kıılaktan dinliyerek eski Ro yor, Dojun aşağı inip Istanbuldan yol dek vapur yoktur. Dığer armatörlerin rabalannın küçük çocuğu kaçırdıklannı diye kadar gayrisafî irad üzerinden alınmalılann sık sık yaptıklan zafer alay lanan mektubu almasını istiyor. elindeki vesaitin bir kısmı mukavelelerle anlamış ve Sofyanın akrabalarını tesbite makta olan levha resmi tarifesinin, yeni lannı biliyorlardı. Sillaların, MariyüsleŞimdi orada yıldırım dolaşıyormuş başka işlere bağUnmış bulunmakta bir başlamıştır. Bundan sonra çocuğun Sof bina vergileri kanunundaki gayrisafî irad rin, Pompeyüslerin, Sezarlann, Ogüst çibi bir şaşkınlık, korku ile kanşık bir kısmı da tahlisiye vesaiti ve tertibat nokyanın ninesi tarafından kaçınldığı anla formülüne uygun olarak tahsili hakkın ' lerin Romada kurdurduklan muhteşem sersemlik vardı, aşağı inmemek bir suç, tasından bu işe elverişli görülmemekte * şılmış ve küçük, geceyansı bulunarak da muhasebe müzekkeresi üzerine mülkitemerler ve alaylar, imrendirici bir rüya inmekse şerefsizlik olacaktı. Hiçbir kim dir. hastaneye annesinin yanına yatınlmış ye encümeni mazbatası okunarak kabul gibi onlann da kafalannda yaşıyordu. se bu iki seyden birini seçemiyordu ve Şehrimizdeki ilgili makamlar bu o tır. Polis çocuğu kaçıran kadinın ne se edilmiştir. Lâkin gene onlar, eski zafer alaylann durumu düzeltecek bir yol bulamıyor nemli durum üzerinde salâhiyettar mer beble bu işi yaptığını araştırmaktadır. daki maskaralıklan da bilmez değiller Tramvay kazalarına karşı alınacak du. cilerden direktif beklemektedirler. di. Söz gelimi sınır boyundaki ormanlara tedbirlere dair daimî encümen karan oDoj, saray kapısında bekliyen harble Göçmenler daha mahfuz yerler* kendi ordusundaki Cermen delikanlıla MÜZELERDE kunmuştur. Encümen bu karannda bir yerleştirildi sulhtan birini »ecmekte hız göstermek gekaza vukuunda, kaza mahalline gidecek nnı saklarlar, sonra o ormanlara hücüm rek oldugunu anladığından titriye titriye Köstenceden gelen göçmenlerin Sir Alman viskonsolosunun hedi olan tramvay kumpanyası tamir araba ederek sakladıklan gencleri yakalar ve yerinden kalktı: kecide soğuğa karşı kapalı olmıyan bir sına, itfaiye otomobillerine verilen hak ye ettiği kılıc delikanlılan esir gibi önde yürüterek zakın verilmesine lüzum göstermiştir. Mec Vatandaşlar, dedi, yenilen herşe yerde oturduklarını ve bunlann hasta fer alaylan kurdururlardı. Neron da, kitstanbul Alman viskonsolosu Her lis, encümenin bu kararını aynen kabul ye katlanır. Roma kapısında «Veyl, lanmalan ihtımali olduğundan bahset tar çala çala İtalyan şehirlerinde ayni işi miştik. İskân idaresi Sirkecideki eski As Zavkın yabancı memleketlerde tesadü ettikten sonra bu devre toplantılarına nimağlublara!» diye bagınldığını unut yapar ve yaptırırdı. kerî Sevkiyat binasını bu işe tahsis ve fen eline geçen bir kılıcın Kanuniye a<d hayet vermiştir. Bundan dolayı bütün Venedik, bir mıyalım, bizim de mağlub bulunduğu tamiri için para istemişti. Fakat tahsısat olduğunu üzerindeki kakma yazıdan ankahramanlar alayı görmek özlemi taşı muzu hatırlıyalım. henüz gelmediğinden burası mahfuz bir lıyarak lstanbul müzelerine armağan etVe biraz durdu, gamlı gamlı son sozü yıp duruyordu. Kendilerinin içinden oyV/LAYETTE hale konulamamıştır. Bununla beraber miştir. leleri yetişmediği için de Türk elçisinin söyledi: Silâhın üzerinde altın kakma ve sülüs dünkü neşriyatımız derhal gözönüne a Bir hakaret tahkikatı alayında o özlemi okşıyacak bir ruh, bir tnelim, harbi koğup sulhu kar hnmış ve Sirkecideki bir takım baraka yazı ile yazılmış (Surei Fetih) den bir görünüs. anyordu. Türkler, o devrin eş şılıyalım! Eminönü kaymakamı Raif ve nufus lar süratle tamir edilerek göçmenler bu parça ile sap tarafına yakın bir yerındc siz kahramanlanvdı. On altı vıldanberi ve daire içinde (Sultan Süleyman bin memuru Reşad arasında cereyan eden ve (Arkan var) raya yerleştirilmişlerdir. Sultan Selim Han) yazılan vardır. mütekabilen hakaret iddiasile İlbayiığa Bir kısım göçmenlerin isteğf ŞEHİR tŞLERİ Hükumetimiz Bulgaristan ve Roman Silâh Topkapı sarayındaki silâh kol akseden hâdisenin tahkıkine mülkiye ensECNEBİ MEHAFİLDE leksiyonu salonunda teşhir edilmektedir. pektörlüğü el koymuştur. İnceleştirmeier İki Fransız tayyarecisî geldi Plân M. Prosta yaptırılıyor ya hükumetlerine müracaat ederek kış Müzeler idaresi viskonsolosun cemile neticesinde icab ederse mes'uliyeti görümevsiminin gelmesi dolayısile göçmen Fransız tayyarecilerinden Antoine Ilbay Muhittin Üstündağ şehir plânı lerin memleketimize gelmelerinin zararlı sinden çok memnun olmuş ve kendisine lenler Bakanlık emrine alınacaklardır. bir mektub yazarak teşekkür etmiştir. Saint Exupery ile Jean Marie Conti dün için demiştir ki: olacağmı beyan etmiş ve mart sonuna Eyüb kazası kadrosu sabah Adanadan yola çıkarak 11 bukadar bunlara pasaport verilmemesini « Şehir plânının M. Prosta verfl Yeni bir kaza teşkili karargir olduğunu çukta Yeşilköye gelmişlerdir. Yarın sa mesi tekarrür etmiştir. Bizden harta ve istemişti. Bir kısım göçmenler hükumete rada kendi paralarile iş tutmak istemekyazmıştık. Ilbayhk ve Belediye yeni teşat 13 te Ünyon Fransczde misafir tayya sair vesikalarla şehir hakkında malumat müracaat ederek bu kararın yalnız Tür tedirler. Pasaportlannın vize edilmemesi kil edilecek Eyüb kazasının kadrosunu ireciler şerefine bir şölen verilecektir. istemişti. Bunlan kendisine gönderece kiyede iskân hakkı istiyen göçmenlere karannın bunlara da tatbikı marta kadar tesbit etmiş ve alâkadarlara göndermi Şölemfen sonra tayyareci Antuvan ğiz. Tabiî Prost bunlan aldıktan ve bun tatbikını rica etmişlerdir. Zira diğer bir ellerindeki paralan yemelerine sebebiyet olmakla beraber bu kadroya aid tahsı «Hava yolculuğunun şairliği» hakkında lar Ü7erinde muktazi incelerr.elerı yap kısım göçmenler vardır ki bunlar hüku verecek ve bu suretle sermayesiz kalmış satın temini hakkında icab eden müta üktan sonra İstanbula gelecektir.» metten iskân hakkı istememekte ve bu olacaklardır. bir konferans verecekür. lealan da göndennijtir. Göçmen nakli büsbütün karışıyor Avans verilmezse vapurlar eritmiyor Hastanede geçen garib bir vak'a Bir kadın, yeni do?an torununu kaçırdı Şehir Meclisi işini bitîrdi Dünkü son celselercle birçok kararlar verildi »>ni istiyor. Bazı siyasî müfrit unsurîar şimdiki fevkalâde ahvalden istifade edilerek Mısınn istiklâli bilfiil İngiltere tarafından tanınması için hükumeti zorluyorlardı. İngiltere hükumeti, bu gibi teşebbüslere karşı Mısınn istiklâli meselesinin halli ve İngiltere ile Mısır arasın daki münasebetlerin kat'î şeklini tayın işınm daha sakin bir zamana bırakılması iyi olacağı yolunda işarette bulundu. Fakat bu işaret kanaat verir görülmediğinden Mısırdaki bütün partiler, Mısınn istiklâli meselesinin hemen halledilmesini açık olarak isetemeğe başladılar. Bu maksadla Kahire Ve Tantada Vefd partisi ve liberaller tarafından büyük mitingler yapıldı. Londra Şehremininin yılhk ziyafetinde seçim işlerile çok meşgul olan Basvekile vekâlet eden Dış Bakanı Sir Sa muel Hoare tarafından millî hükumetin umumî politikasına dair söylenen nutukta İngiliz Mısır münasebatından dahi uzun uzadıya bahsederken yukanda kaydettiğimiz teminatı tekrar ve teyid edip iki milletin dostane teşriki mesaide bu lunduğunu ve İngilterenin Mısırın iç işlerine kanşmadığını söylemiş, îngiltere hükumetinin kanunu esasî hakkında fikri sorulduğu zaman, gerek 1923 senesinde kabul edilen kanunu esasinin, gerek 1930 da yapılan yenisinin tekrar tatbikı, biri « nin amelî olmamasından ve diğerinin de halkça beğenilmemesinden dolayı Ingilterece muvafık görülmediği cevabı veril" diğini beyan etmiştir. i Bu son sözler 1923 kanunu esasîsînin iadesi için bütün kuvvetile çalışan Vefd partisile bunun arkasında bulunan mü * nevver smıfı ve bilhassa Universite ta * lebesini galeyana getirmiştir. Bu parti * nin evvelce hazırladığı miting yeni vaziyet karşısında açıldığı zaman kanlı ar bedeler vuku bulmuştur. Nesim Paşa hükumetinin, kanunu esasî meselesinde bile İngiltereden rey ve fikir sorduğu, İngiliz Dış Bakanının sözlerinden anlaşıldığından bu hükumete her taraftan şiddetli hücumlar yapılmıştır. İngiltere, Mısırdaki hâdâiselere Ital yanın Mısırda ve diğer Yakınşark memleketlerinde yaptığı îngiliz düşmanlığı propagandasının tesirine atfederek çok themmiyet vermiştir. Bunun için Akde nize dair Romada îngiliz elçisile M. Musolini arasında yapılmakta olan müza kereler Mısırdaki hâdiseler yüzünden müteessir olmustur. Bu suretle Mısırda hem dahilî politika durumu sarsılmış hem de Akdeniz gerginliği bir kat daha artmıştır. MUHARREM FEYZt TOGAYA