9 Mayıs 19'5 Cumhuriyet lngilterede Almanya I Bulgaristandaki komünistler lehine başîıyan cereyan Enina köyünde müsade* Uluslar Kurumunun kararı Lordlar Kamarasında gene tenkid edildi, Hariciye Müsteşarı cevab verdi Londra 8 (A.A.) Lordlar kamarasmda amele fırkası mensublanndan Dickinson, uluslar kurumu konseyinin 16 nisan tarihinde Almanyayı tevbih eden bir onay sureti ittihaz etmiş olmasmı teessüfle karşılıyan bir dilerge vermiş ve bu onay sureti Avrupanın muhtelif uluslan arasmdaki noktai nazar ihtilâflannı şiddetkndirmekte olduğunu beyan etmiştir. Dickinsonun dilergesinde îngiltere hükumetinin diğer devletlerle uzlaşarak Almanya için onaylanabilecek esaslar dahilinde yeniden konuşmalara girişmesi istenmektedir. Birçok hatipler Alman noktai nazan lehinde mütalealar serdetmişlerdir. Hariciye müsteşan hükumet namına karşılık vererek evvelâ Jon Simonun Almanyanm son hareketîerile Avrupada emniyet hissini kökünden sarsmış olduğunu beyan etmiş bulunduğunu ve bu hissi yeniden tevlit etmek için söze değil icraata ihtiyaç bulunduğunu »öylemiştir. Müsteşar sozüne devamla demiştir ki: «Çok arzu ediyoruz ki M. Hitler onümüzdeki hafta zarfında dışan siyasa hakkmda beyanatta bulunacağı sırada şu beyanah Almanyanm bu yolidaki icraatımn bir başlangıcı olsun. îngiltere hükumeti şunu diler ki, M. Hitler birçok defalar ilân etmiş olduğu ba, . TELGRAF HABERLERI me oldıı, bir po'is öldü, biri de yaralandı nş arzulanna efal ve icraat ile tecrümen olsun. Almanya bizlere muayyen bazı tekliflerde bulunsun o vakit bizim teklif lerimizin çizgileri dahilinde bir hava andlaşması teklifleri karşısında bulunup bulunmadığımızı anlıyacağız. Biz sırf kendimiz için malumat kabilinden bir hava misakı projesi tanzim ettik ve hiç şüphesiz Fransa ile îtalya da ayni veçhile hareket etmişlerdir. Bunlan Almanyaya bildirelim. Almanya da bize kendi projesini bildirsin. T a ki, onun yeniden müzakerelere girişme mize müsaade bahşolabilecek umumî teklifler yapabilip yapamıvacağını anIıyalım. Almanya sık sık diğer devlet lerin tekliflerini tenkid ediyor. Almanya sark misakını ve diser bir takım andlaşmalan sevmiyor. Kendisinin sahabet etmekte olduğu teklifler üzerinde kendisile mutabık kalıp kalamıya cağımızı anlıyabilmemiz icin o da bize tekliflerde bulunsun. Biz bu tek lifleri bunlar hakkmda ne yapılabileceğini anlamak üzere tetkik edeceğiz.» Hâdiseler karşısında İŞ KANUNU HAZIRLANIRKEN ÇOK DÜŞÜNMEK LÂZIM! 2PJ Yahud Türk hududunu baştanbaşa gümrük kalelerile çevirmek. O halde başka devletler de ayni tedbiri size karşı alırlar ve siz yalmz yeni çıkardığınız mahsulleri değil, eskidenberi var olan mahsulleri dahi yalnız memleketin içinde istihlâk etmek mevkiinde kalırsınız. Burada ise iki mühim ve hatta vahim vaziyetle karşılanırsınız. Birisi memleketin satın almak kuvveti. Ahalisinin yüzde yetmiş beşi köylü iken ve köylünün hali malunı iken, acaba memleketin bu satın al mak kuvvetine güvenilebilir mi? Bu suale kimse müspet cevab veremez. O halde mahsullerin mühim bir kısmı satümaz, ortada kalır ve tabiatile fiatler düşer, nasıl ki garb vilâ yetleri mahsullerinin birkaç senedenberi devam eden halleri bu yolda pek açık bir misaldir. O halde husule gelecek açıklar, za rarlar nasıl kapatılacaktır? Bu suale bazıları şöyle cevab veriyorlar: «Ehemmiyeti yok. Çünkü patron ve müstahsil devlettir!» Fakat ayni mesele devlet için de varid değil midir? Ve hatta devlet bundan dolayı daha çetin vaziyetlere düşmez mi? Maalesef şimdiye kadar hiçbir devlet havadan altın çıkarmak ve yahud sihirli tılısımlarla servet yapmak sırnnı bulmamıştır. Devletin yüz çevi receği tek yan gene ulustur ve gene ulustan vergi almaktır. Bir kere bir devlet için durmaksızın vergileri artırmak hiç te arzu edilir birşey değildir. Sonra bu vergiye ayni amele ve köylü de iştirak etmeyecek mi? Demek devlet bir elile verdiğini öbür elile geri almak mevkiinde kalır. Neticede amelenin halinde kendi le hine olmak üzere bir değişiklik hasıl olmaz. Bu vaziyette vergi yolunu tutmıyan devlet, ister istemez amelenin ücretini indirmek ıztırannda kalacaktır ve o vakit amele ile devlet doğrudan doğruya karşı karşıya geleceklerdir. Bu da arzu edilir birşey değildir. Bugünkü burjuvazi sisteminde a « mele ile patron karşı karşıya geliyor ve devlet ancak arada bir hakem ro> lünü oynuyor. Fakat kurulan sistemde böyle bir hakeme yer kalmıyor. Vakıâ kanun grevleri menediyor. Fakat ameleyi tatmin etmek şartile menediyor. Ya tatmin edemezse, zarar ve ziyana uğrarsa? O vakit tekrar ediyoruz yalnız iki yol var: Ya vergi ve yahud amelenin ücretlerini azaltmak. Bu suretle kaçınmak istenilen tezad ve tezaddan doğan mücadele başka ve bizce daha vahim bir şekil a lır. Çünkü burjuva sisteminin tezad ve mücadele hususu vatandaşlar arasında vaki olarak son söz hakem sı fatile hükumet ve devlette kalıyor. Halbuki yeni şekilde tezad ve mü ! cadele hükumet ve devletle, amele ve millet arasına geçer. Tabiî burada dahi son söz hükumetin ve devletindir. Yalnız şu mühim ' farkla ki bu kere hükumet hakem olarak değil, taraf olarak, hükmünü icra eder ki manevî ehemmiyeti pek açıktır. Kadınları ve çocuklan konıma meselesi de tıpkı sekiz saatlik iş mese lesi gibi arkasında yüz elli senelik bir tarihçe taşır. Bu da gayet çapraşık ve karışık meselelerden birisidir. Bizde de bütün tekâmül eden topluluklarda olduğu gibi aile hududu gittikçe darlaşmaktadır. Kadınlar ve çocuklar, tabiî hâmilerini gittikçe kaybetmektedirler. Yaşayış mücade lesi hâmisiz kalan bunlan hergün daha ziyade kendi hayatlarını kendileri kazanmağa sürüklemektedir. Fabri ka kapıları bunlar için kapamrsa ve yahut bunların fabrikada çahşmaları fabrika için ağır sayılabilecek şart lara tâbi olursa, kendileri için çetin bir vaziyet yaratılmış olur. Hele bizde bu mesele üzerinde uzun uzadıya düşünülmek ister. Unutmamalıdır ki memleketimizde çocuk ve kadın koruma kurumları hemcn iptidaî bir halde gibidir. Bütün memleket için, yalnız bir tek çocuklan himaye cemiyetimiz vardır. Vakıâ bu kurum, hepimizi memnun edeeek bir tarzda çalışıyor. Fakat bütün faali yetine, bütün gayretlerine rağmen, ihtiyacm yüzde bilmem kaçını tat min edebilir. Başka memleketlerde bu gibi kurumlar şebeke gibi bütün ülkeleri kapamışlardır. Kamusal ulus kurumlarından başka ve şehrin ve her mahallenin kendilerine mahsus himaye tertibleri vardır. îşsizleri banndırmak umumî bir kaide olmuştur. Yalmz Paris şehri bu yolda yılda iki yüz milyon frank sarfetmektedir. Hele Fransada işsizlerin miktan her yerden mükayese götürmiyecek kadar azdır. Londra, Berlin, Nevyork gibi şehirlerin nekadar zivade sarfettik lerini bilmiyoruz. Hulâsa oralarda «içtimaî muavenet» dediğimiz fonction almış yürümüş, açılmıştır ve işsiz kalan birisi kendisini topluluk dışına atılmış, kendi başına bırakılmış bir halde görmüyor. Bizde ise bu gibi kurumlar daha volunu alamadı. Onun için işsiz kalan kendi hayatım kazanamıyan vatan daş, hakikaten^ çetin bir vaziyete düşüyor. ı ", >•• : ^ Binaenaleyh biz sanayî işlerini tanzime başlarken, kadın ve çocuk lar hakkında da, bünyeleri açılmış, kurumları çoğalmış ve yükselmis memleketleri taklid edemeyiz. Edersek tıpkı saat meselesinde olduğu vaziyetlere düşeriz. Hiç şüphe yoktur ki kadın ve ço cuklara fena muamele edilmemesine azamî dikkat edilmelidir. Fakat iş saatleri ve ücret meselesine gelince, gerek işçilerimizin menfaatleri ve gerek sanayiimizin açılması namına, memleketimizin hususî vaziyeti iti na ile ve dikkatle nazara alınmalıdır. Almmaz ve taklidci bir yola gidersek alınacak neticenin arzumuza tevafuk etmiyeceğine şimdiden intizar etmeliyiz. IBUGUN DEBLLI Büyük kongre umhuriyet Halk Partisinin, bugün, Ankarada, dördüncü büyük kongresi toplanıyor. Bu kongrede ne acunu sarsmakta olan slyasal hâdiseler, ne de iç siyasamızı ilgileten meseleler görüşülecektir. Çünkü ne dışarıda esen fırtınalar bize dokunuyor, ne de içeride, yurdumuzun düzenini korkutan aksaklıklar var. On iki yıl önce bu yurdu ve bu rejimi nasıl kurmuş isek, öylecene, dipdiri duruyor. Onun içindir ki Parti kongresi, daha çok, yurdun bayındırhğı, yurddaşlann ferdî ve içtimaî haklan, ekonomik genişliği, ve kültür bakımından yükselmesi nelere bağlı ise, onlar ile mesgul olacaktır. Bu işler, esasen Cumhuriyet Halk Partisinin umdelerindendir. Türkiye cumhuriyeti ile birlikte kurulan partimiz, bugüne değin, bütün bunlarla uğraşmış, yurdun istiklâlini önceden nasıl sağladı ise, onun yaşaması için gereken bütün sebeb ve vasıtalan da öylece temin etmiştir. Bu vasıtalar, akla, idrake sığmıyacak kadar çok ve ehemmiyetlidir. Hiç bir parti, hiç bir ülkede, bukadar az vakit içerisine bukadar iş sığdıramamıştır. Cumhuriyet Halk Partisinin, on yılda başardığı devrim, birkaç yüz yıllık tarihleri kıskandınr. Ulusun, Partiye inancı, sevgisi, bağlıhğı ondandır. Bu inanç, sevgi ve bağlılıkla beraber, hepimizde, Partimize karşı bir de sonsuz minnettarlık duygusu vardır.. Yurdumuzun yaşadığı kapkara günleri unutacak kadar, henüz vakit geçmedi. Hen o günler o kadar kara, öyle elemli günlerdi ki, tezberi unutmamıza da imkân yoktur. Ulusal varlığımız az kaldı hiç oluyordu. Hiçe de öyle yaklaşmıştık ki, artık kurtuluştan büsbütün umudumuzu kesmiş gibi idik. Işte, «Rumeli ve Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti» adı altında, ilk kongresini Sivasta toplıyan Cumhuriyet Halk Partisi, böyle bir zamanda yurdun yardımına koştu, onun kurtuluf Lşini eline aldı. Türkiye cumhuriyetini yaratan mutlu ve kutlu Baş, Partinin de başı olmuştu. O yücelerden yüce Başm etrafmda bütün bir ulus toplandı. Ve bu ulusal birlikten dünya tarihlerinin yazmadığı bir mucize ortaya çıkrt. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, on iki yılda başarmış olduğu bütün işlerle bir mucizedir. Bu mucizeye de, Cumhuriyet Halk Partisi önayak olmuştur. Onun bugünkü toplantısını nasıl bayram saymaz, nasıl kutlulamayız? Ercümend Ekrem TALU Sofya 8 (Telefonla) 1 mayısta komünistlerle asker arasında vuku bulan müsademe ve dokülen kanlar dan sonra polis Enina köyünde sıkı bir tarama hareketi yapmış ve köyü komünistlerden temizlemeğe koyulmuştu. Bunun için ta Sofyadan bu köye hususî polis kuvvetleri gönderilmişti. Dün sabah saat yedide polis, köyde şüphe ettiği bir evi sarmış ve evde bulunan 10 komüniste teslim olmalannı söylemiştir. Fakat evdeki komünistler polisin bu teklifine a teşle mukabele etmişler ve başlanan müsademede bir polis ölmüş, biri de yaralanmıştır. Komünistler de dağa kaçmağa muvaffak olmuşlardır. Kuvvetli polis kuvvetleri komünistleri takib etmektedir. Memduh Taîât TEZEL Serbest meslek erbabının kazancı Vergi lâyihası üzerinde tadilât yapılıyor Ankara 8 (Telefonla) Serbest meslek erbabının kazanc vergisi alım şekillerinde bazı değişiklikler yapıl maktadır. Hükumctin teklifi üzerinde Kamutay iktisad, ve maliye, bütçe encümenlerince değişiklik yapılmıştır. Serbest meslek erbabmdan doktorlar dan oturduklan evde hekimlik eden lerden evin gayrisafî iradmın yüzde 25i, muayenehanede çalışanlardan çalışnklan bina iradımn yüzde ellisi ahnacak, bundan başka fevkalâde smıf lardan senevî 5001000 lira nisbetin de birinci sınıftan 100, ikinci sınıftan 70, üçüncüden 20 lira miktannda maktu vergi alınacakür. Yeni muayeae • hane açanlarla, hastahk sebebile ça lışamıyanlann böyle maktu vergileri verememek gibi mazeretleri dolayısile gene beyanname usulüne hıyar hakkı verilmesi geçenlerde Etıbba Muha denet Cemiyeti namına Ankaraya giden murahhaslar tarafından alâkadar encümenlerden istenilmiştir. Bütçe müzakeratından evvel bu kanunlann konuşulacağı zannedilmektedir. Almanlar memnun! Berlin 8 (A.A.) Börsen Zeî hıng gazetesi yazıyor: «Lordlar Kamarası, yeniden silâhlanma karanndan dolavı Almanyayı takbih eden Ulus lar Kurumunun bu karan aleyhinde dir.» Alman gazeteieri, bundan memnun görünmekte ve dün Lordlar Kama rasında söylenen söylevleri derceyle ~««mniımılinilinnillllllllllllllllll! Illllllltllini' Almanyaya giden Türk gazetecileri Bu sabah tren'e şehrimize geliyorlar Sofya 8 (Hususî muhanirimizden, telefonla) Alman hükumelinin da veti üzerine Almanyaya giden gazete cilerimiz bugün saat 16 da büyük bir Alman yolcu tayyaresile tayyare meydanına geldiler. Meydanda kendilerini Bulgar matbuat müdiri umumisi, mat buat cemiyeti reisi, matbuat müdiriyeti memurlan, Bulgar ve Türk gazeteci leri karşıladılar. ! Bulgar matbuat müdiriyeti, gazete cilerimize Bulgarya otelinin büyük salonunda mükellef bir öğle ziyafeti ha • zırlatü. Fakat tayyare iki saat kadar rötarla geldiğinden öğle ziyafeti yerine ancak bir kahvalh verebildi. Bulgarya oteline Sofya sefirimiz Şevki, sefaretimiz erkânı, bütün gazeteler müdürlerile matbuat müdiriyeti erkânı davet olunmuşlardır. Kahvalü büyük bir samimiyet içinde geçti. Mehmed Asım, Bulgar matbuat müdiri yetinin ve Bulgar meslektaşlannm, ümidin fevkinde gösterdikleri bu samimiyet ve misafirperverliğe heyet na mına teşekkür etti ve iki memleket matbuatmda bazı defalar a a şeyler yazıldı ise de bunlann geçici olduğunu söyledi ve şimdi her iki matbuatm da bütün kuvvetile Türk Bulgar dost luğunun takviyesine çalışmasmı te » menni etti. Mehmed Asımm bu sözleri Bulgar meslektaşlan ve matbuat müdiriyeti erkânı üzerinde iyi tesirler yapo. Matbuat müdüriyeti, gazetecilerimizi biraz olsun misafir edebilmek için ekspresi istasyonda tam 25 dakika fazla bekletti. Otelde ancak 20 dakika kalabilen gazetecilerimiz, Sofya sefirimiz ve sefaret erkânı, Matbuat Umum müdürü, Matbuat cemiyeti reisi ve erkânı ve Bulgar gazetecileri tarafından samimî surette teşyi edildiler. Yunan divanıharblerinde... Asilerin umumî valisi 20 seneye mahkum oldu Atina 8 (Hususî) Deniz asilerini muhakeme etmekte bulunan diva nıharb hâkimlerinden birisinin hasta lanması sebebile iki gündenberi mu hakemeye devam edilmemiştir. Hük mün gecikmesi bundan ileri gelmistir. Gonatas bir köy hapisanesine gönderildi Beş sene ağır hidemata mahkum edilen Gonatas Atinadan 90 kilometro mesafede Oropo köyü hapisanesi ne eönderilmiştir. Deniz idareleri Biiânçolann tetkiki münakaşalı oldu Ankara 8 (Telefonla) Kamutaym iktisad, bütçe ve divanı muhasebat encümenleri bugün saat 15 te bir arada toplanarak Denizyollan lşlet mesi, Akay havuz ve fabrikalar idarelerinin 1934 yılı bilânçolan ve hazırlanmış olan raporlan tetkik etmişler dir. Biiânçolann ve raporların tetkiki esnasında münakaşalar olmuştur. Mü zakerelerde Remzi (Sıvas), Sadet tin (îstanbul) ve Keresteciyan (Af yon) söz söylemişlerdir. Remzi (Sıvas) tekaüdiyeler me selesini mevzuu bahsetmiş, Ekonomi Bakanı Celâl Bayar sorulan suallere ayn ayn cevablar vermiştir. Bu arada idarenin bir tekaüd sandığı teşkili meselesi de mevzuu bahsolmuştur. Neti cede bilânçolar ve raporlar kabul o lunmuş toplanüya geç vakit nihayet verilmiştir. Asilerin amami valisi yirmi seneye mahkum oldu Gümülcine divanıharbi, asilerin Trakya umum valiliğine tayin ettikleri Ksidisi yirmi sene küreğe mahkum etmiştir. Askerî baytar talebeleri Ankara 8 (Telefonla) îstan bul Askerî liselerinin yeni mezunla nndan askerî baytar kısmına aynlmış olanlar bugün Ankaraya geldiler ve Yüksek Ziraat Enstitüsündeki Baytar fakü'.tesi kısmına yerleştirildiler. ACAOĞLU AHMED Mahkumlartn ailelerine iaşe bedeli verilecek Bugün resmî gazete ile ilân edilen bir kararname ile isyan mahkumlan nın ailelerine iaşe bedeli olarak mah cuz mallanndan tahsisat verilmesi hakkmda memurlara salâhiyet verilmektedir. Ayni karamamede bunlardan aile reislerinin mahkumiyetini bitirinciye kadar ikametgâhlannı tebdil etmek istiyenlere harcırah ve nakliyat mas rafı verilmesine müsaade edilmektedir. (*) Baş tarafı dünkü savımızdadır. Ulusal Parti Kurultayınm derin mânası (Ba$makaleden devam) lan gerçekten ulusal bir kurum oldu. öyle ki hayatınm her adımında bu partiyi ulusun büyük varlığmdan ayırd etmeğe imkân görülemez, ve giderek bu parti yeni Türkiyenin varlığmda ve yükselisinde bütün dünyanm gittikçe üzerinde daha artık duracağı tarihsel büyük bir iş olmuştur. îlk Sıvas koneresinde Cumhuriyet Halk Fırkasmm ilk şekli olan Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyetine kalblerinde vatan sevgisi olan bütün yurddaşlann eski partizanlıklar hiç göze alınmaksızm üye olacaklan kararlaştınhrken yeni partinin ulusal temelleri sağlam atılıvordu. O zaman için görülecek iş tehlikeye düsen yurdun ve ulus özbevliğinin (istiklâlinin) kurtanlmasıydı. îlk kongrenin ulustan aldığı sonsuz güc ile îstanbul da Damad Ferid hükumetini yıkarak General Ali Rıza hükumetine meb'us seçüni yaptırması ulusal yolda ilk başancılık adımı olduğu gibi bu seçimden doğan ve yazık ki o zaman îstanbulda toplanan meclisin yabancı kuvvetlerle basılıp daeıtılması üzerine Ankarada Mustafa Kemalin baskanlığı altında durumu bütün dikkatle ve yakmdan kovahyan heyeti temsiliyenin derhal harekete geçmesi sonuncu olarak 23 nisan 1920 de Ankarada Türkiye Büyük Millet Meciisinin toplanması ulusal yolun daha büvük bir adımını teşkil etti, ve iste simdiki Kamutavın başlangıcı olan bu Medisledir ki ulus hiç bağsız ve hiç şartsiz bütün egemenIi<?ini (hakimiyetini) kendi eline almış oldu. Hep ulusla uygun yürüyen ve zaten ulusun içinden çıkıp oldumolasıya ona dayanan parti. Türkiye Büyük MiMet Meclisini kurduktan sonra iceride ulusa hain sarayla onun yardakcılanna, dısanda ise bütün bir düsmanhk dün Balıkesirde hükumet konağı Ankara 8 (Telefonla) Balıkesirde 160 bin lira sarfile büyük bir hükumet binası yapılacaktır. Bina idarei hususiye, adliye, ve maliyeye aid 3 kısmı ihtiva edecektir. yasına karşı ülkc»in bütünlüğünü ve ulusun egemenliğini korumak sayımına en büyük savaşma geçmiş ve devlet ıdaresini Türkiye Büyük Millet Meclisi kanalile doğrudan doğruya ulusun kendi eline geçirmiş bulunuyordu. Bu kocaman savaşın bütün yüzleri Atarürkün bundan üç evvelki kurultayda bir hafta sürmek üzere verdiği uzun ve tarihsel söylevde uzunuzadıya anlahlmıştır. Orada görülür ki bu büyük iş Atatürkün idaresinde büyük sabırlarla ve dünyaya şaskınlık veren essiz bilgi ve htzlarla başanlmıstır. Övle ki savaşm sonunda bir yandın ülke ve ulus yabancı saldınsından kurrulmuş oluyor, diğer yandan da iç düsmanlar yıkılro gidivorlardı. Ülke artık bütün dizeinleri ulusun elinde olan idarenin rejim adını alarak Cumhuriyet ilân olunuyordu. Atatürk tarihsel söylevinde bu sonuncu. zamara jrelio te onun resmen ilânma kadar ulusal bir sır olarak kalbinde sakladığını söyler. Ondan sonra ise partinin çalısmalan ulusun daha gercek kurtuluşu demek olan devrimlere yönelmiş ve bunlarla beraber aln yüz yılhk fena biridareden yık'rtı ve çöküntü halinde miras alman ülkenin nice baymdırlıklarla şenletilmesine el atılmıştır. YVNVS NADİ örfi idare bir hafta daha devam edeeek örfî idarenin bugünden itibaren kaldınlacağı tahmin olunmakta idi. Fa kat divanıharbin işleri bitmediğinden bir hafta kadar daha örfî idarenin kalacaçı anlasılmaktadır. Karsta yer sarsıntısı durdu Ankara 8 (Telefonla) Orta Anadolunun Sıvas, Yozgad, Çorum çevrelerinde iki gündür mevsimsiz bir soğuk dalgası dolaşmaktadır. Metreoloji Ejıstitüsüne gelen malumata nazaran bu mıntakada sühunet derecesi muh telif temevvüclerle sıfınn altmda 2 ile 3 arasmdadır. Buna mukabil Erzu rumda hararet 8 derecedir. Soğuğun devamlı olmaması dolayısile bu gay ri mutad vaziyetten mahsulâtm zarar görmiyeceği tahmin ediliyor. Karsta iki gündür zelzele kaydedilmemiştir. Buraya gelen malumata nazaran sıhhî imdad reisi Hayrettin zelzeleden müteessir olanlara icab eden yardımı ya"»'•ak FrmniTna d"nmü?tür. Hâkimler kanununda tadilât Ankara 8 (Telefonla) Hâkimler kanununun 30 yaşmdan yukan olan hukuk mezunlannın hâkim tayin edilemiyecekleri hakkmdaki madde sini değiştiren yeni bir lâyiha hazırlanmaktadır. Türkofisin daimî sergisi Ankara 8 (Telefonla) Yeni Ekonomi Bakanhğı binasmm altmdaki geniş hulde Türkofis tarafından daimî bir sergi açılacaktır. Bu sergide mem leketimiz mahsulâtile millî müessese lerimizin mamulâtı teşhir olunacaktır. Bu arada Sümer Bank fabrikalan mamulâtmdan da örnekler bulunacakhr. ınnıyırcaıgiDn nmuı Avusturya Basvekili Romaya gidiyor Roma 8 (A.A.) M. Schuchnîggin 10 maynta Floransada M. Mussolini ile konufacağı «öylenmektedir. Pirede 300 muhacir evi yandı Atina 8 (Hususi) Pire civannd"a muhacir mahallesinde çıkan yangm* da üç yüz muhacir evi yanmı§tır.