lvr 1 Comhttrîvef' s Z3 tVîsan r* 35 KttçOk Hikâye Kaçakç) =3=^= Siiad Derviş yapıyor. Şimdi elinde bir kundak var... Kundağı çarşafmın altma sokuyor.. Haydi sen git, ayrıl benden. Ali Kırklar mezarhğı üstünden A kmlara giden yola dahyor ve genc kadın sigara kâğıdlannı göğsü üstünde sıkarak geri dönüyor. Hep ayni yoldan Çamköyüne doğru... Kalbi öyle abyor ki... Ya şimdi onu yakalarlarsa... Ya ele geçerse... Aliye kızıyor... Ah bu ölü mevsim..» Ah bu kış mevsimi... Parasız geçmiyor ki... Hoş kabahat gene onda değil mi? Yazm sahlan tütünlerin parasım daha iyi idare edemez mi? Çolak Velinin Hasan onu iskambile alışbrdı... Eğer Ali iskambile alışmasaydı... Bütün paralan yemez ve bunu yap mazdı belki? Arkada bir ayak sesi var... Dinliyor... Evet arkasından biri geliyor... Hemen olduğu yere diz çöken Safiye çocuğunu emziren bir ana tavn takmıyor. Yol tenha, iki yandan akan su uğulduyor. Çamköyü uzaktan görünüyor... Soğuk bir rüzgâr esiyor. Halbuki Safiye kocaman çarşafmın içinde terliyor; yanaklan al al... *** Halecan dizlerinin dermanını kesti. Ağır yürüyor ve mihanikî bir hareketle eli daima bir çocuk sallıyan anne eli gibi sallanıyor... Onu hükumete haber vermişler değil mi?... Bu Düzcede hergün geçen bir hâdise, hatta bazan neler yapıyorlar. Biribirine düşman olan insanlar bir usulünü bulup düşman evine sigara kâğıdı veya tütün saklıyor sonra haber veriyorlar. Ihbar edenlerin alınan cezadan hisseleri de var. Açıkgözler bunu fırsat bilmezler mi hiç... Genc kadın gene dinliyor... Evet.. Evet bir ses var, bir ayak sesi. Gene çömeliyor... Ve elindeki sigara kâğıdından yapma bebeğin başını çarşafmın altma sokmuş emziriyor. Hey... Hey Safiye abla... merhaba. Nereden çıkb bu adam... Ağadann kütükleri arkasından mı... Safiye başını kaldınyor ve boğuk bir sesle kekeliyor: Aa... Mustafa ağabey. Evet kolcu Mustafa orada karşisında duruyor... Bir eli posbıyıklannda... Gözlerine doğru düşen lurçıl kaşlarile ne korkunc... Safiye sapsan kesiliyor ve çömelmiş duran dizi ça murlann üstüne düşüyor. Nereden böyle Safiye abla.., Nereden?. Bir de yavru kucağında. Alinin bu kadar küçük bir tosunu olduğunu bilmiyordum. Komşu Mustafa en küçük çocuklannm üç yaşmda olduğunu bilmez mi hiç. Bu çocuk bizim değil. Ya kimin? Ses gayet sert... Ablamm çocuğu... Hım... Göreyim bakayım şu yavruyu. Aman dur... Şimdi daldı açarsam yüzünü, uyanır belki... Gözleri kocaman açılmış, dudaklan bembeyaz kadın gümrük kolcusunun gözleri içine bakıyor ve kudretli bir kadın sevki tabiî ve iştiyakile söyleni yor: Allah bağışlasm, bizimkilerin bilirsin en küçüğü üçünde... Dört ev lâd kâfi. Allah bcşincisinden koru sun... Bu aylar geldi mi reci kapanıyor... Erkeğim işsiz kahyor... O zaman bir çılgma dönüyorum. Alb canız... AIü can ekmek, yemek, giyme, çıkarma ister... Bazan öyle düşünüyorum ki ince derdlere uğnyacağım da evlâdlarım anasız kalacak diye b'triyorum. Bana birşey olursa Mustafa ağabey bu yavrular ölürler... Ya Ali ne yapar?... Ali iyi çocuktur iyi çocuk... Fakat kış ah bu kış... Gözlerinin pınarlannda yaşlar var. Kolcu birşeyin farkmda değil mi?.. Neden ısrar etmiyor... Neden çocuğun yüzünü görmek istemiyor? Neden onu yoluna terkediyor... Bu bir tesadüf mü? Yoksa onun yalvaran gözlerindeki bitkin bakışlara mı acıdı? Safiye büyük bir kâbusta gibi yü rüyor, yürüyor... Ve nihayet uzaktan Düzceyi görmeğe başhyor... Yazlan bir hayat ve iş kaynağı olan Düzce bu ölü kış mevsiminde kurşun rengi gökün altında nekadar kasvetli... Bulgaristanda «Kral kabinesi» (Baç taraft birind sahifede> Gök, madenden bir tabut kapağı gibi Düzcenin üstüne kapanmış. Havada öyle kasvetli ve öyle boğucu bir renk var ki.. Alçak binaların tahta kaplamalannı bir kurunuvusta cellâdı gibi merhametsiz bir zevkle kırbaçlıyan yağmur bugün bıkmak usanmak bilmiyor. Sokaklarda süprüntüleri önüne katmış götüren sellerin içinde bir ejder gibi homurdıyan poyraza rağmen çıplak bacaklı küçük çocuklar koşup oynuyorlar. İleride kocaman reji binası; ihtilâlde terkedilmiş bir saray gibi kimse siz, kapılan yan kapalı ve yazın içinde cosan, kaynaşan hayata en kuv vetli bir tezad gösteren bir tembellik içinde. Tütiin denklerini yapmak işi çoktan bitti. Düzcenin hemen hemen bütün erkekleri bu ölü kış mevsiminde işsizdir. tşsiz erkeklerin kahve köşelerinde pinekledikleri Düzce bu kurşun gibi ağır gökün albnda bugün öyle mağ mum ki... *** Nen var gene senin? Birşeyim yok Safiye. Safiye Alinin kansıdır. Ali Düz celi bir delikanlı. Ali birşeyin var senin?. Nem olsun istiyorsun? Safiye susuyor. Safiye budala bir kadın değildir. O îstanbulda terbiye gördü. O gözü kapalı bir taşra kızı değil ki... Üç gündür ağzmı bıçak açmıyor senin... Senin başına birşey geldi. Canun sıkılıyor. Işte hepsi bu... Bıyıklannı dalgın, dalgın buru yor. Muhbirlik ettiler değil mi?..« Ne muhbirliği? Hükumete muhbirlik ettiler... Ben biliyorum haber verdiler... Korkuyorsun. Ne haberi? Öf benden saklama. Reci kapandığındanberi neyle geçiniyoruz, ben bilmiyor muyum? Bu sene satbğımız tütünlerin parasile... Haydi canım o çoktan bitti... Ben biliyorum diyorum sana... Neyle geçindiğimizi ben biliyorum. Delikanlı elile onun ağzmı kapı yor: Sus hızlı söyleme, duyarlar. Peki ne oldu... Seni ele mi verdiler? Neler söylüyorsun kuzum? Hepsini biliyorum diyorum sa na... Biliyordum. Seni yüzlemedim. Sigara kâğıdlannı gördüm ben... Sus... Evet kaçak sigara kâğıdlannı, onlan akşamlan kümeste sakladığını görmedim mi sanki... Ne yapayım... îş bitti... Para yok... Sonra da işte ne bileyim şeytana uydum... Allah o Çopur Yusufun belâsını versin, hep onun başının altmdan çıkb bu... Ben parasızlığa razıydım... Neden yaptm bunu sen? Sigara kâğıdlan çok para ediyordu. Peki ne oldu anlatsana. Tüccardan büyük bir denk si gara kâğıdı aldım. Bir tanesini sata madan beni gammazladıklanm anladım. Gözcü koymuşlar arkama. Beni tutacaklar diye korktum. Kâğıdlan bir yerde satamıyordum. Üskübenin yakmmda Çamköyün ilerisindeki ağac lıklara gömdüm. Onlan şimdi de çı karamıyorum. Yağmur içine işliyor diye ödüm kopuyor. Bütün paramı, bütün paramızı bu işe yatırdım... Gidip onu oradan çıkaramıyorum. Gözcüler var arkamda dedim ya... Çıkarsam eksiğine satsam, paranın bir kısmını alabilsem elime... Safiye kocasınm perişan yüzüne bakıyor. Çok güzel bir delikanhdır bu Ali... Düzcenin bütün kızlan bir zaman onun peşinde dolaşmıştı.. Ve Safiye onu bir cılgın gibi sever. Ben gider onlan oradan alınm, diyor. Hem de yarından tezi yok... Kral Iehine tezahürat yapmak istemiştir. Fakat kabine bu tezahürata müsa ade etmemiştir. Çünkü tezahürab Çankofun fır kası tertib etmiştir. Hükumet bu arada Çankof Iehine de tezahürat yapılaca jrnd^n endişe etmiştir. Yeni kabine Bulgaristanı büsbütün mü kanştıracak? Sofyanın ciddî siyasî mehafiline bakılırsa yeni kabine vaziyeti düzel tecek değil, bilâkis hem dahilen ve hem de haricen kanşbracakbr. Bu mehafilin düşüncelerine bakı lırsa hükumet evvelâ dahilde fırkalara tamamile hâkim olamıyacakbr. Hatta belki de fırka mücadelelerine yol açacakbr. Başvekil Toşefin yeni beyanab buna delil addolunmaktadır. Başvekil bu akşam gazetecilere verdiği beyanatta kendisinin ve Adliye Nazınnın yeni kanunu esasî projesini hazırlamak için kabine tarafından inbhab edildiklerini, bu esaslar hazırla nmca reyiama müracaat olunacağım söVlemişbr. Reyiam gayet tabiî olarak fırka ınücadelelerine yo! açacakbr. Bulgar Yugoslav yakmlajması *uya düşüyor Haricî siyasete gelince gene ayni siyasî mehafilin düşüncelerine nazaran bu kabine ile Bulgar Yugoslav ya kmlasmasına da bir darbe indirilmiş olmaktadır. Yugoslav gazeteleri daha şimdiden Toşefin kabinesi aleyhinde neşriyata başlamışlardır. Belgradda münteşir Pravada gaze tesinin bugün buraya gelen nüshası (Bulgaristanın yeni harici siyaseb) başhğı albnda Toşef kabinesi aleyhinde yazılmış çok ağır bir başmakaleyi mubtevi olduğu için polis tarafından toplatbnlmışbr. Yugoslavlar yeni Başvekilı bilhassa Makedonya komitasınm sabık reisi Ivan Mihailofla çok sıkı dost ol masından dolayı itham etmekte ve Makedonya komitasını yeniden ihya edeceğini söylemektedırler. Diğer taraftan gelen haberlere gore Fransız gazçteleri de Toşef kabi nesi aleyhinde yazılar yazmışlardır. Şayialara nazaran Paristeki Bulgar sefiri de istifasını vermiştir. Kralm beyannamesi Kralın kabine tebeddülâb müna sebeble Bulgar millebne hitaben neş rettiği beyanname de burada muhte • lif şekilde tefsir olunmaktadır. Kabine değişikliği münasebeble Kral ilk defa olarak beyanname neş retmektedir. Bu Bulgaristanın siyasi tarihinde şimdiye kadar görülmemiş bir hâdisedir. Kralın memleket ida resinde kabine ile birlikte mes'uliyet yüklenmesi bahsine gelince kabinenin muvaffakiyetsizliği takdirinde bunun Kralın mevkiine de tesir edip etmiyeceği sorusturulmakt?dır. Cumhuriyet,, in müsabakası Tarihîn meşhur simaları Bugün başhysoı büyiik miisabakamızın tafsilâtı Günlerdenberi efkârı umumiyeyi ışgal eden X. Y. Z. ve 300 X 200X100X5X225=1500 muadele sinin düğümü bugün çözüldü: Aziz karilerimize manen faydalı ve maddeten istifadeli olacak bir müsabaka tertib ediyoruz ve bunun için 1500 lira hediye veriyoruz. Müsabakamızın esası şudur: 12 Meşhur kumandan 12 Meşhur devlet adarnı 12 Meşhur kadın 12 Meşhur kâşif 12 Meşhur iş adamı nın hayat ve muvaffakiyetlerini sırasile ve grup halinde neşredeceğiz. Makaleler salâhıyettar kalem ler tarafından yazılmıştır. Her makalenin içine bir de rey varaksı konulcaktır. Karilerimiz bunları grup sırasile doldurup bize yollı yacaklardır. Yani 12 kumandan dan, 12 iş adamı veya kadından her birine beğenislerine göre 1 inci. 2 nci, 3 üncü, ilâ numara vereceklerdir. Bu suretle 60 meşhur şahsiyet hakkındaki fikirlerini tesbit etmiş olacaklar ve 60 rey varakası do lunca «Cumhuriyet Müsabaka memorluğuna» göndereceklerdır. «Cumhuriyet» bu müsabaka ile sevgili okuyucularına 60 meşhur simayı bir daha ve hakkile tanıtmak suretile geniş ansiklopedik malu mat vermiş olacaktır. Bu makale lerin kesilip saklanması kütübha neleriniz için kolay edirilmiş kıy metli bir eset sahibi olmak imkâ nını vermektedir. Maddî istifade tarafına gelince: Beş seri neşrolunup reyler tama men bize yollandıktan sonra tas nif işıne başlanacak ve rey vara kalarmdaki isimler sıraya konula caktır. Her grubda en çok numara alan büyük adamlara rey verenler veya bu intihaba yaklaşanlar ara sında 500 kariimize 1500 liralık mükâfat verilecektir. Müsabakaya iştirak için şcyle hareket edeceksiniz: Rey varaka * larım kesip saklamak; her seri bittikçe 1 ir^ci, 2 nci, 3 üncü H ^ . ^ u , mara koymak ve 5 scn ioır.am < > lunca hepsini bize yollamak. Bu 60 mcşhür simaya aid re^'îerinBr tasnif olunacak ve çok rey ka7an • mış olanlara seçen okurlarımız birinci sahifede ilân ettiğimiz irOO liralık mükâfat ve hediyeleri ka » zanacaklardır. Büyük Kumandanlar: 1 Mete Eski Roma, böğürüne yapışan Kartaca kaplanının pençesinden kurtulmağa savaştığı günlerde göklerin oğ'u Çin imparatoru da Türk yumruğu albnda diz çökmüştü, yalvanyordu. Romayı kıvrandıran Anibaldı, Çin tahtını tahtaya çevirip ayak albnda süründüren Mete idi. Biri garbde, biri şarkta talsınh işler başaran bu iki büyük ve çok büyük asker, birbirini tanımı yordu. Lâkin tarih, her ikisinin adım gelecek nesillerin kulağma haykırmayı borc tanıdı ve o borcu işte yirmi iki asırdanberi zevkle ödüyor. Mete, Türk yurdunda Oğuzhan diye anılagelen efsanevî kahramanın gerçeğidir. Babası Teoman da gene Türk millî destanlannda yıkılmaz bir yer tutan Karahandır. O, kadın entrikalarile genc yaşmda ölüme süriikle nirken merd bir silkinişle dört yanına gerili ağlan parçaladı, kendine ölüm sunmak istiyenler için ölüm oldu vr sonra sönmez bir yıldız ışığile Türk tarihine geçti. Metenin ince düşünüşlerle kurul muş tuzaklardan kurtuluşu bir harikadır. Üveyanası güzeller güzeli Yen Şi Hatun, gözlerinin efsunile kocasını büyülemiş ve Hünler tahbnı kendi oğluna verdirmek için o tahbn öz mirasçısı olan Meteyi öldürtmek iste mişti. Aklı, yüreği ve vicdanı kansı nın güzelliğinde beliren büyü ile eri miş olan Teoman bu ağır çılgınlığı yapacak oldu, genc Meteyi düşman bir ülkeye yolladı, düşüncesiz baba, o düşman ülkeye sarkmblık ebneği ve bu yüzden belirecek heyecan arasında oğlunu parçalabnağı tasarlıyordu. Genc Mete, bu düzeni sezdi ve kendini sevenlere de bu sezgiyi bildirdi. Şimdi, haksızlığa, kötü düzenlere karşı koymayı ulusal vazife sayan Türk Hünlerden bu işi duyanlann hepsi Metenin başına toplanıyorlardı. Genc prens, kendiliğinden peyda oluvuren gönüllü orduyu yetiştirmek için geceli gündüzlü çalışmağa koyuldu. llkin ku§lara, sonra azılı hayvanlara ok attırmak suretile sürekli talimler yaptırdı, hedefi vuranuyanlan ordudan çı kardı. Yeryüzünde o güne kadar görülmemiş bir disiplin içinde yebşen bu ordu» yu Yen Şi Hatun üzerine yürüöneden önce Mete, yaman bir smayış yaptı, kendilerinden kuşkulandığı nefer lerin sevdikleri kadmlara karşı ni;an atmağa zorladı. Bu emri dinlemiyenleri öldürdü ve ordunun kendine bağlı lığuu adamakıllı anladıktan sonra harekete geçb, ilk hamlede Yen Şi Hatunla oğlunu, ona uyanlan yok ediverdi. Bu kanh kargaşalık sırasmda Teoman da hayabnı kaybetb. Mete, tarih alanına işte bu ablışla çıkb ve bir Türk birliği kurulmasını kendine ülkü edindi. Bunun için ilk yapılacak iş, Türk yurdunda entrikalar çevirip duran ve o yurdda bir birlik kurulmasma ötedenberi engel olan Çin imparatorluğunu ezmekti. Mete, çok güc ve çok tehlikeli olan bu işi, ne yapıp yapıp, başarmayı tasarladı, umulmıyan bir günde taamıza geçti. Sınırdaki Çin generalleri, Metenin yıldınm gibi saldınşma dayanacak yaratılışta değillerdi. Türklerin genc başbuğu, ideyel bir celâdetle yürüyordu. Berikiler, tatlı canlannı korumak kaygusuna bağlı bulunuyorlardı. Bu yüzden ilk çarpışmalar, Çinlilerin çok gerilere ablmasile neticelendi ve Türk ordulan Çin payitahhnı tehdid edecek vaziyete girdi. Işte o vakit göklerin oğlu, Çinlilerin çalımlı imparatoru telâşa düştü, üç yüz elli bin kişilik bir ordu ile Meteyi karşılamağa çıkb. Türk başbuğ, son savaşın yaman olacağım anladı, askerlik tarihinde eşi pek seyTek görülen bir çevirme harekeb yapb ve göklerin oğ Orta Aıyada bulanan ve Meteym aid olduğa aoylenen heykel bccft luyla ordusunu PeTeng dağında sımsıkı sardı. Çin tarihçileri Metenin bu çevinne işini dört yüz bin süvarile yapbğını yazıyorlar. O kadar atlıyı, her Türkün o devirde süvari olmasma rağmen, bir savaş yerinde toplu bu lundurmak kolay değildir. Bununla beraber Metenin, içinde yaşadığımız asra kadar da, eşi görülmiyen bir süvari kuvvetile PeTeng dağını çevirdiğine şüphe yoktur. Tarih baknnından şaşkmhk veren başka bir nokta da, Metenin dört kola ayırdığı atlı ordusunun her kolunu ayn bir tondaki atlardan seçmiş olmasıdır. Büyük asker, doğuya hep bakla km atlara binmiş bir fırka, babya baştanbaşa kır atlı bir fırka, şimal tarafına yağız renkte at taşıyan bir fırka, cenub cephesine de açık san tonda at kullanan bir fırka yerleşbrmişb. Binlerce abn böyle bir renkten seçilip te harbde kullanıldığı, o günden başka hiçbir gün görülmernişbr. Göklerin oğlu, Metenin çelik pençesinden kurtulmak için tek bir çare buldu: Diz çöküp yalvarmak!... Çin imparatoru, kendi başile beraber çok gururlu bir tarihin de iğildiğini seze seze bu işi yapb. Metenin merhametine sığmdu Hatta üstelik kızını da verdi. Imparator, Meteden doğacak prensin Çin kanı taşıyacağım ve bu yüzden Çinin Türk yumruğundan kurtulacağmı düşünerek elcmini hafifletiyordu! Çini yenen Mete, öz ülküsüne rahat rahat sanlabilirdi ve sarıldı da. Arbk o, ayn bayrak albnda darma dağınık yaşryan Türkleri birleştirmek yolunda çahşıyordu. Bu, yorucu bir işü. Lâkin Mete yorulmak bilmez bir hükiimdardı. Yıllarca ve yıllarca bu uğurda didindi, çırpındı, tam yirmi kralhğı ortadan kaldırdı, onlann hepsini Hün imparatorluğuna bağladı. Meteye babasından yalnız Koyunlular toprağı kalmışb. Öldüğü gün oğluna Japon denizinden Volga boyla rma, Çinin göbeğinden Siberya üstîerine kadar uzayan bir ülke kahyordu. Mete, gelişigüzel fabhlerden değildü Yüksek ülkü besliyen, Türkler arasında ilk defa olarak millî birlik kuran ve tarihe mükemmel teşkilâtlı bir devlet tanıtan yüksek bir deha idi. Onu hiç sevmiyen Çin tarihçileri bile Konfüçyüs ve Lao Çeo gibi filozoflann düşüncelerinden üstün inceliklerin bulunduğunu yazmaktan geri kalmıyorlar. Oruz beş yıl süren hükümdarlığmda sayısız savaşlar yapmış ve hepsini kazanmışb. Onun için harb, mutlaka zafer demekb' ve işte bu sürekli zaferlerin canlı habralandır ki Metenin kurduğu devleti (425) sene yaşatmışbr. Mete, Türk tarihinin parlak bir sahifesidir. Onu tanımakta millî gururu okşıyan bir zevk vardır. Af. Turhan TAN Türkofiste yenilikler Aldığımız malumata göre Türkons teşkilâtında şimdiye kadar alınan neticelere göre, yapılacak mühim deği şikliklerin esaslan hazırlanmaktadır. 21 mayısta Ankarada toplanacak olan odalar kongresinde bulunmak üzere dünyanm her tarafmda bulunan ti caret mümessillerimiz de davet edi leceklerdir. Ofis bir taraftan da ihrac eşyamızı harice tanıtmak ve başlıca ihrac maddalerimiz için birer broşür ha zırlamağa başlamıştır. Matbuat Umum Müdürlüğü müşavirlerinden Zeki Doğanoğlu bu iş için Ofis müşavirliğme nakledilmiştir. İstanbulda Türkofis Müdür vekâletini yapan Hayreddm Şükrü Ankaraya çağınlmıştır. Istan bul şubesinin yeni müdürü Âkıl Emrullah dün İzmirden şehrimize gel miştir. Askerî birliğe indirilen darbe Bulgaristandaki yeni Kral kabinesi her şeyden evvel askerî birliğe bir darbedir. Bu darbe büyük ve hiç bekle nilmiyen bir darbe olmuştur. Son zamanlarda askerî birliğin heyeti idaresi arasında bazı ihtilâflar çıkmışb. Dahiliye Nazın miralay Ko • lef, süvari topçu müfetbşi miralay Lâygenof ve Harbiye Nezaretinden mi ralay Kalenderof Birlik kâbbi umu misi Damyan Velçefi atlabp kendi leri iş başına geçmek istemişlerdi. Bu hal Birliğe dahil zabitan arasında bir ikilik vücude getirmişti. Kral ve diğer zabitan bundan zamanmda isbfade etmişler, bu suretle askerî birliğe bu darbeyi indifbilmişlerdir. İki tevkif hâdisesi Dün saraydaki uzun m'izakereler sırasmda askerî birliğin mümessilleri miralay Ko'.ef ile miralay Laygenof görüşülen meselelerde gösterdikleri muhalefetten dolayı tevkif edilmiş ler, ve Kral tarafından ihdas olunan bu yeni vaziyete karşı hiçbir harekette bulunmıyacaklan hakkmda verdikleri kat'î teminattan sonra serbest bırakıl mırlardır. Yumurtaîarımızın sevki için yapılan bir anlaşma Türkofisin tavassutile yumurtala rımızm merkezî Avrupa ve Alman yaya ihracı için şark şimendiferleri le mühim bir anlaşma yapılmı§tır. Yarından itibaren mevkii tatbika konulacak olan bu anlaşmaya nazaran Şark Demirjolları kumpanyası Sir keciden Sevilingrada kadar olan kısımda yumurtanm 100 kilosundan 127,5 kuruş almağı kabul etmişti. Halbuki evvelce bu ücret 189 kuruştu. Bu vaziyet karşısmda yumurtala rımızın Merkezî Avrupa memleketleri ve Almanyaya ihracınm en kısa ve ekonomik yolu şimendifer olacağı için yarından itibaren yumurtalan mız şimendiferle ihrac edilecektir. *** Üskübe kasabasına giden yolun etrafmdaki tarlalann topraklan bu mevsimde cascavlak bir kafa gibi keldir ve dökülmüş yapraklarile ağaclar bu tarlanın etrafına dizilmiş darağacla rına benzer. İşte bu yoldan Ali ile Safiye gidiyorlar. Ali belki yüz adım önde yürüyor. Safiye arkada. Yol çamurlu. Öyle zahmetle yürünüyor ki... Nihayet çıplak bi rağacın altında Ali duruyor. Orası, işte sigara kâğıdlannın gömüldüğü yer orası. Ali topraklan kazıyor ve Safiye etrafı gözetliyor... Nihayet kâğıdlar meydana çıkıyor. Şimdi iş Safiyenin. Safiye kundak bezleri getirmiş, kâğıdlan içine dolduruyor, bezlerle bir kaft Dün akşam askerî birliğin heyeb* idaresi miralay Kolef ve miralay Laygenofun da işbrakile Sofyada dördüncü topçu taburu kıslasmda içtima etmişh'r. Alınan kararlar henüz meç SUAD DERVİŞ huldür. Buna mukabil dün akşam Sofyadaki bütün ihtiyat zabitleri seferber ÖLÜM edi:'*Ierd'r. Posta ve Telgraf Nazırı esbakı merhum Bay Hüseyin Hasib kızı ve avu Çankof ve Gorkiyef serbest kat Mahmud Mazhar refikası Emıne bırakıldılar Refia dün vefat etmiştir. Cenazesi Burgaz karşîsında bir adaya sür bugün Modada Ağabey sokak 33 nugün edilen sabık başvekillerden Çanmaralı hanesinden kaldınlarak Os manağa camisinde öğle namazı küı • kof ve Kimon Görgiyefle arkadaşlan yeni kabine tarafından serbest bırakılnarak metfeni mahsusuna tevdi kıhnacaktır. Kederli ailesine derin. teesmışlardır. Yann sabah Sofyaya geiesür ve taziyetlerimizi sunarız. ceklerdir. L *; s ~ Bu rey varakasmı kesib saklayınız Cumhuriyetin müsabakası « * '•« İngiltere ve Amerikada sistem metrige mi giriyorlar Bizim de aralarında bulunduğu muz on iki devlet sistem metrik usulünü kabul etmiş bulunuyor. îngil tere ve Amerika gibi dünya'ticaretinde en mühim mevkilerde bulunan iki devletin muhtelif şekillerde ölçüleri bulunması beynelmilel ticarette bir çok şekillere sebebiyet vermektedir. Bunun için haziranm 24 ünde Paris te toplanacak Uluslararası umumî ti caret odalan kongresinde iki devle tin de bu ölçü usulünü kabul etmeieri hakkında Ticaret Odalan sistem metrik komisyonunun raporu okuna Kumandanlar Serisi Rey Puslatı 1 inci isim ve adres •A , \ . . ^