Ed«bl bttytlk romanı 21 (jokyuzu Yazant Reşad Nnri Gttatekin tki teklifsiz dost olmakla beraber Sevimle Mükerrem etikctten aynlmazlar, birbirlerine daima «siz» derler. Halbuki şimdi Mü kerrem ona «sen» diye hitab ediyordu. Üstelik Sevimin ne de olsa yetiçmiş bir kız, kendisinin genc denebilecek bir erkek olma aına bakmıyarak kızı kollanndan tutuyor, kendine doğru çekiyor, saçını, yanağım okşuyordu. Ço cuk Mükerremin bu hareketinden ziyade onun yakınlık, beraberlik iddiasına kar«ı isyan etmis, gibi kendini kurtardı: Yanılıyorsunuz... Çok yanıîıyorsunuz... Aramızda hiçbir yakınlık yok... Ben o taraftanım; deidi. Sevim «ben o taraftanım» derken çocukça bir gururla beni gösteriyordu. Fakat Mükerrem aldırmadı; a y xıi esrarlı ve bir parça alaya inadla devam etti: O tarafı bu tarafı yok... Hep bir taraftanız... Yani o da benim taraftan... Belki bu sene, gelecek aene değil.. Fakat yaçı biraz daha âlerlesin... lhtiyarhk vehiroleri baatırmağa başlasın... Gökyüzü has tahğmm bu kaşerlenmiş atede de «asıl nüksettiğini göreceğiz... Ya şarsak size belki bir gün 9u ye?il caminin penceresinden size onun çarpık kasla belki namaz kıldı • ğını da gösteririm. Hatta kim bi lir belki birkaç bin yıl evvelki daha gulünç putperest pratiklerine de düçer. Ben: Olabilir, ölüm gibi bunamak ta hak, diye güldüm. Se vim de benim gibi yapmak istedi. Fakat nafile.. Zavalhnm sesi bu gece pek hafif çıkıyordu. Ondaki bu hemen hemen sebebsiz, yahud da belki sadece yorgunluktan ve geceden ileri geîen sarsıntıyı Mükerrem de sezmiş, kızm üstüne düştükçe düşüyordu: Çocukların bir yeri ağrır, doktordan saklarlar, «ağrımıyor... birşey yok» diye inad «derler, tepinirler. Doktor: «Pek âlâ anla dık birşey yok ama sen gene ağ • zını açıver de bakayım, yahud, şu kaşıktaki çurubu hatınm için içiver» derler. Hadi ben de oyle söyleyim: «Sen itikadsız bir yeni zaman kızısm. Gökyüzüne, cîne, periye inanmıyorsun. Pek güzel... Yeni kafalılığım tebrik ederim a ma gel istersen şu karanlık sokakta bir gezinti yapalım, sönük 141lelarile gökteki Samanyoluna ben ziyen 9u karşı yoldan ağır ağır Emirsultan mezarlığma doğru çıkalım. Orada s.imdi hakikaten in cin yoktur... Kocaman ağaçlann al • tmda üç bes. kavuklu kırık ta$, onlann altında da kınk çanak çöm lek parçalanndan farksız bes, on kemik parçası... Hepsi bu kadar... Dünyanın en az korkulacak yeri bu mezarhktır. Çünkü buraya yalnız kötülük yapmağa kudreti kalmıyanlar getirilir. Bu saatte orada taşlardan birinin üstüne çıkıp bana küçücük bir tango parçası söyliyebilir misin? Sevim bir dakika duraladı, sonra benden yardım beklediğini anlatan bir aesle kesik kesik: Siz içi azıttıntz Mükerrem, dedi, adeta meydan okuyorau • nüz. Peki ben de hazınm... Bir mezar taşmın üstünde tango soylemek size batıl itikadlardan kurtulmuş bir yeni zaman kızı olduğumu gösterecekse giderim. Ne dersiniz çok yorgun değil misi niz? Sevim bu suali bana »ormuçtu. Maksad meydanda. Kız korku yor. Fakat korktuğunu belli et meği nefsine yediremiyor, ben den bir çare bulmamı istiyor. Fa kat b^n gene «peki» gidelim der sem el an düşman gayreti gide cek. Ben gülmeğe başladım: Bu saatte mezarlıkta tango... Çok âlâ... Arkasından tangonun cazı hükmünde bir bekçi, yahud polis düdüğü... Arkasından bir karakol faalı... Samanyolundan kos kös aşağı karakola iniyoruz. Gece vakti nöbetçi komiser şaşırıyor. Hakkı da var ya... Yaçlı bas.li iki adam, bir kız... Bunlar deli mi, edebsiz mi, buyücü mü? Biz «şaşılacak birşey yok... Hanımı mezarlıkta Libre Panseden imtihan ediyoruz» diyoruz... Birini bir koluma birini bir ko luma alarak Sedbaşı yolunu tut mustum. Biraz sonra baska şey lerden konusmağa basjadık. Fa kat Sevimin zihni bu işe takiiıp kalmıstı. Köprüden geçerken bir kere daha durdu, bana: Birşey sormak isterim, dedi, tutunuz ki ben Mükerremin dediği şeyi yapmaktan çekindim. Bu neyi îspat eder? Bana annem den kalan boynumdaki su mi nimini madalyonun bir maden parçasmdan başka birşey olmadığt malum... Fakat ben onu yere atıp ayağımla çiğniyemem değil mi? Bu onun boynuna, etine sürül mü« bir hatıradır. Bir mezar taşını da çiğnemekten, üstünde tango söylemekten çekinirsem zannede rim ki bizim gibi bir insanm ha tırasma hürmet etmekten başka birşey yapmıs olmıyacağım? De min bunu becerip söyliyemedim. Librpantör olmak insanlığı, in san duygulannı hiçe saymak mı • dır rica ederim? Mükerrem durdu, belini köprünün parmakhğına dayayarak ye • niden başladı: Yavrucuğum bir taş yahud maden parçası gözümüzde başka taşlardan, madenlerden ayn bir kıymet aldı mı fetiş oidu defnektir. Biz de en yeni şekltnde bir fetiş^st. Ama Daşkalan onda Dİr^tatırrTgizii kuvvetler vehmetmiş te sen sadece annenin boyuncuğuna sürül • düğü için onu divinue ediyormuşsun. Aradaki fark pek o kadar büyük değil... Taptaze bir çocuk sun... Sıhhatin yerinde... E Alla ha şükür büyük bir kaygun tasan da yok... Fakat ya sen, hastahk, büyük bir sıkmtı sendeki bu hürmetin gradosunu günden güne artırabilir; bugün sadece hatıra dediğin madalyon, ne bileyim ben seni meselâ belâlardan koruyan, akıl, sabır, saadet veren bir alet haline gelebilir. İşte sana tam bîr fetiş... Söylemek istediğim de bundan başka birşey değildi zaten... Beş on senelik dermeçatma tahsi lin, okunmuş beş on kibatın kı • nntılarile yapılmış, bin zorlukla tutturulmuş bir yapt... Ancak is kambil kâğıdmdan bir kule kadar sağlam bir nazariyeler evi... Buna karşı da yeryüzünün muhakkak en kıdemli hayvanı olan insanm bütün geçmişinin birikin tileri demek olan sevki tabiiler, i tiyadlar, putperestlikler, masal • lar... Nasıl isteriz ki bin güçlükle ayakta duran iskambilden ev o demir gibi ağır kuvvetlerin basıp yüklenmesine dayansın?.. [Arkast var} f Şehir ve Memleket Haberleri ) Kaçakçdık takibi j îkramiyelerî Takibde yararlık gösterenlere nasıl verilecek? • Cumhuriyet' > şuoal i Siyasî icmal Dıplomasi müzakereler İçki Aleyhtan ! TelAviv daimî Türk panayırı Gençler Kurumu Dün çok güzel bir müsamere verdi M. Jaffe bazı müh'm tekliflerde bulundu Hükumetknizi Tel Avîv panayı ) rma davet etmek üzere İstanbula t gelen panayır müdurü M. Jaffe \ Türk emtiastnm Filistindeki reva cmı artirmak için almacak ted bhIer hakkında tş Limited sirketile temaslarda bulunmustur. Panayır müdürü Tel Avivde bir Türk Ticaret Odası açılmasım teklif ederek bunun faideierini izah etmiştir. Bundan baska Tel Avivde daimt bir Türk panayın tertib etmek fikrini de ortaya atmıs v« bu iki mesele hakkrnda tstanbul Ticaret Odası ve Ofis erkânile aynca gö rusraüstür. Jaffe bilhassa Türk balıklarının ve elmalannın Filistinde gündengüne fazla rağbet gördügünü bildir • mis, esasen sürümü çok olan hububat ve hayvanatunızdan baska bahk ve meyva ihracatımızı da ar« ttrmak çareleri hakkmda teklif lerde bulunmuşrur. Bütün bu tne • seleler hakkmdaki konuşmalara yann da devam olunacaktır. L Kaçakçılarra takibinde ve mu hafaza hususlannda büyük yarar lıklan görülenlere verilecek ikra miye hakkındaki nizamname Ba kanlar Heyetince kabul edümistir. Nizamaame esaslanna göre: Mıntakalannda yapılan gümrük kaçakçılanndan baska kaçakçılık vak'alanmian elde edilea yiizde oa bef yararlık paylan alâkadar ida. • relerce o yerdeki yümrük idaresine yatınlacaktır. Büyük ikramiyeler kaçakçılan kaçak eşya ile birlikte çahşarak tutanlara, kaçakçüarla. Fahrtddin Kmrim konferatu vtrirkm çarpifmada ve kaçak mallan ele Türkiye içki aleyhtan gendee gecirmede diğer arkadaşlarından cemiyeti tarafmdan dün sabah saçok gayret ve cesaret gösterenlere, at dokuz buçukta Şehzadebasmda çarpifmada yaralananlara ve çar Ferah sinemada başlıyan muvaf pifmada ve kogalamada daima mai fakiyetli ve güzel bir müamere veyettnin yantnda balunarak çahfaa rilmistir. Salon hmcahmc dolu idi. İara, kaçakçılık hareketile devamBu demekti ki Cemiyetin tuttuğu lı ve tesirli uğrafanlarla isabetlt içtimaî fazilet cereyam bilhass» tedbirler almak yüzünden Muba • genclik tarafından kemalile benim* faza. Umum Kumandanlığmm taksenmis ve kurucnun feyizli çalışmadhini kazananlara verilecekth. lanna müzahir olunmustur. tlk sözü profesör Fahrettin KeMuhafaza tabur, gümrük müdiir ve merkeı müdürlügii mıntakaların* rim aldı. tnsani hizmetler için sürekli ve laymetli faaliyetle adeta daki polis ve jandarma âmirleri de ba maddelere oyarlarsa ikramiye • kendini israf eden genc ve güzide reis; içki aleyhtan gencler eetni • ye hak kazanacaklardır. tkramiyeler her ay Umum Muhafaza Ku •' yetinin kuruluşunu, her sene bir müsamere vererek bu teessüsiia mandanlığtnm tatdtkile yüzde on kutlulandıgını, ilk defa nçıldtğında beşlerden hak kazananlara verileistihfafla karşılanan eemiyft'in fim> cek tir. di büyük bir genclik kütlefi tara • MÜTEFERRtK fından çevrelendiğini anlatmış, mil* letîn alâkasına tesekkiir etmiftir. Profesör bundan sonra bazı maruf müelliflerin içki aleyhindeki j Dislerini baktırmak için bir müdsözlerini ve bu arada Şekspirin öz ' dettenberi tstanbulda bulunan Diş [ İsleri Bakanı Tevfik Rü?tü Aras dün lü vecizelerini okumuştur. Ondan sonra Yesııhiiil ikir.ci re | aksamki ekspresle Ankaraya git î»i ve Hapishane bashekimi doktor miftir. Zati içkinin uzviyeti nasıl tahrib ettiğini, cinayet ve cerhlerin, delilik vak'alannuı ekseriya içkiye müp • Giinlerdenberi devam eden soğuktelâ olanlar tarafından ycpıldığıni lar nihayet dün öğleye doğru kesilsöyliyerek: « İçkinin korkunc temis ve Istanbul mükemmel bk ba sirlerini ve neticelerini anlamak har havası yasamıstır. istiyenler hapishanedeki mahkum Dün sabah saat 7 de a«garî ha • ların vaziyetini tetkik etmekle an* raret sıfırm fistün«*e 1,5 iken öğleye lıyabilirler. Biz, ilim, fen ve gör • doğru saat 14 te azamî 10,5 e kagüye iman eden içki düsmanlan • dar çıkmıstir. Sabah saat 7 de rüzyız. Bunun için bütün Türklerin ve gâr gün doğusu ile poyraz arasında yurdu sevenlerin bizden aynlma • esmekte iken öğleye doğru lodosa m&laran bektemelf hakkftnızdirs. çevirmistu*. ' demistir. Doktor bu arada halkı güldüren bir hikiye de anlatmıstır. Guya ilk asma yetistiren adam üzüm usarelerinin eksi olusundan sikâyet «der ölçüler nizamnamesinin 170 inci maddesi Bakanlar Heyetince değis dururmus. Bir gün şeytan gelerek bunlarm köküne tilki, aslan ve e • tirilmistir. Yeni madde sudur: ş«k kanı dökmesini tavsiye «tmis, «1934 yılt, yılhk muayenelerme bağeı öyle yapmış. Bu sebebden Belediye ayar memurluklannca 1935 mayıs ayı sonuna kadar devam miş ki içki içenlerm tlk kadehleri tilki keyfini andınr, siasi bir zevk edilh. Bu muayenelerde vurulacak verir, ikmciler insanı atlanlastırtr, Belediye ayar damgalarile birlikte son kadehlere doğru da eşek kanı ilk muayene damgası yerine geç • kendini göstermeğe baflarmif! mek üzere Ekonomi Bakanlığınca Müteakıben bir genc ile sekiz 1934 yıl rakatnı kullamhr ve bu muya«Iannda bir çocuk tarafından keayeneler 1934 yılmda yapılmış samanla güıel parçal>«r çalınmış, marf yılır. Umumî ayar isaret! ile yıl rave monoloğ okunmuş, zeyb«k oy • kamı 1935 yılı haziran ayınm bi • nanmıs, lbnirrefik Ahmedin «Sınıf rhaci günü Ekonomi Bakanlığına arkadası» isimli ve bir perdelik pigeri yollanır.» yes temsil edikniştir Cemiyete giren yeci azalarm and içmelerile raüsamereye nihayet veBirkaç gün evvel Brükselden tsrilmiştir. ^^^ tanbula gelen Elektrik şirketi meclisi tdare mümessilleri Marsel Ronje ile Rene Brosens dün aksam Ankaraya gitmişlerdir. SAGLIK ÎŞLERİ Topkapı fıkaraperver kurumu doktorlugu Doktor Fatma Şakirin Edirne saylavhğuıa seçilmesi üzerine doktor • sus kalan Topkapt Fıkaraperver kurumunun doktorluğunu, maruf doktorlanmızdan merhum Hacı Kemalin muavinlerinden dahiliyeci Kameriddin deruhde etmiştir. Bu civar ahalisinin bütün hastalarma meccanen bakmağı taahhüd eden bu kıvmetli ve iyili ksever mütehassıstmızı tebrik etmeği bir vazife biliriz. Tevfik Rüştu Aras gitti Hava güzelleşti Sıhhat Şurası azaları Ankarada 23 subatta toplana cak Yüksek Sıhhat Şurasına seçilen doktor Akil Muhtar, Mazhar Os • nun ve Gülhane operatörlerinden Murad bugün hareket edeceklerdir. ondrada tngiliz ve Fransız devlet adamlan arasında silâh ve emniyet mesele leri hakkmda kararlaçtınlan ve Almanyaya müsavi hakla ve »er bestçe müzakere edilmek üzere teklif olunan noktalara dair Al manyanın verdiği cevab gayet mühim ve diplomasi müzakerelere kapı açmıştır. îlk müzakereler Londrada İngiliz Hariciye Nazın ile Fransız büyük elçisi arasında olmuştur. Bunlar, esastan ziyade Almanyanın verdiği cevab üzeri ne takib olunacak müzakere u»u lüne aiddir. Fransa Hariciye Nazınnın vü kelâ meclisinde verdiği izahattan *e diğer malumattan anlaşıldığı na göre müzakere usulü hakkın da tngiliz ve Fransızlar fikren mutabık kalmıçlardır. Almanya îngiltereyi mutavassıt addederek ken disile doğrudan doğruya müza kere etmek arzusunda bulunmuştu. Fransa kendi namına dahi yapılacak bu müzakerelere razı ol muştur. Hatta İngiliz Hariciye Nazın Sir Con Simonun Berline giderek Alman devlet adamlarile doğrudan doğruya müzakerede bulunmasına itiraz etmemistir. Fakat daha evvel Londra ile Berlin arasında diplomasi müzakereler ile iyice zemin hazırlanmasını Fran sa daha uygun bulmustur. 1 Demek oluyor ki îngiltere ge rek kendi gerek Fransa ve ihtimal ttalya ve Beiçika namına Almanya ile mühim diplomasi müzake relere baçlamak üzeredir. Bu müzakerelerde yalnız görüşmekle kalınmıyacağı ve iki tarafın pazar lığa giriçeceği muhakkaktır. Bu nun için Londra ile Paris arasm daki diplomasi yeni müzakerelerde Berlin hükumetile yapılacak pazarlıklarda Fransanm ne hadde kadar müsaadede bulunacağı tes bit edilmektedir. Londra anlaamasının esası Lo ' karno Misakının Îngiltere, Fran • sa, Almanya, ttalya ve Belçika arasında aktolunacak kar?ılıkh ha va misakı ile kuvvetlendirilmesi * ne dairdir. Almanya cevabmda bu esasa muhalif olmadığım «nlat • mışü. Almanyanın hava misakı na girmesi havadan silâhlanma • sını tazammun edeceğinden Versay muahedesinin ««keri madde lerinin ilgası ve bunun yerine silâhlann tahdid ve tenkisi hakkmda bir mukavele akdi noktasında dahi Almanya ile diğer devletler arasında bellibaslı bir ihtilâf yoktur. Yalnız Almanya, coğrafî mev kii itibarile Avrupamn kalbgâhında olup müsellâh devletlerle sarılmif bir haide bulunduğunu nazarı itibara alarak kendisine daha farklı muamele yapılmasını istiyor. Bu noktanm halli imkânsız değildir. Londra anlaçması bakımından Almanya ile anlaşılması en güç nok* ta Şark Misakı tasavvurudur. Fransanm sırf bu tasavvuru ilti zam etmesi sartile Sovyet Rusyası Fransa ile yakınlaamıatı. Rusya bu tasavvurun tahakkukunu kolay lastırmak için Cemiyeti Akvama girdi. Fransa da Rusya ile müna sebatım nazan itibara alarak bu tasavvuru Londra anlaşmasına dahil ettirdi. Almanya yakın dostu Lehistan gibi bu tasavvura karsı sonuna kadar muhalefet eyle diği zaman vaziyet ne olacaktır? tngiltere esas itibarile bu tasavvurla alâkadar değildir. Fransa da bu tasavyurla alâkasmı kesecek mi dir? İşte bu noktalan yeni diplomasi müzakereler halledecektir. Mnharrem Feyzi TOGAY HALKEVtNDE: Yemekli bir toplantı . Halkevkıirı kuruhıfttndan'bugîhıe dek bütün varhğile geceli gündüzlü ulusal filkü uğntnda ealısan ve bu seçimde Erzurum saylavı olan Nakiye Elgünün aynlmast yönün • den kendisme karsı Evee besle nilen sevgi ve duygulan bildinnek için bugün saat 12,30 da Taksimde Güneş kulübünde yemekli bir toplantı hazirlanmistır. Olçüler nizamnamesinin bir maddesi değiştirildi ECNEBİMEHAFİLDE Avusturya Elçisi gitti Avusruryamn Ankara elçisi Karl Buhberger dünkfi ekspresle meza • nen memleketine gftmistir. Miralay Yuds döndü Türk tngiliz ticaret muahedesi müzakerelerinde bulunmak üzere Ankaraya ghmis olan tngiliz sefa • reti ticarî atasesi miralay Vuds dün tstanbula dönmüftür. Tramvay Şirketi mümessilleri Yeni kontenjan Bir tashih Van der Zee müessesesinden dün fa mektubu aldıkt «Bugunku nüshanızın ikinci M • nifesinm son sütununun alt kıs * mında (Bir isim benzeyisi) bashğı altında Esnaf Bankasınm alacakh oldugu mebaliğ meyanında tahli siye firketinden 45 bin Hra alacakh olduğu meblâğm Türk Genu Kur . tarma sirketine aid olmayıb ewelc« Van der Zee müessesesmin tefkil edip hükumetçe lâğvedilen (Mar mara Türk Tahlisiye Ltd şirketi) ne aid bulunduğu anlasılmıstır diye bir fıkra görülmüstür. Halbuki Van der Zee müessese • si hiçbir zaman (Marmara Türk Tahlis.iyesi Ltd şirketi) firması al tmda bir sirket teskil etmediği gibi Esnaf Bankasile de bir muamelei hesabiyesi olmayıp hiçbir borc para da almadığmdan keyfiyetin tashihini rica ederiz.> tulsa dahi kontenjan haricmde memlekete sokulabilecektir. 4 Bir kilograma kadar posta ile gelen bastlmıs kâğıdlar kontenjan harici memlekete sokulacaktır. 5 Eski kararnamenin T Hstesi kaidınlmıstır. 6 Vekâletlerin müsaadesile memlekete girecek olan eşyaya aid V listesinde değisiklik yoktur. 7 Yeni Iistede tarifenin 106 ve 107 pozisyonlarına giren yünlü mensucat bu Iisteden tamamen çı kanlmıstır. 8 Bu yeni karamame 1 nisandan itibaren muteber olacaktır. ^. • Ayakkabıcılann toplantısı Umum Ayakkabıcılar kooperatifi idare heyetî dün Çarçıkapıdaki mer> kezlerinde toplanmiflardır. Abdullah Vahti, Hüseyin Hüsnü, lzzet, Halid Ahmed, Hüseyin Bahri, On nik, Alâettinden mürekkeb bu heyet aralannda Mehmed1 Nuriyi kooperatife rei», Abdullah Vahtiyi de müdür seçmislerdir. Bu sene a çılacak ve halka sağlam ve ueuz ayakkabı satacak olan şube i$i için de konusulmustur. Altı aylık kontenjanda mühim esaslar var Nisan, mayıs, haziran, temmuz, ağustos ve eylul devresine aid kontenjan kararnamesinm ihtiva ettiği yeni hükümler sunlardır: 1 Kontenj&nlar gümrüklerde beyanname tesçil sıra numarasına göre dağıtılacaktır. Altıda bir tevziat usulü kaldırılnusttr. Ayni za • manda bir beyannameye yapılan kontenjan mahsubü yapıldığının gümrüklerce ilânı tarihinden itibaren tacir on beş gün zarfuıda ma lını almağa mecbur tutulmaktadır. Bu müddet zarfmda malını almı yanlarm kontenjanları üzerîndeki hakları kaybolacak yeniden sıra almak mecburiyetinde kalacaklardır. Kontenjan mahsublan yapıl • dıkca. gümrükler bunu ilân edeceklerdir. 2 K listesinde olan konten • janlann aynca <kişer misli ithalâtına müsaade olunmustur. Bundan istifade edeceklerin dövizleri altı ay sonra ödenmek üzere Merkez Bankasına yatınlacaktır. Yunanistan menşeli efyadan bu hükümden istifade edeceklerin bedelleri Merkez Bankasına yatınlmıyarak ta • kas bonosu ile öderaecektîr. 3 Kullanılmıs zati veya e» • yasi yolcucun gelisinden itibaren altı ay sonra veya gelisinden iki ay evvel olan müddet zarfında gel mediğimlen dolayı resme tabi r« • Papaz kurnazlıgına lüzum yok! Baş tarap Wrlnc< satılfedty Kastamonu Umumî Meclisinde kadın aza İnebolu <Hu susîs> Kasta monu umu m i meclisine îlk ka dm aza olarat seçilen tnebolu nun münevver kadınlann d a n Havva umumî meclUia bu ay sonunda baslı yaeak toplanh • sına isrirak ede cektir. Haotm Seçihnesinde tnebolu kadınlıgi • nın haklı »evinc duydugu Havva Nevfehirde doğmuştur. Babası yüzbası Ahmedle Bilecik, Bursa ve Gemlikte bulumnus, bu arada hususî surette edebîyat ve fransızea dersi alarak fransızcayı tamamile öğrenmis ve güzel san'atler üzerinde de çok çalismışhr. 5 etmek üzere huıucî bîr komisyon •ecileceği zannolunmaktadır. CUMHURtYET Böyle bir toplantmtn • ayui maksad la • Rum Pat • rikhanesînde de yapılacağı haber verilmisti. Halbuki kanun sarihtir: tstîsoasız bütün din adamlan m • hani kisvelerini ancak mabedlerinde giyebilirler, mabed haricicıde bunlarla gezilemez. Sokak için yegâne kisve medenî yani herkesin giydigi gibi sivil kıyafetten iba • rettir. Eğer papazlar, sokaklarda da, rabib olduklarmı gosterir hasusî bir kıyafet icad etmek ittiyorlarsa böyle bir kurnazhğa kanun minidir. Mabedler dışında ruhanilerin halk* tan ayrrd edilmelerine ne lüzum vardır, ne de cevaz.. Binaenaleyb din adatnlan hususî bir kisve giyemezler, bunun için de îçtima, ko misyon v» taire yapraağa mahai ve lüzum yoktur v« elamaa. VtLÂYETTE Komiserlerin imtihan evrakı 16 şubatta memleketin her tara • fmda yapılan ikmci ve birinci ko • miserlik imtihanlarına aid imtihan evrakı emniyet isleri umum müdürlüğüne gelmeğe baslamışlardır. Evrakın hepsi geldikten sonra tetkike baslanacaktir. Marmara adalarında sarsıntj azaidı Erdek «Hususî> Zelzeîe bîr kaç gündenberi azalmış, sarsintı lar pek ehemmiyetstz bir hal «I • miftv. Halkm korkusu zail oknuf tur. FIRKADA Bakırköy balosu Evvelki aksam C. H. F. Bakırköy kazası 1. H. tarafından Bakırköy halkı şerefine ve Baktrköy mek teblermdeki anasız, babasiz ve yoksul çocuklarla lstiklâl tdman Yurdu gencleri menfaatine Bakırköy bez fabrikasmm büyük salonunda dansh bir müsamere verilmistir. Sabaha kadar devam eden eğlence çok zevkli geçmiştir. Cumhuriyet Nüshast S KuntftuT J TOrkiye şeraiti I * in Hariç <çin Senelik 1400 Kr Alb ayltk 7S0 Üç aylık 400 Bir aylık 150 1700 Kr. 14S0 800 yoktur