i 17 Nisan 1933 Hikâye Bir ((suihazım)) hikâyesi A «Boğaziçi Şarkısi)) Dün muhtelif yerlerde filim çevrildi (Birinci lahifeden ma'baiti filmi gösterildikten sonra sahntye çıkan M.Güstav Fröhlich muharrirlerimizden filim mün'kkidi Ahmet Hidavet Bey tarafmdan hazıruna takdim olunmustur. Arb'st türkçe o'arak hakkında gösterilen teveccühe tesekkür etmiş, yeni Tiirki ye'ye ve Gazi Hazretlerirrin muvaffakiyetlerirO hayran olduğunu söylemiştir. Devlet Bankası mesai bilânçosu ı,Zabitanın terfi ve Memleketinin en zen«in çiftçiti ve en iyi huylu adamı Veli Dayı, günün v bîrinde hastalamverdi. Yemekten, içmekten kesildi. Sararıp solmağa başladı. Tabiati bile değişti. Aluinin, nemrudun biri oldu. Bu âni tebeddiile herkes şaşıyordu. Veli Dayıya ne olmuştu? Kendisi de bunu ayan beyan anlatamıyordu. Karnında bir şeyler vardı, işte... Barsaklannın içinde bir şeyler aşa&ı iniyor, yukan çıkıyor, uzanıp kısalıvorlardı. Sanki bir yılan yutmıutu. Evet.. Evet mutlak bir yilan yutmustu. Şimdi hatirina geliyordu. Geçen sene bir gün bîr dere kenarında uzun bir uyku ke»tirmis te köylüler »onradan burada bir çok yılanlar gördüklerini söyleme mişler tniydi? Demek o gün ağzın dan bir yılan girmişti. Kışi uvuşuk bir halde geçiren havvan şimdi yaz gelinee uyanmıştı. Dışan çıkmak istiyordu. arasıiKİa ke*tirdiği şekerlemeden sonra süt çanağınm içinde bir yılan bulunca sevinç deliti oldu. Bu yılanı çanağa oğlunun koyduğundan ha beri yoktu. öyle avaz avaz bağın yordu ki bütün köylü başına toplandı. O elbet bir şey biliyordu da söyIü<ordu. Budalalar... Onların bildiği kadar Veli Dayının unuttuğu vardı, be! İşte karnmdaki yılan dışan uğramıştı. Fakat tuhafı neresi, biliyor musunuz? Veli Dayının hastalığı bu vak'adan sonra da geçmedi. Yılan demek karnında yumurtlamışh. Bu yu~ murtalar birer birer kırılıyor, içle rinden yeni yeni yavrular çıkıyordu. Süt çanağının yanmdaki öğle uykuları tekrar başladı. Veli Dayının oğlu da köy civannda yılan yavrusu avcılığına çıktı. Artık çanakta her gün bir veya bir kaç tane yılan yavruıu bulunuyordu. Fakat Veli Dayı Şu köy halkı da pek cahil şeyler nın hastahğı geçmek bilmiyordu. di eanım. Şimdiye kadar yılan yutan Ne yapılırsa yapılsın karnındaki yıbir adatn görmemişlerdi. Bu derdi lanların hepsini birden çıkarmak bilmedikleri gib! bittabi devasmdan mümkün olamıyordu. Veli Dayının da haberleri voktu. tki »aat ötedeki oğlu nihavet bir gün doktorun baba* kövde bir çıkıkçı vardı ama, bunun sına verdiği reçeteyi de bulup yaptırVeli Dayının karnındakî yılaru çı dı ve ihlamurun içine katarak bunu karacash şüoheli idi. hastaya içirdi. thtiyann ağrılan biGünden güne artan hastalığı niha raz diner gibi oldu. Galiba içinde yet Veli Dayıyı kasabaya gitmeğe yalnız bir tane yavru kalmıştı. Bu ve doktora muayene olmiya mecbur hayvancık pek cahil ve görgüstiz oletti. duğundan çıkılacak yolu bir türlü Doktor «•uibazım» diye kestirdi, bulamıyordu. atb. Suihazım da ne demekti? DokZamanla ağnlar biraz daha hafiftorun bir şey bildiği yoktu. O da öm ledi. Artık Veli Dayı da bu acemi ründe yılan yutan bir adam görme yılan yavrusuna alışır gibi olmuştu. mişti. «Böyle şey olmaz» diyordu. Başını karnınm üstüne eğerek onunOlmaz demek kolaydi. Fakat oluyorla konustuğu, şakalaştığı bile olu du işte. Veli Dayının karnında kosyordu. Hele biraz büyüsün, aklı bakoca bir kara yılan vardı. şına gelsin, elbet o da dışan çıka " İhtiyar çiftçi para tuzağı dediği caktı. reeeteyi bir kenara attı ve ihtiyar bir kadının tarif ettiği ilâcı yapmayı daVeli Dayı o yazı takip eden yaz ha akle yakın buldu. Bu ilâç ner gün larda da rat tedavisîne devam etti. oğleden sonra kırlara çıkmak ve yaKöylüler öğle vakhleri onu hep bir nında »ütle dolu bir çanak olduğu çanak «ütiin yanrada yatıp uyumuş haJde a£zı açık uykuya dalmakh. görüyorlardi. Yılanlar sütten çok hoılanırlardı. Yalnız tedavi şeklinde eskisme naihtiyar kadın bir gün ineğin meıne zaran ufak bir fark vardf V»"H Da«ne sanlı koskoca bir yılan bulma yı karnındaki küeücük yılan j o « u mış mıydı? »u ile inat etmeyi doğru bulmıyor, yavrunun süt içmeğe çıkmadığını göVeli Dayının askerde olan oğlu rünce sütü afiyetle kendisi içiyordu. terhis edilip te köye dönünciye kadar bu ilâcın hiç bir faydası dokunBu »uretle onu da kısmetinden mah madı. Askerlik açık göz delikanlıya rum etmemif oluyordu. bir hayli şeyler öğretmişti. Nakleden: Veli Payı^bir gün yeşil çimenler ÖMER FEHMl VS Dün Ankara'da 2 heyeti | Kd m ıe umumiye içtimaı yapıldı Meclise yeniden iki ka(Birinci sahifeden mabait) J maddesmm son fıkrasına şu hüküm ilâve olundu: 32inci maddenin E ftkrası mucibince verilecek avanslar mukabilmde yapüabilecek emisyon 11 inci madde muci bince hazine borcuna mahsup edilmiş mebaliğin yüzde 50 sini tecavüz edemez. gelirinl azaltmıshr. Ticaret hecminnı küçülmesi yüzünden faaliyet sahası bulamıyan paralar bankalarda btrikmiştir. Bundan devlet roaliyesi de mutazamr olmuştur. 930 931 bütçesi 222 mflyon Jcen bu sene zarfmda filî tahsilât 189 mflyona indiğinden müteakıp serir'er bütçelerini bu tenezzül seyrine intibak ettirmek mecburiyeti hissedilmistir. Cihan buhranınm beynelmilel karakteri ihracat malIarınm kıymetçe azalması bittabi tediye muvazenemiz üzerrnde de sıkınfılı bazı }, döviz membama icrayi nun Iâyihası verildi ikinci içtima Bü tadilâtın kabulünden sonra fevkalâde toplanh bitmiş, alelâde toplanh başlamıstır. Adi toplantıda heyeti idare raporu kaJbul ve heyeti idare ibra edümiftir. Heyeti idare raporu dünya buhranını kısaca anlattıktan sonra bnhranm bir ziraî mahsul memleketi olan memleketimizdeki akislerine temas etmektedir. Rapora nazaran ziraî mahsulâttaki fiat düskünKiğü memleketimizi alâkadar eden mahsulâtta yüzde 44 fle yüzde 73 arasmnla bir derece arzetmiş tir. Kıymet düskünlüğü istihsal miktarınm kemmiyet itıibarile arhnlrnası ile .2'**' f^Imm calısılmıshr. Ihracahmız 929 da 155 milyon iken 930 da 151 milyona, 931 de 127 mil yona, 932 de ise 102 milyona enezzül ebniştir. Bu vaziyet bittabi memleketi mizin istinatgâhı olan çiftçi kütlesinin Filim çevrilirken Fatih camüinin biraz ötesinde, iğriliği için seçilmk bir ağacın altında Güsatv Fröhlich duruyor. Karşısında muhtelif sinema makineleri ve bir sürü kaktba lık. Herkesin yüzîi göklere çevrumiş, «anki acayip bir kusa veya tayyareye bakıyorlar. Sebebini anladun, güneşi beküyorlar, o da kendini naza çekiyor. Giineş çıktı, makineler ve Fröhlich faak'yette. Ağaçtan aynlan aktör, yolun ortasına kadar ge'di, birdeTi1"''1 J"i"du, sanki bir sese kulak kabarttı, mu • hayyel sesin istikametine doğru yürü • dü. İşte demmdenberj. altıncı defa olarak tekrarladığı sahne. Seyireiler bile bıkmış. Sahneleri idare eden Fon Bovari birdenbire yerinden fırladı. Yolun ilerisinde bu"unan bir küçiik eşeğe doğru kostu ve su tenekeleri tasryan eşeği getird». Sahne yedinci defa olarak çevrilecek! Fakat eşeğin iştira kile! Fröhlich beyaz bir bahriye zabfH ünifomasi giymiş, yüzü kırmızı makiyajla boyalt. îhtiyar bir hanım bana yaklaşh. Oğlum, bu btakoz suratlı adam ne? Yanunda duranl simitçi, harurna izahat verîyor. Genç kırlar çok, gözleri faltaşı gibi açılmıs bakıyorlar, onlar için unutulmaz bir gün. Sahne çevrilecek, fakat güneş gene kaçtı. Gözler gene göklerde. Genç kizlar bu gedfcmeden memnur% ihtiyar harumsa simftçi ile lâkırdıya devam ediyor. Fröh£ch'e yaklafüm, kendisine çabocak yaptığnn karikatürünü gösterdim. Fon Bovari'yi çağırdı, onun da krokisini yaptun. Fröhlich'Ie biraz dolaşhk. Kendisi fransızcayı az, ingâizceyi daha iyi korttşuyor, mce parmaklarmda bir sigara, mavi gözlerku her tarafa gezdirerek yürüyor. Dudaklan mora boyalı, ihtiyar hanım, dudaklannı tarif edecek olsa pancara benzetecek! FröhUch anlatryor: Sehrrniz ümidimm fevkinde. Sukutu hayale uğramadım. Yalnız daha sıcak tahmin etmiştim. Demin çevBdiğirriz sahnr ne idi? Yolda giderken fevkalâde güzel bir ses işkiyorum, sesin geldiği evm penceresinden içeri, bir aşk mektubuna sa rılrruş bir gül atıyorum, fakat pencereye bir güzel kız değü, izbandut gibi bir adam çdayor. Kahkahalark güldu. Arkamızdan gelen genç lâz karHesi muhakkak ki bu sesi unutmıyacaklar. Lilyan Hayt'ı nasıl buluyorsunuz ? Alman kadm trpi. İyi bir arka das. ?o »ergıslnae nakUyat tonası. Ayaaoıya camımm fcubbealnden 20 metro daha «an rm trtnanın KnBcesl k&mnen asma olarak 9 çellk kablo tarafmdan tutuL Gelecek filminiz? maktadır ve modern lnsaatçılığm en son bir nümunesi olarak telâkki edilmektedir. Anabella ile «Ruhsuz Şehirde tki ŞİKAGO'YA GİTMEK LAZIMDIR: Bu hem yeni dünyayı görmek. hem de oRuh» filmidir. Çok ince bir kız. radaki terakkiyatı görüp bu mcmlekete tatbik edebilmek için Şikago'ya gitmek lâ Beğendiğiniz erkek sanfatkâr? zımdrr. Ronald Colman. ŞİKAGO SERGİSİNİ GÖRMEK LÂZIMDIR: Şimdiye kadar yapılan hiç bir Beğendiğiniz kadın? •ergi bunun kadar muazzam ve bu kadar mütenevvi aahalarda insanlığm menfaa EKsabeth Bergner. tine hadim olmamıştır. Bütün insanlığı azamî refaha yetiştirmek için yapılan bu Fakat bundan çok daha söhretü aergiyi herke» görmelidir, seyahat bundan dolayı ucuzdur. Fıraatı kaçırmayınız. isimler var. Fazla tafalât için NATTA, Millî Türk Seyahat acentamnın Galatasaray'ındaki Şöhret mutlaka san'at demek demerkezine müracat ğildir, bunlann oyunı tarzlan. çok iyi, Gümrük kumusyoncuları {Birinci sahifeden mabait) mek suretile kumusyonculann zaranna hareket olunmaması için her kurnus yoncunun azamî iki maiyet memuru istihdam etmesi ve fazlasına ihtiyacı bulunanlann ancak vaziyetleri heyeti idarece tetkik edilerek abnacak karara göre hareket edümesi muvafık görübnüştür. Heyeti umumiye biHıatsa, gümrük • lerde miktan (170) e balig olan ku • müsyonculann daima mütesanit bir hal» de hareket etmelerini temenoi etmiş ve kongreye iştirak eden bütün azalar bu hususta söz vermişlerdir. Kongre azalaıma, birlik tarafmdan tabettirflen kumusyoncular kanunu, esbabı mucibe Iâyihası ve birlik nizamnamesi dün tevzi olunmuş, bütün alâka darlarm bu hususta tenvfr edilerek birliğin maksatlanna mugayir hareketlerm önüne geçihnesi takarrür etmiş ve içttmaa nihayet verilmiştir. ŞİKAGO SEYAHATİ Kumusyonculuk imtihanlart Gümrük Başmüdürlüğünde fiç ayda bir yapılan kumusyonculuk hntihanlan bugün icra edileceknr. Bu defa imti hanlara, ( 1 5 ) i maiyet memurluğu, (2) si müstahdemlik ve ( 6 ) sı kumusyonculuk için olmak üzere 18 müracaat vardır. meselâ Emil Yanings'm tam öbnüş bir tarzdn, gittikçe tabüliğe doğru gitmek lâznn. Amerikan, Alman ve Fransu fiKmlerinden hangisim tercih edersmiz? Amerika ftuni daha eğlentceU, Fransız filminin sahsiyeri şimdilîk az, Almar. fîh'mleri bunlara nisbeten daha slgun sayılır. Rus füimleri? Çok güzel, fakat bugunkü Alman fikirlerine zıt, maamafüS krymetlerini azaltmak için söylemiyorum. Bir kadınbı smemadk muvaffak olmas için ne lâzmı? Güzellfltten ziyade, ıstrabı ve se> vmci tanımış olması. Tepemizde güneş gözüktü, mökâle • me durdu, Fröhlich iğri ağacın dibine gitti, genç iazlar gene hayran. İhtiyar rabıtalı hammla beraber uzakIaştık, kendisi hayretler içirtJe: tlâhi evlâdım bu adamın neresi güzel? Ah sen bizim merhum beyi gö reydin! ABtDlN DİNO kirdekten yetLşme bahçıvan samr lardı.. Pala bıyıklı, sakalh bir bahçıvan!.. Konuşmaniz da Gîrit'Hyi, Yanya'Iıyı anrfınyordu. O »ründeniberi maşallah dilinizi düzeltmissiniz!.. Ama her halde gene Girit'li yahut ta Yanya'h olmahsınız!. Yalnız isminiz Aziz değil, sanınm!.. Galiba Simo pulos dedikleri siz olacaksınız!.. Uzun boylu adam sesini çıkarma di. Hiç kıpırdamadan Cevat Rıza'ya bakıyordu. Şimdi hepsi birer birer anlaşı hyor!. Hikmet Beyin Yeşilköy'den kaçnılması!.. Heybeliada'İı Roza' nın, benim kendi elimle kilitledlğim odadan kaçıp gitmesi!.. Bunlar, demek ki hep bahçıvan Azi z Efendinin, yahut Sîmopulos canaplacmın ma rifetleri imiş!.. Simopulos, sanki birdenbire san cısı tutmuş, başı dönmüş te oraya yıkılıverecekmiş gibi kıvrandı, tu tunacak bir yer aıradi. Bir yandan da cebinden bir mendil çıkardı, yü züne tuttu. Cevat Rıza, bunun altmdan ne çıkacağını bekliyor, tetikte duruyor du. Uydurma bahçıvan yeniden sal (Birinct sahiîeden mabatt) ya gönderilerek talimat dairesinde iki sene kıt'a ve hattanelerde (krt'a veya baktriyolojihanelerde) staj gördükten sonra yüsdbafihğa terfi ederler. Askeri tıbbiyeden çıkan eczaa, dişçi ve kimyager talebeye mektepten çıktıklan zaman mülâzimlik ve bunlardan eczacı ve diş tabiplerine aakerî tatbikat mektebinde, kimyager lere askeri kimyahanede bir ae* nelik mümareseden sonra ehliyet lerini isbat ettikleri takdirde birinci 931 senesi zarfındald 1,442,000,000 mülâzimlik rütbesi verilir. franklık dövize mukabil 932 zarfindaki Tabip, baytar, eczacı, diş tabibl dövis müctan 1,026,000,000 franga ve kimyager mülâzimlerden muvaf* düşmüştür. fakiyetle imtihan veremiyenleria Banka bilânçotuna nazaran son be • kıt'alarda, hastanelerde, kimya lâ sap devresi 1,471,822 lira kârla kapanboratuvarlannda terfiye Kyakat si* rrustır. Bu para dan adi ve fevkalâde ihcilli alıncıya kadar birinci mülâzimtiyat akçeler cıkanldıktan sonra beher lik rütbesine terfileri yapılmaz. hisseve ver?ecek temettü 514 kurustur. Kıdem zamlan lâyihan Heyeti idare ranorunun tasvibmi müAnkara 16 (Telefonla) MecKs* teakıp umum müdür muavinliğine tayin gelen diğer bir Iâyihaya gore harp edilen meclisi idare azası Cevdet Bey akademisi tahsilini muvaffakiyetle den inhilâl eden azalığa Emlâk Bankan birrrenler aşağıdaki tertibe gSre ttc merkez müdürü Resat Beyin tayini kazümreye avniırlar ve kıdemler buna bul olunmuş ve toplantıya nihayet ve • göre verilir. Bu aynhş diplomalara rflmistir. aynen geçirilir. A Birinci zümre ı 20,000 tahvil satıldı Erkânı harbiye stajına birine! derecede aynlanlar. (Birinci sahifeden mabait) tkinci zümre: tkind derecede a r müseviler tahvilât almak için teha nlanlar. Iük göaterenler meyanmdadır. UçUncü zümre: Erkâm harbiye Birinci tertip 4 milyon liralık tah stajına aynlmıyan ve fakat erkânı vilâtın kayit muamelesi Uyin edi harbiyeye yardımeı vazifelerde Iroleln müddetin hitamından evvel ta* lanilmağa elverişli olanlar. mamen kapanacağı muhakkak gö B Her üç zümreye •ecilenlere rülmektedir. birer sene tahsil kıdemi verilir. Muğla'da dahili istikraz kalmadı Bîrfnei ve ikineî zümreye aeçHenler kıt'a erkâm harbiye stajına tâbi Muğla 16 (A.A.) Erganijdemir yolu hisse senetlerinden ?önder3en m3c tutulurlar. Bunlardan iki sene içmde kıt'ada ve erkânı harbiye vazifele tar tamamile satılmıstır. Dahilî «tikraza rinde ehlivet göstererek liyakatleri çok rağbet vardır. Sahlmak üzere fldnci tasdik edilenlere iki sene daha kı bir parti daha istenmistir. dera zammı verilir. Bu iki senelik kı* Sinop'ta rağbet fazla demi alanlardan verilecek tezi muScnop 16 (A.A.) tstikraz tahvSvaffakiyetle kazanan ve liyakatlan lerinden Sinop Ziraat Bankasma gelen ü*t taraf âmirleri tarafından nrasile nuktann yansı bir gün zarfmda halktmız tasdik olunanlar tez talimab şartla* tarafmdan satm almmıstn*. Kayde hararma uygun olmak üzere bir sene d» redi surette devam edilmektedir. ha kıdem zamnn alrlar. Zonguldak'lılar ve dahili i$tikraz 3 üncü zümreye yani erkâm harsenetleri biyeye yardımeı vazifele%? secilmiş Zonguldak 16 (A.A.) Dahilî k • olanlara bir seneden başka kıdem tikras tahvifleri hakkmda bugün fdcra zammı verilmediği «ribi bunlar erkâsalonunda Vali Hatit Beyinriyasea'al nı harbiye stajına da tâbi tuiulmazhnda bücümle teşekkülier reisleri ile ida lar. re sahipJeri bulunHuğu halde bir top • Akademmin 3 üncü sınıfmda ha*lanh yapılmısür. VaK Beyin verdiği izatalık veya her hansri bir sebep do • hat neticesinde 400 tahvil satın alın • layısile dersleri anlamak veya ihata mnhr. Kayit muamelesi merkez ve müledebilmek kudretmi kaybedenlerle hakatta hararetle devam etmektedir. devamsnzhğı tembellik ve kavitsizliğ tesbft olunanlara diploraa vertlmez. Daröşşalaka Uesi Kaymakam rütbesinden yukan rütbede kıdem zammı verilmez. müdürlüğOnden: Tatbucat mekteplerinde muvaffaMektep yatakhanelerine yaptıkaykle imtihan verip mütehassıs diploması alacaklara 1 »an* kıdem nlacak 60 adet elbise dolabının zammı verilir. pazarlığı kesilmek üzere talip Mevcut raütejıassıslardan bunu al* lerin 20 nisan 933 perşembe günü mamış olanlara da bir sene kıdem saat 10,50 de ve şeraitini öğren zammı verilir. mek ve nümuneyi gönnek istiyenEczacılardaa tatbikat mekteple * rmde kimyager yetiştiriknek üzere lerin her güp Nuruosmaniye'de muavin eczacılığa aynlanlara iki seCemiyeti Tedritiye merkezine ne tahsili muvaffakiyetle bitirmek müracaatlan. (1651) şartile 1 amm kıdem zamml verilir. Yüksek levazım mektebini muvaf* Besiktaş icra dairedndent fakiyetle ikmal edenlere bir sene Mahcuz olup paraya çevrSmeai kakıdem zammı verilir. rariaşfanlan bir re's beyas ve san alacaYukandaki fıkralara tevfikan lo" h inek ve beberi 115 lira mahammen dem zammt almış olanlar aldıklan kıymetli iki res Romanya ineğmin tel • kıdem zamlan ile ta*hih edilen nalâliye Te maie pul renmleri müsterkine Mp tarihlerine nazaran enualleri ait oknak üzere Fatin'te Atpazan'nda terfi etmiş v« kendileri rfe rütbeleri 26/4/933 tarihine tesadüf eden Çar • müddeti asgarisini ikmal eylemiş işamba günü saat 10 dan 12 ye kadar seler derhal, değilseler bu iki şartın satalacagmdan talip olanlarm o gün ve itmammda terfi ettirilirler. o saatte mezkur yerde hazrr bulunacak Bu gibilerin almış olduklan kıden olan memuruna müracaatleri üân olu zammı müddetlermin fazlaa yeni rütbelerine devrolunur. landı; düşüyormus gibi arka arka iki adım gitti. Kayıktaki adam da sanki ona yardım için üerledi: Ne oluyorsun? Nen vae? Hiç biraz basım döndü. Geçer şimdi!.. Simopulos, mendili yüzünden ayırmıyordu. Birdenbire, hiç umulmıyan bir anda, fırladı; Cevat Rıza'nın ü zerine atildı. Eski polis müfettişi yana doğru çekildi; bir elile de uydurma bah çıvara bileğinden yakaladı. Tam o sırada, nasıl olduğunu kendisi de anlıyamadı; eline iğne gibi sıvrri bir şey battı. O acı ile elini çekti. Ka yıktan çıkan adamın da. üstüne doğru atıldiğını görünce öteki elini cebine attı. Tabancasını çıkardı. Kal dınp ateş edemedi. Birdenbire göz leri karardı. Başı döndü. Dizleri kesildi. Sanki demin eline batan iğnede zehirli bir îlâç varmış ta damar lanna yayılıvermiş gibi içine bir baygınlık çöktü. Olduğu yere yuvarlanacak gibi iken Simopulos'la ar kad'aşı üstüne çullandılar. Kıskıv rak yakalayıp kayığa attılar. 15 Bütün gece, Feriha Hanımın gSzlerine uyku girmedd. Kocasmın arasra böyle ıgec4leri eve gelmediği olurdu ama her gittiği yerden tele* fon eder, hiç olmazsa ne zaman dö neceğini haber verirdi. Kulübe te lefon etti; bu gece oraya hiç uğ ramamıştı. Polis müfettifi Bürha * nettin Beye telefon etti; onu da buLamadı. Başka zamanda olsaydı gene bu kadar üzülmiyecekti. Fakat kocasmm giriştiği bu son işten, gözü pek fena yılmıstı. Bu işin sonun • da başına bir felâket gelmesinden çok korkuyordu. Sabaha karşa konağın kapısi çalındS. Kadıncağız telâşla merdivenIerden aşağı iniyordu. Aşağıdaa hizmetçiler: Bir şoför geMi, beyefbndlyl soruyor. Diye haber verdiler. Feriha Hanım:. Ne istiyormuş?. Diye kapıya koştu. Şoför: Beyefendi yok mu?. Diye sordu. Ben karısıyım, ne istiyorsa nız bana söyleyiniz!. (Mabadi var) Konuşalım!.. Ama burada sokak ortasında olmaz!.. Neden olmasın?.. Adam başına şurada size ellişer lira versem, sız de bana onlann yerini goaterseniz olur biter!.. Elli olsun!. Elli liraya da bir götüreyim; Muhittin Haşmet'in de, Geliniz, gemiye gidelim de odiyeceğin yok ya!. onu kaçıranlann da izini bufanuş orada daha rahat pazarhk ederiz!.. Kayıktaki adam ayağa kalktı, lacağız. Burası iyi... Ayak üstünde de rrhtımm üzerine atlarfı: Eski polis müfettişinin sözü yanuyuşabiliriz!. Hem yanılmıyorsam Sen ne istiyorsun allah aşkına! da kaldı. Yanı başımda bir ayak sesi ben sizi bir kere daha gördüm!.. Benim başnnı belâya mı sokacak duydu; ona doğru döndü, uzun boy Benzetmiş olacaksımz!. Ben sisın?. Iu, iri yapılı bîr adam: zinle ilk defa olarak teşerrüf edi Benim senden istediğbn fena Ben sizin yerinizde olsam so yorum!.. bir şey değil ki.. Gene senin iyili kak ortalanndan cara kırıklan top Hayır, hayır.. Bundan bir saat ğin için söylüyorum. Hem açıktan Iıyacağima gidip evimde rahat ra evvel Kurtuluş'ta Faik Izzetle ko para kazanacaksm, hem de hapisa hat yatar, uyurdum!. nuşuyordunuz. Siz otomobilde idi * nelerde çürümekten kurtulacaksın. Diyordu. niz, o da kaldmmm kenannda, ayakDediğimi yapmazsan, asıl o zaman Cevat Rıza, iki kişinin orta yerin ta duruyordu!. basını en büyük belâya sokacak de k\'rnamak için şöyle biraz yana Maşallah, sîz de bizi gözetli tm!.. doğru çekildi: yordunuz, demek?. O sırada, bulutların arasından Sen de bu geminin tayfalann Ne yapayım, merak!.. Oldum kurtulan aym ışığı, ortalığı aydındansın galiba!... bittim, ben bu meraktan kurtula lattı. Rıhtımın üzerinde bir kaç par Ben tayfa filân değilim ama madım!.. ça cam kınğı panldadı. Cevat Rıza siz «Şarlok Holmes» e yamaklık et Kurtulursunuz, beyefendi.. Bunbrraz iğildi. Bunlar, bir saat camınm meğe özenen Cevat Rıza Bey ola dan sonra bir daha kimsenin işine parçalarmı andırıyordu. Belki de caksınız sanırım!.. karıştnağa tövbe bile edersiniz!. bir tek gözlüğün kırıklan idi: İyi bildiniz!.. Artık açıkça ko ... Gene bir kere daha sizi Ye Artık hiç şüphe kalmadı, diye nuşahm: Perihan'la Haşmet'i bırakşilköy'de görmüştüm; Hikmet Be •Sylendi. Bu cam kırıklannı polise mak için ne istiyorsunuz ? yin köşkünde.. Sizi tanımiyanlar çe Macera romant Nakleden: KEMAL RAGIP Gizli Eller