17 Nisan 1°33 "Camhartvet MİLLÎ KÜLTÜR SAHÎFESİ Türkler ve Türk dili Şimali şarkî Bulgaristan'da dan daha kat'î bir delü olamaz. Ancak [*3 bugünkü malumatımız, bu münasebet Kowalski, Deliorman Türk'lerinkı lehçesile Gagavuz lehçesi arasında esas lerin zamanını ve tarihini doğru olarak tesbit ve tayin için kâfi değildir. Tıpkı lı bir mukayese yaptıktan sonra, bunlar Köpriilüzade bunun gibi, Anadolu'nun Şimalişarkî arasmda bazı farklar bulunduğunu, ve Mehmet Fuat bundan dolayı bu iki lehçeyi birbirine lehçelerinde de, Karadeniz yukaruın çok yakın iki ayn lehçe saymak icap etdaki Türk dillerinin tesiri göze çarp tiğini söylüyor. Acaba bu aynbklann maktadır. Bundan da anlasılıyor ki Kasebebi nedir? Kovvalski bunu baslıca radeniz memleketlerinin şark ve garp iki sebebe irca ediyor: ( 1 ) Osmanlı esahalan, simâl ve cenup Türk unsur Festschrift georg jacob, He debî dilinin tesiri altında Deliorman larının birbirile kanştığı sahalardır. rausgegeben von Theodor MenTiirk'lerinin lehçesindeki bazı eski şe 4 Türkolojinin bugünkü vaziye • zel, Otto Harrassowitz, Leipzig killer değistiği, ortadan kalkhğı halde, Görülüyor ki, bu eser, millî kültütine ve bugünkü ilmî usullere göre, yalbu tesir altında kalmıyan Gagavuz'larrümüzle yakından bağlı bir çok kry 1932. nız dil tetkiklerine dayanarak Delior da onlar devam edilmiştir; ( 2 ) bu lehmetli tetkiklerle doludur. Bu cildin topman Türk'Ierile Gagavuz'lann mensei çelerde ikinci derecede bazı ayn vasıflanmasında ve neşrinde büyük gayret Almanya'nm meshakkında kat'î bir fikir yürütmek kabil lar vardn ki onlar da belki coğraft muve muvaffakiyet gösteren profesör hur müsteşriklerindeğildir. Ancak, bir taraftan dil bilgi hitin tesirile izah olunabilir. Menzel'i tebrik etmek ve gençlerimize den Profesör Yasmin, diğer taraftan tarihin ve estno Bu sebeplerin ikisi de, Gagavuz'lann bu kıymetli cildi tavsiye etmek vazifekob'un yetmiş ya ğrafyannı bize verdiği malumattan çı dm ve medeniyet itibarile hıristiyan mizdir. şına ermiş olmasl kanlacak neticeleri birbirile uzlastıra • âlemine mensup olmalan sebebile sair K. M. F. vesilesile, dostlarf rak, az çok hakikate yaklasacak bazı ihTürk'lerden ve Türk âliminden manen ve eski talebesi otimaller üeri süriilebilir. Tuna Türkçesiuzak kalmif olmasmdan üeri geliyor. nun namına güzel nin hususî karakteri, bize, bu Türk'lerin, Sair Türk'lerden manen uzak kalan bu bir cilt ithaf etti Osmanh'Urm Balkan'Iara hâkim ol Gagavuz'Iar, »ırf bu sebeple, Türk edeler. Avrupa'da belmalanndan sonra Küçük Asya'dan geçbî dilinin tesirinden büsbütün dısanda li baflı âlimlere mis muhacir Türk'lerin bakiyesinden kalarak dillerinin eski iptidaî saflığmı karşı beslenen hüribaret olmadığını açıkça göstermekte muhafaza edebtlmislerdir; fakat diğer met ve şiikranı gösDeyiş taraftan da, hristiyan olmak sebebile, dir. Gagavuz'lann müslüman değil hıtermek için, bu gibi Nazh yarim mağrrur olma hüsnilne tslâv, Rumen, Rum dillerinin tesiri alristiyan olmalan, bunlan Osmanlı devciltler çıkarmak, cid Profesör Jakob Bu güzellik baki kalmaz bilmis ol tmda kalmtşlardır; bu yabancı tesirler, rinde Anadolu'dan geünis muhacirler den güzel bir an'anedir. Meşhur kitapçı Kem nazarla bakma srrin dostuna Gagavuz lehçesine yalnız bir takım kegibi telâkki etmemize imkân bırakmı Harasoviç tarafından ahiren neşredi Aşıklrdan kemlüc gclmez bilmiş ol iimeler vermekle kalmamif, fonetik, yor; Deliorman Türk'lerine gelince, len bu 400 sahifelik büyük cilt, iste o morfoloji ve sentaks itibarile de ken • bunlann da lehçe itibarile Gagavuz'lara an'anenin mahsullerindendir. Kiel Dadini göstermistir. Alem harap olsa geçmezem senden pek yakuı olduklannı düşünürsek, bunrülfünunu müderrisi iken, yas haddini Kowalski bu teshlerin Gagavuz leh Daim ümk kesmem nazlı güzelden lan da Osmanlı devrinde buralara hicdoldurduğu için kanunen tekaüt olan Aşık olmak ayıp değil ezelden çesinde vücude getirdiği aynbklan ayn ret etmis Anadolu Türk'lerinin bakiyesi bu büyük âlim, ilim yolundaki faaliyeÂşikin ağladan gülmez bilmiş ol •yn misallerle izah ediyor ki, burada olarak kabul etmek imkânı kalmaz. tine hâlâ büyük bir kudretle devam etonlan nzun uzun tekrara lüzum gör • mektedir tşte bu tebeplerden dolayı, gerek müyoruz. Yalnız su kadar aöyliyelim ki, Kerem kıl ümitle geldim guyıma Gagavuz'lan gerek Deliorman Türk' • Gagavuz lehçesindeki bu yabancı tesirÇok geniş malumata malık olan, muhMail oldum senin servi boyuna lerini, muhtelif zamanlarda vaki olmuş lerden bazılarmm Deliorman Türk lehtelif mevzulara ait çok kıymetli eser Arzı hal edeyim hâkipayine üç ayn muhaceretin birbiri üzerine yığçesinde, ve cihnle tertibindeki nadir baGönül sensiz karar kılmaz bilmiş ol ler bırakan Profesör Yakob, Türk taridığı muhtelif tabakalardan mürekkep n hallerin de garbî KarajH türkçesile, hinin muhtelif şubelerile de mesgul olkaruuk bk zümre addetmek zaruridir. eski zamanlarda Polonya'da yerlesmis muş, ve millî kültürümüzle alâkalı bir Bana muhabbetm yok hniş bildim İlk yani en eski tabakayı teskil edenler, Ermem'lerm türkçesinde umumiyetle çok meseleler hakkında esaslı tetkikler Gayri âşıklann çok imiş bildim şimal Türk zümrelerine mensup ve Kabulunduğunu Kowalski tesbrt ediyor. vücude getirmistir. Var sevdiğim seni Allaha saidım radeniz yukarumdan gelmi» bîr Türk Onun fikrine göre, Deliorman türkçe • Bektaşilik tarihi hakkında Avrupa'da Benim ahım yerde kalmaz bilmiş ol kavminin bakiyeleridir; tkinci tabaka, sinde tslâv tesiri çok daha mahdut olup, yapılan ilk ciddî tetkikleri ona borçlu daha OsmanlıTar Rumeli'ye geçmezdenl bilhassa islavcadan ahnmıs bazı sözlere olduğumuz gibi, Karagöz oyununun taevvel, buraya gelmis cenubî Türk zümBir gün ola sen de kendin bHesin tnünhasır kalmıştır. rihi hakkında simdiye kadar yazılmıs en relerine mensup bir Türk subesinin baHasret buca&mda zan kılasın Bu yabancı tesirleri bir tarafa bıra • kiyelerinden tesekkül etmiştir; üçüncü. kıymetli eserler de onun kaleminden Aşıka ittügün bir bir bulasın karak, yalnız Türk diline has olan leh çıkmıştır. Gölge tiyatrosunun Uzak Şarktabaka ise, Osmanh hâkimiyeti dev • Bu dünya böylece durmaz bilmiş ol çe ayrılıklan meselesine gelince, bu aytan başhyarak Garbî Avrupa'ya kadar rinde buraya hicret edip yerlesmis A nlıklara Balkan yarun adası dtsmdaki nadolu Türk'Ierile, esasen Türk olma dünyanın muhtelif sahalannda geçirTürkü Türk sahalarından hangilerinde tesadüf diği safhalan ve o arada Türk Karayıp sonradan Türklesmis bir zümreden Uyandım bülbül sesina edildiğini aramak çok mühim neticeler terekküp etmektedir. Cenup Türk'lerine. göz oyununu en genis ve en derin suMail oldum şivesine verebilir; ve belki de bu hususiyetlerin rette araştınp meydana çıkaran odur. mensup olan ikinci tabaka, üçüncü ta Cananımın sevdasına mensei meselesini aydmlatabflecek bafyV^'n da iltihakile kuvvetlenerek, en. Osmanlı tarihine, Türk halk edebiya Hezaran bülbül dolcnur B neticelere varmak kabil olur. Bu hutına ait bir çok eserler de yazmıs olan eski tabakayı ekalliyette bırakmış ve bu susta bazı karsılastırmalar yapan Ko bu büyük âlim, Almanya'da Türk'lüğe halitanm dilini «Cenup Türkçeleri zümwalski, Deliorman ve Gagavuz lehçe Deryalajda olur mahi ait tetkiklerin inkişafında da çok müresinden sayıknasını icap edecek» bir lesindeki bir takım hususiyetlerin bu AşıkW hep çeker âhı essir olmus, Türkiyat sahasında tanınşekle •okmuftur. günkü şimâl Türk lehçelerinde bulunAman vallahi billâhi Gagavus'larla Deliorman TünVlerinin mıs değedi âlimler yetiştirmis, Türkische duğunu ve binaenaleyb bunlann şimal CHişmanlar sana dolanur Bibliothek ismi altında bir külliyat çıesasen Şimal Türk'leri grupuna mensup lehçeleri menseinden geldiğini söyKi • karmakla da mühim hizmetlerde bulunzümreler olup, ancak Osmanlı'larm yor. Deliorman ve Gagavuz lehçelerinin muştur. Fakat hemen şunu da ilâve eGel gidelim bizim bağa Balkan'Iara hâkim olmasından sonra morfolojisi itibarile en mühim bir nokdelim ki, Yakob'un ilmî faaliyet sahaGül aşlıyalım budağa «dillerinin şknal zümresine mahsus kata olan istimrari hâl sıygasmda da gene sı yalnız Türkolojiye münhasır değildir; Kolkola dudak dudağa rakterleri değiftirdiği» hakkmdaki id Şimartşarkî Türk lehçelerile münasebet Zülüfler ruhsara dolanur dia, çok hafîf bir ihtimaldir. Çünkü, eğer Arap edebiyatındaki derin vükufundan göze çarpıyor. Adakale Tiirk'lerinin lehbaşka, umumî medeniyet tarihini alâba raraziye doğru olsaydı, bunlann d3* çesi de bazı cihetlerce Şimatisarkî Bulkadar eden bir çok meseleler hakkında Canım ben sensiz olamam lerinde Şimal Türkçesine ait hususiyetgaristan Türk lehçelerile alâkalı görün da esaslı neşriyat yapmış, ve geniş, deOlursam da hiç gületnem lerin simdikmden çok daha fazla olması mektedir. Gagavuz Iehçesinin bazı hurin bilgiaile ilim dünyasında haklı bir Arayıp semtm bulamam icap ederdL Halbuki, yuka iki izehattanf sraiyetlerinde Kıpçak lehçelerine mahsöhret kazanmıştır. Gayri senden yol dolanur da anlasılacağı veçhile, Cenup Türk lehsus vasıflan bulmak kabildir. Delior • Işte bu büyük alimin namına çıkançelerine ait karakterlerm yanmda,fimal man lehçesinde bunlar daha mahdut • lan ciltteki makalelerin bir kısmı doğruKoşma lehçelerine mahsus karakterler Gaga • tur. Fakat bu son lehçe hakkmdaki tetdan doğruya millî kültürümüzü alâkaGel ağlatma bendeni lutfet şahım vuz ve Deliorman lehçelerinde çok kikler Oerledikçe ve bu hususta daha dar ediyor. Cildin başında, eski PrusCiğer deHk delik bağnm yanıktır mahduttur. sengkı malzeme elde edildikçe, belki ya Maarif Nazm ve Berlin Darülfünunu Kıyma banfet aman lutfet sultanım Gagavuz'lann hıristiyanlığı, hiç füpbu mahdut zannedilen seylerin de daprofesörü merhum C. H. Becker onun Smem delik delik bağnm yanıktır. hesiz, Tuna yukansından inen ilk Ubaba mebzul nisbette bulunduğu anlasıilmî şahsiyetini tahlil ve izah eden mükadan kalmis bir bakiyedir.; Deliorman lacaktar. him bir makale yazrmştır. Sonra W. Türk'lerinin müslümanlığı ise ikinci ve Yavrucağım kuzum derde dermanım *•• Björkman'ın 1800 de Türk lsveç müüçüncü tabakalan teskil eden Cenubî Nuru dide canun ruhu revanım Kowalski Şinudisarkî Bulgaristan nasebatı hakkında bir tetkiki vardır. Türk zümrelerinden kalmışbr. Esasen Gel gör ahvalimi gel gör sultanım Türk'leri ve onlann dilleri hakktnda, Ondan sonra Profesör F. Gise'nin RaŞimalişarkî Bulgaristan Türk'lerinnt Sinem delik delik bağnm yamktır hulâsaten naklettiğimiz bu izahatı ver guza (bizim eski tarihimizdeki Dubrovmensei ve ne gibi tabakalardan mü dikten sonra, bütün bu tetkiklerden çtnik) Arşivlerindeki Türk vesikalan hakrekkep olduğu meselesi, daha umumî Zebun etti beni şöyle o zaJim kan bashca neticeieri de su suretle teskmdaki makalesi geliyor. bir meselenin, yani bütün Balkan mem Zerre denlü nutka yoktur mecalim bh ediyor: Rus türkiyatçısı W. Gordlevski'nin Ieketlerindeki Türk unsurlannın mensei Sözleri anlanmaz bilmez ahvaliım 1 Deliorman ve civanndaki saha ve tesekkül tabakalan hakkmdaki büyük hoca Ahmedi Yesevi hakkmdaki ma Smem delik delik bağnm yanıktır larda oturan Türk'lerin lehçesi, bugün kalesi, dikkate şayandır. Profesör R. meselenin bir parçasıdır. Makedonya en kesif bir sekilde Besarabya'da ya • Hartmann'ın Ergenekon hakkmdaki Türk'leri ve Türk lehçeleri meselesi de Atesd aşk ile ciğeT püryare şamakta olan Gagavuz'lann lehçesile makalesi de, millî kültürle mesgul olanbu hususta gayet mühim fakat simdiye FiTkat bıçağile dü pare pare büyük bir yakın'ık göstermektedir. Alar için gayet ehemmiyetlidir. H. Jenkadar çok az öğrenilmis bir sahadnr. tsAman dostlar aman aman bir çare radaki bazı küçük, ehemmiyetsiz farklate, gerek dilciler gerek etnoğraflar için, sen'in Türk devrine ait Macar vesi Ciğer delik delik bağnm yanıktiT. ra rağmen, bu iki lehçeyi bir tek zümre Balkan Türk'leri ve Türk lehçeleri gakaları hakkmdaki makalesi de Osmanlı saymak ve buna Tuna türkçesi adını yet merakh bir tetkik mevzuu teskil ettarihile uğraşanlar için dikkate şayanTürkü vermek kabildir. mektedir ki, yalnız Türkoloji noktasındır. Profesör P. Kahle, Abbasî halifesi Dilerrm hudadan benim yarimin 2 Tuna türkçesi, muhtelif Osmandan değfl, umumiyetle Balkan tarihi ve Nasır'm fütuvvet meslekindeki rolünü ZevaJ ergörmesün hüsnü gülüne h • Türk lehçelerfnden biridir ki, onun etnoğrafyası noktasmdan da büyük bir tetkik ediyor. Profesör Kowalski Şimalî Gönlümün hünkân gülizanmm sahasmı tahdit etmek diğerlerinden daehemmiyet arzediyor. Kowalski Balkan lî Bulgaristan Türk'lerine ait bir ta Canım feda olsun bülbül diline ha kolaydır. «Gagavuz dili» ıstılahı da Türk'lerinin yıldan yıla azalmakta ol • kım bilmeceleri, simdiye kadar bu hu«Osmanlı dili» tabiri gibi makul bir seduklannı kaydederek, Balkan millet austa yapılmış tetkikleri gösteren bir başMüştak iken visalinıe ermeğe bebe istinat etmemektedir; çünkii GaIerine mensup müstakbel türkiyatçılan langıçla beraber neşrediyor. Profesor Merhaba eyleyüp gülün drrmeğe gavuzca, Osmanlı Iehçesinin muhtelif bu mühim mevzu üzerirfle çalısmağa Menzel'in makalesi, muhtelif tarikatlere Cellâd sıfat Âşıklann kırmağa subelerinden biridir. (Kowalski Osmantesvik ediyor. Ve kıymetli tetkikini bu mahsus taçlar hakkında yapılmış güzel Hançerin takmmış mce beline h tabirini tamamfle rmgıristicrue bir matemenni ile bitiriyor. bir tetkiktir. Tevbe meselesini tetkik enada kullandığmı, ve bununla aslâ taAziz meslektasımızm bu dileğine is • den Profesör J. Nemeth î 5 inci asır baCemi olsa geda yohsul bir yere rihî ve siyasî bir mana kastetmediğini taak etmemek k«bil değildir. Biz, tarih şındaki Türk şairlerinden «tbni Hatib» Melek sanır her kim cemalin göre bilhassa tasrih etmektedir). ve dil Oe uğrasan ve uğrasmak istiyen in «Ferahnâmo atlı kitabmdan bazı Padisah olmağa cümle dilbeTe 3 Tuna türkçesi, eski Şimal Türkgençlerimiz için bu meselelerin de ne parçalar neşrediyor. Profesör O. Rescher Be atmı vermis huda eline çesinin bazı tesirlerini, iylerini hâlâ sakmühim birer tetkik mevzuu olduğunu, ve Arap ve Türk edebiyatındaki sinbolik lamaktadır. Bu lehçe ile. Karadeniz yuBalkan'Iardan hicret ederek bugünkü lisandan bahsediyor. Profesör J. Rypka Cihanda okuyan elif ile bay kansındaki Türk dilleri arasmda mü Türkiye topraklannda yerlesmis RumeKınm Hanlığı tarihine ait bazı resmî vesiYanîarında malumdur kem ile bay nasebetler bulunduğunu isbat için bunli'li Türk kardeslerünizden dil ve etnoğkalar hakkında mühim izahat veriyor. Ol yeşil donlu melektir zati ay rafya malzemesi toplamanın kolaylığmı Profesör Samojloviç 1417 inci asır [•] Mdkalenin ilk ktstmlan 3 ve 10 Sultan götürsünler Mısnr eline ı işaret etmekten kendrmizi alamıyoruz. larda Kınmda ancılık hakkında bir nisan tarihii nüshdlanmızdadvr. Profesör Kowaski'nin bu değerü tetküd münasebetile, Balkan Türk'lerine ah bazı tarih meseleleri hakkmdaki düsüncelerimizi söylemek isterdik. Fakat üç haftadanberi devam eden bu yazıyı daha fazla uzatmamak için, bunu ileride baska bir fırsata bırakıyoruz. Son söz olarak, kıymetli arkadasımızın ileri sürdüğü neticelere esas itibarile istirak ettiğimizi söyh'yelim. Yeni kitaplar tetkik yapıyor. Fütuvvet meselesi hakkında profesörJ\ Taeschner ile J. Schacht in makaleleri, doğrudan doğruya de ğilse bile dolayısile içtimaî tarihimizi alâkadar edecek mahiyettedir. Profe sör R. Tschudi Kanunî Süleyman'm birinci Ferdinand'a Bağdat'tan gönderdiği bir mektubu neşrediyor. Doktor P. Wittek'in Ortazamanda Ankara atlı makalesi, isminden de kolayca anlasılacağı gibi, bizi çok alâkadar eden bu mes'ele hakkında simdiye kadar yazılmış en güzel bir tetkiktir. Profesör K. Wulginger'in makalesi Istanbul'un tarihî topoğrafyası için gayet mühimdir. Kitabın sonunda profesör Yakob'un 18861932 seneleri arasında neşretmiş olduğu kitap ve makalelerin tam bir cetveli vardır. Dobruca'da Oğuz Türk'lerinin mer kezd olan Kali Akra sehrînrâ kaTesi Bu resim bundan bir asır kadar evvel bir Fransız ressamı tarafından yapümıçtır Halk edebiyatı Dobruca'da Oguz'lar 13 üncü anrda Anadolu'dan muhtelif tarihî sebeplerle Rumeli'ye geçen ve bugünkü Dobruca'da yerleşen Oğuz'lar hakkında bizim tarih ki taplanmızda hemen hiç bir şeye tetadüf edilmez. Halbuki Yazıct oğlunun ikinci Murat namına yazdığı Selçuknarne'de bu hususta biraz malumat vardır; son zamanlarda yalnız Hayrullah Efendi tarihinde • Selçuknameden istifade edilerek buna dair bazı şeyler yazılmıaıa da, onlar da çok kansıktır. Halbuki da. ha 16 mcı asır sonlarında meşhur Osmanlt sehnamecisi Sey'rt Lokman, gene Selçuhnameden almak suretile bu hususta küçük bir risale yazmıstt. Astl yazma nüshası Viyana kütüpanesinde bulunan bu riaale, 1854. te Dr. Wilh. Lagus tarafından Helsingfors'ta lâtince tercümesi Ve bazı şerhlerle beraber basttrtlmışttr Son zamanlarda, Bizans tarihile uğraşan bazı Balkan âlimleri .ba Dobruca Oğuz'lart hakkında tetkikatta bulunmağa basladılar. Bizantinistlerin Atina'daki üçüncü bey * nelmilel kongrelerinde Yorgi Balasçef bu mesele hakkında bir tetkik okudu ki, bu tetkik 1930 da Sofya'da «tmparator sekizinci Mihail Paleotogos ve onun yardımile Kara deniz'in garp kıytsında kurulan Oğuz devleti» ünvanlı bir risale halin. de neşredilmiştir. Şa son senelerde Balkan tarihile uğrasan bir çok âlimler, 13 • 14 üncü astrlarda daha Osman'lılar Rumeli'ye geçmeden evvelki Balkan vaziyetini lâyıkile anhyabilmek için, Cengiz çocuklannm kurduğu Altınordu Türk tmparatorluğu tarihini tetkik lâzım geldiğini pek iyi anladılar. Bizans tarihinin en büyük mütehasstslartndan Rus âlimi meşhur Uspenski, uzun ömrünün son senelerinde bilhassa Altınordu tarihile mesgul olmağa başladı ve bu husus. ta epeyce neşriyat yaptu düp muaraza ve münazaa zahirvn muhabbet ve meveddete ve uhuv vete tebdil olundu, lâkin bizim zm mirimiz Muineddin Pervane'nim hî* Iesinden gafil değildir. Eğer hftlâ düsmanlar kaydi def i için biz bir kere dahi Han hizmetine azimei kılursavuz (kılarsak) binihayvt masJahaıtttr! Dedi. Sahip Fahrettm bu reyi *aip göVdü, ve ermegan ve pifk«fler rm cevahirler ve murassa altradan bezn aJâtı ve esgiin ve gürbüz atlar v« katırlar tertibin* mesgul oldu. Şöyle ki az zamanda cümle hazrr v* müheyya olundu. Çün feragatle teveccüh muhakkak oldu, Sultanın •eraperde ve dehlizlertni kurdular ve müneccimler ihtiyarî birie ( ile) Sultan azimet buyurdu. Çün Moğol çerisî (aslceri) ve Sul~ tan Rüknettin ve Muiö6rtin Pervane Aksaray'a iristiler. Anlarm diifmanlık veçhile geJdüklerini Sultan tzzettin kulağına iristirdiler. Bu vak'a * dan mütehayyir olup kendü halinde muztar ve biçare kaldı ki günahsız bunun gibi çeri gönderdiklerine se bep noldu ola? deyü. Sahib Fahrettin'i mukaddema bu hali maluzn et mek için istikbale göndenfi ve kendüsü hezimet azimetme müstak oldu ve yük ve eskal ve ahmatini mahfeler üzermde koyup hazır durdu ve habere muntazır oldu. 1314 üncü asırlarda 1718 inci asırardan Andan sonra işhti ki Çün Sahib Fahrettin anlara rifti, vezareti ana mukarrer edip gerek ve gerekünez ihtiyarsız anı anda abkodular, ve Moğol Sultan tzzettin'in cam kastine cazim olmuslardır, ve yakın geldiler deyu Sultan Izzettin filhal nö~ ker (usaklan, maiyyeti halkı) ve ehlü ayali birle Antalya'ya azmetti. İki günden sonra Çün Moğol çerisi ve Sultan Rüknettin iristiler, Sultanın baki kalan esbab ve tavarini Han için tasarruf kıldüar, ve her ne ki hazanede mevcut idi mevkuf kodu lar. Aana değin ki Nokâl Bahşi ve M. P. Nikov, Bartianu gibi Bal Bahaettin Şahinsah Han hizmetinkan âlimleri mühim makaleler ne» den ol mal talebine geldiler, aa rettiler. Bratyanu'nun pek doğru olara teslim ettiler, ve Alicak Akfehir larak söylediği gibi, Balkan'lar ve Vüâyetinde Karaöyük köyünde ve Tuna memleketleri için kat'î bir eSultan Rüknettin Altrotaş kovünde hemmiyeti olan 14 üncü asrın ilk ya • kısladılar; ve Moğol çerisi her tarafı rtsıntn tarihini anlamak, ancak Alseğirdim ederlerdi. AH BehadHn* Sivtvnordu tmparatorluğunun ve şube rihisar'da hayli çeri cemetmisti ve lerinin tarihini anlamakla kabil odrlerdi ki Moğol çerisine ve Sultan lacaktır. Rüknettin'e sephun (gece baskım) Biz, millî tarihimizin simdiye kaeyliye. Gece kulavuz yolu yavukladi dar çok az bilinen bu mühim devir(kaybetti, şaşırdı), çün ertesi oldu, leri hakkında, ileride, fırsat buldukSultan Rüknettin buyurdu ki Moğol ça bazı şeyler yazacağız. Şimdilik çerisi ile ana sataşu geldiler, ve idu 13 üncü asırda Oğuz'lann Dobrucaçeriye (büyük ordu, kuvvei küHiye) ya yerleşmeleri meselesi hakkında, haber ettiler, kati çok savaş ettâer; yukarıda bahsettiğimiz Seyit Lok ' Ali Behadur kaçmağa yüz tuttu ve man'ın risalesinden bu meseleye ait Üç arafına (hudut tarafma) düstü. en mühim parçaları verdiği tarihi Çün Sultan îzzetin Keykâvus ol malumata dokunmıyacak pek ehemhaberi işitti, is hayra dörunekten ümiyetsiz bazı tadilterle neşredecemidi kesildi. Kendisi Fasiliyos (Ba* ğiz. Bu suretle hem tarihimizi meçhul bir safhası hakkında biraz müp zileus, Kayser, imparator) katine (canibine, tarafına) ilâmı hâl edip hem de olsa bir fikir vermek, hem ve bir yurt talebine adam göndenfi. de 16 ınct asır sonlarında edebî AFasiliyos şöyle ki padisahların ka nadolu türkçesinden bir ö'rnek gö'sdim âdetidir, ehlen ve sehlen ve mer termek istiyoruz.~\ haben dedi. Sultan tzzettin'in hazır *** ettürdüğü kadirgalara (gemilere) Çün Sultan Izzettin (Selçuk Sul girip, Antalya'dan etfal ve ayal ve tanı) Hülagu Han hizmetinden müvalidesile Fasiliyos katine Istan racaat kı!rfı (geri döndii) ve bir müd bul'a gitti. Fasiliyos anın ikram ve det seferler meşakkatinden ki anın taziminde gayet mübalâğa kıldı; ve viicudü ana mutat değildi (ahsık de kendüye ve etbaına çokluk tekellüf ğüdi), bir nice zaJnan istirahat buletti. Ve ulu konukluklar krlup çok du. Bir aiin *ahip Fahrettin ile memnimetler döktü, ve bahşişler verrfi. leket ve devUt J*abında J»m»urıar Şöyle ki naz ve nimet ve rahate dı. Ve Sultan Izzettin sahip Fah müsağrak olup vatanlann unuttular. rettin'e eydüır: Her gün ayş ve işrete mesgul oldular Biz ftimdi Sultan Rükneddin ile (Bitmedi) ki sulbî kardesimizdir, müsalâha e