4 Nisan 5 O N TELG RAFLAD Bana kaıırsa Gençlik nedir? ANKARA \ Lehistan'da asabiyet Almanya'daki boykot infial uyandırdı, nümayişler yapıldı, Alman sefiri protestoda bulundu « Boykot hareketme çarşamba giiVarşova 3 ( A . A . ) Yann ticaret j BÜ tekrar başlanacağuu ve devam ediâlemine mensup yahudiler mümessille • leceğini aklıra kesroiyor. Bu milyonlarrinden mürekkep bir konferans, Alman c« Alman'a çok müessif görünecektir. mallanna karşı boykotaj yapılmatı için Fakat, böyle olmasına rağmen, disiplihazırhklarda bulunmağa batlıyacaktır. ne uymak lâzımdır.» Yahudi tacirler cemiyeti, Alman haBerlin 3 ( A . A . ) Siyasî mehafilde hudilerinin müdafaası maktadile pro Prusya adliye nazın M. Kerrl'in yahu paganda yapılmak üzere bir sermaye dilerden noter olmak hakkmı kaldıran viicude getirmeğe karar vermişlerdir. bir emirname neşretmek tasavvurunda Alman elçisinin protestotu olduğu söylenmektedir. Varşova 3 ( A . A . ) Varşova'daki Amerika'ya hitap eden bir nutuk Alman sefareti Berlin gazetelerinin VarBerlin 3 (A.A.) Büyük Amerikan şova muhabiri vasıtatile Varşova yamecmualannın Berlin muhabiri olan Alhudi matbuan sindikasma müracaat eman yahudisi Privin, dün akşam radyo derek Almanya'da yapılmakta olduğu ile Amerika'ya söylediği bir nuhıkta (öylenen yahudi aleyhtarlığı dolayuil* demiştir ki: yapılan hücumları ve buna dair neşri«t Almanya'da her gün zujfımler yatı protesto etmiş ve bu gibi hareketyapılmakta olduğuna dair bazı ecnebi Ierm boykotajın şiddetlendirilmetine segazetelerinin ilk yazılannı okuduğumuz bebiyet vereceğini bildirmiştir. zaman güldük. Fakat bu haberlerin cidLehistan'da talebe nümayifleri dî telâkki edilmekte olduğunu gördü ğümüz valcit infial duyduk. Aranızda Katovice 3 ( A . A . ) Talebe, gazete Almanya'yı bilen ve tanıyanlar çoksatan dükkânlardaki biitiin almanca gatnr. Bu haberlerin ancak yalan ve zete vc mecmualan «lıp pazar meydaiftira olabüeceğini anlamalan lâzımdır. nında yaknuflardır. Almanva'da bir ihtilâl geçirdik. Fakat Polis, Alman konsoloshanesi önün • kan dükiilmeksizin yapılan bu ihtilâl ile de yapılması mukarrer olan niimayişi 1918 ihtilâli arasmda ne kadar büyük menetmiştir. bir fark vardır. 1918 ihtilâlinde sokakTalebenin yapmış olduğu bir toplanlarda toplar, tanklar, alev makmeleri tuun nihayetinde nasyonal demokrat tave mitralvözler gezdirildi ve cepheden lebe ile hiikumet fırkasına taraftar tadönen ackerler yuhalarla kartılandı, lebe arasmda bir arbede çıkmıştır. dövüldü ve bir çok defalar da öldürülGençler lejyonu kumandanı, ağır sudü. Fakat bugtin her türlü kevfî harerette yaralanmıştır. Polw, sükunu iade ketleri şiddetle cezalandtran bir hükuetmiştir. met sayesinde sükun ve intizam mevcutAlman gazeteleri memnu tur. Şayet bugün sözde milliyetçiler aize Varşova 3 ( A . A . ) GazeteİMin gelirde Almanya'nın tethiş masallannı R'ga'dan istihhanna göre Letonya hüokurlarsa, seyr'/ tlerinizde tanıdığnuz kumeti, bütün Alman gazetelerinin LeAlmanya'yı hatırlayınız. O Almanya tonya dahilinde satılmasını ve dağıtılbufi'ün de hiç değişmemiştir. masmı menetmiştir. Yurtta vergi politikası İHEM Vergi nisbetlerimiz ve son şikâyetlerin manası (gayrisafi kazanclarından) : 3,000 Liraya kadar % 7 5,000 lira % 7,4 10,000 lira % 7,7 20,000 lira % 8,8 50.000 llra %10,7 Yukarıki nisbetler bugün tatbik edilmekte olan kazanç kanunile diğer vergi kanunlarına göredir. Yeni kazanç vergisi liyihası ile hem hiz met erbabının, hem de seroest meslek erbabının vergileri, bu meyan da doktorların, avukatlann vergi leri çok indirilmiştir. Vaziyet böyle olunca gösterilen telâşm yersiz ol duğu kendiliğinden anlaşılır. Hele yukanda yaphğımız gibi muhtelif iş ve meslek zümrelerinin vergileri birbirine nisbet edilince en az vergi yükü altında olanlann şikâyetleri hazin bir kendini düsünürlük olur. Bu demektir ki bazı vatandaslar vergiyi yanlış anlıyorlar. Halbuki devlet vergiyi israf için almıyor. Milletin hayatî ihtiyaclan için alıyor. Vergi, yaşadığımız de virde, artık «vatandaşm amme hizmetleri masraflanna iştiraki hisse si> diye tarif edîlemez. Amme isleri hukuk manasında değişmemiş olsalar bîle madde itibarile çok değiş miş, çok genişlemişlerdtr. Artık camianın emniyeti yalnız harp zamanlarında kan v« mal fedakârlıklarile korunabilir olmaktan çıkmıştır. Modern camianın menfaatleri her gün bin cepheden müstemirren mtidafaaya muhtaçtır. Harp sonu dünya smda devletin raali hibar ve kud reti, millî para, millî fabrika, tar 1*, yol, roektep ve vatandaşın sıh hat ve ijrl maişeti silâh kadar, hatta silâhtan üstlin birer emniyet unsu rudur. Devlet bütün bu millî varlık menfaatlerini korumak için elbette para istiyecektir. Vatandaşın verdiği vergi, tane değil, hizmet karşılığı değil, sigorta primi değil, camiaya karşı ödemeğe borçlu olduğu ve seve s*ve vermesi ieap eden bir borçtur. Verginhı asgarî haddi vatandaşın hissetmeksizin verebUeceği vergi haddi değil, bütün dünyada gö rüldüğü gibi muasır cemiyet yaşa yişının istediği asgarf şartlann hu dududur. Yeni Türkiye'nin v«rgi siyasetine bu görUş çerçevesind*en bakmak lâ zımdır. önümüzdeki bütçe müzakerele rinin bu hakikatleri bir daha ortaya koyacağım ümit ediyorua. ALİ SÜREYYA MEKTUPLARl: NAL1NA MIHINA Dün bunu kendi kendine soran Valâ Nurettin Bey arkadaşımız, gençliği yaşta değil, akıl gibi başta buldugvnu yazıyordu. Abdullah Cevdet'le beraber: Azmiro henüz yirmi beş yaşındadır; Bakma saçlarımda coşan aklara. Diyen ebedî gençler arasmda, ar kadafimızm saydığı Kâzım Nami, Emin Ali ve Sakallı Celâl Beylerden başka, Abdülhak Hâmit'ten Celâl Sahir'e kadar pek çok delikanlı ismi saymak mümkündür. Bu gençlik, yaşlılann tesellisi kabilinden raecazî bir şey olmakla beraber, gene doğrudur ki düşünen bir bas ve duyan bir kalp çok geç kocar. Kalemin beyni yıprattığuu söylerler. Hayır. Onun kadar mükemmel bir gençlik aşısı ve mürekkep kadar tesirli bir gençlik seromu yoktur: Yazan için de, okuyan için de. Bir çoklarunız okumayı ve yazmayı beyin için bir yol sanırız; halbuki en yorgun baş, yanm saatlik bir rafîtaleadan sonra içtndeki yükten kurtuhır ve bazan, bir dosta yazılan uzun mektup, bir makale, basunızi iyi uyvmmuş bir uykudan fazla dinlendirir. Genç kal manın sımnı bir takım yemek rejimlerinde veya sıhhî tedbirlerde bulan dokmükemmel rejim şudur: İki günde bir torlara bakmayınız. Beni dinleyiniz. En kitap okumak! Beyin taze kaldıkça msan kocamaı. İlk pnce onun iftahmı açınız ve gıdasını bol veriniz. Memleketimizde kütüpanelerin sayısı ahçı dükkânlan ve lokantalar kadar olursa vasatî omriimüz artacaktır. Delil ve misal: Avrupa. Düsünmekten değfl, icap ettigi kadar düşünmetnekten yorulan ve paslanan beyinlerin ilâcı okumalctır. Ebedî gençliği tencerede değil, kitapta bulacaksınız. Fakat geceleri uylra getirmek için okuyan kitap afyonkeşleri müsta»na. Çoğumuzu erken bunatan da bu kotü illettir. KHapIa uyuyan cehaletle kalkar. PEYAMİ SAFA fropaganda ! I Ankara 1 (Hususî) Bayram ertesi başlıyacak olan bütçe müza kerelerinin ehemmiyetli mevzula rından biri de vergi siyaseti olacaktır. İktısadî darlığın bütçe özerin deki tesirleri, her memlekette ol duğu gibi, bizde de hükumeti ve Meclisi vergi mes'eleleri üzerinde biraz fazla durtnağa mecbur etmiş tir. Meclis ekseriyetinin fırka gru pu halinde yaptığı müzakerelerden bir kaçının vergi mes'elelerine tah sis edildiği hatırlardadır. Bu müzakereler sırasında teşkiline karar verilen fırka malî komisyonunun gü nün her türlü ikiısat şartlanm ve Türk camiasının asgarî ihtiyaçlannı göz önünde tutaraJc uzun boylu tetkiklerde bulunduğunu da biliyoruz. Malf komUyon tetkiklerinde vergi siyasetimizîn bittabi ana hatları itibarile giiniin ihtiyaçlartna ve zarurctlerine uygun olduğu neticesi ne vaemıs, yalnız sayım vergîsi ile tuz resminin birer miktar indiril mesini lüzumlu görmüştür. Bütçe müzakereleri esnasında bu mes'elelerin tekrar bahse mevzu o lacağına şüphe yoktur. Ayni zamanda bir kısım vatandaşlann kazanç vergisi kanunu münasebetile son zamanlarda gösterdikleri garip telâşm da mevzuu bahsedilmesi çok muh temeldir. Kazanç kanunu dolayısile yapılan müracaatler arasmda öyle leri vardır ki memieket hesabına insanı derin Jerin dü»ündürecek bir zihniyetten nişan vermdctodir. Asıl şaşılacak şey, «aman, biz den çok vergi almaym!> diyen feryatlann diğer İş ve meslek zümre Ierine nlsbetle vergi vermege en çok kabiliyetll olanlardan gelmesidir. Bu vatandaslar acaba hakikaten çok mu vergi veriyorlar? Hesap ve mukayese bunun aksini söyliiyor. Şu rakam ve nisbetlere [*] göz gezdirelimt Tüccarî tefebbüslerin vergisi (safl kârdan): Yeni Alman hükumeti, bir yenilik yaparak kabinede bir propaganda neza reti tesis etti. Bu yenilikle Alman'lar, devrimizin propaganda devri olduğunu gayet iyi anladıklarmı isbat etmiş olu yorlar. Filvaki, daha Breslitovsk suüı kon • feransı esnasında, günlercc ve günleree solh müzakeresinden ziyade, bolsevidik •e komünistlSc propagandast yapmak •uretüe propagandaya ne kadar ehemmiyet verdik'ertni göstermis olan Sov yetier bfle, işi bir propaganda nezareti tesis etmek kadar fleri götürmemişlerdi. Alman'lar, kendilerine has olan intizam ve tesküâtçılık ruhu ile hemen propa • ganda işini de teşküâtlandırmışlar ve btr nezaret yapmulardir. Propaganda işlerinde Alman'lari* Rus'lann en başta olduklan nasıl mu • hakkak îse bizim de en sonda geldiği miz öylece şnphesizdir. TSrk'un kendi kendini metetmegi kosur te'âkJd «den mütevazı ruhu, pro • pagandaya v» reklâma bir türlü ısma mıyor olacak ki biz, bu işte daima yaya kalıyoruz. Halbuki asnmızda kendi keadini metetmek, ben şunu yaptım, ben bunu yaptım diye övünmek belki, zarif insanlarm toplandığı btr salonda fert ler için bir kusurdur ama, cemiyetlar v* milletler için hiç te öyle değildir. Zamanumzm telakküerine göre, bilâ • kis propaganda yapamamak ve rapmamak, bir an evvel tashihi l&znn gelen bir kusurdur. Alman'larm yaptığı gibi, propaganda, radyo, matbuat, sinema ve tiyatro müdiriyetlerine aynlımş beş şubeli kocaman bir nezaretten vaz geçtîk, fakat, her halde, propaganda işlerile meşgul o lacak bir müdiriyet teşkil etmeliyiz. Hele hariçte propagandaya, yapfağnmz bS* yük inkılâbı yenileşme ve garplılaşma hareketlcvini dünyanm en uzak köşele* rin* kadar büdinneğe ve yaymaga böyük ihfa'yacımız vardn1. Uraumî Harpte propaganda süâhınm aeısmı tatbktan sonra, akdlan baş larma gelmiş olaa Almaniardan ve Sovyet'lerden ibret almak vazifemîzdir. Kaçan yahudiler Varşova 3 ( A . A . ) Hususî btr tayyare Berlin'den kaçan iki yahudi yol • cuyu Olkusz yakmmda yere indiroıiştir. Bunlann yanmda valizleri vardı. Pilot, tekrar Almanya'ya dönmüstfir. Ychudi liderler tet çıkarmıyacak Nevyork 3 ( A . A . ) Amerika parlâmentosundaki yahudi liderler, hariciye nezarethun ricuı üzerine Almanya'da yahudilerm vaziyeti hakkmda şimdilik ses çıkarmamaea karar vermişlerdir. Bulgar Opera artistleri Mm. Konstansa Kirova iki konser verecek Bovhotaia devam edilecek mi? Münih 3 ( A . A . ) Volf ajansı bildirivor: Boykot merkez komitesi reisi M. Straser* yurt severler birliğinin verdiği bi r müs£merede söyledi&i nuhıkta de»•»»ııumıırnıaııll 5ar icin nümayiş Berlin 3 ( A . A . ) Nasyonal sosyaIist fırkası, pazar günü Duez Ponts'de Sar havzasının Almanya'ya rücuu lehmde büyük bir nümaviş yapacaktır. Bu nümayıse, âar'lı bir çok neyetler istirak edecektir. 'llllltllllHIIIIIIIIIIIIINIIIIIIimiimııııımıım. Bshamlı sirketlerde % 8 Diğer tesebbüslerde 5,000 LJcadar % 12 10,000 lira <% 13,5 > > 30,000 llra <% 16,7 % » 50,000 llra • 21,7 Büyükler ve çocuklarımız (Birinci sahlfeden mabatt) ridir.» Düyunu Umumiye maz nunlarının muhakemesi Ankara 3 (Telefonla) Bugün Ağırceza mahkeme»ind« diiyunu urnumive suiistimali maznunlarınm muhakemetîne baslandı. fstinabe Miretile tstanbul'dan bazı şahitlerm ifadelerinin ahnması içut muhakmne ayın yirmisine talik olundu. İngiltere hükumeti ve Moskova'daki hâdise Londra 3 (A.A.) Moskovn işini tetkike memur tâli komite, taat 11 de M. Makdonald'in nezdinde toplanmif br. Toplantıda Moskova sefiri Sir Ovey, Lord HaSsham, M. NeviUe Chambcr lain hazır bulunmuşlardır. Hizmet erbabmm vergisi; % 16.3 50 Uralık maaj ve ücretten 100 200 300 400 800 > > > > > %, 22 % 25,8 % 26,5 % 26,9 % 27,8 Çocuklara gösterilecek filimler tstanbul'daki lp«kçi kardeşler Himayeietfalin çocuk haftasının içind* tzmir'de Elhamra, tstanbul'da Me I«k, ve Elhamra sinemalannı mec • canen çocuklara tahsis etmiş aynca Himayeietfale çocuk haftasmda gösterilmek üzere dokuz tane terbiye v« fen filmini Himayeietfal emrin* v«rmiştir. Ankara'da v« diğer şehtrlerd« bu filimler çocuklara bedava gösterilccektir. Himayeietfal tpekçi kardeşUr» teşekkür etmektedir. Sayım vergisi: gayrlsafl degtri lradı vergi lrat kunıa kuruB njftbetl llra % 25 200 50 Getf V 2 % 19 Koyua 9' 0 370 S0 % 10 850 »0 İnek 612 90 Ökftı 1125 Serbest meslei erbabının vergisi [•] Ticaret erbabuun safl kârlarından alınan vergi niabetlert bea bin Urayı mütecaviz karlar içjn muhtelif nlsbetlerin tutan üıertnden vasati hesapla konmus tur. Memurların vergislnde kazanç, mü vazene ve buhran vergllerl dahUdlr. Ele alınan maaşlar ticaret mustahdemlninin maaşlarıdır. Sayım vergisl nisbetl hay vanlarm gayrlsafl gtllrine göre besap edllralştlr. Fakat bir çok yerlerde sütün iktısadî kıymeti yoktur. Esasen köylü hay vanlarının sutÜBÛ kendisl fcstlhlâk eder. Sayım vergisi daba ziyade hayvan kıy metlerine nisbat edijmelidlr. Ancak bu gün bu kıymetlerde mtmleketin muhtellf mıntakalannda birbirinden çok farklı, vergi lsa her taral için mtUavl olduğun dan vasati bir nisbet bolmak güçtiir. Yu • karıdakl rakamlar bir fiklr vermek İçin karşılaşUrünustır. Serbest mwlek erba bınm vergllerl nlsbeti de kazançlannın. muhtelif hatlerlnden alınan vergilerin vasatüeri bulunarak yaaümıştır. miştim. Maçka, Ncdim, Hicran, babam... Hepsini unuttum. Kafamın içinde sanki büyük bir yapur per vanesi döniiyor ve hafızamın içind^ ne varsa hepsini biribirine katarak uçuruyordu. Arada bir öyle sahne ler gözümün önüne geliyordu ki öfked'en boğulacak gibi oluyordum. Babam ve Sabahat bana korku ve endişe İçinde bakmağa başlamışlardı. Babam: Ne oldun hazret? dedi, göz lerin döndü, bir hoş oldun! Kansı nihayetsiı bir aevinç içinde: Ya... dedi, işte sizin sevkili Hicran'ınız bu! Hemen elimde ne varsa bıraktım, peşkiriml sandalyenin üstüne atarak ayağa kalktım: Gidiyorum ben! dedim. tkisi birden: Nereye? diye bağırdılar. «^ Bilmiyorum. Ne yapacağımı daha kararlaştırmadım. Pakat fu Edirne asfalt şosesi tstanbul'dan Edime'ye asiak y yapıhnası için tstanbul, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ valilerinin şehrimizde bir içtima aktedeceklerini yazmıştık. Bu içtimaın bayramdan sonra tstanbul'da akti kararlaşmıştır. tstanbul Vilâyeti yolun kendi hududu olan SiHvri'ye kadar lnsmmın inşasım esasen beş senelik programma ithal ederek münakasaya koymustur. Diğer vilâyetler hususî muhasebele rinin bütçeleri bu yolun mşasına müsait olmadığmdan hükumetten tahsisat is temek mecburiyethıde kahnacağı zan nediliyor. Mm. Konstansa Klrova, Karmen rolflndu Şehrimizde bulunan Bulgar mHlî o* perası primadonnan Mm. Koetansa Kirova, Filibe şehir tiyatrosu artiıtlerin den Mm. Ocakova ve Sofya mülî dram tiyatrosu artistlerinden M. Mihailof ve Bulgar artistler cemiyeti azasmdan M. Ocakof dün müzeleri ziyaret etmislerdir. Mm. Kostansa Kirova bir muharririmise demiştir ki: « Doet ve kardeş Türkiye'ye bir Türk meslektaşımızın 25 senelik san'at hayattnın tes'idi maksadile yapılan m«rasimde bOtün Bulgar artistleri namma bulunmak üzere geklSc. Benden bir kaÇ konser vermemi rica ettiUr. 6 nisan perşembe günü gecesi Dariilbedayi ti yatrosunda ve 9 nisan pazar günü de Aokara'da Halkevi salonunda birer konser vereceğim. Mm. Konstansa Kirova Carmen, V*f> ter, Chançon de Lile gibi en maruf op#ralann temail ve tagannisinde büyük muvaffakiyetler kazanmış bir artisttir. Fakat söyleyiniz. ^ Dur. Mesele orada değil, oğul. Mesele şu ki bu Hicran Hanım başk«J«rile çoktan mcreimeği fınna vermis. Sen nafile yanıp tutuşuyorsun. Sajıdalyemde kalkıp oturarak bağırdım: x B«skalari kim? Dinle... Hani bir Faik Paşanm oğlu var... Bildin mi? Adı ne bakayım ? Nedün. Tajoam. Bu oglan Maçka'da oturuyormuş. Kız da iki günd* bir onun apartımanına gidiyormuf. Hem de oğlan evde yalnız kaldıği «a manlar... Hatta hizmetçiyi de sa ~ vuyorlarmış! Kız kim? diye bagırdım. Hicran, oğlum, Hicran! Başka kız var mı ortada? bu Elinin körü!.. Pekisi mekisi Maliye MOsteşan gellyor Ankara 3 (Telefonla) Maliy* Müsteşan AK R I M Bey bu akşamki trenle tstanbul'a hareket ettL Ali Rıza Bey tstanbul'da dahilî istikraz işlerüe de meşgul olacaktır. Korveç setirf Ankara 3 ( A . A . ) Norveç sefiri M. Bentzon bu akşam mezunen memleketine gitmektedir. Kendisine burada buhmmadığı esnada sefaret kâtibi M. Hansen maslahatgüzar sıfatile vekâlet edeeektir. Ankara ana kueağtnda t*ni* korda Ankara 3 (A.A.) Hiroayeie* fal Cemiyeti bazı hayır sever zatla nn yardıtnı Keçiören'deki ana ku cağında bir tenis kordu yapmış ve bu kordu bugünden itibaren arzu «dea lerin istifadesine açmış. Korttan beher saat için oo bey Ira ruş alınacaktır. Arzu •deoler bir gün evvel taj* fonla Ana kucağına haber verdik leri takdjrde h«m kord kendjleri için bftZirlanacak v# hem de gene arzu edenlere ücret mukabUm4e yemek verecektir. Güzel bir yoHa Ankara'ya bağh buluoan Koçiören'de temis bir hava içtnde tenk oynamak istiyenler ayw zamanda yetün çoeuklara yardım etmiş olacaktır. de gelip gitmeğe basladı. Hicran'l» evlenecek filân diyorlardı. Sabahat bir kahkaha attı: GUleyim bari... Nedim onu almıyor ki... Hicran da, Kevser Ha ~ mm da alsın diye fink atıyorlar ama Nedim'de o göz var mı ? Hevesini almış o. Bir de Hicran gibi kan İU bclâya mı girecek? Bana söyledL Kim söyledi? . Nedim. ~ Ay siz Nedim'i tanıyor musur nuz? Tabiî!.. Sabahat manalı Mr kahkaha at tıktan sonra: Hem de çok! Diye ilâve ettL Nereden tanıyorsunuz? Nanise lâzun ? Tanıyorum işt«l Genç kansının bu manldar kahk«« hası babamın da içine kurt düşür • müştü. O da, benim gibi meraklı, b*r ğırdıj Nereden tanıyorsun? Söylese • ne... Ben de bilmiyorum. jay da bir elden idare edilecek Ankara 3 (Telefonla) Şeker va kahve gibi çayın da bir elden idaresl hususıma Heyeti Vekilece karar ve rilnrştir. Uludağda seyahat hazırlıfiı Buna 3 (Hususî) İstanbul d a | cılık, yüriiyücülük ve kıs sporlan kulübü m&teşebbislerhıin bayramm birincî günü yapacağı Uludag styahati için dağda tertibat almak üzere buraya gelen Bülent Beyle GalataMray fransızev muallimi M. Viyolog bu geee Uludaf a har«k«t «ttfler. Ali Hikmet Pş. Bursa'da Buna 3 (Hususî) Kolordu Ku mandanı Ali Hikmet Paja t«hrimize gebnistir. Kaymakamlıklarda dejişiklik yok Ankara 3 (Telefonla) Kaymakamlıklarda değişiklik yapılacağı şayialan hakkinda Dnhiliy* Vekft ' letinde resmî hiç bir malumat m*veut değildir. Yunan kabineıinin programı Atina 3 (Hususî) Hiikuroet mecliste okuyacagı programda, Plastraa hareketine hususî btf kuun tahsis etmiştir. Bu kuunda Venizelos hükumetinin Plastra» hareketinde aldıgl vaıiyet siddetli kelimelerle tenkit edilmektedir. Yunan bütcesinin açığı Atina 3 (Hususî) Nazırlar mec • Usinde Yunanistan'ın vazieti iktısadi • yesi tetkik edilmîftir. Hîtam bulan senenin bütçe açığı dört yü? «lli mflyon drahmidir. Gelecok seneki açığı ise 280 milyona kadar çıkacağı anlaşılmıştır. Belçıka kral ve kraliçesi Roma'da Roma 3 (A.A.) Filistin'e gitmekte olan Belçika Kral ve Kraliçesi Brendizi'den Roma'ya gelmişlerdir. andaki hissimi sorarsamz bal gibi bir katil olabüirim. Kapıya doğru yürüdum. Uvey valde beni önledi: Çocukluk «tmeyiniz, dedi. Geliniz. EHmden tutmuştu. Babam da a yağa kalkmış, bana dbğru geliyordu. Zorla beni sofraya otuettular. Babam bu vaziyeti fırsat bilerek naaihate kalktı: Kendini böyle kızlar için ne üzüyorsun? Koskoca tstanbul'da kız mı kalmadı evlât? Ben senden daha yeni kafalıyım be!.. Genç ol" saydım bir kıza gönül vermek enayiliğini yapar mıydım? Kız mı yok yahu!.. Pıtrak yemiş gibi sokaklara sapır sapır döküiüyor. H«le şen onu bir kaç gün görme, unutur, gider sin! Bu tavsiyeler kibrime dokunuyor, fazla olarak yarama tuz basıyordu. Nedim Faik'ın Hicran'la evlenmesi bikâyesini hatırhyarak mırıldandım: Tavekkeli değil... Oftlan Millİ Uhihamız : 25 Yazan: SERVER BEDt Hep Senin İçin! Sonra d«ı Allah aşkına, dedim, söyleyi nlz, beni çok merakta bıraktınız, söyl.yİBİf! Babam karısına baktıt Haydi, sen anlat, sen mçşçleyi daha iyi biliyorsun, Sabahat bu işe dünden hazırdı; nemen çatalı, kaşığı elinden birakarak dirseklerini maşaya dayadı, ellerîni kavuşturdu, başını da şöyle nisbet verir gibi sağa sola hususî bir eda İle salladıktan sonra: I Ne anlatayım? dedi, hulâsanın hulâsası, efendim, «izin Hicran Ha mm gebe imişl I Keşki bana bunu söyüyeçeği yer3e masanın üstünde ne kadar tabak, *wahi, bardak varsa kafama vur [aaydı!.. IjvkynT boğazımda Yutkunamıyordum. öknürdüm ve güç bel& yutabildhn. Kafamın bir buz parçası gibi soğudVığunu hissettim. Babam karısını payladı: Sus! dedi, öyle damdan düşer gibi söylenmeı. Baksana oğlamn beti benzi kül keslldi. Amma da patavatsız kadınsın ha!.. Sonra da bana yanm bardak su uzatarak: tç şunu da kendine gel, dedi, öyle değil mesele, ben anlatayım... M*tan«timi tophyarak dedim ki: Açık söyleyiniz, her şeyi bU mek isterim. O kadar telâş etme. Mesele bir kadın doktorunun asistanınm riva yetindoB. ibaret. Hem • şekilda ğil. Ban araz mevzuu bahis. Ben artık son derece sersemle