10 Ocak 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

10 Ocak 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

".umhmiyet ÎLMÎ MUSAHABE : iOKânunusani 1932' Türkistanj[n istikbali Bugon çorak olan Türkistan ufak bir himmetle dünyanın en bereketli memleketi olabilir Samıh Rifat Beyefendiye Pamir yayîaları, Ef ganistan, Hazer Te Aral denîzleri, Balkaş gölü ara larına tesadüf eden Türkistan'm çorak kısmı bugün çöller gibi hazin bir manzara almıstır. Fakat zahirî vaziyete bakıp ta bu yerleri Sahravikebir ve emsali çöller gibi daima akım kalmağa mebkum mıntakalardan zannetmemelidir. Yüzlerce asır evvel kurulmus muazzam ve müteakıp üç Türk mede niyetine mense olmuş bu mübarek topraklar hâlâ hayatî kudret ve kabilîyetîni muhafaza etmektedir. Şimdi insansız, hayvansız, nebat sız duran bu koca iklimin tenhalığma yeeane sebep susuzluktur. Sular tedricen çekildikçe biitün uzvTyat ta hayatın bu en mübrîıtı rSknünü takip etmiş. bu iklimden yavas yavaş uzaklaşmağa mecbur kalraıştır. Fakat toprak bu kuraklığa rağmen namT kudretini asla zayi etmemiş, iska edilmek çaresi bulunur bulunmaz cevher dolu bağrmdan tekrar hayat fışkırtmak, muazzam ati medeniyetl*rine yeni bastan sahne olmak kabiliyetini muhafaza etmiştir. Bundan evvelki (geologique) devirde Türkistan büyük bir umraan ile kaplı idi. Hâlâ mevcut olanfHazez), (Aral) denizleri bu kablettarih ummanın son parçalarıdır. ŞJddetli güneş hararetinin on binleree »enedenberi ayni nisbette tazmi^ edîlemîyen 3ularım eme eme çorak bîr ktyafete soktuğu bu mıntakada tesadÖf edilen tek tük insanlar daha şimalî isteplerde barınan Turani'lerle bir mlktar da beyaz tran cinsine men•up (Tradjiks) lerden ibarettir. En kadim medeniyetlerin menşei olan bu saha vüktile ne kadar sulak iâtfcc şimdî de o nisbette kurak*ır. Sulak zamanında san'atkâr bir halk kütlesile dolu olan bu memle ket dünyanın tenhalık rekorunu a • sıelardanberi muhafaza ediyor. Bu •( gün her murabba kilometresine ancak be» nüfus^isabet etmektedir. Pek münbit devirler geçirtntş olan Türkistan hali hazırda daçlık *i»va lisile bazı yayîaları müstesna olmak üzere tamamen çorak bir mahiyet • tedir. Uzviyatın iltica edebildiği yavla lann hududunu da güneşin şiddetli harareti gittikçe daraltmakta, bilâkis susuz sahayı tevsi etmektedir. Yağmur denilen hayat incilerini topla makla mükellef olan eski ormanla • rm mahvı bu güzel iklimi şu perisan hale düsürmüş. günesin muttasıl buhara kalbetttği suları tanzim ve tevzin eden rahmetten mahrum birak • mıştır. Şimdilik beyabana dönmüş bu yerler senede bir kere o da Pamir yaylalanndaki karlann eridiği mevsimde biraz su yüzü görebiliyor. Mübarek Türkistan'm iki cesim hayat damarı mesabesinde bulunan (Ümmü derya), (Seyrii derya) ne hirleri eski coşkunluklarını coktan zayi etmişler döküldükleri (Aral) denizine zorlukla vâsıl olabilecek bir ha! almışlardır. Karlann eridiği za • manlarda bile bu nehirler kum ve çamur yığıni haline girmekte, etrafa hayat kabiliyeti saçan kudretlerin • den tamamen mahrum bîr halde bulunmaktad'rlar. Suyua olmadığı yerler den hayatın da elini eteğini çekmesi nastl tabiat kanunlannın neticesi ise kurak bir haie düunüş ve fakat beniiz »am» men ölü bir hale girmemis mahallere her ne vasıta ile olursa olsun bir miktar su isale edüebildiğî takdirde. nekuklalar Rus perdesinden silinmiştir. Terbiye edilecek bir halkın üze rindeki bütün vasıtalar, gazete, ka • lem, kitap, hepsi ihtilâller tarafından kontrol edilir. San'atın serbestliği bir nazariyedir; hakikat geri bir halkın kurtuluş kavgasıdır. Bu halka san'at süs diye değil, ihtiyaç ve terbiyeci diye verilecektir. 192728 te Rusya'da 6074 sinema vardı; beş senelik program bu adedi 24,063 e çıkara • caktır. Ordu ve mektep sinemaları bu yekunda yoktur. Mektep için aynca 18,833 sinema yapılacaktır. Hepsi 60,000 olarak hesap olunabilir. Şehir sinemaları yüzde 54,4, amele kulüpleri sinemaları yüzde 133, tasra sinemaları yüzde 518,7 nisbe tmde artıyor. 5 senelik program 667 san'at filmi ve 701 doküman filmi yaptırmağı kararlaştırmıstır. 5 senelik programa göre iki köye bir gezer sinema, 8 köye bir sabit sinema düşecektir. Her kooperatifin ders odasından, analar ve çocuklar batattan başhyarak hayvanlann ve insanların o yerlerde tekrar Hireme lerî de ayni kanunlarm diğer bir neticesidir. tşte Nil vadisi goz önündedi*. Eğer Türkistan'daki nehir ve ırmaklann muhtelif set ve kanallar yardımı ile sularmdan bir habbenin bile beyhi'de denize dökülmesine mümanaat edilir, muhteviyatlan arazi üzerine yaydırılırsa, burada ikinci bir Mısır, hatta onun da yüz kat fevki^d» vâ»i bir âlem vücude getirilmiş olur. Eskiden corak olduklan halde an* cak bu nevi himmetlerle ihya edile bilmiı bir çok misaller gösterii^bilir. Amerika'nm dağlık yerleri, Belçika'nın (Meuse) ve (Escaut) nehirleri arasındaki istifade edilemiven yerler den kurtanUn (25,000) hektarlık arazi... Bunlardan başka tspanya, Italya, Cezayir. Tunus gibi memle ketlerde vaktile çorak olan yerler, suların ilmi usullerle idamesi yüzünden kurtanlabilmistir. Yalnız susuzluktan akimlesmiş mahaller bu mübarek cevheri bulunca uzvî ve tabiî servetler kendtterini göstermeğe ve bunlardan istifade edebüeceklerine kanaat gethmi? in san'arla dolmağa baslar. Muntazam bir surette sulamak sayesinde bazı çöllerin bile hayat eseri go*t<*rmefe başladıkları tecrübe Ue sabittir. Eğer TUrkistan bu gibi himmetlerin bir CÜZ'TIP.Ü förte derhal dünya nın en bereketli bir memleketi haline girer. Çünkü tnprakları fakir kum salhklardan ibaret değildir. (Hu • mus) ile ve her nevi uzvî mevat en* kazile dolu olan bu »ivah renkli ze min (geologique) teşekkülü itibarile nebatî ensicelerin hayatî gıdası hükmünde olan (acidphosphorique) ile (Potasse) ve <"chaux> emlâhını zi yade miktarda haizdir. Yenî baştan yüksek med<*nivetle rin mehdî olma£a liyakat kazanma'c için Türkiıtan bir işarete bakıyor ki o da bol sudan ibarettir. Zaten arzımızda en kadim zamanlardanberi yokıullukla bolluğu hep bu cevher idare etmiştir. Hakikaten bütün tabiî kudretlerm memSaı olan çünes suyun yardımı olmadıkça müfit bir mahiyet alamaz. Onun parlak kudretlerinin uzvîyata intikalini temin edici bir vasıtava ihtiyacı vardır. Arzımızda bu mühim vazifeyi sular ifa etmektedir. Susuz ne bh* dâne intas eder ve ne de bir fidan yasar. Nebatlar yapraklarmdaki suların tebahhuru sayesinde siddetli srcak lara mukavemet edebilir. Günesin nebata hizmeti ancak ensicesine miifit mahlülleri hârail suların nüfuzundan sonra baslar. Zaten nebatatm ( % 99) u hayva natm ise ( % 9095) i sudan iba rettir. Uzviyat yaşamak için nasıl suya muhtaç ise iklimler de zihayat kal • mak için gene bu mübarek cevhere muhtaçtır. Ormansız yağmur, yağmursuz, hayat olamaz, münbit yerlerin çoraklığa yüz tutması ormanların tahrî • binden sonra baslar. Bir gün elbette toprağı fevkalâde zengin Türkistan'ın iskası çaresi bulunacak, işte o zaman, kuvvetli bir refah ve saadet miknatisi gibi çalışkan insanları sinesine çekecek olan bu iklim, içinde henüz bocaiadığımız Garp medeniyeti yerine atide kaira olacak daha mütekâmil dünya medeniyetine sahne olmak Hyakatini gösterecektir. ABDÜLFEYYAZ TEVFİK köşesinden başka bir sinema ve bir radyosu bulunacaktır. Garip talih, eski zamandan kalma saray adamları şimdi, o devrin içini gösteren komünist filimlerinde rol almaktadırlar. Bunlar hakikî tiplerdîr. Bir muharrir anlatıyor: «Leningrad'ın bir stüdyosunda koylü ve araeleler arasmda kançmıs eşraf ve burjuva denebilecek bir kaç yüz gordüm. Biri kulağıma eğildi: Fransız mısınız? Buraya niçm geldiniz? Büyük boylu, astragan kalpaklı, uzun kürk giymiş, kır sakalı iyi ta • ranmış ve bakılmış, gururlu ve yüksek gülüşü var. Eski rejimin gülüfü... düm. Biri kulağıma iğildi: Ben Çar Hz. nin mabeyincisi i« dim; simdi burada calısıyorum. Ona bu eski gülüs, bu saray tavn bırakılmıstır ve o bununla ekmek yiyor. Çünkü bir filimde bir mabeyinci için en iyi tip, eski bir mabeyincinin ta kendisidir.» Bursa Kaplıcaları Mevsim yaklaşıyor, fakat hazırlık yok! Bursa, kânunusani (Hususî) Asrî Kaphcalar şirketinin Bursa'da yaotırdığı otel ve hamam binası biteli epevce zaman geçti. Fakat önümüzdeki banyo mevsiminde açılacağmı isittiğimiz bu otel ve hamam binasında henüz hazırlıklara baslan • madı. tlkbahar yaklaşıyor. Sirket meclisi idaresi oteli bir müstecire mî verecek, yoksa kendisi mi şletecek, belli değil... Pek modern ve bütün esbabı istirahati cami olarak yapıl • mış olan otel ve hamamın tefrişi kolay değildir. Sonra oteli yapmak kolay ve basit bir iş, onu işletmek güç bir ihtisas mes'elesidir. Bütün bu islerin bir kaç aya sığmıyacağı aşikârdrr. Binaenaleyh ben asrî kaplıca otelmin bu ilkbaharda açılmasına ihtimal vermiyorum. Uludağ otel ile asrî kaplıcalar oteli arasında daimî bir münasebet bulunacağına nazaran bu otelin nihayet hazirana kadar olsun açılması hem Bursa'nm hem de şirketin menfaati iktizasındandır. Belediyemizin himmetile bu sene Çekirğe yolu bastan aşağı yapıIdi.Gazi Hz. nin köşklerine kadar olan bulvarın yalnız bir tarafına parke dö • sendi. Diğer kısım sose halinde ya* pıldı. Hükumetimiz, Belediyeye bîr parça muavenet ederek bu bulvann yarısını da parke ile tefriş ettirirse Çekirge yolunun artık hiç bir noksanı kalmamıs olacaktır. Mademki Bursa; kaplıcalar yü • zünden her sene bir hayli para ve bir haylî de ziyaretçi kazanıyor. O halde bu işi de memleketin iktisadi taes'elelerinden biri seklinde mütalea etmek lâzım gelir. Bazılan diyorlar ki: € Asrî kaplıcalar oteli açılırsa Çekirge otellerinin ve Çekirge ha • mamlannın kazançlarına tesir icra eder.» Bu noktai nazarın gayrivarit ol • duğunu söylemek bile zaittir. Çünkü: Bu modern otelin müşterileri ayrı ve diğer otel ve hamamlann müsterileri ise büsbutün ayrıdır. Hiç bir taraf kendi kazancından bir fey kay • betmiyecekrir. * Motörsüz tayyareler Yelken uçuşlan çok mühim bir spor haline geldi, buna biz de başlamalıyız! Aero Klüb'ün küşadı münasebetile Son posta 3e gelen hava gazetlerinden fu haberleri nak lediyorum: FRANSA € Aveyron > kalübSnde yel~ ken faaliyeti yevmiye S0 a • çwtu bulmakta • tadtr. <Oranie* kulübünde axa . dan bir muhen» di* tarafından İAvia 10) yelken tamarestnfn vçvs etnasmda aimmis bir fotoğraft) itnal edilen tört&z tayyare kulübSn yelken oçofFransa'dan Madagaskar*!, Ame • lartna tahtit edilmiftir. rika'dan tstanbul'u, Ingiltere'den <Bac* ta 20 kânvmatani pazar gü Hindistan'ı kendilerine komşu kapısı nö havantn çok fena olmattna rağ • yapan milletler, makîne sanayiinin men *Bergeron* hulubünân azalan yarattığı pervaneli adam yerine kayirmiye yakın açof yapmışlardır. natlı adamı ikame etmek için bava İTALYA kahramanlanm yelken uçuslarile yanştırmakta, onları semalann hâkimiItalyan gençliğinin yetken oçoy • yetini ezelî sahiplerile paylasmağa lanna rağbetini arttırmak makaadile sevketmektedirler. Gorizia*da yeni bir mektep açılmıştır. Kuşlann asgarî kudretle azamî ALMANYYA uçuş kabilivetlerini tetkik ve taklit tCrtmeam yelken uçuşlan mek • suretile başlıyan ve motörsüz tayyatebine deoam eden 40 talebeden doreciklerle mümkün mertebe fazla uçkaztma C ehliyetnamen verilmistir. maktan ibaret olan yelken uçuşlan Bunlar arasında Luft Hansa'mn Flug hava âleminde terakki etmis mem • Kapitanlartndan iki pilot bulunmakleketlerin srençliği elinde çok geç • tadtr. meden adi bir spor haline gelmiştir. <Ro*3İtten> yelken uçuşlan mek • Gençliği havalara alıştıran bu soor onlara denizlerde gîden yelkenliler tebinde »ekiz aylık kurs ensamda 5000 aruf yapılmış, talebenin 264 üne gibi yalnız rüzgârın kudretinden istifade ederek uçmağı öğretanekte ve A ; 2SS ine B; 71 ine C ve 17 nne nuyüksekleri sevdirmektedir. kumet ehliyetnamen verilmiştir. <Wurtemberg* de yelken musa • Aero klüpler sayesinde çok ta • bakalan muvaffakiyetle hitam bul • ammüm eden bu hava SDorunun kamuştur. Dort gün deoam eden mü natlandırdığı bu genclîkten istikbal aabakalarda, meydanların karlt ol tayyarecili^inin büyük istifadeler temastna rağmen motörtüz elli tayyare min edeceği ve hava kuvvetlerinin ile 200 den fazla genç bine yakın oihtiyatım te^kil edecek bu ucucularçuş yapmışlardır. Son gün müaaba dan asgarî bir talim ve terbiye ile kalarda 5000 seyirci hazır bulun • havalar hâkimi pilotlar yetişeceği muştar. süphesizdir. Nitekim her fikrin tatAMERİKA bikat ameliyesinde azamî randmanı temin hususunda teferrüt eden A*Pilot William Cocke> Honololo'da merika'lılar bu spor sayesinde bir 19 kânunutanide motörsüz bir tayyare ile 27 saat 36 dakika havada ka miFyon pilot yetistirmeği düsünmeklarak meşhur Alman pilotu Schttlz'un tedirler. Yelken uçuşlarmın en çok rağbet kazandığı Almanya'da ise ek1927 deürf 14 saatlik rekorunu kır • seri pilotlar evvelâ yelken mektep • mısttr. lerinde uçuşa hazırlanmakta ve on*•* dan sonra kendilerine motör kudreHavacıhğa ait bir çok haberler atine güvenmek hakkı verilmektedir. rasından gelisi güzel alınan bu kısa Yarun asra karip bir zamandanhavadisler garp memleketlerinde yelberi yalnız rüzgârlann kudretinden ken uçuşlarının ne kadar taammüm îstifade ederek uçmağı düsünen ve ettiğini ve bu uçuşlara ne kadar e bu gaye uğrunda gençlerini seferber hemmiyet verildiğini sarih bir su eden milletlerin sırasmda bir mevkiî rette göstermektedir. olması lâzım gelen Türk'ün de yel tstikbal havacılığını kuşlann uçuken uçuşlanna ehemmiyet vereceği funu taklitte gören hava âlünleri yirzaman hulul etmiştir. minci asır havacısını bir kuşa değil, Memlekette aero klüplerle teesfakat basından cerredile ve ancak elsüs edecek olan bu yeni spora Türk lerile ayaklarım oynatabilen tayyar bir adama benzetmektedir. Filhakika gencinin hatta lüzumundan fazla hava dahilindeki mahdut hareketleri ehemmiyet vereceğinden şüphe edilemez. büyük kudretler sarfını icap ettiren hali hazır tayyareleri bir kanat çırpŞehrhnîzde teessüs eden îlk Aero masma bile lüzum hissetmeden saatklübümüzün Türk gencîne hava lerce havalarda tutunabilen atmaca, sporunda iyi bir rehber olacağı 'e akbaba, deniz kartalı gibi hakikî haona en kısa bir zamanda Türk ha va hâkimlerine nazaran pek zavallı valannı öğreteceği muhakkaktır. kalmaktadırlar. NECİP DÜRRÜ Bir Dızdızcı Hapse ve naktî cezaya mahkum oldu İkinci ceza mahkemesi dün Agop istninde bir adamı üç ay hapse, elli lira para cezasına mahkum etmiatir. Agıp «dızdızcılık» denilen ve saf bazı adamlan soymak için kullanılan usulün yeni bir şeklini icat etmiş ve Hasan Fehmi Ef. isminde bir şahsm bu suretle 1300 lirasını dolandır mıstır. Agop, bir iki okka kadar çhnento alarak bunlan müteaddit cesamet lere taksim, her parçanın içine birer altın lira, gümüş mecidiye, çeyrek sıkıştirmıştır. Agop, bundan sonra Hasan Fehmi Ef. ye müracaat ederek bir maden bulduğunu, bu madenin altın ve gümüs ile kanşık olduğunu soylemiştir, Çimentodan hnal edilen maden • ler, Hasan Fehmi Ef. nin gözü önünde kınlmıs, içinden altm ve gümüş paralar zuhur etmiştir. Hasan Fehmi Ef., yağlı bir kuyruk yakaladığım zannederek Agob'un elinde bulunan içi basılmış para ile dolu çimento parçalannı 1300 tiraya satın almış, fakat bii&hare kendisine oynanan oyunu anlıyarak mahkemeye koşmuştur. Şikago sergisi ve maariff Yekflleti Ankara 9 (Telefonla) MnariF Vekâleti bu sene Şikago şehrinin 100 üncS devri senevit tesisi münasebetile açüacak serğive işbVak için tetkfkat yapmaktadır. Bu sergide tütün, incir ve üxüm'erimizi teshir etmenin kabfl o • lacagı anlasdmaktadır. Varşova sefirimizin zîyaretleri Varşova 9 (A.A.) Türkiye Büyük Elçisi Cevat Bey, Basvekil M. Prvstor'u ziyaret etmiştir. Romanya'da gömüs para Bükreş 9 (A.A.) Fransa ve tn gîltere darphaneTeri, Romanya hnku • meb* tarafından ikinci Carol'un tasvt • rini havi 1,800,000,000 leylik gumfis para basmağa memur ebnişbr. Bu paralar, prens Michel'in tasvirini havi bulunan 100 ve 20 leylik kâğıt paralann yerine kaîm olacakbr. Şehir stadyomu Bir ecnebî grupu Beledîyeye mSra • caat ederek tstanbul'da yapılacak stadyomun insasına talip olmuş, Avrupa'da ve bühassa İtalya'da on beş kadar stadyom yaptığun soyliyerek bu bapta bazı projeler vermişbV. Belediyece bu projeler üzerinde tetkikat yapılmaktadır. Kil's gazetesi kapatıldı Sahibinin gazete çıkarmak için kanuni sartlan haiz olmadığı anlaşılması üzerine (Kilis) gazetesi hükumetçe kapa • blmıstır. Balıkesir'de Erkek oğiu Mebmet aga ismhıde biri yeni yaptırdığı evde mev • I6t okutmak îstemiş, akrabasmı, konu komşusunn davet etmiştir. Ust kattaki bir odayı kapı ağzma kadar dolduran davetli kadmlar hep bîr ağızdan tovbe ve istigfar getirirlerken bîr kaç sisman davetlinîn bulunduğu taraftaki odanın kirisleri çahrdıyarak kınlmıs ve odanın dösemeleri çokmüstür. Çöken odanm alhndaki odanm bir kısmında saman, diğer kısmmda da bir inek bulunuyormuş. Bu kırk elli davetli kadmdan kimi samanların iistüne, kunisi de ineğm bulunduğu tarafa düsmüslerdir. Bun • dan sonra da çöken odada bulunan bir konsol büyük bîr gürültS ile aşağıya yuvarlanmıshr. Kadınlar bu esnada müthiş bir çığlık koparmışlardır. Dusen kadmlardan bazılan sokağa can atmıı lar, etraftan yetişen komşular da ka • zazedeleri kurtarrrnşlardır. Kadınlardan bes albsı hafifçe yaralanımştır. Balıkesir'de bir kaza Karaköypalas'ta bir yangın başlanğıci Karakoypalas'm asansörlerindeki elektrik tesisabnda dün bir kontak vuku bulmuş ve yangın çıkmıştır. Yangın, sirayetine meydan verilme* den sondürülmüştür. Hariciye Vekilimiz dün hareket etti ( Birincl sahifeden mabait ) hakkmda hükumete izahat ver dikten sonra derhal Tahdidi Teslihat konferansında bulunmak üzere Cenevre'ye hareket ede cektir. Cenevre'ye gidecek murahhaslarımız Ankara 9 Cenevre'de topTanacak tahdidi tes'ihat konferansma Hariciye Vekili Tevfik Rüstü Beyle birîikte Ri • yaseb'cumhur kâtibi umumisi Tevfik Beyin de murahhas olarak gitmesi ka • rarlasbnlmısbr. Afyonda köy yardım sandığı Şimdi Tekirdağı Valisi bulunan Fahrettin Beyin Afyon Valfliği zamanında zürraa yapbrılan zer'iyat nefa'cesinde elde edilen mahsulün sabşı ile teşkfl o • lunan köy yardım sandığı bu sene Af yon Karahisar'ı çiftçflerine 20,000 lira ikraz etmiştir. Adana'da bir hırsızlık Adana Elektrik Şirketi muhasebe dairesinin kasası kmlmış, mühim bazı evrak çalırmıshr. Urfe'da grip var Urfa'da havalann son günlerdeki kararsızlığı yüzünden grip hastalığı salguı şeklini almışbr. izmir'de evlenmeler artıyor tzmir'den verilen malumata göre bütün memleket iktisadî buhrandan mü teessir olduğu bir sırada azalması bekIenen izdivaçlarm günden güne artfagı görülmektedir. 929 senesi içinde tzmir'de 154 çift evlenmiş, 930 da bu rakam (1061) e çıkmıs, 1931 de (1333) ü buîmustur. tzmir evlendirme dairesı müdürü Hakkı B. bu rakam fazlalığını tasarrufun evlenmekle kabü olduğu hakkmda beslenen umumî kanaate atfetmektedir. Hariciye Vekilimizle, Abbas Hihni P«. Hz. arasındaki mülâ • kat bir saat kadar sürmüştür. Tevfik Rüstü B. Perapalas o • telinden çıktıktan sonra doğru vapura gebniş ve burada teşyie gelen zevat tarafından karsılan mıstır. Hariciye Vekilimizi selâmet • Iemeğe gelen zevat arasında bazı meb'uslarla Amerikan, İran, Japon, Bulgar ve Mısır sefirleri, Rus konsolosu, Fransız sefareti müstesarı, Vali Mubittin, Mübadele Basmurahhasımız Şevki, Dayinler Vekili Zekâi, Seyrisefain umumî müdürü Sadullah Beyler de bulunmuslardır. Tevfik Rüstü B., vapura girer ken bir polis müfrezesi tarafm • dan selâmlanmıştır. Vekil B., vapurda kendisini karşılamağa gelen zevatla ayn ayrı vedalaşmış, iyi seyahat ve muvaffakiyet te mennilertne tesekkürlerle mukabelede bulunmustur. Hariciye Vekilimiz Tahran'dan Hariciye Vekilimize, Tahran Se tayyare ile Bağdat'a geçecek, bufirimiz Hüsrev Beyle, Hariciye rada da iki gün kalarak Kral Fayüçüncü daire müdürü Vasfi, Misal Hz. ne tazimatını arzedecek, ralay Şükrü ÂIi ve kâtip olarak ta bunu müteakıp Halep tarikile ve sabık Kirmansah konsolosu Id • trenle Ankara'ya dönecektir. ris Çora B. refakat etmektedir • Tevfik Rüstü B. Ankara'da, ler. Tahran ve Bağdat seyahatleri İş Bankası Umumî Müdürü Celâl B. de vapura saat dörtte gelmiştir. Celâl Beye İş Bankası müfettişlerinden Osman Nuri B. reAtina sefirimizin temaslart fakat etmektedir. Atina 8 Türkiye Sefiri Enis Bey Celâl B., İş Bankasınm hariçte dün Yunan Hariciye nazırmı ziyaret etşubeler açacağım, bu meyanda mis, terki teslihat ve tamirat konferanslran'da da bir şube açmağı düşün larmda Yunanistan'm takip edeceği hatdüğü hakkmda sorulan suale ceta hareket hakkmda izahat i vap vererek demiştir ki: Yunan Hariciye Nazm Enis Beye lâzım gelen izahab vermiştir. « Filhakika böyle bir tasavİyi malumat alan mehafil Cenevre vurumuz vardır. İran'a hususî sumuzakerabnda Türkiye fle Yunanistan'm rette gidiyorum. Orada bazı tettesriki mesaisini muhtemel görmekte • kikatta bulunacağız.» dirler. Hariciye Vekilimizle rüfekası Hariciye Vekili eski yazdarla buradan Batum'a gidecekler, o • yazılmts yazılara cevap veriyor radan Hazer denizini geçerek tstanbul 9 (A.A.) öğrendtği Pehlevi limamndan otomobillerle mize göre Hariciye Vekili Dr. Tevfik Tahran'a gideceklerdir. Heyeti Rüstü Beyefendi tstanbul'da ikamet • miz Tahran'da dört gün kalacak, leri esnasında bir çok zevattan mek • bu esnada İran'la muallâk olan tuplar almıs ve cevaplannı tahrirî veya işler, ezcümle hudut mes'elesi mü şifahî olarak vermiştir. Bu meyanda zakere edilecektir. Hariciye Ve cuz'î bir kısmı cevap sız kalmıssa da bokilimiz Tahran'da bulunduğu sı nun sebebi eski harflerle yanlmif olmarada Şah Hz. ne takdim edilecek larmdan ibarettir. tir. Acentalık aranıyor Zeki ve faal insanlar her yerde kolay bir surette kendilerine büyük bir kâr temin edebilirler. Fransızca ve ltalyanca muhabere edilmelidir. Elfer. Trieste (Italie). VII, C«.ella.

Bu sayıdan diğer sayfalar: